• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM: BİNGENLİ HİLDEGARD’IN HAYATI ve YAŞADIĞI DÖNEMİN

2.3. Hildegard’ın Hayatı, Vizyonları ve Eserleri

2.3.2. Manastır Hayatı

2.3.2.2. Aziz Rupert Manastırı

Aziz Disibod manastırının son dönemlerinde yaşadığı olumsuzluklarla taşınma süreci yavaşlamış olsa da Hildegard nihayetinde, 1150 yılında 18 rahibe ile yeni manastıra doğru hareket etmiştir.699 Yeni manastırın arazisinin temin edilmesinde Hildegard’ın manastıra taşındığı sırada yanında olan ve sonraki dönemlerde de yakın arkadaşı olacak olan

695 Mektup 5, Baird, The Personal Correspondence of Hildegard of Bingen , 29. 696 Mektup 5, Baird, The Personal Correspondence of Hildegard of Bingen , 29. 697 Mektup 6, Baird, The Personal Correspondence of Hildegard of Bingen , 30. 698 Mektup 4, Baird, The Personal Correspondence of Hildegard of Bingen , 24. 699 Newman, Sister of Wisdom, 9.

142

Richardis’in ailesi etkili olmuştur.700 Soylu ve maddi olarak güçlü bir aileye sahip olan Richardis’in annesi Margravine’nin manastırın arazisi ve gerekli masraflar konusunda onlara yardımcı olduğu bilinmektedir. Ayrıca imparator Friedrich Barborossa’nın üvey kardeşi Pfalz Kontu Konrad ve Kral III. Konrad’ın kız kardeşi Stahleckli Bertha gibi imtiyazlı kişiler de bu süreçte Hildegard’a destek vermişlerdir.701 Başpiskopun ve rahiplerin olmadığı kadınlara ait olan bu manastırda Hildegard manastırın mimarisi olmak üzere her şeyiyle ilgilenmeye başlamıştır.702 Hildegard’ın inşa ettirdiği bina her kenarında koridorlar ve bir nefe703 sahiptir. Aziz Rupert manastırının diğer manastırlarda bulunan transept704 bir yapıya sahip olmadığı, merkez nefin 30x7 mt; koridorların ise 4.35 mt genişliğe sahip olduğu bir iç mimarisi olduğu aktarılır.705 Rahibeler korosunun nefin merkezinde yer aldığı manastırda ayrıca Aziz Rupert, Bertha ve Wigberte gibi azizlere ait kalıntıların bulunduğu bir ölü mahzeni de vardır.706 Bunun dışında manastırda rahibeler için odalar, okuma salonları, mezarlık, misafir salonu, bahçe ve çalışma salonları da mevcuttur (Ek-3).707 Manastırın ilk iki yıllık sürecinde gerekli mimari değişiklikler yapılmış ve manastırın erzak ve barınma ihtiyaçları giderilmiştir. Nihayetinde Aziz Rupert manastırı 1 Mayıs 1152 yılında Mainz başpiskoposu Heinrich ile ilk ayinini yapmış ve Hildegard için yeni bir dönem başlamıştır.708 Bu dönem Hildegard’ın “Bingenli Hildegard” olarak tanınmasını sağlayan bir zaman dilimidir. Çünkü Hildegard’ın kurduğu Aziz Rupert manastırı, Nahe ve Ren nehirlerinin birleştiği bu “Bingen” adlı bölgede yer almaktadır.709

700 Flanagan, Secret of God-Writings of Hildegard of Bingen-, 160. 701 Akın, Orta Çağdan Bilge Bir Kadın Bingenli Azize Hildegard , 97. 702 Feiss, "Introduction", 13.

703 Kilise mimarisinde birbirlerinden sütun ya da paye dizileriyle ayrılan uzunlamasına mekanlara verilen ad.

704 Haç şeklinde kollar anlamına gelen ve manastırın iç dizaynında kullanılan yapıya verilen addır. 705 Feiss, "Introduction", 14.

706 Feiss, "Introduction", 14. 707 Feiss, "Introduction", 15.

708 Akın, Orta Çağdan Bilge Bir Kadın Bingenli Azize Hildegard , 99.

143

Yeni bir manastırın sıkıntıları ile yüzleşen Hildegard bir taraftan manastırdaki kadınların eğitimi ile ilgilenirken diğer taraftan manastırın Kilise otoritelerince tanınması için çalışmıştır. Aziz Rupert vitasında Hildegard, yeni taşındıkları ve henüz resmen onaylanmamış manastırlarının resmî anlamda kabul görmesi ve tanınması adına eserlerini yazdığını belirtmiştir.710 Bu açıdan yazdığı eserlerin bir amacı da manastırın otorite kazanmasına yöneliktir. Vizyonları ve yazdığı eserleri birçok kişi tarafından duyulan Hildegard’ın adı giderek yayılmıştır. 1150 yılının ortalarında artık ünü imparator Friedrich Barbarossa’ya kadar uzanan Hildegard, imparatorun Ingelheim’de bulunan sarayına davet edilmiştir.711 Ancak mektuplardan bu davete icabet edip etmediği belli değildir.

Diğer taraftan bu süreçte eski manastır rahipleri Hildegard ile iletişime geçmişlerdir. Aziz Disibod başrahibi Adelbert, 1150-1155 yılları arasında bir zamanda yazdığı mektupta kaybettikleri bu kutsal kadına karşı karmaşık duygular içeren bir mektup yazmıştır.712

Adelbert, bir taraftan bu ayrılışı Tanrı’nın bir iradesi olarak görmekte, hikmetini anlayamasalar da bu emre uyduklarını belirtmektedir. Ancak diğer taraftan Hildegard’ın çocukluğundan beri onların yanında yetiştiğini ve eğitim aldığını hatırlatması bu ayrılışın henüz kabullenilmediğini göstermektedir. Adelbert’in bu mektubunda Hildegard’ın vizyonları ile elde ettiği şöhretin ve etrafındaki kalabalığın kendi manastırlarında olması gerektiği; zira onu yetiştirmekle bu saygıyı hak ettikleri düşüncesi vardır. Hildegard ise eski manastır idaresine yazdığı mektupta serzenişlerini dile getirmiştir. O, 1155 yazdığı mektupta bazı rahiplerin kendisine bir canavar gibi muamele yaptıklarını, âdeta onu parçalamak için diş bilediklerini, Tanrı’nın isteğiyle oradan ayrılmasaydı, çok daha erken ölebileceğini söylemektedir.713 Yazdığı mektupta eski manastır idarecilerini şu şekilde tanımlar:

“Bazen bir ayı gibi homurdanan, bazen bir eşek gibi sorumluluklarına sadık olmayansın. Artık tembellik içindesin. Hatta bazı meselelerde tamamen faydasızsın. Bazen kuş gibisin

710 Feiss, "Introduction", 17.

711 Mektup 43, Baird, The Personal Correspondence of Hildegard of Bingen , 77. 712 Mektup 7, Baird, The Personal Correspondence of Hildegard of Bingen , 30-31. 713 Mektup 6, Baird, The Personal Correspondence of Hildegard of Bingen, 30.

144

yani ne yüksekte uçuyorsun ne de dünyayı kucaklayacak kadar yakınsın. Kusursuz değilsin üstelik kendine zarar değmesini de istemezsin.”714

Aziz Disibod manastırına yazdığı bu mektup, ayrılıktan on beş yıl geçmesine rağmen Hildegard’ın rahiplere olan kızgınlığını göstermektedir. Daha sonraki süreçte yazılan mektuplarda ise iki manastır arasındaki buzların eridiği görülmektedir. Aziz Disibod’un yeni başrahibi olan Helengerus, Hildegard’a daha ılımlı ve uzlaşı taraftarı bir mektup yazmıştır. İki manastır arasındaki ayrılıkları çözmek isteyen Helengerus, Hildegard’ın vizyonları ile Tanrı tarafından onurlandırıldığını söyleyerek geçmişten gelen düşmanlıkların artık nihayete ermesi gerektiğini zira her iki manastırın da aynı amaca hizmet ettiğini söylemektedir.715 Helengerus’un önceki başrahip Adalbert’ten farklı düşünmesinde artık Hildegard’ın ruhaniyetinin herkes tarafından kabul edilmesi de etkilidir. Zira kendi manastırına geçen, vizyonları kabul edilen bir azizeye karşı gelmenin veya ona öfke duymanın bir faydası görülmemektedir. Bu durumu anlayan Helengerus, Hildegard’ın eski manastırı olması hasebiyle kendilerine dua etmesini ve manastır işlerinde kendilerine maddi ve manevi destek olmasını istemektedir.716

Aslında Hildegard’ın, son dönemlerinde yaşadığı olumsuzluklara rağmen Aziz Disibod manastırının kurucusuna duyduğu saygıda bir eksilme olmamıştır. Aziz Rupert manastırı adına bestelediği ilahi, bu manastırın Hildegard’ın dünyasındaki yerini göstermesi bakımında dikkat çekicidir. Bu ilahide, Hildegard, Aziz Rupert manastırını kast ederek “Burada Ey Kudüs, kralın erguvan rengiyle süslenmiş altın şehir, asla gölgesi olmayan ışığın Rabbinin binası. Sen şafağın göz alan ışığı, güneşteki sıcaklıksın” ifadelerini kullanmıştır.717 Aziz Rupert manastırı için “Tanrı’nın dostu”, “yanan çalının ateşi”, “cennet şehirlerinin süsü” diyen Hildegard, manastırın kurucusu Rupert için de onun erdemlerini anlatan kısa bir ilahi (antiphon) bestelemiştir.718 Dolayısıyla Hildegard’ın

714 Mektup 8, Baird, The Personal Correspondence of Hildegard of Bingen , 32. 715 Mektup 9, Baird, The Personal Correspondence of Hildegard of Bingen , 33-35. 716 Mektup 9, Baird, The Personal Correspondence of Hildegard of Bingen , 33-35.

717 Hildegard, Two Hagiographies: Vita Sancti Rupperti Confessoris and Vita Sancti Dysibodi Episcopi , 79.

145

Aziz Disibod manastırı kurucusu ile mevcut idarecileri arasında bir ayrım yaptığı görülmektedir.

Yeni bir manastıra taşınan, vizyonlarını Papa’ya onaylattıran, rahibeler, piskoposlar ve imparatora kadar otoritesini kabul ettiren Hildegard için Aziz Rupert manastırı yeni bir dönüm noktası olmuştur. Hildegard, bir süre sonra Aziz Rupert manastırının karşısında yer alan Eibingen manastırını da satın alarak tamir ettirmiş ve faaliyete geçirmiştir. Burası 1148 Augustinusçu rahipler tarafından kurulan ama 1165’de Friedrich Barborossa’nın askerleri tarafından yıkılan bir manastırdır.719 Bu manastırı soylu ailelerden gelmeyen kadınlar için tahsis eden Hildegard haftada bir kez burayı ziyaret etmiştir.720 Eibingen manastırı günümüze kadar gelmiş, Rupertsberg manastırı ise otuz yıl savaşları sırasında yıkılmıştır.721