• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM: MİSTİSİZMİN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ ve HIRİSTİYAN

1.3. Hıristiyan Mistisizminin Şekillenmesi

1.3.1. Hıristiyan Mistik Geleneğinde İsa

Hıristiyan mistisizminin meşruiyeti açısından Kitab-ı Mukaddes kadar önemli olan diğer bir faktör İsa’dır. Bu açıdan Hıristiyan geleneğindeki mistisizmin köklerini, İsa’nın kendi yaşamında aramak gerekmektedir.181 Bu doğrultuda John W. Buckham gibi araştırmacılar, İsa’nın kendisinde mistik unsurların varlığı tespit edilmedikçe, Hıristiyanlığı mistik bir din olarak adlandırmanın doğru olmayacağını savunmuştur. Zira mistisizmin Hıristiyanlığa dışardan gelen yapancı bir unsur olması halinde İsa’nın takipçileri için bir anlam ifade etmeyeceği ileri sürülmüştür. 182 Bu Hıristiyan mistisizminin meşruiyeti açısından da bir zafiyet meydana getireceği için İsa’nın bir mistik lider olduğu üzerinde durulduğu söylenebilir.

İsa’nın doğumu, yaşamı ve insanların günahları için kendini feda eden ‘Tanrı oğlu’ imajı Hıristiyan mistisizminde öne çıkmaktadır. Yine Yeni Ahit’de fâni insanı sonsuz bir hayata kavuşturmak için İsa’nın kendisini feda ettiği, Mesih’in dünyadan ayrılıp ruhunun gerçek uluhiyete kavuştuğu gibi mistik ifadelere rastlanmaktadır. Dolayısıyla Hıristiyan mistisizmin merkezinde bizzat İsa’nın hayatı ve öğretileri yer almaktadır. Bu durum birçok mistik tarafından İsa’nın mistik bir lider olarak algılanmasına sebep olmuştur. Bu doğrultuda Hıristiyan mistiğin, dünyanın acı ve ıstıraplarını bir kenara bırakarak, uzaklaştığı Tanrı’ya İsa vasıtasıyla kavuşacağı vurgulanmaya çalışılmaktadır.

Mistik geleneklerde oldukça öne çıkan bir tema olan aşk kavramı, İsa’nın bir mistik olduğuna delil olarak ileri sürülmüştür. Buna göre “Tanrı’nın zatına duyulan aşk” mistik düşüncesinin karakteristik bir yansımasıdır ve bu aşk İsa’yı seçkin kılmaktadır.183 Çünkü İsa için aşk; kendini kurban ettiği hayatın motive edici kaynağıdır ve Tanrı buyruklarının en üstünüdür. İsa’nın çölde, dağda ve öğrencilerinin bahçesinde saatlerce yalnız kalarak Tanrı ile birliğin peşinde olması bu ilahi aşkın bir göstergesi olarak kabul edilmiştir.184

Bu aşka dayalı mistik bağ, İsa’nın hayatını yorumlama biçimine de etki etmiştir. Mistikler, İsa’nın Yahudilerin şeriatı işlevsiz hale getirmelerine kızarak, insanlar arasında

181 Paul Oliver, Mysticism: A Guide for the Perplexed (New York: Continuum, 2009), 79.

182 John W. Buckham, “İsa ve Pavlus’un Mistisizmi”, Karadeniz Tek nik Üniversitesi İlahiyat Fak ültesi

Dergisi, trc. Halil Temiztürk, 3/1 (2017): 177.

183 Buckham, “İsa ve Pavlus’un Mistisizmi”, 179. 184 Buckham, a.g.m., 177.

50

sevgiyi, ilahi aşkı ve Kutsal Ruh'un kalıcı olmasını sağlamaya çalıştığını belirtmişlerdir.185 Ayrıca onlar İsa’nın insanları çok sevdiği için onları kurtarmak adına çarmıha gerildiğini, ölümü yenerek insanları bedenin sınırlı dünyasından sonsuza ulaştırdığını düşünmektedir.186

İnciller her yerde bulunan içkin bir Tanrı varlığından bahsetmiş ve bunu da İsa'da kişileştirmiştir.187 İnciller, İsa’yı Tanrı’nın ve Kutsal Ruh'un ruhu ile dolu olan bir kişi olarak sunarlar. Hıristiyan mistikler İsa’nın suyun içinde yürümesini, Tanrı'nın ruhunun göklerden inmesini, çeşitli hastalıkları tedavi etmesini, toplumdan dışlanan kişilerle temasını, felçlileri, körleri, kanamalı hastaları ve ölümcül hastalığa yakalananları iyileştirmesi ve ölüleri diriltmesini mistik bir liderin belirtileri olarak kabul etmişlerdir.188

Hıristiyan mistisizm tarihinde, mistiklerin bu şifacı karakteri ve toplumdan dışlanan insanlarla teması düşünüldüğünde, mistiklerin örnek aldığı bir İsa karakteri karşımıza çıkmaktadır. Bu açıdan İsa, mistikler için bir prototiptir. Buckham, İsa’nın mistik bir ilk örnek olarak algılanma gerekçesini şu sözlerle özetlemiştir:

“İsa, başka kimsenin yapmadığı şekilde mistisizm ve etiği, ahlak ile dini birleştirmiştir. Onun mistisizminde kendinden geçmiş bir hâl (ekstazi) yoktur. “Yılanlar kadar bilge, güvercin kadar zararsız olun” cümlesi tek başına onun olağanüstü zihni yapısını göstermesi açısından yeterlidir. İşte bu cümle mesel, paradoks, etik, rasyonalite ve mistisizm ile sağduyu, üstün duygu, dirayet, feraset ve hayır yapma ile kaynaşmış bir yoğunlaşmayı göstermektedir. O, bütün insanları kendisine çeken, bu yönüyle bir mistikten daha fazla mistikti.”189

Mistiklerin vizyonları ve gelecekten haber verme noktasında kendilerini özdeşleştirdikleri bir İsa vardır. İsa’nın kendi ölümünü bilmesi, Petrus’un inkârı ve

185 Fanning, Mystics of the Christian Tradition, 16.

186 Kingsland, An Anthology of Mysticism and Mystical Philosophy, 42. Hz. İsa’nın bu yönü sûfiler için de önem arz etmektedir. Onlar Hz. İsa’nın hem düşünce olarak hem de amel noktasında sûfilerin önderi olarak kabul edilmektedir. Sûfi şiirlerinde de Hz. İsa’nın öne çıktığı bilinir. Bk. Annemarie Schimmel, İslam’ın

Mistik Boyutları, trc. Ergun Kocabıyık (İstanbul: Kabalcı Yayınevi, 2001), 53.

187 Parrinder, Mysticism in the World Religions, 142. 188 Fanning, Mystics of the Christian Tradition, 15. 189 Buckham, “İsa ve Pavlus’un Mistisizmi”, 179.

51

Yahuda İskaryot’un ihaneti gibi olayları önceden sezmesi ve gelişmiş bir irfanî bilgiye sahip olması birçok mistiğin kendisini İsa gibi görmesine sebep olmuştur.190 Bu açıdan Hildegard gibi birçok mistik kendi döneminde gelecekten haber verdiği için kâhin gibi kabul görmüştür. Böylece mistikler kendi hayatlarına İsa’nın hayatı merkezinde meşruiyet kazandırmak istemişlerdir.

Ancak İsa’nın mistik bir lider olarak görülmesine dair eleştiriler de ileri sürülmüştür. Bazı araştırmacılar, İncillerdeki İsa’nın kullanmış olduğu ifadelerin tam anlamıyla bir mistik bilinç içermeyeceğini ve bunların birer yorumdan öteye geçmediğini belirtmişlerdir. Örneğin Walter Stace, kendi kullanmış olduğu mistik bilinç tanımlamasına göre İsa’nın bir mistik olamayacağını, İncillerin bu açıdan okunmasının imkânsız olduğunu belirtmiştir.191 Bu açıdan Yuhanna İncili’inde geçen “Ben ve Baba biriz” ifadelerinin tarihsel İsa tarafından söylenmediğini hatta İncil yazarının bunu söylemesinin bile İsa’yı bir mistik olarak kabul etmek için yetersiz olduğunu söylemiştir.192 Bu ifadelerin benzerlerinin Upanişadlar, Plotinus, Eckhart ya da Azize Terasa’da da görüldüğünü, bu yüzden de bunların tek başlarına mistisizm içermediğini, o yüzden ne İsa’nın ne de İncil yazarlarının mistik sayılamayacağını belirtmiştir.193 Walter Stace, Pavlus’un mistik içerikli ifadeleri olsa bile onu da mistik bir lider olarak görmenin zor olduğunu söyler. Ayrıcca Stace, Hıristiyan mistisizmi alanında söz sahibi olan ve Pavlus ile dört İncil yazarının ilk mistiklerden olduğunu söyleyen Evelyn Underhill’in birtakım Hıristiyan önyargılara sahip olduğunu ifade etmiştir.194

Walter Stace’in bu ifadelerine rağmen, genel kanaat İsa ve Pavlus’da kısmen başlayan mistik Hıristiyanlık nüvelerinin zamanla Hıristiyanlığı çevrelediğidir. Mistik unsurlar, Hıristiyanlığın doğuşu ile onun merkezinde yer almaya başlamıştır. Aslında bu bir yönüyle Hıristiyanlığın kendi yapısı gereği elzem bir hâl almıştır. Zira Hıristiyanlık ortaya çıktığı andan itibaren Yahudilikten kendini ayırt etme yoluna gitmiş, şeriat ve normlarla çevrelenmiş bir dinden ziyade manevi olgunlaşma, ahlak gibi konulara vurgu

190 Fanning, Mystics of the Christian Tradition, 15. 191 Stace, The Teaching of the Mystics, 124. 192 Stace, The Teaching of the Mystics, 125. 193 Stace, The Teaching of the Mystics, 125. 194 Stace, The Teaching of the Mystics, 126.

52

yaparak kendini daha soyut boyuta çekmiştir. Hıristiyanlığı başlangıçtan itibaren batîni bir özelliğe sahip olarak gören Rene Guenon bu durumu, İslam geleneğinin ilk dönem Hıristiyanlığı bir tarikat olarak görmesi ile açıklar. Ona göre şeriat ve sosyal normları olmayan yani bâtınî karakterdeki Hıristiyanlık bu sorunu Roma hukukunu kendisine uyarlamak suretiyle çözmüştür.195