• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM: MİSTİSİZMİN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ ve HIRİSTİYAN

1.4. Hildegard Öncesi Başlıca Hıristiyan Mistikler

1.4.7. Kapadokya Babaları

Kapadokyalı Kilise Babaları olarak bilinen Hıristiyan teologları Basileus, Gregorius ve Nazianzuslu Gregorius367’dan oluşmaktadır.

Kapadokya Kilise Babaları arasında Basileus, piskoposluk yapması ve etkili eserler yazması ile öne çıkmaktadır. Basileus piskoposluk ile asketik yaşamı bir arada yürütmüş bir mistiktir. Batı literatüründe “Great” lakabı ile bilinen368 Basileus, yakın arkadaşı Nazianzuslu Gregorius369 ve küçük kardeşi Gregorius ile Hıristiyan teolojisine önemli katkılar yapmıştır. Basileus, MS 329 veya 330 yılında dönemin Caeseria (Kayseri) olarak bilinen bölgesinde doğmuştur.370 Basileus, ilk eğitimini Hıristiyan ilahiyatı üzerine

362 Dan-Lavinia Sherbok, Jewish and Christian Mystics an Introduction, 9. 363 Batuk, Assisili Francis ve Hıristiyan Mistisizmi, 63.

364 King, Christian Mystics, 18.

365 Batuk, Assisili Francis ve Hıristiyan Mistisizmi, 64. 366 Batuk, Assisili Francis ve Hıristiyan Mistisizmi, 64.

367 Kapadokya Babaları olarak geçen isimler arasında yer alan Gregorius adlı iki farklı isim olması sebebiyle, Basileus’in kardeşi olan Gregorius için Nyssalı Gregorius, arkadaşı olan Gregorius için ise Naziansuzlu Gregorius ismi tercih edilecektir.

368 David L. Balas, ‘‘Basil of Caesarea’’, Encyclopedia of Religion Second Edition, ed. Lindsay Jones (New York: Thomson Gale, 2005), 2: 797.

369 Nazianzus, günümüzde Aksaray'a bağlı Nenezi-Bekarlar yöresi, Nyssa ise Niğde şehridir.

370 Basileus, Contra Eunomium, (Against Eunomius) trc. Mark Delcogliano ve Andrew Radde-Gallwitz (Washington: The Catholic University of America Press, 2011), 6.

84

yapmış, düşüncelerini büyük ölçüde şekillendirecek olan retorik geleneğini ise ilk öğretmeni olan babasından almıştır.371 Basileus, babasının ölümünden sonra 348–350 yılları arasında felsefe ve retorik geleneğini inşa edeceği İstanbul’da kalmıştır. 351 yılında, zamanın önemli eğitim merkezlerinden Atina'ya giden Basileus, 356 yılına kadar burada retorik, felsefe ve ilahiyat eğitimine devam etmiştir. Aldığı bu felsefi eğitim ve Himerius gibi pagan inanışa sahip öğretmenlerinden372 edindiği birikim, ilerde onun düşüncelerini şekillendirmeye yardım etmesi açısından önemli olacaktır. Basileus, aldığı bu eğitimle Hıristiyan düşüncesini birleştirmiştir. Özellikle retorik bilgisini ilahi tabiat, insani tabiat, doğa, kişilik, Kutsal Ruh gibi Hıristiyan akidelerini açıklamada kullanmıştır.373

Basileus, Mısır’a giderek buradaki çöl münzevileri ile tanışmış ve onların etkisiyle asketik düşünceler ve mistik ideallere ilişkin fikirler geliştirmiştir. Yazdığı bir mektupta şu ifadelere yer vermiştir:

“Neredeyse tüm gençliği bilge olmak için budala bir şekilde beyhude işlerde harcamışım. Nihayetinde derin bir uykudan hızla şahlanan bir adam gibi uyandım gözlerimi Kutsal Kitap'ın muhteşem ışığına çevirerek, bu dünyanın ahlaksızlığını anladım. Her şeyden önce bozulmuş olan toplumun içinde kendi yolumu düzenlemeye koyuldum. Kutsal Kitabı okudum ve mükemmel olmak için en iyi şeyin kişinin tüm mallarını satarak, onu bu dünyayı umursayan kardeşleriyle paylaşması gerektiğini anladım. Bu kardeşleri bulabilmek için dua ettim. İskenderiye'de, Mısır'da, Filistin'de, Suriye'de, Mezopotamya'da birçoklarını buldum. Onların sabırlarına hayran kaldım. İbadete düşkünlüklerine, uykuya dayanmalarına, açlık susuzluk, soğuk, çıplaklık gibi bedene teslim olmayışlarına, Tanrı ile birleşme düşüncesiyle yaptıkları tüm hareketleri takdir ettim”374

371 Balas, “Basil of Caesarea”, 2: 797.

372 Basil, Catholic Encylopedia, erişim: 24.05.2016, http://www.newadvent.org/cathen/02330b.htm. 373 Basileus’un retorik bilgisinin düşüncelerine etkisi için bk. George L. Kustas, ‘‘Saint Basil and the Rhetorical Tradition’’, Basil of Caesarea: Christian, Humanist, Ascetic A Sixteen-Hundredth Anniversary

Symposium, ed. Paul Jonathan Fed Wick (Canada: Pontifıcal Institute of Mediaeval Studies, 1981), 1:

221-279.

85

Basileus'in bu mektubunda I. ve II. Korintliler'de geçen bazı ifadelere375 gönderme yapması, İsa’nın hayatından örnekler vermesi, onun bu asketik yaşama dair referansları Kutsal Kitap ve İsa destekli yürüttüğünü göstermektedir. Basileus’e göre, asketik yaşamın hedeflerinden biri ruhun kurtuluşa ermesi için her şeyi bu yola katkı sağlamaya harcamak ve ilahi kuvveti olduğu kadar ilahi korkuyu da hissetmektir.376 O, manastır hayatı için teoloji ağırlıklı tartışmalardan ve tefekkürü azaltan girift formüllerden kaçınmak gerektiğini düşünmüştür.377 Bu amaca uygun olarak bir dağ yamacında çardak kurmuş, daha sonra arkadaşı Gregorius’u etkileyici bir mektupla davet etmiş ve Origenes'in Philokalia (Güzelliği Sevmek) eserini beraber derlemişlerdir.378

Basileus, Mısır, Suriye, Mezopotamya ve Filistin bölgelerinde bir yıl geçirdikten sonra tek başına yaşamın tehlikeli oluşu ve tevazu ve yardımlaşma gibi Hıristiyan erdemlerinin ancak toplum içinde hayat bulacağını düşündüğünden hermetik yaşamı tercih etmek istememiştir.379 Basileus, Mezopotamya'da bulunan zahitlerin mükemmel ve kutsanmış kişiler olarak kabul edilip övülmesi gerektiğini ancak bu geleneğin farklı uygulamalarla desteklenmesini tavsiye etmiştir.380 Basileus’e göre, asketik yaşamın toplu halde yaşanması ortak hareket etmeyi gerektirmektedir. İnsanı gerçek hedeften uzaklaştıran vesveselere karşı ortak hareket etmenin önemini bilen Basileus, bu çekişmeler yerine insanların hayır işlerine yönelmelerini arzulamıştır.381 Hayatını su, ekmek ve çeşitli otlarla sürdürdüğü, ömrünün sonlarına doğru yıpranmış elbisesi ile kaldığı, cüzzamlılara yardım ettiği ve onları öptüğü dile getirilmiştir.382 Basileus, Matta İncili’nde geçen “Göklerdeki Babanızın oğulları olasınız. Çünkü O, güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır. Eğer

375 bk. 1. Korintliler 2/6; Pavlus'un asketik bir uygulama örneği olarak susuz, uykusuz ve çıplak kalması için bk. 2. Korintliler 11/27.

376 Basil, Ascetical Work s, trc. Sister M. Monica Wagner, The Fathers of The Church a New Translation, (Washinghton: The Catholic University of America Press, 1962), 217.

377 J. Gribomont, ‘‘Basil’’, New Catholic Encylopedia Second Edition (USA: Gale Group, 2003), 2:137. 378 Hasnpeter Tienfenbach, Anadolu'nun Azizleri, trc. Nezih Başgelen (İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 2001), 159.

379 Leyser, Hermits and the New Monasticism, 8. 380 Basil, Letters, 207/2.

381 Charles Freeman, A New History of Early Christianity (New Haven: Yale University Press, 2011), 281. 382 Tienfenbach, Anadolu'nun Azizleri, 168.

86

yalnız sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur?”383 cümlesinden hareketle Tanrı’nın ışığını herkese yaymak istediği nakledilmektedir.384 Bütün bu davranışlar ile Basileus'in asketik yaşamı tek başına inzivaya çekilip dua etmek olarak algılamadığını, bir nevi dinamik asketizm uygulamasını takip ettiğini söylemek mümkündür.

Basileus öldüğünde erkek ve kadın keşişlere bıraktığı “55 Büyük Kural” ve “313 Küçük Kural” dizini Rufinis tarafından Latinceye çevrilmiş ve Batı'da manastır hayatının düzenlemesinde önemli bir rol oynamıştır.385 Aynı zamanda Basileus’un hastaları ziyaret etmesi ve bakıma muhtaç olanlara yardımı Doğu'nun katı münzevi hayatına yeni bir yorum getirmiştir. Bunu yaparken Doğu asketizmini kökten koparmamış, topluluk yaşamını överken, münzevilerin yalnız başlarına yaşamalarını da yasaklamamıştır.386

Basileus’un düşüncesine göre önemli olan, kardeşlerin paylaşım yoluyla birbirlerinin kusurlarını örtmeleriydi.387 Basileus’un amacı, hermetik hayat ile kenobitik hayatı birbirleri ile uzlaştırmaktır.388 Böylece Basileus, hermetik ve kenobitik münzevilik arasında yer alan ve skete münzeviliği adı verilen yaşam biçiminin oluşmasına katkı sağlamıştır.

Kardeşi Gregorius ise abisi Basileus kadar öne çıkan bir mistik olmasa da asketizmi kilise işleriyle beraber sürdürmeye çalışmıştır. Manevi aydınlanmayı hedefleyerek günaha düşmemek için hayır işlerine yöneltmiştir. Basileus ve Gregorius özellikle pagan dünyaya ait ritüellerin çokça yaşandığı bir coğrafyada tiyatrolardan, arenalardan uzakta daha çok doğa ile iç içe bir yaşam sürmüşlerdir. Basileus ve Gregorius, kendi yaşadıkları dönemde kilise idaresi ile ilgilenmiş, politik ve ekonomik olaylardan etkilenmiş bununla beraber diğer insanların sıkıntılarını paylaşarak halktan kopmamışlardır.389

383 Matta 4/45-46.

384 Basil, Ascetical Work s, 220.

385 Tienfenbach, Anadolu'nun Azizleri, 168.

386 Murat Tural, Orta Çağ Doğu Hıristiyanlığında Manastır Hayatı (İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2011), 73.

387 Tural, Orta Çağ Doğu Hıristiyanlığında Manastır Hayatı, 72. 388 Tural, Orta Çağ Doğu Hıristiyanlığında Manastır Hayatı, 72. 389 King, Christian Mystics, 24.

87

Diğer bir Kapadokyalı Baba Nazianzuslu Gregorius’tur. Basileus’un arkadaşı olan Nazianzuslu Gregorius “Musa’nın Yaşamı (Life of Moses)”, “İhtişamdan İhtişama (From Glory to Glory)”, “Gerçek Mutluluk Üzerine (On The Beatitudes)” ve “Ezgilerin Ezgisi Üzerine (On The Song of Songs)” gibi eserlerinde asketik ve mistik görüşlerini dile getirmiş ve Platon ve Hıristiyan düşüncesini bir araya getirmeye çalışmıştır.390

Gregorius’un üzerinde durduğu meselelerden birisi ruhun kemâle ermesidir. Örneğin o, ruhun ilahi kısmının Tanrı enerjisi ile dolarak yüceldiğini ve bunun Tanrı ile nefeslenmek anlamına geldiğini kabul etmiştir.391 “Life of Moses” adlı eserinde ise, İbranilerin Mısır’dan Sina Dağı’na olan yolculuklarını, Tanrı vizyonuna kavuşmak ve dünyanın ayartmalarından kaçan ruhun ilerleyişi ve gelişimi olarak değerlendirilmiştir.392

Gregorius tıpkı Basileus gibi, mistisizmin hayattan ve dünya ile ilgili şeylerden tamamen bir kopuş anlamına gelmemesi gerektiğini belirtmiştir.393 Bu açıdan Basileus ve Gregorius’un toplumdan kopuk, münzevi tarzda bir asketizmden ziyade, toplumun yararına olan bir hayatı tercih ettikleri söylenebilir. Basileus ve arkadaşı Gregorius, çileci bir hayatı tercih etseler de doğadan zevk almanın da önemli olduğunu düşünmüşlerdir.394

Her ikisi de Tanrı'nın varlığının ve yaratma gücünün tüm doğaya yansıdığını savunmuştur.395 Doğa mistisizminin bir örneğini teşkil eden bu düşüncelerin Bingenli Hildegard tarafından da kabul edildiğini söylemek mümkündür.