• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM: MİSTİSİZMİN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ ve HIRİSTİYAN

1.4. Hildegard Öncesi Başlıca Hıristiyan Mistikler

1.4.3. Aziz Antonius

Aziz Antonius’un yaşamış olduğu dönemde Hıristiyanlık farklı coğrafyalara yayılmış ancak diğer taraftan bu dönemde ciddi bir devlet baskısı ile de karşılaşmıştır. Bu baskının bir sonucu olarak Hıristiyan mistisizminin de kısmen şekillendiğini söylemek mümkündür. Çünkü bu baskı döneminde devlet takibatından kaçan bazı insanların münzevi bir hayatı tercih ettikleri bilinmektedir. Milan Fermanı (MS 313) ile oluşan güven ortamına rağmen çöllere çekilen münzevilerin buralarda kalmaya devam ettiği aktarılmaktadır. Çöle çekilen bu münzeviler Hıristiyanlığın özünü dünya nimetlerine

295 Denise-Carmody, Mysticism: Holiness East and West, 9. 296 King, Christian Mystics, 16.

297 King, Christian Mystics, 17.

73

bağlı kalarak değil ondan kaçma olarak kabul etmişler böylece mistik Hıristiyanlık daha belirgin hale gelmeye başlamıştır.

Antonius’un ilk eremetik ve ilk manastır kurucusu olduğu dile getirilir.299 Bu açıdan Antonius, hem Batı hem de Doğu mistisizmine etki eden manastır geleneği (monastisizm) açısından dikkat çekmektedir. Antonius’un yaşadığı Mısır, dördüncü yüzyılda eremetiklerin merkezi olarak öne çıkmaktadır. Bu dönemde Mısır dışında da eş zamanlı olarak Suriye, Filistin ve Arabistan gibi bölgelerde manastırların sayısı artmıştır.300

Athanasius tarafından yazılan Life of Antonius adlı eserde Antonius’un yaşam öyküsünü bulmak mümkündür. Antonius’un MS 250 yılında doğduğu ve 356 yılında öldüğü aktarılmaktadır.301 Athanasius, Antonius’un ailesinin maddi durumunun iyi olduğunu ve onların Hıristiyan inancı üzerine yaşadıklarını söylemektedir.302 Ebeveynlerinin öldüğü sıralarda 18 ya da 20 yaşında olan Antonius, bir müddet evin ve kız kardeşinin bakımı ile ilgilenmek zorunda kalmış daha sonra çöl hayatını tercih etmiştir.303 Antonius’un dünyadan vazgeçip çöllere çekilmesi sıra dışı bir olay sonucu olmuştur. Buna göre Antonius bir gün kilisede şu cümleleri duyar: “İsa şöyle dedi: Eğer eksiksiz olmak istiyorsan, git, varını yoğunu sat, parasını yoksullara ver; böylece göklerde hazinen olur. Sonra gel, beni izle”.304 Bu sözlerden sonra Antonius, mallarını dağıtıp çöle çekilmiştir. Athanasius, Mısır'da çok fazla manastırın olmadığını, Antonius’dan önce hiçbir keşişin çöle çekilmeyi tecrübe etmediğini söyler. Ona göre bu münzeviler genelde köylerinin yanında yalnızlığa çekildikleri için çöl tecrübesi Antonius ile başlamıştır.305

299 Henrietta Leyser, Hermits and the New Monasticism a Study of Religious Communities in Western

Europe 1000-1150 (London: Macmillan Press, 1984), 7. Antonius aynı zamanda yalnız yaşama dayalı

ankoretik (anchoretic) manastırcılığın da kurucusu sayılmaktadır. Bk. Baş, Çölü Fethetmek , 18. 300 Ward, The Sayings of the Desert Fathers: The Alphabetical Collection , xvii.

301 R. T. Meyer, “Anthony of Egypt”, New Catholic Encylopedia Second Edition , 1: 505. 302 Athanasius, “Life of Antonius”, 574

303 Athanasius, “Life of Antonius”, 574. 304 Matta 19/21.

305 Athanasius, “Life of Antonius”, Nicene and Post-Nicene Fathers of the Christian Church-Second Series:

St. Athanasius Select Work s And Letters-, ed. Philip Schaff, Henry Wace (Edinburgh: T&T Clark;

74

Athanasius’un bu verdiği bilgiler Antonius’u maneviyatı yüceltme için kullanılmıştır. Zira farklı bölgelerdeki mananastırların varlığı bilinmektedir.

Antonius’un yaşamış olduğu münzevi çöl hayatının giderek asketizm ve mistisizme kapı araladığı söylenebilir. Athanasius’un çekildiği çöl, âdeta Tanrı ile buluştuğu ve nefsi ile baş başa kalıp tefekkür ettiği bir mekân olmuştur. Athanasius, çölde ne kötü ruhlar ne yaralanma tehlikesi ne de vergi toplayıcılarının zulmü olmadığını, münzevileri bir araya getiren şeyin erdemli bir hayat sürmek olduğunu ifade eder.306 Bu ifadelerden çölün bireysel manevi yolculukta etkili olduğu kadar o dönemde vergi toplayıcıları gibi dünyevi sıkıntılara karşı da bir koruma amacı taşıdığı anlaşılmaktadır. Antonius’un çöle gittiği bu dönemde şeytanî güçlere şahit olduğu, arkadaş ziyaretleri sırasında timsahlarla dolu kanallardan sağ salim geçtiği iddia edilmektedir.307Athanasius, Antonius’un sahip olduğu asketik yaşam ideali ve erdemli davranışları ile birçok insanı etkilediğini, onunla mistik hayatın büyüdüğünü dile getirmiştir.308

Antonius, kendi nefsi ve şeytanla yaptığı mücadeleyi iman mücadelesi olarak kabul etmiş ve bu mücadele literatüre “günübirlik şehit olma” kavramı olarak geçmiştir. Bir ara Maximian Daia'nın zulmü nedeniyle İskenderiye’ye gidip şehit olmayı arzulasa da geri döndüğünde bu günlük şehit olma idealini yaşatmaya devam etmiştir.309 Antonius’un bıraktığı izi takip eden münzeviler, Kuzey Mısır’da bir ya da iki kişilik hücrelerde eremetik bir yaşam takip etmiş, kimi mistikler ise Nitria gibi yerlerde kilise, misafir evi ve fırın gibi yapılar yaparak topluma yakın bir hayatı tercih etmiştir.310 Hıristiyan manastır geleneği Antonius’u bu etkileri nedeniyle “keşişlerin pîri” olarak kabul etmektedir.311

Antonius, Origenes gibi literal ile ruhsal anlam arasında ayrım yapmıştır. Aynı şekilde Origenes gibi ruhsal anlamın merkezine İsa’yı koymakta, tövbeye giden kapı olarak İsa’yı

306 Athanasius, “Life of Antonius”, 4: 600. 307 Athanasius, “Life of Antonius”, 4: 585. 308 Athanasius, “Life of Antonius”, 4: 600.

309 Batuk, Assisili Francis ve Hıristiyan Mistisizmi, 61.

310 Leyser, Hermits and the New Monasticism a Study of Religious Communities in Western Europe

1000-1150, 7.

75

görmektedir.312 Bunun yanında ikisinin farklı düşündüğü konular da vardır. Örneğin Origenes, şeytanî güçlerin ruhsal bir gelişim göstererek melek olabileceklerini ve onların Tanrı’ya dönme potansiyeli olduklarını kabul eder. Ancak Antonius, onları insanın Tanrı’ya dönmesini engelleyen lanetli ve meleklerin karşısında olan zıt güçler olarak görmektedir.313