• Sonuç bulunamadı

W. J M Mackenzie, “Yerel Yönetim Kuramları” adlı yapıtında, çağdaş yerel

II. 3.3.4.6 Planlama ve Karar Alma Süreçlerine Katılım

Şart’ın dördüncü maddesinin son paragrafı olan altıncı paragraf ise yerel nitelikli konularda yerel yönetimlerin planlama ve karar alma süreçlerine katılımını düzenlemektedir. Paragraf aynen şu ifadeye yer vermektedir;

“Yerel makamları doğrudan ilgilendiren tüm konulara iliĢkin planlama ve karar alma süreçleri içinde, kendileriyle olanaklar ölçüsünde zamanında ve uygun biçimde danıĢılacaktır” 308

Planlama ussal bir yönetim biçiminin temelidir. Planlama ile yapılacak işin niçin, hangi koşullarda ve nasıl yapılacağına ve nelere gereksinme duyulacağına önceden karar verilmiş olur. Podol’a göre planlama “Ne yapılması gerektiğini, nasıl yapılacağını, ne zaman harekete geçileceğini ve sorumluluğu kimin üzerine alacağını belirtmek ve saptamaktır.”309

Burada bahsedilen husus yerel nitelikli kararların yürütülmesi değildir. Özerklik Şartı yerel nitelikli kararların uygulanması konusunda yerel yönetimleri genel yetkili olarak zaten düşünmektedir. Paragrafta belirtilen şekliyle bahsedilen konu yerel yönetimlerin değil merkezi yönetimlerin yetkisi dâhilinde olan konulardır. Ancak bu konuların yerel yönetimleri doğrudan ilgilendiren konular olması gerekmektedir. Merkezi yönetimlerin yerel yönetimleri doğrudan ilgilendiren bu konularda planlama yapması veya karar alması süreci esnasında, olanaklar ölçüsünde zamanında ve uygun

yöntemlerle yerel yönetimlere danışmasını öngörmektedir. Yani Şart merkezi

yönetimlerin yerel yönetimleri doğrudan ilgilendiren konularla ilgili kararların istiĢari kararlar olmasını uygun bulmaktadır.

Merkezi yönetimin yerel yönetsel otoriteler ile ilişkilerinin çerçevesini çizen

307

Cebe M S. (2006), a.g.t., s. 129

308

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik ġartı. Avrupa Konseyi Antlaşmaları Serisi. Erişim: http://www.avrupakonseyi.org.tr/antlasma/aas_122.htm

309

başlıca faktörlerden biri, yerel yönetimlerin merkezi yönetime ulaşabilme yol ve yöntemleridir. Ünlü, bu konuda yaptığı bir değerlendirmede şöyle demektedir: “Şayet yerel yetkililer, kendilerini doğrudan veya dolaylı olarak bağlayan konularda merkezi kararların oluşmasında, karşılıklı bir etkiye sahipseler, kamu hizmetlerinin şekillendirilmesinde de daha geniş yetki alanına sahiptirler demektir. Yok, eğer merkezi kararlar, yerel politikacılar dışında, daha çok bürokratlar arasında oluşturuluyorsa yerel yönetimler devre dışı demektir.”310

Plan hazırlanmasında ve uygulanmasında, demokratik yöntemlere uyularak, örneğin ilgili kuruluşların ve halkın görüşleri değerlendirilerek hazırlanan ve uygulanan planlar demokratik planlardır.311

Ülke demokrasilerinin gelişiminde karar alma süreçlerinin tabana yaydırılması ve karar alınan konuda muhatapları ile doğrudan diyaloga girilmesi önemli bir husustur. Yerel yönetim temsilcileri o yörede yaşayan halkın çoğunluğunun iradesini oluşturmaktadırlar. Nitekim kendilerini ilgilendiren ve merkezi düzeyde alınması gereken kararlar için, yerel yönetimlerin ortak olarak kararların oluşumuna katılımı, kararların uygulanmasında ve benimsenmesinde etkili olacaktır. Bu durum demokrasinin gelişimine katkı sunduğu kadar, yerel özerkliğin güçlenmesine ve sunulacak hizmetlerde etkinliğin sağlanmasında da oldukça büyük fayda sağlayacaktır.

Bu açıdan bakıldığında, yerel yönetimlerin kendileri ile doğrudan ilgili konularda planlama ve karar alma süreçlerine katılabilmesi yerel özerklik, ülke demokrasisi ve kaynakların etkili kullanımı gibi birçok konuyla doğrudan ilintilidir.

II.3.3.5. Özerk Yerel Yönetimlerin Sınırlarının Korunması

Tek paragraftan oluşan Özerklik Şartı’nın beşinci maddesi yerel yönetimlerin sınırlarının korunması ile ilgilidir. Paragrafta “Yerel yönetimlerin sınırlarında,

mevzuatın elverdiği durumlarda ve mümkünse bir referandum yoluyla ilgili yerel topluluklara önceden danıĢılmadan değiĢiklik yapılamaz” 312

denmektedir.

Şart’ın bu maddesi dördüncü madde ile yerel yönetimlere verilen yetkilerin, yer bakımından korunmasına ilişkindir. Özerk yerel yönetim ilkesi gereğince yerel nitelikte

310

Parlak B. (Nisan 2006), a.g.e., s. 356

311

Tortop N, Ġsbir G E, Aykaç B. (1993), a.g.e., s. 59

312

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik ġartı. Avrupa Konseyi Antlaşmaları Serisi. Erişim: http://www.avrupakonseyi.org.tr/antlasma/aas_122.htm

kamusal hizmetlerin yerine getirilmesine yönelik yetki ve sorumluluk doğrudan veya dolaylı hiçbir müdahale olmaksızın yerel yönetimlere aittir. Sınırlara müdahale, dolaylı olarak yetki ve sorumluluklara müdahaleye yol açtığına göre, sınırlara müdahale de özerk yerel yönetim ilkesine aykırıdır313

denilmektedir. Ancak uygulamada ortaya çıkan zorluklardan dolayı kimi zaman yerel yönetimlerin sınırlarında değişikliğe gitmek zorunluluk arz edebilmektedir.

Yerel yönetimlerde etkinlik, gereksinmelere cevap verme ve katılıma olanak sağlama gibi açılardan ideal yerel yönetim büyüklüğünün ne olduğu tartışma konusu olmaktadır.314

Yerel özerkliğe verilen değere rağmen, Dünya’da, özellikle Avrupa ülkelerinde, küçük beldelerin idari bir birim olarak yetersizlikleri, yerel yönetimleri birleşerek yeni bir yerel yönetim birimi meydana getirmeye teşvik etmektedir.315

Bunun yanında aşırı göç ve kentleşme gibi sebeplerden dolayı nüfus ve yerleşim alanı çok fazla büyümüş olan yerleşim yerlerinin yeniden bölümleme yoluyla sınırlarını değiştirmek veya yerel yönetimleri belli kategorilerle kademelendirmek gibi yollara başvurarak yerel yönetimlerin sınırlarında değişikliğe gidilebilinmektedir.

Yerel yönetimlerin yapılandırılmasında başlıca olarak, nüfus ve alan büyüklüklerinin ölçü alındığı görülmektedir. Nüfus bakımından getirilen ölçüt ülkeden ülkeye değişmekle beraber, asgari büyüklük yerel yönetimden hangi işlevlerin beklendiğine ve hangi hizmetlerin yerel görüldüğüne bağlı olarak değişmektedir. Coğrafi alan ölçütü ise belirli bir yüzölçümüne sahip olmayı içerdiği gibi, coğrafi ve topoğrafik yönden homojenlik, kültürel ve tarihsel özelliklerin benzerliği, kentsel ve kırsal gelişmişlik yapıları, kentsel göç gibi unsurları da kapsayabilmektedir. Ayrıca belli bir büyüklüğün altındaki yönetimler, kendilerinden beklenen hizmetleri yerine getirebilmek için gerekli olan teknik donanıma, profesyonel kadrolara sahip olamamaktadır. Bu noktada sorun yönetsel verimlilik sorunu niteliğini kazanmaktadır.316

Birleşme/birleştirme terimi üç alt türe ayrılmaktadır. Katma, daha büyük bir belde oluşturulması amacıyla birbirine komşu iki veya daha fazla beldenin bir kısmının veya tamamının, muhtemelen lağvedilmeleri suretiyle birleştirilmeleridir. BirleĢmeye

313

Cebe M S. (2006), a.g.t., s. 131-132

314

Köse H Ö. (Ocak-Mart 2004), a.g.m., s. 3-42

315

Kalabalık H. (2005), a.g.e., s. 149

316

Zorlama, daha geniş ve yeni bir yerel yönetim biriminin oluşturulması amacıyla,

özellikle kırsal bölgelerde, iki veya daha fazla beldenin birleşmesi, birleştirilmesi veya kendi aralarında birleşmeye zorlanması olarak ifade edilebilir. Yeniden bölümlenme, mevcut beldenin sınırlarının ikinci planda kaldığı, yeni ve daha geniş bir ünitenin ihdas edilmesini ifade etmektedir.317

Yukarıda belirtilen bilgiler ışığında gerektiği durumlarda yerel yönetimlerin sınırlarında değişikliğe gidilmesi bazen zorunlu bir hal almaktadır. Etkin ve verimli bir hizmetin sağlanması için uygun yerel yönetim ölçeğinin sağlanması ve kaynakların dağıtımının buna göre yapılması daha uygun olabilmektedir.

Özerklik Şartı genel olarak yerel yönetimlerin sınırlarının bozulmasını yerel özerkliğe uygun görmemekte bunun yerine, Şart’ın onuncu maddesinde de belirtildiği üzere, yerel yönetimler arasında gönüllü işbirliği esasını benimsemekte ve yerel yönetim birliklerine bu konuda önem atfetmektedir. Ancak gereklilik ya da zorunluluk arz eden birleşme durumlarında ise birleşmede o yörede yaşayan yerel halkın rızasını aramaktadır. Bunu sağlamanın yöntemi olarak da başta referandum olmak üzere direkt halka başvuru yöntemlerine dikkat çekmektedir.

Bir arada yaşamak zorunda olan insanlar farklı özelliklere sahip bazı toplulukların meydana gelmesine sebep olmaktadırlar. Bir kısmı doğal bir tarzda ortaya çıkmış olup öteden beri mevcut bulunan, bir kısmı da idari ve hukuki tasarruflar sonucu tarihsel bir gelişme içinde çeşitli şekillerde oluşturulan bu topluluklardan318 yerel nitelik arz edenlere yerel topluluklar denmektedir.

Yerel yönetimlerin var olmasındaki organik sebep yerel insan topluluklarının varlığıdır. Doğal olarak herhangi bir yerel yönetim biriminin sınırları, aynı zamanda organik anlamda belirli bir yerel topluluğun da sınırlarını oluşturmaktadır. Bu sebepten ötürü, bu düzenleme ile yerel yönetim biriminin organik anlamda kaynağını oluşturan yerel topluluğun, nereden başlayıp nerede biteceğine yine o topluluğun kendisinin demokratik olarak karar vermesi gerektiği yani yerel yönetimlerin sahip oldukları kimliklerini koruyabilmeleri güvence altına alınmaya çalışılmıştır.319

317 Kalabalık H. (2005), a.g.e., s. 149-151 318 Nadaroğlu H. (2001), a.g.e., s. 11 319 Cebe M S. (2006), a.g.t., s. 131

II.3.3.6. Özerk Yerel Yönetimlerde Ġç Ġdari Örgütlenme ve Personel Yapısı

Yerel yönetimlerde personel yönetimi açısından yerel özerklikten bahsedebilmek için, yerel yönetimlerin kendi iç örgütlenmelerini kendi iradelerince biçimlendirebilmeleri ve uygulamayı yönlendirebilmeleri gerekmektedir.320

Şart’ın bu bölümünde, yerel yönetimlerin, yerel gereksinmelere uyum sağlayabilecek yönetim yapılarını serbestçe belirleyebileceklerini belirten ilkeler yer almaktadır.321

Özerklik Şartı’nın altıncı maddesi toplam iki paragraftan oluşmaktadır. Yerel Makamların Görevleri İçin Gereken Uygun İdari Örgütlenme ve Kaynaklar başlığını taşımakta olup, yerel yönetimlerin kendi iç örgütlenmelerini oluşturmalarını ve yerel yönetimlerde ki istihdam politikasını açıklamaktadır.