• Sonuç bulunamadı

W. J M Mackenzie, “Yerel Yönetim Kuramları” adlı yapıtında, çağdaş yerel

II. 3.3.3.1 Özerk Yerel Yönetim Kavramının Tanımı

Kavram olarak özerklik; muhtariyet, otonomi sözcüğünün karşılığı olarak kullanılmaktadır. Buna göre; bir kişinin veya grubun, görevlerini yerine getirmesine izin verecek ve diğer gruplardan farklı kimliğini korumaya yetecek miktarda hareket serbestliği ya da bağımsızlığı olarak ifade edilebilir. Hukuki anlamda özerklik ise, bir kişi ya da kurumun kendi iradesiyle hukuken geçerli karar alabilme ve bu kararı uygulayabilme hak ve yetkisi olarak tanımlanmaktadır.194

Özerklik, bir kişinin veya grubun, görevlerini yerine getirmesine izin verecek ve diğer gruplardan farklı kimliğini korumaya yetecek miktarda bağımsız olması olarak da tanımlanmaktadır. Bu tanıma göre özerklik iki kısma ayrılmaktadır. İlk kısım olan özerkliğin harici kısmı, “bağımsızlık”tır ve yetki sınırlarına veya sorumlu olunan alana 191 Günday M. (1999), a.g.e., s. 28 192 Kalabalık H. (2005), a.g.e., s. 129 193

Arıkan Y E. (ġubat-Mart 2004), a.g.m., s. 38-51

194

denktir. Özerkliğin dâhili yönü ise, o grubun kimliği veya misyonudur.195

Keleş ise, yerel özerklik kavramını; “bir yerel topluluğun, yerel nitelikte olan işleri, kendi başına, kendi organları eliyle görebilmesi ve buna olanak verecek kaynaklara da sahip olabilmesi196 olarak tanımlamıştır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere özerkliğin başlıca üç koşulu olduğu vurgulanmaktadır. Bunlar; kesin karar alma yetkisi, organların bağımsızlığı ve parasal olanakların bulunmasıdır.197

Yerel özerkliği en iyi şekilde anlayabilmek ve tarif edebilmek için, onun mefhumu muhalifinden hareket etmek gerekmektedir. Yerel yönetim özerkliğinin tam karşısında merkeziyetçilik bulunmaktadır. Birinin mutlak anlamda kullanıldığı bir uygulamada diğerine hiç yer yoktur. Özerkliğin azalması, merkezileşmenin çoğalması sonucunu doğurur. Soruna bu yönden bakıldığında, “…yerel özerkliğin, devlet iktidarının tek elde toplanmasına karşı duyulan güvensizliğin bir sonucu olduğu ve bu nedenle merkezileşmiş devletten talep edilen özgürlüğün bir ifadesi olduğu…” sonucuna varılabilir.198

Devlet tüzel kişiliğinin çağdaş yaşamın gelişmelerini kendi klasik erkleriyle karşılayamaz duruma gelmesi, klasik devlet yapısı içinde verilen hizmetlerde bürokrasinin ağır ve hantal, şeffaflıktan uzak işleyişi gibi nedenlerle, belli sektörlere göre etkinliklerin düzenlenmesi, denetlenmesi, düzenlemelere ilişkin kuralların yürütülmesi, siyasi müdahalelerden uzak, uzmanlık düzeyinde, donanımlı, bağımsız ve güvenli ayrı bir yapılandırmayı gerektirmiştir.199

Merkezden yönetimin ve bürokratik çalışmanın sakıncalarını gidermek veya azaltmak için düşünülen idari bir araç olan özerklik, hem demokratik katılımın gelişmesiyle ilgili önemli bir özellik olarak karşımıza çıkmakta, hem de hizmetlerin aksatılmasına ve yürütmenin geciktirilmesine yol açan, yetkilerin tek elde toplandığı, kararların üst düzey merkezi organlar tarafından alındığı kurumlar yerine, yürütmede sürat, etkinlik ve verimlilik sağlayan, uygulayıcıların yönetimde söz sahibi oldukları, daha serbest ve esnek hareket edebilen kurumları esas alan temel bir öğe olarak

195 Kalabalık H. (2005), a.g.e., s. 130 196 KeleĢ R. (2000), a.g.e., s. 49 197

Tortop N, Aykaç B, Yayman H, Özer M A. (2006), a.g.e., s. 56-57

198

Kalabalık H. (2005), a.g.e., s. 131

199

Bahran G. Özerk Kurumlar Hakkında Araştırma Grubunca Hazırlanan Rapor. Sayıştay Yayınlar/Bilgi Notları, 2002, Erişim: www.sayistay.gov.tr

karşımıza çıkmaktadır.200

Günümüzde çağdaş gelişme ve uygulamalar yerinden yönetimi ve yerel idareleri öne çıkarmaktadır. Burada Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’ndeki gelişmeler önemli rol oynamaktadır.201

Özerklik, demokratik bir yaşam biçimini benimsemiş olan Avrupa ülkelerinde, geleceğin birleşik Avrupa’sını kurmakta kullanılan bir bağ, ortak bir değer olarak202 karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle genel prensipler çerçevesinde özerklik kavramının tanımlanması ve koşullarının net ve uygulanabilir biçimde ortaya konulması ihtiyacı önem kazanmaktadır. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı da bu ihtiyacı karşılayacak nitelikte olup, bu konuda evrensel bir yapılanmanın temelini oluşturan bir metin olmuştur.

Şart’ın üçüncü maddesi özerk yerel yönetim kavramı başlığı adı altında düzenlenmiş olup iki paragraftan oluşmaktadır. İlk paragrafta özerk yerel yönetimlerin tanımı yapılmıştır. İkinci paragrafta ise bu tanım doğrultusunda özerk yerel yönetimlerin yürütme organları, bunların seçimi ve halkın yönetime katılma yolları belirtilmiştir.

Özerklik Şartı’nın üçüncü maddesinin ilk paragrafı özerk yerel yönetimin kavramsal boyutuna ayrılmıştır. Bu maddede “özerk yerel yönetim kavramı yerel

makamların, kanunlarla belirlenen sınırlar çerçevesinde, kamu iĢlerinin önemli bir bölümünü kendi sorumlulukları altında ve yerel nüfusun çıkarları doğrultusunda düzenleme ve yönetme hakkı ve imkânı anlamını taĢır” 203

denerek

özerk yerel yönetim kavramı tanımlanmıştır.

Bu tanım aslında Özerklik Şartı’nın genel ruhunu oluşturmaktadır diyebiliriz. Çünkü tanımda yer alan ifadeler, Özerklik Şartı’nın birinci bölümünde yer alan diğer maddelerin birçoğunu kapsar niteliktedir. İlk paragraf tek başına tanımı karşılar nitelikte değildir ve tanım yapılırken ikinci paragraf ile birlikte ele alınmalıdır. İlk paragraf ve aşağıda açıklayacağımız ikinci paragraf ile birlikte ele aldığımızda Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na göre özerk yerel yönetimin temel unsurlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

200

Saran M U. Özerklik ve Mahalli İdareler Düzeyinde Denetim. Türk İdare Dergisi, Eylül 1995, S. 408, s. 21-33

201

Özel M. (Aralık 2003), a.g.m., s. 191-215

202

Ökmen M. (2006), a.g.e., s. 64

203

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik ġartı. Avrupa Konseyi Antlaşmaları Serisi. Erişim: http://www.avrupakonseyi.org.tr/antlasma/aas_122.htm

 Kanuni sınırlar çerçevesinde hareket edebilme,

 Yerel nüfusun çıkarları doğrultusunda hareket edebilme,  Yerel nitelikteki kamu işlerinde genel yetkiye sahip olma,  Kendi sorumluluğu altında hareket edebilme,

 Kanuna dayalı bir hak ile hareket edebilme,

 Faaliyetlerini serbestçe gerçekleştirebileceği her türlü imkâna sahip olma,  Organlarının muhakkak seçimle iş başına gelmesi,

 Halkın yönetime doğrudan katılımı ve denetimi yollarının açık olması. Başlangıçta ihtiyaçtan doğan yerel yönetimler, zamanla bir hak kavramı etrafında şekillenmiş ve birey açısından bir siyasal faaliyet alanı haline gelmiştir.204

Bu parafta da dikkati çeken en önemli husus, özerk yerel yönetimin tanımı yapılırken yerel topluluklara veya yöre halkına kendi yerel nitelikteki işlerini düzenleme ve yönetme yetkisinin bir hak olarak tanınmasıdır.

Birinci bölüm tüm paragraflarıyla bir bütün olarak ele alınacak olursa Özerklik Şartı yerel düzeyde kendi kendini yönetme yeteneğini bir hak olarak tanımlamakta, bu hakkın yasal ya da anayasal düzeyde garanti altına alınmasını istemekte ve bu hakkın kullanılması için gerekli mali ve idari gerekliliklerin sağlanmasını talep etmektedir.