• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

4. Kahramana Yardımcı Savaşçı Tipler

Halk hikâyelerinde aklın ve bilgeliğin dışında kahramanlara gücüyle kuvvetiyle yardım eden savaşçı tipler de bulunmaktadır. Kahramanın yardımına koşan ve kahramana elindeki kılıcıyla, bileğinin gücüyle yardım eden bu tipler, genellikle kahramanlık konusunu işleyen halk hikâyelerinde kullanılmışlardır. Hikâyelerdeki bazı kahramanlar, yalnız bırakılmamış, başları sıkıştığında imdatlarına koşan bir kahraman daha yaratılarak kahramanların yollarına çıkan engelleri aşmaları sağlanmıştır.

Kahramana yardımcı olan bu tipler, hikâyelerdeki birlik ve beraberliğin de tesisinde önemli rol oynamışlardır. Dede Korkut’ta karşımıza çıkan birliktelik ruhu, halk hikâyelerinde de kahramanların bir yardımcıya ihtiyaç duymasını sağlamıştır. Salur Kazan’ın evi yağmalandığında ona yardıma koşan yığınla Oğuz Beyi bulunmaktadır. Kara Göne, Delü Dündar, Kara Budak, Şir Şemseddin, Bamsı Beyrek, Big Yigenek, Aruz Koca, Bügdüz Emen ve Alp Eren gibi nice Oğuz Beyleri, Salur Kazan’a yardımcı olan savaşçı tiplerdir (Ergin, 2008: 112-114). Sayılmayacak kadar çok diyerek Dede Korkut’un ifade ettiği Oğuz Beyleri, hikâyelerde birbirlerine yardıma gelen yiğitlik

timsali kişilerdir. Bir başka hikâyede Bamsı Beyrek’in Banu Çiçek ile evlenebilmek umuduyla yola çıkardığı görücü, Dede Korkut’un kendisidir. Bu hikâyenin sonunda Beyrek’e yardım edenler ise yine Oğuz Beyleridir. Salur Kazan, Delü Dündar, Kara Budak, Big Yigenek, Uruz Big bu beylerden sadece adı anılanlardır (Ergin, 2008: 152). Buradan anlaşılıyor ki Dede Korkut hikâyelerinde bir hikâyenin yardımcı savaşçı tipi başka bir hikâyenin başkahramanı olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Yalnız ne olursa olsun kahramanların başlarına gelen olumsuz hadiseler, yardımcı savaşçı tiplerle birlikte beraberlik içinde ortadan kaldırılıyor. Nitekim Salur Kazan’a yardıma gelen Bamsı Beyrek’in, İç Oğuz Beyleri ile Dış Oğuz Beylerinin arasındaki bir mücadelede hayatını kaybetmesine neden olan olay, birlik ve beraberliğin bozulmasından başka bir şey değildir (Ergin, 2008: 243-245).

Köroğlu hikâyelerinde de rastladığımız birlik ve beraberlik Köroğlu’nun giriştiği mücadelelerde de ona büyük fayda sağlamıştır. Sapar Köse’nin Köroğlu ile güreşerek yenilmesi sonrasında güreştiği kişinin Köroğlu olduğunu öğrenmesi, onun saf değiştirmesine vesile olmuştur. Sapar Köse ve adamları Köroğlu’nun emrine girmişler ve Kızılbaşlardan intikam almak için hazırlık yapmaya başlamışlardır (Ekici, 2004: 130). Türkmen varyantında rastladığımız Sapar Köse, Köroğlu’ndaki yardımcı savaşçı tiplerden bir tanesidir. Sadece Sapar Köse değil, Köroğlu’ndaki adı bilinmeyen diğer beyler de savaşçı yardımcı tiplere örnek gösterilebilirler.

Köroğlu’na mücadelesinde en büyük desteği veren kişilerden birisi kuşkusuz Ayvaz’dır. Ayvaz’ın İstanbul’da bir kasabın elinden alınarak Köroğlu’na yarenlik ettiği bazı varyantlarda bilinmektedir. Hatta Ayvaz’ın hem aklı hem de bileğiyle göstermiş olduğu kahramanlıklarla Köroğlu’nun en iyi yardımcılarından olduğunu ifade edebiliriz (Boratav, 1984: 210). Ayvaz’ın dışında, Köroğlu anlatmalarındaki Ayvaz’ı kurtarmaya gelip Köroğlu’na yanındaki adamlarla birlikte iltica eden Ayvaz’ın dayısı Reyhan Arap, Şirin Döne’nin kardeşi Hoylu, Köroğlu’nu esirlikten kurtaran Demircioğlu, Demir Paşa’ya yardım için Yemen’e giden İstanbullu Hüseyin, Demir Paşa, Kabiresığmaz, Canıcebinde, Gemalmaz ve Dağıstanlı Hasan gibi nice yiğitler Köroğlu anlatmalarındaki yardımcı savaşçı tiplere örnektir (Kaya, 1997: 311- 334).

Doğan Kaya’nın hepsi yardımcı savaşçı tipler olan Köroğlu’nun yiğitleri ile ilgili verdiği bilgiler dikkat çekicidir. Yiğitlikte, kendilerinden üstünü yoktur. Sözgelişi bir ok attıklarında şiş kebap gibi on kişiyi sıraya dizebilirler (Dağıstanlı Hasan). Gürz kullandıklarında düşman askerini atıyla beraber yere gömerler (İstanbullu Hüseyin). Attıkları naralarla pek çok düşman askerinin ödünü patlatır, bir harekette 100 düşman askerini bertaraf edebilirler (Hoylu). Sinirlendiği zaman 100-150 kişiyle baş edebilecek kuvvette, ata bindiğinde bir ordu asker kadar toz kaldırabilecek, 60 batman (480 kg.) olan gürzle etrafı, deprem olmuş gibi sarsabilmektedirler (Köse Kenan). Doymak nedir bilmez ve paranın [demir para] üzerindeki resimleri parmağıyla silebilirler (Demircioğlu). Fiziki yapı itibariyle de normal insanlardan kat kat fazla iriliğe sahiptirler. Hüner ve erdem sahibidirler ve bazı güçlükleri zekâları sayesinde hallederler (Kaya, 1997: 321-323). Fakat bu yiğitlerin hiçbiri Köroğlu kadar güçlü değillerdir. Köroğlu’nun gücü onlardan kat kat daha fazladır. Yalnızca bu kahramanlar, Köroğlu’na yardım etmekle görevlendirilmiş elleri silah tutan yetenekli birer savaşçıdırlar. Hatta içlerinden müstakil halk hikâyesi kahramanı olabilecek kadar kahramanlık gösterenler de olmuştur. Celali Bey hikâyesi bunlardan bir tanesidir. Kiziroğlu Mustafa Bey de yukarıda ifade edilen Köroğlu’na yardımcı savaşçı tiplerdendir. Onun Köroğlu’nu kurtarmak için giriştiği fedakârlıklar Köroğlu’nun Bağdat Kolunda anlatılmaktadır (Alptekin, 2005: 151). Bu anlatmada Kiziroğlu, Köroğlu’na emrinde olduğunu, ne emrederse onu yapacağını söyleyerek koşulsuz itaat etmektedir.

“Anlatı türlerine dikkat edilirse kahramanın şiddet yönünü karşılayacak yardımcılar daha ilk gençliğinden iktidarı eline aldığı zamana kadar mutlaka yanına yerleştirilir. Biz anlatıcı, dinleyici veya anlatıyı yaratıcılar tarafından kasıtlı olarak iktidarı tek elde toplama bahanesiyle yardımcılara öne geçme veya hükmetme arzusu vermediğimiz ve sorunsuz itaat ile donattığımız yardımcılar kahramanın etrafında savaşarak ona her türden ereği sunarlar” (Balkaya, 2015: 74).

Âdem Balkaya’nın yardımcı savaşçı tiplere dair yaptığı bu tespit, halk hikâyelerindeki yardımcı savaşçı tiplerin görevini de açıklamaktadır. Onlar, kahramana yardım etmekten geri durmayan kişilerdir ve hiçbir zaman kahramana başkaldırmamışlardır. Başkahramana karşı itaatın güzel bir örneğini teşkil eden bu tipler fiziksel güçleri sayesinde tanınmışlardır. Yalnız hiç birisi başkahraman kadar büyük şöhrete ulaşamamıştır.