• Sonuç bulunamadı

151 yada görülse bile rutini bozmamak adına değerlendirmekte tereddüt edilmeye başlanır Bu tereddüdün sonucu da

genellikle rutini bozmama yönünde gerçekleşir (Altınay, Mercan, Aksanyar ve Sert, 2012:15). Bu durum statükoyu koruma şeklinde ortaya çıkabilir. Birçok örgüt statükonun tuzağına düşer, miyoplaşır kendi mevcut gerçekliğini kendisi sanır (Morgan, 1997:109). Örgütlerde belli bir düzenin kurulmasından sonra insanlar bu düzen ve işleyişe alışırlar. Bu alışkanlıklarını devam ettirmek ister ve zaman içerisinde yaptıkları işi çok iyi yaptıklarını düşünürler. Çünkü yaptıkları işte uzmanlaşmışlar ve otomatikleşmişlerdir. Örgütsel körlük, fırsatları görememeyi, değerlendirememeyi, gemiyi yürütmenin başarı olduğu algısının oluşmasına neden olabilmektedir.

Okul örgütlerinde öğretmenin, dersine zamanında girmesi, öğretim programını takip etmesi, velilerle iyi ilişkiler içerisinde olması, öğrencilerle bir olumsuzluk yaşamadan günü bitirmesi, rutin olarak kabul edilebilir. Bu durum okulda çalışan bir öğretmen için günü kurtarmak ve başarılı bir gün geçirmek anlamına gelebilir. Okul müdürünün herhangi bir disiplin olayıyla karşılaşmaması, öğretmenlerin okula ve derslere zamanında gelmesi ve girmesi, cevap verilmesi gereken yazılara zamanında il/ilçe milli eğitim müdürlüğüne gönderilmesi, okulu başarılı bir şekilde yönetme olarak kabul edilebilir. Bu durum zaman içerisinde okul yaşamının bir gerçekliği ve kanunu haline gelebilir. Eğer bu mantalite güçlenir ve kökleşirse statükoyu koruyan, kabuğunu kıramayan ve değişimi hissedemeyen bir örgüt konumuna gelinebilir. Ülkemiz eğitim sistemi de bu işleyişi desteklemekte öğretmenin dersini düzenli işlemesini ve okul kurullarındaki görevini yapmasını istemekte ve bu çalışmaları yeterli görmektedir. Okul idaresi açısından ise resmi yazılara zamanında cevap vermesi, okuldan şikayet gelmemesi ve eğitim öğretim dönemini “kazasız belasız” atlatılması genel hedeflerdendir.

Bazı zaman okullarda başarılı olduğunu düşünen, müdür veya öğretmenler, rutin işleyişin değişmesinden endişe ettiklerinden, değişimi ve yeni uygulamaları tereddütle karşılayabilirler ve gelişime ilişkin olumsuz tavır alır ve karşı çıkabilirler. Statükoyu korumak isterler. Ama dünya değişmekte yerinde durmamaktadır. Duran her örgüt zarar etmekte, durmakla rakiplerinin yükselişini desteklemektedirler. Bu durum her şeyiyle kendisini rutin işine kaptırmış çalışanın, yakınındaki hatayı görememesine, algılayamamasına neden olabilir. Dolayısıyla örgüt çalışanlarıyla geleceği ve atacağı bir sonraki adımı göremeyebilir veya yanlış hesaplayabilir.

Rutini ve statükoyu korumaya yönelik birkaç örnek aşağıda ele alınmıştır.

Örnek 1:

Öğretmen A (zümre başkanına): Hocam bu öğretim yılı planımıza müze ve botanik bahçesi gibi geziler de koyalım.

Öğretmen B (Zümre başkanı): Sayın hocam geziyi gerektirecek bir durum yok ortada, gezisiz de derslerimiz gayet iyi gidiyor. Ayrıca! Ağrımayan başımızı neden ağrıtalım, derslerimize girip çıkalım tamamdır. Boş ver!..

Örnek 2:

Okul müdürü: değerli arkadaşlar! Okulumuzun çevresiyle iletişi artırma ve toplumla kaynaşma adına bazı sosyal etkinlikler planlayalım ve yapalım. Mesela kermes planlayalım, okuma kampanyası düşünelim, seminer vb yapalım velilerimizle, sivil toplum kuruluşlarıyla.

152

Öğretmenlerden bir kısmı: Sayın hocam şimdi bu nereden çıktı, şimdiye kadar böyle uygulamalar yapılmadı, bu haliyle de eğitim gayet güzel ilerliyor. Velilerle ve okul çevresiyle gayet iyi ilişkiler içerisindeyiz.

Örnek 3:

Okul müdür yardımcısı: sayın müdürüm, okulumuza kamera sistemleri, sınıflara da projeksiyon cihazları taktıralım, çevremizdeki bir çok okul bu teknolojilerden faydalanıyor.

Müdür: Hocam bunların ne gibi faydaları olacak?

Müdür yardımcısı: Sayın müdürüm bu teknolojiler, eğitimi somutlaştırmakta başarıyı artırmakta ve okul güvenliğini desteklemektedir.

Müdür: Hocam gerek yok, okul böyle de devam ediyor, hem ne öğretmenlerden ne de velilerden böyle bir istek var.

Örnek 4:

Öğretmen A: Sayın hocam A üniversitesi yüksek lisans açmış başvuralım mı?

Öğretmen B: bu yaştan sonra ne gerek var, yüksek lisans bana ne kazandıracak ki, zaten işimi iyi yapıyorum herkes benden memnun şimdiye kadar bir şikayet almadım.

Örgütsel körlüğe neden olan faktörler Değişime kapalı olmak

Değişim, bir durumdan başka bir duruma geçişi, dönüşü ifade eden, planlı veya plansız olabilen, olumlu sonuçları olabileceği gibi olumsuz sonuçlar da ortaya çıkarabilen, bir bireyde, bir grupta veya bir örgütte de olabilen bir süreç olarak tanımlanabilir (Dolaşır, 2005:11; Taş, 2007:184). Evren değişim üzerine kurulmuştur. Canlıların yaşamları da devamlı değişim üzerinedir. Dolayısıyla değişmeyen bir düşünce veya durum yoktur. Belli bir durum veya başarıyı yakalayıp bu durumu devam ettirmek bile çoğu zaman gerilemedir. Değişime kapalılık yapılan işin verimliliğini tespit etmeyi engeller.

Değişimi gerçekleştirmenin ilk adımı değişime liderlik edecek kişilerin zihninde "değişim kurgusunun" oluşturulmasıdır ki bu da "statüko" ya meydan okunması anlamına gelir. Çünkü mevcut yapıyı ve süreçleri korumak yeniliğin önünü tıkamak için yeterlidir (Ceyhan ve Summak, 1999:521). Mevcut yapı sürekli gelişmeyi engelleyebilir. Yeni uygulamaları ve denenmiş araçları uygulamak, mevcudun ne kadar geride olduğunu ortaya koyabilir.

Denetime kapalı olmak

Denetim, kurumun resmini çekmek ve halihazırdaki konumunu ortaya koymaktır. Böylelikle denetim örgütün bir bütün olarak amaçlarını gerçekleştirme boyutunda nerede olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Her örgüt amaçlarına ulaşmak ister, bu amaçlarını gerçekleştirme durumunu sürekli olarak izlemesi ve bilgi edinmesi denetim sayesinde olmaktadır. Denetim durum saptama amacını da taşıdığından uygulama ve

153

Outline

Benzer Belgeler