• Sonuç bulunamadı

SÖZEL SUNUMLAR

ÇOCUĞUN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARI VE AİLE ORTAM

Saniye TEZE1, Şerife KOÇ2

1Gaziantep Üniversitesi, Çocuk Bakımı ve Gençlik Hizmetleri Bölümü, Gaziantep / Türkiye 2Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Karaman / Türkiye

Öz: Sağlıklı yaşam biçimi, bireyin sağlığını etkileyebilecek davranışlarını kontrol edebilmesi, günlük akti-

vitelerini düzenler iken kendi sağlık durumuna uygun davranışları seçmesi olarak tanımlanmıştır. Sağlıklı yaşam biçimi davranışları olarak beslenme, stres yönetimi, egzersiz, kişisel farkındalık, kişiler arası ilişki ve sağlık sorumluluğu sayılabilir. Çocuklar ise bedensel ve zihinsel yönden toplumun güçsüz ve bağımlı kesimini oluşturarak, sağlıklı yaşam biçimi davranışını, dünyaya geldiklerinde ilk çevresi olan ailelerinden görerek ve yaşayarak öğrenmektedirler. Çocukların ilk ve en etkili öğretmeni olan ebeveynlerin sağlıklı yaşam biçimi davranışı çocuğu doğrudan etkilemektedir. Sağlıklı yaşam biçimi davranışı yalnızca ekonomik koşullara ve hane halkı büyüklüğüne göre değil aynı zamanda aile yapısına, sosyo-kültürel özelliklere, evdeki atmosfe- re ve ebeveynlerle çocuklara bakan diğer kişilerin eğitim, bilgi, yetenek ve tutumlarına göre de değişkenlik göstermektedir. Örneğin beslenme eğitiminin, çok küçük yaşlardan başlayarak etkin öğrenme yöntemleriyle verilmesi büyük önem taşımaktadır. Yemeğini bitirmesi için çocuğu zorlamak ve bunun için ödül, rüşvet ver- mek, televizyon karşısında yedirmek, fast-food tarzı beslemek, asitli içecekler tercih etmek gibi davranışlar doğrudan ebeveynle ilgilidir. Ayrıca, fizyolojik nedenlerin dışında beslenme ve iştahsızlık problemleri anne baba tutumlarından kaynaklanabilir. Bu bilgiler doğrultusunda çocuğun sağlıklı yaşam biçimi davranışları aile ortamı ve ebeveyn davranışlarından etkilenmektedir.

Anahtar Kelimeler: Çocuk, Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışı, Aile Ortamı

GİRİŞ

Sağlıklı yaşam biçimi, bireyin sağlıkla ilgili davranışlarını kontrol edebilmesi, günlük yaşamdaki aktivitelerin- de sağlıklı davranışları seçmesi ve benimsemesi olarak tanımlanmıştır (Ocakçı, 2007). Sağlıklı yaşam biçimi davranışları olarak sağlıklı ve dengeli beslenme, stresle başaçıkma, fiziksel aktivite-egzersiz, kişisel farkında- lık, kişiler arası ilişkiler ve kaliteli-düzenli uyku sayılabilir (Bozhüyük ve ark., 2012). Çocuklar bedensel ve zihinsel yönden toplumun güçsüz ve bağımlı kesimini oluşturarak, sağlıklı yaşam biçimi davranışını, dünyaya geldiklerinde ilk çevresi olan ailelerinden görerek ve yaşayarak öğrenmektedirler. Bahsedilen sağlıklı yaşam biçimi davranışları çocuk ve aile ortamı açısından incelendiğinde aile ortamının çocukların sağlıkla ilişkili davranışlarını etkilediği görülmektedir.

Sağlıklı beslenme; büyüme gelişme ve günlük fonksiyonlarını karşılayabilmek için çeşitli besin öğelerinini

dengeli ve her bir birey için gereksinim duyulan miktarlarda yeterli bir şekilde alınarak vücudun gereksinim duyduğu enerjinin karşılanmasıdır. Sağlıklı ve dengeli beslenme toplumsal bir bilinç gerektirir. Sağlıklı ve

dengeli beslenme alışkanlığının küçük yaşlarda kazanılması toplumda sağlıklı ve dengeli beslenme bilincini arttırarak sağlıklı bir toplum oluşumunu sağlayacaktır. Sağlıklı ve dengeli beslenme bilinci çocukluk dönem- lerinde oluşması bireylerin yetişkinlik döneminde de bu alışkanlıkları süredürmesi ve hastalıklardan korunma açısından oldukça önemlidir. Beslenme ilk olarak ailede öğrenilen bir davranıştır ve çocukluk döneminde öğ- renilenler yetişkinlik dönemindeki beslenme alışkanlıklarını ve beslenme tutumunu da etkileyecektir. Ailedeki beslenme alışkanlığı, öğün sayısı, ailenin beslenmeyle ilişkili tutumları çocukların beslenme durumunu etki- leyecektir. Örneğin; ailede ebeveynler sabah kahvaltısı yapmadan işe güne başlıyorlarsa çocuklar da kahvaltı öğününün atlanabileceğini ailede öğrenmektedir. Oysa ki kahvaltı çocukların en önemli öğünü olan kahvaltı öğünü atlandığında çocuklarda dikkati toplayamama, halsizlik, öğrenme ve algılama güçlüğü, baş ağrısı, ba- şarısızlık gibi sorunlara sebep olmaktadır (TÜBER 2016; Akalın ve İrkin 2018). Ailelerin beslenmeye ilişkin tutum, davranış ve alışkanlıkları, çocukların besin tüketimlerini ve tercihlerini etkilemektedir. Ailenin beslen- meye ilişkin zorlayıcı ve katı bir tutum sergilemesi çocukların kendi kendine beslenmesini, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıklarının gelişimini, kendi besin alımlarını ve beslenme tercihlerini düzenlemesini engelleye- cektir (TÜBER 2016; Akalın ve İrkin 2018). Ebeveynler çocuklarına her türlü imkanı sunmasına rağmen den- geli ve sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmazlarsa, sağlık problemleri özellikle çağımızın problemlerinden obezite gibi sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Ayrıca çocuğun damak tadı, özellikle tatlı, tuzlu besin- ler, fast-food yiyeceklerle beslenme, yemekten sonra diş fırçalama alışkanlığı da ebeveynlerin sağlıklı yaşam davranışlarıyla çocuklarına rol-model olmasıyla ve doğru yetiştirme tarzıyla doğrudan ilişkilidir. Öncelikle ebeveynler tarafından verilen beslenme eğitiminde ailenin doğru ve uygun beslenme tarzı çocuğa beslenmeyi öğretmede oldukça etkilidir. Yemeğini bitirmesi için çocuğu zorlamak ve bunun için ödül, rüşvet vermek, te- levizyon karşısında yedirmek, fast-food tarzı beslemek, asitli içecekler tercih etmek gibi davranışlar doğrudan ebeveynle ilgilidir. Ayrıca beslenmeye ilişkin problemler sadece fizyolojik nedenler ile değil bazen ebevyenle- rin yanlış tutumlarından da kaynaklanabilir. Bu bilgiler doğrultusunda çocuklarda beslenme ile ilişkili sağlıklı yaşam biçimi davranışları aile ortamı ve ebeveyn davranışlarından etkilenmektedir (Akalın ve İrkin 2018).

Stres Yönetimi: Çocuklar içinde doğup büyüdüğü aile ortamında sosyalleşmeyi, iletişim ve ilişki kurma-

yı, çevresindeki olayları/sorunları anlamayı, yorumlamayı ve sorunlarla başetmeyi öğrenirler (Alisinanoğ- lu ve Ulutaş, 2003). Çocuğun kendisi ve çevresi ile ilgili olaylara ilişkin duygular aile ortamında oluşur ve çevresindeki olaylara/durumlara nasıl tepkiler vereceğini, düşüncelerini nasıl ortaya koyacağını, duygularını yönetmeyi aile içerisinde öğrenir. Aile ortamında eveveynler arasındaki duygusal, samimi ve doğal iletişim tarzı çocuklar için etkili bir model ve yaşamsal çerçeve oluşturur. Bunun tam tersi ise; aile içinde stresin uy- gun olarak kontrol edilememesi çocuklarda öfke ve saldırganlığa neden olmaktadır. Özellikle şiddete tanık olan çocuklarda şiddet eğiliminin daha fazla olduğu sonucuna varılmıştır (Haskan Avcı ve Yıldırım, 2015; Genç ve ark., 2017). Stres evrenseldir ve çocuğun stres ile ilgili ‘savaş veya kaç’ tepkisinden hangisini ne zaman kullanacağı çevresinden gördükleri veya aile ortamında yaşadıklarından etkilenebilir (Özen, 2017). Aile ortamında ebeveynlerin iyi birer gözlemcisi olan çocuklara stresle başetme, öfke kontrolü ile ilgili bece- rileri doğru ve seçkin davranışlar sergileyerek göstermesi gerekmektedir. Ebeveynler, insanların sorunlarını isteklerini ve gereksinimlerini belirtmesinde iyi bir ifade aracı olan duygularını olumsuz ve saldırgan davra-

nışlarla ifade ettiğinde çocuklar duyguların şiddetli yaşanması gerektiğini ve saldırganlığı öğrenmiş olurlar (Miller, 2002).

Fiziksel aktivite-egzersiz: Sağlıklı bir yaşam biçimi sergilemede önemli bileşenlerden biri olan egzersiz ço-

cukların büyüme ve gelişmesi açısından daha da önemli bir haldedir. Vücudun kas miktarını ve kemiklerin dayanıklılığını arttırmak açsından fiziksel aktivitenin uygun, yeterli, planlı ve sistematik bir şekilde düzenli hareketler ile egzersiz şeklinde yapılması önerilmektedir. Çocuklara egzersiz alışkanlığı kazandırmak için uy- gun ortam sağlanması ve çocukların desteklenmesi gerekir. Aile içinde çocuğun fiziksel aktivite ve egzersiz yapmasını sağlayacak oyunlar oynanması, çocuğun teknoloji ile vakit geçirmesini önlemek/snırlandırmak ve farklı alternatif aktiviteler önermek ebeveynlerin önemli sorumluluğudur. Ebeveynlerin egzersiz alışkanlığı çocukların da egzersize olan tutumunu etkileyeceğinden ebeveynlerde fizikzel aktivite programlarına katılı- mın desteklenmesi ve aile ile birlikte fiziksel aktivite katılımının sağlanması gerekir. (TÜBER 2016; Akalın ve İrkin 2018).

Çocuğun Kişilerarası İlişkiler: çocuğun yetiştiği aile ortamında uygulanan aile tutumlarının çocuğun hem

kendisi hem de çevresi hakkında olumlu-olumsuz düşünmesinde önemli payı vardır. Ebeveynlerden özellikle anne ile çocuğun güvenli-güvensiz bağlanma stilleri de çocuğun kişiler arası ilişkilerini yetişkinlikte de etki- lemeye devam edeceği öngörülmektedir (Stahl, 2017). Çocukların sevgi, ailt olma, güven duyma gibi temel gereksinimleri ilk olarak ailede karşılanır. Çocukların bu gereksinimlerine cevap vermek ve sevgi ait olma sevme beğenilme duygusunu çocuklara hissettirmek çocukların kendini değerli bir birey olarak anlamlandır- masında, kişilerarası ilişkilerini yönetmede ve kendini ifade edebilmesinde oldukça önemlidir (Miller 2002; Usta 2004). Çocuğun sosyalleşmesiyle birlikte sorunlarla daha çok karşılaşması olasıdır. Problem çözmeye karşı tutumu aile tutumlarıyla ilişkilidir. Çünkü empati, hoşgörü gibi ebeveynin tutumlarını gözlemleyen ço- cuk o davranışları örnek alıp, aynısını yapmaya gayret gösterir. Bundan dolayı bu süreçte ebeveyn tutumları büyük önem taşır. Çocuğun davranışlarını sakince, anlayışla ve şefkatle karşılamak, yaşına uygun açıklamalar yapmak, çocuğun duygularını özgürce ifade etmesine olanak sağlamak, çocuğa duyguların anlatıldığı ve duy- gu ifadelerinin resmedildiği kitaplar okumak gibi davranış ve tutumlar bilinçli ebeveynlikle ilişkilidir (Miller 2002; Usta 2004).

Kişisel farkındalık ve aile ortamı: Çocukların sağlıkla ilgili farkındalığı sağlık algısını ve sağlık sorumlu-

luğunu yerine getirmesi açısından önemlidir. Sağlıkla ilgili farkındalık sahibi olan çocuklar fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik hali için gereksinimlerinin ne olduğunu anlayabileceklerdir. Sağlığı koruma ve geliştirme için benimsemesi gereken olumlu davranışları daha iyi bir düzeyde sergileyebilecektir. Ebeveynler sağlığa ilişkin farkındalık oluşturarak sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının neden sergilenmesi gerektiğine yönelik davranışın nedenini ve sonucunu açıklayarak çocuğun farkındalığını yükseltebilir. Çocukların sağlık ve hasta- lığı anlamlandırmada, vücudundaki değişimleri farketme ve bu değişmlere uyum sağlamada, yaşayabileceği sorunları öngörme ve yaşanan sorunlarla başdebilme becerisi kazanmada, herhangi bir hastalık ya da sakatlık durumunda yeniden iyileşme gücü ve umudu bulmada, sağlık sorumluluğunu üstlenmede farkındalığın olumlu etkisi vardır. Ebeveynlerin sağlık ve hastalığa ilişkin tepkileri, tutumları çocuklarda farkındalık oluşmasında etkildir (Bozhüyük ve ark., 2012).

Aile Tutumlarının Çocuğun Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarına Etkisi

Aile kurumu, işlevleri sebebiyle toplumsal yapının temel taşlarından biridir. Çocukların bakımı, yetiştirilmesi ve toplum hayatına hazırlanmaları aile içinde gerçekleşmektedir. Çocuğun bedensel, düşünsel ve ruhsal alanda sağlıklı gelişimi sevgi ile yetişmesine bağlıdır. Ailedeki tutumlar ve aile ortamı bir çocuğun sağlıklı gelişimin- de en önemli etkenlerdendir. Ebeveynler çocuk yetiştirmede farklı tutumlar sergileyebilmekte ve çoğunlukla sergilediği tutumların yanlış/olumsuz bir tutum olduğunu bilmemektedir. Aile tutumu olarak anne babalar, aşırı koruyucu/ kollayıcı, aşırı baskıcı ve otoriter, sınırsız özgürlükçü, reddedici ve demokratik olabilirler. Ai- lelerin çocuklarını yetiştirirken sergilediği ebeveyn tutumları çocuğun fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik durumu- nu ve sağlıklı yaşam biçimi sergilemesini etkilemektedir (Şakır Selimhocaoğlu 2011; Aydoğdu ve Dilekmen 2016; Alabay 2017; Atabey 2017; Çakırlı 2017; Akalın ve İrkin 2018).

Aile tutumlarının (Yavuzer, 2012; Gibson, 2017; Yavuzer, 2019; Cüceloğlu, 2019) çocuğun sağlıklı yaşam davranışlarına etkisi incelendiğinde;

Demokratik Tavır Gösteren Anne Babalar: Aile içinde kurallar çocukla birlikte belirlenir, kurallar önceden

açıklanır, herkes tarafından bilinir ve çocukların kurallara uyum sağlaması beklenir. Çocuklar kurallar ile il- gili görüş belirtebilir. Bu tutumu benimseyen aileler etkili iletişim yöntemlerini kullanır ve çocuklarına sevgi, ilgi gösterdiklerini hissettirirler. Çocuklarını ilgiyle, sabırla, duyarlılıkla desteklerler. Bu tutumu sergileyen ebeveynlerin çocukları bağımsız, özgüveni yüksek, etkili iletişim ve problem çözme becerisine sahip, uyumlu ve başarılı, kendini iyi bir şekilde ifade edebilen, kendi davranışlarını kontrol edebilen çocuklardır. Bu aile ortamında büyüyen çocukların, ebeveyniyle uyumlu etkileşimlerinden dolayı öğrendiği sağlıklı yaşam biçim davranışlarını benimseyerek uygulaması beklenir.

Baskıcı ve Otoriter Anne Babalar: Aile ortamında katı kurallar koyarak çocuğun bu kuralları sorgulama-

dan kabul etmesini bekleyerek uymaya zorlayan ebeveynlerdir. Kuralları belirlerken çocuğun fikri alınmaz ve çocuk kural dışı davrandığında cezalandırılır. Bu cezada, sözle veya fiziksel olarak şiddet gördüklerinde aşağılık duygusu geliştirebilirler. Ebeveynleri tarafından bu tutumda yetiştirilen çocuklar utangaç, çekingen, içe kapanık, itaatkar, kibar, başkalarından kolay etkilenebilen çocuklardır. Cezalandırılma korkusundan dolayı kendilerini rahatça ifade edemezler. Ergenlikte ise, evden ve okuldan kaçma eğilimi gösteren isyankar bir şe- kilde davranabilirler. Otoritenin olduğu yerde sinme, kendinden güçsüz kişilere karşı ise saldırgan bir şekilde davranabilirler. Bu aile ortamında büyüyen çocuklar, zorlanarak da olsa kurallara uyarlar. İlerleyen yıllarda ebeveyniyle yetersiz etkileşimlerinden dolayı öğrendiği sağlıklı yaşam davranışlarını benimsemede güçlük yaşayacaklardır. Ayrıca bu tutumla yetişen çocukların zararlı alışkanlıklar ve madde kullanımı gibi davranışları sergileme durumu daha yüksek olabilir.

Aşırı Koruyucu Anne Babalar: Aile içinde gereksiz bir şekilde koruyucu tavır sergileyen ebeveynler, ço-

cuğun başına kötü bir şey geleceği korkusuyla çocuklarını gereğinden fazla kontrol eden ebeveynlerdir. Aşırı koruyucu tavır sergiledikleri için çok fazla kural koyarak çocuğun kendini gerçekleştirmesine fırsat tanımazlar. Bu tutumu sergileyen ebeveynlerin çocukları, büyüme dönemlerine uygun becerileri yaşıtlarından daha yavaş gelişmiş ve olgunlaşmamıştır. Bu çocuklar utangaç, içine kapanık, problem çözme, kendini kontrol etme be-

cerisi ve özgüveni düşük bir kişilik yapısı geliştirebilirler. Bir çok davranışı sergilerken ebeveynlerine bağımlı bir şekilde hareket ederler ve tüm kurallara uyarlar. Bu aile ortamında büyüyen çocuklar, sağlıklı yaşam dav- ranışlarını benimsediği için, ebeveyni dikkat ettiği sürece uyabilir.

Sınırsız Özgürlükçü Anne Babalar: Bu aile ortamında tüm kuralları çocuklar koyarlar. Bu çocukların tüm is-

tedikleri ebeveynleri tarafından koşulsuz yerine getirilir. İstekleri karşılanmadığında hırçınlaşma, ağlama, ba- ğırma, ebeveyne saygısızlık ya da saldırgan davranışlar sergileme görülebilir. Bu çocuklar bencil ve sorumsuz bir kişilik yapısı geliştirebilirler. Bu çocukların davranışlarını denetlemek çok güçtür ve hep kendi isteklerinin yerine getirilmesini bekledikleri için arkadaşları ile ilişkilerinde sorun yaşarlar. Bu aile ortamında büyüyen çocukların, sağlıklı yaşam davranışlarını canı istediği zaman sergilemeleri olasıdır.

Reddedici Anne Babalar: Bu tutumdaki aile ortamında ebeveynler hiçbir kural koymazlar. Çocuğun sağlık,

beslenme, temizlik, sevgi gibi temel ihtiyaçları karşılanmaz. Ebeveynler çocuğa karşı hırçın, soğuk, ilgisizdir- ler ve çocuğa istenmediğini hissettirirler. Bu tutumda yetişen çocuklar içe kapanık, asosyal, yardımseverlikten uzak, sinirli, kendisinden yaşça küçük ve güçsüzlere karşı düşmanca tavırlar sergileyebilirler. Yetişkin dönem- deki rollerini yerine getirmede sorumsuzdurlar. Suça eğilimlidirler. Bu aile ortamında büyüyen çocukların te- mel ihtiyaçları tam olarak karşılanamadığı için, sağlıklı yaşam davranışlarını reddetme davranışı göstermeleri ve sağlıkla ilgili sorumsuz bir tavır sergilemeleri olasıdır.

Anne babalar bu tutumları birkaçını birlikte de uygulayabilir, mesela; ebeveynler duygu durumuna göre arada sırada otoriter, aşırı koruyucu, bazen de baskıcı olabilir. Bazen de ebeveynlerden biri güven verici iken diğeri baskıcı ve otoriter tavır içinde olabilmektedir. Aileler üzerine yapılan araştırmalarda, ailelerin destekleyici, bilgili, cesaretlendirici ve onların eğitimiyle ilgilendiklerini ve çocuklarının gelişimlerine pozitif katkıları ol- duğunu göstermiştir (Şakır Selimhocaoğlu 2011; Aydoğdu ve Dilekmen 2016; Alabay 2017; Atabey 2017; Çakırlı 2017; Akalın ve İrkin 2018). Ebeveyn tutumlarının çocukların nasıl bir kişilik yapısında olmasına ve sağlıklı bir yaşam biçimi benimsemesine etkisi ebeveynlere anlatılmalıdır.

SONUÇ

Çocukların ilk ve en etkili öğretmeni olan ebeveynlerin sağlıklı yaşam biçimi davranışı çocuğu doğrudan etkilemektedir. Sağlıklı yaşam biçimi davranışı yalnızca ekonomik koşullara ve hane halkı büyüklüğüne göre değil aynı zamanda aile yapısına, sosyo-kültürel özelliklere, evdeki atmosfere ve ebeveynlerle çocuklara ba- kan diğer kişilerin eğitim, bilgi, yetenek ve tutumlarına göre de değişkenlik göstermektedir. Sağlıklı bir toplum sağlıklı çocuklar ve sağlıklı yaşam biçimini benimseyen nesiller ile oluşmaktadır. Bu yüzden geleceğin ye- tişkinleri olacak olan çocukların sağlıklı bir yaşam biçimi kazanmasında en önemli roldeki ebeveynlerin nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğine yönelik ebeveyn eğitimleri ve bu konu ile ilgili çalışmalara ağırlık verilmesi gerekmektedir.

KAYNAKÇA

Akalın, S., İrkin, R. (2018). Ebeveynlerin Tutum ve Davranışlarının Çocukluk Çağı Obezitesi ile İlişkisi. İzmir Democracy University Health Sciences Journal, 1(3): 49-62.

Alabay, E. (2017). Okul Öncesi Dönem Çocuğu Olan Ebeveynlerin Ebeveynlik Tutumlarının İncelenmesi. Journal of Eraly Childhood Studies, 1(2): 156-174.

Alisinanoğlu, F., Ulutaş, İ. (2003). Çocukların Kaygı Düzeyleri ile Annelerinin Kaygı Düzeyleri Arasındaki

İlişkinin İncelenmesi, Eğilim ve Bilim, 28(128): 65-71.

Atabey, D. (2017). Anasınıfına Devam Eden Çocukların Annelerinin Anne Tutumlarının İncelenmesi (Çorum İli Örneği). Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 10(1): 145-167.

Aydoğdu, F., Dilekmen M. (2016). Ebeveyn Tutumlarının Çeşitli Değişkenler Açısından Değerlendirilmesi. Bayburt Eğitim Fakültesi Dergisi, 11(2): 569-585.

Bozhüyük, A., Özcan, S., Kurdak, H., Akpınar, E., Saatçı, E., Bozdemir, N. (2012). Sağlıklı Yaşam Biçimi ve Aile Hekimliği. Turkısh Journal of Famıly Medıcıne and Prımary Care (Tjfmpc), 6(1): 13-21.

Cüceloğlu D. (2019). İçimizdeki Çocuk. (59. baskı) İstanbul: Remzi Kitabevi.

Çakırlı, N. (2017). Anne-Babaların Çocuk Yetiştirme Tutumları ile 5-6 Yaş Aralığındaki Çocukların Özgü- ven Düzeyinin İncelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Doğu Akdeniz Üniversitesi Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü Okul Öncesi Eğitim Bölümü, Gazimağusa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.

Genç, Y., Taylan, H., Adıgüzel, Y., Kutlu, İ. (2017). The Effects of Domestic Violence on Adolescents’s Vi- olence Tendencies: The Case of Antalya High Schools. Sakarya University Journal of Education, 7 (2): 409-422 . DOI: 10.19126/suje.311083

Gibson L.C. (2017). Olgunlaşmamış Ebeveynlerin Yetişkin Çocukları. (3. Baskı) (Çeviren: Dilek Boyraz) İstanbul: Deren Matbaacılık.

Haskan, Avcı, Ö., Yıldırım, İ. (2015). Ergenlerde Şiddet Eğiliminin Görülme Sıklığı. Kuramsal Eğitimbilim Dergisi, 8(1): 106-124. https://dergipark.org.tr/tr/pub/akukeg/issue/29356/314123

Miller, J.A. (2002). Çocuklarda Depresyon. (Çev: Müjde Işık), İstanbul: Özgür Yayınları. Stahl, S. (2017). Bağlanma korkusu. İstanbul: Kuraldışı Yayıncılık.

Ocakçı, A. (2007). Sağlığın Korunma ve Geliştirilmesinde Hemşirelik Hizmetlerinin Rolü, http://server.kara-

elmas.edu.tr/saglik/skg.htm (Erişim Tarihi: 08.12.2019).

Özen, Y. (2017). Çocuklarda Bilişsel Davranış Psikolojisi. Ankara: Yason Yayınları.

Şakır Selimhocaoğlu, A. (2011). The Effect of Parents’ Behavıours to Theır Chıldrens’ Basıc Needs On Chıld- rens’ Emotıonal Abuse-Neglect (An Example of Kırşehir Province). Milli Eğitim Dergisi, 41 (189): 87- 104 .

Türkiye Beslenme Rehberi 2015 (TÜBER) (2016). T.C. Sağlık Bakanlığı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu. Tür- kiye Beslenme Rehberi, Yayın No:1031, Ankara.

Usta, A. (2004).Çocuğun Ruhsal Süreçleri Üzerinde Ailenin Etkisi. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Der- gisi, 548. https://www.pegem.net/Akademi/makale_detay.aspx?id=8233

Yavuzer H. (2012). Çocuğu Tanımak ve Anlamak. (10. Baskı) İstanbul: Remzi Kitabevi. Yavuzer H. (2019). Çocuk Psikolojisi. (43. Baskı) İstanbul: Remzi Kitabevi.

KADIN ÇOCUK SAĞLIĞINA YÖNELİK DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ’NÜN ALDIĞI

Outline

Benzer Belgeler