• Sonuç bulunamadı

D. Sunum Esasları

2. Uygulama Alanları

Sosyal hizmet, disiplinler arası bir çalıúma alanı olarak, sosyal hizmet uzmanları ve di÷er profesyoneller tarafından gerçekleútirilen mesleki ve akademik etkinlikler bütününü oluúturur245. Dinamik bir alan olarak de÷iúime açıktır ve toplumsal de÷iúimlerden etkilenir. Toplumsal de÷iúimle ortaya çıkan yeni sorun ve ilgi alanlarının geniúlemesine246 ve yeni gereksinimlere cevap verebilmek amacıyla247 sosyal hizmet alanlarının da yeniden belirlenmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ba÷lamda, sosyal hizmet alanı olarak önceleri, “e÷itim, sa÷lık, konut, rehabilitasyon, e÷lence ve boú zamanları de÷erlendirme, sosyal güvenlik, sosyal refah”248 kabul edilirken, gelinen süreçte sosyal hizmetin kapsam ve ilgi alanları da de÷iúmiútir. Buna ba÷lı olarak, sosyal hizmet programları, modern toplumlarda yaygın bir úekilde yürütülmektedir ve yöneldi÷i gruplar çok çeúitlidir. Dolayısıyla, sosyal hizmet, sadece yoksullarla sınırlı kalmayacak boyutta, de÷iúik yapılardaki hedef kitlesine hitap etmektedir.

Hiç kuúkusuz, sosyal hizmet alanları, belirtilenlerle sınırlı de÷ildir. Çünkü sosyal hizmet sadece belirli bir kesime de÷il, toplumun bütününe yönelik bir hizmettir ve yaúamın bütün alanlarında vardır. Sosyal hizmet geniú kapsamıyla çocuklar, gençler, engelliler, yaúlılar, sokakta yaúayan ve yaúı küçük oldu÷u halde çalıútırılan kadınlar, göçmen ve mülteciler, tıbbi açıdan tedaviye ve yardıma muhtaç hastalar ile alkol ve madde ba÷ımlıları, suçlular, yoksullar, evsizler vb. kiúi ve gruplar ile toplumun geliúip de÷iúmesine yönelik hizmet ve yardım programlarını

244

Nagehan Talat Arslan, “Kâr Amaçsız Örgütler ve Stratejik Yönetim” Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 28, Sayı: 2, 2004, s. 155.

245Mehmet Zafer Danıú, “Türkiye’de Yaúlı Nüfusun Yalnızlık ve Yoksulluk Durumları ve Sosyal

Hizmet Uygulamaları Açısından Bazı Çıkarımlar”, Toplum ve Sosyal Hizmet Dergisi, Cilt: 20, Sayı: 1, 2009, s. 71.

246

Sevinç Özen, “Sosyolojide Bir Alan: Sa÷lık Sosyolojisi ve Sa÷lık-Toplumsal Yapı øliúkileri” Sosyoloji Dergisi, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını, Sayı: 4, 1993, s. 73.

247

Veli Duyan, Sa÷lıkta Psiko-Sosyal Boyut, Ankara, 1996, s. 4.

248

içermektedir249. Geleneksel olarak sosyal hizmet alanlarında aile hizmetleri, çocuk koruma hizmetleri ve sa÷lık ön plana çıkarken250 bunların dıúında sosyal hizmetin faaliyet alanlarına iliúkin gruplandırma ise, úöyle özetlenebilir:

x Tıbbi Sosyal Hizmetler,

x Psikososyal Danıúmanlık Hizmetleri, x Kurumsal Islah Hizmetleri,

x Kurumsal Rehabilitasyon Hizmetleri,

x Çocuk Koruma ve Kurumsal Yetiútirme Hizmetleri, x Yaúlılara Bakım ve Psikososyal Destek Hizmetleri, x Gençli÷e E÷itsel Destek Hizmetleri,

x Do÷al Afetlerde Ekonomik Destek Hizmetleri, x Aileye Manevi Destek Hizmetleri ve

x Özürlülere Yönelik Mesleki ve Psikososyal Hizmetler251gibi pek çok hizmet zamanla sosyal hizmetlerin kapsamına dâhil olmuútur. Bunların dıúında, sosyal hizmetlerin faaliyet alanları, aile ve çocuk hizmetleri, sa÷lık ve rehabilitasyon, ruh sa÷lı÷ı, bilgi ve sevk, iú yaúamında sosyal hizmet, çocuk ve yetiúkinlerin ıslahı, yaúlılık hizmetleri, okulda sosyal hizmet, konut, toplum kalkınması, gelirin korunması ve sürdürülmesi olarak sıralanmıútır252.

Bu noktada temel sosyal hizmet alanları: x Çocukluk ve Gençlik Refahı,

x Yaúlılık ve Aile Sorunları, x Engellilik,

x Sa÷lık ve

x Suçluluk olarak sıralanabilir.

Sosyal hizmetin, toplumsal de÷iúimden etkilenmesi nedeniyle sadece yukarıda belirtilen alanlarla sınırlı kalmadı÷ı, sosyal hizmet alanlarına iliúkin uygulamalarda da de÷iúikli÷e gidildi÷i görülmektedir.

249

Demirbilek, Sosyal Hizmet, ss. 19-20.; S. Özdemir, Küreselleúme, s. 101.

250

DuBois ve Miley, s. 20.

251

Seyyar, Siyaset, s. 519.; Okçay, s. 157.

252

a. Çocuk ve Gençlik Refahı

Toplumların gelece÷ini úekillendirecek olan çocukların, aile ve toplum için önemi oldukça büyüktür. Bu yüzden, çocu÷un ruhsal, bedensel ve toplumsal açıdan tam bir iyilik halinde olması toplumsal refahın sa÷lanması için hem bir gereklilik hem de bir ön koúul olarak kabul edilmektedir. Özellikle az geliúmiú toplumlarda aúırı nüfus artıúı, yetersiz ve dengesiz beslenme sa÷lık ve e÷itim olanaklarından yararlanamama, çalıúma koúullarının olumsuz oluúu, istismar ve savaúlar gibi sosyal sorunlar en fazla çocukları etkilemektedir. Sanayileúmiú toplumlarda, çocu÷a verilen önemin oldukça yüksek oldu÷u bilinmekle birlikte, sosyal sorunların var oldu÷u her alanda bundan en fazla çocukların zarar gördü÷ü de bir gerçektir. øúte bu nedenle sosyal hizmetler içinde en kapsamlı kısım da çocuk ve gençlik refah alanıdır253.

Toplumlar, çocukların sa÷lıklı ve iyi bir úekilde yetiúebilmesi için aile çevre ve toplum koúullarının uygun olmasını öngörür. Yinede, her toplumda az veya çok sayıda çocu÷un uygun olmayan koúullarda yetiúmesine engel olunamaz. Çocuklar için yeterli düzeyde olanakları sa÷layamayan aileler bulunmaktadır. Bu yüzden ortaya çıkacak olumsuzlukların ortadan kaldırılması, her çocu÷un yetenekleri ölçüsünde geliúebilmesi, aile ve toplum düzeyinde korunabilmesi için uygun koúulların yaratılması çocuk refah alanının en önemli amaçlarından biridir. Bu nedenledir ki, toplum, çocu÷un yetiútirilmesinde anne ve babaya yardımcı olmak, görevlerini daha rahat yerine getirebilmesi için onların haklarını korumak durumundadır. Toplum, ortaya çıkacak olumsuzluklardan çocukları korumak amacıyla anne ve babaya254 kurumsal ve hukuksal araçlarla müdahale eder. Çünkü çocuklar, bedensel ve ruhsal olgunlu÷a tam olarak kavuúmadı÷ı için reúit oluncaya kadar korunmaya muhtaçtır255.

BM Çocuk Hakları Sözleúmesi (BMÇHS), ulusal kanunlarca daha erken yaúta reúit sayılma hariç, 18 yaúın altındaki her insanı çocuk saymaktadır. Rüút yaúı kavramı, hem ülkeler arasında hem de belirli bir ülkedeki medeni hukuk, ceza hukuku, siyasal ve di÷er kurallara göre de÷iúiklik göstermektedir256. Gençlik ve genç

253

Okçay, s. 156.

254

Koúar, Aile ve Çocuk, s. 39.

255

Seyyar, Siyaset, s. 102.

256Fatma Savaú Sandalcı “Çocuk Hakları ve Sosyal Hizmet Mesle÷i” http://www.shudernegi.org/,

kavramları ile ilgili, evrensel bir tanım yapılmamakta, yapılan tanımlarda ise, daha çok yaú ölçütü temel alınmaktadır. Ayrıca, gençlik ve genç kavramları kültürel, geleneksel ve siyasi faktörlere ba÷lı olarak ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Sanayileúmiú ülkelerde, gençlik yaúı açısından üst sınır sıkça de÷iúmesine ra÷men, alt sınır genellikle zorunlu e÷itimin sona erdi÷i yaúa denk gelmektedir. øngiltere’de 16-18, øtalya’da 14-32 Türkiye’de ise Milli E÷itim Bakanlı÷ına göre 12-24, Devlet Planlama Teúkilatı tarafından hazırlanan III. ve IV. Beú yıllık kalkınma planlarında 12-24 yaú V,VI, VII, VIII, IX. Beú yıllık kalkınma planlarında ise 15-24 yaú grubu genç nüfus olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte, BM ve Ekonomik Kalkınma ve øúbirli÷i Örgütü (OECD) verileri genç nüfusu 15- 24 yaú grubu olarak kabul etmekte ve böylece istatistikî analizlerde uluslararası standart oluúmaktadır257.

Türkiye’de çocuklar gibi gençler de, ihmal, sa÷lık sorunu, kötü alıúkanlık ve ailede meydana gelen, ana baba anlaúmazlı÷ı gibi nedenlerle, ailenin bakımı, koruması ve yetiútirmesinden kısmen veya tamamen yoksun kalmakta258, soka÷a düúerek sosyal risklerle karúı karúıya kalıp korunmaya muhtaç hale gelebilmektedirler. Bu durumdaki gençlere rehabilitasyon ve yeniden topluma kazandırma amacıyla259 bakım ve koruma hizmeti verilmektedir. Çocukları ve gençleri koruma düúüncesinin temelinde kamusal yararlar bulunur. Bu nedenle, çocukların ve gençlerin korunmasını hedefleyen sosyal politikalar devletlerce üretilir, uygulamaya konulur ve denetlenir. Bu ba÷lamda, devlet do÷rudan sorumluluk taúır. Devletin, çocuklara ve gençlere yardımcı olma do÷rultusundaki tutumu aynı zamanda sosyal devlet ilkesinin bir gere÷idir. Çocuklara ve gençlere yönelik bir koruma rejiminin yaratılamaması çocuklar ve gençlerin karúılaúılaca÷ı önceden bilinen ve önlenebilir bir zararın, önemsenmeyerek göz ardı edilmesi anlamını taúır260.

257

M. Burak Buluttekin, “Türkiye’de Genç øúsizli÷i Sorununun Ekonomik Etkileri ve Avrupa østihdam Stratejisi Çerçevesinde Çözüm Stratejilerinin Belirlenmesi” øú Müfettiúleri Derne÷i II. Çalıúma Yaúamı Kongresi Tartıúma ve Panel Notları, 26-27 Nisan 2008, Angora Ofset, Ankara, 2008, s. 103.

258Sevda Demirbilek, “Korunmaya Muhtaç Gençlerin Topluma Kazandırılmasında Yetiútirme

Yurtları” Dokuz Eylül Üniversitesi øktisadi ødari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt: 15, Sayı: 2, 2000, (Korunmaya Muhtaç Gençler), s. 137.

259

Sözer, Sosyal Hukuk, s. 121.

260

b. Yaúlılık ve Aile Sorunları

Yaúlılık, her kiúinin do÷umundan ölümüne kadar organizmanın kaçınılmaz olarak karúılaútı÷ı hücre yapısındaki de÷iúimler ile meydana gelen biopsikososyal geliúim sürecidir261. Yaúlılık; zaman etkenine ba÷lı olarak de÷iúen, kiúinin çevresel de÷iúkenlere uyumu, organizmanın iç ve dıú etkenler arasında denge sa÷lama potansiyelinin azalması ölüm riskinin artmasıdır262. Ayrıca, yaúlılık fizyolojik bir olgu olarak, kiúinin fizyolojik ve fiziksel güçlerini kullanamayacak úekilde, yavaú yavaú kaybetme263 yaúam süresinin do÷al ve gelinmesi gereken son evresi olarak tanımlanmaktadır264. Yaúlılıkla birlikte kiúilerde hem biyolojik hem psikolojik ve hem de toplumsal de÷iúimler yaúanmaktadır. Bu nedenle, yaúlılık pek çok zorlu÷u da içinde barındırmaktadır. Kiúiler, yaúlılıkta, sa÷lık sorunlarının yanı sıra pek çok toplumsal sorunla da karúı karúıya kalmaktadır. Yaúlanma ile birlikte ortaya çıkan rol ve statü kayıpları, gerek kadının ve gerekse erke÷in toplumdan hızla uzaklaúmasına, onların bir kez daha toplumdan dıúlanmasına neden olmaktadır. Di÷er dezavantajlı grupların sıklıkla yaúadı÷ı bir süreç olan sosyal dıúlanma, yaúlıların da yaúadı÷ı bir sorun olarak karúımıza çıkmaktadır265. Çünkü yaúlılık; ekonomik açıdan gelir kaybına, sa÷lık harcamalarının artmasıyla da gider artıúına yol açan ve toplumsal açıdan sosyal güvenlik ihtiyacının belirgin olarak kendini gösterdi÷i kapsamlı ve uzun bir sürece ihtiyaç gösteren266, yaúa ba÷lı olarak farklılaúan sosyal risktir267.

Dünyadaki tüm ülkelerin sosyal güvenlik sistemleri nüfusun yaúlanmasından etkilenmektedir. Yaúlılık olgusu, gerontolojik anlamda 65 yaú üzeri olarak kabul edilmektedir ve yaúlılar endüstri toplumlarının giderek artan bir orandaki grubunu

261Erkan, Yaúlılara Bakıú, s. 55. 262Akı ve Taútekil, s. 118.

263Melek Kekovalı ve di÷erleri, “Huzurevinde Kalan Yaúlılarda Depresyon Belirtilerinin

øncelenmesi”, Mu÷la Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 7, 2002, s. 89.

264Fatma Baúterzi, Yaúlılık Sigortası, Türkiye øúveren Sendikalar Konfederasyonu Yayın No: 275,

Ankara, 2006, s. 35.

265Elif Gökçearslan ve Bilge Önal Dölek, “Huzurevinde Kalan Yaúlıların Cinsiyet Farklılıklarına

Ba÷lı Sosyal Dıúlanma Süreçleri” http://www.shcek.gov.tr/userfiles/pagefiles/diger- yayinlar/Ul.Sos.Hiz.SempozyumKitabi.doc, ( 21.10.2010).

266Baúterzi, s. 34. 267

Gosta Esping-Andersen, “Toplumsal Riskler ve Refah Devletleri”, Sosyal Politika Yazıları, (Der. Ayúe Bu÷ra-Ça÷lar Keyder), 3. baskı, øletiúim Yayınları, østanbul, 2008, s. 32.

oluúturmaktadır. Bu nedenle, yaúlılar için sa÷lık, barınma olanakları, fiziksel ve duygusal destek olma gibi iúlevleri devlet deste÷iyle sa÷lama çabası, günümüzde oldukça yüksek finans ve yatırım kaynaklarının yaúlıya yönelmesini sa÷lamıútır268. Geleneksel aile yapısının çözülüp de÷iúmesi, yaúlıları gerek kırsal ve gerekse kentsel alanlarda desteksiz bırakmakta, bu kiúilerin yo÷un bir biçimde bakım ve gözetim ihtiyaçlarını ve ba÷ımlılık oranlarını artırmaktadır. Yaúlanmanın kiúi üzerindeki olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması sosyal politikanın alanına girmekte269 ve sosyal hizmetlerle iliúkilendirilmektedir. Bu nedenle, sosyal hizmetlerin ilgi alanlarından birini de yaúlılık veya yaúlılar oluúturmaktadır.

ønsan yaúamında durdurulamayan fakat geciktirilebilen biyolojik bir olay270 olan yaúlılık, canlılarda vücudun zamanla iç ve dıú etkenlere yeteri kadar karúı koyamamasından do÷an ve ölümle sonuçlanan bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Ancak, zamana ba÷lı olarak yaúlanma ile biyolojik yaúlanma farklı dönemlerde meydana gelmektedir. Bu nedenle, gençken yaúlı, yaúlı iken genç görünümlü insanlarla karúılaúmak olasıdır271.

Çocukluk, gençlik, eriúkinlik dönemlerini ifade eden tüm sözcüklerde oldu÷u gibi yaúlılık dönemini ifade eden sözcükler272 ve yaúlılık ça÷ının baúlaması da görecelidir. Yaúlılık, bir toplumdan di÷erine ve ça÷dan ça÷a ayrım gösterir273. Bir toplumdan bir baúka topluma veya aynı toplum içerisinde kiúiden kiúiye ya da zamana ba÷lı olarak de÷iúebilmektedir. øklimsel özellikler, çalıúma koúulları, beslenme ve cinsiyet gibi özellikler ortak bir tanımın yapılmasını güçleútirir. Bu yüzden yaúamın do÷al evrelerini birbirinden kesinkes olarak ayırmak hemen hemen olanaksızdır274. Ancak, Dünya Sa÷lık Örgütü (DSÖ) tarafından 1963 yılında Kiev’de düzenlenen ve Yaúlıların Sa÷lık Sorunlarını ele alan bir toplantıda275, yaúlanma kronolojik açıdan ele alınarak üç safhaya ayrılmıútır:

268

Okçay, s. 157.

269

Altan, Sosyal Güvenlik, s. 265.

270

Demirbilek, Sosyal Güvenlik, s. 210.

271Akı ve Taútekil, s. 118. 272Altan ve ùiúman, s. 22.

273Akın Konak ve Yasemin Çi÷dem, “Yaúlılık Olgusu: Sivas Huzurevi Örne÷i” Cumhuriyet

Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 29, Sayı: 1, 2005, s. 36.

274

Altan ve ùiúman, s. 22.

275 Müberra Babao÷ul, “Yaúlı Tüketiciler Pazarı ve Taraflara Öneriler”, Yaúlılıkta Kaliteli Yaúam ,

45-59 yaú -Orta Yaúlılar 60-74 yaú - Yaúlılar

75 yaú ve üzeri - Kocamıúlar olarak sınıflandırılmıúlardır276.

Bu sınıflandırmaya göre 60 yaú ve üstündekiler yaúlı sayılacaklardır. Ancak, her ülkenin kendine özgü bir sosyoekonomik, sosyokültürel yapısı ve bu yapıya göre úekillenmiú yaúam koúulları bulunmaktadır. Bu nedenle, bir ülke insanının özelliklerini, yaúam koúullarını göz önüne alarak bir sınıflama yapmak daha do÷ru olur. Böyle bir sınıflama yaparken biyolojik yaúın kiúisel faktörlerden etkilendi÷i gerçe÷ini de göz ardı etmemek gerekir. Bunun en iyi örne÷i, toplumda 60 yaúında olup, evinden çıkmayan ve neredeyse tüm gün televizyon izleyen kiúilerin yanında, 70 yaúında olup dinç ve aktif olan kiúilere de rastlanmasıdır. Aslında, bütün bu gerçekler yaúlılarda biyolojik yaú ölçümlerinin güçlüklerini de ortaya koymaktadır277. Bununla birlikte, yaúlının dinç olup olmaması ya da ihtiyacı olup olmamasına bakılmaksızın, hukuksal anlamda yaúlılar da di÷er korunmaya muhtaç gruplardan bir grubu oluúturmaktadır. Kuúkusuz, yaúlıların korunması hem uluslar arası hukuk hem de ulusal hukukta güvence altına alınmıútır. Uluslar arası hukukta BM bünyesinde kabul edilmiú birçok belgede, yaúlı kiúilerin korunması ile ilgili düzenlemeler yer almıútır. 1966 tarihli Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleúmesi (ESKHS) ile Kiúisel ve Siyasal Haklar Sözleúmesi (KSHS), øHEB, yaúlıların korunmasıyla ilgili düzenlemeler içeren sözleúmelere örnek gösterilebilir. Ayrıca, bölgesel nitelikli insan hakları sözleúmelerinde de özel hükümler bulunmaktadır278.

Ulusal hukukta ise, baúta 1982 Anayasası olmak üzere 2828 sayılı SHÇEK Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sa÷lık Sigortası Kanunu’nda yaúlıların korunması hakkında hükümler bulunmaktadır. Nitekim 1982 Anayasası’nın 61. maddesinde sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler sayılırken 3. fıkrasında ”Yaúlıların devletçe korunaca÷ı” hükmüne yer verilmiútir279.

Ayrıca, günümüzde yaúlılara verilen sosyal hizmetler 2828 sayılı SHÇEK Kanunu kapsamında belirtilmiútir. Hedeflenen amaç, sosyal ve ekonomik yönden

276Akı ve Taútekil, s. 118.

277T.C. Milli E÷itim Bakanlı÷ı, MEGEP, (Mesleki E÷itim ve Ö÷retim Sisteminin Güçlendirilmesi

Projesi) Yaúlı ve Hasta Hizmetleri Sa÷lıklı Yaúama, http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/modul_pdf/723H00028.pdf, (28.02.2013). s. 4.

278

Bülent Kara, Sosyal Haklar ve Özel Olarak Korunması Gereken Kiúiler, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamıú Doktora Tezi), Isparta, 2008, s. 86.

279

yoksunluk içinde olup korumaya, bakıma, yardıma muhtaç yaúlılara devletin denetim ve gözetiminde, halkın gönüllü katkı ve katılımını da sa÷layarak bir bütünlük içinde hizmet sunmaktır. Bu amaç do÷rultusunda, muhtaç yaúlı kiúilerin ihtiyaçlarını karúılamak için huzurevleri kurulmaya baúlanmıú, yaúlı dayanıúma merkezi, evde yaúlıya yardım projesi, ihtiyarlık maaúı gibi hizmetlerin280 sunumu gerçekleútirilmiútir. Son olarak, Sa÷lık Bakanlı÷ı tarafından a÷ır ve yata÷a ba÷ımlı olmalarından dolayı hastaneye gelemeyen hastalar, yaúlılar ve engelliler için sa÷lık bakım hizmeti verilmeye baúlanmıútır.

Yaúlılık döneminde, aile üyelerinin yaúlıya bakıúında de÷iúiklikler meydana gelebilir. Aile üyeleri, yaúlıya gereken bakım ve koruma sa÷layamadıkları için bir yandan suçluluk duyarken, di÷er yandan yaúlıları kendilerine yük olarak görüp yılgınlık ve kızgınlık hissedebilirler. Ailenin yetersiz kaldı÷ı ve yardımcı olamadı÷ı durumlarda hastanelerde uzun süreli tedavi ve bakım sa÷lanamayaca÷ından bu kiúilere sosyal hizmet kurumları hizmet verecektir281. Bilindi÷i gibi, yaúlılara yönelik sosyal hizmetler; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlı÷ı, belediye, vakıf ve gerçek kiúilere ait huzurevleri, bakım ve rehabilitasyon merkezleri, yaúlı danıúma ve yaúlı bakım merkezleri aracılı÷ı ile verilmektedir282.

Yaúlılara Evde Bakım Projesi ile Engelli ve Yaúlı Hizmetleri Genel Müdürlü÷ü “bakıma muhtaç yaúlılar için kendi evlerinde e÷itim görmüú yardımcılar” yetiútirerek bakımlarını sa÷lamak için önemli bir hizmeti ele almıútır. Kurum, ilk olarak, Ankara, østanbul, Bursa, øzmir’de baúlattı÷ı uygulama ile kendi bakımlarını sa÷layamayan yaúlıların, do÷al ortamlarından uzaklaúmadan yaúamlarını sürdürmelerini sa÷lamaya çalıúmıútır. Söz konusu bu uygulama ile yaúlıya bakım konusunda e÷itim görmüú kursiyerler yetiútirilmekte, bu kiúiler, isteyen yaúlıların yanına yerleútirilmektedir. Bununla birlikte, dikkat çeken bir baúka uygulama ise, huzurevi bakımı gerektirmeyen, kendi evlerinde yalnız ya da ailesiyle birlikte yaúayan, ancak yaúlılı÷ı nedeniyle giderek azalan çevresel iliúkilerini güçlendirmek isteyen, yalnızlık duyan, evde yalnız kalması istenilmeyen yaúlıların gündüzleri bir araya gelerek yaúıtlarıyla birlikte olabilecekleri ve çeúitli etkinliklere katılabilecekleri bir ortam sa÷lamak üzere kurulan Yaúlı Hizmet Merkezleridir. Söz konusu

280Konak ve Çi÷dem, s. 34. 281Kekovalı ve di÷erleri, s. 90. 282

merkezlerde, çeúitli sosyal, kültürel, sanatsal, sportif ve bilimsel içerikli çalıúmalar yapılmaktadır283. Ayrıca, yaúlı bir insanın yaúayaca÷ı konutun planı, tasarımı, konut dıúı çevrenin durumu, sa÷lık servisleri, dini kuruluúlar, park, kütüphane gibi yerler, toplu taúım araçlarının duraklarına yakınlık gibi pek çok faktör ergonomik yaklaúım için de tasarlandı÷ı takdirde yaúlıların yaúantısı da o derece kolaylaúacaktır284.

Yaúlılıktan baúka temel sosyal hizmet alanları açısından üzerinde durulması gereken bir baúka sosyal hizmet alanı ise, aile sorunlarıdır. Aile, en küçük toplumsal birim olarak ortak amacı, çıkarları, inanç ve kuralları olan insan kümesi olarak içinde bulundu÷u toplumun özelliklerini taúır. Toplumun de÷er yargılarını, inançlarını, önyargılarını ve kültürünü yansıtır. Aile bu özelli÷i ile toplumla sürekli alıúveriú içinde bir kuruluú olarak faaliyet gösterir285, toplum ile devletin temelini oluúturur, kiúi ile devleti birbirine ba÷layan zincirin ana halkalarını teúkil eder. Bütün bunların gerçekleúmesinde rolü bulunan aile, günümüzde birçok tehlikeyle karúı karúıyadır. Bu tehlikeler ailenin sosyal yaúamdaki önemi onun toplumun temeli olma ilkesini sarsıcı, yok edici kamu düzeni ile ilgili tehlikeler olabilece÷i gibi, ekonomik ve fizyolojik tehlikeler de olabilir. Bu tehlikelerle çevrilmiú olmasına ra÷men çocu÷un bedenen, ruhen ahlaken ve fikren geliúmesinde ve gelece÷e hazırlanmasında aileden daha iyi bir kurumun bulunmadı÷ı hukuk tarihi ve sosyolojik incelemelerin ortaya çıkardı÷ı bir gerçektir. Aile, bütün toplumlarda temel ve sosyal bir kurum olarak kabul edilmektedir286.

Ailenin tanımı üzerinde kesin bir uzlaúma olmamasına karúın, BM’ ye göre benimsenen tanımıúu úekildedir: “Aile, toplumdaki en temel birim olarak çok önemli sosyoekonomik fonksiyonları bulunan, toplumdaki önemli de÷iúmelere ra÷men üyeleri için (özellikle çocuklar) duygusal, finansal ve maddi destek sa÷layan, aynı zamanda kültürel de÷erlerin korunması ve aktarılması için de hayati öneme sahip olan bir kurumdur”. Toplumsal yapıda meydana gelen temel de÷iúmeler, di÷er

283Konak ve Çi÷dem, s. 34. 284Konak ve Çi÷dem, s. 34. 285

Atalay Yörüko÷lu, Çocuk Ruh Sa÷lı÷ı, Özgür Yayınları, 28. baskı, østanbul, 2006, (Çocuk) s.125., Turgut Akıntürk, Aile Hukuku, Cilt: 2, 9. baskı, Beta Basım, østanbul, 2004, ss. 3-4.

286Türkiye'de Sosyal De÷iúme ve Sosyal Hizmetler, III. Milli Sosyal Hizmetler Konferansı Raporu,

sosyolojik kurumlarda oldu÷u gibi ailede de de÷iúimlere yol açmakta ve aile kurumunun da yeniden úekillenmesine neden olmaktadır287.

Sosyal bir kurum olan ailenin, sosyal yapı ve sosyal sistemin iúleyiúindeki rolünün büyüklü÷ü yadsınamaz. Bu ba÷lamda aile, çocukların fiziksel ruhsal ihtiyaçlarının karúılanması, onların korunmasıyla kalmayıp aynı zamanda onların sosyal yaúama uyumlu kiúiler olarak yetiúmesi için psikolojik destekler sa÷layan ve