• Sonuç bulunamadı

C. Tarihsel Geliúim

1. Genel Olarak

Sosyal hizmetin, sosyal güvenlik ve sosyal politikayla yakın bir iliúkisi ve etkileúimi vardır. Bu nedenle, sosyal hizmetlerin tarihsel geliúimini sosyal güvenli÷in geliúimiyle paralel ele almak yanlıú olmaz. Sosyal güvenli÷in geliúiminde önemli tarihsel süreçlerden söz edilebilir. Bu süreçlerde, özellikle Avrupa’da yaúanan dönüúümler ve buna ba÷lı olarak meydana gelen sosyoekonomik de÷iúimler baúat rol oynamıútır. Bu ba÷lamda, Fransız Devrimi ile øngiltere’deki Sanayi Devrimi toplumsal dönüúümlerin öncüleri olmuútur151.

Söz konusu Devrimler öncesinde Avrupa ve di÷er toplumlarda, henüz kurumsallaúmanın olmadı÷ı, yoksullar ve ihtiyaç sahibi kiúilerin korunmasının daha çok dini karakterli oldu÷u görülmektedir. Ulus devletlerin geliúiminden önce, özellikle kabileler, derebeyleri, topluluklar ve cemaatler farklı doktrinleri kabul etmelerine ra÷men her zaman kendi taraftarlarına veya dezavantajlı durumda bulunanlara sosyal politikaların de÷iúik yöntemlerini sa÷lamıúlardır. Bu ba÷lamda, geleneksel olarak dinlerin ilgisi sosyal politikanın tarihsel merkezinde daima var olmuútur. Farklı bölgelerde ve farklı kültürlerde de÷iúik sosyal refah programlarının

149ùenocak, Sosyal Güvenlik, s. 453. 150

Yüksel Akkaya, “Sosyal Güvenlik Tarihi Üzerine Notlar”, Toplum ve Hekim Dergisi, Cilt: 15, Sayı: 2, 2000, (Sosyal Güvenlik), s. 82.

151

Sevda Demirbilek, Sosyal Politika Ba÷lamında Sosyal Hizmet, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayını, 1. baskı,øzmir, 2009, (Sosyal Hizmet), s. 23.

geliúti÷i tartıúmaları yapılmaktadır. Özellikle ulus devletlerin yükselmesinden sonra, sosyal politika tarihinin en önemli hukuksal düzenlemesi 1601 de øngiltere'de yürürlü÷e konulan “Yoksullar Kanunu”dur. Bugün Amerika ve Avrupa sosyal politika ve sosyal hizmetlerinin pek çok programı bu yasanın ana ilkelerini içermektedir 152.

Sosyal hizmetlerin kurumsallaúması açısından önemli olan, “Yoksullar Kanunu” ile øngiltere’deki her idari birimin kendi bölgesindeki yoksullara sahip çıkması sa÷lanmıútır. Böylece, hükümetin sosyal hizmet konusundaki sorumlulu÷unun çerçevesi çizilmiútir153. Fransız Devriminin, devlet ile kiúi arasındaki iliúkiye yeni bir bakıú açısı kazandırması sosyal hizmetlerin sadece yoksulluk üzerinden de÷erlendirilmesi de÷il, de÷iúik bir yardım anlayıúını da ortaya çıkarmıútır. Yoksullukla birlikte, tam istihdam, tıbbi yardım vb. konularda da yeni düúünceler ortaya atılmıútır. Kamu yardımlarından yararlanmanın bir hak oldu÷u 1793 tarihli ønsan Hakları Bildirisi’yle de onaylanmıútır. Ancak, düúüncelerin yaúama geçirilmesi mümkün olmamıú ve 19. yüzyılın baúlarına kadar somut bir ilerleme sa÷lanamamıútır154. Sanayi Devrimi ile köklü dönüúümlere u÷rayan toplumsal yaúam, en önemli de÷iúimlerden birini de sosyal güvenlik alanında yaúamıútır. Bu ba÷lamda, üretim iliúkilerinin de÷iúimine ba÷lı olarak toplumsal yapı ve iú bölümü de de÷iúmiútir. Gerçekten de ekonomik ve sosyal koúullar, modern anlamdaki sosyal güvenlik sistemlerinin hazırlayıcı ve yönlendirici etmenleri olmuútur. Batı Avrupa’da sosyal güvenlik sistemlerinin geliúimi genellikle iki döneme ayrılarak incelenmektedir. Bunlar: Klasik dönem olarak adlandırılan ve Almanya’da Bismarck’ın etkisiyle sosyal sigortaların ilk kez kabul edilmesiyle baúlayan dönem ile Birinci Dünya Savaúı’ndan sonraki dönemdir. 19. yüzyılın sonunda Almanya’da Bismarck, önemli bir sosyal politika aracı olarak sosyal güvenlik kavramına baúvurmuútur. Bismarck, bir yandan emek gücünün yeniden üretimine olanak tanıyan, öte yandan da iúçileri sistem ile bütünleútirmeyi kolaylaútıran sosyal sigorta modeli oluúturarak modern anlamda ilk adımı atmıútır. Bu ülkeyi di÷er Avrupa ülkeleri izlemiútir. Özellikle iki dünya savaúı arasında ve

152

Leon Ginsberg, Julie Miller-Cribbs, Understanding Soscial Problem, Policies and Programs, USA, 2005, ss.18-19.

153

Demirbilek, Sosyal Hizmet, s. 24.

154

savaú sonrası dönemde sosyal güvenlik ve sosyal hizmet alanındaki çabalar yo÷unlaúarak günümüze kadar gelmiútir155.

Kimsesiz veya korunmaya muhtaç çocuklar için sunulan geleneksel hizmetlerin uzun bir geçmiúi bulunmasına ra÷men, kurumsal anlamda sosyal hizmetlerin gerçekleútirildi÷i ilk kanun olması bakımından “Yoksullar Kanunu” dikkat çekicidir. Ana-baba veya yakınları tarafından bakılamayan çocuklar daha önceleri manastırlarda bakılırken, söz konusu kanun ile çocukların yün tezgâhlarında çırak olarak çalıútırılmaları sa÷lanmıútır. Bununla birlikte, erkek çocukların 24, kız çocukların ise, 21 yaúına ya da evleninceye kadar bakılmaları öngörülmüútür. øngiltere’de baúlayan bu hizmet Amerika’da korunmaya muhtaç çocuklar için çıraklık sistemini getirmiú ve sistem 19. yüzyıla kadar devam etmiútir. Çıraklı÷ın dıúında Almhouse adı verilen yardım evlerinde de çok sayıda çocu÷a bakım verilmiútir. Almhouse’larda yaúayan çocukların, karanlık, aúırı kalabalık ve kirli odalarda kaldı÷ı, kendilerine yeteri derecede yiyecek ve giyecek verilmedi÷i gözlenmiútir. Almhouse’larda çocukların yanı sıra fiziksel ve ruhsal sorunları olan yetiúkinler de kalmıútır. Sadece çocuklara hizmet veren yetimhaneler ise, daha sonra faaliyete geçmiútir156. Söz konusu dönemde, Almhouse’larda kalan çocukların hastalıklara yakalanma ve ölme risklerinin yüksek oldu÷u, bu kurumlardan ayrıldıktan sonra ise, toplum yaúamına uyum sa÷lama güçlüklerinden söz edilmektedir157.

20. yüzyılın ortalarına gelindi÷inde ise, korunmaya muhtaç çocuklara yönelik hizmetler; parasal yardım, çocuk bakım hizmetleri ve çocuk yerleútirme hizmetleri olmak üzere farklı boyutlar kazanmıú, verilen hizmetler sürekli de÷erlendirme ve incelemeye tabi tutulmuútur158. ølk dönemlerden farklı olarak modern kurum bakım yöntemlerinde küçük gruplar halinde yaúama, sa÷lıklı ve düzenli bakım ile çocukların kiúilik özelliklerine ve kiúisel ba÷ımsızlıklarının geliúmesine uygun

155Cemal Hüseyin Güvercin, “Sosyal Güvenlik Kavramı ve Türkiye’de Sosyal Güvenli÷in Tarihçesi”

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası, Cilt: 57, Sayı: 2, 2004, s. 90. ss. 89-95

156

Assiye ùahin Akbulut, Korunmaya Muhtaç Çocuk Kavramına Yeni Yaklaúım (Toplumsallaúma Sürecinde Uygulanan Sistemlerin Analizi: øzmir Örne÷i), (Yayınlanmamıú Doktora Tezi), Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, øzmir, 2006, s. 34.

157

Gönül Erkan, Korunmaya Muhtaç Çocuklar, Ankara, 1995, (Korunmaya Muhtaç), s. 4.

158Neúe Erol ve di÷erleri, Çiçekli Dünyamda Elimi Yalnız Bırakma: Dünya’da ve Türkiye’de

Çocuk Koruma Sistemleri, Koruyucu Aile Evlat Edinme Derne÷i Yayını, Yayın No: 1, Ankara, 2005. s. 12.

ortamların oluúturulması hedeflenmiútir. Böylece, çocukların ev havası verilmiú kurumlarda, alanında yetiúmiú sosyal hizmet görevlileri tarafından bakılması ve yetiútirilmesi aúamasına geçilmiútir159. Buna ba÷lı olarak kurumların fiziki konumlarında da düzenlemeler yapılmıútır. Kurumların yemek salonlarındaki büyük masalar, yerini küçük masalara bırakmıútır. Mobilyalar, çocukların kendilerini daha rahat hissedece÷i ve kiúisel eúyalarını koyaca÷ı bir úekilde hazırlanmıútır160. Böylece, çocukların kendilerini evlerindeki gibi hissetmeleri duygusu verilmeye çalıúılmıútır161.

Dünyada yaygın olarak baúlatılan ilk bakım modeli çocuk yuvası ve yetiútirme yurdu gibi isimlerle anılan kurum bakımıdır. Çocukların bakım ve korunma altına alındı÷ı yerler, bebek evleri, çocuk yurtları, çocuk köyleri, koruyucu aile ve evlat edindirme modelleridir162. 20. yüzyılın ortalarında korunmaya muhtaç çocuklara verilen hizmetlerin olumlu ve olumsuz yanlarının de÷erlendirilmesi, çocukların örselenmelerini asgari seviyeye indirecek çalıúmaların yapılması çocuk refah alanının temel amacı haline gelmiútir. Dolayısıyla, kurum bakımında, yöntem de÷iúiklikleri kabul edilmiútir. Buna göre, büyük ve kalabalık kurum bakımının yanında, daha az çocu÷un, bir anne ve yardımcısının kaldı÷ı aile grup evleri ile iki üç ailenin bir arada bulundu÷u, anne ve yardımcı ya da evli bir çiftin gözetimindeki grup evlerine öncelik verilmiútir. Ayrıca, bu süreçte ailelerin yoksulluk ve iúsizlik durumlarında çocukların bakıldı÷ı “geçici, yatılı yardım kurumları” ile kurum bakımına kesin yerleútirme iúlemi yapılmadan önce çocukların geçici süreyle bakıldı÷ı, “dinlenme evleri” yer almıútır163.

Korunmaya muhtaç çocuklara verilen bakım yöntemleri her ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısına göre de÷iúiklik göstermektedir. Geliúmiú ülkelerdeki çocuk refah sistemleri, çocu÷un korunmasının biyolojik ailesi yanında sa÷lanması üzerine kurulmuú ve geçmiúin çocuk odaklı refah sistemi bugün aile odaklı sistem hâline dönüúmüú, koruyucu aile ve evlat edindirme yöntemi yaygınlaúmıútır. Geliúmiú ülkelerin aksine, özellikle üçüncü dünya ülkeleri baúta

159

Walter A. Friedlander, Sosyal Refah Hizmetine Baúlangıç, çev. Resan Taúçıo÷lu, Sa÷lık ve Sosyal Yardım Bakanlı÷ı Sosyal Hizmetler Genel Müdürlü÷ü Yayınları, Ankara, 1966, s. 390.

160 Akbulut, s. 34. 161 Friedlander, s. 390. 162Erol ve di÷erleri, s. 13. 163Erol ve di÷erleri, s. 13.

olmak üzere geliúmekte olan ülkelerde ise, korunmaya muhtaç çocukların büyük ço÷unlu÷una halen çocuk yuvaları ya da yetiútirme yurtlarında bakılmaktadır. Ancak, söz konusu bu ülkelerde de yavaú yavaú daha büyük ve kalabalık kurumlardan daha küçük bakım evlerine do÷ru bir geçiú söz konusudur164.