• Sonuç bulunamadı

Toplumsal yapı, de÷iúken ve dinamik bir özelli÷e sahiptir. Bu de÷iúimin baúat ö÷elerinden biri de teknolojidir. Teknoloji ça÷ımızdaki köklü dönüúümlerin belirleyicisi olarak, sosyoekonomik ve toplumsal düzeyde yeni örgütlenme biçimleri ile yeni toplumsal kurumların ortaya çıkmasına neden olmuútur333. Teknolojinin kırsal ve kentsel yaúam biçimlerine etki etmesi, toplumsal yapıyı çok hızlı bir de÷iúim sürecine sokmuútur. Toplumsal de÷iúimin hızı, kiúisel ve toplumsal yaúamın parçalanmasını hızlandırmıútır. Bu parçalanmalar kiúide oldu÷u kadar onun aile yaúamında, siyasal, hukuksal ve toplumsal alanda da kendini göstermektedir334. Buna ba÷lı olarak, hem korunmaya muhtaç kiúiler hem de korunmaya muhtaçlık olgusu toplumsal de÷iúme sürecinin toplumsal kurumlarda meydana getirdi÷i de÷iúimlerden etkilenmektedir335.

Korunmaya muhtaç kiúiler yaúamlarının bir döneminde bedensel, ruhsal, sosyoekonomik ve ahlaki geliúimlerini ya da kiúisel güvenliklerini tehlikeye sokacak úekilde uzun ya da kısa süreli bir yoksunluk veya patolojik durumla karúılaúmıú sarsıcı ve örseleyici olaylar yaúamıúlardır336. Bu ba÷lamda, korunmaya muhtaçlık kavramının da bu de÷iúikliklerden etkilendi÷i ve yeni yaklaúımlarla açıklanmaya çalıúıldı÷ı görülmektedir. Geniú bir alanı içine alan korunmaya muhtaçlık kavramının337 açıklanabilmesi için, koru(n)ma ile muhtaçlık kavramlarının tanımlanması ve bu tanımların birbirleriyle nasıl bir iliúki içinde olduklarının belirlenmesi önem kazanmaktadır.

Koruma kavramı, geniú anlamıyla kiúinin bedensel, duygusal ve ahlâksal güvenli÷inin tehlikeye düúmesini veya zarar görmesini önlemek ya da görmüú oldu÷u zararı gidermek amacıyla yönetsel ya da yargı mercilerince alınan önlemleri

333Sibel Arma÷an ve øbrahim Arma÷an, Toplum Bilim, Barıú Yayınları, øzmir, 1988, ss. 214-220. 334

Faruk Kocacık, “Bilgi Toplumu ve Türkiye” Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 27, Sayı: 1, 2003, (Bilgi Toplumu), s. 8.

335

Demirbilek, Korunmaya Muhtaç Gençler, s. 137.

336Zeynep Çetin ve di÷erleri, “Zihinsel Engelli Normal Geliúim Gösteren ve Korunmaya Muhtaç

Çocukların Cinsiyet Rollerini Algılamalarının Karúılaútırmalı Olarak øncelenmesi”, Toplum ve Sosyal Hizmet, Cilt:16, Sayı: 1, Nisan, 2005, s. 65.

337Emine Akyüz, “Medeni Kanun øle Sosyal Hizmetler Kurumu Kanunu Açısından Korunmaya

Muhtaç Çocuklar”, Ankara Üniversitesi E÷itim Bilimleri Dergisi, Cilt: 20, Sayı: 1-2, (Medeni), s. 11.

ifade etmektedir338. Korunma ise, insana, topluma ve do÷aya özgü bir ihtiyaç úeklinde tanımlanabilmektedir339. Bu anlamda, insanla ilgili olarak “koruma”, gözetme, esirgeme, himaye anlamlarını da içinde barındırarak kiúiyi veya kiúileri tehlikelerden ve yaúamını devam ettirmesine engel olacak risklerden uzaklaútırmadır. Buna göre, “koruma” ekonomik, fiziksel ve ruhsal olarak tehlikede oldu÷u düúünülen bir kimseyi bu tehlikelerden uzak tutmak için önlem almadır340. Ancak, risklere karúı alınacak önlemlere sadece kiúinin çabaları yetmemekte, devlet de kiúinin bu çabalarına çeúitli sosyal koruma yöntemleri ile katkıda bulunmaktadır341.

Sosyal koruma, kiúinin insan onuruna yaraúır bir yaúam sürdürebilmesi için sosyoekonomik güvensizlik karúısında yaúam koúullarını iyileútirmek ve yaúam düzeyinin gerilemesini önlemek için kamusal alanda gelirin yeniden da÷ıtımı yoluyla sa÷lanan gelir ve hizmet desteklerinin tümünü kapsayan sistemdir342. Sosyal korumanın en önemli iúlevi kiúileri yoksulluktan ve toplumsal risklerden koruyarak, toplumsal katılım ve kaynaúmayı gerçekleútirmektir. Geçmiúte oldu÷u gibi bugün de AB üyesi ülkelerde, yoksullu÷un önlenmesi ve hafifletilmesinde sosyal koruma sistemlerinin önemli rol oynadı÷ı görülmektedir.

Sosyal koruma sistemleri, düúük gelirli gruplara yönelik yeniden da÷ılım iúlevi sa÷layarak yoksulluk riskinin azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Sosyal koruma kapsamında yapılan sosyal transferler sonrasında, yoksulluk riskinin AB’de ciddi bir azalma gösterdi÷i anlaúılmaktadır. AB’de yaúlılık ve ölüm aylıkları da dâhil olmak üzere sosyal transferler öncesi yoksulluk riski oranı % 42, yaúlılık ve ölüm aylıkları hariç olmak üzere, sosyal transferler öncesi risk % 26 olarak hesaplanırken, sosyal transferler sonrası bu oran % 16’ya gerilemiútir. Bu verilere ba÷lı olarak, sosyal transferler öncesi ve sonrasında yoksulluk riskinin azaldı÷ı, bunun da AB sosyal koruma sistemlerinin önemli bir baúarısı olarak de÷erlendirilebilece÷i ifade

338

Akyüz, Ulusal, s. 455.

339Taútekil, Koruyucu Aile Bakımı, s. 122. 340

Türk Dil Kurumu, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&kelime=korumaya%20almak&cesit=1

&guid=TDK.GTS.516db44f22e868.47061606 ( 13.04.2013).

341Sapancalı, Yaúam Kalitesi, s. 138. 342

Recep Kapar, Sosyal Korumanınøúgücü Piyasasına Etkisi, Yayınlanmamıú Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, øzmir, 2003, (Sosyal Koruma), s. 7.

edilmektedir343. Benzer úekilde Türkiye’de de devlet tarafından sa÷lanan sosyal yardım ve teúvikler iyi organize edilip do÷ru kiúilere aktarıldı÷ında, kiúilerin sosyoekonomik göstergelerinde de÷iúiklik yarattı÷ı, kiúileri zor durumdan kurtaraca÷ı ve onların sa÷lıklı kararlar almasını sa÷layaca÷ı bilinmektedir344.

Korunmaya muhtaçlı÷ı oluúturan korunma kavramından sonra, muhtaçlık kavramına bakılacak olursa, muhtaçlık; sosyal politikada önemli bir kavramdır ve genellikle toplumdaki yoksullar veya çocuklar gibi farklı grupların gerekliliklerini ifade etmek için kullanılır345. Muhtaçlık; SHÇEK Ayni ve Nakdi Yardım Yönetmeli÷i’nin 4. maddesinde úu úekilde tanımlanmıútır: Muhtaçlık, kiúinin kendisini, eúini ve bakmakla yükümlü oldu÷u çocuklarını, anne ve babasını, bulundukları mahallin yaúam koúullarına göre asgari seviyede geçindirmeye yetecek geliri, malı veya kazancı bulunmama halidir. Bir di÷er ifadeyle muhtaçlık; bakmaya mecbur oldu÷u aile üyelerini veya kendisini geçindirmeye yetecek geliri, malı, kazancı olmayanların içinde bulundu÷u durumdur346.

Bütün bu de÷erlendirmeler ıúı÷ında muhtaç; mahalli adetlere göre kendisinin ve bakmakla yükümlü oldu÷u aile üyelerinin geçimini sa÷lama koúul ve olanaklarından yoksun kiúi olarak tanımlanmıútır347. Ayrıca, T.C. Emekli Sandı÷ı Kanunu’nun 108. ve 4857 sayılı øú Kanunu’nun 39. maddesi uyarınca 16 yaúından büyük iúçiler için tespit edilen asgari ücretin net tutarından daha az aylık geliri olup; kendisini ve Türk Medeni Kanunu (TMK) hükümlerine göre bakmaya mecbur oldu÷u aile fertlerini geçindirmeye yetecek kadar malı veya hesap edilecek tutar karúılı÷ında kıymetleri olmayan kiúiler ile kendi kendini geçindirecek ekonomik gücü ve aynı zamanda kendisine bakacak ve ilgilenecek kimsesi bulunmayan kiúiler de348 muhtaç olarak tanımlanmıútır.

343

Faruk Sapancalı, “Avrupa Birli÷i’nde Sosyal øçerme Politikaları” Tisk Akademi Dergisi, Cilt: 2, Sayı: 4, 2007, (Sosyal øçerme), ss. 91-92.

344

Türkiye’deki sosyal yardım uygulamalarına birçok açıdan itirazlar bulunmaktadır. Bu itirazlar; sosyal yardım ve teúviklerin daha çok yardıma ihtiyacı olmayanlar tarafından alındı÷ı veya onlara verildi÷i, asıl ihtiyaç sahiplerine ulaúılamadı÷ı ve bunun siyasi istismar konusu yapıldı÷ı, bu durumun da yoksullu÷u süre÷enleútirdi÷i úeklindeki itirazlardır.

345 Walsh, s. 21. 346 http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.516db47b995fb7.0 7415708, (13.04.2013). 347

Sözer, Sosyal Hukuk, s. 31.; Tomanbay, s. 177.

348

Yukarıdaki tanım ve de÷erlendirmeler neticesinde, “korunmaya muhtaçlık” úu úekilde tanımlanabilir: Korunmaya muhtaçlık; bir kiúinin kendisinin veya bakmakla yükümlü oldu÷u kiúilerin yaúamlarını, asgari refah seviyesinde devam ettirmelerine olanak sa÷layan, gerek ekonomik ve gerekse insani destekten yoksun olması ve bu nedenle baúka kiúiler ya da devletin deste÷ine gereksinim duymasıdır. Bir baúka ifadeyle, korunmaya muhtaçlık, toplum standartlarına göre durumları tehlikede sayılan kiúilerin349 bir baúkasının deste÷ine, gözetimine ve yardımına gereksinimi olmasıdır. Bu anlamda, korunmaya muhtaçlık olgusunun toplumsal de÷iúmeye ba÷lı olarak de÷iúti÷i ve sosyal sorunlarla iç içe girdi÷i görülmektedir. Esasında toplumsal de÷iúim süreci sosyal sorunların ortaya çıkmasına neden olmuú, sosyal sorunlar ise, belirli bir gruba ait olarak ortaya çıkmasına ra÷men nitelik de÷iútirerek tüm toplumu ilgilendirir hale gelmiútir.

Görüldü÷ü üzere, bu tanımlarda ön plana çıkan kiúinin kendisinin veya ona bakmakla yükümlü kiúilerin geçimlerini sa÷lamaya yetecek kazancının olmamasıdır. Oysa bilindi÷i üzere, kiúinin kendisinin ekonomik anlamda bir sıkıntısı olmasa da sa÷lık anlamında fiziksel ve ruhsal bakımdan vücut bütünlü÷ünü (bedensel bütünlükle birlikte akıl ve ruh sa÷lı÷ını da) etkileyen bir durumunun söz konusu olması o kiúinin bir baúkasına veya devletin bakımına gereksinim duymasına yol açacaktır. Kuúkusuz, muhtaçlı÷ın sadece ekonomik durumla iliúkilendirilmesi muhtaçlık tanımının yetersiz kalmasına neden olacaktır.

Korunma ve muhtaçlık kavramlarından yola çıkılacak olursa bu ba÷lamda korunmaya muhtaçlık olgusu; “karúılıklı olarak birbirine ba÷lı unsurlardan oluúmakta ve bu unsurlarla”350 anlam kazanmaktadır. Bu unsurlardan ilki, muhtaçlık ve yoksulluk, ikincisi ise, yoksunluktur351. Tanım olarak birbiriyle iç içe geçen muhtaçlık ve yoksullukta, kiúi kendisinin veya bakmakla yükümlü oldu÷u kiúilerin gereksinmelerini karúılayabilmesi için ayni veya nakdi gelirin yanı sıra manevi deste÷e de ihtiyaç duymaktadır. Kiúinin ihtiyaç duydu÷u destek, sürekli olabilece÷i gibi geçici de olabilir. Yapılacak sosyal inceleme sonucunda, sosyal hukukta yer alan

349

Koúar, Aile ve Çocuk, s. 43.

350Zeki Erdut, Sosyal Politika, Dokuz Eylül Basımevi, øzmir, 2002, (Sosyal), s. 106.

351øsmail Gökdayı, Unutulmuú Ötekiler: Yoksulluk ve Çevre Ba÷lamında Kırsal Yoksullar,

koruma tekniklerinden biri, kiúinin ihtiyacına ve durumuna uygulanacak ve böylelikle kiúi deste÷e yoksun durumdan çıkarılmıú olacaktır.

Hem korunmaya muhtaçlı÷ın bir unsuru hem de korunmaya muhtaçlı÷a yol açan ekonomik ve sosyal neden olarak yoksulluk, kiúilerin yaúamları üzerinde önemli rol oynamaktadır. Bu ba÷lamda, yoksulluk, korunmaya muhtaçlı÷ın bir unsuru olarak kiúinin tüm yaúamını olumsuz etkileyen olgudur. Öncelikle, kiúinin hem kendisinin hem de ailesinin yaúamını rahat bir úekilde devam ettirmeye yetecek gelir güvencesine sahip olması son derece önemlidir. Çünkü yoksulluk öncelikle maddi karakterli olarak kiúi üzerinde onun sa÷lıklı beslenme, barınma ve yaúam kalitesine etki etmekte ve sonra ba÷ımlılık iliúkisi ve yardıma muhtaçlık açısından aile çevresini etkilemektedir.

Bunu izleyen yoksunluk ise, yoksullukla iliúki içerisindedir. Yoksunluk, toplumların içinde bulundu÷u ekonomik ve siyasal durumun bir sonucu olarak ortaya çıkan yoksullu÷un çeúitli görünümlerini yansıtmaktadır. Bu anlamda, yoksullu÷a zaman zaman farklı anlamlar da yüklenmektedir. Yoksulluk hastalık, eúitsizlik, sınırlanmıú fırsatlar, beceri uyumsuzlu÷u olarak nitelenmektedir. Ayrıca, “yokluk”, “yetersizlik”, “örselenmiúlik-incinmiúlik”, “kötüye gidiú” gibi terimler de sıklıkla yoksulluk ile birlikte kullanılmaktadır. Bir baúka de÷iúle, yoksunluk hane halkı gelirinin, özel tüketim düzeyini karúılayamaması ve bunun sonucunda kamusal mal ve hizmetlerden yeterince faydalanamaması352 olarak da ifade edilebilir.

Buna ilaveten insani destekten yoksun bulunmada yoksullu÷un di÷er bir boyutunu oluúturmaktadır. Burada yoksulluk, temel gereksinimlerin dıúında, insanın onurlu bir yaúam sürebilmesi için gereken kültürel, toplumsal ve ekonomik gereksinimlerinin bir kısmının ya da tamamının olmamasından kaynaklanan yoksunlu÷u anlatmaktadır. Buradaki yoksunluk ise, yoksulların temel gereksinimleri karúılayabilme yetenekleriyle ilgilidir. Kiúilerin temel gereksinimlerini karúılayabilme yetenekleri sınırlı ise, o zaman hanenin yoksullu÷undan söz edilebilir. Dolayısıyla, bu tanımlama yoksulluk için çekirdek bir tanımlamadır. Yoksulluk, daha çok istenilen gelir düzeyinde olmamayı ya da düzeyin altında yaúamayı tanımlarken, yoksunluk istenilen niteli÷in ya hiç ya da bir kısmının eksik olması anlamını taúımaktadır. Bu ba÷lamda, ifade edilen yoksunluk; kaynak yoksunlu÷u, fırsat

352

yoksunlu÷u ve ekonomik hareket yoksunlu÷udur. Kaynak yoksunlu÷u; temel gereksinimlerin karúılanmasında düúük gelir sorununu anlatırken fırsat yoksunlu÷u; kamusal olanak ve hizmetlerden (sa÷lık, e÷itim, barınma, güvenlik gibi…) eúit olmayan bir biçimde yararlanmayı anlatmaktadır. Ekonomik hareket yoksunlu÷u ise, kiúinin uygun e÷itim alamaması nedeniyle, kiúisel ve mesleki becerilerinin geliúmemesi, bunun sonucunda da kiúinin bulundu÷u konumdan bir üst konuma geçememesi yani dikey hareketlili÷e sahip olamamasıdır353.

Bir di÷er unsur ise, muhtaçlı÷ın kontrolü veya tespitidir. Çünkü sosyal hizmetlerin sunumunda yöntem, korunan kiúinin özel durumuna yöneliktir. Kiúiye sa÷lanacak hizmetler ve bu konuda ileri sürülebilecek hakların tam olarak tanımlanması di÷er bir de÷iúle standardı oluúturulmamıútır. Bu durumda sosyal hizmetten yararlanacak kiúi veya kiúiler, yönetimin yahut sosyal yardımcının iyi niyetine ba÷lıdır. Baúka bir ifadeyle, sosyal hizmetlerin sunumunda yönetime belirli ölçüde ihtiyacı saptama ve denetleme yetkisi tanınmaktadır354.

Muhtaçlı÷ın tespiti355 veya kontrolü uzman kiúilerce yapılmaktadır. Kurum adına bu inceleme veya denetlemeyi yapan kiúiler, daha çok sosyal hizmet uzmanlarıdır. Muhtaç veya muhtaçlık koúullarında bulunup da gerek sosyal yardım ve gerekse sosyal hizmetlerden yararlanmak isteyen kiúilerin, mutlaka muhtaçlı÷ını belgelendirmesi gerekmektedir. Gerek sosyal yardım ve gerekse sosyal hizmetlerden yararlanmak isteyenlerin muhtaçlık tespitleri çeúitli úekillerde yapılmaktadır. Muhtaçlı÷ın tespiti için kiúinin kendisi, muhtaç oldu÷unu belirterek kuruma baúvurabilece÷i gibi kiúinin muhtaç oldu÷unun, baúkaları tarafından sosyal yardım veya hizmet kurumuna bildirilmesi de mümkündür. Muhtaçlı÷ın kontrolü ve tespiti, yardım ve hizmete hak kazanmanın ön koúulu oldu÷u gibi yardımların devamı da muhtaçlı÷ın devamına ba÷lıdır. Kiúinin korunmaya ihtiyacı olup olmadı÷ı, muhtaçlık

353

Gökdayı, ss. 11-20.

354

Dilik, s. 77.

355

Kiúilerin “Genel Sa÷lık Sigortası” kapsamında sa÷lık yardımlarından yararlanabilmesi için muhtaçlı÷ını ispat etmesi, bunun için de gelir testini yaptırmak için baúvuruda bulunması istenmektedir. Muhtaçlık koúullarında bulunan bir kiúi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlı÷ı’nın koruması altındadır. Yoksullukları nedeniyle Genel Sa÷lık Sigortası kapsamına dâhil olacak kiúiler yoksulluklarını ispat etme ve Genel Sa÷lık Sigortası primlerinin devlet tarafından karúılanması için baúvurularını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlı÷ı il müdürlüklerine yapmaları gerekmektedir. Oysa, bu kiúiler baúvurularını Kaymakamlıklar kanalıyla Sosyal Güvenlik Kurumuna yapmaktadır. Bu ba÷lamda kurumsal bütünlü÷ün sa÷lanamadı÷ı, kiúilerin muhtaçlı÷ını ispat etmenin baúvuru sahibine bırakıldı÷ı görülmektedir.

koúulunun devam edip etmedi÷i kontrol edilerek, kiúilerin ihtiyacına göre sosyal yardım ve hizmetler sa÷lanır. Bu yardım ve hizmetler, bazen ayni ve nakdi yardımlar úeklinde bezen de hizmet a÷ırlıklı olarak kiúilerin kurum bakımına alınması veya güvenliklerinin sa÷lanması úeklinde sunulur356.

B. Niteli÷i

Sosyal hizmet açısından büyük önem taúıyan “toplumsal de÷iúme”, korunmaya muhtaçlı÷ı do÷uran nedenler arasındadır. Toplumun yapısındaki temel ve büyük de÷iúmeler hem ailenin örgütleniúi hem de gelir elde etme ve geçinme yollarındaki, toplumsal eylem ve etkileúim kalıplarının de÷iúmesi olarak karúımıza çıkmaktadır. Bu ba÷lamda, toplumsal de÷iúme, esasında insan iliúkilerinin de÷iúmesidir. Sosyal görüntüye bakıldı÷ında, Türkiye’de sosyal hizmetin müdahalesinden yoksun olarak, kırdan kente do÷ru yaúanan kontrolsüz göç, büyük kentlerde evsiz, iúsiz ve hiçbir geliri olmayan, dilencilik ve hırsızlık gibi marjinal olaylara yönelen problemli bir nüfus kitlesini yaratmıútır. Bu durum, karmaúık sanayi toplumlarında, özellikle de büyük úehirlerde, insanların, içinde bulundu÷u topluma, gruba, kültüre ya da bizzat kendisine yabancılık duymasına ve korunmasız hale gelmesine neden olmaktadır357.

Korunmaya muhtaçlık olgusu, daha çok sanayileúme-kentleúme ve bunlara ba÷lı olarak ortaya çıkan toplumsal de÷iúim ile birlikte önem kazanmıútır. Sanayileúme bir yandan kırsal alandaki nüfusun kentlere yı÷ılmasına neden olurken, bir yandan da geleneksel aile yapısı358 ve toplumun di÷er kurumsal yapılarındaki sorunları tanımlayan ifadelerin kullanım ve içeriklerinin de÷iúmesine neden olmuútur359. Bu anlamda, korunmaya muhtaçlık olgusu toplumsal de÷iúmeden ba÷ımsız de÷ildir ve toplumsal de÷iúmeye ba÷lı olarak nitelik de÷iútirir. Korunmaya muhtaçlı÷ın ortadan kaldırılması için kiúilere sa÷lanan sosyal koruma, barınma, beslenme, korunma, giyim, e÷itim ve sa÷lık hizmetleri gibi mesleki çaba ve düzenlemeleri kapsar. Bir baúka ifadeyle, sosyal korumanın etkinlik alanı, toplumun

356

Arıcı, ss. 140-148.

357øsmet Galip Yolcuo÷lu, “Sosyal Alanda ønovasyon ve Toplumsal Sorunların Çözümü”

http://ismetgalip.com/sosyal-alanda-inovasyon-ve-toplumsal-sorunlarin-cozumu-2/, (25.03.2013).

358

Altan, Sosyal, s. 271.

kaynakları ölçüsünde, ihtiyaç sahibi kiúilerin mümkün oldu÷unca çaresizliklerini, ma÷duriyetlerini gidermeye çalıúan kiúilerin kendisini topluma ait hissedebilmesi için yapılan çalıúmalardan ibarettir.

Toplumsal eúitsizlikler, adaletsizlik, iúsizlik ve yoksulluk, sosyal sorunlar korunmaya muhtaçlı÷a yol açan korunmaya muhtaçlı÷ı gerektiren nedenlerdir. Dolayısıyla, korunmaya muhtaçlı÷ın zaman ve mekâna ba÷lı olarak nitelik de÷iútirmesi, kiúinin iúsizlikten yoksullu÷a, yoksulluktan sosyal dıúlanmaya uzanan bir sürece do÷ru gitmesini kolaylaútırmaktadır. Bu durum, etkin bir sosyal hizmet sunumunu ve sosyal korumayı zorunlu hale getirmektedir360.

Sosyal koruma, korunmaya muhtaçlı÷ın kiúiler üzerinde oluúturdu÷u etkiye göre farklı yöntemlerin uygulanmasını zorunlu hale getirmektedir. Çünkü korunmaya muhtaçlı÷ın etkisi, ortaya çıkıú úekli, úiddeti, niteli÷i, herkes için farklıdır. Bu nedenle herkese, farklı sosyal hizmet programlarından yararlanarak, yardım yapılması gereklidir. Örnek olarak, evsiz kiúilere konut, beslenme, sa÷lık vb. olanaklarının sa÷lanması; eúi vefat edenler ya da muhtaç olanların çocuklarını çocuk yuvasına veya yetiútirme yurduna vermelerine yardımcı olunması gibi olaylar, herkese standart sosyal hizmet yöntemlerinin uygulanmayaca÷ını göstermektedir. Bu durum korunmaya muhtaçlı÷ın niteli÷inin de÷iúken oldu÷unu ortaya koymaktadır361.

Korunmaya muhtaçlı÷ı meydana getiren sosyal sorunların zamanla de÷iúmesi, yeni sorun alanlarının ortaya çıkması, korunmaya muhtaçlı÷ın boyutları ve niteli÷ini de de÷iútirmektedir. Bu anlamda, korunmaya muhtaçlı÷ı besleyen ekonomik, biyolojik, psikolojik ve kültürel kaynaklı sosyal sorunlar de÷iúmese de bunların içeriklerinde de÷iúimler söz konusu olmakta ve korunmaya muhtaçlı÷ın devingenli÷ini artırmaktadır362. Sa÷lıklı kiúilerin oldu÷u bir topluma ulaúma hedefi, hem sosyal politika alanı hem de sosyal hizmet disiplininin ortak ülküsüdür. Korunmaya muhtaçlı÷ın artmasının engellenmesi, sosyal hizmet ve sosyal politikaların geniúletilmesi ve bu politikalara yön veren düúünce sisteminin geçerli kılınmasına ba÷lı olsa da korunmaya muhtaçlı÷ı ortadan kaldıracak sosyal hizmet,

360

Demirbilek, Sosyal Hizmet, s. 92.

361øsmet Galip Yolcuo÷lu, “Sosyal Alanda ønovasyon ve Toplumsal Sorunların Çözümü”

http://ismetgalip.com/sosyal-alanda-inovasyon-ve-toplumsal-sorunlarin-cozumu-2/, (25.03.2013) .

362

sosyal politika ve programları henüz yeteri kadar güçlendirilmemiú ve iúlevsel kılınamamıútır363.

Sonuç olarak, korunmaya muhtaçlı÷ın niteli÷i toplumsal yapıya ve de÷iúmeye ba÷lı olarak de÷iúmektedir. Toplumsal yapıda meydana gelen yapısal de÷iúim sonucu ortaya çıkan korunmaya muhtaçlık olgusu364 kendi dinami÷i içinde de÷iúim meydana getirmekte ve korunmaya muhtaçlı÷ın ortaya çıkmasını engelleyecek sosyal politika ve sosyal hizmet uygulamalarında yeni de÷iúikliklerin yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

II. KORUNMAYA MUHTAÇLIöIN NEDENLERø

Kiúilerin korunmaya muhtaç hale gelmesine yol açan nedenler herkes için farklı özellikler taúımaktadır. Bu ba÷lamda, korunmaya muhtaçlı÷a yol açan tek bir nedenden söz etmek oldukça güçtür. Bu nedenle, burada korunmaya muhtaçlı÷ın kiúisel, ailevi, ekonomik ve sosyal nedenler gibi nedenleri üzerinde durulacaktır.