• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

B. Kurum Bakımı

4. Kurum Bakımın Olumlu ve Olumsuz Yönler

Aile temelli bakım yöntemlerinden yararlandırılamayan çocuklar, kurum bakımında bakım ve korunmaya alınmaktadır. Ancak, kurum bakımının çocukların yaúamları üzerinde bazı etkileri bulunmaktadır. Bu etkileri kurum bakımının olumlu ve olumsuz yönleri olarak de÷erlendirmek mümkündür.

a. Olumlu Yönleri

Kurum bakımının toplumsal yapı içerisinde bir takım iúlevi bulundu÷u niteli÷i de÷iúse de tamamen ortadan kaldırılamayaca÷ı ifade edilmektedir. Bu nedenle, kurum bakımının sakıncalarının azaltılması için çalıúmaların yapılması ve gerçekten kurum bakımına ihtiyaç duyan çocukların tespitinin iyi yapılarak kurum bakımına alınması gerekmektedir593.

Genel bir sınıflandırma yapılacak olursa, kurum bakımına alınacak çocuklar úu úekilde ifade edilebilir: Manevi olarak yıkıma u÷ramıú, aile geçimsizli÷i veya faciasına úahit olmuú, soka÷a düúmüú, kötü deneyimler geçirmiú, ailesi, yakınları veya bir baúkasının yanında kalmasına olanak bulunmayan, di÷er bakım yöntemlerinin verilmesi mümkün olmayan çocuklardır. Bununla birlikte, kurum yaúamının dıúında, baúka bir düzene uyum sa÷laması mümkün olmayan çocukların da kurum bakımına alınmasının uygun oldu÷u kabul edilmektedir.

Bir baúka ifadeyle, kurum bakımına alınması uygun olan çocuklar aúa÷ıdaki gibi sınıflandırılabilir:

a) Kendisinin ve toplumun menfaati için bir süre, içinde bulundu÷u çevreden uzaklaúması gereken çocuklar,

592

http://www.shcek.gov.tr/ucurtmayi-vurmasinlar-sevgi-zinciri.aspx, (18.02.2012).

b) Sorunları olan ve bu sorunlarının ortaya çıkmasına neden olan ortamdan ayrılmadıkça, sorunları çözülemeyecek durumda olan çocuklar,

c) Yo÷un bir psikolojik tedavi, özel e÷itim ve yaúıtlarıyla birlikte ortak bir yaúam alanında yaúamak suretiyle rehabilite edilebilecek çocuklar,

d) Birbirlerinden ayrılmamaları gerekli görülen kardeúler,

e) Ailesine olan ba÷lılı÷ı nedeniyle bir baúka ailenin yanına verilemeyen çocuklardır594.

Bu gruplandırmaya esas teúkil eden çocukların bakım ve koruma altına alınması, e÷itimlerinin veya di÷er sosyal desteklerinin sa÷lanması bu anlamda kurum bakımının olumlu yönleri arasında ifade edilebilir.

Kurum bakımının bir baúka olumlu yanı da meslek edindirme ve iúe yerleútirmedir. 2828 sayılı SHÇEK Kanunu'na 25 ùubat 1988 tarihinde 3413 sayılı Kanunla eklenen 1. madde gere÷ince; Kamu Kurum ve Kuruluúları, reúit olana kadar kurum bakımında bakılan ve korunan çocuklar için, her yılbaúında, hangi statüde olursa olsun, serbest kadro mevcutlarının binde biri nispetindeki kısmını ayırmak zorundadır.

Korunmaya muhtaç çocukların istihdam edilmelerine iliúkin 3413 sayılı Kanun’un yanı sıra, 2 Mart 1995 tarih ve 22218 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Korunmaya Muhtaç Çocuklarınøúe Yerleútirilmesine øliúkin Tüzük” ile uygulamada birliktelik, eúgüdümü sa÷lama ve iúleyiúe iliúkin esaslar belirlenmiútir. 3413 sayılı Kanun ve ilgili Tüzük gere÷i iúe yerleútirme uygulamasından, korunma kararı alınarak;

a) Reúit oluncaya kadar sosyal hizmet kuruluúlarında kalmıú, b) Bir koruyucu aile yanına yerleútirilmiú,

c) Ayni ve nakdi yardım yapılarak ailesinin yanına gönderilmiú korunmaya muhtaç çocuklar yararlanırlar.

Söz konusu Tüzük gere÷i, kamu kurum ve kuruluúları her yıl, istihdam edecekleri korunmaya muhtaç çocuk sayısını, adaylarda aranan nitelikleri, sınav tarihini ve yerini Kuruma bildirmek ve yapılan sınavlarda baúarılı olanlar arasından atama yapmak zorundadır. Kamu kurum ve kuruluúları istihdam edilecek kadro için istenilen nitelikte yeterli sayıda korunmaya muhtaç çocu÷un bulunmaması halinde

bile korunmaya muhtaç çocukları istihdam etme yükümlülü÷ünden kurtulamaz. Kamu kurum ve kuruluúları istihdam etmek için istenilen nitelikte korunmaya muhtaç çocuk bulamaması halinde Kurum, ilgili kamu kurum ve kuruluúlarıyla görüú birli÷ine varmak suretiyle bu nitelikleri taúımayan korunmaya muhtaç çocukların isimlerini yeniden belirleyerek bildirebilir595.

Sosyal hizmet kuruluúları, kendi kuruluúunda bakılmıú ve korunmuú, korunmaya muhtaç çocukların öz geçmiúini, okul ve mesleki özelliklerini içeren bilgi formlarını, korunma kararı kalktı÷ı tarihten itibaren bir ay içinde düzenleyip kayıtlara uygunlu÷unu onaylayarak øl Müdürlü÷ü aracılı÷ıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlı÷ı ÇHGM’ne göndermektedir.

Genel Müdürlük tarafından, kamu kurum ve kuruluúlarına gönderilen isim listeleri düzenlenirken, korunmaya muhtaç çocu÷un iúe yerleútirilmesinde aúa÷ıdaki öncelik sırası göz önünde bulundurulur.

a) Bu Tüzük hükümlerinden daha önce yararlanmamıú olmak, b) Ailesi bulunmamak,

c) Evli ve çocuklu olmak,

d) Di÷er adaylara göre yaúlı olmak, e) Herhangi bir iúte çalıúmıyor olmak,

f) Halen bir sosyal hizmet kuruluúunda kalıyor olmak, gibi öncelik ve sıralamalar göz önünde bulundurulur.

3413 sayılı Kanun’un amacı her yıl sayıları giderek artan korunmaya muhtaç çocukları topluma kazandırmak, ö÷renimini ve 18 yaúını tamamlayarak kurumlardan ayrılma aúamasına gelen gençleri sosyal güvenceye kavuúturmak ve üretim sürecine katılmalarını sa÷lamaktır596. Ancak, kurum bakımında yetiúen çocuklara iú bulma iúleminde istismarlar oluútu÷u söylenmektedir. Devlet, korunmaya muhtaç çocuklara iú buluyor düúüncesiyle birçok aile anlaúmalı boúanmalar yaparak çocuklarını kurum bakımına vermektedir597. Bu çocuklar da iú garantisi duygusuyla e÷itimlerine

595

Korunmaya Muhtaç Çocukların øúe Yerleútirilmesine øliúkin Tüzük, 02.03.1995 tarih ve 22218 sayılı Resmi Gazete.

596

SHÇEK “2008 Yılı Faaliyet Raporu” http://www.shcek.gov.tr/userfiles/pagefiles/faaliyet- raporlari/2008.FAALIYET.RAPORU.pdf, (19.06. 2011).

597Çocuk Esirgeme Kurumu’na Ait Yurtlarda Kalan Korunmaya Muhtaç Çocukların 18 Yaúını

Tamamladıktan Sonra øúe Yerleútirilmeleri Uygulaması østismar Ediliyor, http://www.memurlar.net/haber/2818, (20.04.2011).

gereken önemi göstermemekte, önemli bir kısmı sadece ilkö÷retim mezunu olarak kalmaktadır598.

Hem bu istismarın önlenmesi hem de korunmaya muhtaç çocukların e÷itimlerine gereken önemi vermeleri için Sosyal Hizmetler Hakkında Kanun Tasarısında bu konuya iliúkin düzenleme yapılmak istenmektedir. Korunmaya muhtaç çocuklar için Devlet Personel Baúkanlı÷ının öngördü÷ü biçimde, yılda bir kez merkezi sınavın yapılaca÷ı, sınav sonucunda baúarılı olanlar arasından, iú baúvuru tercihleri de dikkate alınarak, kamu kurum ve kuruluúlarınca atamalarının yapılaca÷ı belirtilmektedir. Yapılması düúülen bir baúka düzenleme ise, serbest kadro mevcudunun binden az olması halinde bile, kamu kurum ve kuruluúlarında en az bir çocu÷un istihdam edilmesini sa÷layacak düzenlemelerin yapılmasının zorunlu oldu÷u, iúe yerleútirmelerde ana ve babasız olanlar ile yüksekö÷retim kurumlarından mezun olanlara öncelik verilece÷i belirtilmektedir. Ayrıca, çocukların sınava katılmasına iliúkin giderlerin, çocu÷un en son kayıtlı oldu÷u kuruluúun bulundu÷u il özel idaresi bütçesinden karúılanaca÷ı, iúe yerleútirmeye iliúkin usul ve esasların ise, Devlet Personel Baúkanlı÷ı ile SHÇEK Genel Müdürlü÷ü tarafından ortaklaúa hazırlanacak yönetmelikle belirlenece÷i ifade edilmektedir599.

Çocukların iúe yerleútirilmesine kaynaklık teúkil eden mevzuat gere÷i birçok korunmaya muhtaç çocuk iúe yerleútirilmiútir. Ancak, 3413 sayılı Kanunda “Kamu kurum ve kuruluúları, istedikleri nitelikte korunmaya muhtaç çocuk bulunmaması durumunda bu yükümlülüklerinden kurtulamaz” hükmü bulunmasına ra÷men, yükümlülüklerini yerine getirmeyen birçok kamu kurum ve kuruluúu bulunmaktadır600. Kamu kurum ve kuruluúları 3413 sayılı Kanun gere÷i yükümlülüklerini yerine getirmiú olsalar, her yıl ortalama 2342 genç bir devlet kuruluúunda iúe yerleútirilmiú olacaktır. Hiç kuúkusuz, 2828 ve 3413 sayılı Kanunların, olumlu ve ileri hükümlerinin yaúama aktarılabilmesi ancak konuyla ilgili bütün kamu kurum ve kuruluúların kendilerine düúen sorumlulu÷u tam ve zamanında yerine getirmeleriyle mümkündür. Aksi halde, devletin yuva ve yurtlarında bir ana

598ølyas Ali Daútan, “3413 sayılı Kanun Üzerine”, http://www.sosyalhizmetuzmani.org/3413.htm, (

12.04.2013).

599

Sosyal Hizmetler Hakkında Kanun Tasarısı Madde 16.

600

SHÇEK 2009 Yılı Faaliyet Raporu, http://www.shcek.gov.tr/userfiles/pdf/SHCEK%202009%20YILI%20FAALIYET%20RAP.WEB.pdf,

baba sorumlulu÷u ile emek verdi÷i, kamu kaynaklarından önemli harcamalar yaparak yetiútirdi÷i çocukların iúe girme süresi uzayacaktır601.

Kurum bakımının bir baúka olumlu yönü de kız çocukları için evlenme yardımının sa÷lanmasıdır. 2828 sayılı SHÇEK Kanunu’nun 32. maddesi “Kurum’a ait sosyal hizmet kuruluúlarında korunma kararı devam eden kız çocuklarından evlenenlere, çeyiz ihtiyaçlarını karúılamak ve bir defaya mahsus olmak üzere en yüksek Devlet Memuru aylı÷ının bir buçuk katı tutarında evlenme yardımı yapılır. Bu yardım hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın ödenir” hükmünü taúımaktadır.

Mevcut yasadaki evlenme yardımı sadece kız çocuklarına verilmekte iken hazırlanmıú olan “Sosyal Hizmetler Hakkında Kanun Tasarısı”nın 15. maddesinde ise, “kız” çocu÷u ifadesinden vazgeçilerek “Bakım hizmetinden yararlandırılması uygun görülen ve on sekiz yaúını bitirinceye kadar sosyal hizmet kuruluúlarında bakım ve korunma altında bulunan çocuklardan ilkö÷retim, lise veya yüksekokul mezunu olup evlenenlere, en son kayıtlı oldu÷u kuruluúun bulundu÷u il özel idaresi bütçesinden bir defaya mahsus olmak üzere çeyiz ihtiyaçlarını karúılamak için en yüksek Devlet memuru aylı÷ının ek gösterge dâhil iki katı, dört yıllık yüksek ö÷retim kurumlarından mezun olup evlenenlere ise, on katı tutarında evlenme yardımı yapılır. Bu yardım hiçbir vergi, harç ve kesintiye tabi tutulmaksızın ödenir” ifadesine yer verilmiútir. Böylece, tasarının yasalaúması halinde evlenme yardımından erkek çocuklar da yaralanacaktır.

Ayrıca, Tasarının madde gerekçesinde yüksek ö÷renimi teúvik amacıyla dört yıllık yüksekö÷retim kurumlarından mezun olanlar lehine düzenlemelere gidildi÷i ifade edilmiútir. Kurum bakımında korunmaya alınarak, çocuk yuvası ve yetiútirme yurtlarında kalanlara harçlık verilmektedir. Harçlıklar, “Yetiútirme Yurtlarının Kuruluú ve øúleyiúine øliúkin Yönetmeli÷in 48. maddesinde belirtilen gösterge rakamlarının memur maaú katsayısının çarpımıyla belirlenmektedir. Harçlıklar bakım ve korunma altındaki çocukların ö÷renim durumlarına göre sınıflandırılmıútır. Ancak, yüksek ö÷renime devam eden ve kuruluúta kalmayan korunmaya muhtaç

601

SHÇEK “2008 Yılı Faaliyet Raporu” http://www.shcek.gov.tr/userfiles/pagefiles/faaliyet- raporlari/2008.FAALIYET.RAPORU.pdf, (19.06. 2011).

çocuklara, kuruluúlarda kalanlara ödenen harçlı÷ın iki katı tutarında verilmektedir602. Sosyal Hizmetler Hakkında Kanun Tasarısı’nın harçlıklarla ilgili madde gerekçesinde ise, sosyal hizmet kuruluúlarında bakım ve koruma altında bulunan çocuklara miktarı ve ödenme úekli ilgili yönetmelikte belirtilmek üzere hiçbir kesinti yapılmaksızın net aylık harçlık verilece÷i belirtilmiútir. Çocuklara verilen harçlıkların, olumlu ya da olumsuz davranıúlarda, yöntemi yönetmeliklerde belirlenmek üzere 1/3 oranında azaltılabilece÷i veya artırılabilece÷i belirtilerek, sosyal hizmet kuruluúlarında bulunan çocuklara yönelik disiplin mevzuatı bulunmamasından kaynaklanan aksaklıkların giderilmesi amaçlanmıútır.

b. Olumsuz Yönleri

Türkiye’deki ekonomik koúul ve sosyo-kültürel de÷iúmelerden dolayı da÷ılan aile sayısı gün geçtikçe ço÷almaktadır. Bu durum, çocuk yuvaları ve yetiútirme yurduna verilen çocukların sayısını her geçen gün artırmaktadır. Yeni bir ortama gelen, anne-babasından ayrılan bazen kardeúlerinden de ayrılmak zorunda kalan çocuklar, yaúamlarındaki sarsıcı olaylar nedeniyle daha kolay depresyona ve umutsuzlu÷a düúebilmektedir. Korunmaya muhtaç çocukların her türlü bakım ve gereksinimlerini karúılamak üzere kurulan çocuk yuvaları ve yetiútirme yurtları ço÷u kez yetersiz kalmaktadır. Yapılan çalıúmalar ile kurum bakımında kalan çocukların; bulaúıcı hastalık, beslenme, büyüme, biliúsel, sosyal ve duygusal geliúim ile fiziksel ihmal ve cinsel istismar açısından kısa ve uzun vadede riskler taúıdı÷ı belirlenmiútir603.

Kurum bakımı ile kiúinin var olan gereksinim ve sorunlarına kurum çatısı altında çözüm bulunmaya çalıúılmaktadır. Ancak, yaúamını toplulu÷a indirgemesinden dolayı kiúide yalnızlık, duygusal ve sosyal izolasyon, istismar, depresyon ve umutsuzluk durumlarının yaúanmasına neden olmaktadır604. Uzun süre

602

SHÇEK 2009 Yılı Faaliyet Raporu, http://www.shcek.gov.tr/userfiles/pdf/SHCEK%202009%20YILI%20FAALIYET%20RAP.WEB.pdf,

( 21.05.2011).

603

Songül Tümkaya, “Ailesi Yanında ve Yetiútirme Yurdunda Kalan Ergenlerin Umutsuzluk Düzeylerinin Karúılaútırılması” http://www.tebd.gazi.edu.tr/c3s4.html, ( 21.02.2013).

604Mehmet Zafer Danıú ve Yasemin Danıú, “Küreselleúme Sürecinde Toplum Temelli Bakım Anlayıúı

kurum bakımında kalan çocuklar bazen, donuk kiúilikleri ve kiúisel fikirleri olmayan varlıklar haline gelmekte bazen de kiúiliklerini kaybetmektedirler. Bununla birlikte, genel kurallara uyma u÷runa, çocuklar birbirine benzetilerek, kiúisel farklılıkları göz ardı edilmekte, her çocu÷a aynı davranılmaktadır605. Söz konusu bu durum, kiúi olarak çocu÷un farkındalı÷ını engellemekte ve toplumsal davranıúlarında yabancılaúma e÷ilimi göstermesine neden olmaktadır. Ayrıca, bu çocukların ihmal ve istismar açısından da risk altında oldukları ifade edilmektedir606.

Araútırmacılar, 1940'lı yıllardan beri kurum bakımının çocuklar üzerindeki etkilerini gözlemiú ve tartıúmıúlardır 607. Bu ba÷lamda, Goldfarb ve Bowlby, kurum bakımının zihinsel gerilik, dil geliúiminin gecikmesi, konsantrasyon bozuklu÷u, ilgi çekme davranıúları, iliúki kurma bozuklukları gibi duygusal, davranıúsal ve biliúsel hasarlara yol açtı÷ını saptamıú ve bu hasarların kalıcı oldu÷unu savunarak, bu hasarların bebeklikte anne figürüne ba÷lanma yoksunlu÷undan kaynaklandı÷ını öne sürmüúlerdir608. Spitz ise, kurum bakımındaki, çocuklar ile bakım veren arasında bire bir iliúkinin olmadı÷ını, çocuk yuvalarının onların bedensel ruhsal ve biliúsel geliúimlerini olumsuz yönde etkiledi÷ini ortaya koymuútur. Ayrıca Spitz, bu ba÷lamda, bebeklik dönemlerinde kurum bakımına alınan çocuklarda, çevreye ilgisizlik, geliúme gerili÷i, tuvalet e÷itimi ve yürümede gecikme úeklinde kendini gösteren “kurum hastalı÷ı-anne yoksunlu÷u sendromu” olarak tanımladı÷ı hastalı÷ın sıklıkla ortaya çıktı÷ını tespit etmiútir609. Kurum bakımında bulunan çocuklar sevgi görseler bile, bakıcılarının sık sık de÷iúmesi çocuklar için tedirginlik yaratmakta, güven duygusunu sarsmakta610 ve ba÷lanma gerçekleúememektedir.

Alanyazında, kurum bakımı altında olmak, ço÷u zaman sosyal ve pratik ihtiyaçlar anlamında yoksunlukla eú tutularak sosyal, algısal, fiziksel, zihinsel ve duygusal alanlarda birçok farklı mahrumiyetin karıúımına maruz kalmakla

http://www.shcek.gov.tr/userfiles/pagefiles/diger-yayinlar/Ul.Sos.Hiz.SempozyumKitabi.pdf, (24.03.2012). 605 Friedlander, ss. 389-390. 606Erol ve ùimúek, ss.136-137. 607Erol ve ùimúek, ss.136-137. 608

Daphne Programme- Year 2002 Final Report, “Mapping the number and characteristics of children under three in institutions across Europe at risk of harm”, http://ec.europa.eu/justice_home/daphnetoolkit/files/projects/2002_017/01_final_report_2002_017.do c, (24.03.2012).

609Erol ve ùimúek, ss.136-137. 610Yörüko÷lu, Çocuk, s. 43.

özdeúleútirilmiútir. Sloutsky, kurum bakımında büyüyen çocuklarla ailelerinin yanında yetiúen çocukları karúılaútırırken, geliúimsel süreçlerin tamamen farklı ortamlarda gerçekleúti÷ine dikkat çekmektedir. Sloutsky, sosyal yaúamda ve aile ortamındaki iliúkilerde çok önemli bir yeri olan anlaúma, koorpere etme, empati kurma gibi birçok sürecin, kurumda yaúayan çocukların yaúamlarında yeterince olmadı÷ını söylemektedir611.

Bir baúka ifadeyle, kurum bakımı, ço÷unlukla fizyolojik gereksinmelere cevap verebilen ancak teke tek iliúki ve duygusal etkileúimden uzak bakım türüdür. Oysa, sa÷lıklı geliúim ve davranıú örüntüsünün temelinde duygusal geliúim yatar. Bugün duygusal yaúamın zihinsel ve fiziksel yaúamdan önce geliúti÷i ve tüm geliúimin kayna÷ını oluúturdu÷u bilinmektedir. Aile ortamından yoksun olarak kurumlarda yaúamını sürdüren çocuklar üzerinde yapılan araútırmalardan elde edilen bulgular, kurum bakımının çocu÷un sa÷lıklı geliúimini olumsuz yönde etkiledi÷i do÷rultusundadır. Bu çocukların aile yanında yetiúen çocuklara kıyasla, fiziksel, duygusal, sosyal hatta zihinsel geliúimlerinde gerilemeler gözlenmiútir612. Bu konuda yapılan araútırmalar sonucunda úu ifade artık rahatça kullanılmaktadır: Çocukların veya “bebeklerin sa÷lıklı geliúimi için onların sürekli bir etkileúim ortamı içinde bulunmaları gerekiyor”. Çocukların sa÷lıklı geliúmeleri için onlarla konuúulması, dokunulması, kucaklanması, gereklidir. Aksi halde, yuvalarda sadece zorunlu ihtiyaçları karúılanan ve onlarla her hangi bir úekilde duygusal ba÷ kurulmayan bebekler yaúamamakta, çocuklarda ise, çeúitli anomaliler ortaya çıkmaktadır613.

Çocuklar kurum bakımı dıúında, aile ortamında, aile bireylerinin çoklu rollerine tanıklık etmektedir. Annenin aynı zamanda bir eú, kardeúin çocuk oldu÷unu görmeleri, çocukların sosyal algılarının geliúmesini desteklemektedir. Ancak, bu durum ne yazık ki kurum çalıúanları ile çocuklar arasındaki iliúkilerde geçerli de÷ildir. Aksine, kurumlarda, çalıúanların sabit rolleri ve davranıúlarından söz edilebilir. Kurumlarda öncelikli olarak çocukların maddi gereksinimlerinin karúılanmaya çalıúıldı÷ı, toplumsal ve psikolojik geliúimleri için uygun ortamların hazırlanmasında yetersiz kalındı÷ı bilinmektedir. Bununla birlikte, kurumlarda daha

611N. Özdemir ve di÷erleri, ss. 286, 289. 612

Bıyıklı, Çocuk Köyleri, ss. 3-4.

çok sa÷lık bakımı, hijyen ve beslenmeye odaklanıldı÷ı ancak, sosyal iliúkilerin öneminin daha sınırlı kaldı÷ı da yapılan çalıúmalarla desteklenmiútir614.

Aile, çocu÷un kendini algılamasında kendisi ile ilgili düúüncelerin oluúumunda çok önemli bir etkendir. Bu konu ile ilgili pek çok çalıúma ailenin sundu÷u güvenilir, sevgi dolu ortamdan yoksun büyümüú çocukların kendisi ile ilgili düúüncelerinin ve öz saygılarının ciddi úekilde zarar gördü÷ünü belirtmektedir615. Yörüko÷lu’nun yaptı÷ı bir çalıúmada özellikle bebeklik ça÷ında kurum bakımına alınan çocukların iyi ve yeterli fiziksel bakım almalarına ra÷men, duygusal geliúimleri açısından anneli büyüyen çocuklara göre çok geri kaldıkları saptanmıútır. Bu çocuklarda, çevreye ilgisizlik boú ve donuk bakıúlar, gülmeme, yerinde sallanma, parmak emme, çok a÷lama ve garip el kol hareketleri gibi çok çarpıcı belirtiler ve kurum hastalı÷ı olarak da bilinen “anne yoksunlu÷u sendromu” görülmüútür616.

Çocukların Kurum bakımı altında bakım ve beslenme ihtiyaçları karúılanmasına ra÷men, sosyal ve duygusal açıdan ihtiyaçları karúılanamamaktadır. Kıúla tipi kurumlarda gerek nitelik gerekse nicelik açısından yetersiz personelle iletiúim kurmak zorunda kalan çocukların, sa÷lıklı benlik kavramı gerçekleútirmeleri zordur. Dolayısıyla, yetersiz ve uygunsuz rol modelleriyle özdeúim kurulması, ilgi ve úefkat azlı÷ı, sosyal ve duygusal açıdan ihtiyaçların yeterince karúılanmaması benlik geliúimini olumsuz etkilemektedir617.

Ço÷unlukla, çocuk yuvalarında çocukların baúarılı ve önem verdikleri alanların keúfedilip, desteklenmesi mümkün olamamaktadır. Cılga, kurumlardaki çocuk yetiútirme anlayıúının, sınırlayıcı otoriter ya da demokratik veya hoúgörülü iliúkilere yer vermesi, çocukların kiúilik yapılarında farklı e÷ilimlerin ortaya çıkabilece÷ini belirtmektedir. Güçray ise, yuvada kalmanın öz saygı açısından olumsuz bir etken oldu÷unu, yuva çocuklarının ana-baba yerine geçen kiúilerin tutumlarını, ailesi yanında kalanlara göre daha “otoriter” ve “ilgisiz” olarak algıladıklarını belirtmiútir. Yapılan bir baúka araútırmada ise, 10-12 yaú arasındaki korunmaya muhtaç çocukların, ailesiyle birlikte olan çocuklara göre, dıútan denetimli

614N. Özdemir ve di÷erleri, ss. 286, 289. 615

Elif Üstün ve Berrin Akman, “Korunmaya Muhtaç Çocukların Benlik Algısının øncelenmesi”, Hacettepe Üniversitesi E÷itim Fakültesi Dergisi, Sayı: 23, 2002, s. 229.

616Atalay Yörüko÷lu, “Koruma Altındaki Çocuklar ve Hakları”, Çocuk ve Gençlik Ruh Sa÷lı÷ı

Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 3, 2003, (Haklar) s. 148.

617

oldukları ve öz saygı düzeylerinin daha düúük oldu÷u tespit edilmiútir. Bir di÷er araútırmada ise, çocuk yuvalarında kalan korunmaya muhtaç çocuklar ile aileleri yanında kalan ve 5. sınıfa devam eden çocuklar karúılaútırılmıútır. Karúılaútırmada, aileleri yanında kalan çocukların benlik kavramı düzeylerinin, yuvada kalan çocuklara göre daha yüksek oldu÷u saptanmıútır618.

Kurum bakımının olumsuz yönleri, Türkiye’de düzenlenen II. Milli Sosyal Hizmetler Konferansında da úu úekilde özetlenmiútir:

1. Her çocuk úefkate kendine yakın olan birinin sevgi, anlayıú ve güvencesine muhtaçtır. Bunun için özel eúyaları, odası olmalı, alıúveriú yapabilece÷i, arkadaúlarını kabul edebilece÷i sosyal yaúamın di÷er faaliyetlerine katılabilece÷i bir ortamı bulunmalıdır. Kurum bu olanakları ona tam olarak sa÷layamaz,

2. Kurumda anne yoksunlu÷u ya da sık sık bakıcı de÷iútirmek söz konusudur. Çocuklar bu durumun olumsuz etkisine de maruz kalmaktadırlar,

3. Kurumun geniú binaları, koridor ve merdivenlerindeki boúluklar, aúırı gürültüye olanak vermekte, büyük ko÷uúlardaki bir çocu÷un rahatsızlı÷ı di÷er