• Sonuç bulunamadı

2.4. Rio + 20 (Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı -UNCED)

2.4.4. Sendai Afet Risk Azaltma Çerçeve Sözleşmesi

Sendai Afet Risk Azaltma Çerçeve Sözleşmesi; “Öncekinden daha iyisini inşa etmek” sloganıyla çalışma konumuzla ilgili konutu sadece yapı güvenliği ekseninde ele aldığı ve özel bir sözleşme niteliği taşıdığı izlenimini ortaya koymakta ise de çevresel direncin artırılması da göz ardı edilmemiştir.209 Konut yapımında sağlamlık ve güvenli yapı, depremlerde ortaya çıkan can ve mal kayıpları göz önüne alındığında önemli bir bileşen olarak görülmekte olup bu konudaki risklerin azaltılması önemlidir. Bu yönde geliştirilen küresel ölçekli karar ve tavsiyeler ulusal ölçekteki afetleri önlemede yol haritasıdır.

2015 yılında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Afet Risklerinin Azaltılması III.

Dünya Konferansı’nda Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesinin (2015-2030) kabulüyle210, daha dirençli kentler meydana getirme doğrultusunda önemli bir aşama kaydedilmiştir. Bu sözleşme, afet riskinin azaltılması, afetlere karşı dirençliliğin

208 A.k., s.25.

209 Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi (2015-2030) , Birleşmiş Milletler Afet Riski Azaltma Ofisi, s.23.

210 Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi 2015-2030, 18 Mart 2015 tarihinde, Japonya’nın Sendai kentinde düzenlenen Üçüncü BM Dünya Konferansı’nda kabul edilmiştir.

artırılması ve bu anlamda mevcut risklerin tespit edilerek ortadan kaldırılmasını içeren bir kılavuz niteliği taşımaktadır.211

Sözleşmenin ortaya çıkmasındaki temel hareket noktası; 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan 11. Maddedeki “Şehirlerin ve insan yerleşimlerinin daha kapsayıcı, güvenli, dirençli ve sürdürülebilir kılınması” hususunun gerçekleştirilmesi kapsamında atılan bir adım olduğudur.212

Yine aynı sözleşmede; “Ulusal veya yerel düzeyde mevcut bina güvenliği mevzuatının, standartlarının, rehabilitasyon ve yeniden inşa uygulamalarının gözden geçirilmesi veya yenilerinin geliştirilmesini yerel bağlamda, özellikle kayıt dışı ve marjinal yerleşim alanlarında, daha uygulanabilir duruma getirmek ve bu yapıları afetlere dirençli hale getirmek amacıyla, gerektiği durumlarda, teşvik etmek ve söz konusu mevzuat ve düzenlemelerin, afete dayanıklı yapıları koruma odaklı bir yaklaşımla, uygulama, araştırma ve yürütme kapasitesini pekiştirmek” olarak belirlenen maddeye213 dayanarak Türkiye’de deprem haritaları AFAD tarafından deprem tehlike haritaları olarak adlandırılmak suretiyle güncelleştirilmiştir. Türkiye’nin yapı güvenliği standartlarını artırma yönünde 2018 yılında yönetmelik değişikliğine gidildiği görülmektedir. 2018 yılında yayımlanan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği bu yönde yapılan bir düzenlemedir.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca hazırlanan ve amacı; “yeniden yapılacak, değiştirilecek, büyütülecek resmi ve özel tüm binaların ve bina türü yapıların tamamının veya bölümlerinin deprem etkisi altında tasarımı ve yapımı ile mevcut binaların deprem etkisi altındaki performanslarının değerlendirilmesi ve güçlendirilmesi için gerekli kuralları ve minimum koşullar” olarak belirtilen “ Türkiye

211 Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi (2015-2030), a.g.k., s.4.

212 A.k., s.4.

213 A.k., s.27.

Bina Deprem Yönetmeliği”214 bina tasarımında ve proje hesaplamalarında önceki yönetmeliklere göre önemli farklılıklar içermektedir. Türkiye’de yüksek bina yapımının yaygınlaşması göz önüne alınarak kullanılacak hesap yaklaşımlarında önceki yönetmeliklere göre önemli değişiklikler yapılmış, yüksek binalar, yalıtımlı binalar ve zeminin koşullarına göre yeni hesap yaklaşımları düzenlenmiştir.215

Yeni Yönetmelik ön üretimli betonarme, hafif çelik ve ahşap bina taşıyıcı sistemlerine ilişkin tasarım kuralları da önceki yönetmeliklerden farklı olarak ayrı birer bölüm halinde incelenmiştir. Bu durum çelik ve ahşap yapılara önem atfedildiğinin bir göstergesidir. 216

AFAD’ın yeni yönetmelikle birlikte kullanılacak biçimde hazırladığı Türkiye Deprem Tehlike Haritaları da getirilen önemli yeniliklerden birisidir. 2007 yönetmeliğinde dikkate alınan deprem bölgeleri haritasının yerine kullanıma geçen tehlike haritaları, daha gerçekçi sonuçlar vermesinin yanında, üzerinde tanımlı olan 4 farklı deprem yer hareket düzeyi ile birlikte farklı deprem düzeyleri için hesaplar yapabilmeye olanak sağladığı görülmektedir.217 Yönetmelikle yapılan düzenlemeler bina güvenliğini artırmaya yönelik yeni adımlar olarak nitelenebilir.

Yine Sendai Afet Risk Azaltma Çerçeve Sözleşmesinde kabul edilen Ulusal ve Yerel Seviye başlıklı önerilerin bir gereği olarak Türkiye’de afet risklerinin azaltılmasına yönelik önemli bir çalışma yapılmıştır. Yerleşim alanlarının büyük bir bölümü 1. Derece deprem bölgesinde olan Türkiye için önem arz eden risk azaltılması ve afetlere karşı direnç ve müdahale çalışması TARAP218 (Türkiye Afet Risklerinin Azaltılması Projesi) ile gündeme gelmiştir. TARAP her konu başlığıyla ilgili yetkin uzman katılımı, paydaşlardan alınan anketler, konuyla ilgili STK’ların görüşlerinin

214 18.03.2018 Tarihli ve 30364 Sayılı RG

215 https://insapedia.com/tdy-2007-ile-tbdy-2018-arasindaki-farklar/ (E.T.:29.10.2019)

216 Bkz. https://insapedia.com/tdy-2007-ile-tbdy-2018-arasindaki-farklar/, 2007 Yılı Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik, 2018 Yılı Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği

217 https://insapedia.com/tdy-2007-ile-tbdy-2018-arasindaki-farklar/ (E.T.:29.10.2019)

218 https://www.afad.gov.tr/turkiye-afet-risk-azaltma-plani-tarap (E.T.:29.10.2019)

alınmasıyla ve bir dizi geniş katılımlı toplantılar sonucu Mülga Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi koordinatörlüğünde hazırlanarak Afet ve Acil Durum Başkanlığına sunulmuştur. Türkiye’nin afet risklerini azaltma kapasitesini artırmayı hedeflemektedir.

TARAP kendi alanında bir ilk olmasının yanı sıra, risklerin azaltılması yönünde alınacak önlemlere ilişkin eylem niteliğiyle de, afetlere hazırlığın ulusal alanda tamamlanmasına katkı sağlama amacındadır.

Yapı malzemelerinin piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinin yürütülmesindeki yetkili kuruluş Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır.219

Yapı Malzemeleri ile ilgili Risk azaltma ve yapı güvenliğinin sağlanması bağlamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yayımlanan Yapı Malzemeleri Yönetmeliği220 konutlarda kullanılacak yapı malzemelerinin temel karakteristikleri ile ilgili performans beyanlarının ve malzemelere CE işaretinin iliştirilmesi hakkında usul ve esasları belirlemek amacıyla düzenlenmiştir. Yönetmelik her ne kadar piyasada kullanılacak yapı malzemelerinin tüketici yönünden güvenilirliğini sağlayacak piyasa denetim ve gözetimine ilişkin bir kapsam ortaya koymakla birlikte yönetmelik eki Yapı İşleri İçin Temel Gerekler başlıklı Ek 1 de konutla ilgili bir dizi ekolojik koşulların açıklandığı görülmektedir. Söz konusu başlığın 3. Maddesinde aynen; “Yapı işleri, özellikle aşağıda belirtilen nedenlerden dolayı, yaşam döngüsü boyunca yapımı sırasında çalışan işçilerin, ikamet eden sakinlerin veya çevresindekilerin hijyen veya sağlığını ve güvenliğini tehdit etmeyecek ve tüm yaşam döngüsü ve sonrasında yapımı, kullanımı, yıkımı süresince iklime ve çevre kalitesine önemli derecede etkisi olmayacak şekilde aşağıdaki gibi tasarlanmalı ve yapılmalıdır” denilerek tasarım için gerekli koşulları açıklamıştır. Ancak açıklamalarda yapı malzemesinin (özellikle taşıyıcı sistemler için) özelliğiyle ilgili nitel bir belirlemenin yer almadığı, genel olarak

219 11.10.2013 Tarihli ve 28703 Sayılı RG Md.53

220 11.10.2013 Tarihli ve 28703 Sayılı RG

malzemelerin zehirli olmaması, radyasyon bulunmaması gibi genel değerlendirmelerin yer aldığı görülmektedir. Zaten yukarıda belirlendiği gibi söz konusu yönetmelikle iç tüketimde kullanılacak yapı malzemelerinin piyasa koşullarında üretim sürecinden kullanma sürecine kadar denetlenebilir ve gözetlenebilir olmasının sağlanması hedeflenmektedir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 2011-2023 yıllarını kapsayacak biçimde Türkiye’nin İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı hazırlanmıştır. Küresel sera gazı emisyonlarını azaltmak adına uluslararası ve bölgesel birçok önlem alınsa bile bu artıştan geri dönülmesinin güçlükleri ve bu nedenle iklimdeki ısınmanın tamamen önlenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle sektörel anlamda iklim değişikliğine hazırlık ve uyum sağlama önlemi için hazırlanan bir plandır.221

Planda doğrudan konutla ilgili hazırlanan bir durum bulunmamakla beraber özellikle doğal afet risk yönetiminde olası taşkın ve kuraklık gibi olası değişikliklere dirençli bir mekânsal planlamanın yapılması önerilmektedir. Bu konuyla ilgili eylem ise; “İklim değişikliğinin etkilerine karşı risk yönetim süreçlerine altlık oluşturacak su baskını, heyelan gibi afet, tehlike ve risk haritalarının hazırlanması ve bu haritaların arazi kullanımına yönelik planlara entegre edilmesi” olarak belirtilmektedir.222 Türkiye’de konutlara ve işyerlerine su baskınıyla gündeme gelen afetlere karşı risk haritaları göz önüne alınarak yapılacak üst ölçekli mekânsal planlamaların iklim değişikliği kaynaklı afetlere önleyici etkisi olacaktır.