• Sonuç bulunamadı

2.1. Stockholm Konferansı (United Nations Conference on the Human Environment) .75

2.2.1. Gündem 21

Gündem 21, Birleşmiş Milletlerin bağlayıcı olmayan, gönüllü olarak uygulanan ve yerel katılımı ve kalkınmayı hedefleyen, sürdürülebilir kalkınma ile ilgili eylem planıdır. Sürdürülebilirlik düşüncesinin kavram ve tartışmaların ötesine geçip eylem ve uygulamaya dönüşmesidir.

Konutla ilgili çalışmalar Gündem 21’in Ekonomik ve Sosyal Boyutlar ana başlığı altında 7. Bölümünde ele alınmıştır. Sürdürülebilir İnsan Yerleşimlerinin Teşvik Edilmesi alt başlığı altında ele alınan bölümlerin doğrudan veya dolaylı olarak konutla ilişkisi vardır. Bu bölümde ele alınan Sürdürülebilir İnşaat Malzemesi Endüstrisinin Teşvik Edilmesi alt başlığı ise çalışmanın konusuyla doğrudan ilgilidir.

İnşaat sektörü; kimya, petrol, endüstriyel ürün üretimi gibi sektörler yanında çimento sektörünün de inşaatın ana üretim sektörü olmasına rağmen uzun yıllar çevreye yaptığı etkiler yönünden kamuoyunun dikkatinden kaçmayı başarmıştır. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde inşaat sektöründe kullanılan yapı malzemelerinin çevresel etkileri ve sürdürülebilirliği, son yıllarda yaşanan yoğun beton kullanımına kadar adeta görmezden gelinmiştir. Oysa Rio’nun 1992 yılında yapıldığı ve Gündem 21 adlı çalışmanın bu toplantının bir eylem planı olduğu göz önüne alındığında inşaat

146 Sadun Emrealp, Türkiye Yerel Gündem 21 Programı, Yerel Gündem 21 Uygulamalarına Yönelik Kolaylaştırıcı Bilgiler Elkitabı, Birmat Matbaası, İstanbul, 2005, s.20.

sektörüyle ve yapı malzemeleriyle ilgili eylem planında yapılan tespitlerin Gündem 21’le birlikte bir farkındalık oluşturduğu, konut üretiminin çevresel etkilerinin algılanmaya başladığını göstermektedir.

Konut sektörünün temel gereksinimi olan yapı malzemelerinin sürdürülebilirliği eylem planında; eylemin temeli, amaçlar, etkinlikler ve uyguma araçları olarak 4 aşamada ele alınmıştır.

Eylemin temeli veya gerekçesinde inşaat sektörünün; “barınma, altyapı ve istihdam konularına yönelik ulusların sosyoekonomik gelişme hedeflerinin başarısında da hayati bir önem taşıdığı, bununla birlikte doğal kaynakların tüketimine, kırılgan ekolojik bölgelerin bozulmasına, insan sağlığına zarar veren yapı malzemesi üretimine ve kimyasal kirliliğe neden olabilecek çevresel hasarın ana kaynağı olabileceği” tespiti yapılmıştır. Ortaya konulan gerekçenin aradan geçen süreye rağmen güncelliğini koruduğu görülmektedir. Bu başlıktaki eylemin amacı; “ülkelerin öncelikle politika ve teknolojileri benimsemesi ve bunlar hakkında bilgi alışverişinde bulunulması, inşaat sektörünün insan yerleşimi gelişim hedeflerine ulaşmasının sağlanması, insan sağlığı ve biyosfer üzerindeki olumsuz yan etkilerden kaçınılması” olarak belirlenmiştir. Bunlar yapılırken sürdürülebilirliğin sosyal boyutlarından olan istihdamın inşaat sektöründe de artırılması ve hükümetlerin bu hedeflerin gerçekleşmesi yönünde özel sektörle yakın iş birliğinin yapılması gerektiği belirtilmiştir.

Bu amaçların gerçekleştirilmesi yönünde açıklanan eylem planı ise ülkelere tavsiye niteliğinde yapılması gerekenleri özetlemektedir.

Tüm ülkelerin, uygulanabilir ulusal planlara, amaçlara ve önceliklere uygun olarak;

“Yerel mevcut doğal kaynakların girdilerine dayanarak mümkün olduğunca yerli yapı malzemeleri endüstrisini kurması ve güçlendirmesi,

İnşaat malzemelerinde; yerel malzemelerin kullanımını artırmak için programlar oluşturulması, bu malzemeleri ve geleneksel inşaat tekniklerini kullanan

küçük ölçekli ve gayri resmi çalışanların yeteneklerini ve ekonomik uygulanabilirliğini arttırmak için teknik destek ve teşvik planlarını genişletecek programlar oluşturulması,

Enerji verimli tasarımların ve teknolojilerin daha fazla kullanılması ve doğal kaynakların ekonomik ve çevresel olarak uygun bir şekilde sürdürülebilir kullanımı teşvik eden standartların ve diğer düzenleyici önlemlerin benimsenmesi,

Kendi evlerini yapan inşaatçılar için politikalar ve uygulamalar geliştirilmesi, kentsel ve kırsal kesimdeki fakirler için yapı malzemelerinin satın alınabilirliğini artırmak için önlemler alınması,”

Öneri olarak getirilmiştir. Önerilerde inşaat malzemelerinin kullanılabilirliği çevresel açıdan ele alınırken, kullanımın ortaya koyduğu sosyal ve ekonomik boyutlarda önerilere yansıtılmıştır. Özellikle kendi evlerini yapacak yoksul ve dar gelirliler için önerilen yapı malzemesinin ekonomik açıdan erişilebilir olması, barınma sorununun çözümüne de katkı sağlayacaktır. Türkiye’de yoksullar için böyle bir sistem olmamakla birlikte güçlü sosyal bağlar gecekonduların yapılmasında karşılıklı yardımlaşmayı gerekli kılmıştır. Ayrıca afete uğrayan yurttaşlar için merkezi yönetimin geliştirdiği Evini Yapana Yardım Metodu147 (EYY) uzun yıllar Türkiye’de kullanılmıştır.

Afetzedeye doğrudan yapı malzemesi yardımına olanak sağlayan düzenleme sayesinde afetzedeler yıkılan evlerinin yerine ev yapma olanağına kavuşmuştur. EYY yasal uygulamalar çerçevesinde konut yardımı almaya hak kazanan afetzede vatandaşlara (hak sahipliği) yapı malzemesi yardımı yapılmasıdır. EYY uygulaması afet olan birçok ilde başarıyla uygulanmış, ancak afet dışında kalan yoksulların konut ihtiyacını karşılamak üzere yapı malzemesi temini yönünde bir düzenleme yapılmamıştır. Bu durum sosyal ve ekonomik yönden yoksullara barınak sağlamada ve yoksullukla mücadelede bir eksikliği ifade etmektedir. Oysa Gündem 21’de yoksulların konut sahibi olabilmelerine yönelik kararlar daha geniş bir bakış açısıyla ele alınmıştır.

147 25.09.2005 tarihli ve 25947 sayılı Resmi Gazete’de güncelleştirilen Afet Harcamaları Yönetmeliği

Yine sürdürülebilir yapı malzemeleriyle ilgili olarak tüm ülkelere; “Özel ve kamu sektörlerinin işbirlikçi çalışmaları ile yapı malzemelerinin olumsuz çevresel etkileri üzerine veri tabanlarının geliştirilmesi ve yayılması dahil, inşaat işlerinin tüm çevre ve sağlık yönleri hakkında ücretsiz bilgi paylaşımının teşvik edilmesi, yapı malzemelerinin çevreye ve sağlığa etkileriyle ilgili veri tabanlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, finansal ve yönetsel düzenlemelerle inşaat endüstrisindeki enerji yoğun üretilen yapı malzemelerinin geri dönüşümü, kullanım ömrü boyunca kirlilik oluşturan inşaat malzemeleri ve ürünlerin kullanılmasını engellemek için ürün vergisi gibi ekonomik araçların kullanımı” hususlarının teşvik edilmesi kararlaştırılmıştır. Yapı malzemelerinin çevreye verdiği zararları tespit edecek bir veri tabanı kullanılması ekolojik açıdan tercih edilebilecek yapı malzemesini de ortaya çıkaracaktır. Gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelerden çevresel etkilerle ilgili düzenli veri akışını sağlayacak teknolojilerin kullanımı yönünde teknik ve finansal destek alması önemlidir.

Gelişmekte olan ülkelere özellikle dikkat çekilerek, inşaatta kaynak yönetimi ve özellikle yenilenemeyen kaynaklar için tüm ülkeler arasında bilgi alışverişinin ve uygun teknoloji transferinin teşvik edilmesi, inşaat endüstrileriyle ilgili faaliyetlerde araştırmaların teşvik edilmesi ve bu sektörde kurumlar oluşturularak güçlendirilmesi gibi kararlar alınmıştır. Gündem 21 ‘de alınan kararlar, günümüzde çevresel etki değeri yüksek ve çevreye zarar veren birçok yapı malzemesinin üretiminin engellenmesi veya azaltılması yönünde merkezi hükümetlerin ve yerel yönetimlerin elini güçlendirmiştir.

Ekonomik ve yasal yönden yapılacak düzenlemeler; teşvik veya caydırıcı önlemlerle birlikte yapı malzemelerinin çevresel uyumuyla ilgili araçsal bir niteliğe bürünebilir.

Gündem 21’de her eylem planında olduğu gibi yukarıdaki eylem planıyla ilgili de uygulama araçları ve finansal kaynak olanakları ortaya konulmuştur.

Gündem 21’in diğer bir hedefi de “afet tehlikesi altındaki yörelerde insan yerleşmeleri planlaması ve yönetiminin desteklenmesi” konusu olmuştur. 148 Afete yatkın bölgelerde insan yerleşimi planlaması ve yönetimini teşvik etmek başlığı altında ele alınan kararda; “Doğal afetlerin, can kaybına, ekonomik faaliyetlerin ve kentsel üretkenliğin bozulmasına neden olduğu, sonuçları nedeniyle de özellikle çok hassas düşük gelirli grupları zor duruma düşürdüğü” vurgulanmıştır.

Türkiye yüzölçümünün yaklaşık %96’sı, nüfusunun %98’i ve endüstriyel bölgelerin yaklaşık %75’i farklı oranlarda deprem riski altında olduğu göz önüne alındığında doğal afetlerin neden olduğu ekonomik ve sosyal maliyetler, yapı stokuna etkileri, Türkiye için son derece önemlidir. 149

Birleşmiş Milletler, hükümetler ve hükümet dışı organizasyonlar için tüm dünyada eylem planı olarak kabul gören plan, yerel, ulusal ve küresel seviyede yürütülmektedir. Gündem 21 deki 21 rakamı 21. Yüzyılı simgelemektedir. Ajanda 21 Dünya Zirvesinde ortaya çıkmış ve 13 Ağustos 1992 tarihinde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 178 hükümet tarafından uygulanmak isteği ile oylanmıştır.150

Birleşmiş Milletler tarafından organize edilen Rio Konferansında, Gündem 21 ulus devletlerin birlikte hareket etme kararı aldıkları tek anlaşmadır. Gündem 21 uyarınca ulus devletlerin sürdürülebilir kalkınma için ulusal bir strateji üretmesi ve uygulaması gerekmektedir. Her stratejinin küresel kaygıları çözmenin yanı sıra yerel tabanlı toplumsal eylem içinde bir çerçeve sağlamaya katkıda bulunması beklenmektedir.

Gündem 21 ile dünya çapında toplumsal bir adalete ulaşmak ve kaynakların eşit paylaşılmasını gelecekte olası kılan bir yapıya kavuşturmak için çaba harcamak, bütün devletlere verilen bir sorumluluktur. Doğal kaynakları kullanmada ve yaşam kalitesini

148 Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Kentleşme Şûrası 2009, Komisyon Raporları, Cilt I, a.g.k., s. 439

149 A.k., s. 439.

150 Ajanda 21, 300 sayfa ve 40 bölümden oluşmaktadır.

https://sustainabledevelopment.un.org/content/documents/Agenda21.pdf (E.T.:11.11.2019)

yükseltmede herkesin eşit şansa sahip olması ve toplumsal adalet, Rio Konferansı'nda çevre ve kalkınma adına yapılan önemli bir taleptir. Çevresel değerleri yok eden faaliyetlerin durdurulmasını içeren bu sorumluluğu devletlerin tek başına yüklenmesi zor görünmektedir. Başta sanayileşmiş ülkeler olmak üzere, bütün ülkeler sanayi ve çevre arasında dengenin kurulmasını sağlayacak önlemler almak zorundadır.151

Geleceğe yönelik önemli bir eylem planı niteliği taşıyan Gündem 21, bu amaçla mevcut üretim ve tüketim kalıplarının değiştirilmesi, yoksulluğun önlenmesi gibi eylemlerin yanı sıra konut yapımı ve sürdürülebilirliği açısından önemli olan doğal kaynakların korunup işletilmesi konusunda detaylı bilgiler sunmuştur. Gündem 21 birçok ülkede uygulanıp izlenmesi ve yarattığı katkıyla küresel anlamda en etkin bir plan niteliği kazanmıştır. 152

Türkiye'de Yerel Gündem 21, iki eylem planı ile ortaya konulmuştur.153 Birincisi, 1996 yılında HABITAT II kapsamında yerel yönetimlerin güçlendirilme için hazırlanan Türkiye Ulusal Rapor ve Eylem Planı, ikincisi de 1998 yılında yayımlanan, çevreyle kalkınmayı bütünleştirmek için hazırlanan Türkiye Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Planı (UÇEP)’dir.154

Rio Konferansı, Türkiye için de katılımlı karar alma süreçlerinin gelişmesine de yol açmıştır. Türkiye Rio Konferansı’nda ortaya çıkan Yerel Gündem 21 projesine 1996 yılında katılmıştır.155

Yerel Gündem 21 aynı zamanda bir “yerel demokrasi” ve katılım projesidir;

sürdürülebilir kalkınma kavramının temel ögelerinden olan demokratik katılım, insan hakları, saydamlık, gibi temel yerel yönetim kavramlarını aynı eylem planı içinde

151 Selim Kılıç, a.g.k., s.86.

152 Uğur Yıldırım, Şerif Öner, a.g.k., s.13.

153 A.k., s.15

154 A.k., s.15

155 Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Kentleşme Şûrası 2009, Komisyon Raporları, Cilt III, 2009, Ankara, s.

150.

değerlendirmektedir.156 Türkiye’de 1997 yılından itibaren hedeflenen 9 kentte başlatılan Yerel Gündem 21 projesi çalışmaları, günümüzde birçok bölgede uygulanmaktadır.157

Türkiye’deki YG-21uygulamaları, UNDP’nin (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) desteğiyle, IULA-EMME’nin (Uluslararası Yerel Yönetimler Birliği, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu Bölge Teşkilatı) koordinasyonunda sürdürülmektedir ve 2001 yılında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından, dünyadaki “en başarılı”

uygulamalardan biri olarak ilan edilmiştir.158

2.2.2. Habitat II (Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı II)