• Sonuç bulunamadı

3.1. Mevcut Durum

3.1.3. Mevzuat

3.1.3.1. Gecekondu Kanunu ve Uygulamaları

Türkiye’de hemen herkesin bildiği toplumsal bir terim olan Gecekondu, Çevre ve Şehircilik Bilim ve Mevzuat Terimleri Sözlüğünde301 “Genellikle Üçüncü Dünya ülkelerinde ve hızlı sanayileşen bölgelerde görülen, kırsal bölgeden kente göçenlerin, çoğunlukla da kendilerine ait olmayan araziler üzerinde, alt yapı hizmetlerinden yoksun olarak inşa ettikleri derme çatma evler” şeklinde tanımlanmıştır. 775 sayılı Gecekondu Kanunu’nun 2. Maddesine göre de; “İmar ve yapı işlerini düzenleyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksızın, kendisine ait olmayan arazi veya arsalar üzerinde, sahibinin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapılar” gecekondu olarak adlandırılmaktadır. Bu tanımlamalara eklenebilecek bir sosyal gerçek, “gecekonduda yaşayanların, toplumların yoksul sınıfı olduğu” dur.302 Gecekondu Adalet ve Kalkınma Partisinin oluşturduğu siyasi iradenin konut yapımında başlattığı TOKİ’yi önemseme ve TOKİ eliyle konut açığını kapatma politikası gereği; 22/3/2007 tarihli ve 5609 sayılı Kanunla konuttaki gecekondu uygulamaları yetkisi Bayındırlık ve İskân Bakanlığından alınarak TOKİ’ye devredilmiştir.

Konut yapımı sermaye gerektiren bir iştir. Konut maliyetini karşılamada her gelir kümesindeki insanların ekonomik koşulları eşit değildir. Özellikle Türkiye’deki gecekondulular konutlarının ne kirasını ödeyebilecek ne de maliyetini karşılayabilecek

301 Cemal Toptancı, Çevre ve Şehircilik Bilim ve Mevzuat Terimleri Sözlüğü, İstanbul Matbaacılık, İstanbul, s.182.

302 Ruşen Keleş, 100 Soruda Türkiye’de Kentleşme, Konut ve Gecekondu, a.g.k., s.367.

gereksinime sahip değildir. Barınma gereksiniminin bu aileler tarafından en ucuz biçimde karşılanması isteği gelirlerindeki azlık ve yetmezliktir.303

Gecekonduların yapımında kullanılan malzemelerin asgari barınma ihtiyaçlarını gidermek üzere kullanılması, büyük kitle beton kullanımının ve kimyasal özellikler taşıyan bir takım katkı maddelerinin yapımda yer almaması özellikleri göz önüne alındığında, günümüzde yapılan towers (çok katlı) veya rezidans (dikine konut) adı altında yapılan konutların ağır çevresel etkilerinden gecekonduda söz etmek olanaklı değildir.

Gecekonduların bir bölümünün yeterince sağlam olduğu görülmekle birlikte diğer bölümü teknik bir hizmet almamış ve içinde oturulamayacak niteliktedir.304

Türkiye’de gecekondular sakinlerinin kırsaldan getirdikleri bir takım kültürel özellikleri de yansıtır. Hemen hemen her gecekondunun önünde az da olsa bir yeşil alan ve bir ağaç kümesi vardır. Öyle ki Ankara Cevizlidere veya Kuzey Ankara Protokol Yolu uygulamalarında görüldüğü üzere tek katlı ve içinde yeşili barındıran gecekondularla, bunların yıkılarak yerine yoğun bir yapılanma ve çok katlı betonarme blokların oluşturduğu çirkin görüntü kıyaslandığında, gecekonduların daha çevresel ve görsel yönden daha özlenir olduğu söylenebilir. Sermaye kesiminin kâr amacıyla alabildiğine genişlettiği, yükselttiği beton blokların ortaya koyduğu sonuçlar, sürdürülebilirlik açısından gecekonduların oldukça gerisine düşmüş, gecekonduları aratır hale gelmiştir.

Gecekondu bölgelerinin yerini rantsal gerekçelerden kurtulamayıp çok katlı apartmanlar doldurmakla, plansız kentleşmeyle ilgili yeni bir sorun alanı yaratılmakta, kaliteli bir çevre kavramı gerçeği gözden uzak tutulmaktadır. Çevre kalitesinin göstergeleri evrensel niteliktedir. Ankara – Esenboğa yolunda olduğu gibi,

303 A.k., s.39.

304 Ruşen Keleş, Kentleşme Politikası, a.g.k., s.529.

gecekonduları yabancı konukların göz zevkini okşamak gibi gerekçelerle yıkarak, yerine yapay ve tek tip konutlar üretmek ileri sürülen gerekçenin aksine bir görüntü ortaya çıkarmıştır.305

Gecekondu sorununun kendi gerçeğine dönüldüğünde ise başka sorunlara karşılaşılmaktadır. Gecekondular; Türkiye’de özellikle toplumun kurallara uygun yaşamı benimsemiş kesimleri olmak üzere çeşitli sosyal kesimleri rahatsız eden gecekondu aflarıyla da gündeme gelmiştir. Gecekondu affı olarak bilinen bağışlama yasaları ile gecekondu politikası belirli bir tarihe kadar yapılanların affedilmesi ve o tarihten sonra yapılanların yasaklanması biçiminde kurgulanmıştır. İdare ve yerel yönetimlerce soruna kısa vadeli ve politik yaklaşımlar, gecekondunun giderek barınma sorununu çözmekten öte gelir getirici bir mülk olarak değerlendirilmesine yol açmıştır.

Gecekondu bugün üzerinde bulunduğu toprağın değer artışından kent sakinlerinin yararlanamadığı, yapım malzemesi tekdüze, sahipliği değişmiş, kentsel ranta ortak olma aracı olmuş, yerine yapılan tek tip ve yüksek binalarla kentsel altyapı sorunlarını ağırlaştırmış, varlıklanma ve yatırım aracı haline getirilmiştir.306

Belediyelerin öncülük ettiği imar planı değişiklikleriyle gecekondular yıkılarak yerine yapılan çok katlı binaların yer aldığı bölgelerde (Ankara Çukurambar, Cevizlidere örneklerinde olduğu gibi) yeşil alan yok denecek kadar azdır.

Konut talebi ile arzı arasındaki dengesizlik konut sorununun çözümünü güçleştirmektedir. Büyük şehirlerdeki gecekondu sorunu, düşük ve orta gelir gruplarının konut edinmede karşı karşıya bulunduğu ekonomik zorluklar, aşırı konut talebi, yetersiz arz gibi nedenler, bu sorunu Türkiye gündeminin ön sıralarına getirmiştir.

Gelişmekte olan ülkelerde süreç içerisinde ekonomik ve sosyal hareketlere bağlı olarak değişen mekânsal dönüşümler gecekonduları da etkilemekte, gecekondu alanları

305 A.k., s.382.

306 Nuray Bayraktar, a.g.k., s.299.

kent içinde bulundukları yerin gelişme eğilimine göre yeni bir dönüşüme girmektedirler.

Buna göre gecekondunun yer aldığı arazi, inşaat sektörünün, şehrin imar gelişiminin, sermayenin ve belediyelerin konut gereksinimleri ve değişen arazi rantlarının oluşturduğu bölgesel avantajlarla birlikte kentsel dönüşüme tabi tutulmaktadır. Diğer bir deyişle gecekondu yerleşimlerinin mekânsal ve ranta ilişkin konumu kentsel dönüşüm sürecine katılımdaki etkinliğini ortaya koymaktadır. Türkiye’de gelinen süreçte devletin dönüşüm sürecine doğrudan ve etkin desteği bulunmadığından neredeyse rantın olmadığı alanlarda kentsel dönüşümden bahsetmek olanaklı değildir307

Bazı gecekondu bölgeleri rantsal değerler yeterli olduğunda sermayenin doğrudan ilgi alanına girerek kentsel dönüşüme tabi olurken, bazı gecekondu bölgeleri orta gelir grubunun konut gereksinimini karşılamak üzere düşük maliyetli tek tip apartmanlaşma eğilimine girmekte, bu özellikleri taşımayan gecekondu alanları da artan yoksullukla birlikte çöküntü alanları haline gelmektedir.308

Gecekondu bölgelerinin birçok dönemde farklı akımlar altında örgütlü hareket etmesi, demokratik seçimle göreve gelen yerel yönetimlerin bu alana kayıtsız kalmamasını sağlamış, çağdaş bir kent yönetiminde pek de uygun olmayan bir gelişme olarak algılanabilecek gecekondular, yerel yönetimlerin, çoğu zamanda merkezi idarenin başta gecekondu afları ve alt yapı hizmetleri olmak üzere yapılabilecek yardım ve desteği yanlarında görmüştür. Günümüzde gecekondu sorununun ortaya çıkardığı iki temel olguyu belirtmek gerekir. Birincisi yap-satçı müteahhitlerin önceden başlattıkları ve gecekonduları yıkarak yerine yaptıkları apartman tipi konutların kalitesiz yapı stokunun önemli bir bölümünü oluşturmasıdır. Diğer bir sorun ise kentsel dönüşüm adı altında gecekondu bölgelerinin rant kıskacı altında tümüyle bir dönüşüme doğru savrulmasıdır. Her iki durumda da öncelikli söylem olan deprem öne sürülerek kentsel

307 Hatice Kurtuluş, Asuman Türkün, “Giriş”, İstanbul’da Kentsel Ayrışma (içinde) Hatice Kurtuluş (ed.), Bağlam Yayınları, İstanbul, 2005, s.19.

308 A.k., s.19.

dönüşüm adı altında yeni bir yıkımın ve kentsel rantın kapısı aralanmıştır. 80’li yıllardan sonra emekçi sınıfın sorgulayan, tartışan ve direnen yapısı yerine, çok çeşitli nedenlerle muhafazakâr kesimlerin oy deposu niteliğine bürünen gecekondulardaki sosyal yapı bu yıkıcı değişime sessiz kalmaktadır. Gecekonduların yok olmasıyla rant kıskacı altında ortaya çıkan toplu konutlar görsel ve estetik yönden hiçbir özellik taşımazken yapımları esnasında da çevresel kaygı gözetilmemiştir. Bu süreçte gecekonduların yerini hızla beton bloklar almakta, yeni yapılan yapılar sürdürülebilirlik kavramı ekseninde sorgulanır hale gelmektedir.