• Sonuç bulunamadı

Saadet Ülker

Türk Hemşireler Derneği

Önce bir açıklama yapmam gerekiyor. Bu oturumun konuşmacısı Hemşirelik Eği- timi Derneği Başkanı Prof. Dr. Hülya Okumuş idi. Dün gece kendisinden gelen bir telefonla toplantıya katılamayacağını öğrendik. Metnini Mevlüde Hanım’a gönder- di. Mevlüde hanımTürk Hemşireler Derneği Yönetim Kurulu üyesidir. Aşağı yukarı bildiğimiz şeyler ama ellerinde konuyla ilgili daha ayrıntılı veriler var, onları Mevlü- de hanım size sunmaya çalışacak. Bu sunumda genel olarak sağlığa ve sağlık eğiti- mine değinilecek ama ağırlıklı olarak hemşireliği duymuş olacaksınız. Bu da anla- şılabilir diye düşünüyorum çünkü, sağlık sistemi içerisinde sayısı çok fazla olan ve çok fazla olması gerektiği de çok fazla savunulan sağlık insan gücü, 2023 raporuna göre ihtiyaç 350.000 ve bazen 400.000 de diyorlar, hemşiredir. Hemşirenin nasıl ye- tiştirildiği ve sistemde nitelikli hizmet vermesinin nasıl mümkün olabileceği herhal- de bütün sağlık çalışanlarını ilgilendiriyor olsa gerektir.

Konuyla ilgili şöyle bir giriş yapmak istiyorum, daha sonra rakamsal açıklamaları, genel girişi Mevlüde Hanım’a bırakacağım.

Türkiye’de hemşirelik eğitimi meslek lisesi düzeyde 1925 yılında başlıyor. Hemen hepsi hastanelere bağlı okullar. Hemşirelik eğitimine başladığında genç kız, 14–15 yaşlarında bir ortaokul mezunu. Mezun olduğu zaman 17–18 yaşları civarında. Tür- kiye’de o dönemlerde erkek hemşire yok, onun yerine Sağlıkmemuru var. Daha çok koruyucu hizmetlerde Anadolu’da kadının gidemeyeceği düşünülen, sistemin de öyle yapılanmadığı bir dönemde bazı hemşirelik hizmetleriyle birlikte, çevre sağlığı gibi ek hizmetleri yürütmeye çalışıyorlar. 1992 yılı Sağlık Bakanlığı Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü’nün resmi yayınında sağlık memurlarının erkek halk sağlığı hem- şiresi oldukları ifadesi yer almaktadır.

24-25 EKİM 2015, ANKARA

55

devlet okulları ile özel okullarda 2014 yılına kadar devam etti. Var olan öğrenci- leri ile halen devam ediyor. Bu düzeyde eğitim iki kez durduruldu. Birincisi 1995 yılı 185 sayılı Yüksek Sağlık Şurası kararı ile 1996–2000 yılları arasında 5 yıl sürey- le hemşirelik ve hemşireliğe eşdeğer olan sağlık memurluğu programlarına öğrenci alınmadı. Diğeri ise Hemşirelikte Araştırma Geliştirme Derneğinin öncülüğünde bir grup hemşirelik derneğinin ortak hukuksal girişimi ile 2005- 2007 arası 2 yıl süreyle programlara öğrenci alınmadı. 2014 ‘de meslek liseleri hemşirelik ve ona eşdeğer olan sağlık memurluğu programı kanunla kapatıldı. Onun yerine bu okul- larda hemşire yardımcısı yetiştirilmesi hükme bağlandı. Bu düzeyde eğitim veren okullardan binlerce hemşire mezun oldu. Halen de binlerce öğrenci eğitime devam ediyor.

Fakir fukaranın çocuğunu erken yoldan meslek sahibi yapma düşüncesi hemşire- liğin meslek lisesi düzeyde eğitimle kazanılan bir meslek olması konusunda belir- leyici temel söylem oldu. Tabii kimse şu soruları sormuyor. Niye o kadar çok fakir fukara var? Bu bir. İkincisi, ne biçim eğitimdir bu? Dört yılın % 40’ı lise dersleri % 6o’ı meslek dersinden ibaret. Diğer bir deyişle ortaokul mezunu çocuk aslında 2 yıl- dan biraz fazla süre mesleki eğitim alıyor ve hemşire oluyor. Kliniklerde usta çırak ilişkisiyle bazı teknik becerileri kazanıyor. Çok sorunlu olan bir alana çocuk ergenin sokulması doğru mudur?

Hemşirelik eğitiminin lisans düzeyinde olacağını 2007’de hükme bağlayan hemşire- lik kanununa rağmen ülkenin ihtiyacı olduğu gerekçesi ile sağlık meslek liseleri beş yıl süre ile açık bırakıldı, sayıları artırıldı. 2012 ‘de sağlık meslek liselerinin devamı için aynı gerekçe ile yine aynı karar alınarak süre beş yıl daha uzatıldı. Bir yıl sonra 2013 de ülke ihtiyacının fazlasıyla karşılandığı gerekçesi ile 2014 Ocağında yayımla- nan bir kanunla okullar kapatıldı.

Sadece bu açıklama, ülkemizde sağlık insan gücü planlama konusunun ne denli içler acısı durumda olduğunu göstermesi bakımından çarpıcı bir açıklamadır.

Hemşirelik insan gücü konusunda Uluslararası Hemşirelik Konseyinin 2015 ‘de Seul’da yapılan toplantı sonrasında DSÖ ile ortaklaşa oluşturduğu bir metinde önce sayıyı sonra niteliği telaffuz etmesi de haylice çarpıcıdır. Türk Hemşireler Derneği örgütün bu konuya dikkatini çekmiştir.

YÖK hemşirelik eğitimine iki önemli noktada adeta öldürücü darbe vurmuştur. Birincisi, 2000 yılında kurulmasını teklif ettiğimiz Hemşirelik Komisyonunu kur- duktan sonra komisyonun yaptığı Türkiye’de Hemşirelik: Temel Mesleki Eğitim ile

İnsan Gücüne İlişkin Sorunlar ve Çözüm Önerileri ( Mayıs 2001) adlı çalışmayı des-

teklemesine ve sonuçta ortaya çıkan raporu çok başarılı bulmasına rağmen hayata geçirmek için ilgili kurum ve kuruluşların bu çalışmaya sahip çıkmaları konusunda gereken ağırlığı ortaya koymamıştır.

İkincisi, hemşirelikte lisans tamamlama konusudur.

Sağlık Meslek liseleri hemşirelik ve hemşireliğe eşdeğer olan sağlık memurluğu bö- lümlerine açık olması gereken ve 1991- 1998 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesinde sürdürülen ön Lisans programlarıyla başlayan eğitime yö- nelik yıkıcı ilk darbe, 2009 – 2011 yılları arasında Atatürk Üniversitesinde yürütülen uzaktan eğitim programı ile devam etmiştir.

Bu durum, en son 2015 Eylül’ün de başlayan ve tüm uyarılarımıza, önerilerimize rağ- men aynı anlayışla sürdürüleceği açıkça ortaya çıkmış olan uzaktan eğitimle lisans ta- mamlama programlarının akıl almaz bir gelişigüzellik içinde sürdürülmesi ile ulaşabi- leceği en kötü noktaya ulaşmıştır.

Tamamlama eğitiminin kendisi hiçbir şekilde iyi olmadığı gibi, temel eğitimi hemşi- relik olmayanlar da uzaktan eğitimle fakülte mezunu olmuştur ve olmaya devam ede- ceklerdir. Kazanan, bu programı parayla yürüten üniversitelerdir. Meslek kaybetmiş- tir. Toplum sağlığı tehdit altındadır.

Mezun olmuş ve mezun olma yolunda binlerce hemşire ve hemşire adayı bu yol ile lisans tamamlayacaktır. Hiç kuşkusuz binlerce hemşire yardımcısı da bu hakkı isteye- cektir.

Peki, düz lise ya da lise muadili bir okuldan mezun olup üniversite sınavlarını kazan- mak için koşullarını zorlayan, kazanınca zorlu bir yüz yüze eğitimden geçmek zorun- da olan hemşirelikte lisans eğitimine devam eden binlerce öğrenci ile mezunun bu koşullarda yaşadıkları yıkımı kim onarabilir.

Eğitimim temel insan hakkı olduğunu, anayasal bir hak olduğunu biliyor ve tabii ki benimsiyoruz. Ancak, eğitimin ne olması, nasıl olması gerektiğini bildiğimiz gibi hakkaniyetin ve nitelikli hizmetin de ne olduğunu bilerek dile getiriyoruz bu vahim durumu.

Mevlüde Karadağ

Türk Hemşireler Derneği

Hocamızın da ifade ettiği gibi benim hazırladığım bir metin değil. Dolayısıyla başka birisinin metnini ne kadar iyi sunmaya çalışırsanız çalışın bazı aksaklıklar olabiliyor. O yüzden başta oluşabilecek bazı aksaklıklardan dolayı da şimdiden özür diliyorum. Bir ülkede sağlık hizmetlerinin etkili ve verimli bir şekilde yürütülmesi; sağlık perso- nelinin çağdaş ölçütlere göre yeterli sayıda yetiştirilmesi ve ülke çapında dengeli bir dağılımla gerçekleşir. Öte yandan bu ölçütlerin sağlık alanında da uygulanabilmesi için, sağlık alanında mevcut durumun iyi analiz edilmesi gerekmektedir.

24-25 EKİM 2015, ANKARA

57

Sağlık alanında 2014-2015 yılında yaklaşık 293.941 öğrenci eğitim görmektedir. Ve bunların eğitim aldıkları alanlara baktığımızda tıp doktorluğu, diş hekimliği, eczacı- lık, hemşirelik, ebelikten başlayıp fizyoterapi ile çeşitli sağlık teknikerliği programları- na kadar geniş bir alanı kapsadığını görmekteyiz. Ve özellikle son 20 yılda eğitim alan öğrenci sayısında inanılmaz derecede bir artış yaşanmıştır. Bu örneklere baktığımızda rakamları göreceksiniz. Ben kendim hemşirelik programını örnek olarak verecek olur- sam, sağlık bilimleri fakültesi ki bunların hemşirelik programları da var. Diğer mes- lek, fizyoterapi, beslenme ve diyetik gibi diğer meslek örgütlerinin yanı sıra hemşirelik eğitimi de vermekte. Hemşirelik fakültesi ve dört yıllık yüksekokullardaki hemşirelik programlarına baktığımızda sayıların çok arttığını görüyoruz. Genel toplama baktığı- mızda 2014 yılında yaklaşık 87.500 öğrenci eğitime başlamıştır. Mevcut öğrenci sayısı 293.941’dir. ve yaklaşık %30 oranında öğrenci artışı bir yılda meydana gelmiştir. Hemşirelik lisans programlarına baktığımızda 1996 ile 2000 yılları arasında toplamda 80 hemşirelik programı varken bunların 76’sı devlet, 4’ü vakıf üniversitelerinin verdiği programlarken, 2015-2016 yılında bu program sayısı 133’e yükselmiştir. Öğrenci sayı- ları 1996 – 1997 eğitim öğretim yılında 644 iken 2015-2016’da 14.048’e yükselmiştir. Öğretim üyesi sayısı ve öğrenci toplam sayısı oranına baktığımızda toplam eğitici öğ- renci oranı 1996-1997’de 25 iken, öğrenci sayısında çok aşırı bir derecede artış olması- na rağmen 2015-2016’da bu oran sadece 30’a yükselmiştir. Dolayısıyla da son 20 yılda öğrenci hemşirelik lisans kontenjanlarında 21 kat, öğrenci sayısında 19 kat artış olma- sına karşılık, öğretim üyesi sayısında 8 kat artış olmuştur.

ABD’de hemşirelik okullarının yaklaşık %74’ünde eğer öğretim üyesi sayısı yeterli de- ğilse, öğrencilerin programlara kaydı yapılmıyormuş otomatik olarak.

Bu gelişmeler hemşirelik eğitiminin niteliğini olumsuz yönde etkilemeye devam et- mektedir. Hemşirelik gibi alanlarda, mezunların nitelikli bakım verecek şekilde ye- tiştirilmemesi toplum sağlığı açısından da ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Özellikle 2012-2013 yılında Anadolu Sağlık Meslek Liseleri özel olarak açılan 300 tane okul tes- pit edilmiş. Şu anda 2014-2015 yılında bunlara ilaveten devlet bünyesinde de 425 tane sağlık meslek lisesinin var olduğu bilinmektedir.

1996 yılında kapatılan sağlık meslek liseleri 2001 yılında tekrar açıldı. Hemşire unvanı lisans mezunu olana verilir ki bu 2007 yılındaki hemşirelik yasasındaki değişiklikle verilmişti. Hemşirelikle ilgili sivil toplum kuruluşları ve okulların üniversite düze- yinde eğitim verilmesi talebi dikkate alınmadan tekrar Sağlık meslek liseleri açıldı. Şu anda dünya ortaokul sonrası lise eğitimiyle yetinen ülke bulunmamaktadır. Bizde yanlış anlaşılan bir durum var. Yurtdışındaki kolej diye ifade ettikleri eğitim sistemi temel eğitimden sonraki 2 yıllık eğitimdir ve bu Türkiye’deki ön lisans eğitimine denk gelmektedir. Maalesef bizim ülkemizde bu sağlık meslek liseleri lise düzeyinde eğitim vermektedir.

Sağlık Bakanlığı’nın ulaşılmasının beklediği hemşire sayısı 2023 için 315 bindir. Sağlık meslek lisesi hemşirelik bölümüne alınan öğrenci sayılarıyla birlikte 2023 hedefi 2014 yılında aşılmış durumdadır.

Sağlık Bakanı 2014 yılında sağlık meslek liselerini hemşirelik bölümlerinden mezun olanlara 2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren hemşire unvanı verilmeyeceğini ve bu okullardan mezun olanların da hemşire yardımcısı unvanıyla mezun olacağını açıklamıştı. Bu okullardan mezunların geleceğe ve mesleğimiz için tehlikelerine baktı- ğımızda, 2014-2015 yılından mezun olan kişilerin hemşire yardımcısı unvanı alacak- lardır. Bunların görev tanımlarının yapılmasını belki bir olumlu durum olarak tespit edebiliriz. Böyle değerlendirilebilir. Ama her an Bakanlık bu kararından vazgeçebi- lir ve bunlar hemşire olabilir. Ya da hemşirenin istihdam edilemediği yerlerde hem- şire yerine hemşire yardımcılarının istihdam edilme riskiyle karşıya kalabiliriz. Yine hocamın ifade ettiği gibi, sağlık çalışanlarına lisans tamamlama hakkı getirildi. Tabii ki bunun tamamlanma biçimi özellikle çok sıkıntılı. Türkiye’de büyük bir çelişki var. 2015 yılında yaklaşık 2000 ön lisans mezunu hemşirelik lisans tamamlama programı- na kayıt ettirilmiştir. Torba yasanın geçici 69’uncu maddesi diyor ki: “Bu maddenin

yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla sağlık alanında ön lisan diploması alanlardan ebelik ve hemşirelik programlarından mezun olanlara kendi haklarında diğerlerini ise YÖK’ün belirleyeceği ebelik ve hemşirelik programı dışındaki ilişkili alanlarda lisans tamamlama eğitimi yapılır. Bu eğitimler YÖK’ün belirleyeceği alanlarda uzaktan eğitim yöntemleriy- le verilebilir. Uygulama eğitimleri için Sağlık Bakanlığı ile YÖK işbirliği yapar. Bu eği- timlerin usul ve esasları YÖK tarafından belirlenmektedir”.

Ülkemizde 2014 yılı verilerine göre aktif olarak çalışan sağlık personeli sayısı 514 bin 955 dolayındadır. Bakanlık’ın akademisyenlere hazırlattığı 2023 Yılı Sağlık İşgücü He- defleri ve Sağlık Eğitim Raporu’na göre 531 bin olan sağlık personeli sayısı 2023 yılı için hedeflenen sayıydı. Şimdiki alımlar devam ettiği takdirde 2023 yılında bu sayı- nın 1 milyon 142 bin kişiye ulaşacağı tahmin edilmektedir. Niceliksel bir büyüme var. Peki, niceliksel büyüme niteliksel bir büyüme ne zaman dönüştürülecek? Buradaki 10’uncu Kalkınma Planında sağlık alanındaki gelişmeler ve hedeflere bakıldığında 100 bin kişiye düşen hemşire sayısı 2006’da 119’ken 2013’te 191, 2018 yılında 295 kişiye yükselmesi beklenmektedir. Yine hekim başına düşen hemşire sayısı 2006’da 0,79 iken 2018’de 1,55’e yükselecek ya da o orana gelecektir.

Bu tablo çok net değil ama slayttaki tablodaki kırmızılar 2023 yılına gelindiğinde ar- tışı, yani ihtiyacın üzerinde fazla olan, mezun olmuş meslek grubunu göstermektedir. Şu anda bile yüzde 100 doygunluğuna ulaşmış olan beslenme ve diyetetik var. Hem- şirelik 2014 yılında 2023 hedefine ulaştığı için şu anda çok fazla bir artış yok gibi gö- rünüyor ama bu şekilde alımlar devam ederse 2023 yılına geldiğimizde ihtiyaç fazlası hemşire mezun olacaktır. Kontenjanlar 2014 yılına göre yüzde 20 oranında azaltıldı ama azaltılmış olan kontenjanlar da öğrenci alım kontenjanları da gerçekten çok fazla. Benim fakülteme bu yıl 260 öğrenci geldi. Dolayısıyla bu 260 öğrenci bile yüzde 20 kontenjanın azaltılmış olmasına rağmen yine de çok yüksek bir oran.

24-25 EKİM 2015, ANKARA

59

Sağlık hizmeti sunumunda klinik müdahalenin etkinliğini hasta ve sağlık çalışanla- rının güvenliğini ve memnuniyetini dikkate alan yaklaşımlar geliştirilecektir. Buna rağmen 2023 sağlık hedefi sağlık personelinin memnuniyet durumu için yüzde 30 olarak belirtilmektedir. Alandaki hemşirelik işgücü kimlerden oluşmaktadır? Alanda lisans mezunu hemşire, sağlık meslek lisesi mezunu hemşireler, yüksek lisans derece- sine sahip olan ve doktora derecesine sahip olan hemşireler vardır. Bir de hemşire ye- rine istihdam edilen, hemşirenin olmadığında ya da ucuz insan gücü olarak istihdam edilen hasta bakıcılar, lise mezunu hemşireler ya da lise mezunu sağlık teknisyenleri yer almaktadır. Bu kadar eğitim çeşitliliği başka hangi sağlık meslek örgütünde ya da mesleğinde vardır? Ülkemizde sağlık meslek lisesi yaşlı bakım mezunu olan kişiler de kendisini geriatri hemşiresi olarak tanıtmaktadır. Çünkü okullardaki eğitim kadrosu öğrencilerini bu şekilde memnun etmek istiyorlar ya da kendilerini o şekilde tanıtmak istiyorlar.

Kâbus, çatışmalar başlıyor. Kim kimdir kargaşası da meslekte özellikle de çalışma ala- nında birbirine girmiş durumda. Eğitim düzeylerinin farklılığı çalışma yaşamındaki yetki ve sorumluluklara da yansımıyor. Niceliksel büyüme görev tanımlarının belirsiz- liği, hemşirelik dışı program mezunlarının hemşire olarak çalışması gibi bu açığı ka- patmak ya da ucuz insan gücü amacıyla yapılan bir durum. Ucuz insan gücü, nitelik- siz bakıma, dolayısıyla da halk sağlığını tehdit eder duruma dönüşmektedir.

Kendiniz veya bir yakınınız hastaneye yattığında, kimi hemşire olarak kabul edeceksi- niz? Kuşkusuz ki güven duyacağınız bu alanda eğitim almış lisans mezunu bir kişinin olmasını tercih edersiniz ama bazen bu kişiyle karşılaşamayabiliyorsunuz.

Lisans mezunu hemşire olması meslek üyesine ne kazandırır? Sorumluluk alabilecek yaştadır çünkü yetişkin bir insandır lisans mezunu. Adölesan değildir. Henüz kendi kimliğini kazanmamış bir meslek üyesi değildir. Çünkü adölesan kendi kimlik çatış- maları içerisindedir. Hastasına bakım vermek durumundadır. Bu çatışmalar içerisinde ne kadar sağlıklı bakım verebileceğini hepimiz değerlendirebiliriz.

Riski düşünebilen, doğru karar verebilen, kendisinin ve hastasının hakkını, güvenli- ğini koruyabilen kişidir lisans mezunu hemşire. Her bireyin böyle bir hemşireyi talep etmesi gerekmektedir. Kısacası 2023 vizyonu ve benzer başlıklar altında ulaşılması gereken hedeflerin makul gerekçelerle ortaya koyması, bu vizyona erişebilmesi için de uygulanması gereken stratejilerin de belirlenmesi gerekmektedir. Ülkemizde nitelik- li işgücü hedeflerine ulaşmak için; sağlıklı insan gücünü yetiştirme görevini üstlenen fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokullarının mevcut durumu, fiziksel şartları, akademik personel yapılarının gözden geçirmekte yarar görülmektedir. Yine kaliteli sağlık hizmeti sağlık hizmeti sunumunda yer alan sağlık çalışanlarının iyi yetişmesi, kendilerini iyi eğitim verilmesi, çağdaş bilgi beceri ve donanımla yetiştirilmeleriyle gerçekleşmektedir. Hemşirelik yasasında belirtilen lisans mezunu hemşireler hemşi- redir ve topluma hemşirelik bakımını ancak onlar sunarlar. Hemşirelik sivil toplum kuruluşlarının da sorumluluğu, toplumun nitelikli bir hemşirelik bakımı almasını sağ-

lamak, mesleki değerleri koruyarak toplum içerisinde saygın ve etik davranan bir mes- lek imajı oluşturmaktır. Sabrınız ve ilginiz için teşekkür ediyorum.

Saadet Ülker

Ciddi bir kimliksizleştirme söz konusu. Zaten zayıf bir gruptu, zayıf gidiyordu. Topar- lanmaya çalışıldı ama ona da izin verilmiyor. Bu sefer hepsini bir yere topluyorlar. Bir- birlerine benzer hale getiriyorlar. Sınıflara ayırıyorlar sağlık çalışanlarını, birinci sınıf, ikinci sınıf diye… Hekim ve dişhekimleri dışındakilerin hepsinin görevleri birbirine karışmış durumda. Son çıkan yönetmelikte ki sağlık çalışanlarının görev yetki ve so- rumluluklarına baktığımızda bir ebe 6 yaşındaki çocuğa bakabiliyor, yaşlı bakım tek- nisyeni evdeki bütün bakım hizmetlerini neredeyse organize edip yönetebiliyor. Böyle- sine bir karışıklığın içindeyiz.

2000’de sonra 2012’de Türk Hemşireler Derneği olarak YÖK’e hemşire insan gücü plan- laması konusunda çalışmak üzere komisyon kurmasını ikinci kez teklif ettik. O dönem YÖK Başkanı bu isteğimizi kabul etti. Komisyon kuruldu. İlgili kurum ve kuruluşlar- dan planlamaya esas oluşturmak üzere gerekli olduğunu saptadığımız verileri YÖK aracılığı ile istedik. Sonuç haylice üzücüydü. Sağlık Bakanlığı bizim istediğimiz verile- rin pek çoğunu toplamıyor. Toplamaya gerek görmüyor. Elindekileri de bizim ihtiyaç duyduğumuz anlamda işlemiyor. Özel hastaneler veri göndermiyor. Veri gönderen di- ğer kurumlarda da çok sınırlı sayıda veri var.

Oysa hemşire insan gücü planlaması için sahip olunması gereken veriler gerekçeleri ile ortada. Bunların geliştirilecek bir sistemle düzenli aralarla toplanması ve işlenmesi gerekiyor. Böyle bir düzen yok ne yazı ki? YÖK’ de bu konuda 2001’de tamamladığımız çalışmamıza kimse sahip çıkmadı. Yine YÖK ‘de 2012 de başladığımız çalışmadan da hiçbir sonuç elde edemedik.

24-25 EKİM 2015, ANKARA

61

SORU - CEVAP

Kayıhan Pala

Bir slaytta kalkınma planlarında hemşire ve hekim artışıyla bazı sağlık göstergelerinin iyileşeceğine ilişkin zannediyorum Mehmet Tokaç’ın çalışmasından bir alıntı yapılmış- tı. Orada ne kadar büyük bir hata yapıldığını vurgulamak için ben söz aldım. Sadece hemşire ve hekim sayısı artarsa bebek ve ana ölüm hızı azalacakmış gibi bir algı var. Farkındaysanız 2015-2020 için binde 5’ler civarında rakamlar bildiriliyordu oysa bu- gün biliyoruz ki Türkiye nüfus sağlık araştırması 2013 yılında Türkiye’de bebek ölüm hızının binde 13’ün üstünde olduğunu, son 5 yıl gözetildiğinde de bu rakamın binde 17 olduğunu gösteriyor. Artık Dünya Bankası danışmanları bile yazdıkları makalelerde ki bir tanesi Ekim’de Journal of Medicine’de yayınlandı Türkiye’de bebek ölüm hızı binde 17 diye açıklanıyor. Yine TNS’ye bakalım. Son 5 yıl içerisinde bir öndeki 5 yıllık döne- me göre tam bağışıklı çocukların oranında azalma var. Dolayısıyla bu kadar nitelik gö- zetilmeksizin sayı artışının sağlık göstergelerinde bir artışa yol açmadığı çok açık. Saadet Ülker

Söylediğiniz gibi sayılar üzerinde duruluyor. Nitelik üzerinde durulmuyor. Nitelik hiç- leştiriliyor. Sağlık sistemi de ortada. Aile hekimliğiyle durumdan başarı öyküsü çı- kartmak mümkün görünmüyor. Koruyuculuğun öncelenmediği ve bütün gücün oraya doğru sevk edilmediği görülüyor. Büyük hastaneler, şehir hastaneleri, turizm, bunların olduğu bir yerde sayılar çok önemli oluyor

Katılımcı

Ben de birinci basamakta çalışıyorum. Aile hekimliği sisteminde. Ebeyim aynı zaman- da. Bu kadar çok okulun açılması gerçekten çok korkunç. Ben sahada bile o kadar çok