• Sonuç bulunamadı

ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜNDE İŞYERİ SAĞLIK VE GÜVENLİK BİRİMİNİN YAPILANDIRILMAS

Şadiye Çetintaş

İşyeri Hekimleri Derneği

Merhaba arkadaşlar. Ben özel sağlık sektöründe işçilerin sağlık ve güvenlik biriminin yapılandırılmasını içinde geçmişte çalıştığım bir örnek üzerinden konuyu modelleye- ceğim, anlatacağım. Sonunda da tartışma için zaman bırakacağız. Sanıyorum birçok soru ve tartışma çıkacak buradan. Sağlıkta dönüşüm programı, geçmişte kamu hizmeti olarak ağırlıkla belirlenen sağlık hizmetinin giderek özel sektöre doğru kaydırılmasıyla başladı. Şu anda mevcut hastanelerin yüzde 56’sının devlet, yüzde 36’sının özel sektör, yüzde 5’inin de üniversite olduğu kayıtlardan öğrenilebiliyor. Yatak dağılımı yönün- den bu durum farklılaşıyor. Yine yüzde 60 civarında devlet ağırlıklı yatak bulunurken, özel sektör ve üniversitelerde yüzde 18’er olarak paylaşılıyor yataklar. Özel hastaneler, özel sağlık hizmeti giderek artarken kalitenin de arttığını ne yazık ki söyleyemiyoruz. Birçok kalite çalışmalarına rağmen özel sektör hastanelerinin küçük bir kısmı altyapısı sağlam donanımlı ama büyük bir kısmı gecekondu hastaneliği diyebileceğimiz hastane- lerden oluşuyor ve bütün bunlar gerek donanımlar, gerek gecekondu hastaneler kâr ek- senli sağlık hizmeti veriyorlar. Zaten devlet hizmetleri de kâr peşinde koşmaya başladı. Bu çalışma -kâr eksenli çalışma- tabii ki kuralsızlaştırma, esnekleştirme, sendikasızlaş- tırma ve taşeronlaşmayı da beraberinde getiriyor.

Bu tablo özel sektör hastanelerinin sayısal olarak giderek nasıl arttığını gösteriyor. Per- sonel sayılarına baktığımız zaman ise, şu anda toplam sağlık çalışanı açısından bak- tığımızda devlet hastanelerinin üçte biri, üniversite hastanelerinin de iki katı kadar personeli barındırdığını görüyoruz. Yani artık özel sektörde de iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri yönünden bir hayli geniş bir kitlemiz var. 140 bin kişi civarında çalışan var bu sektörde. İş sağlığı ve güvenliği sadece son yıllarda karşımıza çıkan bir konuymuş gibi ele alınıyor. Oysa bu eskiden beri var olan, birçok yasamızda yer alan bir hizmet. Bir zorunluluk. Anayasamızda 1930’lardan kalan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda, 4857 sayılı iş kanunumuzda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili pek çok hüküm, madde var- dı. 6331 sayılı yasa gerek sağlıkta dönüşüm, gerekse AB normları, Dünya Bankası stan- dartları vs. gibi nedenlerle bir şekle bürünmüş gibi göründü. Geçmişten beri var olan ama uygulanmayan hükümler gün yüzüne çıktı. Yasal duruma baktığınızda tabii altına

24-25 EKİM 2015, ANKARA

145

imza attığımız uluslararası sözleşmeler, yayınlanmış bir takım yönergeler, genelgeler ve nasıl uygulanacağına dair rehberler de bize yok gösterebilir.

Ben şimdi burada çalıştığım özel hastanede 5 yıla ait iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini ve uygulamalarını biraz genelleştirerek anlatmaya çalışacağım. Bu hastane tabii ki ‘A Sınıfı’ bildiğimiz ve temelden hastane olarak dizayn edilmiş bir kuruluş olduğu için teknik alt- yapısı, donanımı gerçekten mükemmeldi. O nedenle de iş sağlığı iş güvenliği hizmetleri -burada yasa böyle dediği için iş sağlığı diyorum. İş sağlığı, işçi sağlığı, çalışan sağlığı tar- tışmalarının başka bir alanda konuşulması gerektiğini düşünüyorum- verdiğimiz kurum tehlikeli mi? ‘Burada bir sağlık güvenlik çalışmasına gerek var mı’ gibi tartışmalar hep yapıldı. Hâlâ yapılmakta ve çoğunlukla da, ‘Gereksiz bir şey, bütün sağlıkçıların bir arada olduğu yerde ayrıca bir örgütlenmeye gerek yoktur’ denmekte. Oysa yasalar önermese bile biliyoruz ki bizim çalıştığımız işkolu gerçekten çok tehlikeli ve hayatımızı riske atan bir iş kolu. Son yıllarda yayınlanan İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği de zaten iş konusu çok tehlikeli ve tehlikeli grupta yer almasını sağladı. Bütün sağ- lık sektörü bu tehlike tebliğinde kendi yerlerini buldu. Sağlık sektörünün bu kadar tehlikeli olması neden kaynaklanıyor? Pek çok riskimiz var. Biraz önce Levent arkadaşımız bu risk- lerden söz etti. Çevresel, biyolojik, fiziksel, kimyasal, ergonomik, psikososyal, organizasyo- nel riskler var ve bu risklerin yol açtığı iş kazaları meslek hastalıkları çok ciddi boyutlarda olabiliyor. Bizim hastanemizde geçmişte işyeri hekimliği merkezinde iş sağlığı güvenliğiyle ilgili hizmetleri bazı birimler yürütüyorlardı ve gerçekten hizmetin verilmesi oldukça ko- laylaşmıştı. Neydi bu birimler? Bir kere, yönetim bu birimin işlerini yapması için kararları almaya zorlandı ve prosedürlerin oluşması için kendisinin görevli olduğu kendisine iyice anlatıldı. Sağlık elemanının kendi örgütsel birimiyle ve genel sendikalaşma çabasıyla bunu işverene yaptırabilmesi mümkündür. Yönetsel birimler, teknik birimler, taşeron hizmetleri, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı iş sağlığı iş güvenliği biriminin vazgeçilmez parçaları- dır. Bunlar bu işleri hangi kanallarla yürütürler? Öncelikle iş güvenliği kurulunun kurul- ması lazım. Salona sorsam, hanginizin hastanesinde iş güvenliği kurulu kuruldu, iş sağlığı güvenliği kuruldu? Çok azımız. Peki, bu kurullarda çalışan temsilcisi mevcut mu? Seçim- le mi geldi? Durumu görüyoruz. Bu yasal bir zorunluktur. 6331’le her yere uygulanması gereken bir zorunluluk bu. Demek ki hastanelerimize döndüğümüzde veya sağlık kuru- luşlarımıza döndüğümüzde ilk talep edeceğimiz şeylerden biri iş sağlığı güvenliği kuru- lunun kurulmasını istemek olacak. Bunun dışında klinikler, klinik çalışmaları risklerini en iyi o klinikler bilir. O nedenle tüm kliniklerin kendi güvenlik kurullarını oluşturması lazım. Radyasyon Güvenlik Kurulu, Laboratuvar Güvenlik Kurulu, Tesis Güvenlik Kurulu, Enfeksiyon Kontrol Komiteleri zaten yasal bir zorunluluk olduğu için bütün hastanelerde hemen hemen var ama işleyişini de sorgulamamız gerekiyor. Bir de Sosyal Etkinlik Kurulu yazdım ben. Bunu biz hastanemizde uyguladık. Psikososyal risklerden söz ediyorsak bu riskleri atlatmanın, başa çıkmanın yolarından biri de çalışanların kendi arasında dayanış- ması, birbiriyle arkadaş olması, dertlerini paylaşabilmesi, birlikte eğlenebilmesi... Kısaca bir örnek vereceğim. Bizim hastanemizde bir gebe okulu vardı. Gebelere dans programı vardı. Bu programı uygulayan psikolog arkadaşımızdan rica ettik ve öğlenleri aynı prog- ramı çalışanlar için de uyguluyorduk. Dans edelim etmeyelim, bilelim bilmeyelim canı is- teyen o gün o saatte öğlen molasında gidip, eğlenip coşup -illa kurallı dans etmesine gerek

yok- bu tür bir birliktelik oluşmuştu. Ben o hastaneden ayrılalı 5 sene oldu ve dans grubu- muzla hâlâ buluşuyoruz ve birer kadeh bir şeyler içiyoruz.

Bu kurullar nasıl işleyecek? Bir takım kurallar prosedürler akış şemaları oluşturacak. Bunları yapmamız zorunlu. Çok kalabalık bir ekibiz. Tek tek herkesin her şeyi öğrenme- sini bekleyemeyiz. O zaman işi prosedürlerle, kurallarla yönetmeye çalışacağız. En sona da akreditasyon ve sertifikasyon konusunu yazdım. Bu da yine bizim sağlık alanında çok tartışmalı olduğumuz bir konu. Tek nedeninin yine müşteri memnuniyetine ve kâr ek- senli çalışmaya bağlı olduğunu biliyoruz. CSA’yı alan hastaneler sağlık turizmine girişiyor kalite yönetimleri bir reklam aracı olabiliyor. Ama aynı konuları biz kendi sağlığımız için de kullanabiliriz ve bu durum bizim hayatımızı kolaylaştırabilir. Ben işyeri hekimi olarak bu konulardan çok yararlandım. Sıkıştığım noktada yönetime, ‘...Ama akreditasyon bunu gerektiriyor’ diyebildim ve sorunları çözebildim. Özellikle maliyetle karşımıza gelen nok- talarda akreditasyon ve kalite çalışmaları sertifikasyonlar bizim hayatımızı kurtarabilir. Burada çok okunmuyor çünkü çok geniş bir tabloydu, işyeri hekimliği iş sağlığı güvenliği biriminin personele yönelik yapması gereklilikleri listesi... Bunu her iş sağlığı güvenliği bi- riminin hazırlaması gerektiğini düşünüyorum. Ne var burada? Periyodik işe giriş muaye- neleri, periyodik muayeneler, aşılamalar, kontrol muayeneleri, sürücü kontrolleri vs... Yan- daki sütunda da ‘hangi birimlere yapılacak, kim yapacak, ne zaman yapılacak, ne sıklıkla tekrarlanacak...’ Yani iş planının biraz daha genişletildiği böyle bir plan olmadan karışık bir şekilde çalışmak bizi sonuca götürmeyecektir. İşyeri hekimi bütün bu saydığımız kurulla- rın, işlerin yöneticisi ve başı olmalıdır. Biz hekimler bu işi en iyi biliriz. Evet, bir işyerinde o işyerinin yapıldığı ortam, işin yapılış şekli, süreç, bütün bu nedenlerle meydana gelebilecek sağlık sorunlarının çözümünü işyeri hekiminin planlaması gerekir. Bu konuda danışman- lık, eğitmenlik, gözetmenlik görevi olmalıdır. Bunu ben demiyorum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlık rehberinde, ‘İşverenin herhangi bir diğer çalışanıdır’ diyor. Yani işyeri hekimi sendikacı değildir, işverenin adamı değildir, bağımsız herhangi bir doktor gibi bi- reysel bir çalışandır. Kalifiyedir, işçidir. Mesleki gelişimi takip etmek zorunda olan kişidir. Sağlık kuruluşları ile ilgili olan diğer bütün kuruluşlarıyla bağlantıyı kurmak zorunda olan kişidir. Eğitimleri yapmak ve denetlemek zorunda olan kişidir. Yani işyeri hekimliği serti- fikası olan herhangi bir doktorun boş zamanlarında yaptığı ya da yapmış gibi göründüğü bir iş olmamalıdır.

Yine soracağım, kaç hastane var kaç arkadaşımızın bağımsız işi sadece işyeri hekimliği olan işyeri hekimi var? İki kişi... Demek ki bizim sağlık çalışanlarının sağlığının bilinme- si çok mümkün görünmüyor. Henüz işin başı olan işyeri hekimlerimizi bile oluşturabil- miş değiliz. İşçiler eğitimi ne yapacak? Neden bu kadar önemli? Neden bağımsız olmak ve mutlaka sadece bu işi yapmak zorunda? Risk analizi yapmak zorunda işyeri hekimi. Tek başına mı yapacak, hayır. İş güvenliği uzmanı bu konudaki işle ilgili diğer teknik insan- lar yöneticiler ve hepsinden önemlisi çalışanla birlikte yapılacak. Risk analizlerini kopyala yapıştır bütün hastanelerde bütün sağlık birimlerinde, sadece orada da değil sanayide de aynı risk analizinin isimlerini değiştirip her yerde kullanıyoruz. Bunun böyle olmaması gerekiyor. Çalışanın da bizzat içinde olduğu risk analizlerini yapmamız lazım. Buradan bir kablo geçse bunun üstünde bir halı olsa ben gittiğim zaman bunu göremem ama orada ça-

24-25 EKİM 2015, ANKARA

147

lışan kişi her gün o halıdan geçerken takıldığında bana orada bir risk olduğunu, bir tehlike olduğunu söyleyecektir. Sağlık gözetimi görevi var. Bu sağlık gözetiminin içinde ortamın değerlendirilmesi, muayeneler, sağlığı geliştirme çalışmaları, artık hepimiz biliyoruz sağlı- ğın korunmasından değil sağlığın geliştirilmesinden söz ediyoruz. Oysa Türkiye’de henüz sağlığı koruma aşamasında bile iyi bir yerde değiliz. Son yıllarda aşılamanın bile azalmaya başladığını istatistiklerimiz gösteriyor. İşe uyum çalışmaları, ergonomi çalışmaları, tıbbi atıkların kontrolü, bağışıklama, bütün bunlar işyeri hekiminin görevidir. Aynı zamanda olağan dışı durumlardaki hazırlıklar ve burada sağlık personelinin gerek kendisini koru- ması gerekse olağan dışı durumda yapacağı hazırlıklarda da işyeri hekimi aktif rol oyna- mak zorunda. Bütün bunları yaparken de yine çok önemli bir iş, kayıt ve istatistiklerinin tutulması ve bunların gizliliği. Yine bu gizlilik noktasında işyeri hekiminin tek işinin işyeri hekimliği olduğunu vurgulamak istiyorum. Gizliliği elden ele dolaşan dosyalarla sağlaya- mayız. Sertifikası olan herhangi bir hekim bugün bu hekim, yarın öbür hekim böyle bir karışıklıkta hiçbir çalışanın gizli bilgisi saklı kalamaz.

Taşeron çalışmalar yine çok önemli. Her yıl ihaleye çıkıp ucuz fiyatı verenle anlaşan işyer- lerinde yine gizliliği sağlayamayız. Peki, hangi muayeneleri yapacak sağlık gözetiminde? İşe giriş muayenesi, işe giriş sırasında işle ilgili olan ek muayeneler... Diyelim ki gürültülü ortamda çalışacak, odiyo testini yaptırmak gibi, periyodik muayene, hastalık, kaza, gebe- lik sonrası işe dönüş muayeneleri, hassas grupların muayeneleri, kadınlar, çocuk ve genç çalışanlar, engelliler, yaşlılar, kronik hastalığı olanlar, taşeron işçileri muayenesi, taşeron iş- çilerin aile hekimi olabilir ama ana firmanın ana sağlık kuruluşunun işyeri hekimi bunları kontrol etmekle yükümlüdür.

Yasanın ekindeki işe giriş ve periyodik muayenelerde kullanılması gereken formun doldu- rulması, genel fizik muayenelerinin yapılması, kişiye özel muayenelerin yapılması, gerekli tetkikler hariç ortalama 40 dakikadır arkadaşlar. Yine yayınlanmış olan yasalar, tüzükler, yönetmeliklerde her iş koluna ait ayrıntılı yapılması gereken rehberler vardır. Bu örnek de radyasyon çalışanları ile ilgili. Yani siz yapmak isteyin elinizde çok kaynak mevcut. Biraz önce de saymıştık, bir takım kurullardan söz etmiştik. Bu kurulların oluşturacağı talimat- lar prosedürler, radyasyon güvenliği, ameliyathanede lazer kullanımı, kesici delici alet ya- ralanmaları formu gibi formlar oluşturulur.

Risk analizi nasıl yapılmalı? Buraya bir risk analizinin küçük bir bölümünü getirdim. Bi- yokimya çalışanlarının da dahil olduğu çalışmada ne vardır? Numune almada, faaliyet numune alma, tehlike, kesici delici alet yaralanması, dökülme, saçılma, sıçrama... Risk ne? Bunların yol açacağı yaralanma ve enfeksiyon. Önlem ne olacak? Etkilenen gruplar kim- ler? Yasal gereklilik ne bu konuda? Olasılığı, şiddetin risk puanı ne, risk seviyesine göre kontrol mekanizmasının hepsi yapılacak, bunlardan kim sorumlu olacak gibi bütün bun- ları içeren bir tablo. Bunu her klinikte her işlem için ayrı ayrı yapılması gerekli ve biz bunu yapabilmiştik. Her senede yahut gerekli hallerde bunlar hâlâ yenileniyor benim çalıştığım hastanede. Teknik altyapı çok önemli. Çalışan sağlığı açısından dediğim gibi benim çalış- tığım hastane sıfırdan hastane olarak planlanmıştı, uzay üssü gibi bir altyapısı vardı. Bu benim işimi çok kolaylaştırıyordu. Her yerde bunu bekleyemeyiz ama bir takım iyileştir-

meler yapabiliriz. Yine çok riskli alanlarda iyileştirmeler risk analizi, kayıtların iyi tutul- ması, kesici alet yaralanmaları yoktu. En çok temizlik personelinde görüyorduk. Temizlik personeli de hasta sehpalarının üstünde bırakılan delici kesici aletleri toplarken oluyordu. Hemşirelerimizin eğitimli olmasına rağmen yine enfekte atık kaplarını yanlarında gö- türmüyorlardı. Sonunda özel küçük bir tepsi oluşturduk. Enfekte atık kabı, ilacı vs. hepsi içinde olarak artık bunu alıp gitmek zaten onun kolaylığıydı. Evet, bunun da kaydı tutulup takipleri yapılması yine işyeri hekiminin görevi. Bu enfeksiyon kontrol komitesi enfeksi- yon hastalıkları uzmanı ve enfeksiyon kontrol hemşiresiyle birlikte değerlendiriliyordu. Bulaşıcı hastalıklar, enfeksiyon kontrolü, yine içinde olması gerektiği bir durum. Mutfak taşeron hizmetlerin kontrolü, çamaşırhane, sürücülerin sağlıklı olmaları ve onların gerekli çalışmaları, hepsi işyeri hekimi görevleri arasındaydı.

Bağışıklamalar, -sanıyorum bu konuda bir arkadaşımız sorular kısmında katkıda buluna- cak bize- sağlık çalışanları artık sadece Hepatit B ve İnflüanza’yla aşılanmıyorlar, MMR, suçiçeği aşılanmaları zorunlu hale getirilmiş durumda. Bunun dışında çalışılan birime göre Tifo, Polio uygulamaları olabilir. Tetanos aşılamaları zaten toplumsal aşılama olarak yapılması gereken zorunlu olan bir şey. Bütün bunların takibi de iş sağlığı güvenliği birimi tarafından yapılmalı.

Güvenli çalışma için laboratuvar, iyonize radyasyon alanları, manyetik alanlar, lazer alan- ları, kemoterapi alanları, sterilizasyon ünitesi, nükleer tıp ünitesi ve bunun dışında günlük kullandığımız deterjanlar, sabunlar, temizlik malzemeleri hepsi sağlık çalışanının sağlığı ve güvenliğini etkileyen faktörler.

Yine bunlar kapalı çalışma alanları, kişisel koruyucuların kullanılması, uygun koruyucu donanımlar, göz duşları, genel yıkanma duşları, ameliyathanelerde genel merkezi gaz do- nanımları, ergonomik ameliyat masaları, ergonomi eğitimleri, bütün bunlar yapılması ge- reken şeyler. ‘Eğitim her bir şeyin başıdır’ diyoruz ama ben biraz arkalara koydum slaytta bütün bunları nasıl kullanılacağı, nasıl çalışılacağı konusunda bir eğitim gerekli ama her- kese yapılmalı. Başta yöneticilere yapılmalı ki bunların gerekliliği anlaşılabilsin.

Bir de yıllık çalışma planı dışında raporunun çıkarılması, bu rapor doğrultusunda bir son- raki senenin çalışma planının oluşturulması gerekli. Bütün bunları yaparken de bilimsel gelişmelerin izlenmesi, sağlık kuruluşları, Çalışma Bakanlığı, sağlık odaları, meslek örgüt- leriyle ilişkilerin hiç kopmaması gerekmektedir.

Teşekkür ederim. İbrahim Akkurt

Gayet güzel bir toparlama yaptınız. İkinci konuşmacımız ülkemizde benim bildiğim ilk iş müfettişliği kökeninden gelen daha sonra 9 Eylül Üniversitesi’nde bu konuyu kendisine ciddi bir uğraşı haline getiren hepimizin bildiği Dr. Alp Ergör Hocamız. 9 Eylül Üniversi- tesi’ndeki çalışmaları bize özetleyecek. Buyurun Hocam.

24-25 EKİM 2015, ANKARA

149

TIP FAKÜLTELERİNDE İŞYERİ SAĞLIK VE