• Sonuç bulunamadı

Mikrofinans Sunumuna Yönelik Kurumsal ve Hedef Açısından Yaklaşımlar

BÖLÜM 1: MİKROFİNANS

1.4. Mikrofinans Sunumuna Yönelik Kurumsal ve Hedef Açısından Yaklaşımlar

Mikrofinansın temel hedefi yoksulluğun azaltılmasıdır. Fakat bunun hangi kurumlar üzerinden yapılacağı ve hedef kitlenin ne olması gerektiği konusunda farklı yaklaşımlar mevcuttur. Tartışmalar genellikle kurumların daha fazla sayıda ve daha yoksul kesime ulaşılması ile kurumların sürdürülebilirliğine odaklanmaktadır. Bu kısımda mikrofinansa yönelik temel yaklaşımlar incelenmektedir (Şekil 3).

Şekil 3:

Mikrofinansa Yönelik Yaklaşımlar

1.4.1. İlişkilendirme ve Paralel Yaklaşım

Bennett (1998, s. 106,107) sosyal aracılığa yönelik iki ana yaklaşımdan bahsetmektedir. “İlişkilendirme yaklaşımı (linking approach)”na göre mevcut finansal kuruluşlar hedef gruba (yoksul, vb.) bir aracı üzerinden ulaşmakta ve finansman sağlamaktadır. Bu aracılar, resmî kurum, STK veya başka tür yerel gruplar olabilir. Bu şekilde finansal kuruluşlar bir sponsor gibi yoksulluğun azaltılmasında, mikrogirişimcilere finansman sağlanmasında rol alabilmektedir. Mevcut, tecrübeli finansal kuruluşlara bağlanmasının faydaları şunlardır: Hâlihazırda bulunan şubeler ve diğer altyapı kullanılır, kayıtların tutulacağı ve kredi geri

25

ödemesini kolaylaştıracak sistem mevcuttur, güvenilir tasarruf hizmetleri sunulur ve tecrübeli personel sistemin daha sağlıklı işlemesini sağlamaktadır (Bennett, 1998, s. 109). Diğeri ise paralel yaklaşımdır. Mikrofinansın, örneğin STK’lar, resmî kurumlar, kooperatifler gibi özelleşmiş kurumlar üzerinden sağlanmasıdır. Müşterilerin mevcut formel finansal sisteme ulaştırılmasına çalışılmamaktadır. Bunun yerine paralel finansal kurumlar içinde gruplar oluşturulup, bunların imkânlarına ve kısıtlarına odaklanmaktadır; bu yaklaşıma örnek olarak ROSCA’lar ile kooperatif bankacılık sistemi gösterilebilir (Bennett, 1998, s. 109). Günümüzde faaliyet gösteren birçok MFK ikinci kategoriye girmektedir (Ahmed, 2002, s. 30). Aynı zamanda, bu hizmeti sunmak için özel olarak kurulmuş mikrofinans bankaları da mevcuttur.

1.4.2. Yoksulluk ve Sürdürülebilirlik Yaklaşımı

Kurumsal sınıflandırmanın yanında kurumların misyonlarına, hedef kitlelerine yönelik de geliştirilmiş yaklaşımlar bulunmaktadır. Birincisi yoksulluk yaklaşımıdır. Buna göre mikrofinans hizmetleri sağlayan kuruluşlar kâr amacı gütmeyip, yoksul ve aşırı yoksul kesime finansman sunmayı hedeflemektedir. Bu yaklaşımda, ortaya çıkan maliyetler (yönetim, geri ödenmeme vb.) ile müşterilerden elde edilen getiriler arasındaki açık, bağışlar yolu ile kapatılmaktadır (Schreiner, 2002, s. 591). Hedeflenen kesim, finansal açıdan çok riskli olduğu için buradaki en önemli problem sürdürülebilirliktir (Ahmed, 2013, s. 208). Maliyetleri karşılamak için bağışlara bağımlı kalınmakta ve bunun sürekliliğinde bazen sorunlar yaşanabilmektedir. Maliyetli olması ve gelir getirici bir faaliyet olmaması varsayımı nedeniyle mikrofinans hizmeti, ticari finansal yapılar tarafından değil resmî kurumlar, STK’lar vb. üzerinden sunulmaktadır. Burada kurumların sürdürebilirliğinden ziyade en fazla sayıda yoksula ulaşılması önceliklendirilmektedir. Hermes ve diğerleri (2011, s. 939) mikrofinansta ana amaç olarak sosyal yardımı gören yoksulluk yaklaşımını savunanlara (Hashemi ve Rosenberg, 2006; Montgomery ve Weiss, 2005) “refahçı” ifadesini kullanmaktadır.

İkinci ise kendi kendine sürdürülebilirlik yaklaşımıdır. Burada etkinlik ve sürdürebilirlik ön plandadır. Daha az yoksul olan kişiler hedeflenmekte ve yüksek faiz oranları ile finansman

26

sağlanmaktadır. Kâr amacı güden kurumlar gibi hareket edilmektedir. Başlangıç maliyetlerini karşılamak için bağışlardan istifade edilmektedir; fakat sonrasında müşterilerden elde edilen gelirler ile faaliyet sürdürülmektedir (Schreiner, 2002, s. 591). Hermes ve diğerleri (2011, s. 939) etkinliği ve sürdürülebilirliği önceleyenlere (Christen, 2001; Isern ve Porteous, 2005) ise “kurumsalcı” demektedir.

Literatürde özellikle 1990’lı yıllarda yoğun olarak tartışılan ikinci gruptaki yaklaşımın benzeri “finansal sistem yaklaşımı” ya da “ticari yaklaşım” olarak da isimlendirilmektedir. En yoksul kesim yerine ekonomik olarak aktif yoksullar hedeflenmektedir. Asıl hedef mikrofinans hizmeti sunan kurumların kendi kendine yetmeleri, yani sürdürülebilirliktir (Robinson, 2001, s. 22).

Grameen Bank, iki yaklaşıma (yoksulluk ve finansal sistem yaklaşımı) güzel bir örnektir. En başta donörlerin bağışlarına, zorunlu tasarrufa bağımlı ve en yoksul kesimi hedefleyerek faaliyetlerine başlamıştır. 1998 yılında ise donör fonlarını almayı durdurmuş ve Grameen II’ye geçmiştir. Muhammed Yunus finansal sistem yaklaşımı ile daha fazla kişiye ulaşılabileceğini düşünmüştür (Leikem, 2012, s. 22,23).

1.4.3. Geçim Odaklı ve Büyüme Odaklı Girişimler

Finansman sağlanacak girişimcilerin yapılarına göre de mikrofinans programları ikiye ayrılmaktadır. Birinci grup, geçim odaklı girişimlerdir. Buradaki temel amaç yoksulluğu gidermektir. Girişimin üretkenliğinin, büyüklüğünün ve kişinin gelirinin artırılması için finansman sağlanır. Birçok girişimin gelişimine katkıda bulunulmakla birlikte genellikle sadece kredi temini yapılmaktadır. Bu nedenle “minimalist” olarak adlandırılırlar (ADB, 1997, s. 36).

Diğer grup, büyüme odaklı girişimlerdir. Önceki gruptan en önemli farklılığı burada girişimin niteliksel olarak daha yüksek bir sürdürülebilirlik seviyesine ulaşması, uzun vadeli bir büyümeyi hedeflemesi ve çok çeşitli hizmetlerin sunulmasıdır. Sadece kredi temini yerine, eğitim, teknik yardım, işe yönelik danışmanlıklar verilmektedir. Yukarıda yapılan sınıflandırmadaki kurumsalcı yaklaşım gibi sürdürülebilirlik ön plandadır. Daha az girişime

27

finansman sağlanmakta ve en yoksul kesim geri planda tutulmaktadır (ADB, 1997, s. 36). Gelecek vadeden girişimler desteklenmektedir. Kısa vadede yoksulluğa etki etmek yerine daha uzun vadede, az sayıda girişim desteklenerek istihdam oluşturulmaya çalışılmaktadır. Geçim odaklı ile büyüme odaklı girişimler arasındaki temel farklılıklar Tablo 1’de özetlenmiştir:

Tablo 1:

Geçim Odaklı ve Büyüme Odaklı Mikrogirişimler Arasındaki Temel Farklar Geçim Odaklı

Mikrogirişimler

Büyüme Odaklı Mikrogirişimler

Sermaye Görece düşüktür. Yüksektir; fakat başlangıç

sermayesi benzerdir.

Eğitim Sınırlı formel eğitim Genellikle en az ortaokul

mezunu Kabiliyetler ve

Tecrübe

El işçiliği gibi geleneksel

kabiliyetler gereken işler dışında görece düşük

Daha önce çalışılan işler ve/veya alınan eğitimler sayesinde yüksek

Cinsiyet Büyük çoğunlukla kadınlardan oluşmaktadır.

Kadın katılımı daha düşüktür; fakat birçok kültürde hâlâ yüksektir.

Sektör Besicilik, kümes hayvancılığı, yiyecek üretimi, küçük ölçekli ticaret

Yüksek oranda imalat ve hizmet sektörü

Rekabet

Yüksek rekabet, piyasaya giriş kolaylığı, aile katılımı ile maliyetlerin düşürülmesi

Genellikle özelleşme ve ürün farklılığı isteyen niş pazarlar Mevsimsellik Hasat ve eğitim dönemine odaklı

mevsimsellik

Mevsimsellikten daha az etkilenmekte

Hanahalkı gelirine

katkı Hayati öneme sahip olmakla birlikte genellikle ikincil kaynak Sıklıkla birincil kaynak Tek girişimcilik

Çeşitli girişimden biri

(mevsimsellik ve düşük geliri telafi etmek için)

Genellikle tek girişim

İş gücü istihdamı Çok nadir, genellikle aile bireylerinin katılımı Daha yaygın, sıklıkla akrabalar ve çocuklar

Tasarruf ve yeniden

yatırım Çok az; tasarruf sıklıkla evin giderlerine harcanmaktadır. Elde edilen fazlalık mevcut işe yeniden yatırılmaktadır. Büyüme potansiyeli

Yeni istihdam oluşturmakta yetersizdir. Büyüme talep, kaynak ve fiziksel kısıtlar nedeniyle engellenmektedir.

Büyüme potansiyeli vardır. Çalışan sayısı ve onlara ödenen ücretler daha fazladır.

28