• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: MİKROFİNANS

1.5. Mikrofinans Kuruluşu Modelleri

1.5.2. Kredi Verme Modellerine Göre MFK’lar

Küresel Kalkınma Araştırmaları Merkezi’nden Srinivas (2015) tarafından dünyada uygulanan MFK’lar, kredi verme modellerine göre sınıflandırılmaktadır. Bu modeller şunlardır: Dernek/Birlikler (associations), Banka Garantileri (bank guarantees), Topluluk Bankacılığı (community banking), Kooperatifler (cooperatives), Kredi Birlikleri (credit

unions), Grup (group), Bireysel (individual), Aracı Kuruluş (intermediaries), STK (NGOs),

Grup Baskısı (peer-pressure), ROSCAs, Küçük İşletme (small business) ve Köy Bankacılığı (village banking). Başarılı ve sürdürülebilir MFK’lar iki veye daha fazla modeli faaliyetlerinde kullanmaktadır. Srivinas, Hindistan, Tayland, Filipin, Endonezya ve Sri Lanka’da sahada yaptığı çalışmalardan/gözlemlerden ve literatürdeki bilgilerden istifade ederek modelleri oluşturmuştur. Bu modellerin yanında, 2005 yılında San Francisco’da uluslararası STK olarak kurulan KIVA farklı bir model ile mikrofinans hizmeti sunmaktadır.

31

1.5.2.1. Birlik Modeli

Birlik modelinde, belirli bir bölgedeki topluluk çeşitli mikrofinans ve tasarruf hizmetlerini başlatmak için bir araya gelmektedir. Bu model genellikle kadınlar ya da gençlerden oluşmakla birlikte politik, dini ya da kültürel konular etrafında toplanan kişilerden de teşekkül edebilir. Bazı ülkelerde birlikler hukuki bir yapıya sahiptir ve aidat toplama, sigorta, vergi indirimi gibi avantajlardan faydalanmaktadır. Grup modeli ve diğer benzer modellerle oldukça ilişkilidir. Birlik modelinin STK’lardan farkı, belirli bir bölgedeki kişiler tarafından oluşturulması ve onlara yönelik mikrofinans sağlamasıdır (Srinivas, 2015). Bu modele, Hindistan’daki Kendi Kendilerine Destek Grupları (SHGs) örnek olarak verilebilir (Fehmeen, 2010). Fakat Hindistan’daki SHG’lere yönelik bankalarla ilişki kurmalarını sağlayacak yeni programlar geliştirilmiştir (Swain ve diğerleri, 2007, s. 2).

1.5.2.2. Banka Garantisi Modeli

İsminde de belirtildiği gibi bu modelde, ticari bir bankadan kredi alınabilmesi için banka garantisi kullanılmaktadır. Bu garanti dışarıdan (bağışçı/bağış, devlet kurumu üzerinden) alınabileceği gibi içeriden üye tasarrufları kullanılarak da sağlanabilir. Temin edilen krediler, direkt bireylere veya yardımlaşma gruplarına verilebilir ya da kredi ve sigorta ödemeleri için kullanılabilir. Çeşitli uluslararası ve BM kuruluşları tarafından bankaların ve STK’ların mikrokredi programı başlatmak için kullanabilecekleri uluslararası garanti fonları oluşturulmaktadır (Srinivas, 2015). Bu modele örnek olarak AfriCap Microfinance Fund (Mauritius), Bellwether Microfinance Fund (India), Latin America Bridge Fund, Microfinance Credit Guarantee Facility (Pakistan) gösterilebilir (Fehmeen, 2010). Türkiye’deki Kredi Garanti Fonu (KGF) da bu modelle benzer özellikler taşımaktadır.

1.5.2.3. Topluluk Bankası Modeli

Topluluk bankası modelinde tüm toplum bir birim olarak düşünülür ve yarıformel veya formel kurumlar yoluyla mikrofinans uygulanır. Bu kurumlar genellikle dışarıdan STK’ların ve diğer kurumların yardımları ile kurulur ve bu kurumlar üyelerini topluluk bankasının çeşitli finansal faaliyetleri hakkında eğitirler. Bu kuruluşların yapılarında, tasarruf imkânları

32

ve gelir getirici projeler olabilir. Birçok örnekte topluluk bankaları, aynı zamanda daha geniş toplumsal kalkınma programlarının birer parçasıdır. Köy bankacılığı modeli ile oldukça benzerdir (Srinivas, 2015). Gelişmekte olan ülkelerdeki özellikle Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler’e (KOBİ) yönelik finansman sağlayan bazı kamu bankaları da topluluk bankası olarak değerlendirilebilmektedir (Berger ve diğerleri, 2004, s. 197).

1.5.2.4. Kooperatif Modeli

Kooperatif; ortak ekonomik, sosyal, kültürel ihtiyaçları ve taleplerini karşılamak amacıyla gönüllü olarak bir araya gelen kişilerce oluşturulmuş, ortaklaşa sahip olunan ve demokratik olarak kontrol edilen girişimlerdir (Srinivas, 2015). Kooperatif modelinde üyeler başlangıç komisyonu ödemekte ve düzenli ödeme yapmaktadır. Alacakları ödedikleri aidat tutarına göre olmaktadır. Bazı kooperatifler dışarıdan da fon kabul edebilmektedir (Huppi ve Feder, 1990, s. 189). Konvansiyonel mikrofinansta kullanılan kooperatif modeline örnek olarak Catholic Relief Services tarafından uygulanan program gösterilebilir (Morris ve diğerleri, 2006, s. 348). Kooperatif modeli faiz içermemesi nedeniyle İslami mikrofinansta da kullanılmaktadır (Ebrahim, 2009; Riwajanti, 2013a).

1.5.2.5. Kredi Birliği Modeli

Kredi birlikleri, üyelerce yönetilen ve üyeler arasında yardımlaşmayı sağlayan finansal kuruluşlardır. Tasarruflarını birlikte değerlendirmek ve genellikle birbirlerine düşük faiz oranlarında kredi vermeyi kabul eden belirli grup ve organizasyon üyelerinden oluşmakta ve yönetilmektedir. Üyeler ortak bağlara sahiptir; aynı işyerinde çalışanlar, aynı kilisenin cemaatine üye olanlar, işçi birlikleri gibi… (Srinivas, 2015). Kredi birlikleri, kâr amacı gütmeyen finansal kooperatiflerdir. Her birisinin sahibi üyeleridir ve onlar tarafından yönetilirler. Ayrıca her üye, yöneticileri ve komite temsilcilerini seçmek için birer oya sahiptir (Srinivas, 2015). Kredi birlikleri Rusya’da maaşların ödenmesinin geciktiği durumlarda, önemli bir sosyal güvenlik ağı işlevi görmüştür; zamanla bu birlikler, tüketici kredileri ve mikroişletmelere ticari kredi sağlayan önemli kuruluşlara dönüşmüştür (Bossoutrot, 2005, s. 38).

33

1.5.2.6. Grameen Modeli

Mikrofinansta en bilinen kurumların başında gelen Grameen Bank’ın temeli, 1976 yılında Bangladeş’in Jobra köyünde Muhammed Yunus tarafından atılmıştır12. Verilen kredinin başarılı şekilde geri ödenmesi ile başka kişilere de yeni krediler verilmiş ve 1983 yılında Grameen Bank resmen kurulmuştur. Grameen Bank, gruba dayalı finansman modelini esas almaktadır. Buna göre benzer işkollarından ya da bölgeden beş kişi bir grubu oluşturmakta ve kredi, grup üyelerine tek tek verilmektedir. Kredinin geri ödenmesi ile diğer grup üyeleri de kredi alabilmektedir. Geri ödemelerin 46 haftada tamamlandığı sistemin haftalık taksit ödemeleri esasına göre programlanmış olması, başarısındaki en temel öğelerden biri olarak değerlendirilmektedir. Müşterilerinin %90’ından fazlasını kadınlar oluşturmaktadır. Kredilerin geri ödenmesinde gösterilen başarının arkasında grup baskısı uygulaması yatmaktadır. Bu başarılı uygulama mikrofinans alanında bir model oluşturmuş ve birçok kurum tarafından taklit edilmiştir. Grameen modelinin İslami mikrofinansta ilk taklit eden Malezya’daki Amana Ikhtiar Malaysia’dır (Obaidullah ve Khan, 2008, s. 3).

1.5.2.7. Grup Modeli

Grup modelinin arkasında yatan ana felsefe, bireysel seviyede meydana gelen güçlüklerin ve zayıflıkların grup olarak hareket edilerek, oluşturulan ortak sorumluluk ile üstesinden gelebilmektir. Bireysel olarak üyelerin bir araya gelmeleri, eğitim ve farkındalık, pazarlık gücü oluşturmak, grup baskısı gibi amaçlar için kullanılır. Grup modeli, Grameen, toplum bankacılığı, köy bankacılığı gibi diğer modellerle benzerlik göstermektedir (Srinivas, 2015). Grup modele verilebilecek bir örnek “müteselsil sorumluluk”tur. Grup bir kredi aldığında, gruptaki bir üye geri ödemelerini yapamadığında diğer üyeler bunu ödemekle yükümlüdür.

1.5.2.8. Bireysel Model

Bu modelde krediler direkt borçlu kişiye verilmektedir. Herhangi bir grup oluşturulması ve geri ödemenin garanti altına alınması için grup baskısına gerek yoktur. Bireysel model,

34

birçok örnekte geniş bir “kredi artı” programının bir parçasıdır ve bu programda eğitim, yetenek gelişimi gibi diğer sosyo-ekonomik hizmetler sağlanmaktadır (Srinivas, 2015).

1.5.2.9. Aracı Kuruluş Modeli

Bu modelde borç veren ve borç alan arasında “arabulucu” bir organizasyon bulunmaktadır. Aracı kuruluş, borçlular arasında kredi bilincinin oluşmasında ve eğitilmelerinde önemli bir role sahiptir. Örneğin bazı durumlarda tasarruf programını başlatmaktadır. Bu faaliyetler borçlunun kredibilitesinin borç verenler için cazip bir hâle gelmesine kadar devam etmektedir. Aracılar bireysel olabildiği gibi, STK’lar, mikrokredi programları ve ticari bankalar (devletçe finanse edilen programlar) da olabilmektedir (Srinivas, 2015).

1.5.2.10. STK Modeli

STK’lar mikrofinansın gelişmesinde anahtar role sahiptir. STK’lar hem direkt mikrofinans hizmeti sunarak hem de toplumda, ulusal ve uluslararası bağışçılar arasında mikrokredi bilincinin oluşması için eğitimler düzenleyerek büyük katkıda bulunmaktadır (Srinivas, 2015). Ayrıca birçok kuruluş mikrofinans hizmetini STK yapısı altında sunmaktadır. Kâr amacı gütmemeleri nedeniyle kredi maliyetleri düşüktür ve bu nedenle birçok kişi tarafından tercih edilmektedir. Fakat STK’ların bağışlara aşırı bağımlı olmaları, sürdürülebilirlik açısından problem oluşturmaktadır.

1.5.2.11. Grup Baskısı Modeli

Grup baskısı, mikrokredi programlarına dâhil olmayı ve geri ödemeyi sağlamak için borçlular ile proje katılımcıları arasındaki ahlaki ve diğer bağlantıları kullanır. İlk borçlunun krediyi ödememesi durumunda diğer üyelere finansman sağlanmamaktadır; bu nedenle diğer üyeler ilk borçluya geri ödemesi için baskı yapar. Uygulanan baskı, geri ödemeyi yapmayan borçluya sık ziyaretler şeklinde olabileceği gibi, topluluk toplantılarında isimleri açıklanarak borcunu ödemesi istenebilir (Srinivas, 2015). Grameen model grup baskısını geri ödemeleri sağlamak amacıyla kullanmaktadır. Grup baskısı modeli, alınan mikrokredilerin geri ödenmesinde etkili olmakla birlikte, Montgomery (1996, s. 289) bunun yoksullar üzerinde sosyal olarak zarar verici etkilere sahip olduğunu belirmektedir.

35

1.5.2.12. ROSCA Modeli

ROSCA’lar bir grup insanın tasarruf yapmak, riski paylaşmak ve borçlanmak için bir araya gelmesi ile oluşan informel yapılardır (Otero, 2003, s. 27). Herkes ortak bir fona düzenli olarak belirli miktarda tasarruflarını yatırmakta ve sistem herbir bireye tek seferde belirli vadede bu paraların verilmesi esasına dayanır. Örneğin, 10 üyesi bulunan bir ROSCA’da her grup üyesi aylık olarak ortak fona 1.000 TL yatırır ve ay sonunda bir kişi toplam tutar olan 10.000 TL’yi alır. Daha sonra aldığı tutarı düzenli olarak diğer aylarda öder. Kimin o ay fonda biriken parayı alacağı genellikle çekilişle ya da üzerinde anlaşılan başka bir yöntem ile yapılır.

ROSCA’lar birçok ülkede, farklı gelir grupları (orta gelir grubu, yoksul, vb.) arasında farklı isimlerle kullanılmaktadır. Defin işlemleri sandığı, tüketim eşyaları alma grupları gibi çok çeşitli geleneksel ROSCA uygulamaları vardır (Jackelen ve Ryne, 2003, s. 55). Örneğin, Bangladeş’te, kiraladıkları rickshaw13’ları kullanarak para kazanan sürücüler kendi

aralarında ROSCA kurmuşlardır. Bu şekilde hergün tüm grup üyeleri kazandıkları gelirlerden bir kısmını ortak havuza koymakta yaklaşık 15 gün sonra yapılan çekilişle bir üyeye rickshaw alınmaktadır. Kiralamak yerine artık kendi aracına sahip olan üye iki kat ödeme yapmakta ve diğerlerinin de hak kazanması için zaman kısaltılmaktadır (Johnson ve Rogaly, 1997, s. 18). Türkiye’de birçok ev hanımı tarafından uygulanan “altın günleri” aynı sistem ile çalışmaktadır. El birliği ya da tasarrufa dayalı faizsiz finansman sistemi olarak da isimlendirilen yapıya dayalı olarak faaliyet gösteren Emin Evim, Bir Evim gibi faizsiz konut sağlayan kurumların da temel çalışma prensipleri benzer şekildedir14.

13 Özellikle Asya kıtasındaki ülkelerde kullanılan arkasında bir ya da birkaç yolcu taşınabilen bisiklet/motorsiklet tarzı araçlardır.

14 Bu kuruluşların çalışma metotlarının fıkhi ve hukuki açılardan değerlendirilmesi ve öneriler için bakınız: Günay ve diğerleri (2017)

36

1.5.2.13. Küçük İşletme Modeli

İnformel sektörlere yönelik genel görüş, bunların düşük üretkenlikle ve çok az katma değerle çalıştıkları yönündeydi; fakat bu durum, KOBİ’lerin ekonomide özellikle istihdam sağlamadaki rollerinin öneminin anlaşılmasıyla değişmiştir (Srinivas, 2015). Şu an örneğin birçok bankanın reklamlarında KOBİ’ler hedef müşteri kitlesi olarak gösterilmektedir. KOBİ’lere yönelik politikalar genellikle eğitim, teknik danışmanlık, yönetim prensipleri üzerine eğitimler gibi direkt destekler şeklinde olduğu gibi piyasa ve yasal çevredeki iyileştirmeler gibi dolaylı destekler de olabilmektedir. Bu politikaların en önemli ana bileşenlerinden biri de özellikle farklı yapı ve formalarda mikrokredi şeklinde finansmandır. KOBİ’lere mikrokredi, doğrudan veya diğer hizmetlerle birlikte daha geniş işletme geliştirme programının bir parçası olarak sağlanmaktadır. Türkiye’deki Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) kredileri bu grup modele örnek olarak gösterilebilir.

1.5.2.14. Köy Bankaları Modeli

Köy bankaları yarı-formel, topluluk temeline dayalı kredi ve tasarruf birlikleridir. Genellikle, 15-50 kişi tarafından oluşturulmakta ve üyelerine bireysel krediler sağlamaktadır (Ledgerwood ve diğerleri, 2013, s. 214). Özellikle Latin Amerika ve Afrika’da yaygın olarak kullanılmaktadır (Obaidullah, 2008a, s. 7). Bankanın sahibi üyelerdir, fakat sahiplik resmî olarak kayıt altına alınmamıştır. Üyeler içeride oluşan tasarruflara ve bunlardan verilecek kredilere uygulanacak faiz oranlarına karar verirler ve genellikle bankacılık sektörü ile karşılaştırıldığında kredi oranları yüksek, tasarruf mevduatı getirileri benzerdir (Zeller, 2003, s. 21). Köy bankasının ilk kuruluş sermayesi dış kaynaktan gelebilir ancak üyelerin kendileri bankayı idare ederler. Bu anlamda kendi kendilerine yaptıkları işler: Üyelerini seçme, çalışanlarını belirleme, kendi kuruluş tüzüklerini hazırlama, bireylere kredi dağıtma, ödemeleri tahsil etme ve tasarrufları toplamadır (Srinivas, 2015). Köy bankalarının temel amacı yoksulluğun azaltılmasıdır. Yoksulluk üzerindeki etkilerini artırmak için STK’lar tarafından genellikle eğitim gibi tamamlayıcı hizmetler sağlanır (Zeller, 2003, s. 22). Bu model 1984 yılında Dr. John Hatch’ın kurduğu FINCA tarafından dünyanın birçok

37

bölgesinde uygulanmaktadır. İslami mikrofinans alanında köy bankacılığı modelinin başarılı örneklerinden biri Suriye’deki Jabal al-Hoss’tur (Obaidullah, 2008a, s. 7)15.

1.5.2.15. Kiva Modeli

Kiva, 2005 yılında San Francisco’da uluslararası STK olarak kurulmuştur. Amacı yoksulluğu azaltmak için insanları internet üzerinde sanal bir platformla bir araya getirmektir16. Bunu da son yıllarda oldukça yaygınlık kazanan kitlesel fonlama (crowdfunding) ile yani internet üzerinden birçok kişiden küçük fonlar toplayarak yapmaktadır. Bu özelliği nedeniyle yukarıda bahsedilen modellerden ayrılmaktadır. Ayrıca Kiva, dünyanın her yerinden tek tek bireylerin mikrokrediye katkı yapabilmesini sağlamaktadır (Okumuş, 2010, s. 186).

İlk olarak mikrofinans almak isteyen müşterinin başvurusu Kiva’ya iletilmekte, o da bu talebi internet üzerinden destek olmak isteyenlerle paylaşmaktadır (Kiva.org, 2018). En düşük 25$ ile katkı yapılabilmekte, hedeflenen tutara ulaşılması ile mikrogirişimciye bulunduğu ülkedeki Kiva’nın partneri olan MFK üzerinden kredi verilmektedir. Aynı zamanda en az 10$ ile Kiva’ya bağış yapılabilmektedir ve Kiva’nın topladığı fonların üçte ikisi bireysel destekçilerden gelmektedir. Mikrogirişimci tarafından vade sonunda ödenen kredi tutarı borç verenin hesabına aktarılmaktadır. Bu özellikleri ile Kiva oldukça yenilikçi ve katılımcı bir model sunmaktadır.