• Sonuç bulunamadı

Mesleki Yeterlilik ve Uzmanlık

B. BİLİRKİŞİNİN NİTELİKLERİ

2. Mesleki Yeterlilik ve Uzmanlık

Bilirkişinin ehliyeti bakımından belki de en çok önem verilmesi gereken özellik mesleki yeterlilik ve uzmanlıktır113. Özellikle ülkemizdeki uygulama bakımından uyuşmazlığın çözümündeki önemi dikkate alındığında bilirkişilerin ortalamanın üstünde ayrıcalıklı ve özel bir bilgi birikimine ve tecrübeye sahip olması şarttır114. Uygulamada maalesef sıklıkla bilirkişi ücretinden yararlandırmak amacıyla115, tavsiye üzerine veya hatır gönül ilişkileri çerçevesinde116 mesleki yeterlilikleri az, bilgi ve tecrübesi eksik kimselerin bilirkişi olarak görevlendirildikleri veya kimi zaman konunun gerektirdiği uzmanlık alanıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan kişilerin, hatta hakim veya savcı stajyerleriyle zabıt katiplerinin117 bilirkişi olarak görevlendirildikleri, hatta bilirkişi seçimlerinin kaleme bırakıldığı118 görülmektedir119. Bu durum da yargılama bakımından önemli bir vazife gören bilirkişilik kurumunun zaman zaman amacı dışında kullanıldığını ortaya koymaktadır.

111

CMK. 66. madde gerekçesi.

112

Şahin, Cumhur, Ceza Muhakemesi Kanunu Gazi Şerhi, Ankara 2005, s. 215.

113 Öntan, s. 37; Gürelli, s. 37 114 5. HD., 27.11.2001, 22160/24447, Deryal, Bilirkişilik, s. 60 115 Gürelli, s. 38 116 Öntan, s. 37. 117 Özbek, s. 1152-1153. 118

Tanrıver, Hukuk Yargısı, s. 582.

119

24 Bilirkişi görevlendirmesinde öncelikle çözümü gereken sorunun ait olduğu uzmanlık alanı doğru olarak belirlenmelidir120. Kanun koyucu istisnai olarak bazı durumlarda incelemeyi yapacak olan bilirkişinin uzmanlık alanı ya da mesleğini belirlemiştir121. Kanunda belirtilmeyen hallerde konunun uzmanlık alanını yetkili merci genel bilgileriyle kendisi tespit edecek ve buna uygun bir bilirkişi atamasında bulunacaktır122.

Uyuşmazlığın çözümü için gerekli özel ve teknik bilginin hangi alana ait olduğu tespit edildikten sonra bu alanda uzmanlığa sahip kişilerden kimin bilirkişi olarak seçileceği sorunu karşımıza çıkar. Bu noktada bilirkişinin ehliyetini tespit ederken, kendisinin bilim ve teknik yönden bilgi ve donanımının yeterli olup olmadığını belirlemeye ilişkin objektif bir ölçü bulmak zordur123. Bir kimsenin sahip olduğu diploma, sertifika, ruhsatname gibi belgeler, o kişinin hangi sahada bilgi ve tecrübesinin olduğu, ayrıca belirli bir uzmanlık bilgisine ve teknik donanıma sahip olduğu hususundaki karine teşkil edebilir124. Bunun yanında aynı konuda ihtisas sahibi kişiler arasından en uzmanını seçmek hususunda zorluk yaşanabilir125. Bu durumda en bilgili, deneyimli ve liyakatlisinin seçilmesi gerekir126. Yargıtay da kararlarında, somut uyuşmazlığı çözmeye en liyakatli bilirkişinin belirlenmesi ve ondan görüş alınması konusunda özen gösterilmesi gerekliliğinin ifade etmektedir127.

120

Öntan, s. 37; Deryal, Bilirkişilik, s. 65

121

CMK m. 75/3'e göre, iç beden muayenesi veya vücuttan kan veya benzeri biyolojik örnekler alınması, ancak tabip veya sağlık mesleği mensubu diğer bir kişi tarafından yapılabilir. CMK m. 87/1'e göre, Otopsi, Cumhuriyet savcısının huzurunda biri adlî tıp, diğeri patoloji uzmanı veya diğer dallardan birisinin mensubu veya biri pratisyen iki hekim tarafından yapılır.

122

Gürelli, s. 38, 39; Öntan, s. 38.

123

Gürelli, s. 38; Öntan, s. 38; Kaymakcı, s.89.

124

Gürelli, s. 38; Öntan, s. 38; Kaymakcı, s.89.

125

Kaymakcı, s. 90.

126

Deryal, Bilirkişilik, s. 65, 66; Öntan, s. 38

127

"Suça konu aletin 6136 sayılı Yasanın 2249 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde yer alan muşta veya özel nitelikteki benzerlerinden olup olmadığı Adli Tıp Fizik Şubesi'nden sorulmalıdır. bu konuda uzmanlığı şüpheli emniyet bekçisinin düşüncesiyle yetinilemez" CGK.,

03.05.1982, 8-211/262, YKD, C. VIII, S. 9 Eylül 1982, s. 1310; “Sanığın binasında sarfolunan

kacak ağaçların üç ay önce kesilmiş yaş ve damgasız oldukları suç tesbit tutanağında belirtilmiş ve tutanağı düzenleyen orman muhafaza memurunun tanıklığı ile doğrulanmış olduğu halde, ihtisas derecesi anlaşılamayan kişinin dayanaksız mütalaasına dayanılarak

25 Somut olayda karşılaşılan sorun hakkında daha önce özel çalışma veya incelemede bulunulmuş olması da bir tercih sebebi olacaktır128. Bu noktada akademik unvanların da bilirkişinin belirlenmesinde etkili olduğu söylenebilir. Yargıtay'ın da kararların da bilirkişinin görevlendirilmesinde akademik uzmanlığa önem verdiğini görmekteyiz129. Ancak burada belirtmek gerekir ki bilirkişi olabilmek için gerekli bilgi ve uzmanlık her durumda bilimsel olmak zorunda değildir. Bazı hallerde, doğal olarak, kendi alanlarında uzman olmaları şartıyla bilim adamı olmayanlar da, örneğin ticaret erbabı veya zanaatkar kimseler de bilirkişi olabilmektedirler130.

Doktrinde aksi görüşler olmakla birlikte131, genel kabul edilen görüş, bilirkişinin gerekli uzmanlığa ve mesleki ehliyete sahip bulunmadığı iddiası ile Yargıtay'a başvurulabileceğidir132. Nitekim Yargıtay da çeşitli kararlarında hükümde yeterli bilgiye sahip olmayan bilirkişinin verdiği rapora dayanılmasını bir bozma sebebi olarak kabul etmiştir133. Bunun yanında Yargıtay kurul halinde incelenerek neticeye varılması gereken hallerde kurulda bulunması zorunlu üye ya da üyelerin

beraat kararı verilmesi doğru değildir.” 3.CD., 07.05.1975 E.2534, K.2672, Dönmez, s. 1151,

dn. 29.

128

Gürelli, s. 38; Öntan, s. 38.

129

"Mahkemece üniversitelerin bilgisayar ve ceza hukuku kürsülerinden seçilecek internet

konusunda uzman bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak Superonline AŞ'nin internet sağlayıcı mı, erişim sağlayıcı mı, yoksa her iki fonksiyona birlikte mi sahip olduğu, internet servis sağlayıcı olması durumunda sahibinin kim olduğu, ayrıca dava konusu yazının yayımlandığı forumun ve web sitesi siteminin isletene (moderatör) bağlı olup olmadığı hususlarından sonra, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma ile hüküm kurulması...

bozmayı gerektirmiştir." 9. CD., 24.10.2001, 1854/2649, Deryal, Bilirkişilik, s.74.

130 Dülger, s. 657. 131 Kantar, s. 89. 132 Gürelli, s. 39; Öntan, s. 39. 133

"Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.05.2011 tarihli kararında; suç tarihlerinde 18 yaşından

küçük olan cinsel istismar suçunun mağdurunun, ruh sağlığının bozulup bozulmadığına dair raporun, Adli Tıp Kurumu yerine, 2659 sayılı Kanununun 31’inci maddesi uyarınca Üniversite Hastanesinden alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunda zorunlu olarak çocuk psikiyatrisi bulunan en az beş kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken, Üniversite Hastanesinin, Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıklarını Bölümünde görevli, bir uzman tarafından düzenlenmiş olan rapor esas alınarak hüküm kurulmasının isabetsiz olduğuna karar vermiştir", CGK, 03.05.2011, E. 2011/5-56, K.

2011/76, Kaymakcı, s. 91; “Suça konu maddenin, 5271 sayılı CMK’nın 63. maddesi uyarınca,

gerek nitelik ve gerekse miktar yönünden 5237 sayılı TCK'nın 191’inci maddesi kapsamında sayılabilecek uyuşturucu veya uyarıcı madde olup olmadığı konusunda, uzman bir kurum veya kuruluşa bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, Tarım İl Müdürlüğü ziraat mühendisinin verdiği ekspertiz raporu ile yetinilerek eksik araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi nedeniyle hükmü bozmuştur", 10. CD., 26.1.2009, E. 2007/5744, K. 2009/817, Kaymakcı, s. 91, dn. 237

26 eksik olmasına rağmen hazırlanan rapora dayanarak hüküm kurulmasını da bozma sebebi saymıştır134. Burada bilirkişinin gerçekten o konunun uzmanı olup olmadığının bilinebilmesi ve Yargıtay tarafından gerekli denetimin yapılabilmesi için bilirkişi seçimine ilişkin ara kararda bilirkişinin kimliği, mesleki kariyeri, unvanı ve uzmanlık alanı açık bir şekilde yazılmalıdır135.