• Sonuç bulunamadı

İnceleme Sonuçlarına İlişkin Yükümlülükleri

A. BİLİRKİŞİNİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

7. İnceleme Sonuçlarına İlişkin Yükümlülükleri

Ceza Muhakemesi Kanunu m. 67/1'e göre, bilirkişi incelemesini yaptıktan sonra yaptığı işlemleri ve vardığı sonucu açıklayan bir raporu imzalamak suretiyle kendisini atayan mercie verecek veya gönderecektir. Mühür altındaki şeyler de ilgili mercie verilecek veya gönderilecek ve bu husus tutanağa bağlı tutulacaktır.

Bilirkişinin inceleme sonuçlarını sözlü olarak bildirmesi yeterli değildir501. Bu nedenle bilirkişinin, belirlenen süre içerisinde ulaştığı sonuçları yazılı bir şekilde kendisini görevlendiren makama vermesi gerekmektedir502. Ancak dikkat edilmelidir ki, yazılı olarak verilmesi gereken bilirkişinin hazırlamış olduğu rapordur. Bilirkişinin duruşmada dinlenilebileceğini düzenleyen CMK m. 68/1'e göre, bilirkişi, açıklamada bulunmak üzere duruşmaya çağrılabilir. Bu hale münhasır olarak, bilirkişinin yazılı olarak bir rapor sunmasına gerek olmayacak, görüşünü duruşmada sözlü olarak da yetkili mercie sunabilecektir503.

Bilirkişi, raporunda, süresi içinde, yaptığı işlemleri ve saptamaları, bunların neticesinde varmış olduğu sonuçlara ilişkin açıklamayı ve kendisinden istenen incelemelerin yapıldığına ilişkin açıklamalara yer verecektir504.

Bilirkişi görüşünün değerlendirilmesinde, raporu değerlendiren makam, bilirkişinin çözümü gereken meseleyi ele almış olup olmadığına, gerekli incelemeyi

500

Donay, s. 123.

501

1412 sayılı mülga CMUK m. 75'de, hemen mütalaa verilmesi mümkün olan işlerde bilirkişinin

sözlü mütalaası ile yetinilebileceği ve bu mütalaanın tutanağa geçirilerek imza ettirileceği düzenlenmişti. 502 Sevük, Bilirkişilik, s. 81. 503 Öntan, s. 118-119. 504

113 yapıp yapmadığına, ileri sürülen gerekçeler ile vardığı sonuçlar arasında mantıklı bir bağ olup olmadığına, olaylarla sonucun uyup uymadığına dikkat etmelidir505.

Bilirkişinin inceleme sonuçlarını bildirmesinde ve gerekçelendirmesinde uzmanlık alanında geçerli bir dil ve terminoloji kullanması her ne kadar kaçınılmaz olsa da bunun bilirkişi raporunun anlaşılabilirliğine ve denetlenebilirliğine engel olacak seviyede olmaması gerekir. Sadece, o işin uzmanı tarafından anlaşılabilecek teknik terimlerden oluşan bir rapor, bilirkişilik kurumunun amacına uygun düşmez. Dolayısıyla, bilirkişi kullanmak zorunda olduğu terimleri mümkün olduğu kadar açıklamak yoluna gitmelidir506.

Ceza Muhakemesi Kanunu m. 63/2'de gerekçesi gösterilerek birden fazla bilirkişinin atanabileceği düzenlenmiştir. Birden fazla bilirkişinin atanması durumunda burada aynı zamanda bilirkişilere müzakere yükümlülüğünün de yüklendiğinden bahsedebiliriz. Birden fazla bilirkişi atanması ile, bilirkişilerin aralarında müzakere ederek, çözümü gereken konu hakkında daha isabetli bir sonucun ortaya çıkması amaçlanmaktadır507. Heyeti oluşturan bilirkişilerin, incelemesi konusu olayın birden fazla uzmanlık alanını ilgilendiren ve bu uzmanlık alanlarının bir araya getirilerek çözülmesi mümkün olması halinde, uzmanlık alanlarının farklı olabileceği gibi, konunun çözümünün ayrıntılı ve karışık olması sebebiyle aynı alanda uzmanlaşmış kişiler olması da mümkündür508. Birden çok bilirkişi atanması halinde, atanan bu bilirkişiler farklı görüş yansıtmışlarsa veya bunların ortak sonuçlar üzerinde görüş ayrılıkları varsa, bu durumu gerekçeleri ile birlikte rapora yazarlar (CMK m. 67/2). Ancak uygulamada, bilirkişilerin müzakere etmeksizin, her bilirkişinin ayrı ayrı rapor vermesi veya bir bilirkişi tarafından yazılan rapora diğerlerinin sadece imza atarak katılması gibi amaca uygun düşmeyen

505 Sevük, Bilirkişilik, s. 81-81. 506 Sevük, Bilirkişilik, s. 81. 507 Gürelli, s. 67. 508 Öntan, s. 117.

114 durumlarla karşılaşılabilmektedir. Bunun yerine, bu durumun gerekçeleriyle birlikte aynı rapora örneğin muhalefet şerhi düşerek ifade edilmesi mümkündür509.

Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor örnekleri, duruşma sırasında Cumhuriyet savcısına, katılana, vekiline, şüpheli510 veya sanığa, müdafiine veya kanuni temsilcisine doğrudan doğruya verilebileceği gibi, kendilerine iadeli taahhütlü mektupla da yollanabilir (CMK m. 67/4).

Kanunda, soruşturma evresinde düzenlenen ve Cumhuriyet savcılığına teslim edilen bilirkişi raporunun ilgililere gönderileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Soruşturma evresinde gizliliğin esas olması ve bu evrede delil tartışmasının söz konusu olmaması nedeniyle, Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen bilirkişinin düzenlediği raporun ilgililere gönderilmemesi, ceza muhakeme hukukunun genel ilkelerine uygun olduğu söylenebilir. Ancak CMK m. 153 uyarınca şüphelinin müdafii ve mağdurun vekili, soruşturma dosyasını inceleme yetkisini kullanarak bu raporları inceleyebilecektir. Ayrıca, şüpheli ve mağdur da, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında bilirkişi raporunun kendisine verilmesini Cumhuriyet Savcılığından talep edebilecektir511. Basın Kanunu m. 19/1’de, “Hazırlık soruşturmasının başlamasından takipsizlik kararı verilmesine veya kamu davasının açılmasına kadar geçen süre içerisinde, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme işlemlerinin ve soruşturma ile ilgili diğer belgelerin içeriğini yayımlayan kimse”nin para cezası ile cezalandırılacağı öngörülmüştür. Burada yasaklanan husus, soruşturma sırasında gerçekleştirilen işlemlerin ve bunlara ilişkin belgelerin gerçekleştirildikleri olgusunun değil, bunların içeriklerinin açıklanmasıdır. Dolayısıyla, bir belgenin düzenlendiği ya da bir soruşturma işleminin yapıldığının yayınlanması yasak kapsamında kabul edilmeyecektir. Bu nedenle, örneğin, soruşturma devam ettiği sürece, bilirkişi raporunun içeriğinin yayınlanması

509

Gürelli, s. 67; Öntan, s. 117.

510

Şüpheli, soruşturma evresindeki kişiyi belirlediğinden, duruşma sırasında "şüpheli"den bahsetmek doğru değildir, Donay, s. 124.

511

115 yasakken; dosyanın bilirkişiye gönderildiği veya bilirkişinin raporunun geldiği şeklindeki yayınlar yasak kapsamına girmeyecektir512.

Bilirkişi, görevlendirilmesine ilişkin kararda belirtilen görevin yerine getirilmesi için verilen süre zarfında raporunu sunmalıdır. Ancak özel sebeplerin zorunlu kıldığı hallerde bilirkişinin istemi üzerine bu süre uzatılabilir (CMK m. 66/1). Bu takdirde de yine, bilirkişinin uzatılan süreye uyması gerekir. Bilirkişinin belirlenen süre içinde raporunu vermeyen bilirkişi CMK m. 66/2 gereğince hemen değiştirilebilir. Bu durumda dahi, bilirkişinin o ana kadar yaptığı işlemleri açıklayan bir rapor sunması gerekir513. Yükümlülüğünü yerine getirmeyen bilirkişi, CMK m. 64'te öngörülen listelerde yer almakta ise, bu listelerden çıkarılabileceği gibi; gecikme dolayısıyla uğranılmış zararların de ödettirilmesine karar verilebilir. Ancak dikkat edilmelidir ki, burada bilirkişi listesinden çıkarılması ya da uğranılan zararların ödettirilmesi hakimin takdirindedir.

Ceza Muhakemesi Kanunu m. 71'de "Görevini yapmayan bilirkişi hakkındaki işlem" başlığı altında düzenlenen hükümde, oy ve görüş bildirmekten çekinen bilirkişiler hakkında CMK m. 60'daki tanıklara ilişkin hükümlerin uygulanacağı ifade edilmiştir. Buna göre, bilirkişinin görevini mazereti olmaksızın yapmaktan çekinmesi halinde, bundan doğan zararlara hükmedilmekle beraber, üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi verilebilecektir. Bu maddede öngörülen yaptırım, bilirkişinin geçerli sebep göstermeksizin oy ve görüş bildirmekten kaçınmasına ilişkindir. CMK m. 66/2'de düzenlenen hükümde ise, verilen süreye uyulmamasının sonuçları ifade edilmiştir ve bu bakımdan farklıdır. Süresi içinde raporunu vermeyen bilirkişi hakkında öncelikle CMK m. 66/2 uygulanacak ve görevden alınacaktır. Bu takdirde daha önce ifade ettiğimiz üzere o ana kadar yapmış olduğu işlemleri açıklayan bir

512

Okuyucu Ergün, Soruşturmanın Gizliliği, s. 261.

513

Görevden alınan bilirkişinin o ana kadar yaptıklarını belirleyen bir rapor sunması, yeni seçilecek bilirkişinin görevini kolaylaştıracaktır. Görevi devralan yeni bilirkişi, raporu okuyarak o ana kadar yapılan faaliyetleri ve görüşleri dikkate alabilecek ve kendi raporunu daha kısa sürede hazırlayabilme imkanı bulacaktır. Böylelikle bilirkişi raporunun beklenilmesi nedeniyle oluşabilen ertelemelerin önüne geçilerek, makul sürede yargılanma hakkı sağlanabilecektir, Kaymakcı, s. 151.

116 rapor sunmalıdır. Eğer bu rapor sunma yükümlülüğüne uymaz ise, bu durumda CMK m. 71 hükmü uygulanacak ve bahsettiğimiz tedbirler uygulanacaktır514.