• Sonuç bulunamadı

BİLİRKİŞİYE SORU YÖNELTME

Ceza Muhakemesi Kanunu m. 201/1'de, Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; bilirkişilere duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilecekleri düzenlenmiştir. "Doğrudan soru yöneltme" başlıklı bu maddeyle birlikte, Anglo-Amerikan hukukunda geçerli bir uygulama olan ve Kıta Avrupası hukuk sisteminde kabul görmeye başlayan çapraz soru sorma esaslarına benzeyen, belirli kişilere “doğrudan soru sorma” imkânı, Türk ceza muhakemesi sisteminde de kabul edilmiştir. Doğrudan soru yöneltme uygulaması, maddi gerçeğe ulaşma amacını taşıyan ve adil yargılanma ilkesini hayata geçirmeye hizmet eden bir ceza muhakemesi işlemi olarak kabul edilmektedir710.

706 Centel/Zafer, s. 262. 707 Sevük, Bilirkişilik, s. 90. 708 Donay, s. 143. 709 Sevük, Bilirkişilik, s. 90. 710 Parlar/Hatipoğlu/Yüksel, s. 594.

160 Sistemimizin Anglo-Amerikan ceza muhakemesi sistemiyle aynı olmadığı ceza muhakemesi yürüyüşünün iki sistemde farklılıklar içerdiği konusunda şüphe bulunmamaktadır711. Tanık ve bilirkişi dinlemesi, Anglo- Amerikan sisteminde "asıl sorgu", "çapraz sorgu" ve "yeniden sorgu" kısımlarından oluşur712. Tanık veya bilirkişiyi davet eden tarafın yaptığı, ve tanık ve bilirkişinin konuya ilişkin bildiklerini ya da görüşünü anlatmasını istediği sorgulama biçimi "asıl sorgu"dur. Çapraz sorgu ise, bu tanık veya bilirkişinin karşı tarafça dinlenilmesi, ve karşı tarafın bilirkişinin yapmış olduğu incelemeler ve açıklamalarla ilgili bilirkişiyi sorgulaması ve varsa çelişkili ve güvenilir olmayan ifadelerini göstermeye yönelik sorgulama biçimidir713.

Anglo-Amerikan sisteminde asıl sorgulama bilirkişiyi davet eden taraf tarafından yapılmakla birlikte, ceza muhakemesi sistemimiz açısından asıl sorgulama yapma yetkisi hakim veya mahkemeye tanınmıştır. Ceza muhakemesi sistemimizde, hakim aktif bir role sahip olup, delillerin ortaya konması sağlar ve bu sistem gereğince tanık veya bilirkişinin duruşmada sorgusunun yapılması da esas olarak mahkeme başkanı veya hakim tarafından gerçekleştirilir. Hakimin delillerin ortaya konmasında aktif bir role sahip olmadığı Anglo- Amerikan sisteminde asıl sorguyu yapan süjenin, yani tanığı veya bilirkişiyi davet etmiş olan tarafın, tanığın olaya ilişkin bilgisini detaylı bir şekilde anlatmasına imkan verecek, "anlattırıcı sorular" sorması gereği de bu durumdan kaynaklanmaktadır. Bu şekilde yapılacak sorgulama olay hakkında ispata ilişkin kanaat oluşturarak sanığın suçlu veya suçsuz olduğuna karar verecek olan makamın, konuya ilişkin derinlemesine bilgi sahibi olmasını ve tanık veya bilirkişiyi davet eden tarafın, karar verecek makamın kararını kendi lehine oluşturma çabasına hizmet etmektedir. Bundan sonra yapılacak çapraz sorgu ise, asıl sorguda oluşturulmaya çalışılan, tanık veya bilirkişinin anlattıklarının doğru olduğu düşüncesini yok etmeye, tanık veya bilirkişinin hem güvenilirliklerini hem de ortaya

711

Yıldız, s. 332.

712

Veziroğlu, Çetin, Çapraz Sorgu, Hukuk Kurultayı 2000, C.2, Ankara, 12-16.1.2000, s. 380.

713

161 koydukları bilgilerin ya da görüşlerin güvenilirliklerini şüpheli hale getirmeye yönelik çalışmalardır714.

Çapraz sorgu sisteminin esas olarak bizim sistemimize ait bir kurum olmaması, kanunda süjelerin "doğrudan soru" yöneltebileceklerinin ifade edilmiş olmakla birlikte, "çapraz sorgu" yapılabileceğinin ifade edilmemiş olması, bizim düzenlememiz açısından çapraz sorgunun uygulanamayacağı anlamını taşımamaktadır715. Her ne kadar Ceza Muhakemesi Kanunu'muzda, Anglo-Amerikan sistemiyle tam olarak bağdaşmayacağı için "çapraz sorgu" ifadesine yer verilmemiş olsa da kanunda yapılan yenilikle birlikte savunma hakkının sağlam tutulması amaçlanmıştır716. Bizim sistemimiz açısından mahkeme başkanı veya hakim tarafından gerçekleştirilecek olan asıl sorguda bilirkişiye anlattırıcı sorular soracak ve kendisine sorulan sorulara veya çözmesi istenen soruna ilişkin görüşünü ayrıntılı olarak ortaya koyması istenecek, bunun yanında ardından yöneltilecek sorularla bilirkişinin kendi güvenilirliğinin veya açıklamalarının denetlenmesi mümkün olabilecektir. Dolayısıyla bu denetimi yapmaya yönelik sorular sadece anlattırıcı nitelikte değil, yönlendirici nitelikte de olacaktır717.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 201’nci maddesine göre, Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; bilirkişilere duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilecektir (CMK m. 201/1).

714

Yıldız, s. 333-334.

715

Yıldız, s. 332; Feyzioğlu, Tanıklık, s. 350.

716

Bkz. CMK Tasarısı m. 207 gerekçesi; 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda

Anglo-Amerikan sistemine uygun bir tanık dinleme usulünün kabul edilmiş olmasına karşın, bu usulün hiç kullanılmadığı bir gerçektir. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 232/1’nci fıkrası gereğince Cumhuriyet savcısı ile sanık tarafından gösterilen tanık ve bilirkişilerin dinlenilmesi aşamasında savcı ile müdafiin anlaşması hâlinde, başkan bu tanık ve bilirkişilerin belirlenmesinde sorulacak sorular yetkisini, savcı ve müdafie vermek zorundaydı. Bu durumda savcı tarafından gösterilen tanık ve bilirkişiye önce savcı, sonra müdafi sorularını sorar; sanık tarafından gösterilen tanık ve bilirkişiye ise, önce müdafi sonra savcı sorabilirdi. Ancak başkanın bu sorulardan yersiz ve ilgisiz olanları engelleme ve hatta tarafların bu imkânı suiistimal ettiğini düşündüğünde soru sorma imkânını geri alabilme yetkisi bulunmaktaydı (CMUK m. 234/2). Başkanın kişilerin sorduğu soruların yersiz ve ilgisiz sorular olduğu gerekçesiyle sorunun sorulmasını engellemesi hâlinde ise, soru sahibinin buna itiraz etme imkânı bulunmaktaydı. Bu durumda karar verme yetkisi mahkemeye aitti (CMUK m. 235). Ancak CMUK’ un öngördüğü ve çapraz sorgu adı verilen bu usûl 232/1. maddesinde yer alan anlaşma imkânının hemen hemen hiç gerçekleşememesi nedeniyle uygulamada hiç kullanılamamıştır, Parlar/Hatipoğlu/Yüksel, s. 599.

717

162 Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat, bilirkişinin raporunda eksik buldukları ya da aydınlatmaya gereksinim duydukları durumlarda, bilirkişiye doğrudan soru yönelterek, açık uçlu sorulara yer vererek, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını sağlamaya yardımcı olmaya çalışacaklardır718. Maddede soru sorabilecek kişiler belirtilmiş olmasına karşın, bunların hangi sırayla soru soracakları belirtilmemiştir. Bu hususta, CMK m. 215'te yer alan "Suç ortağının, tanığın veya bilirkişinin dinlenmesinden ve herhangi bir belgenin okunmasından sonra bunlara karşı bir diyecekleri olup olmadığı katılana veya vekiline, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine sorulur" hükmü kıyasen uygulanabilecektir719.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun m. 201/1'de, her ne kadar soru soracaklar arasında “hakim” belirtilmemiş ise de; Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 192’nci maddesine göre başkan ve hâkimin görevleri arasında duruşmayı yönetmek, sanığı sorguya çekmek ve delillerin ikamesini sağlamak olduğundan, ayrıca Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 201/2’nci maddesinde heyet halinde çalışan mahkemelerde heyeti oluşturan hakimlerin birinci fıkrada belirtilen kişilere soru sorabileceklerini öngörmeleri dolayısıyla heyetteki üye hâkimlere soru sormak hakkını tanıyan bir düzenlemenin bulunduğu dikkate alındığında, başkanın soru sorulmasını engellediğini söylemek söz konusu değildir720.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 201/1’nci maddesindeki düzenleme ile, Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat bakımından, mahkeme başkanının iznine gerek kalmadan bilirkişiye soru yöneltilebilecektir. Ancak doğrudan soru yöneltmenin, duruşma disiplinine uygun olması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 203’ncü maddesine göre duruşma disiplini mahkeme başkanı veya hâkim tarafından sağlanacağından mahkeme başkanı veya hâkim doğrudan yöneltilen sorunun duruşmanın düzenini bozduğuna kanaat getirirse sorunun sorulmasına izin vermemek yetkisine sahiptir721.

718

Ayrıntılı bilgi için bkz. Parlar/Hatipoğlu/Yüksel, s. 596.

719

Yıldız, s. 335.

720

Kaymakcı, s. 194.

721

Hükümet Tasarısının doğrudan soruyu yöneltmeyi hazırlayan 207’nci maddesi, mahkeme

başkanı veya hâkimden söz istemek suretiyle doğrudan soru yöneltebileceğini düzenlemişti,

163 CMK madde 192’de belirtildiği üzere, mahkeme başkanı veya yargıcın duruşmayı yöneteceği ve madde 203’e göre, duruşmanın düzenini sağlayacağı da göz önünde bulundurularak, madde 201/1’de hükme bağlandığı üzere, bilirkişiye yöneltilen soruya itiraz edilmesi halinde, sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediği hususunu mahkeme başkanı veya hakim karara bağlayacak ve gerektiğinde ilgililer yeniden soru sorabileceklerdir722. Her ne kadar maddede karşı gelmeye “itiraz” denilmekte ise de, teknik anlamda kanun yolundaki itiraz olmayıp, karşı gelme, bu konuda hâkimin karar vermesini istemek niteliğindedir723.

Bilirkişinin teknik konularda inceleme yaptığı dikkate alındığında, doğrudan soru sorulması zor ve nitelik isteyen bir faaliyet olarak karşımıza çıkar. Bu nedenle bilirkişilerin dinlenmesi ve doğrudan soru sorulması sırasında, müdafi veya vekilin, taraf avukatlarının ve savcının titiz davranması önemli ve gereklidir. Bu noktada bilirkişiye soru soracak olan kişilerin bilirkişinin hazırlamış olduğu raporu iyi incelemeleri ve hazırlanmaları gerekir724.

Bilirkişiye sorulacak olan sorular, kesin ve doğrudan olmalı, bilirkişinin verdiği cevabın bilimsel bir söyleve dönüşmesine veya teori dersine dönüşmesine izin verilmemelidir. Kısa, öz, onaylatmaya yönelik soruların sorulması, sağlıklı bir yöntem olacaktır. Eğer bilirkişi talep edilmeyen bir konu hakkında açıklama yapmaya başlamış ise hakimden veya mahkemeden bilirkişinin uyarılması ve konuya dönmesi talep edilmelidir725.

D. BİLİRKİŞİNİN NAİP HAKİM VEYA İSTİNABE YOLUYLA