• Sonuç bulunamadı

Ücret Talep Etme Yetkisi

B. BİLİRKİŞİNİN YETKİLERİ

6. Ücret Talep Etme Yetkisi

Bilirkişi, mahkemece görevlendirilmesi nedeniyle ve usulüne uygun şekilde hazırlayıp teslim ettiği rapor ve dolayısıyla harcadığı emek nedeniyle, gerçekleştirmiş olduğu faaliyetin karşılığı olarak, kendisine bir ücret ödenmesini talep etme yetkisine sahiptir548. Bilirkişinin sarfetmiş olduğu emek, mesai ve zaman karşılığında bir ücret ödenmesi doğal bir netice olmasının yanında hiç kimsenin zorla çalıştırılamayacağını ve angaryanın yasak olduğunu düzenleyen Anayasa m. 18'in de gereğidir549. CMUK m. 77'de "Ehlihibre tarifeye göre kaybettiği vakit için alacağı tazminattan başka tetkikat ve seyahat masraflarını ve çalışmasiyle uygun ücretini alır." şeklinde düzenlenen bu yetki CMK m. 72'de "Bilirkişiye, inceleme ve seyahat gideri ile çalışmasıyla orantılı bir ücret ödenir." şeklinde düzenlenmiştir.

Öncelikle "bilirkişi ücreti" kavramını doğru tanımlamak ve muhteviyatını doğru şekilde ortaya koymak gerekir. Ücret kavramı, zararın ödenmesi, giderilmesi anlamına gelen "tazmin" kavramından550 ve bir iş için harcanan paranın bütünü, masraf anlamına gelen "gider"551 kavramından farklıdır. Genel olarak ifade etmek gerekirse, ücret, iş gücünün karşılığı olan parayı552 ifade edip, bilirkişi ücreti, bilirkişinin harcadığı zaman, emek ve çabanın karşılığı anlamına gelir553. Dolayısıyla tazminat ve gider kavramları ile karıştırılmamalıdır554. Doktrinde bilirkişi ücretinin

547

Kaymakcı, s. 156; Bu düzenlemenin, muhakemenin hızlı bir şekilde sonuçlandırılması ve

delillerin değerlendirilmesi bakımından bilirkişinin görevini yerine getirmesine katkı sağlayacağı hakkında bkz. Sevük, Bilirkişilik, s. 85-86.

548

Deryal, Bilirkişilik, s. 422.

549

Tanrıver, Yükümlülük, Yetki, Sorumluluk, s. 77.

550

Yılmaz, Ejder, "Hukuk Sözlüğü", 9. Baskı, Ankara 2005, s. 1200.

551

Yılmaz, s. 784.

552

http://www.tdk.gov.tr

553

Taşpınar, Sema, Türk Hukuku’nda ve Karşılaştırmalı Hukukta Bilirkişi Ücreti”, Prof. Dr.

Ergun Önen’e Armağan, İstanbul 2003, s. 381.

554

124 neleri kapsadığı ifade edilirken dar anlamda değerlendirmemek555, ve bu kavramın kapsamına, bilirkişinin emeğinin karşılığı olan meblağ haricinde görevin icrası sırasında yapılan seyahat, konaklama, malzeme alımı gibi giderlerle bilirkişinin asıl mesleki faaliyetini yürütememesinden kaynaklanan kazanç kayıplarına ilişkin tazminatın da dahil olması yönünde görüşler bulunmaktadır556. Ancak uygulamada bu şekilde değerlendirilse de, sayılan kalemler ücretten ayrıca hükmedilerek bilirkişiye ödenmesi, ücret kapsamında değerlendirilmemesi gerekir. Bu ayrım bilirkişiye ödenen ücretten alınan vergi bakımından önem taşımaktadır. Nitekim gerek CMUK557 gerekse CMK'nın konuya ilişkin hükümlerinden ücretin sayılan kalemlerden ayrıca değerlendirilmesi gerektiği sonucu çıkmaktadır558.

CMK'da, bilirkişiye uygun bir ücret ödeneceği belirtilmiş, ancak ücretin miktarının nasıl veya kimin tarafından belirleneceğine dair bir hüküm sevkedilmemiştir. CMUK'da bilirkişinin ücretinin tarifeye göre belirleneceği belirtilmiş, ancak konuya ilişkin herhangi bir tarife çıkarılmamıştır. CMK'da ise, konuya ilişkin maddede ücretin tarifeye göre belirleneceğine dair herhangi bir ifade yoktur. Dolayısıyla bilirkişi ücretini, bilirkişiyi görevlendiren merci tayin edecektir. Bu belirleme yapılırken nasıl bir değerlendirme yapılması gerektiği konusunda doktrinde ve uygulamada farklı kıstaslar ifade edilmiştir. Buna göre, bilirkişi ücreti, bilirkişinin inceleme yapmak için harcayacağı emeğin değeri, incelemenin niteliği ve gerektirdiği mesai, dosyanın kapsamı, bilirkişinin sıfatı ve kariyeri, inceleme konusunun çözümü için gerekli uzmanlığa sahip bilirkişilerin bulunmasının zor veya kolay olması ve hatta sunulan raporun kalitesi, özenli oluşu ve tatmin ediciliği gibi kıstaslara göre, içinde bulunulan ekonomik koşullar da göz önüne alınarak gerekli inceleme ve raporun yazılması için harcanan emeğe karşılık olacak ve sebepsiz

555

Tanrıver, Yükümlülük, Yetki, Sorumluluk, s. 77.

556

Gürelli, s. 69;Tanrıver, Yükümlülük, Yetki, Sorumluluk, s. 77; Sevük, Bilirkişilik, s. 86; Deryal, Bilirkişilik, s. 423.

557

CMUK'ta kullanılan tazminat tabiri gerçek anlamda tazminatı ifade etmeyip, bilirkişinin emeğini, harcadığı zamanı ve çabayı ödüllendirmek, onu karşılamak anlamına geldiği hakkında bkz. Taşpınar, s. 383.

558

125 zenginleşmeye yol açmayacak oranda tespit edilmelidir559. Aynı zamanda ücretin belirlenmesinde dikkate alınan, ama giderler arasında değerlendirilmesi daha uygun olan yol ve konaklama masrafları, inceleme için gerekli olduğunda kullanılacak teknik aletler veya malzemeler ile inceleme için yapılan benzeri harcamalar, kanundaki tabire uygun olarak, inceleme ve seyahat giderleri olarak ayrıca değerlendirilmelidir560. Bilirkişinin, inceleme ve raporun hazırlanması için harcadığı zamanın ise, ücretin belirlenmesinde göz önünde bulundurulması uygun olmakla beraber, bunu incelemeye ayrılan zaman yüzünden mesleki faaliyetleri tamamen veya kısmen yerine getirememenin sonucu uğranılan zarardan ayrı tutmak gerektir561. Böyle bir zararın oluşması halinde, tanıklara ilişkin CMK madde 61/1’e göre sorumluluk doğabilecek ve ücretin dışında hükmedilmesi gereken tazminat söz konusu olabilecektir. Nitekim görevini gereği gibi yerine getiren tüm bilirkişiler, incelemeleri için az ya da çok zaman harcayacak olmakla birlikte, harcanan bu zamanın mutlaka bir zarara yol açacağını söylemek doğru olmaz562.

Bilirkişinin ne zaman ücreti almaya hak kazanacağı kanunda açıkça belirtilmemiştir. Ancak çalışmasıyla orantılı bir ücret alacağı için, kendisine tevdi edilen işi tamamladığı takdirde ücret almaya hak kazanacaktır563. Sadece çağrıya uymak veya oy ve görüş bildirmeyle sonuçlanmamış bir faaliyet içerisinde olmak ücrete hak kazanmaya yetmez564. Hatta, raporun mahkemeye sunulmuş olmasının da yeterli olmadığı, bilirkişiye ücret ödenebilmesi için, hakimin bilirkişi raporunu inceledikten sonra ücretin ödenmesine karar vermelidir565. Çünkü, hazırlanan bilirkişi raporu yetersiz veya özensiz bulunduğu takdirde, hakim ücreti buna göre belirleyecek ve daha az bir ücret takdir edebilecektir566. Bilirkişinin objektif ve

559

Özbek, Bilirkişilik, s. 1149; Tanrıver, Yükümlülük, Yetki, Sorumluluk, s. 78; Taşpınar, s.

384-385; Öntan, s. 130; Deryal, Bilirkişilik, s. 423.

560 Öntan, s. 130. 561 Öntan, s. 130. 562 Öntan, s. 130. 563

Tanrıver, Yükümlülük, Yetki, Sorumluluk, s. 83; Deryal, Bilirkişilik, s. 430

564

HMK m. 274/2'de, süresi içinde raporunun hazırlayıp teslim etmeyen bilirkişiye uygulanacak

yaptırımlar arasında "ücret ve masraf adı altında hiç bir ödeme yapılmaması" da sayılmaktadır.

565

Tanrıver, Yükümlülük, Yetki, Sorumluluk, s. 83; Deryal, Bilirkişilik, s. 430.

566

126 tarafsız olmaması nedeniyle rapordan yararlanılamaması567, kendi kusuru ile hakkında ret sebebi meydana getirmesi568, kendisinden aydınlatması beklenen sorunu yanıtsız bırakması, sır saklama ödevini ihlal etmesi veya sorumluluğunu doğuracak herhangi başka bir fiilinin ve kusurunun olması hallerinde569 bilirkişi hakkında ücrete hükmedilmeyeceği de ileri sürülmüştür.

İlgililerin CMK madde 67/6'ya göre uzman mütalaasına başvurmaları veya madde 177 ve 178’e göre sanığın bilirkişinin davet edilmesini istemesi veya doğrudan mahkemeye getirmesi hallerinde ise, bu bilirkişiler hakkında ücrete hükmolunacağına dair yürürlükteki kanunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Mülga CMUK’a göre de, ancak savcı veya yargıç tarafından atanan bilirkişiler hakkında ücrete hükmedilebilmekteydi570. CMUK m. 213’teki, “Doğrudan doğruya davet olunan kimse, yol masrafiyle kaybedeceği vakit için tarifeye göre verilmesi muktazi tazminat, celpnamenin tebliği sırasında kendisine verilir veya mahkeme kalemine yatırıldığı bildirilirse hazır bulunmağa mecburdur. Doğrudan doğruya davet olunan kimsenin beyanatı duruşma sırasında hâdisenin tenvirine yararsa mahkeme talep vukuunda, yukardaki fıkrada yazılı masraf ve tazminatın Devlet Hazinesinden verilmesine karar verir.” şeklindeki hükümle de, doğrudan doğruya davet ettirilen bilirkişinin beyanının ancak duruşma sırasında çözülmesi gereken konuyu aydınlatması halinde ücretin Devlet Hazinesi tarafından kendisine verileceği düzenlenmişti.

Bilirkişi mütalaası çözümü istenen sorun bakımından çözüm getirmeli, raporu isteyen makam açısından tatmin edici nitelikte olmalıdır. Bilirkişi raporu yeterli görülmediğinde, yeni bir bilirkişi görevlendirilebileceği gibi, aynı bilirkişiden ek rapor da istenebilir571. Bu noktada, bilirkişi tarafından verilen ikinci raporun ek bir rapor mu yoksa yeni bir rapor mu olduğunun ayrımının yapılması bilirkişiye ödenen

567

Tanrıver, Yükümlülük, Yetki, Sorumluluk, s. 83.

568 Taşpınar, s. 394. 569 Öntan, s. 131. 570 Gürelli, s. 69-70. 571

Yıldız, s. 338-339; Sevük, Bilirkişilik, s. 95; CMUK m. 76/1'de, hakimin, verilen raporu kafi

görmediği takdirde aynı ehlihibre yahut tayin edeceği diğer ehlihibre tarafından yeni bir rapor tanzim edilmesini emredebileceğine yer verilmişti.

127 ücretin nasıl belirleneceği konusunda önem taşımaktadır. Bilirkişiyi atayan merci, raporda bilirkişiden aydınlatılması istenen soruna ilişkin tatmin edici olmayan ya da çelişkili açıklamaların bulunması halinde ek bir rapor talep etmesi halinde, ek raporun yeni bir görev olarak değerlendirilmesi mümkün olmayacağından, bunun için bilirkişinin ayrıca ücret isteme yetkisi de doğmaz. Ancak çözümü beklenen soruna ek olarak, atama kararında belirtilmeyen ilave veya tamamen farklı konuların da aydınlatılması gerektiğinde, aynı bilirkişiden bu hususlara ilişkin yeni bir raporun istenilmesi ve aslında adeta yeniden görevlendirilmesi söz konusu olacağından, bu halde, elbette bilirkişinin bu inceleme ve rapor için de ücret isteme yetkisi doğacaktır572.

Bilirkişi ücretine bilirkişiyi atayan merci belirtilmekle birlikte, bu ücretin kim tarafından karşılanacağına dair herhangi bir hüküm sevkedilmemiştir. Ancak, CMK m. 324/1 uyarınca, bilirkişi ücretinin yargılama gideri olarak kabul edileceği ve Devlet Hazinesince karşılanacağı sonucuna ulaşılabilir. Yine CMK m. 324/5 ise tercüman giderlerinin yargılama gideri olarak sayılmayacağını ve bu giderlerin her halükarda Devlet Hazinesince karşılanacağını düzenlemektedir. Ancak CMK m. 202'ye 2013 yılında eklenen ek. 4. fıkraya göre, iddianamenin okunması, esas hakkındaki mütalaanın verilmesi üzerine sözlü savunmasını, kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir dilde yapabileceğini belirterek başka bir dilde sözlü savunma yapan sanık, tercüman giderlerini kendisi karşılayacaktır. Zira maddede bu tercümanın giderlerinin Devlet Hazinesince karşılanmayacağı açıkça belirtilmiştir.

Mülga CMUK döneminde, bilirkişi, ücret kararına da hakkında hükmedilen diğer kararlara olduğu gibi CMUK madde 297 ve 298 uyarınca, kararın hakim veya mahkeme kararı olması fark etmeksizin itiraz edebilmekteydi. Yürürlükteki CMK bakımından ise, hakim kararlarına karşı itirazın mümkün olması karşısında ücrete bu makamca hükmedildiğinde bilirkişi buna itiraz edebilecektir; ancak kararın mahkeme kararı olması halinde, hakkında verilen diğer kararlarda olduğu gibi, itiraz edilmesi yine söz konusu olmayacaktır. Savcılığın bilirkişi ataması halinde ise, uygulamada

572

128 ücret savcılıkça karara bağlanmakta, ancak bu durumda da, bilirkişinin ücrete itiraz etmesi mümkün olmamaktadır573.

CMK 63/2 uyarınca hakim veya mahkeme gerekçesini göstererek birden fazla bilirkişi atanmasına karar verebilir. Birden fazla bilirkişi atanması halinde, bu bilirkişilerin uzmanlık alanları aynı konuya ilişkin olabileceği gibi farklı konulara ilişkin de olabilir. Böyle bir durumda bilirkişilerin ücretlerinin nasıl belirleneceğine, bütün bilirkişilerin aynı ücrete tabi olacağı ya da farklı değerlendirileceğine ilişkin bir hüküm öngörülmemiştir. Kanaatimizce birden fazla bilirkişinin atanmış olması durumunda her bilirkişi kendi açısından değerlendirilmeli, bütün bilirkişiler için aynı ücret takdir edilmemelidir. Zira bu bilirkişilerin incelemelerini yaparken harcadığı emek ve mesai, gösterdiği çaba, raporun özenli oluşu ya da tatmin ediciliği farklılık gösterebilir. Dolayısıyla aynı sorunun çözümüne ilişkin olarak birden fazla bilirkişinin görevlendirilmiş olması durumunda her bilirkişi ayrı değerlendirilmeli ve ücreti buna göre takdir edilmelidir.

Bilirkişinin görevini bizzat yerine getirmesi kural olmakla beraber Ceza Muhakemesi Kanunu'nda, bilirkişinin uzmanlık alanına girmeyen bir sorunla karşılaştığı takdirde konunun uzmanı olan kişilerle görüşme olanağı getirildiğini yukarıda belirtmiştik. Buna göre bilirkişi yapacağı saptamalar ve analizler bakımından uzmanlık alanına girmeyen bir sorunla karşılaşır ve hazırlaması gereken bilirkişi raporu açısından bu sorunun çözülmesine gerek duyarsa, bu konuya ilişkin istemini, kendisini atayan makama iletebilecek, bilirkişiyi atamış olan makam da CMK m. 66/4 uyarınca, bilirkişinin, bilirkişi raporunun hazırlanmasında kendi uzmanlık bilgisiyle çözümleyemeyeceği bir konuda, o konunun uzmanının görüşüne başvurmasına izin verebilecektir. Bu kişiler, CMK m. 66/4 gereğince kendilerini atayan merci önünde, adeta yeni bir bilirkişi atanmış gibi574 yemin edeceklerdir. Dolayısıyla artık bu kişileri de bilirkişi olarak kabul etmek gerekecektir. Bu nedenle, asıl soruna ilişkin olarak görevlendirilen bilirkişinin bir alt sorunun çözümüne ilişkin olarak başka bir uzman kişiyle yetkili merciin izniyle bir araya gelmesi durumunda,

573

Öntan, s. 134.

574

129 kendisinden alt sorunun çözümüne ilişkin olarak özel bilgi veya tecrübe kuralı ortaya konması beklenen bilirkişinin ücretinin de ayrıca takdir edilmesi gerekecektir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 1985 yılında 3239 sayılı kanunla değiştirilmesi sonucu, bilirkişi ücretlerine, yıllık belli bir tutarı geçmemesi kaydıyla vergi muafiyeti getirilmiş; ancak 1993 yılında yapılan değişiklikle bu muafiyet kaldırılmıştır. Gelir Vergisi Kanunu madde 61/5’e göre, “Bilirkişilere, resmi arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler” ücret sayılmakta ve madde 94’e göre “Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemeler”, 103 ve 104 üncü maddelere göre vergilendirilmektedir575. Buna göre, ücretler en az %15 oranında gelir vergisine tabi olmaktadır. Bilirkişi ücretlerinin vergilendirilmesi öğretide sıklıkla eleştirilmektedir. Bunun yanında, daha önce de ifade ettiğimiz gider ve tazminata ücretten ayrıca hükmedilmesinin önemi kendini göstermektedir. Gerçekten, bu üç kaleme bir arada hükmedilmesi halinde, inceleme sırasında yapılan giderlerden ve bilirkişinin uğrayabileceği zarar sonucu kendisine verilmesi gereken tazminattan haksız ve anlamsız bir şekilde vergi tahsil edilmesine yol açacaktır. Ayrıca, tanığa verilecek tazminat ve giderlere ilişkin madde 61/2 hükmü de, bunlardan hiçbir vergi, resim ve harç alınmayacağını hükme bağlamaktadır. Bu hükmün, bilirkişiler hakkında da uygulanması ise, ancak bunlara ücretten bağımsız olarak karar verilmesiyle mümkün olacaktır576.

Bilirkişi ücretleriyle ilgili olarak uygulamada en çok görülen sorunların başında, takdir edilen ücretlerin, çoğunlukla ücret, gider ve tazminat farkı da gözetilmediğinden, bilirkişinin harcadığı emek ve zamanın karşılığı olmaktan çok uzak olmaları ile objektiflikten ve uygulamada genel bir birlikten yoksun olmaları gelmektedir. Bu durum, ücreti yeterli bulanlar için bilirkişiliği adeta bir meslek haline getirmekte, ancak, ücretin yıllarca süren çalışmayla elde edilen uzmanlığın

575

Bilirkişinin gider ve ücreti hakkında herhangi bir düzenleme yapılmadığı takdirde CMK m. 62

gereği tanıklara ilişkin hükümlerden bilirkişi incelemesini düzenleyen maddelere aykırı olmayanların bilirkişilere uygulanabilmesi sebebiyle, bilirkişinin ücret ve gideri her yıl Adalet Bakanlığınca hazırlanan tarifeye göre inceleme ve seyahat gideri ile çalışmasıyla orantılı bir miktarın belirleneceği ve gider ve ücretten vergi, resim ve harç alınmaksızın ödeneceği yönündeki farklı görüş için bkz. Sevük, s. 86.

576

130 karşılığı olmadığını, yapılacak inceleme ve düzenlenecek raporla orantısız olduğunu düşünen alanının en yetkinleri bakımından, bilirkişilikten uzak durmalarına neden olmaktadır. Bu sorunun tartışmasız en iyi çözümü, ücretler için tatmin edici nitelikte ve mehazdaki örneği gibi gene bilirkişiyi atayan mercie sınırlı da olsa takdir hakkı veren bir tarifenin artık Adalet Bakanlığı'nca oluşturulması olacaktır. Tarifenin oluşturulmasına kadar uygulamada ve keza tarifenin oluşturulmasında, ücret takdiri yapılırken yukarıda üzerinde durulan ve benzeri ölçütlere dikkat edilmesi, ücretin bilirkişinin harcadığı emek ve zamanın gerçekçi bir karşılığı olmasına ve bir yandan da Anayasa madde 141’de ifadesini bulan usul ekonomisine uygun olmasına özen gösterilmesi ve bilirkişinin takdir edilen ücrete itiraz edebilmesini engelleyen yasal boşluğun bir an önce doldurulması gerekmektedir.

Ücret konusundaki diğer bir sorun da, özellikle ceza yargılamasında bilirkişinin hak ettiği ücreti çok geç alıyor olmasıdır. Ücretlerin Devlet Hazinesi’nden karşılanmasının sonucu, özellikle Cumhuriyet savcılıklarındaki ödenek eksikliği nedeniyle, bilirkişiler ücretlerini ya çok geç almakta veya düyuna kalma nedeniyle alamamaktadırlar. Bu sebeple, ayrılan ödeneğin arttırılması yoluna gidilmelidir.