• Sonuç bulunamadı

B. RESMİ BİLİRKİŞİLER

1. Adli Tıp Kurumu

Adli tıp, insan vücudunu ve insan davranışlarının sonuçlarının yargılama aşamasında doğru değerlendirilebilmesi için bilirkişilik yapılabilmesi maksadı ile gerekli bilimsel verileri ve yapılacak araştırma yöntemlerini içeren kendine göre ilkeleri olan psikoloji, hukuk, kriminoloji, sosyoloji, genetik, biyoloji, biyokimya, patoloji ve ilgili çalışma alanları ile birlikte çalışan bir alan olarak ifade edilebilir373. Temelde tıbbi içerikli konular ile ilgilenen Adli tıp, tedavi edici ve koruyucu tıp dışında, bilirkişilik boyutunda tıbbi uygulamayı hukukun doğru gerçekleştirilmesinde kullanılan bir bilim olduğu için hukuka da yakın kabul edilir374.

Adli tıp, kendi alanındaki gelişmeler ile mevzuat alanında yapılan değişiklikleri takip ederek, yeniliklerin mevzuata yansımasını sağlar. Bu bilimin içine aldığı başlıca konular, cesedin incelenmesi, ölümün ne zaman meydana geldiği, ölüm

temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı ( BOZULMASINA )...", 2. CD, 21.05.2007, E. 2007/3381, K. 2007/7140 (www.kazanci.com).

370

Donay, s. 118.

371

AİHM ise, bilirkişinin idari bir kuruma bağlı olarak çalışmasını, tek başına, onun tarafsız ve nesnel olmadığını göstermediğini ve silahların eşitliği açısından sakınca yaratıp yaratmayacağına bilirkişinin her bir olaydaki rolünün değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği şeklinde bir yaklaşım sergilemiştir, İnceoğlu, s. 228- 229.

372

Gürelli, s. 53.

373

Polat, Oğuz, Uygulama İle İlgili Sorunlar ve Çözümleri, Adli Tıp Kurumu Yayınları I, İstanbul

2001, s. 11.

374

83 sebepleri, teşhisi, müessir fiiller, müessir fiili meydana getiren aletin tayini, yaralayıcı aletler, ölüm, ölüm nedenleri, zehirlenme, zehirlenmenin nedenleri, gebelik meseleleri, doğum, çocuk düşürme olayları, cinsel suçlar, akıl malûliyetleri ve cezai antropoloji ve benzeri durumlardır375.

Adli tıp konularında resmi bilirkişilik yapmak üzere Adli Tıp Kurumu görevlendirilmiştir. Adli Tıp Kurumu, Adli Tıp Kurumu Kanunu m. 1 uyarınca, adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak, adlî tıp uzmanlığı ve yan dal uzmanlığı programları ile görev alanına giren konularda diğer adlî bilimler alanlarında sempozyum, konferans ve benzeri etkinlikler düzenlemek ve bunlara ilişkin eğitim programları uygulamak üzere Adalet Bakanlığına bağlı376 olarak kurulmuştur377. Adli Tıp Kurumu, mahkemeler ile hâkimler ve savcılıklar tarafından gönderilen adli tıp ile ilgili konularda, bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle yükümlüdür (ATKK m. 2)378. Kurum, başkanlık, başkanlar kurulu, genel kurul, ihtisas daireleri379, ihtisas kurulları, grup başkanlıkları, ve şube müdürlüklerinden380 oluşmaktadır381.

375

Koç, Samet, "Bilirkişilik ve Adli Tıp Kurumu", TBB Dergisi, Y. 12, S. 50, Ankara 2004, s.

146.

376

Kurumun Adalet Bakanlığı'na bağlı olmasının kurumun bağımsızlığı ve tarafsızlığını tehlikeye

düşürebilecek olması hakkında bkz. Aşçıoğlu, s. 232-234; Öntan, s. 89, dn. 335: Korur

Fincancı, Şebnem, "Adli Tıp Kurumu ve Bilirkişilik Yapılanması", Güncel Hukuk, Aralık

2008/12-60, s. 48.

377

Adlî Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nde ise madde 1'de ifade edildiği üzere, Adlî

Tıp Kurumu Başkanlığının kuruluşuna dahil birim ve müdürlüklere; ihtisas dairelerinde bulunacak şubeler ve bu dairelerde çalıştırılacak uzmanların sayısına; grup başkanlıklarının kuruluş, görev, çalışma usul ve esaslarına; adlî tıp şube müdürlüklerinin oluşumuna, hizmetlerine, çalışma usul ve esaslarına, kurulacakları yerlerin tespitine; kurum dışından görevlendirilecek bilirkişilere ödenecek ücretin tespitine dair esaslara; ihtisas daireleri şubelerinde görevlendirilecek personelin niteliklerine, çalışma usul ve esaslarına; yüksek öğretim kurumları veya birimlerinde tetkik edilecek adlî tıp ile ilgili işlere, Adlî Tıp Kurumunda uzman yetiştirilmesinin esaslarına ilişkin hükümler ile Adlî Tıp Kurumu Kanununun uygulanmasına dair hususlar düzenlenmiştir.

378

"Adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak üzere kurulan Adli Tıp Kurumu, mahkemeler ile hakimlikler ve savcılıklar tarafından gönderilen Adli Tıp ile ilgili konularda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle yükümlü resmi bilirkişidir", 1. CD, 20.10.1985, 3266/3702, Deryal,

Bilirkişilik, s. 232.

379

İhtisas daireleri; morg, gözlem, kimya, biyoloji, fizik ve trafik ihtisas daireleri yetkili merciin başvurusu üzerine, kendi alanlarına giren konularda inceleme yapmak ve rapor hazırlamakla görevlidirler. Yargıtay’ın ihtisas dairelerinin görevleri dışındaki bir konuda verdiği rapor ile yetinilmesini bozma nedeni saydığı hakkında bkz. Ersoy, s. 451.

380

Şube müdürlüklerinde uygun muayene odalarının ve gerekli donanımın bulunmadığı ve

bünyesinde adli tıp uzmanından başka bir sağlık çalışanı da yer almadığından uzmanın şubede tek başına hizmet vermesinin zor olduğu hakkında bkz. Korur Fincancı, s. 48.

84 Adli Tıp Kurumunda, üç birimin resmî bilirkişilik görevi vardır. Bu birimler; Adli Tıp İhtisas Daireleri, Adli Tıp İhtisas Kurulları ve Adli Tıp Genel Kuruludur. Bu birimler; özellikle medikal konular olmak üzere, toksikoloji, biyoloji, balistik ve trafik ile ilgili olarak çalışmalarını sürdürmektedirler382.

Adli Tıp Kurumundaki bu üç birim, inceleme yaptıkları konular ile ilgili, belge ve bilgilere ulaşmak veyahut daha detaylı bir inceleme yapmak amacıyla tıp ve uzmanlık alanlarında kurum dışındaki uzmanların bilgi ve tecrübelerinden yararlanabilirler, ancak dışarıdan yardımına başvurulan bu uzman kişiler rapor hakkındaki oylamaya katılmayarak sadece görüşünü bir rapor hâlinde Genel Kurul, İhtisas Kurulu veya Daire Başkanlığı’na bildirirler (ATKK m. 24). Belirtilen kurullar kanunda belirtilen usullere göre toplanarak karar alırlar. Bu gözetilmeyerek, örneğin eksik üye ile toplanılarak karar verilmesi durumunda düzenlenen raporun hükme esas alınmaması gerekir383.

Bir davaya ilişkin çözülmesi gereken sorunun Adli tıp alanına ilişkin olması dolayısıyla Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi ancak çözümü uzmanlığı gerektiren ilişkin sorunla ilgili rapor istenmelidir. Örneğin, suçun nitelendirilmesi gibi mahkemenin yapması gereken bir belirlemeyi Kurum'dan yapmasını beklemek hukuka uygun olmayacaktır384.

381

Adli Tıp Kurumunu oluşturan bu birimlerin görevleri Adli Tıp Kurumu Kanunu m. 11-22'de ifade edilmiştir.

382

Kaymakcı, s. 61.

383

"2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 23. maddesinin (B) bendi Adli Tıp İhtisas Kurullarının; başkanın başkanlığında, işin niteliği göz önünde bulundurularak en az dört üye ile toplanacağını amir bulunduğu halde, mağdurun gözündeki arızanın TCK.nun 456/3 maddesine mümas uzuv tatili niteliğinde olduğuna dair 10.1.1983 gün ve 26013/204 sayılı rapor düzenleyen ikinci ihtisas kurulunun bu sayıda üye ile toplanmadığı anlaşılmış bulunması itibariyle kanuna uygun bir şekilde toplanacak kuruldan mütalaa alınması gerekirken bu yapılmayarak noksan soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiş...", 4.

CD, 05.07.1983, 3463/4108, Deryal, Bilirkişilik, s. 235.

384

"Mağdur hakkında, Kahramanmaraş Devlet Hastanesi Hariciye Mütehassısı tarafından verilen

3.4.1994 gün ve 1715 sayılı rapor, Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek raporda tanımlanan bulguların ırza geçme veya teşebbüs veya tasaddi eylemlerinden hangisinin gerçekleştirilmesi sırasından meydana gelebileceği konusunda görüş sorulması...", 5. CD, 14.07.1994,

85 Mahkemeler, ihtisas kurulları ve dairelerince verilen raporları kanaat verici bulmazlarsa, konunun Adli Tıp Genel Kurulunda görüşülerek kesin çözüme bağlanmasına karar verebilirler385.

Adli Tıp Kurumunun resmî bilirkişi olarak verdiği raporlar kesin olmakla beraber, bu raporlar hâkimin delilleri serbestçe takdir etme yetkisini kısıtlamazlar. Yani hâkim bu raporlarla bağlı olmayıp, bu raporlardan tamamen bağımsız bir karar da verebilmektedir (ATKK, m. 23/C-3)386.

Adli Tıp Kurumu yapısı ve işleyişi ile ülkemizde çeşitli eleştirilere maruz kalmaktadır. Öncelikle Kurumun Adalet Bakanlığı'na bağlı olarak çalışması göz önünde bulundurulduğunda yargılamanın yapıldığı organla tarafsız bilirkişinin aynı kuruma bağlı çalışması kurumun tarafsızlığına zarar vermektedir387. ATK'nda üyelik, daire başkanlığı gibi önemli görevlere yapılan atamalarda, liyakat akademik çalışma ve derece, bilimsel yeterlilik kriterleri bulunmamakta, görevlendirmeler ATK Başkanı'nın teklifi üzerine üçlü atama (Adalet Bakanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı) yoluyla atanmaktadır. Tıbbın en yetkin ve karmaşık sorunlarının çözümünün beklendiği bir yapılanmada bilimsel kriter olmadan yapılan atamalar, siyasi kuşku uyandırabilecek ve adalete gölge düşmesine yol açabilecektir. Bilirkişilik hususundaki var olan merkeziyetçi yaklaşım, aynı zamanda eğitimi de engellemekte; adli tıbbın ve adli bilimlerin gelişmesinin önünü kapatmaktadır. Adli Tıp Kurumu uluslararası standartlara uygun eğitim veren bilimsel ve akademik bir yapılanmaya

385

"Mağdurlar hakkındaki raporlar, Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek raporlar arasındaki çelişki

giderildikten sonra bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi yasaya aykırıdır", 4. CD,

11.06.1991, 2957/3712, Deryal, Bilirkişilik, s. 236.

386

"Adli Tıp Genel Kurulu'na verilen "kesin karara bağlamak" yetkisi "tıbbi" konularla, Adli Tıp

İhtisas kurullarının görev alanına giren konulardadır. Örneğin müessir fiile maruz kalan mağdurlarda meydana gelen yaraların kaç gün iş ve güçlerine engel teşkil edeceği; olayımızda olduğu gibi mağdurdaki işitme kaybının % 40oranında olup olmadığı veya zehirlenerek ölen bir şahsın hangi çeşit zehir etkisiyle öldüğü; olay yerinde bulunan boş kovanların aynı tabancadan atılıp atılmadığı gibi konularda Adli Tıp Genel Kurulu'nca verilen raporlar "kesin" ve "bağlayıcı"dır. Ancak düzenlenen bu raporlara göre yasaların hangi hükümlerinin ihlal edilmiş sayılacağının; ne çeşit yaraların, görme ve işitme noksanlıklarının "uzuv zaafı" veya "uzuv tatili" sayılacağının tayin ve tespiti görevli mahkemeye aittir. Nitekim Adli Tıp Kurumu Kanununun 23. maddesinde: (Adli Tıp Genel Kurul Kararları nihai olmakla beraber mahkemelerin delilleri serbestçe takdir hususundaki yetkilerini kısıtlamaz) denilmek suretiyle, bu husus vurgulanmıştır", YCGK 19.03.1984, 4-393/97, Deryal, Bilirkişilik, s. 239.

387

Koç, Sermet/Biçer, Ümit, "Adli Tıbbın Tarihsel Gelişimi, Türkiye'deki Yapılanması ve

86 sahip bulunmamakta üniversitelerle işbirliğine girmeyip eğitim ve araştırma amaçlı çalışmalar için destek olmamaktadır388. Üniversitelerimiz genç hakim ve savcıların, hekimlerin yetiştirilmesinde de önemli sorumluluklar taşıdığını da göz önünde bulundurduğumuzda geleceğin yargı ve tıp mensuplarını yetiştirebilmek için de bu işbirliğine gidilmesi zorunluluğu vardır. Bu sorunların çözümü için de öncelikle Adli Tıp Kurumu'nun acilen bağımsız ve özerk bir yapıya kavuşturulması, adli tıp kurumunun özellikle tıp fakültesi bulunan illerde Sağlık Bakanlığı ile eşgüdümlü olarak hastane merkezli yapılara entegre edilmesi gerekmektedir389.