• Sonuç bulunamadı

Daha önce belirttiğimiz kaza ve kader kavramına yüklenen anlamların Kur’an’da bu kelimelerin yer aldığı ayetlerin ifade ettiği anlam bağlamında şekillendiğini söyleyebiliriz. Geniş bir anlam yelpazesine sahip olan bu kavramların geçtiği ayetlerin her birini tek tek vermek yerine bir kısmını zikrederek örneklendirmek istiyoruz.

a. Yaratmak anlamında:

“Böylece gökleri, yedi kat gök olarak iki günde yarattı...”677 Ayette geçen kaza fiili “yarattı” anlamına gelmektedir.678

b. Emretmek anlamında:

“Rabbin yalnız kendisine tapmanızı ve ana babaya iyilik yapmanızı emretti.”679 İbn Abbas’tan gelen bir rivayete göre ayette geçen “ىضقو” kelimesi aslında

“vevassâ/ىَّص َو َو” idi. Fakat ikinci vav, yazıda “sad’a” yapıştığından “ىَضَق َو” şeklinde okunmuştur. Kur’an yazıldığı zamanki Arap yazısının noktasız olduğu düşünüldüğünde bu rivayetin doğru olması muhtemeldir. Fakat Razî bu konuda aynı görüşte değildir.680

Hz. Ali ve İbn Mes’ud da bu kelimeyi “ve vassâ/ىَّص َو َو ” şeklinde okumuşlardır.

Bu ayette geçen kaza kelimesi “emretti” anlamına gelmektedir.681 c. Hüküm vermek anlamında:

“...Şüphesiz Rabbin, Kıyamet günü, anlaşmazlığa düştükleri şey hakkında aralarında hüküm verecektir.”682

d. İstemek anlamında:

“Bir şeyi yaratmak istedi mi, ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir.”683

677 Fussilet 41/12;

ِنْيَم ْوَي ي۪ف ٍتا َو ٰمَس َعْبَس َّنُهي ٰضَقَف

678 Taberi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir, Câmiu’l-Beyân an Te’vîli’l-Kur’an, Mısır 1954, XXIV/99;

Razi, Fahruddin Muhammed b. Ömer, Tefsîru’l-Kebir, (Mefâtîhu’l-Gayb), Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Tahran trs., IV/26.

679 İsra 17/23.

ًُۜاناَسْحِا ِنْيَدِلا َوْلاِب َو ُهاَّيِا ََّٓلِْا اوَُٓدُبْعَت َّلَْا َكُّب َر ى ٰضَق َو

680 Razi, Tefsîru’l-Kebir, XX/184.

681 Ateş, Süleyman, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, Yeni Ufuklar Nşr., İstanbul 1988, V/209.

682 Yunus 10/93;

َنوُفِلَت ْخَي ِهي۪ف اوُناَك اَمي۪ف ِةَمٰيِقْلا َم ْوَي ْمُهَنْيَب ي ۪ضْقَي َكَّب َر َّنِا Ayrıca bkz. Nisa 4/65; Neml 27/78; Ahzab 33/36; Şura, 42/14.

683 Bakara 2/117;

ُنوُكَيَف ْنُك ُهَل ُلوُقَي اَمَّنِاَف ًارْمَا ىَٰٓضَق اَذِا َو

Kur’an’da kaza kelimesi hem Allah’ın tekvini (varlığa ait) fillerini, hem de teklifi emirlerini ifade etmek için kullanılmaktadır. Isfehani’nin de bahsettiği yaratma ile ayetler tekvini kazasını, emretme ve bildirme ile ilgili ayetler ise teklifi kazasını ifade etmektedir. Kısacası “kaza” Allah’ın muhkem, tebdil ve tağyir kabul etmeyen tekvini fiillerini ve teklifi emirlerini ifade etmek için kullanılmaktadır.684

Kazanın asıl anlamı yapmak, yerine getirmek, tamamlamaktır. İrade ve karar verme anlamı ise mecazîdir. Bir şeyi tamamlamak anlamına gelen îcad, öncelikle onu istemekle olur. Fiil, bu istek sonucunda meydana gelir. Dolayısıyla işi yapmak, tamamlamak anlamına gelen kaza kelimesi, mecazi olarak isteme (irade) anlamında da kullanılmıştır.685

3.3.2. Kur’an’da Kader Kavramı

Kuran’da k-d-r kökünden olup, ondan türeyen kavramların ölçü, miktar, ölçmek, biçim ve şekil vermek, ölçülü ve idareli vermek, Allah’ın yarattığı her şeye belirli yasalar ve düzen içerisinde iş görebilme yetisi vermek, adaletli paylaştırmak, (seyahati) kolaylaştırmak, emretmek ve karar vermek gibi anlamlar ifade edildiği görülmektedir.

Bu farklı anlamları ihtiva eden ayetlerin birkaçını da şu şekilde örnek olarak sunabiliriz.

Yine aynı şekilde kader ve türevlerinin geçtiği ayetlerin her biri siyak ve sibakı dikkate alındığında farklı anlamlara gelmektedir. Bu farklı anlamların yer aldığı bazı ayetleri de örnek olarak vermek istiyoruz.

a. Ölçü, miktar anlamında:

“Gökten belli ölçü ve miktarda su indirdik de onu yerde durdurduk.”686

Bu ve diğer ayetlerden anlaşılacağı üzere, Allah’ın bütün işleri, katında belirli bir miktar ve ölçü ile olup, hiçbir şey başıboş, hesapsız ve kitapsız değildir.687

b. Biçim ve şekil vermek:

“Sizi önemsenmeyen bir sudan yaratmadık mı? Onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirdik ve biçimlendirdik, ne güzel biçimlendireniz”688

684 Güler, Dine Yeni Yaklaşımlar, Ankara Okulu Yay., Ankara 2014, s. 120.

685 Ateş Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, I/228.

686 Mü’minûn 23/18;

ََٓم ِءآََمَّسلا َنِم اَنْل َزْنَا َو ِض ْرَ ْلْا يِف ُهاَّنَكْسَاَف ٍرَدَقِب ًءا

Ayrıca bkz. Zuhruf 43/11; Şûrâ 42/27; Hicr 15/21; Ra’d, 13/8.

687 Taberî, Câmiu’l-Beyân an Te’vîli’l-Kur’an, XXV/52; Razi, Tefsiru’l-Kebir, XXII/88.

688 Mürselât 77/20-23;

ٍني ۪هَم ٍءآََم ْنِم ْمُكْقُلْخَن ْمَلَا ٍموُلْعَم ٍرَدَق ىٰلِا . ٍني ۪كَم ٍرا َرَق ي۪ف ُهاَنْلَعَجَف.

َقَف . َف اَن ْرَد َنو ُرِداَقْلا َمْعِن

“ (Allah) onu hangi şeyden yarattı? Bir damla sudan. Onu yarattı ve şekil verdi.”689

Son ayette geçen “kadderahû/ ُه َرَّدَق” kelimesi, biçim ve şekil vermek anlamına gelmektedir. Allah, insanı bir menî damlasından yaratıp, ona, ana karnında şekil verdiğinden bahsederek, Kur’an’ı dinleyip de, İslam yoluna girmeyen insanların ne kadar nankör olduklarına dikkat çekmektedir. Allah Teâla insanın ellerini, ayaklarını, gözlerini ve diğer azalarını en güzel şekilde yaratmış ve şekil vermiştir.690

c. Takdir etmek ve yaratmak:

“Allah’ın emri, olup bitmiş, takdîr edilmiş bir kaderdir.”691

“Biz her şeyi bir kadere ( plana ve düzene ) göre yaratmışızdır.”692

Bu ayetlerde Allah Teâlâ, her şeyi bir kaderle yani tedbir ve hesap ile yarattığını, her şeyin bir vaktinin ve ölçüsünün bulunduğunu açıklamaktadır.

3.3.3. Kur’an’daki Kaza ve Kader Kavramlarının Değerlendirilmesi

Kader kavramıyla ilgili ayetlere göz attığımızda bunların her şeyin bir hesap ve ölçü ile ve bir zamana bağlı olarak yaratıldığı; hiç bir şeyin ölçüsüz ve hesapsız olmadığı anlamında kullanıldığı dikkat çekmektedir. Dolayısıyla zikredilen bu ayetlerin hiç biri insan hürriyeti bağlamında kaza ve kader tartışmalarına konu teşkil etmemektedir.693

Şu halde bir şeyin takdiri demek, o şeyin meydana gelip geliştiği sırada tabi olduğu kanun veya ölçü demektir. Bir tohumdan küçük bir çimenin meydana gelmesi, diğer bir tohumdan bir ağacın çıkması, gözle görülmeyecek kadar küçük canlıların olması gibi, küçük ve büyük hayvanların var olması, her şeyin kendine göre bir gelişme kanununun olduğunu gösterir. Nitekim insanlık için de durum böyledir ve mahiyeti itibarıyla insanın takdiri, diğer varlıklardan farklı değildir.694

Ayetler, yaratılmış âlemde yeryüzünde bize ulaşan her türlü nimet, inayet ve cömertliğin Allah tarafından takdir edilmiş olduğunu bildirmektedir. Yeryüzündeki

689 Abese 80/18-19;

. ُه َرَّدَقَف ُهَقَلَخ ٍُۜةَفْطُن ْنِم .ُُۜهَقَلَخ ٍءْيَش ِ يَا ْنِم

690 Ateş, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, X/327.

691 Ahzab 33/38;

َناَك َو ًاروُدْقَم ًارَدَق ِ هاللّٰ ُرْمَا

692 Kamer 54/49;

ٍرَدَقِب ُهاَنْقَلَخ ٍءْيَش َّلُك اَّنِا

693 Ateş, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, IX/164-165.

694 Mevlana, Muhammed Ali, İslam Dini, (Çev. Naciye H. Akseki), Ebuzziya Mat., İstanbul 1946, s. 285-287.

dağlar, vadiler onun izni (takdir) olmadan hayat, nimet, bilgi gibi herhangi bir olumlu niteliğe sahip olmamakta ve her şey kendi ölçüsünde akıp gitmektedir. Burada her ne kadar kader kelimesine vurgu yapılsa da, asıl işaret edilen şeyin Allah’ın insan fiilleri üzerindeki takdiri olmadığını; fakat Allah’ın bir kez bir şeye kimliğini takdir edince, o şeyden meydana gelecek şeylerin fitilini ateşlemeyi ifade etmek için kullanıldığını söyleyebiliriz.695 Dolayısıyla kader kelimesi ile Allah’ın bu yasaları koyması ve devamlı kılması şeklinde ifade edilebilmektedir.696 İleride bu yasaların neler olduğuna işaret edilecektir.

Bunun yanında içinde insan unsurunun olduğu, insan eliyle ortaya çıkan ancak insanı aşan pek çok durumun da varlığı bilinmektedir. Genetik yapı, çocukların cinsiyeti gibi durumlar, sebep sonuç ilişki içinde cereyan eden bir kısım olayları insanın kontrol edemediğini göstermektedir. İnsan kendi irade ve gücünü aşan bu gibi durumlarda adeta kaderin varlığını hisseder ve kabul eder. Aynı zamanda bütün bu gerçekleşecek olayları âlemin yasaları bağlamında Allah ezelde bilmektedir. Nitekim Kuran’da konuyla ilgili şöyle buyrulmaktadır: “Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan o kitapta yazılı olmasın”697 Ama bunun yanında insan sorumluluğuna vurgu yapan ayetler de bulunmaktadır. “Her insanın sorumluluğunu omuzuna yükledik. Kıyamet gününde insana, açılmış vaziyette önüne konulacak olan bir kitap çıkaracağız.”698 Kaderin anlaşılması sorunu, Allah’ın iradesinin her şeyi kuşatması yanında insanın irade özgürlüğünün imkân ve sınırının ne olduğu meselesine dayanmaktadır.699 Kader ve kaza Allah’ın ezeli ilminde olacak şeyleri bilmesi ve zamanı geldiğinde iradesini tahsis etmesi anlamında kabul edildiği takdirde insanın tercih hakkı tamamen ortadan kalkmaktadır. Hâlbuki bir yerde tercih var ise burada önceden belirlenme söz konusu olamaz.

Kelâmî kader kavramı ise insan hayatına ilişkin harici şartların ve olayların gidişinden çok, kişinin ahlâkî tercihlerinin bir sonucu olarak bu hayatın izlediği yönü ifade eder. Bir başka deyişle ruhani yazgısını ifade eder ki, bu da Kur’an’da sıkça bahsedildiği üzere kişinin eylemlerine, bilinçli tercihleriyle ortaya koyduğu tutum ve davranışlarına bağlıdır.700

695 Chittick - Murata, İslam’ın Vizyonu, s. 181.

696 Güler, Dine Yeni Yaklaşımlar, s. 121.

697 Hadid 57/22.

698 İsra 17/13.

699 Akademik Heyet, Hadislerle İslam, DİB Yay., Ankara 2013, 1/606.

700 Biçer, Ramazan, Sistematik Kelam (Basılmamış Ders Notları), Sakarya Üniversitesi, s. 7.