• Sonuç bulunamadı

B. Serahsî’ye Göre Maslahat Kavramı

4. İnsan ve Toplumun Genel İhtiyaçları Anlamında Maslahat Kavramı

Serahsî’nin kullandığı maslahat kavramının üçüncü türünün insan ve toplumun genel ihtiyaç ve yararları anlamında kullanıldığı görülmektedir. Örneğin Serahsî, insanların yemek yiyip beslenmelerini maslahat kavramıyla ifade etmektedir.199 Diğer taraftan Serahsî, müslüman toplumunun ihtiyaçlarını ifade etmek için de maslahat kavramını kullanmaktadır.200 Maslahatın bu anlamıyla ilgili olarak en önemli örneğini Serahsî’nin devlet hazinesinin işlevleriyle ilgili yaklaşımının oluşturduğu söylenebilir.

195 Serahsî, Temhîd, I/123; II/341; Bu konuya ileride daha detaylı bir şekilde değinileciği için burada bu bilgileri aktarmakla yetindik. Bkz. Tez metni, s. 50-53.

196 Bu konudaki sahâbenin maslahata dayandırdıkları tasarruflarının örnekleri için bkz. Muhammed Tahsîn ‘Atâ Receb, Devru’l-Maslahati’l-Mursele fî Ahkâmi’s-Siyâseti’ş-Şer‘iyye fî ‘Ahdi’s-Sahâbe, Gazze İslam Üniversitesi Kanûn ve Şerî‘at Fakültesi Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazze 1430/2009, ss. 61-63; Mehâ Sa‘d İsmâ‘îl es-Sayfî, el-İctihâdu’l-Mekâsıdî fî ‘Ahdi’l-Hulefâi’r-Râşidîn, Gazze İslam Üniversitesi Kanûn ve Şerî‘at Fakültesi Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazze 1432/2010, ss. 80-110; Muhammed ‘Ali Dâvûd el-Ubeyrî, İctihâdu’l-Hulefâi’r-Râşidîne’l-Erba‘a fîmâ lâ Nassa fîh ve Eseruh fi’h-Tilâhi’l-Fukahâ, Dâru’z-Zamân, Medîne 1424/2003, ss.109-218.

197 Serahsî, el-Mebsût, X/109-110.

198 Serahsî, el-Mebsût, X/86. Serahsî’nin bu anlamda kullandığı maslahat kavramının diğer örnekleri için bkz: Serahsî, el-Mebsût, X/126; XII/44.

199 Serahsî, el-Mebsût, I/203; Serahsî, Şerh, IV/46.

200 Serahsî, el-Mebsût, X/3. Serahsî’nin bu anlamda kullandığı maslahat kavramının diğer örnekleri için bkz: Serahsî, el-Mebsût, V/192; XII/33; XV/118; XXVI/63; XXVIII/96; XXX/110.

Nitekim Serahsî devlet hazinesinin müslüman toplumunun maslahatları için hazırlanmış olduğunu ifade etmektedir.201 Buna göre ihtiyaç durumunda büyük bir nehrin temizlenmesi devlet başkanına aittir.202 Zira bunda müslümanların ihtiyacı söz konusudur. Devlet hazinesi ise bu tür ihtiyaçların karşılanması için hazırlanmaktadır.203 Görüldüğü gibi burada Serahsî maslahat kavramı ile müslümanların ihtiyaçları arasında sıkı bağ kurmaktadır. Hatta burada ‘‘Maslahat’’ ile ‘‘İhtiyâç’’ kavramlarının eşanlamlı olarak kullanıldığı söylenebilir.

Tespitlerimize göre Serahsî’nin anlayışında maslahat kavramının anlamına baktığımızda bunun sözlük anlamından farklı olmadığı ortaya çıkmaktadır. Diğer bir ifadeyle Serahsî’nin anlayışında maslahat insanlara yarar sağlamak demektir. Bu bağlamda ‘‘Serahsî’nin anlayışında insanın yararına olan her şey maslahat olarak mı telakki ediliyor?’’ şeklindeki akla gelebilecek soruya şöyle cevap verilebilir: Serahsî’ye göre insan ‘‘Şüphesiz biz insanı, karışım hâlindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz’’204 mealindeki âyette kastedilen insan, lezzetleri elde etmek ve şehvetleri gidermek için dünyaya gelmemektedir. Aksine o, kulluk için yaratılmış bir varlıktır. Kulluk ise nefsin istek ve arzularının aksine olan fiillerin yerine getirilmesinden oluşmaktadır.205 Ayrıca kulluğun yerine getirilmesiyle gözetilmesi hedeflenen maslahat, emredilenin lehinedir, emredenin lehine değildir.206 Zira Allah kendisine yarar sağlama ve kendisinden zararı uzaklaştırma olgusundan uzak/münezzehtir.207 Öte yandan Serahsî, ‘‘Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım’’208 meâlindeki âyete dayanarak dünyada yaratılan yemek yemek ve diğer yolların sırf şehveti gidermek için yaratılmadığını; bu yolların diğer bir hüküm

201 Serahsî, el-Mebsût, XXIII/203; XXVI/118; XXX/110.

202 Şeybânî, el-Asl, VIII/152.

203 Serahsî, el-Mebsût, XXIII/175; Ayrıca bkz. Serahsî, el-Mebsût, XXIII/203.

204 76. İnsân, 2.

205 Serahsî, Temhîd, I/110; Serahsî, el-Mebsût, XXVI/63.

206 Serahsî, Temhîd, I/77.

207 Serahsî, Temhîd, I/123.

208 51. Zâriyât, 56.

(gâye) için yaratıldığını söylemektedir. Asıl gâye olan bu hüküm de insanın tabii şehvetlerini gidermekle sınırlı olan dünyanın devam etmesi/sürmesiyle (رودقملا ءاقبلا)209 ilgilidir. Serahsî’ye göre ‘‘sınırlı olan dünya hayatının devam etmesi’’nin, sonuç itibarıyla hem itaatkâr hem de isyankâr kulların şehvetlerin giderilmesiyle sağlanmaktadır. Yani itaatkâr insanların isyankâr olanlarından farkı, niyetin belirlenmesiyle ortaya çıkmaktadır. Zira itaatkâr insanlar kendi doğal şehvetlerini sırf şehveti gidermek için değil, Allah’ın emrine boyun eğerek giderirler. İsyankâr insanlar ise doğal şehvetleri sırf nefsânî hazzı elde etmek için gidermektedirler.210 Serahsî’nin bu ifâdeleri değerlendirildiğinde, onun anlayışında insanın yaratılışında temel maksadın insanın Allah’a kulluk etmesi – diğer bir ifadeyle dinin hükümlerini yerine getirmesidir – olduğu ve insanın nefsinin hevâ ve lezzetlerinin peşine düşmesi olmadığı görülecektir.

Buna dayalı olarak Serahsî’ye göre insanın kendisi için gördüğü herhangi bir lezzetin maslahat olmadığı ve sadece dinin belirlediği yararların maslahat niteliğini taşıdığı söylenebilir. Serahsî’nin husün-kubüh konusuna dair yaptığı değerlendirmeler211 bu tespitin belirginleşmesine önemli katkı sağlamaktadır. Nitekim Serahsî’ye göre dinin emrettiği şeyler hasen/iyi, yasakladığı şeyler ise kubüh/çirkindir.212 Demek ki Serahsî’nin anlayışında bir şeyin maslahat veya mefsedet olduğunu belirleme yetkisi dine aittir. Bu arada Serahsî’nin, mefsedet kavramını kullanılmadığını ifade etmemiz gerekmektedir. Serahsî mefsedetin giderilmesi/ةدسفملا أرد kavramının yerine genellikle zarar, zorluk ve meşakkat’in kaldırılması kavramlarını kullanmaktadır. Mefsedetin giderilmesi kavramının zarar, zorluk ve meşakkat’in kaldırılması kavramlarını içerecek mahiyette olduğunu söylemek mümkün görülmektedir.213 Nitekim aşağıda verilen ‘İzz

209 Bu konuda Serahsî’nin Debûsî’nin görüşünü benimsemesi muhtemeldir. Karşılaştırmak için bkz.

Debûsî, Takvîm, s. 65-66.

210 Serahsî, Temhîd, I/110.

211 Bu konu ileride ele alınacaktır. Bkz. Tez metni, s. 131-133.

212 Serahsî, Temhîd, I/79-80.

213 Bkz. Abdulkadir Şener, ‘‘İslam Hukukunda Maslahat ve Mefsedet Anlayışı’’, Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Ankara 1970, XVIII/105-108.

b. ‘Abdisselâm (ö. 660/1262)’ın mefsedete dair değerlendirmeleri de bunu desteklemektedir:

‘‘Maslahat hayır, yarar ve hasenât; mefsedet ise kötülük, zarar ve seyyiât kavramlarıyla ifade edilmektedir. Çünkü maslahatların hepsi hayırlı, yararlı ve güzel; mefsedetlerin hepsi ise kötü ve zararlıdır. Genellikle Kur’ân’da maslahatı belirlemek için hasenât, mefsedeti belirlemek için seyyiât kelimeleri kullanılmaktadır.’’214

İncelenen örneklere baktığımızda Serahsî’nin, maslahat konusunu teorik anlamda ele almaktan daha çok pratik uygulamada ele aldğını görürüz.Serahsî’nin el-Mebsût’u bağlamında Hanefîlerin ictihad usulünü araştıran Yunus Vehbi Yavuz’un bu konudaki tespitlerini zikretmekte yarar vardır:

‘‘Hanefî Mezhebinin nazarî usulünde maslahat prensibi bulunmamakla beraber, uygulamada, gerek maslahata dayalı istihsan tarzında, gerek yalnız maslahat adı altında, gerekse isim zikredilmeksizin bu prensibin tarif ve şumulü içine giren faydayı celb, zarardan kaçınma esasına dayalı birçok ictihadlara rastlamış bulunmaktayız’’215

Bunun tabii sonucu da Serahsî’nin, Hanefîler’in dışındaki usûlcüler gibi216 bu kavramın tanımı, çeşitleri, belirleme yöntemlerini ele almamasıdır. Bununla birlikte bunun Serahsî’nin maslahata dair herhangi bir bilgi vermediği anlamına gelmediği kanaatindeyiz.

Serahsî’nin anlayışındaki maslahat düşüncesinin kavramsal çerçevesinin sadece maslahat kavramıyla sınırlı olmadığı görülmektedir. Onun maslahat düşüncesinin farklı yönlerini fayda, menfaat, rıfk, kolaylık, hayr, siyâset, nazar; zarar, zorluk ve meşakkatin kaldırılması gibi kavramların teşkil ettiği görülmektedir. Bu kavramların Serahsî’nin maslahat anlayışıyla bağlantılı olup olmadığını ortaya koymak için bunları incelemeye tabi tutmamız gerekmektedir.

214 İbn ‘Abdisselâm, Kavâ‘ıdu’l-Ahkâm, I/7; Ayrıca bkz. Bûtî, s. 38.

215 Yunus Vehbi Yavuz, Hanefî Mezhebinde İctihad Felsefesi, İşaret Yayınları, İstanbul 1993, s. 344.

216 Maslahatın tanımı ve çeşitleri ile ilgili verilen dipnotlara bakılabilir.