• Sonuç bulunamadı

C. Serahsî’nin Maslahat Anlamında Kullandığı Diğer Kavramlar

3. Hayr/ ريخلا

Serahsî’nin maslahat anlayışıyla bağlantılı olan diğer bir kavram da hayr kavramıdır. Hayr kavramı Arapça bir mastar olup sözlükte kötülüğün zıddı, faydalı bir şey, herkes tarafından elde edilmesi istenilen bir şey ve mal olarak tanımlanmaktadır.252

Serahsî’nin kendi eserlerinde hayr kavramını sıkça kullandığı tespit etmiş bulunmaktayız. Hayr kavramının Serahsî’nin maslahat anlayışıyla olan ilişkisinin varlığı onun özellikle devletler hukukuyla ilgili yaptığı açıklamalarda kendini göstermektedir.

Zira, görebildiğimiz kadarıyla, Serahsî’ye göre devletler hukuku çerçevesinde alınan

250 Serahsî, el-Mebsût, XXX/38.

251 Serahsî, el-Mebsût, I/112, 114, 115.

252 Râgıb İsfehânî, s. 300; İbn Manzûr, IV/264; Fîrûzâbâdî, el-Kâmûs, s. 389; Zebîdî, XI/238.

kararların müslüman toplumunun maslahatına uygunluk sağlaması gerekmektedir.253 Düşman bir toplumun teklif ettiği barışçıl anlaşmaların onaylanıp onaylanmamasının müslüman toplumuna sağlayacağı yararlara bağlı olması buna örnektir.254

Serahsî devlet başkanının müslümanların maslahatlarını gözetmek için var olduğunun altını çizerek255 müslümanların gücünün korunmasının ilk maslahat olduğunu dile getirmekte ve müşriklerin güçlü olması durumunda söz konusu maslahatın korunmasının onlarla anlaşma yapma yoluyla gerçekleşebileceğini açıkça ifade etmektedir.256 Ateşkes anlaşmasıyla elde edilmesi muhtemel olan başka maslahatlar Serahsî’ye göre düşman topraklarında yaşayan güçlü halkların durumunu araştırmak ve onlara varabilmektir. Bu maslahatların elde edilmesi ise güçlü halkla müslümanlar arasında bulunan yol güzergâhında yaşayan diğer topluluklarla anlaşma yapmadan mümkün görülmemektedir.257 Müslümanların güçlü olması ya da anlaşmanın hayırlı olmaması durumunda ise Serahsî’ye göre böyle bir barışçıl anlaşmasının yapılmaması gerekmektedir.258 Serahsî’nin hayr kavramını anlam olarak Şeybânî’den benimsediği görülmektedir. Fakat bu benimseme onun maslahat anlayışını açıklama konusunda böyle kavramları kullanması için engel teşkil etmemektedir. Önemli olan Serahsî’nin açıkladığı manalar, kalıplar değildir. Yukarıdaki bilgilere binaen Serahsî’nin kullandığı hayr kavramının onun maslahat anlayışıyla yakından ilgili bir kavram olduğunu söylebilmekteyiz.

Serahsî’nin devletler hukukuyla ilgili yaptığı açıklamalarına baktığımızda bu alandaki tedbîr ve kararlarının yarar ve zarara göre alındığını görmekteyiz. Alınması

253 Serahsî, Şerh, V/45.

254 Şeybânî, el-Asl, VII/470; Serahsî, el-Mebsût, X/86. Bu konuda yapılan barışkes anlaşmalar sadece gayri müslim topluluklarla kayıtlı değildir. Zira bu tür anlaşmalar meşrû‘ devlet başkanına karşı çıkanlarla da yapılabilmektedir. Bkz: Serahsî, el-Mebsût, X/117, 127.

255 Serahsî, Şerh, II/108; Serahsî, el-Mebsût, X/86.

256 Serahsî, el-Mebsût, X/40, 86. Ayrıca bkz: Serahsî, el-Mebsût, X/40, 71, 211, 212; XXIII/175.

Serahsî’ye göre devlet başkanı ilk olarak müslümanların güçünü korumakla, ikinci olarak ise düşmanın güçünü kırmakla yükümlüdür. Buna göre eğer müslümanlar düşman gücünü kıramıyorlarsa, kendi güçlerini barış sözleşmesini yaparak korumaları gerekmektedir. Bkz: Serahsî, Şerh, I/133.

257 Serahsî, el-Mebsût, X/86.

258 Serahsî, el-Mebsût, X/86.

gereken karar, müslümanların maslahatına uygunluk sağlıyorsa, genel kurala aykırı olsa bile onaylanabilmekte, ama müslümanlar için elverişsiz ve zarar vericiyse259 onaylanmamaktadır. Örneğin düşman tarafına haber vermeksizin yapılan barış anlaşmasının iptali İslam dininin ahlâkî kurallarıyla bağdaşmadığından haram ve geçersiz sayılmaktadır. Fakat müslümanlardan zarar ancak bu yolla giderilebiliyorsa barışçıl anlaşmasının bu şekildeki iptali geçerli olmaktadır.260 Burada Serahsî’nin çağdaş dilde ifade edilen ‘‘Millî güvenliğin’’ korunmasının gerekliliğine işaret ederek bunu bir tür maslahat olarak algıladığı söylenebilir. Serahsî’nin bu alanda yaptığı yorumları onun maslahat içeriğine dair yaptığı261 açıklamalarıyla örtüşmektedir. Ayrıca Serahsî’nin hayr ve menfaat kavramlarını birbirinin yerinde kullanması262 ve bunları maslahat kavramıyla birlikte aynı konuda zikretmesi bunların sıkı bağlantıda bulunduğunu göstermektedir.

Serahsî’nin Devletler hukuku ile ilgili yaptığı açıklamaları devlet başkanının ve kamu görevini üstlenen her memurun önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir.

Bunun öneminin, devlet başkanının ve diğer memurlarının tasarruflarının maslahata dayanmış olması gerektiği hususuyla ilgili olduğu görülmektedir. Memur tasarrufları ile maslahat arasındaki ilişkisi, Mecelle263 ve diğer kavâid eksenli eserlerde264 ‘‘ يلع فرصتلا ةحلصملاب طونم ةيعرلا/Raiyye ya’ni tebe’a üzerine tasarruf maslahata menuttur’’ şeklindeki genel bir hukuk kuralında ortaya konulmaktadır. Serahsî’nin eserlerinde yerleşik bir kural olarak yer aldığını tespit edemediğimiz, fakat bir düşünce olarak var olan bu ilkeye müellifimizin, devlet başkanının ve devlet görevlerinde bulunan kâdî ve memurlara toplum yararlarını gözetmekle yükümlü olmaları gerektiği ile ilgili ortaya

259 Örneğin bkz. Serahsî, el-Mebsût, X/72.

260 Serahsî, Şerh, II/111.

261 Serahsî, Temhîd, I/123.

262 Serahsî, el-Mebsût, X/86, 88.

263 Komisyon, Mecelle, № 57, s. 15.

264 Suyûtî, s. 121; İbn Nuceym, el-Eşbâh, s. 149; Ebû Sa‘îd Mehmed el-Hâdimî (ö. 1176/1762), Mecâmi‘u’l-Hakâik, Matba‘atu’l-‘Âmira, İstanbul 1288 (1871), s. 45; Muhammed Sıdkî b. Ahmed el-Burnû, Mevsû‘atu’l-Kavâ‘idi’l-Fıkhiyye, Dâru İbni Hazm, Beyrût 1421/2000, IV/307-308.

koyduğu görüşleri örnek olarak verilebilir.265 Serahsî’nin benimsediği bu ilkenin dayanağını ise Hz. Peygamber266 ve ashâbının ve özellikle Ömer b. el-Hattâb’ın uygulamalarının oluşturduğu görülmektedir.267 Serahsî’nin anlayışında, örneklerine tez metninde yer verdiğimiz ve devlet başkanı ve memurlarının toplum üzerindeki tasarruflarının toplumun yararına göre gerçekleşmesini gerektiren bu ilkenin ‘‘ رومأم هنلأ نيملسملل رظنلاب/Çünkü o [yani devlet başkanı], müslümanların yararına olan işleri yapmakla yükümlüdür’’,268 ‘‘نيملسملل رظان هنلأ/Çünkü o [yani devlet başkanı]

müslümanların yararını kollar’’,269 ‘‘نيملسملل ةيريخلا هيف ام راتخيف رظان ماملااو/Devlet başkanı yararı gözetendir. Dolayısıyla o müslümanlar için en hayırlı olanını seçmelidir’’,270

‘‘رهظأ هيف ةعفنملا تناك ام راتخيف نيملسملل رظان هنلأ/ Devlet başkanı yararı gözetendir.

Dolayısıyla o menfaatin daha belirgin olanını seçmelidir’’,271 ‘‘ بسحب لدعلاب رومأم ماملاا ناكملاا/Devlet başkanı, imkan oranında âdil davranmakla memurdur’’,272 ‘‘ رومأم عار لك هتيعر يف لدعلاب/’’,273 ‘‘هسفنل رظنلا نع زجع نم لكل رظنلاب رومأم يضاقلا نلأ/Çünkü kâdî, kendini kollamayan kimseleri kollamakla yükümlüdür’’,274 ‘‘ ديقتتف رظان فرصتلا اذه يف ريملأا نلأ رظنلا طرشب هتيلاو/Çünkü komutan bu tasarrufunda yararı gözetendir. Dolayısıyla onun velayeti yarar şartıyla sınırlıdır’’275 şeklindeki ifadelerle ortaya konulduğu görülmektedir. Serahsî’nin bu konuda Şeybânî’nin görüşünü benimsemiş olduğu kuşku uyandırmayacak kadar açıktır. Zira Serahsî’nin kullandığı ifadelerin aynısına Şeybânî’nin terminolojisinde rastlamak mümkündür.276

Serahsî’ye göre devlet başkanı ve memurlarının toplum üzerindeki tasarruflarının maslahatla kayıtlı olduğu gibi kâsır ehliyete sahip olan kimsenin

265 Örneğin bkz. Serahsî, el-Mebsût, V/181; IX/109; XVI/88; XXVIII/24; XXX/207.

266Örneğin bkz. Serahsî, Şerh, I/197.

267 Örneğin bkz. Serahsî, el-Mebsût, XI/5.

268 Serahsî, el-Mebsût, X/20; XI/21; Serahsî, Şerh, II/187, 190.

269 Serahsî, el-Mebsût, X/219.

270 Serahsî, Şerh, V/45, 48-49.

271 Serahsî, Şerh, V/48-49.

272 Serahsî, el-Mebsût, II/215.

273 Serahsî, el-Mebsût, V/217. Serahsî bu ilkeyi kadınların nafakası konusu bağlamında ele almaktadır.

274 Serahsî, el-Mebsût, V/197, 225; XI/19, 38, 126; XVI/88, 103; XVII/46, 47; XXIII/50; XXIV/183;

275 Serahsî, Şerh, III/24.

276 Örneğin bkz. Şeybânî, es-Siyeru’l-Kebîr, III/125; V/50.

bakımını üstlenen kimsenin tasarruflarının da aynı şekilde maslahatla kayıtlı olduğu görülmektedir. Serahsî’nin anlayışında başkasının işlerinin yürütülmesini üstlenen kimse ister devlet başkanı isterse yetimin velîsi olsun ilkesel olarak aralarında fark bulunmadığı görülmektedir.277 Serahsî’nin anlayışında kâsır ehliyete sahip kimsenin bakımını üstlenen velîsinin tasarruflarının maslahatla kayıtlı olduğunu gösteren ifadeler arasında ‘‘ميتيلل حلصلأا و نسحلأاب اعرش ديقم يصولا و بلاا فرصت/Baba ve vasiyet görevlisinin yetim için tasarrufu İslam tarafından daha iyi ve daha uygun olanla sınırlandırılmıştır’’,278 ‘‘رظنلاب ديقم امهفرصت نلأ/Çünkü onların çocuk hakkındaki tasarrufu onu korumayla kayıtlıdır’’,279 ‘‘حلصلأا و رظنلأا طرشب ديقم امهفرصت نإف/Çünkü bunların kullanımları en çok gözetme ve en iyi olma koşuluyla kayıtlıdır’’280 gibi ifadeler zikredilebilir.