• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4. VERİ GAZETECİLİĞİNDE HABER ÜRETİM SÜRECİ Veri gazeteciliğini geleneksel gazetecilik alanında özellikle yeni iletişim

4.8. Veri Gazeteciliğinde Alıcılar

İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte girilen dijitalleşme süreci, sadece iletişim ortamlarını değiştirmekle kalmamış, aynı zamanda bu iletişim ortamlarının kullanıcılarını da dönüşüme uğratmıştır. Yeni iletişim teknolojilerinin yaygın biçimde kullanılmaya başlanması karşısında toplumun farklı kesimleri bu dönüşüm sürecine farklı tepkiler geliştirmişlerdir. Geleneksel gazetecilikteki alıcılar arasındaki farklılıklara ek olarak günümüzün alıcıları arasında dijital dünyaya doğan gençler ile dijital kültüre sonradan katılan ve ona uyum sağlamaya çalışan kuşak arasındaki farklar eklenmiştir. Sırasıyla dijital yerliler ve dijital göçmenler olarak adlandırılan bu kuşak veri gazeteciliği döneminin alıcısını anlamada kilit rol oynamaktadır. Veri haberlerinin ağırlıklı alıcısı dijital yerliler olduğundan veri gazetecilerinin haber üretim biçimini de daha çok bu kuşağın beklentileri ve alışkanlıkları etkilemektedir.

Marc Prensky (2001), Dijital Göçmen ve Dijital Yerli kavramlarını ilk dile getiren kişidir. Dijital göçmen; dijital dünyaya doğmamış fakat dijital dünyaya ayak uydurmaya çalışan bireylerden oluşan bir kuşak olarak açıklanmaktadır. Dijital yerliler ise, doğduğu andan itibaren teknolojiyle tanışan ve teknolojiyle büyüyen, dijital dili ana dil olarak kullanan, günlük hayatlarındaki işlerin çoğunu teknolojiyle gerçekleştiren kuşaktır. Prensky, 21. yüzyıl öğrencilerinin hayatları boyunca 5.000 saatten az bir zamanı okumaya ayırdıklarını fakat 10.000 saatten fazlasını video oyunu oynamaya ve 20.000 saati televizyon izlemeye ayırdıklarını belirtmektedir (Prensky, 2001, s.1-3). Bu verilere baktığımız zaman okuyucu kitlesinin artık dijital yerlilere doğru kaydığını ve dijital yerlilerin zamanlarını okumaya ayırmak yerine daha fazla görselliğe harcadığını görülmektedir.

Dijital yerliler, dijital medya araçlarını hayatının merkezine alan ve tüm günlük işlerini bu teknoloji ile yürüten 21. yüzyıl gençlerinden oluşmaktadır. Prensky (2001, s.5), dijital yerlilerin medya araçlarını kullanım şeklini şu şekilde anlatmıştır;

Mühendislik Fakültesi öğrencilerine uygulamalı ders sırasında kullanılan bir bilgisayar programı çerçevesinde tekerlek tasarlanmasının gösterilmesi gerekmektedir. Bu tekerleğin tasarlanmasının laboratuvar ortamında ve bilgisayar başında olmasının dijital yerliler için sıkıcı olacağı düşüncesinden hareketle Hollywood’dan bir senaristle gerçekleştirilmesi planlanan eylem senaryolaştırılır. Bilgisayar programcısı tarafından senaryolaştırılan hikâye

111

dijital bir oyuna dönüştürüldükten sonra oyun sırasında savaşı kazanmak için ekipmana ihtiyaç duyan dijital yerli mecburen tekerlek tasarlanmayı uygulamalı olarak öğrenmek zorunda kalmaktadır. Kısacası; dijital yerlilerin ihtiyaç ve anlayışları farklılaşıyor.

Veri gazetecisinin en temel özelliklerinden birisi okuyucuyu veriyle bilgilendirmektir. Veri gazetecileri okuyuculara kelimelerden oluşan gazetecilik yerine sıfırlar ve birlerden oluşan dijital ortamda haberleri olabilecek en iyi şekilde ve görsellikte aktarmaktadır. Bu noktada veri gazetecisinin veri okuryazarlığı konusunda yetkin olması, veri kaynaklarına nasıl ulaşabileceği, ulaştığı kaynaklardaki verileri nasıl haber haline getirebileceğini bilmesi gerekmektedir. Bu noktadan hareketle veri okuryazarlığının nasıl tanımlandığına ve ele alındığına bakmak gereklidir.

‘Veri okuryazarlığı’, verileri kullanma ve analiz etme becerilerinin etkin olarak kullanılmasının yanı sıra School of Data’nın Defining Data Literacy adlı kitapta, veri okuryazarının hangi yetkinliklere sahip olması gerektiği şu şekilde sıralanmıştır: Veriye farklı yollardan nasıl ulaşılacağını, veriye soru sorabilmeyi bilmesi gerektiğine, veride spesifik çıktılar bulabilmenin önemine, veriyi kişinin kendi kişisel çalışma alanı, hedefleri için kullanabileceği bir güce dönüştürmeyi başarabilmesine, veri ile çalışırken rahat olabilmesine ve temel istatistiksel analizleri yapabilmesidir (Slater, Haziran 8, 2016).

Yukarıda Prensky’nin örnek verdiği şekilde alıcı kitlesi içinde dijital yerlilerin oranının artmasına paralel olarak haber üretim ve sunum biçimi değişirken diğer yandan da geleneksel gazetecilikte okuryazar olması yeterli görülen alıcının artık aynı zamanda veri okuryazarı olması da beklenmektedir. Kısaca, “verileri kullanma ve analiz etme becerileri” olarak tanımlanabilecek olan veri okuryazarlığı dijital ortam için alıcının olmazsa olmaz özelliklerinden biri haline gelmiştir.

Dijital yerliler ve dijital göçmenlerin haber alma mecraları ve araçları da farklılık göstermektedir. Dijital göçmenler haber kaynağı olarak basılı gazetelerden yararlanırlarken dijital medya araçlarını kullanarak yetişen dijital yerliler internet gazeteciliği ve sosyal medyadan yararlanarak güncel gelişmelerden haberdar olmaktadırlar. Alıcıların haber alma değişimlerindeki farklılık haber üretim aşamasına da yansımıştır. Bilgiye hızlı biçimde ulaşmak isteyen, uzun metinler yerine grafik ve

112

infografikleri tercih eden dijital yerliler, bir metni baştan sona doğrusal biçimde okumak yerine hiperlinkler aracılığıyla rastgele okumayı tercih etmektedirler. Fakat yerel yazılı basına ve gazetelerin basılı versiyonlarına ve internet sitelerine bakıldığı zaman haberlerin içeriğinin, görselinin ve tasarımının hemen hemen aynı olduğu gözlemlenmektedir. Basılı gazetede uygulananların aynısının gazetenin internet sitesinde uygulanması dijital yerliler tarafından haberlerin okunmaması ve takip edilmemesine yol açtığına ilişkin görüşler giderek ağırlık kazanmaktadır. Bu nedenle gazetecilerin haber verme şekillerini dijital yerlilerin haber okuma ve internet kullanma biçimlerine göre yeniden gözden geçirmeleri gereği ortaya çıkmaktadır.

Eleştirel yaklaşımla ele alacak olursak; internet üzerinde alımlayıcının aynı zamanda gönderici olabildiği dikkate alındığında kullanıcı, alımlayıcı ve göndericinin aynı kişi ya da kişiler olması aktörlerin görev farklılıklarını göz ardı etmektedir (Alver, 2007, s.236). Tüm dünyada internetin sağladığı en büyük değişim aslında herkesin içerik üretebilmesi ve dağıtabilmesidir. Sosyal medya hesapları üzerinden ücretsiz içerik üretimi mevcuttur. Artık okuyucunun aldatılması farklı bir boyut kazanmıştır ve okuyucu aynı zamanda içerik üretirken farklı mecralar üzerinden de haberin doğruluğunu sorgulayabilmektedir.

Yeni medya okumaları üzerinden baktığımızda ise, yeni iletişim teknolojileri sayesinde internet üzerinde ulaştığımız bilginin sınırı yoktur. Bilgiler ağ formunda yapılanmış olarak karşımıza çıkmakta hatta haberde yer alan hyperlinkler bizi farklı içeriklere ulaşmak için yönlendirmektedir. Kullanıcının bir konuda bilgi yığınları içinde kaybolmaması için yönlendirici olarak veri gazetecisi önemli bir işlev yüklenmektedir. Ayrıca veri gazeteciliğinde haber üretim sürecinde kullanılan verilerin dijital ortam üzerinde yer alması sayesinde okuyucular istedikleri anda bilgiye ulaşma imkânına sahip olabilmektedir.

Diğer yandan, haberi seçme özgürlüğüne sahip olan alıcıların yeni iletişim teknolojilerinin sunduğu imkânlar yardımıyla haberin üretiminde aktif rol aldığının önemine de vurgu yapmak gerekmektedir. Bu kapsamda değerlendirildiğinde geleneksel medyada hedef kitlenin sadece okuryazar olması yeterliyken, veri gazeteciliğinin hedef kitlesine bakıldığı zaman teknolojik okuryazarlığa sahip olması beklenmektedir. Bu nedenle veri gazetecilisi alıcıları bilgi aramayı çok iyi

113

bildiklerinden dolayı yapılan haberlerde belli bir seviyenin üzerinde olması beklenmektedir.

Özetle, veri gazeteciliğin döneminde haber üretim süreci incelendiğinde haber değerlerinden gazetecilere, üretim tekniklerinden okurlara kadar bir dizi başlıkta köklü bir dönüşüm yaşandığı anlaşılmaktadır. Küresel ölçekte gerçekleşen ve eşzamanlı olarak Türkiye’de de kendini hissettiren bu dönüşüm kapsamında artık haber değeri, haberin işlenmesi, kaynakların erişime açıklığı gibi geleneksel haber süreci kavramlarının ancak “veri”, “büyük veri”, “açık veri” gibi yeni kavramlarla birlikte tanımlanabildiği bir döneme geçildiği görülmektedir.

Bir diğer önemli nokta veri gazeteciliği döneminde daha önce de var olan ancak farklı boyut kazanan sorun alanlarının ortaya çıkmasıdır. Örneğin haberlerde fazla fotoğraf ya da görsel kullanımının okur üzerindeki etkisine ilişkin tartışmanın veri haberciliği örneklerinden sonra daha yoğun tartışılan bir başlık haline geldiği anlaşılmaktadır. Veri gazeteciliği döneminde haber üretiminin okurların katkısına da açık olabilmesi nedeniyle gazeteci ile okur arasındaki ilişkinin ve ayrımın boyutunun değişmesi bir başka tartışma alanını oluşturmaktadır.

Verilerin ayıklanması geleneksel haber süreçlerinde yer almamakta birlikte verilerin görselleştirilmesinin karşılığı geleneksel gazetecilikte gazete sayfalarında yapılan mizanpaj olarak ele alınabilir. Geleneksel habercilikte haberin bir gazete kâğıdı gibi sınırlı bir mekânı vardır. Veri gazeteciliği daha çok internet üzerinden yapıldığı için böyle bir kısıtlamaya maruz kalması söz konusu değildir. Uygulama tasarımında ise veri haberciliğinde ele alınan bir olayın başlangıçtan itibaren olan bütün aşamaları detaylandırılarak anlatılmaktadır. Fakat geleneksel gazetecilikte eğer özel bir haber dosyası hazırlanmıyor ise haberler okuyucuya sınırlandırılarak ulaştırılır.

Türkiye özelinde bakıldığında kuramsal olarak yapılan bu değerlendirmeler veri gazeteciliğinin önümüzdeki yıllarda gazetecilik mesleğinin yapılış biçiminden gazetecilik alanının aktörlerinin pozisyonlarına uzanan bir dizi alanda giderek artan oranda bir değişime yol açacağını göstermektedir. Bu değişimlerin gazetecilik alanındaki önemini, olumlu/olumsuz etkilerini, ilerki yıllarda alacağı olası yönü anlamak için tüm bu sürece ilişkin olarak “Türkiye’deki gazetecilerin”in neler

114

düşündüğünü öğrenmek önemli bir imkân sağlayacaktır. Bu nedenle çalışmanın uygulamalı kısmında, belirlenen yöntem çerçevesinde Türkiye’de çalışan gazetecilere yukarıda kuramsal çerçevesi tartışılan konulardaki görüşleri/yaklaşımları ortaya konmaya çalışılmıştır.

115