• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE VERİ GAZETECİLİĞİ 20 yüzyılda büyük bir ivme kazanan bilim ve teknik alanında yaşanan

2.3. Dünyada Veri Gazeteciliğ

2.3.1. Büyük Veri Tartışmaları

Günümüzde veri gazeteciliği kavramının önem kazanmasının en önemli nedenlerinden biri “büyük veri” kavramıdır. Kaynağa erişme oldukça zaman alan ve pek de kolay olmayan bir süreç iken yeni iletişim teknolojileri ile birlikte bilgi yığınları oluşmuş, gazetecilerin görece çok daha kolay erişebileceği olağanüstü büyüklükte veriler mevcut hale gelmiştir. Geleneksel veri tabanı yazılım araçlarının depolayıp yönetemediği ve analiz edemediği veya bunları yapma kapasitesini aşan büyüklükteki bu veriyi anlatmak üzere büyük veri kavramı kullanılmaktadır (Mayer Schönberger ve Cukier, 2013, s.6).

Büyük veri, kullanıldığı alana ve bağlama göre iki farklı açıdan tanımlanmaktadır. Bunlardan ilki verilerin teknik özelliklerini, ikincisi ise verilerin nasıl işlendiğidir. Birincisi verinin büyüklüğünü ifade ederken ikincisi ise büyük verinin analiz etme ve anlamlandırma süreci ile ilişkilidir (Tandoc, 2015, s.6). Büyük veriyle ilgili yapılan tanımları ele alacak olursak; Vinod (2013, s.96) büyük veriyi tanımlarken normal bir veriden yüzlerce kat büyük olmasına vurgu yapmıştır.

23

Vinod’un görüşünü destekler biçimde Beyer ve Laney de (2012, s.1-9) büyük verinin boyutları üzerinde durmuş, büyük veriyi, “içgörü ve karar vermeyi artırmak için verinin süreçlenmesinin yenilikçi formları olan ve maliyet-etkinlik gerektiren yüksek hacim, yüksek hız, büyük çeşitliliğe sahip bilgi varlıkları” olarak tanımlamıştır. Dumbill (2013, s.1) ise büyük veriyi geleneksel veri tabanı sistemlerinin işlenme kapasitesini aşan çok büyük ve çok hızlı hareket eden veri olarak tanımlamıştır.

Veri gazeteciliğinde, veriye kimlerin/hangi grupların sahip olduğundan verinin nasıl elde edildiğine; verinin neyi temsil ettiğinden nasıl analiz edildiğine kadar çok sayıda konu bir başka önemli başlığı oluşturmaktadır. Büyük verinin beraberinde getirdiği temel soru bu denli büyük verinin nasıl işe yarar kullanışlı hale getirebileceği ve verinin neyi temsil ettiğidir. Veri gazeteciliğinde büyük veriye kimlerin sahip olduğu ve veriyi ne şekilde kullandıkları önem kazanmaktadır. Büyük veriye kimlerin sahip olduğunu Manovich’in görüşünden yola çıkarak gruplandırmak ve sınıflandırmak mümkündür. Manovich (2012, s.74), büyük sayısal verinin analiziyle şekillenen büyük veri toplumunda üç farklı kategoriden söz etmektedir. Bunlar; (1) veriyi (hem bilinçli olarak hem de farkında olmadan sayısal izler bırakmak suretiyle) oluşturanlar, (2) veriyi toplamak için gerekli imkânlara sahip olanlar ve (3) veriyi analiz etmede deneyimi bulunanlardır. Gazetecilerin bu sınıflandırmadaki yeri bakış açısına göre değişebilmektedir. İnternet ve mobil teknolojilerin tüketicisi olarak birinci kategoriye giren gazeteciler, haberin kaynağına ulaşırken ikinci kategoriye, veri işleme sırasında ise üçüncü kategoriye dâhil olmaktadır.

Büyük veri üzerine yapılan çalışmalara bakıldığında genellikle büyük veri ve gazetecilik ilişkisine dayalı oldukları görülmektedir. Lewis ve Westlund’un (2015b., s.447-448) “büyük veri ve gazetecilik” (Big Data and Journalism: Epistemology, Expertise, Economics, and Ethics) eserinde büyük verinin gazetecilik mesleğini nasıl dönüştürdüğü ele alınmaktadır. Makale temel olarak büyük veriyi, gazetecilik mesleğinin epistemolojisi, gazetecilik uzmanlığı, ekonomi ve etik üzerinden değerlendirmektedir. Makale bu konulara ilişkin sorular yönelterek büyük verinin gazetecilik mesleğini nasıl dönüştürebileceği açısından temel oluşturabilecek bir tartışmayı literatüre kazandırmayı hedeflemiştir. Lewis ve Westlund, büyük verinin

24

gazetecilik sektörüne olan etkisi ne olumlu, ne de tamamen olumsuz olduğunu savunmaktadır.

Seth Lewis (2015a) “Büyük Veri Çağında Gazetecilik” (Journalism in An Era of Big Data) adlı makalesinde benzer bir şekilde büyük veriyi gazetecilikle ilişkili olarak tartışmaktadır. Lewis (2015a, s.323), büyük veri döneminde gazeteciliğe ilişkin değerlendirmelerde bulunabilmek için ampirik olaylara, bu olayları yorumlayabilecek kavramsal çerçevelere ve kanıksanmış normları sorgulayan eleştirel perspektife ihtiyaç olduğunu belirtmektedir. Büyük verinin temel kavramlarının ve büyük veriye yönelik eleştirilerin tartışıldığı çalışmada büyük veri, gazetecilik ve geniş açıdan medya çalışmalarının sosyo-maddesel ilişkisiyle ilgili kritik sorunların ortaya çıkmaya devam edeceği ve bu konu hakkında yapılacak araştırmaların bu soruları cevaplamaya yönelik bir başlangıç noktası olabileceği belirtilmiştir. Lewis, büyük veriyi gazetecilikle ilişkilendiren çalışmaların önemine işaret ederek büyük verinin beraberinde getirdiği sorunların tartışılmasının gerektiğini, çok sayıda kaynağa ulaşmanın gazetecilik açısından olumlu bir durum gibi gözükse de aslında kişisel verilerin korunması ve gözetim gibi konular açısından olumsuz sonuçları olabileceğini vurgulamıştır.

Joshua Fairfield ve Hannah Shtein’in (2014) “Büyük Veri, Büyük Problemler: Gazetecilik ve Veri Bilimi Etiğinde Yeni Sorular” (Big Data, Big Problems: Emerging Issues in the Ethics of Data Science and Journalism) makalesi büyük veri tekniklerini kullanan araştırmalarda ortaya çıkan etik sorunları araştırmaktadır. Makalede ele alınan önemli kavramlardan biri etiktir; çünkü büyük veri kullanımı yeni etik sorunları beraberinde getirmiştir. Örneğin Fairfield ve Shtein’a göre (2014, s. 44-48), büyük verinin bir parçası olan kişilerin hepsine ulaşmak pek mümkün değildir, bu nedenle diğer araştırmalarda gördüğümüz bilgilendirilmiş onama formunu büyük veriye dayalı araştırmalarda göremeyiz. Büyük verilerin kimi zaman kişilerin ya da kurumların bilgisi olmadan toplanmakta ve bu yöntemde etik kuralları çiğnemektedir.

Uskali ve Kuutti (2015, s.77-88) tarafından “Models and Streams of Data Journalism” adı ile ele alınan makale, Finlandiya, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) haber odalarına odaklanan veri gazeteciliği çalışma pratikleri konusunda iki yıllık bir araştırma projesinde ortaya çıkan ilk sonuçları sunmaktadır.

25

Makalede veri gazeteciliği veya veri odaklı gazetecilik, büyük veri kümelerine dayalı olarak yapılan gazetecilik türü olarak tanımlanmıştır. Fin, Amerikan ve İngiliz veri gazetecileri ile yapılan 6 görüşmenin yer aldığı araştırmada, veri gazeteciliği için üç farklı organizasyon yapısı olduğu ileri sürülmüştür. Birincisi, geleneksel veri masası modeli, ikincisi ve daha gelişmiş olan esnek veri projeleri modeli ve üçüncüsü de girişimci modelidir. Sonuç olarak, veri haberciliği uygulamalarının, özellikle de büyük veri kümelerinin kullanılmasının birçok haber odasında mümkün olabileceği ortaya koyulmuştur.

Yeni iletişim teknolojileriyle birlikte büyük verilerin ortaya çıkması gazetecilik pratiklerini de değiştirmiştir. Gazetecilik için büyük veri, enformasyon işinin temel bir paradigması olarak veri setleri, algoritmalar, hesaba dayalı yöntemler ve nicelleştirmeyle ilgili süreç ve perspektifler için faaliyetler ve bunlarla bağlantılı normlar hakkında yeni fikirler içermektedir. Büyük veri setleri ile karşı karşıya kalan gazeteciler için önemli unsurlardan biri verileri daha anlaşılabilir hale getirmektir. Verileri daha anlaşılabilir hale getirmek için gazeteciler hikâye anlatımı ve veri görselleştirme gibi yöntemlerden faydalanmaktadır.

Veri gazeteciliğiyle birlikte önem kazanan, öne çıkan ve tartışma yaratan bir diğer kavram ise açık veri kavramı olmuştur. Bir yandan büyük verinin ortaya çıkışı bu büyüklükteki veriyle nasıl başa çıkılacağı sorununu ortaya çıkarırken diğer yandan bu denli büyük verinin açık olup olmaması tartışma konusu olmuştur. Buna göre, gazeteciliğe ilişkin “kaynağa erişim sorunu” açısından önemli bir başlık olan açık veri tartışmaları bu yeni dönemde veri gazeteciliğinin öne çıkmasıyla çok boyutlu ve merkezi bir tartışma alanı oluşturmuştur.