• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 5. BULGULAR VE YORUMLAR

5 yıldan az çalışma deneyimine sahip olan gazetecilerden G-16, Türkiye’de veri gazeteciliğinin henüz benimsenmediğini, gazetecilerin kendilerini toplumun

5.5. Gazetecilere Göre Veri Gazeteciliğinde Denetim

Haber üretim sürecinde gazeteciler tarafından karşılaşılan kavramlardan biri de denetimdir. Veri gazeteciliğinde denetim kavramının nasıl ele alındığı, gazeteciler üzerinden denetim ve reklam veren denetimi olmak üzere iki ana başlık üzerinden incelenmiştir.

5.5.1. Gazeteciler Üzerinden Denetim

Veri gazeteciliği döneminde gazeteciler üzerinden denetim, gazetecinin kendi kendini denetlemesi ve devlet tarafından denetlenmesi olmak üzere iki başlık altında üç farklı yaklaşım olduğu anlaşılmaktadır. Bazı gazeteciler devlet denetiminin var olduğunu ve bu nedenle kendini haber üretim sürecine denetim altında hissettiğini söylerken bazı gazeteciler ise haber üretim sürecinde kendilerini özgür hissettiklerini ve denetimin var olmadığını dile getirmektedir. Diğer gazetecilerden farklı olarak bazı

161

gazeteciler ise veri gazeteciliğinde haber üretim sürecinde kendi kendilerine denetim uyguladığını ifade etmektedir.

Bazı gazeteciler, çalıştıkları kurumun siyasi görüşü, yayın politikaları ve devlet denetiminin var olmasından dolayı veri gazeteciliğinde haber üretim sürecinde, kendilerini denetim altında hissettiklerini belirtmektedir. Denetim anlamında kendini özgür hissetmediğini ifade eden internet gazetesinde spor editörü olarak görev yapan G-16, çalıştığı kuruluşun yayın politikası gereği bazı kurallara uymak zorunda kaldıklarını dile getirmiş, denetimi yapan olarak ise çalıştığı kurumu göstermiştir. Haber ajansında editör olan G-13 de G-16 nın görüşünü destekler şekilde, gazetecilerin daima çalıştıkları kurum ya da kuruluş özelinde denetim içerisinde olduğuna dikkat çekmiştir. İnternet gazetesinde editör olarak çalışan G-22, veri gazeteciliği döneminde de denetimin devam ettiğini, hatta denetim konusunda artış yaşandığını, yeni iletişim teknolojileriyle birlikte daha haber üretilmeden zaten denetim altında olunduğunu, bu nedenle özgür olmanın imkânsız olduğunu sözlerine eklemiştir.

Üniversitede akademisyen olarak görev yapan A-2, veri gazeteciliği döneminde denetim kavramının sınırının ve denetlenebilirlik olgusunun var olduğuna değinirken A-10 ise veri gazeteciliğin denetim kavramının gazeteciyi baskı altında tuttuğuna değinmiştir. Diğer akademisyenlerin görüşlerinden farklı olarak A-7 ise gazeteciler üzerinden devletin denetimi konusuna odaklanarak bunu aşağıdaki örnekle ele almıştır:

Türkiye’de Gaziantep belediyesi ben artık şeffaf bir belediyecilik anlayışı yürütmek istiyorum dedi. Tüm verilerini internet sitesinde açtı ama belli bir süre sonra internet sitesine baktığınızda o veriler artık sitede yer almıyordu. Bu örnekten yola çıkarsak açıklık ve şeffaflığın çok işler olduğunu ve siyasetçiler tarafından bile fark edildiğini söyleyebiliriz. Denetim açısından hesap verilebilirlik açısından önemli. Vergisini verdiği bir şeyin halkın denetlemesi gerekir. (A-7)

Veri gazeteciliğindeki haber üretim sürecinde kendilerini denetim hisseden gazetecilerin çalıştığı kuruluşun yaklaşımından ve yeni iletişim teknolojilerin sunduğu imkânlardan dolayı kendilerini denetim altında hissettiklerini belirtmektedir. Ayrıca kendini denetim altında hisseden görüşmecilerin görüşlerinden yola çıkarak, veri gazetecilerinin aslında bir kanaat önderi rolü üstlenmekle birlikte, onları da

162

denetleyen medya patronlarının olduğunu ve bu durumun iletişim sürecinin iki aşamada gerçekleştiğini öne süren yaklaşım olan iki aşamalı akış modelini anımsattığı sonucuna varılabilir. Bu modelde alıcılar tarafından mesaj alımlanacağı sırada kanaat önderinin iletişim sürecine dâhil olması ve bu nedenle alımlanan haber sürecinin iki aşamada gerçekleşmesi aynı veri gazeteciliğinde haber üretim sürecinde gazetecilerin yaşadığı denetim sürecinin bir parçası gibidir.

Gazetecilerin bir bölümü veri gazeteciliğinde haber üretim sürecinde kendilerini denetim altında hissetmediklerini ifade etmişlerdir. Denetim konusunu gazeteciler üzerinden ele alan ve internet gazetesinde bülten editörü olarak görev yapan G-24, veri gazeteciliğinde gazetecilerin kaynakları daha açık bir şekilde ortaya koyabilme ve bunları paylaşabilme imkânlarının arttığına değinerek gazeteci açısından denetimin daha kolaylaştığını söylemiştir. Sivil toplum kuruluşunda yönetici olarak çalışan G-3 ve gazetede yönetici olarak çalışan G-7 ise diğer görüşmecilerin aksine reklam kaygısı olmadan iş geliştirebilmelerini dikkate alarak denetim konusunda tamamen kendini özgür hissettiklerini belirtmektedir. Bir haberin devletin izin verdiği ölçüden yapılan gazetecilik sayılmayacağını belirten gazeteciler bu nedenle kendilerini denetim altında görmediklerini vurgulamaktadır. Ancak toplamda 40 kişiyle yapılan görüşme sonucunda veri gazeteciliğinde haber üretim sürecinde kendini denetim altında hissetmediğini belirten gazeteci sayısı sadece 3 olmuştur.

Görüşmeciler üzerinde uygulanan derinlemesine görüşme formunda veri gazeteciliğinde haber üretim sürecinde gazeteciler üzerinden denetim başlığı içerisinde özdenetim alt başlığı yer almıyordu. Görüşme formunda yer alan bu başlık altında gazetecilerin verdikleri yanıtlara bakıldığında haber üretim sürecinde kendilerine denetim uyguladıkları ortaya çıktığından dolayı özdenetim başlığı da eklenmiş oldu. Bazı gazeteciler, kendi kendilerine denetim uyguladıklarını ve bunun başlıca nedenlerinin ise işten atılma korkusu, gazetenin sahiplik yapısı, reklam durumu, iktidara yakınlığı ya da uzaklığı gibi birçok etmenden olduğunu ifade etmektedir. A-6, gazetecilerin veri gazeteciliğine dayalı haberlerde özdenetim ile hareket ettiğine dikkat çekerken haber ajansında yayın yönetmeni olarak çalışan G-2

163

ise veri gazetecisinin kendi denetimini kendisinin yapması gerekt iğini ve gazetecinin kendisi dışında denetim aktörlerinin var olduğunu şu sözlerle özetlemektedir:

“Gazeteci oluşturduğu veri haberini farklı kaynaklardan teyit etmeli. Birde şu var ki gazetecinin çalıştığı kurum, bağlı olduğu haber şefi ya da editörlerin denetimi de veri gazeteciliği yapılmasını etkileyen faktörlerdendir.” (G-2)

Türkiye'de haberin okurla paylaşılması aşamasında gazetenin sahiplik yapısı, reklam alma durumu, iktidara yakınlığı ya da uzaklığı gibi birçok unsurdan dolayı veri gazeteciliğinde haber üretim sürecinde oto sansür uyguladığını söyleyen gazetede haber müdür olarak çalışan G-5, iktidarın hoşuna gitmeyecek bir veriyi paylaşmanın gazetecilerin işine gelmediğini bunun kendisini sıkıntıya sokabileceğini belirterek yapması gerekenin olumlu/olumsuz düşünceleri vermek olduğunu düşündüğü halde bunun öyle olmadığını vurgulamaktadır.

Ekonomi muhabiri G-27 veri gazeteciliğinde haber oluştururken Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), TUİK gibi kurumların verilerini kullandıklarını ve haber oluşturma esnasında bu verileri kendi süzgecinden geçirerek bazen veriler üzerinde oto sansür uyguladığına değinmiştir. Gazetede köşe yazarı olarak görev yapan G-12 ise haber yaparken siyasi görüşü sol ya da sağ olan okuyucuların bu haberi nasıl yorumlayacak diye düşündüğünden dolayı haber yazarken korkudan değil, yanlış anlaşılma olmasını istemediği için çekinip kendine oto sansür uyguladığını “Adını vermek istemeyen yetkili ifadesi çok arttı, insanlar çok fazla çekiniyorlar ve kimse kimliğini belli etmek istemiyor. İyi ya da kötü bir şirketle ilgili haber yapılacaksa şirket bunun yazılmasını istemiyor. İnsanlar bilgi verirken beni bulaştırma demeye başladılar” şeklinde açıklamıştır.

Bazı görüşmeciler veri gazeteciliğinde haber üretim sürecinde denetim hissettiğini bazıları ise bu denetimin var olmadığını ifade etmiştir. Bu görüşlerin yanı sıra bazı gazeteciler ise veri gazeteciliğinde haber üretim sürecinde gazetecilerin özdenetim uyguladıkları görüşünü desteklemektedir.

5.5.2. Reklam Veren Denetimi

Veri gazeteciliğinde denetim kavramının nasıl ele alındığı ve veri gazeteciliğinde haber üretim sürecinde reklam verenlerin denetiminin var olup olmadığı konusunda görüşmecilere sorular yönlendirilmiştir. Görüşülen kişilerin

164

büyük bir çoğunluğu veri gazeteciliğinde haber üretim sürecinde reklam veren denetiminin var olduğunu ifade etmiştir. Veri gazeteciliği yapılırken reklam veren denetiminin var olduğunu ifade eden G-1, reklam veren reklam vermezse ne olur sorusunu her daim tartışmalara neden olduğunu söylemiştir. Bunu da aşağıda yer alan örnekle açıklamıştır:

Bazı haberleri yaparsak reklam veren bize reklam vermez” düşüncesini 15 yıldır çalıştığım kurumda görmedim. Ama gazeteye haber girdikten sonra reklam servisinin beni arayıp, bize reklam veren firmanın “neden haberini yapıyorsunuz?” diye sitem ettiği olmuştur. Bu nedenle gazeteciler reklam servisleriyle pek anlaşamazlar. Reklamcının da işi bu reklam vereni korumak zorunda, gazetede halkın haber alma hakkını korumak zorunda o nedenle hep bir çatışma yaşanıyor. Bu olayı bir örnekle anlatmam gerekirse, örneğin bir otobüs firmasının otobüsleri kaza yapıyor fakat haber yapılırken otobüsün ismi sansürleniyor. Yıllardır gazeteler gereksiz bir biçimde kendi kendilerine oto sansür uygulamışlar. Bazı gazeteler ve haber ajansları bir araya gelip, artık kaza haberlerinde firma isimlerini vermek üzere karar alıyorlar. Bu olaya özetle bakacak olursak gazeteciler, medyanın iç denetimi anlamında da çok önemli. Burada devletin çok müdahale edebileceği bir şey söz konusu değil. (G-1)

Veri haberciliğinde reklam veren denetiminin önemli olduğunu ve haber üretim aşamalarına ister istemez reklam verenlerin de dâhil olduğunu ifade eden G-2 ise, “Ülkelerin petrol verilerini hazırlayıp bir haber yapacaksınız burada ister istemez size reklam veren petrol şirketleri de devreye giriyor böyle olunca da asıl denetimi reklam verenler yapıyor. Verilerdeki tutarsızlık, eksiklik doğrudan reklam verenleri de ilgilendiriyor” örneğiyle aktarmıştır.

Bazı gazeteciler yeni iletişim teknolojilerinin reklam veren denetiminin azalmasına ilişkin imkânlar sunduğunu belirtmektedir. Reklam verenlerin denetimi konusunu internet gazetesinde yönetici konumunda çalışan G-4 ise, “Google reklamlarıyla yetinmeye karar verdiğimiz zaman internet ortamında hiç olmadığımız kadar özgürüz” sözleriyle ele almış ve yeni iletişim teknolojileri sayesinde reklam verenle bağın azalacağını, böylelikle reklam veren denetiminin de en az seviyeye indirgeneceğine değinmiştir.

A-5, Türkiye’de reklam verenlerin kendi ekonomik çıkarlarına zarar verici bir haber yapmak istemediklerini, bu nedenle de gazetecinin üzerinde denetim olduğunu dile getirirken A-11, G-22 ve G-25 ise, medya sektörü de ticari metalaşma olduğundan dolayı veri gazeteciliğinde reklam veren denetiminin var olduğunu belirtmiştir. Hem

165

gazeteciler hem de reklam veren üzerinden denetimin var olduğu görüşüne G-26,

“Kamu kurumları, gerekse özel sektör reklam unsurunu “Demokles’in kılıcı” gibi medyanın üzerinde sallayıp durmaktadır. Benim istediğimi yazmazsan, sana reklam vermem ve batırırım gibi tehditler alenen yapılmaktadır.” sözleriyle yer vermiştir.

Bazı gazeteciler devlet denetimin var olduğunu ve bu nedenle kendini haber üretim sürecine denetim altında hissettiğini söylerken, bazı gazeteciler ise haber üretim sürecinde kendilerini özgür hissettiklerini ve denetimin var olmadığını dile getirmişlerdir. Bu kapsamda bakıldığında veri gazeteciliğinde haber üretim sürecinde kendini özgür hissedenlerin oranı, denetim hissedenlerin oranına göre çok düşük olduğu görülmektedir. Reklam veren denetimi açısından bakıldığında ise gazetecilerin görüşlerinden yola çıkarak veri gazeteciliği döneminde de reklam veren denetiminin var olduğunu söylemek mümkündür.

5.6. Gazetecilere Göre Veri Gazeteciliği Döneminde Gazeteciler