• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE VERİ GAZETECİLİĞİ 20 yüzyılda büyük bir ivme kazanan bilim ve teknik alanında yaşanan

2.3. Dünyada Veri Gazeteciliğ

2.3.2. Açık Veri Tartışmaları

Teknolojinin ortaya çıkması ve gelişmesiyle birlikte eskiden sadece kâğıt üzerinde bulunan ve ulaşılması zor olan veriler artık internet ortamında dünyanın her tarafından insanların katılımıyla oluşturulmakta, güncellenmekte ve şeffaf hale gelmektedir. Birçok kişi ve kuruluş, görevlerini yerine getirmek için geniş bir yelpazede farklı veri türleri toplamaktadır. Medya kurumları ve gazetecilerin yanı sıra devletler de çevrimiçi alanı birer açık veri pazarı olarak görmektedir. Tüm bu

26

gelişmeler açık veri kavramının tartışılmasını ve gazetecilik mesleği açısından değerlendirilmesini gerektirmektedir.

Açık veri kavramı, kamu ve özel sektörün elinde bulundurdukları verileri ya da bilgiyi şeffaf bir şekilde açık tutması anlamında veri gazeteciliği için önem kazanmaktadır. Açık veri, herkes tarafından ücretsiz, özgürce, tekrar kullanılabilen ve dağıtılabilen veri olarak tanımlanmaktadır (Open Knowledge, 2015). Açık veri yaklaşımı, devlet kurumlarının elde ettikleri verileri ücretsiz olarak paylaşmaları ve verilerin tüm kullanıcılara açık olması gerektiğini savunmaktadır. Bu nedenle de verilerin başkalarının kullanımına açık hale getirilebilmeleri son derece önemlidir. Veri gazeteciliğinin ve verilerin herkes tarafından kullanılabilmesi için açık olması gerektiğini savunması ve bu amaçla açık verileri elde etmesi, halkı bilgilendirmesi açısından açık veri önem taşımaktadır. Açık veri yaklaşımı da tüm verilerin açık ve şeffaf olması gerektiğini savunmaktadır. Açık verilerle gazetecilik yapmak, herhangi bir yasal sınırlama (telif hakkı, patent vb.) olmaksızın açık, şeffaf, hesap verilebilir verilere ulaşmaya ihtiyaç duymaktadır. ABD'de verilerin şeffaf olması gerektiğinin savunucusu olan Sunlight Vakfı, açık verinin nasıl ve ne şekilde olması gerektiği konusunda 8 ilke belirlemiştir (Sunlight Foundation, 2014).

1. Verilerin eksiksiz olması gerekir: tüm genel veriler kullanılabilir durumdadır. Herkese açık veriler, geçerli gizlilik, güvenlik veya ayrıcalık sınırlamalarına tabi olmayan verilerdir;

2. Veriler birincil olmalıdır: veriler, mümkün olan en iyi seviyede parçacık topluluğu veya modifiye edilmiş normlar değil, kaynağında toplanır;

3. Veriler zamanında olmalıdır: verilerin değerini korumak için veriler mümkün olduğunca çabuk kullanılabilir duruma getirilir;

4. Verilere erişilebilir olmalıdır: geniş aralıktaki amaçlar için en geniş kullanıcı aralığında veri mevcuttur;

5. Veriler makine tarafından işlenebilir olmalıdır: veriler otomatik olarak işleme olanak tanıyacak şekilde mantıklı bir şekilde yapılandırılmıştır;

6. Erişim ayrımcılık yapılmaması gerekir: kayıt gerekliliği olmaksızın herkes için veri mevcuttur;

7. Veri biçimleri mülkiyet sahibi olmamalıdır: veriler, hiçbirinin üzerinde münhasır kontrolü bulunmayan bir biçimde mevcuttur;

8. Veri lisanssız olmalı: verilere telif hakkı, patent, ticari marka veya ticari sır niteliğindeki herhangi bir düzenleme tabi değildir. Makul gizlilik, güvenlik ve ayrıcalık kısıtlamalarına izin verilebilir.

27

Açık verinin kullanıma açıklık, erişim, tekrar kullanım ve dağıtım, evrensel katılım gibi kendine ait özellikleri mevcuttur. İlk özellik olarak verinin kullanıma açıklığını ele alacak olursak, verilere internet üzerinden ücretsiz bir şekilde ulaşılması ve verilerin değiştirilebilir bir biçimde sunulmasıdır. Fiske (2014, s.106), erişim kavramının eş değeri anlamında olan kullanıma açıklık kavramını, hangi bilginin ya da hangi verinin sunulacağına veriyi ya da bilgiyi aktaran kişi ya da kurumun karar vermesi anlamında kullanılmaktadır. Bilgilerin açık ve istenildiği zaman ulaşılabilir olması devletin hesap verilebilirliğini artırmakta, vatandaşın bilgi edinme talebini yerine getirmekte ve insanların verilerden sağladıkları bilgilerle gerçeğe yaklaştırmaktadır.

Verinin kullanıma açıklığı içerisinde veri formatları da yer almaktadır. Veri gazetecilerinin haber üretim sürecinde kullandıkları veriye erişimin kullanıma açık olabilmesi için veri formatları önem kazanmaktadır. Veri formatları Şekil.1’de de görüldüğü gibi açık ve kapalı veri olarak yapılandırılmış ya da yapılandırılmamış veri olarak adlandırılmaktadır.

Şekil 1: Veri Formatları Kaynak: School of Data

Gazetecilerin haberde veriyi kullanabilmesi anlamında önem kazanan veri formatları, verinin açık veri ya da kapalı veri olmasını sağlamaktadır. Gazeteci haber üretim sürecinde açık veri kaynaklarını kullanarak haber oluşturuyorsa verilerle daha kolay haber yapabilmektedir. Fakat sunum formatı olarak bilinen ppt, bilgileri yazmak ya da okumak için kullanılan pdf veya doc. uzantılı formatlar kapalı veri formatına girmektedir. Bu dokümanlar üzerinde istediğiniz bilgileri almanız ve yapılandırmanız diğer açık veri formatları olan txt, jpg, csv vb. formatlara göre zor olmaktadır. Açık

28

verinin ikinci özelliği olan tekrar kullanım ve dağıtım ise elde edilen verinin diğer veri setleriyle karıştırılarak kullanılması ve dağıtıma sunulmasıdır. Verinin tekrar kullanım düşüncesi, erişime sunulan verinin herhangi bir kişi tarafından tekrar kullanımı ya da paylaşımında yasal kısıtlamaların olmamasıdır. Son olarak ise evrensel katılım, herkesin verileri kullanabilmesi ve dağıtabilmesine odaklanmaktadır (Güngör, 2013, s.5-7).

Dünyada açık veri tartışmalarının önemli bir kısmı üçüncü dünya ülkelerinde, gelişmişlik düzeyinin görece düşük olduğu bölgelerde gerçekleşmektedir. Bunun en önemli nedeni üçüncü dünya ülkelerinin yolsuzluk iddialarının yoğun olduğu ve medyanın baskı altında olduğu ülkeler olmalarıdır. Bu nedenle bu ülkelerde verinin açık hale getirilmesi talebi yoğunlaşmaktadır. Dünya genelinde çalışan veri gazetecilerinin genellikle bir sivil toplum kuruluşu tarafından çeşitli ülkelere gönderilmesi açık veriyi daha fazla konuşulur hale getirmektedir. Açık verileri farklı platformlar üzerinden elde edilmektedir. Bu platformlardan biri Avrupa ülkelerinin istatistikleri paylaşan European statistics (Eurostats, https://ec.europa.eu/eurostat) adlı internet sitesidir. İnternet sitesinde yer alan veriler halkın kullanıma açık olarak sunulmaktadır.

Açık verinin dünyada başarılı örneklerine bakıldığı zaman, Christopher Cannon, Alex Mcıntyre ve Adams Pearce’ın hazırladığı “Amerika’daki En Ölümcül İşler” isimli haberi (Cannon, Mcıntyre ve Adam, 2015) açık verilerin kullanılarak görselleştirme ve hikâyenin oluşturulması süreçleri açısından başarılı bir şekilde kullanılan veri gazeteciliği örneği olarak tanımlanmaktadır. Açık verilerin Amerikan İstatistik Kurumu’ndan sağlanması, verilerin hazırlanıp, hikâyeleştirilerek sunulması veri gazeteciliğiyle varılmaya çalışılan sonucu temsil etmektedir. Bir diğer örnek de

bilgisayar programcısı olan Adrian Holovaty

(http://www.holovaty.com/writing/fundamental-change/), 2006 yılında yaptığı bir açıklamada gazetelerin web sitelerinin değişikliğe ihtiyacı olduğundan bahsederek verinin medya kurumları tarafından nasıl görüldüğüne ve veriyi nasıl kullandıklarına odaklanmıştır. Holovaty’nin yaptığı bu açıklama Bill Adair ve Matt Waite’e “Doğruluk Payı” sitesini kurmak için ilham vermiştir. PolitiFact (http://www.politifact.com/) adıyla kurulan bu ilk doğruluk payı sitesi 2009 yılında

29

Pulitzer ödülüne layık görülmüştür. Şimdilerde dünyanın her yerinde pek çok “Doğruluk Payı” sitesi kurulmaya başlanmıştır.

Veri gazeteciliği konusunda makaleleri bulunan Aitamurto, Sirkkunen, Lehtonen Tabary, Provost ve Trottier, dünyada açık veri kullanımının yetersiz oluşuna ele aldıkları makalede değinmişlerdir. Aitamurto, Sirkkunen ve Lehtonen (2011, s.1- 27) “Trends In Data Journalism” adlı araştırma raporunda 2003 yılında Avrupa Komisyonu tarafından verilen direktife rağmen Avrupa ülkelerinde açık veriyle ilgili çalışmaların oldukça yavaş bir şekilde ilerlediğine dikkat çekmişlerdir. Gazetecilerin veri projelerini başlatmasını engelleyen ana nedenin verilerle nasıl çalışılacağı konusunda bilgi eksikliği olduğu ve bu konuda eğitime ihtiyaç duyulduğu da raporda yer alan diğer maddeler arasındadır. “Data Journalism’s Actors, Practices and Skills: A Case Study From Quebec” adlı makalede veri gazeteciliğinin uygulanışı ve işleyişinin anlaşılması için 2011-2013 yılları arasında Kanada'nın Quebec eyaletinde yer alan 6 medya kuruluşu üzerinden sayısallaştırma ve istatistiksel veri görselleştirme anlamında yer alan 178 haber ele alınmıştır. Makalede hükümetin sunduğu verilerin eksikliğinden dolayı veri gazeteciliğinin sıkıntıya düştüğü sonucuna varılmıştır (Tabary, Provost ve Trottier, 2016, s.66-84).

Kurucu ülkeler arasında Brezilya, Endonezya, Meksika, Norveç, Filipinler, Güney Afrika, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerin yer aldığı Açık Yönetim Ortaklığı (Open Government Partnership – OGP) 2011 yılında kurulmuştur. Bu ortaklığın kurulma amacı politika yapım süreçlerinde hesap verebilir ve şeffaf yönetim anlayışının geliştirilmesi, yolsuzlukla mücadele edilmesi, vatandaşların ve sivil toplumun karar alma süreçlerine aktif katılımının artırılması ve sivil toplum ile hükümet arasındaki diyaloğun güçlendirilmesidir. Kurulduğu yıl ortaklığa katılan Türkiye “Kamuoyuyla Bilgi Paylaşımı”, “Politika Yapma ve Karar Alma Süreçlerine Katılım ve Etkin İşbirliği”, “Farkındalık Artırıcı Faaliyetler Düzenlenmesi ve Taraflar Arasında Diyaloğun Artırılması” şeklinde üç başlıktan oluşan bir Eylem Planı hazırlamıştır. Fakat 2011 yılında Türkiye’nin üyelik kapsamında söz verdiği süreci yürütemediği, standartlar ve kriterleri yerine getirmediği gerekçesiyle 2016 yılında üyeliği pasif konuma alınmış ve 2017 yılında ise Türkiye üyelikten çıkarılmıştır (https://www.opengovpartnership.org/countries/turkey-withdrawn).

30

Türkiye’nin açık veri açısından ne durumda olduğu ele alındığında, Global Open Data Index 2015 yılı verilerine bakıldığı zaman Türkiye’nin açık veri sıralamasında 47. sırada olduğu görülmektedir. (http://2015.index.okfn.org/place/) 2017 yılında yayınlanan Açık Veri Barometresinde 115 ülkede açık verilerin paylaşımı ve ülkelerin açık veri politikaları ele alınmıştır. Raporda hükümetlerin çoğunun Açık Veri Beyannamesi ilkelerine uymadığı ve kamuoyuna sunulan verilerin yeterince açık ve anlaşılır olmadığı ele alınmıştır. 2018 yılı Eylül ayında yayınlanan “Açık Veri Barometresi” nde ise küresel anlamda ülkelere odaklanmak yerine 30 adet ülkeye odaklanılmış ve bu ülkelerde verilerin altyapısı, açık olması ve yayınlanması konusu incelenmiştir. Rapora göz atıldığında 2018 yılında Türkiye’nin açık veri sıralamasında 100 üzerinden 31 puan aldığı görülmüştür. 2017 yılına oranla karşılaştırıldığında Türkiye’nin daha iyi bir sırada olduğu gözlemlenmiştir. Bunun en önemli nedenlerinden biri, hükümetlerin açık veri konusunda farkındalık sahibi olmasından kaynaklanmaktadır. Fakat 2018 yılında yayınlanan raporda Türkiye’nin açık veri konusunda sivil toplumla birlikte işbirliği yapmasını gereğinin üzerinde durulmuştur. Türkiye bazında 2018 yılı itibariyle 44 adet veri merkezi bulunmaktadır. Bu veri merkezleri İstanbul başta olmak üzere Ankara, Antalya, Denizli, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Rize ve Trabzon illerinde yer almaktadır (http://www.datacente rmap.com/turkey/).

Türkiye’de açık veri ile yapılan haber üretimleri ele alındığında ise belli başlık örnekler karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan biri Görünür Belediye (http://gorunurbelediye.com/) adlı projedir. Bu projeyle belediyelerin dijital platformlarda görünürlüklerini ve şeffaflıklarını artırmayı teşvik etmek amaçlanmaktadır. Türkiye’de açık veri kapsamında ele alınacak bir diğer örnek ise izlemedeyiz.org (http://izlemedeyiz.org/#baslangic) adlı internet sitesidir. Veri odaklı çalışmalar yapan sitede, açık veri kapsamında yapılan çalışmaların dijital raporları yayımlamaktadır. Bir diğer proje olan Veri Kaynağı projesi, Türkiye’ye dair sosyo- ekonomik verileri kamuya açık resmi kaynaklardan derleyerek toplumun tüm kesimlerinin kullanımına sunan açık veri projelerinden biridir. verikaynagi.com adlı internet adresinden yayın yapan çalışmanın amacı, veri temelli bir tartışma ortamının yaygınlaşmasına ve açık veriye ulaşımla ilgili farkındalık oluşmasına katkı sağlamaktır (http://www.verikaynagi.com/).

31

Ele alınan bir başka örnek ise yurtdışından Türkiye’ye uyarlanarak geliştirilen Doğruluk Payı adlı internet sitesidir. Bu site Türkiye’de siyasi aktörlerin vatandaşlara karşı sorumlu, seçmenin ise siyaseten daha bilgili olmasına katkı sağlamayı amaçlayan, İzlemedeyiz Derneği tarafından oluşturulan bir açık veri platformudur. Doğruluk Payı (http://www.dogrulukpayi.com/), Haziran 2014 yılından itibaren açık verilere bağlı olarak siyasi ifadeleri ve vaatleri izlemektedir. Doğruluk Payı, Uluslararası Şeffaflık Derneği ve Sabancı Vakfı tarafından verilen “En İyi Vatandaş Girişimi” ve “Fark Yaratanları” ödüllerinin de sahibidir.

Bianet Haber Sitesi’nin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan alınan verilerle oluşturduğu ve 2008-2014 yılları arasını baz alan çalışması “İllerde erkek şiddeti haritası” (https://www.google.com/fusiontables/data?docid=1vLZFL9jUsX- rhtSJbFUSu1eXU7w4yNelThObNTn#map:id=3) Türkiye’de açık veri paylaşımının bir başka örneğini oluşturmaktadır. Örnek olarak alınan bu haberle okuyuculara erkeklerin kadına yönelik şiddeti konusunda farkındalık yaratması için önemli bir örnek olmuştur. Acar (2018), “veri biliminin bugünü ve yarını” adlı yazısında, veri gazeteciliği örnekleri kapsamında ele alınacak bir örnek olan hastaneler için yapılan veri bilimi uygulamasına bakıldığı zaman, hastanelerin geçmiş yıllardaki veriler incelenerek yeni gelen hastaların hastalık sebebine göre kaç gün kalacağı, hangi hastaların günlük, aylık ve yıllık ilaç ihtiyaçlarının ne olacağını, acil servise her gece gelecek hasta sayısı ve hastalık sebeplerine kadar tahmin edilebilmekte ve buna göre önceden ilaç siparişi ve yatak sayısı ayarlanmaktadır.

Büyük ve açık veri tartışmaları veri gazeteciliğinin gerçek anlamda yapılabilmesine ilişkin temek noktalara vurgu yapmaktadır. Açık veriyle gazetecilik yapmak şeffaflık sunması, sivil otoriteyle güçlü bağlar kurulması, demokrasiyi güçlendirmesi ve gerçek bilgilere yakınlaştırması açısından önemlidir. Dünyada ve Türkiye’de açık veri kullanımı ele alındığı zaman devletin hesap verebilirliğini ve bilgi edinme hakkını işlevsel hale getiren açık verilerin yeteri düzeyde kullanılmadığı görülmektedir.