• Sonuç bulunamadı

Gazetecilere Göre Türkiye’de Veri Gazeteciliği ve Güvenilirlik Haberin ve verilerin büyük önem kazandığı, ilk önce ve doğru bilgiyi elde

BÖLÜM 5. BULGULAR VE YORUMLAR

5 yıldan az çalışma deneyimine sahip olan gazetecilerden G-16, Türkiye’de veri gazeteciliğinin henüz benimsenmediğini, gazetecilerin kendilerini toplumun

5.8. Gazetecilere Göre Türkiye’de Veri Gazeteciliği ve Güvenilirlik Haberin ve verilerin büyük önem kazandığı, ilk önce ve doğru bilgiyi elde

etmenin siyasetten ekonomiye hemen her alanda hayati önem kazandığı bu dönemde “güven” konusu gazetecilik açısından en çok tartışılan başlıklardan biri olarak öne çıkmaktadır.

Kişiler/kurumlar arasındaki etkileşimin bu denli yoğun olduğu bir dönemde insanlar artık bilginin doğruluğunu sorgulamakta ve bu anlamda da habere güvenilirlik boyutu tartışılmaktadır. Bu bağlamda veri gazeteciliği döneminde güvenilirlik kavramı yapılan ürüne güvenilirlik, gazetecilere güvenilirlik ve erişim ve yaymak konusunda güvenilirlik olmak üzere üç farklı başlıkta ele alınmıştır.

5.8.1. Yapılan Ürüne Güvenilirlik

Shannon ve Weaver’ın enformasyon akışının matematiksel modeli, Lasswell modelinden farklı olarak “gürültü” kavramını ön plana çıkarmaktadır. Gürültü, kaynaktan hedefe aktarılan ileti esnasında herhangi bir gürültü olması durumunda içerikteki anlamın hedefe ulaşmayacağı ve beklenen ölçüde etki oluşmayacağı varsayımına dayanmaktadır. Bu modele veri gazeteciliğinde haber üretim süreci açısından bakıldığında, veri gazeteciliğinin haber üretim sürecinde yeni iletişim teknolojileri üzerinden toplanan verileri iyi temizlememesi halinde bilgi kirliliği ortaya çıkmaktadır.

Shannon ve Weaver’ın modelinde bahsettiği gürültü kavramı, veri gazeteciliği için bilgi kirliliği olarak ele alınabilir. Çünkü bilgi kirliliği sonucunda ileti hedefe istenilen anlamda ulaşamamaktadır. Bu kapsamda veri gazeteciliğinde yapılan ürüne yani yapılan habere güvenilirliğin ne ölçüde olduğu konusunda gazetecilerin görüşlerine başvurulmuştur. Bazı gazeteciler veri gazeteciliğinin yapılan ürüne karşı güvenilirlik duygusunu geliştireceğini söylerken bazıları ise veri gazeteciliğinde

182

yapılan ürünün güvenilir olmayacağını ve bazı verilerin dezenformasyon yaratabileceği görüşünü savunmuşlardır.

G-4, insanların bir kısmının artık hiçbir şeye güvenmediğini diğer bir kısmının ise verileri yayınlayan ya da kendi fikrine yakın olan mecraya bağlı olarak bilgilere hemen inandığını söylemiş, veri gazeteciliğinin bu tür görüşlerin tersine haberde inandırıcılığı arttıracağına değinmiş ve güvenilirlik kavramını yaşanılan deneyimlerle özdeşleştirerek bunu aşağıda yer alan örnekle açıklamıştır:

Geçenlerde gündeme bir soğan tedarikçisinin haberi düştü. Habere konu olan adam gazetecilere bir de kapıları kapatın da öyle çekelim dediler, biz de istediklerini yaptık. Daha sonrasında da ortaya çıkan haberde istifçiler depoya kilit vurup kaçmış diye haber yaptılar” dedi. Bu örnekten yola çıkarsak, bu adamın ne veri gazetecisine, ne de muhabire güvenmesi artık mümkün değil. Veri gazeteciliği buna çözüm bulamaz. Ancak bizim popüler kültür ürünlerinden biri olan sinemada rastladığımız April O’Neal, Frost gibi gazeteci tiplemelerine ihtiyacımız var. (G-4)

Rakamlarla haberler yapıldığı zaman insanların haberlere daha çok güvendiği dile getiren G-10, haberde veri kullandığı zaman haberin gücünün daha da arttığını dile getirmiştir. A-6, veriye dayalı habercilik anlayışını içinde barındıran veri gazeteciliğinin daha ikna edici ve güvenilir olarak algılanacağını, G-17, veri gazeteciliğinde üretilen haberde gazetecinin şahsi yorumunu katmadan verilere yer vermesi sayesinde güvenilirliğin kazanılabileceği görüşünü savunmaktadır. Verinin hangi kaynaklardan, nasıl elde edildiğinin ve nasıl analiz edildiği veri gazeteciliği için çok önemli olduğunu söyleyen G-2 ise haberde güvenilirlik açısından veri kaynağının önemine işaret etmektedir:

Güvenilir bir kaynaktan veriyi elde etmediyseniz, güvenilir bir biçimde bunu analiz etmemişseniz, objektif değil de sübjektif olarak konuya yaklaşmışsanız bu okuyucuyu yanılmak anlamına geliyor. Söyle bir örnek vereyim; bilinen kurumlar tarafından alınan veriler için sıkıntı olmaz fakat x sitesinden bir haberin verilerini alıp o verilerin üzerine bir haber inşa ediyorsanız, verileri aldığınız internet sitesinin doğru veriler sunduğunu kabul etmeniz ya da haberinizde verilere nereden ulaştığınızı belirtmeniz lazım. Diğer türlü paylaştığınız veriler kendi değerlendirmeleriniz gibi olur, bu da sizi sıkıntıya sokar. (G-2)

Veri gazeteciliğinin dezenformasyon amacıyla üretilen haberlere karşı büyük katkı sağlayacağını düşünen A-10, haber doğrulama yapan hızlı doğrulama (fast checking) sitelerinin varlığına şöyle dikkat çekmektedir:

183

Veri gazeteciliğinde haberler üretilirken amaçlardan bir tanesi haberleri insan hatasından arındırmak bir tarafta yapılan yazılımlarla bu yapılmaya çalışılsa bile ortaya çıkan ürüne güvenilirlik konusunda sıkıntılar yaşanabilmektedir. Veri gazeteciliği sihirli bir değnek gibi gazetecilere güvenilirliği sağlamaz fakat uzun vadede bakacak olursak iyi yetişmiş veri gazetecileri olursa zaten biz bu güvenilirlik problemini hiç konuşmuyor olacağız. (A-10)

Bazı görüşmeciler kaynakların doğruluğu ve güvenilirliği üzerine odaklanırken G-23, G-26 ve A-4 ise veri gazeteciliğinin yapılan ürüne karşı güvenilirlik anlamında hiçbir katkı sağlamadığını ifade etmiştir. G-23, yapılan ürüne güvenilirlik konusunda veri gazeteciliğinin hiç bir çözüm olmayacağını, hakikat ötesi dönem diye adlandırılan günümüzde, manipülasyon ve dezenformasyon verileri kullanılarak yapılan yalan, yanlış haberlerin, veri gazeteciliği metotlarıyla dah da etkili bir biçimde üretilebileceğini ifade etmektedir.

A-4 de veri gazeteciliğinde haber kaynaklarının sınırsız olduğunu, kaynak bulmanın kolaylaştığını ancak kaynağın güvenilirliğini sağlamanın daha da zorlaştığına dikkat çekmiştir. Kaynak kullanımının zorluğuna farklı açıdan yaklaşan G-26 ise gazetecilerin haber üretim sürecinde devlet ve özel sektörün verilerinden yararlandığını fakat elde edilen verilerin doğruluğundan şüphe duyduğunu, iktidarın kamu kaynaklarını istediği gibi yönlendirmiş olabileceğini, ideolojisine ters düşen verileri gizleyebileğini veya yok edebileceğini dile getirmiştir.

5.8.2. Gazetecilere Güvenilirlik

Gazetecilere güvenilirlik konusunda veri gazeteciliği iki başlık altında ele alınmıştır. Bazı görüşmeciler veri gazeteciliğinin gazetecilere karşı oluşan güvensizlik problemine karşı bir çözüm getireceğine inanırken bazı görüşmeciler ise veri gazeteciliğinin bu hususta asla bir çözüm yolu sunamayacağını savunmuştur. Veri gazeteciliğinin güvenirliği sağlayamayacağını savunan bazı gazeteciler, Türkiye’deki gazetecilere karşı bir güven problemi olduğunu, veri gazeteciliğinin gazetecilere güvenilirlik konusunda bir fayda sağlamayacağını ve gazetecilerin haber yaparken verileri çarpıtması nedeniyle bu durumun düzelmesinin zaman alınacağı ifade etmişlerdir.

Gazetecilere güvenin önemli olduğunu dile getiren G-1, dünya geneline bakıldığında da gazetecilere güvenin düşük olduğunu belirtmiştir. Okurun medyaya

184

duyduğu güvensizliğin yeni bir şey olmadığını ve veri gazeteciliğinde haber üretim sürecinde bulunan gazetecilerin de buna hemen çare olamayacağını söyleyen G-23 ise, gazetecilerin okurla güven ilişkisi içerisinde olmasıyla belki bir nebze veri gazetecilerine güvenin artacağını umut ettiğini söylemiştir. G-28 de, sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde gazetecilere güven konusunda problemler olduğunu, veri gazeteciliğinin ise bu soruna çözüm olmayacağını dile getirmiştir.

“Haber üretim sürecinde ne kadar çok rakam kullanırsanız haberiniz de inandırıcılığınız o kadar artar” gibi bir algının olduğunu fakat bu görüşe katılmadığını belirten G-27, haberin inandırıcılığı arttırabilmek için üretilen içeriğin de önemli olduğunu ifade etmiş, G-14 ise bu görüşü destekleyerek haber üretim sürecinde verilerin teyit edilmemesi halinde haberin güvenilirliğinden şüphe edildiğini söylemiştir.

G-26, Türkiye’de gazetecilere genel bir güven probleminin olduğunu ve veri gazeteciliğinin de bu güveni sağlayamayacağını ifade etmiştir. Türkiye’de gazetecilere karşı bir güvenilirlik problemi olduğunu dile getiren G-22, Reuters’ın 2018 yılında yaptığı Dijital Haber Raporuna bakıldığında dünyada gazetecilere karşı güvensizliğinin olduğu görüşünün yer aldığına dikkat çekmiştir. Türkiye’de ve dünyada herkesin kendi ideolojisini temellendirecek düşünceleri destekleyen haberler yazması nedeniyle basının güvenilirlik konusunda kan kaybettiğini dile getiren G-5, haber yaparken verilerin ya da bilgilerin çarpıtıldığını ve bu nedenle gazetecilere güvenin sarsıldığını dile getirmiştir.

G-24, insanların haberlerde veri gördükleri zaman habere güvenme eğilimi gösterdiklerini fakat bunun da riskli olabildiğini “Türkiye’deki gazetecilere güven sorunu maalesef ideolojik temelli, tıpkı günümüzde ABD ve başka ülkelerde gördüğümüz gibi. Bunu aşmada veri gazeteciliği yardımcı olabilir. Veriyi sağlıklı bir şekilde toplamak, analiz etmek ve yorumlamak görevi gazetecinin işi bu nedenle gazeteciye güvenilmesi gerekiyor” sözleriyle ifade etmektedir. A-2 de, veri gazeteciliğinin güven problemini çözmeyeceği anlayışını destekleyerek içinde bulunan gazetecilik anlayışı devam ettiği sürece sadece haber üretiminde verilerin sunuş tekniğinin değiştirilmesinin hiçbir şeyin çözümü olmayacağını uygulamıştır.

185

Veri gazeteciliğinin güvenilirliği beraberinde getirdiğini savunan bazı gazeteciler ise veri gazeteciliğinin güveni beraberinde getirdiğini, bunun en önemli nedeninin ise verilere dayalı gazetecilik yapıldığı için içerisinde rakam olan her şeyin doğru kabul edildiği algısı olduğunu ifade etmişlerdir. Dijitalde ele alınan veriye güvenilirlik varsa gazeteciye de güvenilirliğin var olduğunu dile getiren A-7, haberi üreten kişinin ya da kurumun paylaştıkları haberlerde bireylerin özgürlüklerini tehdit edecek, dezenformasyona sebep olan bilginin var olmadığına emin olunduğunda gazetecilere güven konusunda bir sorun yaşanmadığını savunmaktadır.

A-8 ve G-13, veri gazeteciliği, içerikler ve yorumlardan ziyade sayılara dayanan ve net bilgilerle oluşturulan bir habercilik çeşidi olduğu için, insanlarda bilgilerin daha güvenilir olduğu algısını yarattığını ifade etmiştir. G-16, veri gazeteciliğinin hakkı verilerek yapıldığı takdirde gazetecilere güven için en iyi yöntemlerden biri olacağına dikkat çekmiştir. G-19 ve G-21 ise, veriye gazetecinin kendisinin ulaşması nedeniyle güvenilirlik tartışmalarının olduğunu dile getirmiştir.

5.8.3. Erişim ve Yaymak Konusunda Güvenilirlik

Veri gazeteciliğinde bilgiye erişim ve bilginin yayılması kapsamında güvenilirlik konusu gazetecilere sorulduğunda iki farklı görüş olduğu ortaya çıkmıştır. Bazı görüşmeciler veri gazeteciliğini erişim ve bilginin yayılması konusunda güvenli bulurken bazı görüşmeciler konuya daha eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmaktadır.

Erişim ve yayma konusunda veri gazetecilerinin güvenilir olduğunu savunan G-3, veri gazetecilerinin kaynaklarını vererek verileri paylaştığı için güvenilirliğin sağladığını söylerken, yeni iletişim teknolojileri sayesinde haber toplama, habere bakış tarzı, haberin işleniş hızının yirmi yılda değiştiğini dile getiren G-5, haberin topladıktan sonra ayrıca teyit edildiği ortamların oluştuğuna dikkat çekmiştir. G-29 ise veri gazeteciliğinde bilgilerin analiz edilip yetkili kurum ya da kişilerce teyitten geçirilip haber üretim sürecine dâhil olduğu için güvenirliliği artırdığına vurgu yapmaktadır.

Erişim ve yayma konusunda veri gazeteciliğinin güvenilir olmadığını belirten ve Türkiye’de veriye güven açısından sıkıntılar olduğuna değinen G-10, ilk gelen

186

verinin yanlış bilgi içerebileceğinin göz ardı edilmemesi gerektiğine şu sözlerle değinmiştir:

Güvenilirlik açısından sıkıntı var, veriler manipüle edilebiliyor bunun en önemli nedeni gazetecinin ideolojik yaklaşımını verileri kullanarak anlatması. Gazeteci bir meseleye bakışını temellendirmek için verileri kullanıyor. Verileri hazırlayanlar kimler, verileri hazırlayanlar hangi amaçla verileri hazırlıyor gibi sorular önem kazanıyor. Çünkü verileri hazırlayanlar bazı şeyleri manipüle etmek için de hazırlamış olabilirler. ( G-10)

G-6 ise haber yaparken kullandıkları verileri genelde Meslek Örgütleri, Odalar, Borsalar, TUİK ve Bakanlıkların internet sitelerinden aldıklarını fakat Türkiye’de veri sağlayan kurumların verilerinin güvenilirliğinin de tartışılmalı olduğunu vurgulamakta ve Türkiye’de verinin güvenilirliği konusunda sorunlar olduğuna dikkat çekmektedir.

“Türkiye İstatistik Kurumu birçok veri açıklıyor ama ülkenin bir kısmı bunun doğru olmadığını düşünüyor. Herkes kendi dünyasında farklı yorumlar yapabilir ama genel anlamıyla bakarsan veri güvenilirliği çok arttıran bir şey.” (G-6)

G-4, veri gazeteciliğinde erişim ve yayma konusunda daha karamsar bir tutum izleyerek Türkiye’de verilere ulaşılabildiğini fakat verilerin denetimden geçerek aktarıldığını, bu nedenle de elde edilen verilerin ne kadar doğru olduğunun sorgulanması gerektiğini aşağıdaki örnek üzerinden açıklamıştır:

Ürünleri nereden ithal ediyoruz, bu ithalatı kimler gerçekleştiriyor, devlet eliyle mi yoksa özel kanallarla mı ithal ediliyor, devlet eliyle ithal ediliyorsa bu ihale nasıl verildi gibi sorular bazen büyük bir muamma olabiliyor. Biz ise sadece TÜİK’in üretim ve tüketim verilerine bakıp geçiyoruz. Ulaşsak bir yere kadar az bir emekle, bir yerden sonra da biraz daha fazla emek vererek ulaşabiliriz. Ancak bu verilerin bir kısmı gizli olabiliyor. Mesela bu ithalat devlet eliyle ama ihale yapılmadan bir yere verilmişse, bunu internette bulamayız. Devlet daireleri ise hayatta vermezler. (G-4)

A-2, kaynaklara erişimin hızlı ve çabuk tüketilir olmasının kaynağa ilişkin bilginin kabul edilebilirlik oranını da düşüreceğini, bu nedenle erişim ve yayma konusunda veri gazeteciliğinin güvenilir olmadığına değinirken eleştirel ve sorgulanabilir bir bakış açısı geliştirildiği takdirde daha doğru bilgiler sunularak bu durumun aşılabileceğine dikkat çekmiştir. Yukarıda ele alınan yapılan ürüne güvenilirlik, gazetecilere güvenilirlik ve erişim ve yaymak konusunda güvenilirlik dışında G-2, veri haberi üreten kuruma güvenilirliğin de çok önemli olduğunu şu sözleriyle dile getirmektedir: