• Sonuç bulunamadı

Devletçe Bakılma Modeli

Devletçe Bakılma Modeli olarak nitelendirilen bu model, yoksulluk sorununa köklü bir çözüm getirme özelliği nedeniyle sosyal güvenlik sistemleri içinde saygın bir yere sahiptir297. Sosyal güvenlik programlarının gelir kaynakları iki farklı düşünce doğrultusunda belirlenmektedir. İlk düşünceye göre devlet sosyal güvenliği vergilerle finanse eder, çünkü sosyal güvenlik toplumun bir sorunudur ve bireyin sosyal güvenliğini sağlama sorumluluğu, içinde yasadığı toplumu ilgilendirdiği için ve kişinin sosyal güvenliği, o toplumun vatandaşı olmaktan doğan bir hak niteliğinde olduğu için bütün giderlerinin devletin gelirleri ile karşılanması esastır. İkinci düşünceye göre ise, kişinin kendisinin ve ailesinin ekonomik güvenliğini devletten önce düşünmek zorunda olduğu ve kişisel sorumluluk bilincine sahip olması gerektiği savunulmaktadır. Nitekim bu düşünceye göre, sosyal güvenliğin finansmanı, isçi ve işverenlerden alınan primlerle ve devletin katkısı ile sağlanır298.

Bu düşünceler doğrultusunda sosyal güvenliğin sağlanmasında kullanılan üç yöntem; sigorta, sosyal yardım ve devletçe bakılma yöntemleri kullanılarak yöntemlerin belirlenmesinde temel kıstas olarak sosyal gelirlerin sağlanış yöntem ve biçimleri etken olmaktadır. Nitekim finansman sorunları ile ilgili düşünceler bu yöntemlerin seçilmesini etkilemekte ve sosyal güvenliğin dayandığı yönteme göre farklı kaynaklardan finansman sağlanmaktadır. Prensip olarak, sigorta ve devletçe bakılma yöntemleri dayanışma, sosyal yardım yöntemi ise yardım ilkesine dayanmakta olup, sigorta yöntemi primli, devletçe bakılma ve sosyal yardım yöntemleri ise primsiz sistemler olarak da adlandırılmaktadır. Kısaca kamu maliyesindeki terminoloji ile açıklanacak olursa devletçe bakılma ve sosyal yardımın finansmanı vergi gelirleri, sosyal sigortanın finansmanı ise temel olarak parafiskal gelirlerle (vergi benzeri gelirler)-yani primler ve devlet katkılarıyla karşılanmaktadır299.

297TOBB; “Sosyal Güvenlik Kavramı: Doğuşu ve Gelişimi”, Sosyal Güvenlik Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 1993. s. 30.

298TALAS, Cahit; Sosyal Ekonomi, Ankara, 1979, s. 354; ARABACI, Gelirin Yeniden Dağılımı, s. 46 299

TOBB, Sosyal Güvenlik Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 2. Baskı, TOBB Yayınları No: 264, Ankara., 1994, s. 9; DİLİK, Sait; "Sosyal Güvenliğin Finansmanı", TÜHİS, Cilt: 13, S. 1, Kasım-

Devletçe Bakılma Modelinde sosyal yardımlarda olduğu gibi bir dış yardım, yani devlet yardımı sekli gerçekleşmekte, bu itibarla, prensipte devletin vergilerle karşıladığı tek yanlı bir yardım sistemi gerçekleşmekte ve koşulları gerçekleştikte kişi için bir hak teşkil etmektedir. Ancak yapılan harcamaların devlet bütçesinden karşılanması, sosyal güvenlik tedbirlerinden yararlananların sosyal güvenliğin finansmanına hiçbir şekilde katkı yapmayacakları anlamına gelmemektedir. Herkesin vergi yükümlülerinin ödedikleri vergiler ölçüsünde finansmana dolaylı katkıları olacaktır. Ancak, hedef kitle her zaman vergi ödeyenler olmadıklarından ve gelir düzeyi yükseldikçe ödenen vergi miktarı da artan oranlı olarak yükseldiğinden, bu modelin niteliği gereği, tüm toplum çerçevesinde yüksek gelirlilerden düşük gelirlilere doğru yeniden bir gelir transferi yapılmaktadır300.

Sosyal sigortalara alternatif olarak görüldüğü söylenen, devletçe bakılma yöntemi ile sosyal yardımlar arasında benzerlik olsa da, bu iki yöntem arasında tarihsel olarak farklılıklar olduğu, farklı kaynaklar kullandığı vurgulanmaktadır. Sosyal güvenliğin finansmanı devletçe bakılma yönteminde bütünüyle, sosyal yardım yönteminde büyük ölçüde devletçe sağlanmaktadır. Sigorta yönteminde, daha acık deyişle sosyal sigortaların finansmanında ise isçi, işveren primleri yanında devlet katkısı söz konusu olmaktadır301.

Diğer yönden vatandaşlara muhtaçlığı nedeniyle, ihtiyaç halinde bulunma kaydıyla tanınan sosyal yardımlardan farklı olarak, Devletçe Bakılma Modelinde sadece belirli kişi gruplarına belirli nedenlerin varlığı halinde yardım yapılmakta ve önceden belirlenmiş olan edimler, kişilerin yaş, sağlık, aile gibi özel durumlarına bakılmaksızın sadece korumaya sebep olan olayın varlığına bakılarak sağlanacaktır. Ayrıca Devletçe Bakılma Modelinde ağırlıklı amaç, asgari ölçüde yaşam sağlamaktan ziyade faydalanacak kişilerin durumunda iktisadi iyileştirme

300SÖZER, Sosyal Sigorta, s. 10-11; UĞUR, Özel Emeklilik, s. 68; DİLİK, Sait; Türkiye’de Sosyal Sigortalar İktisadi Açıdan Bir Tahlil Denemesi, Ankara, 1972. s. 12.

301DİLİK, Sait; Sosyal Güvenliğin Finansmanında Yansıma Olayı-Primler Ve Devlet Katkıları, Kamu-

yapmaktır302. Günümüzde her iki sistemin finansmanı devlet bütçesinden ayrılan kaynaklarla sağlanmaktadır. Örneğin, Türkiye’de benzer uygulamaların finansmanı, devlet bütçesinden veya devletin bütçe dışında oluşturduğu fonlar ya da benzeri kaynaklardan karşılanmaktadır303.

Sosyal güvenlik sistemlerinin giderlerini kısmen veya tamamen vergilerle finanse edilerek Devletçe Bakılma Modelinin uygulandığı ülkelere örnek olarak Yeni Zelanda’yı ve Danimarka’nı gösterebiliriz304.

Gelişmiş sosyal devlet yapısına sahip olan Danimarka’da sosyal politikaların finansmanı, vergilerle finanse edilerek, hem merkezi, hem de yerel yönetimlerin sorumluğunda sosyal güvenlik ağıyla tüm Danimarkalılar bu ağ kapsamına alınmaktadır. Ulusal sağlık sigorta sistemi altında ücretsiz olarak sunulan tıbbi hizmetler ve sağlık yardımları, bakım ihtiyacına cevap verebilmek maksadıyla ortaya çıkmış bakım güvencesi yöntemi, yaşlıların ve özürlülerin bakımı, huzurevi- bakım yurdu ya da kişiye yönelik evde bakım olarak yerine getirilen birçok edimler bu model kapsamında yürütülmektedir305. Ülkedeki tüm ücretliler de İstihdama Dayalı Genel Rejim kapsamında olup, İsteğe Bağlı Erken Emeklilik Rejimi ise işsizlik sigortası fonlarına bağlı kimseler için geçerlidir306.

Sosyal güvenlik harcamalarının tamamen vergilerle finanse edilen ülke olarak diğer en bariz örnek Yeni Zelanda olup 1938’den bu yana sosyal güvenlik sisteminde vergilerle finansman yöntemini kullanmaktadır307. Yaşlılıkla ilgili ilk sosyal güvenlik adımları Bismarck Almanya’sından sonra gerçekleştiren Danimarka’nın 1891’de uygulamasının ardından, bu sisteme Yeni Zelanda 1898’de başlamıştır. Yeni Zelanda gibi ülkelerde sosyal güvenliğin finansmanında devletin payı %100’e yakın

302SÖZER, Sosyal Sigorta, s. 9-10; UĞUR, Özel Emeklilik, s. 68 303DİLİK, 1998, s.137.

304UĞUR, Özel Emeklilik, s. 67

305 SEYYAR, Ali-OĞLAK, Sema; Danimarka ve Hollanda Sosyal Güvenlik Sistemlerinde Bakım Hizmetleri (Mukayeseli Bir Değerlendirme), Öz-Veri Dergisi, Aralık 2004, Cilt: 1 Sayı: 2. http://www.ozida.gov.tr/yayinlar/ozveri/ov1makdanholsosyal.htm, (21.01.2009)

306Sosyal Güvenlik Çalışma Grubu, II. Bilişim Şurası, Ara (Taslak) Raporu, www.bilisimsurasi.org.tr, Erişim tarihi: 17.11.2008.

307 TALAS, Cahit; Sosyal Ekonomi, 1979, s. 358; İVANOV, Viktor; Reforma Pensionnoy Sistemı, “Gazeta Kommersant”, No: 151, Ot-19.08.1995

olmuştur. Keza Danimarka’da da, sosyal güvenliğe ayrılan özel vergilerin payı ile birlikte düşünüldüğünde, sosyal güvenliğin finansmanında kamusal nitelikteki kaynakların payının yüzde 90’ı aşan bir orana ulaştığı görülmektedir308.

Batı ülkelerinin kabul ettiği 102 sayılı antlaşmanın daha ötesine giderek sosyal güvenlik sisteminin kapsamına doğa risklerini de alan309, çalışan ve çalışmayan arasında ayrım yapmaksızın310 sosyal yardımlardan faydalandıran Zelanda OECD ülkeleri içinde sosyal güvenliğin finansmanına en yüksek katkı yapmıştır. 1995 yılı verilerine göre 92,4 oranında devlet tarafından karşılanmıştır311. Yaşlı kesimin korunmasına ilişkin olarak dünya genelinde ağırlıklı olarak var olan üç klasik model; sosyal sigorta sistemi, zorunlu sigorta sistemini tamamlayıcı emeklilik sistemi ile tamamlayan sistem ve üçüncüsü ise sosyal güvenlik sistemi olarak adlandırılan sistem yaygınlık kazanmıştır. Nitekim Yeni Zelanda’nın içinde bulunduğu bu üçüncü model yaşlılara gelirleriyle bağlantı kurmaksızın, herkese eşit ve genel bir gelir sağlamaktadır312.

Ülkede tüm vatandaşlar 65 yaşında emekliliğe ayrılabilmekte olup, 1991– 2001 yıllarında emekliliğe hak kazanma yaşı kademeli olarak 60’tan 65 yaşına yükseltilmiştir. Özellikle sağlık alanında devletin sağlamış olduğu hizmetler göz ardı edilmemelidir. Nitekim bu sistemin insanlara sağlamış olduğu koruma sayesinde ülke vatandaşlarının sağlamlık seviyesi diğer ülkelere göre iyi bir düzeydedir.

Son dönemde devlet tarafından sosyal güvenliğin sağlanmasına esaslanan bu sistemin değiştirilmesi ve özelleştirilmesi yolunda öneriler ileri sürülmüş olsa da bu yönde olumlu bir gelişme olmamış ve büyük oranda geri çevrilmiştir. Ama teklif edilen yeni model uygulamalarının ülkede daha da faydalı olacağı özel sigortalarla

308 IŞIKLI, Alpaslan; Sosyal Güvenliğin Sonu mu? Türk-İş, S. 362, Temmuz-Ağustos Ankara, 2004, s. 46-52

309 TUNÇOMAĞ, 1987, s. 5

310 EМİLİ, S. Endryus; Strahovanie Na Sluçay Notrudosposobnosti, Sostavlenie Programma İ İh Praktiçeskoe Primenenie, Aprel, 1998, s. 27, (14.05.2009)

http://info.worldbank.org/etools/docs/library/77001/march2002/pdfreadings/disability.pdf, 311

SSK; 35 Soruda SSK Gerçeği; Ankara; 1995; Ek Tablo:2

312 GÜZEL-OKUR, 2004, s. 348, İZGİ,BALCI BERNA; Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Son Gelişmeler, Çalışma ve Toplum Dergisi, S. 16, İstanbul, 2008.

bir arada yeni çözüm yolları bulunulacağı araştırmalarda ileri sürülerek savunulmaktadır313. Çalışırken orta gelirli olan biri için en düşük emekli zenginliği

İrlanda, Meksika, Britanya ve ABD’de olduğu gibi, Yeni Zelanda da bu miktar ortalama gelirin yaklaşık altıda biridir. Elbette, bu ülkelerdeki insanlar genellikle çalışırken emeklilik sistemlerine daha az katkıda bulunduklarından bu ülkelerin emeklilere daha yüksek emekli zenginliği vaat eden diğer ülkelerden daha az ‘cömert’ olduklarından bahsetmek yanıltıcı olabilir314.

Alman modelini örnek alan Batı ülkelerinin aksine, Kuzey Avrupa ülkeleri yeni Zelanda modeline yönelik bir yol çizmektedirler315. Ülkede yardımdan faydalananların katılmadığı ve sadece vergilerle finanse edilen ülkede yoksulluk sorunu bir bütün olarak değerlendirilmiş ve çözüm getirilmeye çalışılmıştır. Tüm bireyler sosyal güvenliği bir hak olarak talep edebilmekte ve yoksulluğun sebebi ne olursa olsun bireyler yoksulluk seviyesinin altına düştükleri zaman bu taleplerini ileri sürebilmektedir. Ama devletin yoksullara sağladığı yardım onların yoksullaşmadan önceki dönemini sağlama değil, sadece asgari düzeyde bir yaşam standardı sağlama siyasetidir316.

1990 yılından itibaren emeklilik yaşının 60’tan 65’e yükselen ülkede çalışan kesimin yaş ortalaması ağırlıklı olarak yaşlı nesilden ibaret olmaktadır. Özellikle emekliliğe ayırmada zorlamanın olmaması ve erken emekliliğe birçok hakların tanınmamasın en son hadde kadar insanları çalışmaya yönlendirmektedir317. Dağıtım yöntemine göre genel gelirlerle finanse edilen kamusal emekli maaşları, normal gelir gibi vergiye tabi olduğundan, emekli maaşlarının net bütçe maliyeti brüt maliyetten

313 SUSAN, St John; Managing The Risks Of Ageing: The Role Of Private Pensions And Annuities Within A Comprehensive Retirement Policy For New Zealand, The University Of Auckland, 2003, s. 247-248; BALCI İZGİ, Berna; Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Son Gelişmeler, s. 91

314OECD Emeklilik Sistemlerine Bakış: OECD Ülkelerinde Kamu Politikaları, 2005, http://www.oecd.org/dataoecd/43/10/34825701.pdf, (02.01.2009)

315 GAYDAR, Egor; İstoriya Pensiy, “Nezavisimaya Gazeta”, Moskva, 2004. Vıpusk No: 2004-07-13. 316 GEDİK, Nüvit; Sosyal Güvenlik Hukuku, Eskişehir, 2004, s. 11

317

HURNARD, Roger; Managing Assets And İncome İn Retirement, An İssues Paper Prepared For The Retirement Commission, May 2007,

düşük olmaktadır. 1990 yılından beri emeklilik tasarruflarına ya da özel emeklilik programlarına herhangi bir teşvik sağlanmamaktadır318.