• Sonuç bulunamadı

Bağımsızlık Sonrası Sosyal Güvenlik Sistemi

A- SOSYAL GÜVENLİĞİN TARİHSEL SÜRECİ

3- Bağımsızlık Sonrası Sosyal Güvenlik Sistemi

Bağımsızlığın kazanılmasından sonra ülkede yoksulluk oranının artması, sosyal yardıma muhtaç olan nüfus sayısının olağanüstü sayıda artması devleti halkın yaşamını olağan bir düzene kavuşturmak adına bu yönde tedbirler almaya yönlendirmiştir. Dolayısıyla öncelikli olarak yasal zeminin hazırlanması için çalışmalar başlatılmış ve 29 Nisan 1992 tarihinde “Ordu Mensuplarının Emekli Maaşıyla Temini Hakkında”, 25 Ağustos 1992 tarihli “Malullerin Sosyal Güvenliği Hakkında” ve ilkede gerçek manada zorunlu emeklilik sigorta sisteminin kurulmasını amaçlayan 23 Eylül 1992 tarihinde “Vatandaşların Emeklik Teminatı Hakkında” yasalar yürürlüğe konmuştur395. Özellikle “Vatandaşların Emeklik Teminatı Hakkında” Kanuna değişiklik getiren 20’ye yakın kanun kabul edilmiştir. Geçiş dönemine rastlayan bu yıllarda iktisadi

393

TUÇKOVA-ZAHAROV, Sotsialnoe Obespeçenie, 1988. s. 47-55. 394 ALIYEV, Pensiya Hukukunun Problemleri, s. 453

değişiklikler, ayrı-ayrı kategoride bulunan şahısların durumunun açıklığa kavuşturulması, kanunun kendi içinde bulunan çelişkiyi ve diğer kanunlarla ilişkili bulunan ilişkileri aydınlatmak ve alakalandırmak için değişiklikler yapılmıştır. Neticede yasanın temel hedeflerinden biri olan “tek emeklilik sistem” düşüncesi amacına ulaşamadı. Çünkü, muhtelif kanunlarla ayrı-ayrı şahıslara imtiyazlı şartlarla emeklilik hakkının tanınması kanunun amacına ters düşmekte idi.396

Süreci 18 Şubat 1997 tarihli “Sosyal Sigorta Hakkında” yasanın yürürlüğe girmesi izlemiştir. Yasa “Vatandaşların Emeklik Teminatı Hakkında” yasanın boşluklarını dolduracak nitelikte yenilikler getirmiş ve birçok kategoride bulunan vatandaşlara (noterler, vekiller, serbest auditorlar397, serbest muhasebeciler gibi) sigorta hakkı tanınmasını sağlamıştır. Çalışmalar genç Cumhuriyetin ilk adımlarının sosyal güvenliğin inkişaf ettirilmesi, sosyal adaletin sağlanması ve sosyal devlet prensiplerinin önemsenmesi adına takdir edilecek adımlar olarak değerlendirilebilir.

Çalışanların sosyal güvenliğinin temini için sürdürülen değişim sürecinde 30 Eylül 1992 tarihli Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Sosyal Güvenlik Fonu’nun kurulmasının önemi büyüktür. Fon bağımsız maliye-banka sistemi niteliği kazanmış ve emekli ödemelerinin, yardım ve diğer ödenişler maliyeleştirilmesi temel görevleri olarak belirlenmiştir. 1997 yılında yürürlüğe giren “Sosyal Sigorta Hakkında Yasa” Fonun görev çerçevesini zorunlu sosyal sigorta olarak netleşmiştir.

1995 Anayasasıyla başlamış olan değişim süreci 17 Temmuz 2001 tarihli Cumhurbaşkanlığı emriyle tasdik edilmiş olan “Azerbaycan Cumhuriyeti’nde Emeklilik Sistemi Reformu Konsepsiyası” ile sürdürülmüştür. Söz konusu Konsepsiya’nın sosyal güvenlik alanında yapmış olduğu değişim açısından önemi büyüktür. Konsepsiyada, özellikle ülkede sigortadan faydalanmanın daha sistemli bir

şekilde olması için idarenin yeni kurulacak olan tek kurum tarafından yürütülmesi göz önünde bulundurulmuştur. Bu kurum sigorta primlerinin toplanması, bireysel kayıt sisteminin oluşturulmasını, sigorta dallarına göre ödemelerin kararlaştırılması ve

396 ALIYEV, age, s. 457

ödenilmesinin teşkilini, gelir ve giderlerin dikkate alınarak ileride daha sağlıklı kararlar alınması ve değişiklikler yapılması için istatistik bilgilerin toplanmasını sağlayacaktır.

Özellikle bağımsızlık sonrası halkın ekonomik ve sosyal durumundaki önemli düşüşler, yönetimi, çeşitli reformlarla ve yasal düzenlemelerle halkın sosyal problemlerine çözüm yolları üretmeye ve 2001 yılından itibaren ise sosyal güvenlik alanında reformlar yaparak değişen yaşam şartlarına ve yenidünya düzenine ayak uydurma amacıyla projeler hazırlamaya yönlendirmiştir. 17 Temmuz 2001 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan “Azerbaycan Cumhuriyeti’nde Emeklilik Sistemi Reformu Konsepsiyasını bu değişim sürecinin başlangıcı olarak kabul etmek lazımdır. Planlı iktisadiyat döneminden kalan şeklinden arınamamıştır sosyal güvenlik sisteminin, yapılan değişim ile serbest piyasa sistemine uyum sağlaması amaçlanmıştır. Her ne kadar eski sistemin eleştirilecek tarafları mevcut ise de, değişim sürecinde oluşan yeni sosyal güvenlik çemberinin de eksik ve tartışılacak birçok yönleri bulunmaktadır.

Konsepsiya’nın öngördüğü değişim sürecinde 2001–2005 yıllarında yapılacak reformlar çerçevesinde fonun faaliyet alanında yenilikler yapılmasını gerektirmekteydi. Sosyal Güvenlik Reformunun amaçladığı sistemin üç özelliği mevcuttur:

• Birincisi, zorunlu devlet sosyal sigortasının teşkili,

• İkincisi, sosyal sigortanın kapsamı dışında kalanların sosyal yardımdan yararlanmasının sağlanması,

• Üçüncü ise, bireysel sosyal güvenlik sisteminin teşkilidir.

27 Kasım 2001 tarihli “Devlet Sosyal Sigorta Sisteminde Bireysel Kayıt Hakkında” ve 30 Nisan 2002 tarihli “Yaşlılara Sosyal Hizmet Hakkında” yasalar reformun bir parçası idi. Çalışanların sosyal sigorta primlerinin ödenmesi açısından kayıt altına alınmasını amaçlayan “Devlet Sosyal Sigorta Sisteminde Bireysel Kayıt Hakkında” Yasası sistemin işleyişi açısından önemli bir değişikliktir. Eski sosyalist

rejimde mülkiyetin tamamının devlete ait olduğu dikkate alınırsa, çalışmaya başladığı takdirde otomatik olarak bu sistemin sağladığı olanaklardan çalışanlar faydalanmaktaydı. Bağımsızlığın kazanılmasından sonra ülkede yürütülen özelleştirme politikaları kapsamında birçok devlet müessesesi, fabrikaları ve işyerlerinin özel mülkiyete devri ve özel mülkiyete ait yeni işyerlerinin açılması ile çalışanların otomatik olarak priminin yatırılması mümkün olmamaktaydı. Dolayısıyla, özel sektörde kayıt dışı çalışanların sayısı kayıtlı çalışanlara göre önemli ölçüde artmaktaydı.

Ülkede 1996 yılında 6200 işletme özelleştirilmiş ve bu rakam 1997 yılında 15.000’e ulaşmıştır. Reform uygulamaları ile küçük işletmelerin hemen-hemen tamamı özelleştirilmiştir. Tarım sektöründe de önemli sayılabilecek özelleştirme uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Reform sürecinin başlangıcından bu yana 1.065 orta ve büyük ölçekli işletme anonim şirketlere dönüştürülerek açık artırma usulü ile özelleştirilmiştir. Ülkede GSYİH’nın %73’ ü özel sektör tarafından üretilmektedir. Özel sektörün bütçe içindeki payı 1995 yılında %10 iken, 2004 yılında bu pay %40 olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca, özel sektörün toplam istihdamdaki payı %70’tir398. Özel sektörde otomatik olarak sigorta bildiriminin yapılması mümkün olmadığından, çalışanların sigorta bildiriminin yapılması ve yasalara uygun olarak sigorta haklarından yararlanmasının sağlanması için bu yasanın reform kapsamında önemli yeri vardır.

Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı “Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Sigorta Ödemeleri Sisteminin Geliştirilmesi Tedbirleri Hakkında” 04 Ağustos 2003 tarihli 908 numaralı emri ile Azerbaycan Cumhuriyeti Emek ve Ahalinin Emek ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yürüttüğü görevlerin bir kısmını Devlet Sosyal Güvenlik Fonuna devir etmiştir.

Devlet sosyal sigortası ve çalışanların sigorta kaydı altına alınması açısından yönetimi üstlenen Devlet Sosyal Güvenlik Fonuna bu görevin devredilerek Reform

398 ŞEN, Esin; “Azerbaycan Cumhuriyeti Ülke Profili”, T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı

Konseptinde amaçlanan primli sistemin tek kurumda birleştirilmesinin gerçekleştirilmiştir.

Ülkede sosyal güvenliğin tek çatıda birleştirilmesi projesi kapsamında Azerbaycan Cumhurbaşkanının 2006 tarihli 498 ve 499 sayılı emirleri doğrultusunda ordu mensupları ve hususi rütbeli şahıslar Sosyal Güvenlik Fonunun kapsamına alınmıştır.

Bu süreçte yapılan diğer en önemli değişiklik ise, Sosyal Sigorta ve Sosyal Yardım sistemlerinin birbirinden ayırt edilmesi oldu. “Vatandaşların Emeklilik Maaşıyla Teminatı Hakkında” Yasası’nda bu iki sistem bir arada yürütülmekteydi. 07 Şubat 2006 tarihinde yürürlüğe giren “Emeklilik Hakkında Kanun” ve “Sosyal Muavenetler Hakkında” yasa bu ayrımı yasal olarak gerçekleştirmiştir. Prim ödeyerek yararlananların yaşlılık, maluliyet ve ölüm sigortalarından faydalanması kuralları “Emeklilik Hakkında Kanun” sosyal sigortadan yararlanmaya hak kazanmamış kişilerin devlet tarafından ihtiyacının karşılanması ise “Sosyal Muavenetler Hakkında Kanun” kapsamına düzenlenmiştir.

01 Ocak 2001 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere “Unvanlı Devlet Sosyal Yardım Hakkında” Yasası kabul edilmiştir. Söz konusu yasa ile halkın muhtaç durumda bulunan kesimine devlet tarafından halkın geçici olarak yardım edilmesi amaçlanmıştır. Maddi yardıma ihtiyacı olan aileler tarafından yasanın öngördüğü gerekli evraklarla müracaatta bulunarak yardımdan faydalanabilecektir. Ancak bu yardım geçici nitelikte olup, altı aylık süreyle verilmektedir.