• Sonuç bulunamadı

Özel Sigorta ve Sosyal Sigortaların Farklılıkları

D- Sosyal Güvenlik Hukukunun Araçları

2) Özel Sigorta ve Sosyal Sigortaların Farklılıkları

Özel sigorta ve sosyal sigorta farklılıkları açısından aşağıda belirtilen farklılıklar göstermektedirler:

Her şeyden önce özel sigorta özel hukukun dalı olup kaynağını sözleşmeden, sosyal sigorta ise kamu hukukunun dalı olarak kaynağını yasadan almaktadır. Nitekim bundan kaynaklanarak sosyal sigortada hangi risklerin karşılanacağı ve sağlanacak faydalar yasayla belirlenmekte olup, özel sigortada ise, isteğe bağlılık ve akit serbestîsi ilkesi egemendir.

136 UĞUR, Özel Emeklilik, s. 37

137 ARABACI, Rabihan Yüksel; Gelirin Yeniden Dağılımında Bir Araç Olarak Sosyal Güvenlik (Yayınlanmamış Doktora Tezi) Bursa, 2007, s. 45

138 DİSNEY, Richard; “Are Contributions To Public Pension Programmes A Tah On Employment?”, Economic Policy, 2004, p. 286.

139 DALGIN, Karşılıklı Sigortalar, s. 47; TUNÇOMAĞ, Kenan; Sosyal Güvenlik Kavramı ve Sosyal Sigortalar, İstanbul. 1990, s. 10

Yasalardan kaynaklanan zorunlu niteliğe sahip sosyal sigortada, kişinin iradesinin sigortaya tabi olup-olmamak konusunda önemi bulunmamasına karşılık, özel sigorta ihtiyarilik prensibi esas olup, istisnalar dışında herkes için gönüllüdür140.

İlişkiler bakımından belirsiz süreli bir hukuki ilişki kuran sosyal sigortanın aksine, özel sigortada sözleşmeden kaynaklanan belirli bir süre sözkonusudur141. Diğer yönden sosyal sigortada primlerin gecikmesi sigortalılığı sona erdirmeyeceği halde, özel sigortada primlerin yatırılmaması sözleşmeyi sona erdirecektir.

Tasarruf, bireye gelecekte karşılaşacağı risklere karşı "psikolojik rahatlık" verdiği gibi; gelecekte gelirini daha özgür bir şekilde kullanmasına da imkan sağlar. Tasarruf edilen primlerle, sosyal riskleri karşılayarak “psikolojik rahatlık” sağlayarak, sosyal ihtiyaçları ve insan hayatını ilgilendiren rizikoları esas alan sosyal sigortanın sağladığı yardımlarla, ödenen pirimler arasında matematiksel bir karşılık bulunmamakta142, ama alınan primle sağlanan yardım arasında sıkı bir ilişki bulunan özel sigortada sosyal risklerle birlikte ekonomik riskler de karşılanmaktadır143.

Asıl amaç kar elde etmek olmayan sosyal sigortada dolayısıyla hizmet kalitesi düşük olup, buna karşılık asıl amaç kar elde etmek olan özel sigortada hizmet kalitesinin yüksek olması sosyal sigortanı yetersiz bulan sigortalıları daha iyi güvence almak için özel sigortaya yönlendirmektedir144. Kar amacıyla özel sigortalar, sosyal sigortaların kapsamındaki bütün riskleri sigortalamaktan kaçınmakta veya karı maksimize etme amacıyla riskin büyüklüğüne göre pirimin büyüklüğü esas alınarak ve riskle karşılaşma olasılığı fazla olan kişileri sigortalamak istememektedir145. Nitekim kar sağlayamayacak bir kısım sosyal riskleri sigorta etmekten kaçınan özel sigortaların primlerinin yüksek olması nedeniyle dar

140 UĞUR, Özel Emeklilik., s. 39; BOZER, Sigorta, s.12 141 TUNCAY-EKMEKÇİ, 2005, s. 121

142RİCHARDSON, J. Henry; İktisadi ve Mali Yönüyle Sosyal Güvenlik, (Çev. Turan YAZGAN), Fakülteler Matbaası, İstanbul, 1970, s. 63-64; BOZER, Sigorta.., s.12

143UĞUR, Özel Emeklilik, s. 39-45, ŞAKAR, İşveren, s. 12 144

ECER, Hayati; “Özel Sigortacılıkta Önemli Gelişmeler Sağlanmıştır” İşveren, C:HHVIII, S:8, Mayıs 1990, s.28.

gelirlilerin istifadesi mümkün olmayacağı ve bu gibi nedenlerle, bu sigortaların sosyal güvenliğe önemli bir katkı sağlayamayacakları söylenmiştir146.

Özel sigorta ilişkisi tarafların sözleşme özgürlüğü çerçevesinde bir sözleşmeyle kurulur. Sözleşmeyi yapıp yapmama konusunda muhatapla teklif edilen sözleşme yapıp yapmamakta serbesttirler. Bu durum sosyal sigorta için geçerli olmayıp yasanın öngördüğü şartların gerçekleşmesiyle kurumun ve çalışanın iradesinden bağımsız olarak otomatik olarak ilişki kurulmuş olur147.

Özel sigorta reşit ve mümeyyiz kişiler tarafından yapılabilmektedir. Nitekim temyiz kudretine sahip olmayanların yapmış olduğu işlem geçerli olmadığı gibi, temyiz kudretine sahip küçüklerin ve mahcurların yapmış olduğu işlem temsilcilerinin icazetiyle geçerli olmaktadır. Sosyal sigortada ise bu kuralın aksine temyiz kudreti aranmayarak yasal koşulların gerçekleşmesi aranacaktır. Bu doğrultuda temyiz kudretinin olması da şart olmadığı gibi, küçüklerin yapmış olduğu işlemler doğrultusunda sigortalı sayılabileceklerdir148.

2. Primsiz Rejim

Sosyal güvenlik sistemi ülkede yaşayan tüm vatandaşları kendi kapsamına alma oranına ve sağladığı edime göre başarılı olup olmadığı değerlendirilmelidir. Nitekim bu vatandaşların tamamının sosyal sigortalar kapsamında olması imkansız olduğundan, ülkede sosyal sigortaların kapsamı dışında kalan grupları veya sosyal sigortalara dâhil olup yeterince korunamayanları çeşitli sosyal risklere karşı korumak için sosyal yardım ve sosyal hizmetler müesseseleri kapsamında bu sorunlar çözmekte ve sosyal sigortaların kapsamı dışında kalan grupları veya sosyal

146 DALGIN, Karşılıklı Sigortalar, s. 48; TUNCAY, A. Can; Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri,

İstanbul, 1990, 2002, s. 12; DİLİK, Sait; Sosyal Güvenlik, Türk Tarih Kurumu Basımevi. 1991, s. 64- 65

147 SÖZER, Sosyal Sigorta, s. 31 148 SÖZER, Sosyal Sigorta, s. 32

sigortalara dâhil olup yeterince korunamayanları çeşitli sosyal risklere karşı korumaktadır149.

Primsiz rejime dâhil edilen “Sosyal Yardım” ve “Sosyal Hizmet” yöntemleri, primsiz rejim çerçevesinde en yaygın başvurulan tekniklerdir. Genellikle primli rejimlerin yanında primsiz rejimlerin sosyal güvenlik sistemimizin tamamlayıcısı olarak yerini aldığı ve uygulandığı görülmektedir. Primsiz rejimin belirleyici özelliği, yardımlardan yararlananların, bu yardımlar için yapılan giderlere katılmamaları oluşturur. Bu rejimin finansmanı, sadece devlet bütçesinden karşılanır. Primsiz rejim, genellikle, primli rejimin kapsamı dışında kalmış, sosyal korunmaya en fazla gereksinimi bulunanlara hizmet götürmeyi amaçlar150.

2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’nun 3. maddesine göre, sosyal hizmetler, kişi ve ailelerin kendi bünye ve çevre şartlarından doğan veya kontrolleri dışında oluşan maddi manevi ve sosyal yoksulluklarının giderilmesine ve ihtiyaçlarının karşılanmasına, sosyal sorunların ortadan kaldırılmasını ve hayat standartlarının iyileştirilmesini amaçlayan hizmetler bütünüdür.

Sosyal yardımlar ise, muhtaç kimselere yönelik olarak, zorunlu katılım ilkesine dayanmayan ya da katılma ile yapılan yardım arasında bir ilişki bulunmayan, devlet bütçesiyle ya da özel vergilerle finanse edilen kamu yardımları olarak tanımlanabilir151.

Genel olarak primsiz rejim kapsamında sosyal güvenliğin sağlanmasında “Sosyal Tazmin” ve “Sosyal Teşvik” araçlarının sosyal güvenli içinde değil de Sosyal Devlet kavramı içinde değerlendirilmesi yapılmış olsa da her iki aracı da

149 İZGİ, Berna Balcı; Sosyal Güvenlik Sisteminin Özel Tasarruflar Üzerindeki Etkisi: Türkiye Örneği Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 16, Sayı 1, 2007, s. 363

150 GÜZEL, Ali-OKUR, Ali Rıza; Sosyal Güvenlik Hukuku, 9. Baskı, İstanbul, Ekim 2003, s.581. 151 İZGİ, Sosyal Güvenlik Sisteminin Özel Tasarruflar Üzerindeki Etkisi, s. 363

dâhil ederek Sosyal Yardım ve Sosyal Hizmet araçları ile birlikte bu bölümde incelenmesi yerinde olacaktır152.

a) Sosyal Yardım

Gelişmiş ülkelerde genellikle, tarihi gelişim sürecinde sosyal sigortaların devriyeye girmesi sıralama olarak sosyal yardımlardan sonra gelmekte, öncelikle sosyal yardımlar gözlenmiş, sonra sosyal sigortalar kurulmuş ve günümüzde sosyal yardımlar hız kazanarak bir gelişim göstermiştir153.

Sosyal yardımlar, yerel ölçüler içinde minimum düzeyde dahi kendisini ve bakmakla yükümlü olduğu kişileri geçindirme olanağından yoksun kalmış bireylere, muhtaçlık tespitine ve kontrolüne dayalı olarak yapılan ve onları kendi kendilerine yeterli hale getirmek amacını taşıyan ayni-nakdi nitelikteki geçici veya sürekli, sistemli ve düzenli karşılıksız yardımlardır154.

Genellikle vergiler ile finanse edilen sosyal yardımlar; "geçinme güçlüğü içinde olan" ve "toplumdan dışlanma tehlikesiyle karşılaşan kişilerin", yoksul ve az gelirli insanların veya sosyal grupların yaşamlarının güvence altına alınması konusunda, kamu sorumluluğu ilkelerinin kabul edilmesinden doğmaktadır. Kavramın lafzından da anlaşılacağı üzere, nitelik olarak bir karşılık olmaksızın, gereksinim içinde bulunan kişileri kapsayan sosyal yardımlar müessesesi, yararlanan kişinin herhangi bir mali katkısı söz konusu olmadan tek yanlı olarak da kamu makamlarınca veya yasal yetki ve görev verilmiş gönüllü kuruluşlar tarafından yapılmaktadır155.

Ülkelere göre farklılık gösteren sosyal yardımlar kamu yardımı, milli yardım, yaşlılık, işsizlik ve diğer adlarla uygulanmakla birlikte yardım edilecek toplumun

152 GÜZEL-OKUR, 2004. s. 627; SÖZER, Sosyal Hukuk, s. 29-33

153ÇELİKOĞLU, Sosyal Güvenlik Sistemlerinin Finansman Yöntemleri, s.13 154

SGK, Sosyal Güvenlik Sistemi: Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, Nisan 2005

155DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Sosyal Hizmetler ve Yardımlar Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2001, s. 51

fakirlik derecesinin tespiti de ülkeden ülkeye göre farklılık arz etmektedir156. Bazı ülkeler, temelde İskandinavya kendi sosyal güvenlik sistemlerini bugün sosyal yardım kabul edilen programlarla başlatmış, daha sonra ise sosyal sigortaların ortaya çıkışına temel vesile teşkil etmiştir.

Kişinin ihtiyacı önem kazanmakta ve bunun belirlenmesi için bir yoklama yapılmaktadır. Sosyal sigortaların yetersiz kalması ve bunların kapsamı dışında kalan kesimlere sosyal koruma sağlamak amacıyla bu yardımlar zamanla artırılmış ve kapsamı genişlemiştir. Tanım içinde yer alan unsurlar ana hatlarıyla şöyledir157:

1. Programın tüm maliyeti devlet ve hükümetin bölgesel birimleri tarafından karşılanmaktadır.

2. Belirlenen ihtiyaç kategorileri ile ödenen yardımların yasal çerçevesi tespit edilmektedir.

3. Muhtaçlık ve derecesi önem kazanmakta ve bunun için araştırma yapılmakta veya genel ölçüler belirlenmektedir.

4. Sosyal yardımların günümüzde sayısı ve miktarı artmaktadır. Bu yardımlar, sosyal sigortaların yetersiz kaldığı veya ulaşamadığı durumlarda boşlukları doldurma işlevini yerine getirmektedir.

Sosyal yardım, esas olarak vergilerle finanse edilmektedir. Toplum içinde sosyal güvenceyi sağlamak adına çalışmayan ve muhtaç konumunda olan insanlara devletin yardım şarttır. Sosyal güvencesizliğin yoksunluğun toplumsal barışı ortadan kaldıracağı ve sosyal adaletsizliği yaratacağı gerçeğinden yola çıkılarak sistemin sosyal açıkları sosyal yardım gibi araçlarla kapatılmaya çalışılmaktadır.

156TUNA, Orhan-YALÇINTAŞ, Nevzat; Sosyal Siyaset, Der Yayınları, İstanbul, 1981, s. 129 157

KÜÇÜKKOCAOĞLU, Güray; Emeklilik ve Sigorta Fonları, 15,09.2008; ÇELİKOĞLU, İlyas; ”Sosyal Güvenlik Sistemlerinin Finansman Yöntemleri ve Türkiye Uygulaması”, DPT, Ankara, 1994, s. 13

b) Sosyal Hizmet

Sosyal hizmetler insanların kendi bünye ve çevre şartlarından doğan veya kontrolleri dışında oluşan maddi ve manevi sosyal yoksunluklarının giderilmesi, sağlık ve iyilik halinin geliştirilmesi, insanların kendilerine daha yeterli hale gelmeleri ve başkalarına bağımlı olma hallerinin önlenmesi, aile bağlarının güçlendirilmesinde önemli role maliktir. Ayrıca bireylerin, ailelerin, grupların veya toplulukların sosyal işlevlerini başarıyla yerine getirilmesi amacıyla gerçekleştirilen etkinlik ve programlar bütünü158 olarak sosyal hizmet toplumsal zaruretten veya ihtiyaçtan ortaya çıkan bu anlayış toplum içinde ihtiyacı olan insanlara karşılıksız veya kısmi karşılıksız olarak hizmet sunulmasını ifade etmektedir159.

Toplum içinde geniş bir hedef kitleyi kapsayacak niteliğe sahip sosyal hizmetler geniş bir uygulama alanına sahip olup birey, grup ve toplulukların gelişmesini, refah ve mutluluklarının sağlanmasını temel olarak amaçlamaktadır. Bu amaç çerçevesinde sosyal hizmetler, aileler, çocuklar, gençler, yaşlılar, engelliler, güç koşullardaki kadınlar, sığınmacı ve göçmenler, tıbbi ve psikiyatrik yönden yardıma muhtaç hastalar, sosyal sapma gösteren gruplar, suçlular, yoksullar gibi birey ve gruplar ile yerel düzeydeki toplumları gelişme ve değişmesi yönündeki hizmet ve yardım programlarını içermektedir160.

c) Sosyal Tazmin

Sosyal Tazmin, adından da anlaşılacağı üzere, tazminat özelliği bulunan bir yardım şeklidir. Ancak, sosyal yardımlar, tek taraflı olarak devletçe sağlanan bir yardım iken, sosyal tazmin, devletin üstlenmek zorunda olduğu bir durumu ifade etmektedir. Nitekim uğranılan zararın karşılığı olarak sunulması gereken edimleri ifade eden bu kavram yardım özelliği taşımadığı için, sosyal yardım kavramının

158 BARKER, Robert L.; The Social Work Dictionary, Silver Spring, Maryland, NASW Press, 1991’den Aktaran: DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Sosyal Hizmetler ve Yardımlar Özel

İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2001, s. 11. 159

ALİYEV, Mayis, Sosyal Hizmet Sosyal Teminat Hukukunun İnistutu Gibi, s. 8

160 DİLİK, Sait; “Sosyal Güvenlik ve Sosyal Hizmetler Arasındaki İlişkiler”, SBF Dergisi, Cilt: 35, Ocak–Aralık Ankara 1980, s. 74–75.

dışında tutulması gerekir. Örneğin vergilerle finanse edilmekte olup ve ilgili düzenlemelerde öngörülen durumlar meydana geldiğinde, kişiler için hak doğurucu nitelik taşımaktadır161.

Sosyal güvenlik yöntemleri birbirinden, gerek hizmet programı, gerek finansman yapısı, gerekse hizmet anlayışı ve türü açısından farklı niteliğe sahip olsalar bile, bu yöntemleri birbirinden ayırmak her zaman kolay olmamaktadır. Nitekim bu benzerlikler ülkelerarası terminolojide kavram kargaşasına sebebiyet vermekte olup, ülkelerin farklı iktisadi ve sosyal gelişmişliğinin o toplumun sosyal güvenlik yöntemlerinin boyutunu ve kavramsal içeriğini de etkileyerek bu kargaşaya sebep olduğu söylenebilir. Örneğin, ülkemizde mevcut olan "sosyal tazmin" kavramı yerine Almanya’da önceleri “devletçe bakılma” deyimi kullanılmıştır. Çocuk parası ve çocuk bakımı parası gibi devletçe herkese, yani varlıklı ailelere de sağlanan maddi destekler bir Refah Devleti olan Almanya'da Devletçe Bakılma kapsamında değerlendirilirken, ülkemizde bunlara benzer devlet destekleri olmadığı gibi, belirli sosyal kesimlere yapılan benzer destekler de Sosyal Teşvik olarak tanımlanmaktadır162. Ama Almanya’da da süreç içerisinde devletçe bakılma kavramı sosyal yardım kavramı gibi terk edilmiş, yerine rejim ve savaş sonuçlarından etkilenenlerden başka aşılanmadan, kan vermeden doğan zarar ve yaşam kurtaranların uğradıkları zararı da kapsamak üzere "sosyal tazminat" kavramı kullanılmaya başlanmıştır163.

d) Sosyal Teşvik

Sosyal Güvenliğin ulaştığı son aşama olarak ifade edilen “Sosyal Teşvik” kavramı, diğer yöntemlere göre daha yeni kavramdır. Sosyal yardımda olduğu gibi, kişilere asgari bir yaşam düzeyi sağlamanın ötesindedir ve klasik risklerin dışında kalan gereksinimlere cevap vermektedir. Örneğin, çocuk yardımı, kira yardımı,

161ÖZDEMİR, Süleyman; ‘Refah Devleti Ve Üstlendiği Temel Görevler Üzerine Bir İnceleme’, “Ab- Türkiye & Endüstri İlişkileri, (Der: Alpay Hekimler), Beta Yayım, İstanbul, 2004, s. 599; SÖZER, Sosyal Hukuk, s. 27;

162

SEYYAR, Ali; “Sosyal Güvenlik Nedir?”, http://www.sosyalsiyaset.com/documents/sg.htm, Erişim Tarihi–05.06.2008.

eğitim yardımı, mesleki geliştirme gibi devlet olanakları bunların başında gelmektedir. Bunların sağlanmasındaki amaç, kişiye belli bir yaşam standardı garantisinden ziyade, kişinin yaşam standardını bulunduğu noktadan daha yukarıya çekmektir164.

II. BAŞLICA SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİ VE TARİHSEL