• Sonuç bulunamadı

Topluma yeniden kazandırmayla ilgili olarak yapılan tüm açıklamalar tabii olarak akıl hastalığı olan kişiler için de geçerlidir. Fakat akıl hastalığı olan hükümlülerin diğer hükümlülere göre daha da dezavantajlı oldukları gerçeği de göz ardı edilmemelidir.

Damgalama ve toplum tarafından dışlanma, suç öncesi veya sonrası diğer hükümlülere göre daha fazla olmaktadır. Akıl hastalığı olan kişiler damgalamayla en çok karşı karşıya kalan grubu oluşturmaktadır.382

381 Personelin yetkinliği, hükümlülere davranışı ve görev anlayışı topluma yeniden kazandırma açısından büyük önem teşkil etmektedir. IŞIKTAÇ, s. 630.

İnfaz kurumlarında meslek edindirme faaliyetleri topluma yeniden kazandırma uygulamalarının büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Fakat uygulamada meslek edindirme faaliyeti altında yüksek oranda sadece el becerisi öğretimiyle sınırlı kalındığını söylemek mümkündür. BACAKSIZ, “Topluma Yeniden Kazandırma”, s. 4929.

382 Damgalanma en çok kabul gören tanımıyla, bir kişiyi tamamıyla olağan bir kişiden lekeli, küçümsenen bir kişiye indirgeyen, kişinin itibarını derinden sarsan durumdur.

Damgalanmayla ilgili ayrıntıllı bilgi için bkz. Erving GOFFMAN, Stigma: Notes on the Management of Spoiled Identity, Penguin, London 1963, s. 5-37.

Damgalamayla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Volkan MAVİŞ, “Damgalama ve Suç”, Kriminoloji Yazıları (Yayına Hazırlayan: Türkân YALÇIN SANCAR), Savaş Yayınevi, Ankara 2015 s. 75- 109.

Damgalanma sadece toplum tarafından gerçekleştirilir şeklinde bir kabul yanlış olacaktır çünkü damgalanmanın, toplum damgalaması, kişinin kendini damgalaması, kişinin sağlık

140 Akıl hastalığı olan hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması amacıyla atılması gereken ilk adım en başında ceza infaz kurumlarına girmelerinin önüne geçmek olmalıdır. Akıl hastalığı olan bir kişinin ceza infaz kurumunda bulunduğu süre boyunca özgürlüğünden mahrum olması, hâlihazırda kendisinde var olan akıl hastalığının daha ciddi boyutlara ulaşmasına kolaylıkla sebebiyet verebileceğinden, tahliye sonrası uyum sağlamada karşılaşılabilecek zorlukların da artması kaçınılmaz olacaktır. Bu sebeple ceza infaz kurumlarına girecek olan tüm hükümlülerin bu kurumlara girmeden önce herhangi bir akıl hastalığı olup olmadığının tespiti amacıyla detaylı bir muayeneden geçirilmeleri gerekir. Erken teşhisle akıl hastalığı olduğu anlaşılan hükümlünün ceza infaz kurumu yerine tedavi hizmeti alacağı bir sağlık kurumuna gönderilmesi, ileride karşılaşılabilecek ciddi sorunların önüne geçilmesi açısından atılması gereken bir adımdır.383

5275 sayılı CGTİHK m. 23/1-b’ de yer alan düzenlemede hükümlülerin gözlem sınıflandırılmasının gerçekleştirildiği merkezlerde bulunması gereken uzmanların sayısının “mümkün olduğunca” şeklinde ifade edilmesi yerine hükümlü başına belirlenmiş bir oranı işaret edecek şekilde yazılması uygulama açısından daha belirli kriterler oluşturulmasını sağlayacaktır.

profesyoneli tarafından damgalanması, bulunduğu kurum tarafından damgalanması gibi birçok türü vardır. Brian K. AHMEDANI, “Mental Health Stigma: Society, Individuals, and the Profession”, Journal of Social Work Values and Ethics, S. 8(2), 2011, s. 4-6;

Lindsay SHEEHAN/ Katherine NIEWEGLOWSKI/ Patrick W. CORRIGAN,

“Structures and Types of Stigma”, içinde The Stigma of Mental Illness- End of the Story?

(Ed.: Wolfgang GAEBEL/ Wulf RÖSSLER/ Norman SARTORIOUS), Springer 2017, s.

50-59.

383 United Nations Office on Drugs and Crime, Handbook on Prisoners with Special Needs, New York 2009, s. 28.

141 Akıl hastalığının varlığının ceza infaz kurumlarına girmeden önce tespit edilmesi kadar önemli bir diğer husus da, hükümlünün bu kuruma girdikten sonra infazı devam ederken söz konusu akıl hastalıklarından herhangi birine yakalanması durumunda ne yapılması gerektiğidir. Böyle bir durumda hükümlünün en kısa sürede kurumdan çıkarılması ve bir sağlık kurumuna geçişinin sağlanması gerekir. Her ceza infaz kurumunun bünyesinde hükümlülerin ruh sağlığını değerlendirmek adına psikoloji alanında yeterli uzmanlığa sahip bir sağlık hizmeti verebilecek bir ekip bulunması zorunludur.384 Aynı şekilde bu ekibin olası akıl sağlığına ilişkin problemleri önceden tespit edebilmesi gereklidir.385

İnfazı engelleyecek hastalık hâli başlıklı 5275 sayılı CGTİHK m. 81’de “kurum hekimi veya görevli hekim tarafından yapılan muayene ve incelemeler sonrasında hükümlünün cezasını yerine getirmesine engel olabilecek” hastalığının saptanması durumunda bu hususun kurum yönetimine bildirilmesi düzenlenmiştir. Şüphesiz akıl hastalıkları da bu maddede yer alan hastalıklar kapsamında değerlendirilmektedir.

Hükümlülerin ceza infaz kurumlarında hekimi görme sıklığı ve ceza infaz kurumlarının mevcut koşulları düşünüldüğünde, bu kurumlarda çalışan personelin de hükümlülerin stres ve kaygı düzeylerine ilişkin farkındalık sahibi olacakları şekilde donanımlı olmaları önemlidir. Personelin bu donanıma sahip olması ceza infaz kurumlarında yüksek oranda görülen intihar vakalarının önlenmesi açısından hayati bir önem taşır.386

384 United Nations Office on Drugs and Crime, The Nelson Mandela Rules, Rule 25, s.

8.

385 United Nations Office on Drugs and Crime, The Nelson Mandela Rules, Rule 76/d, s. 23.

386 United Nations Office on Drugs and Crime, Prisoners with Special Needs, s. 27.

142 Ceza infaz kurumlarının yöneticilerine ve personeline temel seviyede akıl sağlığıyla ilgili eğitim verilmeli, personelin insan haklarına ilişkin farkındalığı artırılmalı, damgalayıcı bir tutum içerisinde olmalarının önüne geçilmelidir. Bu şekilde akıl sağlığının hem personel açısından hem de hükümlüler açısından geliştirilmesi sağlanacak hem de intiharların önüne geçilmiş olunacaktır.

Ceza infaz kurumunda olmaktan, hapsedilmenin doğasından dolayı hükümlülerde birtakım stres merkezli rahatsızlıklar ortaya çıkabilir.387 Bu rahatsızlıklar için gerekli olan tedaviye en kısa sürede ulaşmazlarsa veya personel tarafından bu durum erken dönemde fark edilmezse, intihara kadar gidebilen ciddi sonuçlar meydana gelebilir.388

Hükümlülerin intihar oranı diğer insanlara göre daha fazla iken, akıl hastalığı olan hükümlülerin intihar etme oranı da akıl hastalığı olmayan hükümlülere göre daha fazladır.389 İntiharın önüne geçilebilmesi için personelin bu konuda eğitimli olması

387 Herhangi bir psikolojik sorunu olmayan bir kişi için bile özgürlüğünün kısıtlanması önemli kaynaklardan mahrum kalındığı için kişide ciddi anlamda stres oluşturabilecek bir durumdur. World Health Organisation- Department of Mental Health and Substance Abuse, Preventing Suicide in Jails and Prisons, 2007, s. 3, 4.

388 United Nations Office on Drugs and Crime, The Nelson Mandela Rules, Rule 30/c, s. 9; Council of Europe Committee of Ministers, States on the European Prison Rules, 47/2.

“İntihar veya kendine zarar verme riski ve uyuşturucu, ilaç veya alkol kullanımından kaynaklanan geri çekilme semptomları dâhil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere, hapis olgusunn getirdiği psikolojik veya diğer stress belirtilerinin tespit edilmesi ve bu kişiler için kişiselleştirilmiş tedaviler uygulanmasına özen gösterilmesi gerekir.”

389 Penal Reform International, Penal Reform Briefing No. 2- Health in the Prison:

Releasing the Right to Health, 2007, s. 4, 5.

Akıl hastalığı be intihar arasındaki ilişkiyle ilgili istatistikler için bkz. Louise BRADVICK, “Suicide Risk and Mental Disorders”, International Journal of Environmental Research and Public Health, S. 15(9), 2018, s. 1-4.

Tamamı akıl hastalığı olan kişiler üzerinde gerçekleştirilen bir çalışma olmamakla birlikte, 2002- 2015 yılları arasında ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerden

143 gerekir. Türkiye’de uygulamadaki yetersizlikler sebebiyle, personelin hükümlülerle kurduğu ilişkinin ve personelin donanımının böyle bir farkındalık için uygun ve yeterli olmadığı açıktır. Personelin hükümlüyü intihara götüren mevcut psikolojiyi anlaması, işaretleri önceden fark edebilmesi, yüksek risk ihtiva eden durumların bilgisine sahip olması, risk altında olan bireyleri tanıyabilmesi, fark ettikleri durumları zaman kaybetmeden ilgili kişilere bildirmesi gerekir.390 Yapılan bir çalışmaya göre ceza infaz kurumlarında intihar eden kişilerin yüzde 95’inde, tedavi edilmesi mümkün psikiyatrik rahatsızlıklar tespit edilmiş391 olması; ceza infaz kurumlarında akıl hastalığı olan kişilerin intiharlarının önlenebilir olduğu fakat bahsedilen altyapı sorunları, fiziki imkânsızlıklar, personelin bu hususta eğitimi olmaması, topluma yeniden kazandırma faaliyetlerinin çok sınırlı bir alanda kalması sebebiyle önlenemediği sonucu üzücü bir biçimde ortaya çıkmaktadır.

Bu hususta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin Çoşelav/Türkiye392 kararı oldukça önemlidir. Söz konusu davada AİHM, Sözleşme m. 2’nin393 ihlal edilip

511’inin intihar ettiği görülmektedir. Bu sayı ceza infaz kurumlarında intihar vakalarının önemini açıkça ortaya koymaktadır. Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi, Cezaevleri Raporu, Türkiye Barolar Birliği Yayınları No:336, Ankara 2017, s. 38.

390 Ceza infaz kurumlarında çalışan personelin intiharı önleme konusunda yapabileceği ve yapması gereken eylemlerin, kısa ve uzun vadede nasıl gerçekleşeceğine ilişkin rehber için bkz. Penal Form International, Mental Health in Prison A short Guide for Prison Staff, 2018, s. 18-20.

391 United Nations Office on Drugs and Crime, Prisoners with Special Needs, New York, s. 17.

392AİHM, Çoşelav v. Türkiye Kararı, Başvuru No: 1413/07, 9 Ekim 2012.

393 Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m. 2:

Yaşam Hakkı

144 edilmediğini araştırmıştır. Mahkeme, ölüm tarihinden önce 2 kez intihar teşebbüsünde bulunmuş olan; ceza infaz kurumundaki koğuşunda rahat edemediğini, çevresiyle anlaşamadığını, kendisini öldürme düşüncelerine sahip olduğunu birçok kez ifade etmiş olan 16 yaşındaki Bilal Çoşelav’ın intihar sonucu yaşamını yitirdiği olayda; ceza infaz kurumu personelinin, psikolojik olarak sağlığının yerinde olmadığı açıkça belli olan Bilal Çoşelav’ı yeteri kadar takip etmemelerinin görev ihlali olduğuna karar vermiştir.

Çoşelav’ın daha önceki intihar girişimlerinde sadece revirde kontrol edilmiş olmasının

“gerekli tıbbi bakım”ın yapıldığı anlamına gelmediği; intihar girişimleri sonrası bir ceza verilmemiş olsa da hakkında disiplin soruşturması açılmasının, kendi talebi üzerine olsa dahi kimlikteki yaşı 18’in altında olmasına rağmen yetişkin hükümlülerin olduğu bir koğuşa nakledilmesinin, iki intihar girişiminden sonra hücre duvarına kafasını vurarak kendisini yaralamasından sonra tek başına bir hücreye yerleştirilmesinin hatalı olduğuna karar verilmiştir. Gerçekten de psikolojik durumuna ilişkin bu denli belirgin emareler gösteren bir hükümlünün tek başına olacak şekilde bir hücreye yerleştirilmesi

1. Herkesin yaşam hakkı yasayla korunur. Yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın infaz edilmesi dışında, hiç kimsenin yaşamına kasten son verilemez.

2. Ölüm, aşağıdaki durumlardan birinde mutlak zorunlu olanı aşmayacak bir güç kullanımı sonucunda meydana gelmişse, bu maddenin ihlaline neden olmuş sayılmaz:

a) Bir kimsenin yasa dışı şiddete karşı korunmasının sağlanması;

b) Bir kimsenin usulüne uygun olarak yakalanmasını gerçekleştirme veya usulüne uygun olarak tutulu bulunan bir kişinin kaçmasını önleme;

c) Bir ayaklanma veya isyanın yasaya uygun olarak bastırılması

145 hükümlünün hâlihazırda kötü olan psikolojik durumunun alevlenmesine sebebiyet verecektir.394

İntihar girişimlerinden sonra sadece revirde kontrol edilerek koğuşa geri gönderilmesi ve ailesinin kendisini ziyaret etmek için gelmediğini, parası olmadığını bu nedenle çalışmak istediğini belirtmesinin ardından; bu hususta gerekli tedavinin, meslek edindirme çalışmalarının yapılmamış olması, intihar girişiminden sonra daha fazla personelin denetim için koğuşa gönderilmesinin mümkün olmasına rağmen gönderilmemesi Bilal Çoşelav’ın engellenebilir intiharının engellenememesine neden olmuştur. Tüm bunların sonucu olarak Mahkeme, “…ulusal makamların Bilal Çoşelav’ın yaşam hakkını koruyamadıkları gerekçesiyle, Sözleşme’nin 2. maddesinin esas bakımından ihlal edildiği” kanaatine varmıştır.

Yine Mahkeme başka bir kararında, intihar etme riski olan bir akıl hastası hükümlünün olduğu bir olayda; bu risk ceza infaz kurumunda çalışanlar tarafından bilinmesine rağmen, hükümlünün tıbbi kayıtlarındaki eksiklikler ve intihar riski olması, hükümlünün izlenmesinin etkili bir şekilde yapılmaması ve bu durumda olan bir

394 United Nations Office on Drugs and Crime, The Nelson Mandela Rules, Rule 43-46, s. 13,14; Penal Form International, Mental Health in Prison A short Guide for Prison Staff, 2018, s. 17.

146 hükümlüye durumu bilinirken disiplin cezası uygulanmasını Sözleşme m. 3’ün395 ihlali olarak nitelendirmiştir.396

Sonuç olarak AİHM, hükümlülerin sağlık durumlarının izlenmesi, gereken tıbbi yardım hizmetinin hükümlülere sağlanması hususunda devletlere pozitif bir yükümlülük yüklemektedir.

C. TÜRKİYE’DE AKIL HASTALIĞI OLAN SUÇ İŞLEMİŞ KİŞİLERİN