• Sonuç bulunamadı

B. AKIL HASTALIKLARININ SINIFLANDIRILMASI VE UYGULAMADA

IV. AKIL HASTALIĞI OLUP OLMADIĞI TARTIŞMALI DURUMLAR

İhtiras, kişinin dış dünyayla arasındaki bağın bozulduğu ve algıda ortaya çıkan bozukluklardan dolayı dış dünyayı sadece bir yönüyle algılayan devamlılık arz eden bir durumu ifade eder. Olağan akışta kişilerin ihtiraslarına karşı koyabilmeleri gerektiği için, ihtirasları akıl hastalığı başlığının altında açıklamak mümkün değildir.204

İnsanların karar almalarına etki eden sevgi, kin, nefret, intikam gibi başlıca ihtiras hâlleri kişide ne kadar yoğun olursa olsun isnat yeteneği üzerinde bir etkisi olmadığından, kişinin cezai sorumluluğunu ortadan kaldıracak bir nitelik göstermesi mümkün değildir.205 Akıl hastalığı ve ihtiras kavramları birbirinden farklı anlamlara sahip

203 Yargıtay 4. Ceza Dairesi E. 2014/18201, K. 2018/13981, T. 12.07.2018: “Sanığın, temyiz dilekçesi ekinde sunduğu ilaç kullanım raporunda epilepsi hastalığı olduğunun belirtilmesi karşısında, TCK'nın 32. maddesi gereğince "akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiillerle ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış veya önemli derecede azalmış olup olmadığı konusunda yöntemince rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi zorunluluğu…”

204 DÖNMEZER/ ERMAN, s. 174; Faruk EREM, “Adalet Psikolojisi Bakımından Heyecan ve İhtiraslar”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 2, S. 4, 1945, s.

50- 79.

205 Karşılaştırmalı hukukta karşı konulamayan kuvvet olarak ifade edilen ve ihtiras durumunu da içeren kategoride bulunan durumlar akıl hastalığı kapsamında değerlendirilebilmektedir. EREM/ DANIŞMAN/ ARTUK, s. 522.

74 kavramlardır. Fakat bunların farklı anlamlara sahip olmaları iki durumun bir arada görülemeyeceği anlamına da gelmemektedir. Akıl hastasının ihtiras hâli içerisinde bir suç işleyebilmesi mümkündür.206

B. CANAVARCA HİS

5237 sayılı TCK m. 82/1-b’de kasten öldürme suçunun nitelikli hâli olarak düzenlenen canavarca his; acımasız, kötü ve zalim bir şekilde fiilin işlenmesini ifade etmektedir.207 Suçun canavarca hisle işlenmesi durumunda failin fiili işlerkenki hissine ilişkin ahlaki kötülüğünün yoğunluğu kanun koyucu tarafından cezanın artırılması sonucunu doğurmuştur.208

Mülga TCK m. 450/3’te209 yer alan canavarca his sevki ifadesi, kaynağını 1889 tarihli İtalyan Ceza Kanunu m. 366/3’ten almıştır.210 Doktrinde canavarca hissin hem

206 Faruk EREM, Adalet Psikolojisi, Sevinç Matbaası, Ankara 1977, s. 129.

207 Mehmet Emin ARTUK/ Ahmet GÖKÇEN, Ceza Hukuku Özel Hükümler, B. 19, Adalet Yayınevi, Ankara 2021, s.

Düzenlemenin gerekçesinde açıklama olarak “Kişinin acıma hissi olmaksızın bir başkasını öldürmesi hâlinde canavarca hisle öldürme söz konusudur. Canavarca hisle öldürmenin arzettiği özellik, öldürmenin vahşi bir yöntemle gerçekleştirilmesidir. Kişinin yakılarak, uyurken kulağının içine kızgın yağ dökülerek ya da vücudu parçalanarak öldürülmesi, buna örnek olarak gösterilebilir.” ifadesi yer almaktadır. Bkz.

https://https//www2.tbmm.gov.tr/d22/1/1-0593.pdf, (E.t.: 21.04.2020).

208 Sulhi DÖNMEZER, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, B. 17, Beta Basım Yayın, İatanbul 2004, s. 51.

209 Hem mülga TCK hem de 5237 sayılı TCK’da madde metninde canavarca hissin tanımı yapılmamış bu kavramın içeriğinin belirlenmesi mahkemelere bırakılmıştır. BAYINDIR, Türk Ceza Hukukunda Akıl Hastalığı, s. 65.

210 Mehaz kanunda yer alan sadece ifadesinin kanunda yer almaması sebebiyle akıl hastalığı ve canavarca hissin birlikte bulunabileceği savunulmuştur. Çünkü İtalyan

75 ağırlaştırıcı neden teşkil edip hem de akıl hastalığı olması sebebiyle bir indirim nedeni teşkil edip edemeyeceğine ilişkin tartışmalarda bir görüş; canavarca his kavramının sebebi olmadan211 insan öldürmeyi ifade ettiğini ve bunu da akıl sağlığı yerinde olan bir kişi yapmayacağı için canavarca hissin bir ağırlaştırıcı neden olarak alınmasının hatalı olduğunu savunmuştur.212 Bu görüş bilimsel temelden yoksun olduğu kadar doğuştan suçlu213 kavramını tekrar gündeme getirecek kadar da tehlikelidir.214

İsabetli olan görüşe göre; failin kendisine özgü psikolojik bir durum olan fakat akıl hastalığı olarak değerlendirilemeyecek olan canavarca hissin ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenmesi yerindedir ve akıl hastalıklarının bir kısmında bu tarz düşünceler

Yargıtayı’nın içtihatlarında, cezanın canavarca hissin varlığından dolayı artırılabilmesi için bu hissin suçun işlenmesi üzerinde etkili olan tek etmen olması gerektiği, etkisi hafif dahi olsa başka bir saikin varlığı hâlinde canavarca hissin varlığından dolayı cezada bir arttırıma gidilemeyeceği kabul görmüştür. DÖNMEZER, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, s. 5.

Somut olayda failde başka bir saikin bulunmasının failin, canavarca hisle hareket etmesini ortadan kaldırdığına ilişkin görüş ve canavarca hisle ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Erdal YERDELEN/ Mehmet Beyhan SEÇKİN, “Canavarca Hisle Öldürme”, Ceza Hukuku Dergisi, C. 15, S. 44, s. 789- 830. anlamına karşılık gelmektedir ve canavarca his kavramı, suçun hiçbir sebep yokken işlenmesi kavramından farklıdır. Bu yönde Yargıtay kararı için bkz. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2001/ 4274, K. 2002/ 361, T. 06.02.2002 kararı.

212 Akt. Faruk EREM, Ümanist Doktrin Açısından Türk Ceza Hukuku C. IV Özel Hükümler, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, Ankara 1985, s. 355.

213 Laura ZAVATTA, “Neuroscience as Revival on Lombroso’s Theories”, Journal of Law and Criminal Justice, C. 3, S. 1, 2015, s. 116, 117.

214 EREM, Özel Hükümler, s. 356.

76 zaten var olabileceğinden215 bu iki durumun bir arada uygulanabilmesi mümkün değildir.216

C. PSİKOPATİ

Psikopatinin akıl hastalığı sayılıp sayılmadığı ve bu çerçevede ceza sorumluluğu üzerindeki etkisinin ne olduğu hususunda tartışmalar uzun yıllardır sürdürülmektedir.

Psikopati tıp bilimi çerçevesinde kimi yazarlarca anstisosyal kişilik bozukluğu başlığı altında incelenirken217 kimilerince antisosyal kişilik bozukluğundan farklı bir durum olarak ele alınmıştır. Esasında hem ICD-11 hem DMS-V’te kişilik bozuklukları başlığının bir parçası ya da tanı kriteri olarak sosyopati veya psikopatiye yer vermiştir.218

215 EREM, Adalet Psikolojisi, s. 128.

216 SELÇUK, “Karşılaştırmalı Hukuk”, s. 420.

217 Bkz. https://www.healthline.com/health/psychopath, (E.t.: 21.04.2020).

Antisosyal kişilik bozukluğuna sahip iki kişinin işlediği suça ilişkin yapılan karşılaştırma için bkz. Özer KENDİ/ Atlas BOGENÇ/ Yaşar BİLGE/ Kemalettin ACAR/ İbrahim TUNALI, “İki Antisosyal Kişilik Bozukluğu Vakasının Adli Tıp Yönünden Değerlendirilmesi”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 47, S.1, 1998, s.

163-169.

218 Psikopati, sosyopati DSM-V’te bir tanı kriteri gibi gösterilmiş ve psikopati için dipnotta özel bir açıklama yapılmıştır. Bkz. DSM-V, s. 659.

ICD-11’ de psikopati kişilik bozuklukları üst başlığında tanımlanamayan kategorisinde yer almaktadır. Bkz.

https://icd.who.int/browse11/l-m/en#/http://id.who.int/icd/entity/941859884/mms/unspecified?view=G0, (E.t.: 22.

05.2021)

77 Fakat psikopatinin niteliğine ilişkin herhangi kesin bir sonuca ulaşılamamıştır ve bir akıl hastalığı olacak şekilde tanı kitaplarında yer aldığı söylenemez.219

Ceza hukuku alanında psikopat olarak adlandırılan kişilerin ceza sorumluluğunun nasıl olması gerektiği hususu geçmişte tartışmalı olduğu gibi günümüzde de hâlâ tartışmalıdır. Bir grup yazar, psikopatların isnat yeteneklerinin etkilenmediğini dolayısıyla ceza sorumluluklarının tam olduğu görüşünü savunmuştur.220

Bu görüşün karşısındaysa, tanının şiddetli bir şekilde seyri söz konusuysa, psikopatinin bir akıl hastalığı olduğu ve kişinin isnat yeteneği üzerinde ortadan kaldıracak şekilde etkili olabileceği ve bu nedenle bu kişilerin cezai sorumluluğu bulunmayacağından isnat yeteneğinin tamamen ortadan kalkmasına ilişkin düzenlemenin uygulanması gerektiği görüşü yer almaktadır.221

219 Psikopatinin akıl hastalığı statüsünde olması gerektiğine ilişkin bkz. Liane J.

LEEDOM/ Linda Hartoonian ALMAS, “Is Psychopathy a Disorder or an Adaption”, Frontiers in Psychology, C. 3, 2012, s. 1-3.

220 ÜNVER, Ceza Hukukunda Akıl Hastalığı, s. 138; ÖNDER, Ceza Hukuku Dersleri, s.

285.

Bu görüşün savunulmasının temel motivasyonunu, psikopat olan kişilerin suç işlemelerinin önünün açılması, tekerrür durumunun artacak olması ve bu vesileyle de toplumun tehlikeye gireceğine yönelik endişeler oluşturur. Nejat AKGÜN, Adli Psikiyatri, Ankara 1987; Füsun SOKULLU AKINCI, Kriminoloji, B. 15, Beta Basım Yayın, İstanbul 2021, s. 172- 174.

Esasında eski dönemdeki psikopatiye ilişkin bu endişeler, psikopati kavramının tıbbi olarak açıklığa kavuşturulamamış olması ve toplumda genel yaşayış içerisinde aykırı davranan veya antisosyal nitelikte olan hareketleri gerçekleştiren herkese psikopat tanımlamasıyla yaklaşılmış olmasından kaynaklıdır.

221 EREM, Adalet Psikolojisi, s. 128.

Bazı durumlarda psikopatinin TCK m. 32/2 kapsamında değerlendirilebileceği görüşü için bkz. CENTEL/ ZAFER/ ÇAKMUT, s. 378.

78 Psikopatinin kesinlikle bir akıl hastalığı olarak kabul edilemeyeceği görüşü, yakın zamanda yapılan araştırmalar ve bu araştırmalardan ortaya çıkan sonuçlar çerçevesinde öncesine göre daha az desteklenmektedir. Bu araştırmalarda psikopat olarak nitelendirilen kişilerin esasında fizyolojik olarak düşünme şekilleri üzerinde bir kontrole, empati ya da ahlaki değer yargısı gibi birtakım özelliklere sahip olmadıkları sonucu ortaya konmuştur.

Bu gelişmelerden sonra söz konusu tanının esasında akıl hastalığı kategorisinde yer alması gerektiğine ilişkin bir anlayış yükselişe geçmiştir.222

Psikopatinin ceza hukukunda isnat yeteneği ve ceza sorumluluğuna ilişkin bir değerlendirmesinin yapılabilmesi için öncelikle bu hususun tıp biliminin uzmanları tarafından açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Tıp alanındaki sözü edilen son gelişmeler dikkate alındığı zaman psikopatinin asosyal kişilik bozukluğu tanısının bir parçası olarak veya tek başına bir tanı biçiminde yer alması fark etmeksizin, kişinin düşünce yapısı üzerindeki gerek fizyolojik gerek psikolojik etkileri göz önünde bulundurulduğunda, somut olayda kişinin psikopati tanısının isnat yeteneği üzerinde etkisinin TCK m. 32 çerçevesinde belirlenmesi gerekmektedir.

D. HİPNOTİK TELKİNLER

Hipnotik telkinlerin vasfının ne olduğu, hipnoz hâlinin meydana gelişi, hipnozun herkes üzerinde etkili olabilen bir yöntem olup olmadığı ve hipnoz etkisinde olan kişinin

222 Nöroloji ve hukuk alanında sorumluluk için bkz. Nicole A. VINCENT, Neurosicience and Legal Responsibility, Oxford University Press, Oxford 2013; Nigel EASTMAN,

“Neurosicience and Determination of Criminal Responsibility”, Nature Reviews Neurosicience, C. 7, 2006, s. 311- 318; Stephen J. MORSE, “Neuroscience, Free Will, and Criminal Responsibility”, Faculty Scholarship at Penn Law, 2015, s. 251- 286.

79 cezai sorumluluğunun ne olacağı hususları hem tıp hem hukuk doktrininde oldukça tartışmalı hususlardır. Psikoloji alanında önde gelen ekollerden birine göre hipnotizma patolojik bir hâli ifade eder ve kişi bu hâldeyken işlediği suçlardan sorumludur. Diğer bir ekole göreyse hipnotizma bir çeşit uyku hâlidir ve kişiler bu hâldeyken istemsizce, verilen telkinlere uyarlar bu nedenle de söz konusu uyku hâlinde olan kişinin hipnotik telkin altındayken işlediği suçtan sorumlu olması mümkün değildir.223

Türk ceza hukuku doktrininde bazı yazarlar hipnozu akıl hastalığı başlığı altında incelerlerken224 bu görüşe katılmayan diğer yazarlar daha isabetli olarak bu hususun geçici nedenler başlığı altında incelenmesi gerektiği görüşündelerdir.225

Hipnozla ilgili değinilmesi gereken bir diğer husus da hipnozun iradi olup olmamasına ilişkindir. Kişinin kendi iradesi dışında hipnotize edilmesi söz konusu olduğunda bu kişinin isnat yeteneğinin bulunmadığı kabul edilmelidir. Fakat burada hipnoz yoluyla kişinin hareketlerini etkileyen kişi fail olarak cezalandırılacaktır.226

Bir kimseyi hipnotik telkinle yönlendirerek o kişinin suç işlemesine sebebiyet verilmesi durumunda dolaylı faillik gündeme gelecektir.227 Failin bir suç işlemek amacıyla isteyerek hipnotizma etkisi altına girerek bir suç işlediği durumdaysa sebebinde

223 ULUTÜRK, s. 105.

224 DEMİRBAŞ, Ceza Hukuku Genel Hükümler, s. 357; Mehmet Emin ARTUK/ Ahmet GÖKÇEN/ M. Emin ALŞAHİN/ Kerim ÇAKIR, Ceza Hukuku Genel Hükümler, B. 11, Adalet Yayınevi, Ankara 2017, s. 506.

225 ARTUK/ GÖKÇEN/ YENİDÜNYA, s. 554; TOROSLU/ TOROSLU, s. 418.

226 DÖNMEZER/ ERMAN, C. II, s. 172.

227 Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan dolaylı fail de faildir ve akıl hastalığı olan kişiyi bir suçu işletmek üzere kullanması durumunda da dolaylı faillik dolayısıyla sorumluluk gündeme gelecektir. YALÇIN/ KÖPRÜLÜ, s. 523, 524.

80 serbest hareket kuramı uygulama alanı bulacaktır ve kişi işlediği suç bakımından sorumlu olacaktır. Bu iki hâl dışında değinilmesi gereken bir diğer husus da bir kişinin tedbir almadan veya kendisine güvenerek hipnotik telkin altına girmesidir. Bu durumda suç işleyen kişi taksir kuralları gereği sorumlu olacaktır.228

E. UYKUYA/UYANMAYA İLİŞKİN BOZUKLUKLAR

Türk ceza hukuku doktrininde, uykuya ve uyanmaya ilişkin bozukluklar arasında ceza hukukunun uygulama alanına giren bir bozukluk olarak uyurgezerlik; uyku sırasında ortaya çıkan, karmaşık, amaçsız hareketleri ifade eder. Kişinin bu esnada etrafındakilerle iletişim kurmadan, yatağından kalkarak etrafta dolandığı ve genellikle de yatağına geri döndüğü, dakikalar içerisinde son bulan bu nöbet sonrasında kişi sabah uyandığında gece olanları hatırlamaz. Nöbet esnasında kişilerin etrafındakilere ciddi zarar verme ihtimali söz konusudur.229

Uyurgezerlerin, nöbet durumunda gerçekleştirdikleri davranışları isteyerek gerçekleştirdiklerini söylemek mümkün değildir, bu nedenle nöbet anında isnat yeteneklerinin bulunmadığını söylemek doğru olacaktır.230 Fakat kişinin uyurgezer

228 DEMİRBAŞ, Ceza Hukuku Genel Hükümler, s. 344, 345.

229 Başaran DEMİR, “Uyku Bozuklukları”, Türkiye Tıp Dergisi, C. 9, S. 3, 2002, s. 124.

230 EREM, Adalet Psikolojisi, s. 121- 123.

81 olduğu durumda işlediği fiilden dolayı kendisine dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından dolayı bir sorumluluk atfedilebiliyorsa, cezalandırılması mümkündür.231

Türk ceza hukuku doktrininde uyurgezerliği patolojik bir özelliğe sahip olduğu gerekçesiyle bir tür akıl hastalığına benzeyen bir durum olarak kabul eden görüş mevcuttur.232 Bu hususta daha isabetli olan görüşse uyurgezerliğin bir geçici neden olduğuna yönelik görüştür.233

F. PARAFİLİK BOZUKLUKLAR

Atipik cinsel ilgiyi anlatmak üzere kullanılan bir kavram olan parafili234 bir cinsel zevk kaynağının veya buna bağı olarak gerçekleştirilen bir cinsel aktivitenin akıl hastalığı olarak sınıflandırılmasının nasıl belirleneceğine dair önemli bir sorunun235 kilit noktasında bulunur.236 Parafili, cinsel uyarılmanın ve hazzın alışılmamış cinsel

231 Bu konuda örnek olarak çocuğunun yanında uyuyan fakat gerekli tedbirleri almadığı için uyurken çocuğunun ölümüne sebebiyet veren anne verilmiştir. Naci ŞENSOY, “Akli Maluliyetin İlmi Cepheden Tetkiki”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 7, S. 1, s. 172.

232 ARTUK/ GÖKÇEN/ YENİDÜNYA, s. 506; ARTUK/ GÖKÇEN/ ALŞAHİN/

ÇAKIR, s. 506, DEMİRBAŞ, Ceza Hukuku Genel Hükümler, s. 357.

233 TOROSLU/ TOROSLU, s. 418.

234 Christian C. JOYAL, “Controversies in The Definition of Paraphilia”, Journal of Sexual Medicine, C. 15, S. 10, 2018, s. 1.

235 Charles MOSER, “When Is an Unusual Sexual Interest a Mental Disorder?”, Journal of Sexual Medicine, 2009, s. 323- 325.

236 Michelle McMANUS ve diğerleri, “Paraphilias: Definition, Diagnosis and Treatment”, F1000Prime Reports, 2013, C. 5(36), 2013, s. 1-6.

82 davranışlarla sağlanması şeklinde ortaya çıkan bir davranıştır.237 Literatürde birçok parafili çeşidi bulunmasına rağmen DSM-V’te belirli sayıda parafiliye yer verilmiştir.

Bunun sebebi de adli vaka olarak uygulamada sıklıkla karşılaşılabilecek olan parafili türlerine yer verilmesinin tercih edilmiş olmasıdır.238 DSM-V, atipik cinsel ilgi olan parafiliyle, bir akıl hastalığı sayılan parafilik bozukluğun farkını ortaya koyabilmek için belirli tanı kriterleri oluşturmuştur. Bunun sebebi de parafilinin adli uygulayıcılar tarafından istismara fazlasıyla açık olmasının ve parafilinin psikolojik temeller yerine sosyal düzen ve kişi güvenliği çerçevesinde açıklanmaya çalışılıyor olmasının verdiği endişedir.239

237 ICD-11’de parafilik bozukluklar akıl hastalıkları kategorisinde yer almaktadır.

https://icd.who.int/browse11/l-m/en#/http://id.who.int/icd/entity/2110604642?view=G0, (E.t.: 30.04.2021).

238 Parafili çeşitleri için bkz. DSM-V, s. 685.

239 Bu endişelerin sebebi uygulamada cinsel motivasyonla suç işleyenlerin hapsedilmesi veya tedaviye sevk edilmesi hususunda bir orantısızlığın ortaya çıkmasına ilişkindir.

McMANUS ve diğerleri, s. 1-6.

Adli kurumların parafilinin tanımlanması konusunda tanı kitapları üzerindeki etkisine ilişkin ayrıca bkz. Nesrin DUMAN, “Parafililer ve DSM’lerdeki Seyri”, Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, C. 9, S. 16, s. 1287- 1306.

Toplumun cinsel dokunulmazlığa karşı suçların cezalandırılmasına ilişkin olan endişesi ve bu endişenin de adli kurumlara yansıması sonucunda bir politika aracına dönüşen kimyasal kastrasyon tartışmalarına ilişkin bkz. Hassen SEDKAOUI/ Etienne MULLET,

“Mapping French People’s Views on Chemical Castration of Child and Adolescent Sex Offenders”, Universitas Psychologica, C. 15, S. 3, 2016, s. 1- 7; Florence THIBAUT/

Paul COSYNS/ John Paul FEDOROFF/ Peer BRIKEN/ Kris GOETHALS/ John M.

W. BRADFORD & The WFSBP Task Force on Paraphilias, “The World Federation of Societies of Biological Psychiatry (WFSBP) 2020Guidelines for the Pharmacological Treatment of Paraphilic Disorders”, The World Journal of Biological Psychiatry, C. 26, S. 6, 2020, s. 1- 79; Baran KIZILIRMAK, “Kimyasal Kastrasyonun Cinsel Suç Faillerine Uygulanabilirliği Üzerine Kapsamlı Bir İnceleme”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C. 25, S. 2, Prof. Dr. Ferit Hakan Baykal Armağanı, 2019, s. 1025- 1071.

83 Parafili konusunda dikkat edilmesi gereken durum, her parafilik davranışın parafilik bozukluk teşkil etmeyeceğidir. Bir kimsenin gösterdiği parafilik davranışın, bir bozukluk olarak nitelendirilebilmesi için belirli kriterleri sağlaması gerektiğinden, cinsel dokunulmazlığa karşı bir suç işlenmesi durumunda failin göstermiş olduğu parafilik davranış, bozukluk olarak nitelendirilecek tanıları karşılamıyorsa, failin sahip olduğu akıl hastalığı nedeniyle isnat yeteneğinin etkilendiğinin söylenmesi veya tartışılması doğru olmayacaktır çünkü fail esasında akıl hastası dahi değildir. Fakat tanı kriterlerini taşıyan ve parafilik bozukluk olarak nitelendirilen bir durum söz konusuysa akıl hastalığı olacağı için isnat yeteneğinin etkilenmesi söz konusu olabilecektir.

Parafilik bozukluklar hususunda ceza hukuku uygulamasında yapılması gereken öncelikle kişinin bu tanıya sahip olup olmadığını tespit etmektir. Ardından kişi bu tanıya sahipse dahi, suçu işlediği anda bu tanının etkisinde olup olmadığı ve buna ek olarak davranışlarının sonuçlarını anlayacak durumda olup olmadığına yönelik çok aşamalı bir inceleme yapılmalıdır. Çünkü parafilik bozukluk tanısına sahip kişilerin cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar bakımında bundan dolayı anlama ve isteme yeteneğine sahip olmadıkları gibi genel bir kabul yanlıştır.240

240 Youmna MAKHLOUF ve diğerleri, “Legal and Policy Considerations in Lebanon Related to Proposals for Paraphilic Disorders in World Health Organization's International Classification of Diseases Manual, 11th Version”, The Journal of Sexual Medicine, 2020, s. 12.

Yakın zamanda yayınlanan ICD-11’de parafilik bozukluk kavramına ilişkin bir sınflandırma ve içerik değişikliğine gidilmiş olması da ceza hukuku uygulaması açısından değişikliklere gidilmesi ihtiyacını doğurmuştur. MAKHLOUF, s. 1-14. Almanya örneği için bkz. Peer BRIKEN ve diğerleri, “Current Legal Situation for Patients with Paraphilic disorders and Implications of the ICD-11 for Paraphilic Disorders for Germany”, The Journal of Sexual Medicine, 2019, s. 1621. Meksika örneği için bkz. J.

Nicolás Ivan MARTÍNEZ-LÓPEZ ve diğerleri, “Legal and Policy Implications in

84 Türk ceza hukuku uygulamasında parafili hususunda fazla karar bulunmamaktadır. Parafilik bozukluk kavramının kapsamıyla ilgili fikir ayrılıkları olsa da241 Yargıtay, pedofili tanısı olduğunu iddia eden fail hakkında yerel mahkemece gerekli araştırma yapılmaması durumunu bir bozma sebebi saymıştır.242

G. PREMENSTRÜEL SENDROM

Adet öncesi sendrom olarak da bilinen, kısaca PMS olarak ifade edilen premenstrüel sendrom, menstrüel döngünün ikinci yarısından menstrüasyon başlangıcına

Mexico of Changes in ICD-11 Paraphilic Disorders”, The Journal of Sexual Medicine, 2019, s. 1623- 1637.

241 TCK md.226/4 kapsamında doğal olmayan yoldan yapılan cinsellik kapsamında parafilik bozukluklara ilişkin Yargıtay kararı için bkz: Yargıtay Ceza Genel Kurulu E.

2014/14-60, K. 2016/157, www.kazanci.com (E.t.: 27.03.2021).

242 Yargıtay 14. Ceza Dairesi E. 2018/4053, K. 2018/5532: “Sanığın hazırlık beyanlarında "pedofili" hastası olduğunu beyan ettiği, müdafiininde sanıkta akli dengesizlik olduğunu bildirdiği, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde bu hususu değerlendirmediği gibi sanık hakkında herhangi bir rapor da alınmadığının anlaşılması karşısında, suç tarihi itibarıyla sanıkta TCK'nın 32/1 ve 32/2. maddeleri kapsamına girebilecek herhangi bir akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı, şayet varsa bu sebeple işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamayacağı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalıp azalmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan veya Adli Tıp Kanununun 7 ve 23.

maddelerine göre oluşturulmuş üniversite hastane heyetinden rapor alınarak sonucuna göre 5237 Sayılı Kanun'un 32/2 ve 57. maddeleri de nazara alınmak suretiyle sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulduğunun anlaşılması nedeniyle…”

85 kadar süren, adet görmeyle birlikte süreç içerisindeki fiziksel ve psikolojik semptomları243 kaybolan bir bozukluğu ifade etmektedir.244

PMS’nin akıl hastalığı olup olmadığı tartışmasının yapılmasından önce menstrüel döngüye ilişkin bozukluklardan olan adet öncesi duygusal bozukluk olan PMDD ve adet öncesi alevlenme olan PME’nin anlaşılması gerekmektedir. PMDD, esasında PMS’nin semptomlarının intihara varan düşüncelere sevk edecek şekilde şiddetli görülmesini ifade eder ve DMS-V’te yer alan bir depresif bozukluktur.245 Bu nedenle akıl hastalığı

PMS’nin akıl hastalığı olup olmadığı tartışmasının yapılmasından önce menstrüel döngüye ilişkin bozukluklardan olan adet öncesi duygusal bozukluk olan PMDD ve adet öncesi alevlenme olan PME’nin anlaşılması gerekmektedir. PMDD, esasında PMS’nin semptomlarının intihara varan düşüncelere sevk edecek şekilde şiddetli görülmesini ifade eder ve DMS-V’te yer alan bir depresif bozukluktur.245 Bu nedenle akıl hastalığı