• Sonuç bulunamadı

Tek Elden Satın Alma Yükümlülüğü

Belgede Akaryakıt bayilik sözleşmesi (sayfa 128-132)

2.2 Tarafların Hak ve Yükümlülükleri

2.2.3 Bayinin Hak ve Yükümlülükleri

2.2.3.1 Satın Alma Yükümlülüğü

2.2.3.1.3 Tek Elden Satın Alma Yükümlülüğü

Akaryakıt bayilik sözleşmesinde, bayinin sözleşme konusu akaryakıt ürünlerini sadece sözleşmenin karşı tarafı olan dağıtım şirketinden almakla yükümlü olması durumunda “tek elden satın alma” yükümlülüğünden bahsedilir471. Bayilik sözleşmesi niteliği itibariyle “tek

elden satın alma” kaydı içeren sözleşmelerin alt türüdür. Ancak akaryakıt bayileri için tek elden satın alma yükümlülüğü bir mecburiyettir472. Bu sebeple, PPK. m. 8’e göre; bayiler,

dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetlerini yürütmek durumundadırlar. Dolayısıyla akaryakıt bayilik lisansı sahipleri, bayisi oldukları dağıtıcı haricinde başka bir dağıtıcıdan akaryakıt temin edemezler (PPLY. m. 38/d)473. Zira akaryakıt

sektöründe bayinin tek elden satın alma yükümlülüğünün karşılığı olarak, dağıtım şirketinin de, başka dağıtıcının bayilerine ve bayilik lisansı olmayan kimselere akaryakıt tedarik etmeleri yasağı söz konusudur474. Ayrıca dağıtım şirketi nihai kullanıcılara da ürün tedarik

edemez.

470Kuntalp, Ard Arda, s. 21.Burada sürekli nitelikteki bayilik sözleşmesinden farklı olarak sözleşme geleceğe etkili olarak feshedilmez. Sadece dönme söz konusu olur.

471Benzer tanım için; Tek Elden Satın Alma Anlaşmaları; “birisi yeniden satıcı ve diğeri sağlayıcı olmak üzere, yalnız iki teşebbüsün taraf olduğu ve anlaşmada belirtilen malları yeniden satmak amacıyla sadece sağlayıcıdan veya onunla bağlantılı bir teşebbüsten ya da sağlayıcının mallarını satma görevi verdiği başka bir teşebbüsten satın alma konusunda yapılan anlaşmalardır”; Rekabet Terimleri Sözlüğü; www.rekabet.gov.tr; e.t. 02.10.2014.

472Tek elden satın alma yükümlülüğü ilişkin yükümlük LPG piyasası için mevcuttur. Bkz; Yargıtay 19. HD, E. 2010/11195; K. 2011/4457; T. 6.4.2011 kararı “5307 sayılı "Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 7/1. maddesine göre bayilerin tek bir dağıtıcı ile sözleşme yapma zorunlulukları bulunmaktadır”; (KBİBB, 5307/m. 7).

473

Tek elden satın alma mecburiyetinin istisnası, dağıtım lisansı sahibinin lisansının iptal edilmesi veya faaliyetinin geçici olarak durdurulması halinde söz konusu olur. PPLY m. 37/son’a göre “ Bayiler, bayisi oldukları dağıtıcının lisansının iptal edilmesi halinde, sözleşmenin feshini beklemeksizin başka bir dağıtıcı ile sözleşme imzalayarak lisans tadil başvurusunda bulunurlar. Bayiler, bayisi oldukları dağıtıcının faaliyetinin geçici olarak durdurulması halinde ise, dağıtıcının yeniden faaliyete geçmesini beklemeksizin, faaliyetinin geçici olarak durdurulduğu süre ile sınırlı olmak ve lisanslarını tadil ettirmek kaydıyla başka bir dağıtıcıdan akaryakıt temin edebilir.

474 Bu konuda daha önceden, Akaryakıt Dağıtım ve Pazarlama Şirketlerinin Kurulmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kararın Uygulanmasına Dair Tebliğ (PİGM-2002/7) bulunmaktaydı. Bu tebliğe (m. 5) göre, akaryakıt Dağıtım ve Pazarlama Şirketleri, bayilerinin bir başka bayiye akaryakıt satışı yaptığının tespiti halinde, bayilerinin:

a- Birinci tespitte 7 gün, b- İkinci tespitte 15 gün,

c- Üçüncü tespitte 30 gün, süre ile akaryakıt ikmalini durduracak ve d- Dördüncü tespitte ise bayilik anlaşmasının feshi yoluna gidecektir.

Bayi ile dağıtım şirketi arasındaki anlaşmada bayinin, nihai kullanıcılar haricinde diğer bayilere ürün tedarik edilmesi halinde sözleşmenin feshedileceğine ilişkin bir hüküm oyması pek tabidir. Böyle bir düzenleme sözleşme özgürlüğünün doğrudan sınırlandırılması niteliğinde ve gereksiz bir düzenlemeydi. Bu tebliğ; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 10/10/2005 tarihli ve 8226 sayılı yazısı üzerine, Bakanlar Kurulu’nca 24/10/2005 tarihli ve 2005/9592 sayılı karar ile kaldırılmıştır.

Tek elden satın alma yükümlülüğü, marka içi rekabeti sınırlayıcı niteliktedir. Ancak bunun haricinde piyasaya yeni girecek dağıtım şirketleri açısından sakıncalı sonuçları bulunmaktadır. Meselâ, dağıtım şirketleri lisans başvurularında asgarî yıllık 60.000 ton beyaz ürün (benzin, motorin) dağıtım planı ile bayi bilgilerini EPDK’e vermek mecburiyetindedir. Bu sebeple dağıtım şirketi, tek elden satın alma zorunluluğu kapsamında yeni bayiler ile anlaşmak zorunda kalır. Bunun sonucunda dağıtım şirketi piyasaya girişte oldukça güç bir durumla karşı karşıya kalır.

Tek elden satın alma sözleşmelerinin Rekabet Hukuku bakımından da incelenmesi gerekmektedir. Bu husus öncelikle Rekabet Hukuku bakımından tek marka sınırlanması başlığında ele alınmaktadır. Tek marka anlaşmalarından kasıt, alıcının belli bir ürün veya ürün gruplarından ihtiyacının tamamını veya önemli bir kısmını tek bir sağlayıcıdan karşılamasını öngören sözleşmelerdir. Bunun haricinde, alıcının bir malla birlikte şart olarak, tamamen farklı bir malı da almasını teşvik eden veya bu tür bir yükümlülük getiren bağlama anlaşmaları da bu kapsamda değerlendirilmektedir. 2002/2 sayılı tebliğde de belirtildiği üzere, tek marka sınırlamaları (rekabet etmeme yükümlülüğü, miktar zorlaması gibi), sağlayıcının pazar payının % 40’ın altında olduğu ve anılan sınırlamanın beş yılı aşmadığı durumlarda hukuka aykırılıktan muaf tutulmuştur475

.

Tek elden satın alma sözleşmelerine ilişkin AB Rekabet Hukuku’nda da düzenlenmeler mevcuttur. Roma Anlaşması m. 81/3’de dikey anlaşmalara ve uyumlu eylemlere tatbik edilmesi hakkında 22 Aralık 1999 tarihli ve 2790/1999 (AB) sayılı Komisyon Tüzüğü’nde tek elden satın alma sözleşmeleri hakkında tanımlar ve düzenlemeler mevcuttur. Tek elden satın alma sözleşmeleri, rekabeti sınırlayıcı nitelikte hükümler ihtiva etmektedir. Bu sebeple, tek elden satın alma sözleşmeleri, AB Kurucu Roma Anlaşması m. 81/1 hükmü kapsamında sayılır. Fakat ticarî hayatta bu tür kayıtlar içeren anlaşmalar

475

Rekabet etmeme yükümlülüğünün pazar üzerindeki rekabeti bozucu etkilerini belirlemede önemli unsurların başında “sağlayıcının pazardaki konumu” gelmektedir. Genellikle bu yönde bir yükümlülük sağlayıcılar tarafından konulur ve sağlayıcı benzer anlaşmaları diğer alıcılarla da yapmıştır. Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuz, p. 118.

Sağlayıcının pazardaki konumu yanında uygulanan rekabet etmeme yükümlülüğünün kapsamı ve süresi de anılan değerlendirmede çok önem kazanmaktadır. Sağlayıcının satışlarının tek marka anlaşmasından kaynaklanan kısmı arttıkça, eş deyişle bağlı pazar payı arttıkça, pazarda kapama riski de artacaktır. Benzer şekilde rekabet etmeme yükümlüğünün süresi arttıkça pazarın kapanması o oranda artacaktır. Hakim durumda olmayan teşebbüsler tarafından yapılan ve rekabet etmeme yükümlülüğünün süresi bir yıldan az olan anlaşmaların, genel olarak hissedilir derecede rekabeti bozma etkisi olmadığı kabul edilir. Hakim durumda olmayan teşebbüslerin bir ila beş yıl arasındaki rekabet etmeme yükümlülüğü içeren anlaşmalarının muafiyet alabilmeleri bu anlaşmaların rekabeti azaltıcı ve artırıcı etkilerinin dengelenmesine bağlıdır. Öte yandan beş yılı aşan bu yöndeki anlaşmalar birçok yatırım türü için ileri sürülen etkinliklere ulaşmak için gerekli görülmez veya bu etkinlikler pazar kapama etkisini dengelemeye yeterli değildir. Bkz. Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuz, p. 119. Akaryakıt gibi tek bir yerde birden fazla marka satmanın hukuken imkânsız olduğu alanlarda bu durumda pazar kapama etkisi sözleşme süreleri sınırlandırılarak hafifletilebilir.

vazgeçilmezdir. Bu sebeple 1983/83 sayılı ve 1984/83 sayılı tüzüklerle tek elden satın alma sözleşmelerine grup muafiyeti tanınmıştır.

Grup muafiyeti tanınan tüzüklerden; 1984/83476

sayılı Komisyon Tüzüğü, tek elden satın alma sözleşmelerine ilişkin tanımlar ve piyasasının özel niteliğinden dolayı bira dağıtımı ve akaryakıt dağıtımına ilişkin hükümler ihtiva etmektedir. Bu düzenlemelere göre, dikey ilişkide sözleşme konusu ürünlerin üçüncü kişilerden alınmaması ve istasyonlarda teşhir edilmemesi kararlaştırılabilir. Ancak sözleşme konusu olmayan ürünler için tek elden satın alma sözleşmesi ile üçüncü kişilerden ürün alınmasına engel olunamaz. Bu kapsamda, dağıtıcının kiraladığı veya işletme hakkını verdiği istasyonda, bayilik sözleşmesi olduğu sürece bayi, tek elden satın alma sözleşmesi hükümleri gereğince, ürünleri sadece dağıtıcıdan temin eder. Ancak, bayilik sözleşmesinin sona ermesinden itibaren artık başka dağıtıcılarla tek elden satın alma sözleşmesi yapabilir ve önceki dağıtıcı ile arasındaki kira veya işletme sözleşmesi ile bayilik sözleşmesi arasında bir bağlantı kurulamaz477

.

2.2.3.2 Sadakat Yükümlülüğü 2.2.3.2.1 Genel Olarak

Bayilik sözleşmesi gibi güven ilişkisinin sıkı olduğu sürekli borç ilişkilerinde tarafların birbirlerine karşı sadakat yükümlülükleri mevcuttur478. Bayiler dağıtım şirketinin

markası altında faaliyetlerde bulundukları için, bunların davranışları doğrudan doğruya dağıtıcının marka değerini etkilemektedir. Bu sebeple, bayiler dağıtım şirketinin standartlarına, kimlik ve imajına uygun davranmak mecburiyetindedirler479. Dağıtıcının

sadakat yükümlülüğü karşılığı olarak, bayi de dağıtıcının menfaatlerini korumakla yükümlüdür480

.

Akaryakıt bayisi ile dağıtıcı arasındaki sürekli sözleşme gereğince, taraflar, birbirlerinin güvenini sarsıcı hareketlerden kaçınmalıdırlar. Bayinin dağıtıcının menfaatleri

476 Commission Regulation (EEC) No:1984/83 of 22 June 1983 on the Application of Article 85(3) of the Treaty to Categories of Exclusive Purchasing Agreements, OJ (1983) L 173/5.

477Esin, Arif; Rekabet Hukuku, İstanbul 1998, s. 115.

478 Sözleşmelerde bayilik faaliyetleri sayıldıktan sonra bu faaliyetler sırasında bayinin dağıtıcının menfaatlerini korumakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Örnek olarak şu kayıtlar mevcuttur: “Bayi, iş bu sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesinde basiretli bir tüccar gibi özenle davranıp, tutum ve davranışlarıyla dağıtıcının prestij, ticarî sır ve menfaatlerini korumakla mükelleftir. Bayi’nin dağıtıcınınprestij ve menfaatlerini sarsıcı hareketlerde bulunması fesih ve dağıtıcının doğan zararlarını tazmin sebebidir”.

479 Dağıtım şirketinin kimlik ve imajına uygun davranma yükümlülüklerin tek başına rekabete aykırı olmadığı; ancak diğer sınırlamalarla birleştikleri zaman rekabeti sınırlayıcı nitelikte olma ihtimallerinin olabileceği konusunda; bkz. Aslan, Enerji, s. 206.

480Kochs, s. 26; Ulmer, s. 410; Meyer, s. 421; Tandoğan, C. 1/I, s. 44; İşgüzar, s. 79; DemirGökyayla, s. 155; Poroy/Yasaman, s. 269; Şenol, s. 93; Topçuoğlu, s. 62.

koruması, sözleşmenin ana yükümlülüklerinden birisidir481. Bu sebeple, bayi sözleşme

süresince sürekli olarak sadakat yükümlülüğüne uygun şekilde davranışlarda ve faaliyetlerde bulunmalıdır482. Ayrıca bu yükümlülüğün sözleşmede özel olarak kararlaştırılmasına da gerek

yoktur483. Özellikle akaryakıt sektöründeki bayilik sözleşmeleri gibi, bayi ile dağıtım şirketinin markası arasında bütünleşmenin etkili olduğu sözleşmelerde bu yükümlülüğün kapsamı daha da geniştir484

.

Bayi ile dağıtım şirketinin menfaatleri bazı durumlarda çatışabilir. İşte bu gibi durumlarda dağıtım şirketinin menfaatlerinin bayinin menfaatlerine göre öncelikli olduğu ileri sürülmüştür485. Ancak böyle bir durumda tarafların aralarındaki menfaat dengesi somut olayın

özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmelidir486. Çünkü menfaatleri koruma

yükümlülüğünün ihlâl edilmesi, tarafların arasındaki güven ilişkisini sarsacağı gibi, dağıtıcı tarafından sözleşmenin feshi için haklı sebep teşkil edebilir487

.

Sadakat yükümlülüğü temel nitelikte bir yükümlülüktür. Bu sebeple, bayinin sadakat yükümlülüğü kapsamında bilgi verme, verilen talimatlara uyma, sır saklama ve rekabet etmeme yükümlülüğü mevcuttur. Diğer bayilik sözleşmelerinden farklı olarak akaryakıt sektöründe ürüne herhangi bir katkı yapılmaması yükümlülüğü de sadakat yükümlülüğü kapsamında değerlendirilmektedir. Bu konu, akaryakıta katkı yapmama yükümlülüğü başlığı altında ayrıntılı olarak incelenmiştir.

481İşgüzar, s. 80; Şenol, s. 94; Kıl, s. 96. Tek satıcılık sözleşmesinde sadakat yükümlülüğünün münhasır satış hakkından kaynaklandığını ileri süren görüş mevcuttur; bkz. Meyer, s. 117. Ancak münhasırlık içermeyen bayilik sözleşmelerinde de sadakat yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sebeple, bu görüş uygun değildir. 482

Meyer, s. 146.

483 TTK m. 109/1’e göre acente, müvekkilinin işlerini görmek, menfaatlerini korumakla yükümlüdür. Bu kanuni yükümlülük kapsamında menfaatleri koruma yükümlülüğünün ayrıca kararlaştırılmasına gerek yoktur; bkz. Kaya, s. 110. Bu hüküm kıyas yoluyla bayilik sözleşmeleri için de uygulanacaktır. Ancak bu çerçeveyi aşan - Mesela ardiye, yaygın reklâm gibi- yükümlülüklerin taraflarca ayrıca kararlaştırılması gerekmektedir; Kayıhan, s. 62.

484Meyer, s. 117.

485Ulmer, s. 410; İşgüzar, s. 80; Şenol, s. 94. “Bayinin menfaatleri koruma yükümlülüğü çerçevesinde kendi müşterilerine karşı satış sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmelidir. Kendi müşterilerine karşı sorumsuzluk kayıtları koyamaz. Kendisi ile üretici arasındaki satış sözleşmesinde üretici, tek satıcıya karşı hangi oranda sorumluluk sütlenmişse, tek satıcı da o oranda sorumluluk üstlenmelidir”; DemirGökyayla, s. 155.

Yargıtay 11. HD; E. 2009/250; K. 2010/6100; T. 31.05.2010 kararında “davacı, dizel yakıt satın almak istediğini söylediğini, buna rağmen kredi kartıyla ödeme yaparken araca yakıt olarak benzin konulduğunu, biraz ilerledikten sonra arıza yapması sonucu durumu anladığını, zararının doğduğunu ileri sürmüştür. Aracın hangi yakıtla çalıştığına dair yeterli uyarı mevcuttur. Esasen, davalı akaryakıt işleticisinin basiretli bir tacir olarak hangi aracın ne tür yakıtla çalıştığını bilebilecek personel istihdam etmesi gerekmektedir” denilmiştir; (KBİBB, 818/m. 41).

486DemirGökyayla, s. 156; Şenol, dn. 356.

487Ulmer, s. 411. Yargıtay HGK; E. 2001/19-526; K. 2001/572; T. 4.7.2001 kararı şu şekildedir: “Tek satıcılık sözleşmelerinin niteliği gereği başka firmalara ait mal satışının az ya da çok olması sözleşmeye aykırılık yönünden önem taşımaz. Başka firmanın malının bir kez ve çok az miktarda satılmış olması dahi tek satıcının sadakat yükümlülüğüne ters düşer ki bu hal sözleşmeye aykırılık oluşturduğundan haklı fesih sebebi sayılır”; (KBİBB, 818/m. 20, 96).

Belgede Akaryakıt bayilik sözleşmesi (sayfa 128-132)