• Sonuç bulunamadı

1.7 Türkiye Dağıtım Modeli ve Sözleşmenin Tarafları

1.7.1 Dağıtıcı

Akaryakıt konulu bayilik sözleşmesinin taraflarından olan dağıtıcı, PPK. m. 2/f. 11’de tanımlanmıştır. Bu tanıma göre dağıtıcı, akaryakıt dağıtım yetkisi olan ve lisansına işlenmesi halinde depolama, taşıma, ihrakiye ve madeni yağ üretimi işlemleri yapan sermaye şirketidir. Bayilik sözleşmesi, dağıtım zincirinin farklı seviyelerindeki teşebbüsler arasında yeniden satım amacıyla yapılmaktadır. Kural olarak bu dağıtım zincirinin üst seviyesinde yer alanlar; sağlayıcı, dağıtıcı veya üretici olarak adlandırılır. Ancak akaryakıt bayilik sözleşmesinde, dikey ilişkinin üst seviyesinde sadece dağıtıcılar faaliyet gösterebilir.

“Dağıtıcı” kavramından ayrı olarak dağıtıcının yapabileceği faaliyetler, PPK. m. 2/f. 12’de tanımlanmıştır. Buna göre, dağıtım faaliyetleri serbest kullanıcılara akaryakıt toptan satışı ve ikmali dâhil bayilere akaryakıt satış ve ikmal faaliyetlerinin bütünüdür. Görüldüğü gibi, dağıtım faaliyetlerinden anlaşılması gereken, dağıtıcının bayi ile yapacağı sözleşme çerçevesinde bayiye tedarik edeceği akaryakıt satış ve ikmal faaliyetleridir.

PPK. m. 7’de, dağıtıcının faaliyetlerine ilişkin emredici hükümler ihdas edilmiştir. Bu hükümler, piyasa faaliyetlerinin düzenlenmesi, tüketicinin hizmet ve ürün kalitesinin ayarlanması, kaçak akaryakıtın önlenmesi gibi sebeplerden kaynaklanmıştır. Dağıtım şirketlerinin, dağıtım faaliyetlerini yerine getirebilmesi için her şeyden önce dağıtım lisansına sahip olmaları gerekir. PPLY. m. 7’de dağıtıcının lisans alabilmesi için belirli malî yeterliliklere sahip olmaları gerekir276

. Kanun koyucu bu düzenleme ile dağıtıcı olarak faaliyet gösterecek kimsenin, malî açıdan güçlü olmasını istemiştir. Sektörün ve ürünün maliyetleri birlikte değerlendirildiğinde bu beklentinin haksız olduğu söylenemez. Çünkü dağıtıcı, kendi dağıtım ağını oluştururken bayilere bir takım bedeller (intifa, kira vs.) ödemektedir. Bunun haricinde istasyonlarda kullanılan ekipmanlar dağıtıcı tarafından

275 Akaryakıt bayilik sözleşmelerinde, sözleşmenin karşı tarafını seçme özgürlüğünün sınırlandırılmış olduğu söylenebilir. Sözleşme özgürlüğünün sınırlandırıldığı bu gibi durumlarda belirli koşullara sahip kimseler ile sözleşme yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Buna göre bayi, lisanslı bir dağıtıcı ile dağıtıcı ise lisanslı ve herhangi bir dağıtım şirketi ile anlaşması olmayan bayi ile bu sözleşmeyi akdedebilir.

276 PPLY. m. 7’de rafinerici, iletim, depolama, işleme, dağıtıcı ve ihrakiye teslimi lisanslar için 6102 sayılı TTK. hükümleri doğrultusunda kurulmuş bir anonim şirket veya limited şirket olma zorunluluğu ve dağıtıcı lisansı için asgarî ödenmiş sermayesinin 10.000.000 TL olması gerektiği düzenlenmiştir.

sağlanmaktadır. Hatta dağıtıcı tarafından bayilerine yeni kurulan istasyon maliyetleri ve kredi gibi destekler de verilmektedir.

Dağıtıcı için de bayiler gibi tek elden satın alma mecburiyetine benzeri bir yükümlülük söz konusudur277

. Bu kanunî yükümlülüğe göre, dağıtıcı, kendi mülkiyetindeki istasyonlar ve sözleşme ile dağıtım ağına dâhil ettikleri bayiler haricinde başka akaryakıt dağıtıcılarının bayilerine dağıtım yapamazlar.

Dağıtıcı, kendi adına ve hesabına hareket eden bayilerle (DODO) anlaşabileceği gibi, kendi mülkiyetinde kuracağı bayiler278

(COCO) ile de akaryakıtı tüketiciye ulaştırabilirler. Ancak, PPK. m. 7’de dağıtım şirketlerinin kendi işlettikleri istasyonlara ilişkin bir sınırlama getirilmiştir. Bununla birlikte, söz konusu sınırlama satış miktarına dairdir. Buna göre, dağıtıcının kendi işlettiği istasyonlar aracılığı ile yaptığı satışlar, toplam yurtiçi pazar payının % 15’inden fazla olamaz. Bu düzenlemenin amacını ekonomik veya idarî sebeplerle açıklamak mümkün değildir. Kanun koyucu bu düzenleme ile piyasada rekabetin artması veya piyasanın regülâsyonu gibi herhangi bir amaç gözetmeksizin salt olarak bayilik müessesesini korumak amacıyla hareket etmiştir.

Dağıtım şirketlerine getirilen bir diğer sınırlama yurtiçi pazar paylarına ilişkindir. Buna göre, bir dağıtım şirketinin pazar payı, toplam pazar payının % 45’inden fazla olamaz. Taslak m. 6’da yer alan düzenleme ile PPK. m. 7’de dağıtıcılar için getirilen %45’lik yurt içi pazar payı sınırlamasının, %30’a indirilmesi öngörülmektedir. 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Taslağına İlişkin Rekabet Kurumu Görüşünde bu tür sınırlamaların uygun olmadığı belirtilmiştir279

. Kurumun görüşünde buna gerekçe olarak sayılan sebepler; petrol piyasasının doğal yapısı, pazar payını

277 Bayinin tek elden satın alma yükümlülüğünü ihlâl etmesi aynı zamanda sözleşmenin ihlâli niteliğindedir. Ayrıca bu yükümlülüğü ihlâl eden bayiye idari para cezası uygulanır. Ancak akaryakıt dağıtıcısının kendi istasyonları ve dağıtım ağına dahil olan bayiler haricinde satış yapmama yükümlülüğünün ihlâli, bayilik sözleşmenin ihlâli niteliğinde değildir. Çünkü dağıtıcı ile bayi arasında tek elden dağıtım sözleşmesi yoktur. Bu yükümlülüğü ihlâl eden dağıtıcıya, PPK. m. 19/c f. 3’e göre idari para cezası verilmektedir.

278

PPK.’da dağıtıcıların “kendi mülkiyetindeki istasyonlar” (PPK. m. 7), “kendi işlettikleri istasyonlar” (PPK. m. 7/son), ifadelerinin yanı sıra “dağıtıcılar, kendi işlettikleri akaryakıt bayileri” ifadesi (PPK. m. 17) de yer almaktadır. Şüphesiz ki akaryakıt dağıtım şirketlerinin maliki oldukları istasyonları “bayi” olarak nitelendirmek mümkün değildir. Çünkü bu istasyonlar, kendi adına ve hesabına değil; aksine dağıtım şirketinin adına ve hesabına satış yaparlar. Ayrıca bu istasyonlarda, bayilik sözleşmesinde olduğu gibi yeniden satış söz konusu değildir. Bu sebeple, söz konusu istasyonların kullanıcıya akaryakıt ulaştırmaları “bayilik sözleşmesi” değil alelade “satış” sözleşmesidir.

279 “…Petrol piyasasının, normal şartlar altında, bu tip pazar kısıtları içeren düzenlemelerle şekillenmesini gerektiren bir husus olmadığı söylenebilir. Zira elektrik ve doğal gaz gibi piyasaların aksine, petrol piyasası doğal tekel özelliği sergilemeyen bir piyasadır. Öte yandan, bir piyasada etkin şekilde çalışan bir firmanın çeşitli pazarlama stratejileri ile pazar payını yükseltmesi ve bunun da ötesinde hâkim duruma geçmesinde bir sakınca da bulunmamaktadır. Kaldı ki, serbest piyasa ortamında firmaların etkin ve rekabetçi faaliyet göstermelerindeki en büyük teşvik edici unsur, firmaların pazar paylarını artırarak daha fazla kar edebilme şanslarının bulunmasıdır. Bu nedenle, kural olarak, bu tür piyasalarda pazar payına sınır getirmek gibi yapısal düzenlemelere ihtiyaç bulunmadığı düşünülmektedir”; 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Taslağına İlişkin Rekabet Kurumu Görüşü, s. 3.

hesaplanmanın zorluğu ve söz konusu pazar payının aşılması halinde ne gibi yaptırımların veya tedbirlerin uygulanacağının bilinememesi gösterilmiştir280. Akaryakıt piyasasında,

elektrik ve doğalgaz piyasasının aksine, dağıtım şirketlerinin pazar payları dikkate alındığında rekabetin kendiliğinden oluştuğu söylenebilir. Ayrıca EPDK tarafından yıllık rapor şeklinde yayınlanan son üç yılın (2012, 2013, 2014)281

sektör raporları incelendiğinde, ilk on şirketin pazar paylarında ufak tefek artış veya azalma görülmekle birlikte önemli bir değişiklik bulunmamaktadır. Bu veriye dayanarak, dağıtım şirketlerinin sayısındaki artışın, piyasada rekabet ortamının oluşmasına katkı sağladığı söylenebilir. Bu bakımından % 45’lik pazar payının Taslakta % 30’a indirilmesi, sektör verileri dikkate alınarak bu oranın revize edildiğini göstermektedir.

Kanaatimizce, serbest piyasa ekonomisi dikkate alındığında dağıtım şirketlerinin kendi paylarını artırma hedeflerinin önüne getirilen bu sınırlamanın uygun olmadığı düşünebilir. Ancak piyasanın rekabetçi ortamının sürekli olarak sağlanması gerekliliği, akaryakıt sektöründe (millî ve milletlerarası alanda) güncel nitelikteki riskler, piyasa kırılganlığı ve piyasanın büyük oyuncuları ile yeni lisans alan dağıtım şirketleri arasındaki malî uçurum gibi konular birlikte ele alındığında, bu düzenlemenin yerinde olduğu söylenebilir.

EPDK tarafından hazırlanan raporlarda pazar payı hesaplamasının; benzin, motorin, fuel oil ve diğer ürünlerin toplam satış miktarı üzerinden yapıldığı anlaşılmaktadır. Ürün bazlı toplam satış miktarı dikkate alınarak yapılan hesaplanmanın pazar payının belirlenmesi bakımından yerinde olduğu düşünülmektedir. Ancak, Rekabet Kurumu’nun görüşünde de belirttiği gibi, bu oranın aşılması halinde ne gibi yaptırımların olacağının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Kanaatimizce, pazar payı sınırlamasının dağıtıcı tarafından aşılması halinde kanunda, dönemlik olarak (üç aylık veya yıllık) bir idarî yaptırım öngörülmelidir.

Dağıtım şirketleri için getirilen bir diğer emredici düzenleme ise, PPK. m. 9’dur. Bu hükme göre, dağıtıcılar için belirli miktarda asgarî satış yükümlülüğü söz konusudur. Buna göre dağıtıcılar, lisans başvurularından itibaren yıllık asgarî 60.000 ton beyaz ürün (benzin, motorin) satışı yapmaları gerekir. Taslakta, dağıtıcılar için asgarî satış yükümlülüğüne ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak söz konusu Taslak m. 3/b’de asgarî satış yükümlülüğüne ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği ifade edilmiştir. Bu ifadeden de anlaşıldığı üzere, Taslak ile asgarî satış yükümlülüğü kaldırılmak istenmemektedir. Bunun yerine bu yükümlüğün devam edeceğini ancak miktarının ne

280 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Taslağına İlişkin Rekabet Kurumu Görüşü, s. 3, 4.

olacağının yönetmeliğe bırakıldığı kabul edilmiştir282. Ancak asgarî satış miktarının

belirlenmesinin yönetmeliğe bırakılması, AY. m. 13 ve 35’e aykırıdır. Çünkü AY. m. 13 ve 35/2’ye göre, mülkiyet hakkı ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Bu sebeple, mülkiyet hakkına getirilen sınırlamalar mutlaka kanun ile yapılmalıdır. 1982 Anayasası sistematiğinde temel hak ve hürriyetler içerisinde düzenlenen mülkiyet hakkının kanun haricinde herhangi bir hukuk normu ile sınırlandırılması, AY. m. 13 ve 35’e aykırılık teşkil eder.

Dağıtıcılar için düzenlenen asgarî satış yükümlülüğünün sebebi, piyasada faaliyet gösterecek dağıtıcıların malî bakımdan güçlü şirketler283

olmaları gerektiği düşüncesidir. Buna göre dağıtım şirketlerinin belirli büyüklükte bir dağıtım ağına ve bayi sayısına sahip olmaları gerekmektedir. Bu sebeple, dağıtım firmalarının lisans başvurularında asgarî satış miktarına ilişkin dağıtım projeksiyonu ve bayi bilgilerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na verme zorunluluğu getirilmiştir. Halbuki birkaç istasyonu olan veya satış miktarları yüksek olan bayiler, dağıtım şirketleri ile anlaşmak yerine kendi dağıtım şirketlerini kurarak rafinericiden doğrudan akaryakıt temin etmek isteyebilirler. İşte bu mecburiyet ve dağıtım şirketlerinin kendi işlettikleri istasyonlara ilişkin getirilen pazar payına ilişkin sınırlama

282

“Doğrudan madde gerekçelerinde bu yönde bir hüküm bulunmamakla beraber, bu tür bir sınırlama ile hedeflenen, petrol piyasasında dağıtım faaliyetlerinin belirli bir büyüklüğe sahip, kurumsallaşmış, finansal yapısı güçlü şirketler tarafından yürütülmesi olduğu düşünülmektedir. Ancak daha önce de Kurumumuzca yayımlanan Akaryakıt Sektör Raporu’nun sonuç bölümünde ve EPDK’ya gönderilen 12.08.2008 tarihli yazımızda da belirtildiği üzere, Kanun’un mevcut halinde düzenlenen yıllık 60.000 ton satış miktarının sağlanması yükümlülüğü, pazara giriş engeli yaratabilecek niteliktedir. Bu nedenle, Taslak kapsamında dağıtım şirketlerine asgarî satış yükümlülüğü getirilmesini öngören düzenlemeden vazgeçilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir”; 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Taslağına İlişkin Rekabet Kurumu Görüşü, s. 1-2.

283 Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği m. 17 “dağıtıcı lisansı sahipleri asgarî yıllık 60.000 ton beyaz ürün

(benzin, motorin) dağıtımı yapabilecek kapasite, donanım ve ekonomik güce sahip olmak zorundadır.

Dağıtıcı lisansı alınması için gerekli ön şart olan asgarî yıllık 60.000 ton beyaz ürün (benzin, motorin) satış zorunluluğunu yerine getiremediği tespit edilen dağıtıcının bu yükümlülüğünü gerçekleştirememe nedenine ilişkin yazılı açıklaması da dikkate alınarak hazırlanan inceleme raporu Kurul’a sunulur. Mücbir sebepler hariç bu yükümlülüğünü yerine getiremeyen dağıtıcının lisansı Kurul kararı ile iptal edilir. Dağıtıcı lisansı sahiplerinin asgarî yıllık 60.000 ton beyaz ürün (benzin, motorin) satış yükümlülüğünün izlenmesinde, lisansının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dağıtıcı lisansı sahiplerine bir yıl süreyle geçiş dönemi tanınır. Söz konusu yükümlülüğün ifasına ilişkin esas dönemler, geçiş döneminin sona erdiği tarihi izleyen takvim yılları dikkate alınarak belirlenir. Asgarî yıllık 60.000 ton beyaz ürün (benzin, motorin) satış yükümlülüğünün değerlendirilmesinde, dağıtıcıların kendi aralarında yaptıkları akaryakıt ticaretine ve ilgili ve diğer mevzuat kapsamında yapılan akaryakıt ihracatına ilişkin miktarlar dikkate alınmaz”. Ancak

Danıştay 13. Dairesinin, 09/05/2012 tarihli ve 2012-192 E. sayılı kararıyla “Dağıtıcı lisansı alınması için

gerekli ön şart olan asgarî yıllık 60.000 ton beyaz ürün (benzin, motorin) satış zorunluluğunu yerine getiremediği tespit edilen dağıtıcının bu yükümlülüğünü gerçekleştirememe nedenine ilişkin yazılı açıklaması da dikkate alınarak hazırlanan inceleme raporu Kurul’a sunulur. Mücbir sebepler hariç bu yükümlülüğünü yerine getiremeyen dağıtıcının lisansı Kurul kararı ile iptal edilir.” hükmünün yürütmesi durdurulmuştur. Bu karar ile PPK m. 9 ve PPLY m. 17’nin yürütmesi durdurulmayan kısımları da göz önüne alındığında asgarî satış zorunluluğu devam etmekte olup ancak bu satış miktarına ulaşılamaması halinde lisansın iptal edilebileceğine ilişkin müeyyide uygulamayacaktır. Bu durum sonucunda ortaya şu durum çıkmaktadır: Dağıtıcı lisans başvuru için 60.000 tonluk beyaz ürün satışını nasıl yapacağını kuruma bildirmek zorundadır. Ancak bu şartı sağlayamaması halinde herhangi kurum herhangi yaptırım uygulayamayacaktır. Ortaya çıkan sonuçta hükmün içinin boşaldığı söylenebilir.

birlikte ele alındığında; bayilerin kendi dağıtım şirketlerini kurmaları pek mümkün gözükmemektedir. Bu düzenleme sonucunda, bayinin sermayesini ve emeğini bayilik faaliyetlerine yoğunlaştırmasının sektörün yararına olacağı sonucuna varılır.

Dağıtım şirketleri, serbest kullanıcılar ve bayilere akaryakıt satışı yapabilirler. Serbest kullanıcı lisansı sahipleri piyasada; kullanım türüne göre kalorifer yakıtı, fuel oil ve motorini dağıtıcı lisansı sahiplerinden temin edebilirler. Bir kimsenin veya şirketin serbest kullanıcı olarak değerlendirilebilmesi için, belirlenen limit veya üzerinde petrol tüketiminin bulunması gerekir. Ayrıca bu kimselerin serbest kullanıcı lisansı sahibi olmaları mecburiyeti de söz konusudur.

Belgede Akaryakıt bayilik sözleşmesi (sayfa 77-81)