• Sonuç bulunamadı

Asgarî Satın Alma Yükümlülüğü

Belgede Akaryakıt bayilik sözleşmesi (sayfa 124-128)

2.2 Tarafların Hak ve Yükümlülükleri

2.2.3 Bayinin Hak ve Yükümlülükleri

2.2.3.1 Satın Alma Yükümlülüğü

2.2.3.1.2 Asgarî Satın Alma Yükümlülüğü

Bayilik sözleşmelerinde bayinin satın alma yükümlülüğünün somutlaştırılmış hali olarak “asgarî satın alma yükümlülükleri” yer almaktadır456. Asgarî satın alma yükümlülüğü,

belirli dönemler arasında (genellikle yıllık), bayinin dağıtıcıdan en az sözleşmede kararlaştırılan miktarda, ürün satın alma yükümlülüğü altında olmasıdır. Bu yükümlülük ile bayinin, sözleşme konusu üründen en az ne miktarda satın alması gerektiği belirlenmiş olmaktadır. Akaryakıt bayilik sözleşmelerinin çoğunda asgarî satın alma yükümlülüğüne ilişkin kayıtlar mevcuttur. Bu yükümlülüğün kararlaştırılması sayesinde ürün satın alınması bayinin iradesine bağlı kalmayacağından dağıtıcıların lehinedir457. Ancak bu kayıtlara çerçeve

niteliğindeki bayilik sözleşmelerinde rastlanmamaktadır. Bunun için her bir somut sözleşme hükümlerine bakılmalıdır. Bu konuda Yargıtay’a intikal eden bir olayda, akaryakıt bayilik sözleşmesi ve asgarî alım taahhüdünde öngörülen yıllık asgarî ürün alım taahhüdüne aykırı davranıldığı iddiasından kaynaklanan cezaî şart alacağı uyuşmazlık konusu olmuştur. Söz konusu olayda, taraflar arasında düzenlenen taahhütname ve bayilik sözleşmesinde asgarî alım taahhüdüne dair şarta bağlı hüküm bulunmakta ise de, daha sonra düzenlenen bayilik sözleşmesinde asgarî alım taahhüdüne yer verilmediği gibi önceki sözleşme ve taahhütname hükümlerine de atıf yapılmamıştır. Daha sonraki sözleşmede mutabakatla ilgili olarak "işletici şirketle mutabık kaldığı veya kalacağı akaryakıt ve madeni yağ çekiş programını aynen, itirazsız ve eksiksiz uygulamayı kabul eder" hükmüne yer verilmiş ve bu mutabakata uyulmaması halinde cezaî şart istenebileceği hükme bağlanmıştır. Ancak mal alımıyla ilgili herhangi bir mutabakat bulunduğu da iddia ve ispat edilmemiştir.Yargıtay, bu konuya ilişkin olarak “sözleşme tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar ihtirazi kayıt konmadan mal verilmeye devam edilmesi sebebiyle davalıda asgarî alım taahhüdüyle ilgili bu uygulamaya gidilmeyeceği konusunda haklı bir güven yaratılmıştır. Oluşan bu güven sebebiyle davacının aradan geçen bunca yıldan sonra davalıdan belirtilen sebeplerle cezai şart talep etmesi MK. 2’ye aykırıdır” şeklinde değerlendirme yapmıştır458. Bu karara göre, tarafların önceki bayilik

sözleşmesinde asgarî satın alma yükümlülüğü kararlaştırdıkları ancak yeni bayilik

455 Bkz. 2. 2. 2. 3. 2. 456 İşgüzar, s. 69. 457 Ulmer, s. 309. 458 Yargıtay 19. HD, E. 2013/14654; K. 2013/19950; T. 17.12.2013; (KBİBB, 818/m. 158, 6098/m. 179/1, 4721/m. 2 ).

sözleşmesinde bu tür bir kayıt olmadığı gibi eski bayilik sözleşmesi ve eklerine de atıf yapılmadığından bahisle asgarî alım yükümlülüğünün olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Tip akaryakıt bayilik sözleşmeleri, her bayi için ortak hükümler ihtiva edecek şekilde hazırlanır. Bu sebeple, asgarî alım yükümlülüğüne ilişkin kayıtların bayilik sözleşmesinde düzenlenmesi pek uygun değildir. Böylelikle asgarî alım miktarlarına ilişkin kayıtlar, sözleşmenin tamamlayıcısı niteliğinde hazırlanan protokollerde yer almaktadır459. Gerçekten

de, bu tür miktarların münferit sözleşmelerde yer alması da sakıncalıdır. Bunun sebebi, bayinin bir önceki senenin asgarî alım yükümlülüğünden fazla satış yapması halinde dağıtım şirketi, asgarî alım miktarında artırıma gidebilir460. Dağıtım şirketi bu artırımı haklı olarak

kendi satışını ve pazar payını artırmak amacıyla yapar. Ancak bayi için pazarda bir doyum noktası bulunmaktadır. Ayrıca pazarda meydana gelecek değişiklikler bayi için risk teşkil edebilir. Bu durumda dağıtıcının miktarı belirlemedeki sınırı dürüstlük kuralıdır.

Çerçeve niteliğindeki bayilik sözleşmesinde ve onun ek protokollerinde asgarî alım yükümlülüğünün düzenlenmesinin de birtakım sakıncaları vardır. Çünkü pazarın yapısında, şartlarında, özel veya genel ekonomik durumda meydana gelen değişimler sonucunda, tüketici tercihlerindeki farklılaşmalar ortaya çıkabilir. Bu sebeple, bayilik sözleşmesi süresince aynı miktarda ürün satın alma yükümlülüğünün bayi tarafından yerine getirilmesi genellikle mümkün değildir461. Sözleşme süresince aynı miktar oranında geçerli olacak dönemlik bir

asgarî satın alma yükümlülüğü kararlaştırılmaktadır. Meselâ, yıllık 20 ton beyaz ürün satın alınması yükümlülüğünün olduğu sözleşmede durum böyledir. Bayi, dönemlik olarak böyle bir yükümlüğünün kararlaştırılması halinde söz konusu miktarda ürünü o dönemde satın alma mecburiyetindedir. Bayi, sözleşme süresince asgarî toplam alması gereken ürünü, bir dönemde almış olsa bile, bu yükümlülüğü yerine getirmiş olmaz. Yargıtay da aynı sonucu kabul etmektedir462. Gerçekten de, Yüksek Mahkeme’ye göre, beş yıllık bayilik sözleşmesi süresince asgarî miktarda alması gereken toplam ürün miktarına ulaşan bayi, bu sebeple asgarî alım yükümlülüğünü yerine getirdiği iddiasıyla sözleşmeyi feshedemez. Bayi, söz konusu yükümlülüğü, belirlenen süre içerisinde (yıllık veya dönemlik) ve her dönem için ayrı ayrı yerine getirmelidir. Bir diğer değerlendirilmesi gereken husus, bu yükümlülüğe ilişkin dönemin başlayacağı tarihtir. Çerçeve bayilik sözleşmesinin imzalanması ile ek protokolün

459

Ancak uygulamada konusu akaryakıt olmayan bayilik sözleşmelerinde bu kayıtların münferit satın alma sözleşmelerinde de yer aldığı görülmektedir.

460İşgüzar, s. 70.

461Meselâ, üreticinin markasına dair tüketicinin algısının değişmesi, dağıtım şirketinin piyasada meydana gelen teknolojik ve ekonomik değişikliklere karşı kendini güncelleyememesi, piyasalardaki rekabet, dağıtım şirketinin kendisinin ve başka dağıtım şirketinin aynı bölgede akaryakıt istasyonu açmalarından tüketicinin güveni, satın alma gücü gibi nedenlerle piyasanın doyum noktasına (market saturation) ulaşması.

veya bu tür taahhüdün yer aldığı kayıtların imzalanması arasında bir zaman farkı söz konusu olabilir. Daha önce de bahsedildiği üzere463, bayilik sözleşmesinin imzalanması ve lisans

başvurusu ile birlikte dağıtıcının ürün tedariki de başlamış olmaktadır. İşte bu gibi durumlarda, bayilik sözleşmesinde ve taahhütnamelerde asgarî alım yükümlülüğünün başlayacağı tarihe ilişkin bir hükmün mevcut olup olmadığına bakılmalıdır464. Eğer tarihe

ilişkin bir hüküm bulunmaz ise tarafların iradelerinin yorumlanması gerekmektedir.

Asgarî satın alma yükümlülüğünün kararlaştırılamadığı veya miktar konusunda uyuşmazlık olması halinde miktar hâkim kararıyla belirlenebilir465

. Bu durumda hakim, gerekirse uzman kimselerin görüşlerinden de yararlanarak hakkaniyete uygun bir miktar tespit eder. Bu sebeple asgarî alım yükümlülüğünün, bayilik sözleşmesinin kurulması için tarafların iradelerinin uyuşmaları gerekli olan esaslı noktalardan biri olmadığı söylenebilir466. Ayrıca

TBK. m. 27’e göre, bu yükümlülüğün emredici hükümlere, ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı ve konusunun imkânsız olmaması gerekir. Kanaatimizce, akaryakıtı konu alan bayilik sözleşmelerinde diğer bayilik sözleşmelerinden farklı olarak birçok emredici hüküm bulunmaktadır. Meselâ, akaryakıtın bir kısmının kendi şirketlerinden diğer kısmının başka firmadan alınmasına veya akaryakıt olarak kanunda ve ilgili mevzuatta sayılmayan ürünlerin satılmasına dair hükümler kararlaştırılması halinde emredici hükümlere aykırı olacaktır. Bayiden yerine getirmesi beklenemeyecek oranda yüksek bir miktar belirlenmesi de, ahlâka aykırı sayılmalıdır.

Asgarî satın alma yükümlülüğü, dağıtım şirketi ve bayi açısından küçük de olsa bir hedef tayin edilmesi bakımından önemlidir. Çünkü bayi için ulaşılması gereken bir hedefin bulunması ve bu hedefin altında kalınmasının bir müeyyidesi olması onu çalışmaya sevk etmektedir. Bu sebeple bayi, sürümü ve satışı artırmak için çalışmalarda bulunmalıdır467

. Dağıtım şirketi için de bu miktar dağıtım hedeflerinin tespiti açısından faydalıdır. Çünkü dağıtım şirketi bayilik ağına dâhil ettiği firmadan en az kararlaştırılan miktarda akaryakıt alacağına olan inancı ile planlamalar yapmaktadır468. Bu sebeple, özellikle istasyon kurulum

bedellerinin önemli kısmını karşılayan dağıtım şirketleri için bayinin satacağı miktarın tespiti çok önemlidir.

463 Bkz. 2. 2. 1.

464Yargıtay 19. HD, E. 4788; K. 1840; T. 15.03.2002 kararı “taraflar arasında uyuşmazlık konusu bulunmayan 8.6.1995 tarihli taahütnamede, bayilik sözleşmesinin akid tarihinden itibaren piyasa satışı olarak yılda 1700 ton beyaz ürün satılacağı kabul edildiğine göre taahhüdün yerine getirilip getirilmediği bayilik sözleşmesi akit tarihi 26.9.1994 tarihi esas alınmak suretiyle belirlenmesi gerekir”; (KBİBB, 6762/m. 116).

465Tandoğan, C. 1/I, s. 31; DemirGökyayla, s. 114; Şenol, s. 85. 466DemirGökyayla, s. 112.

467Maier/ Meyer-Marsilius, s. 25.

Asgarî satın alma yükümlülüğü, sözleşmede kurulurken veya sonrasında kararlaştırılmamış olabilir. Ayrıca taraflar arasında bu yükümlülüğünün varlığı da tartışma konusu haline gelebilir. Özellikle taraflar arasında bu miktarın tartışma konusu olması halinde ve bu hususun çözüme ulaştırılamadığı durumlarda, asgarî satın alma yükümlülüğü söz konusu olmaz. Bu tür uyuşmazlıklar çözüme ulaştırılırken, sözleşmenin taraflarından birinin, diğer tarafa güven telkin edici davranışları ve uygulamaları da dikkate alınır. Nitekim Yargıtay’a konu olan bir olayda, dağıtım şirketi tarafından, bayiye gönderilen ihtarnameyle, bayilik sözleşmesinin 15. maddesine göre, eksik mal alımından kaynaklanan kâr mahrumiyetinin kendisine ödenmesi gerektiğini bildirilmiştir. Bunun üzerine bayi tarafından, dağıtım şirketine gönderilen cevap niteliğindeki ihtarnamede, sözleşmenin 15. maddesinin dikkate alınmaması kaydı ile bayiliklerinin devamını talep ettikleri; aksi takdirde fesih şartlarını görüşmek üzere bir araya gelmeye hazır oldukları belirtilmiştir. Bunun üzerine dağıtıcı tarafından, bayinin söz konusu ihtarnamesine cevap verilmemiş, sözleşme süresince davalı şirkete beyaz ürün verilmeye devam edilmiş ve sözleşmenin kalan süresince yani dokuz yıl boyunca bu ilişki devam etmiştir.Yargıtay bu konuya ilişkin değerlendirmesinde, “taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin ceza-i şartı düzenleyen 15. maddesinin uygulanmayacağı konusunda davalı tarafta haklı bir güven oluşturmuştur… Bu şekilde ortaya çıkan güven sorumluluğu ise, dürüstlük ilkesinin bir gereğidir. Daha da önemlisi, davacı şirketin davranışları ile davalı şirkette yarattığı güvenle çelişki oluşturacak şekilde sözleşmenin davalı şirket tarafından feshinden sonra eldeki davaya konu edilen ceza-i şart tazminatını istemesi çelişkili davranış yasağını oluşturur ki, böyle bir davranışın hukuken korunması beklenemez” şeklinde ifadelere yer vermiştir469

.

Sözleşmelerde, asgarî satın alma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, sözleşmesinin feshedileceğine ilişkin hükümler bulunmaktadır. Hatta asgarî satın alma yükümlülüğüne ulaşılamaması halinde fesih haricinde, cezai şart da ödeneceğine ilişkin hükümlere sıkça rastlanmaktadır. Çerçeve sözleşme yerine münferit satın alma sözleşmelerinde asgarî satın alma kayıtlarının düzenlenmesi halinde, sözleşmenin feshedilip edilemeyeceğine ilişkin soru gündeme gelebilir. Böyle durumlarda, asgarî satın alma hükümleri, bayilik sözleşmesi hükümleri kapsamında değil, satış sözleşmesi hükümleri (TBK. m. 207-281) çerçevesinde değerlendirilir. Çünkü dağıtıcı ürünü bir defada değil, belirli vadelerde bayiye teslim eder. Bu durum, arda arda satışın tipik bir örneğidir. Çünkü her ne

kadar ard arda satış sözleşmesinde, belirli vadelerle ürün teslim edilse de, ortada tek bir satış sözleşmesi vardır470

.

Belgede Akaryakıt bayilik sözleşmesi (sayfa 124-128)