• Sonuç bulunamadı

TÜRKÇENİN TARİHİ DÖNEMLERİNDE “YAVLAK”: 1 ESKİ TÜRKÇE DÖNEMİ

YABIZ-YABLAK KAVRAM İŞARETLERİ ÜZERİNE

2.TÜRKÇENİN TARİHİ DÖNEMLERİNDE “YAVUZ”

3. TÜRKÇENİN TARİHİ DÖNEMLERİNDE “YAVLAK”: 1 ESKİ TÜRKÇE DÖNEMİ

Eski Türkçe dönemini incelediğimizde “yavlak” sözcüğünün Köktürk döneminde “yablak” Uygur ve Karahanlı Türkçesi döneminde ise “yavlak” biçimde karşımıza çıktığını görürüz. Sözcük bu dönem halkı arasında ve eserlerinde “fena, kötü, çirkin, kötülük, nifak, düşman, düşmanlık, kuvvet, şiddetli, husumet, vb.” anlamlarında kullanılmıştır.

3.1.1 KÖKTÜRK DÖNEMİ

Bu dönemin en önemli yazılı eserleri olan Orhun yazıtlarında sözcük şu şekilde karşımıza çıkmaktadır: (KT G7) Irak erser yablak ağı birür. (orada kötü niyetli kimseler şöyle akıl verirlermiş)

(KT D5) Yablak kağan olurmış erinç (kötü hakanlar tahta oturmuş şüphesiz)

(KT D23) Küregüngin üçün, igidmiş bilge kağanıngın ermiş barmış edgü elinge kentü yangıltıg, yablak kigürtüg. (itaatsizliğin yüzünden seni besleyip doyurmuş olan akıllı hakanın ile bağımsız ve müreffeh devletine karşı kendin hata ettin, nifak soktun.)

(KT D24) Bilmedük üçün, yablakıngın üçün, eçim kağan uça bardı: (cahil olduğunuz için, kötü olduğunuz içi amcam kağan öldü)

(KT D39) Yablak kişi er….. (kötü kişiler) (KT K7) Yablak boltaçı erti. (perişan olacak idi)

(KT K11) Eki Şad ulayu iniygünüm, oğlanım, beglerim, bodunum közi kaşı yablak boltaçı tip sakıntım.(iki şad başta olmak üzere kardeşlerimin, oğullarımın, beylerimin ve halkımın gözleri kaşları berbat olacak diye kaygılandım)

(BK K5) Irak erser yablak ağı birür. (orada kötü niyetli kimseler şöyle akıl verirlermiş) (BK D6) Yablak kağan olurmış erinç (kötü hakanlar tahta oturmuş şüphesiz)

(BK D19) Küregüngin üçün, igidmiş bilge kağanıngın ermiş barmış edgü elinge kentü yangıltıg, yablak kigürtüg. (itaatsizliğin yüzünden seni besleyip doyurmuş olan akıllı hakanın ile bağımsız ve müreffeh devletine karşı kendin hata ettin, nifak soktun.)

(BK D20) Bilmedük üçün, yablakıngın üçün, eçim kağan uça bardı: (cahil olduğunuz için, kötü olduğunuz içi amcam kağan öldü)

(BK D30) Üçünç Çuş başınta süngüşdüm. Türük bodun adak kamşattı, yablak (üçüncü olarak Çuş ırmağı başında savaştım. Türk halkının ayağı sendeledi, fena)

Köl Tigin yazıtında 7, Bilge Kağan yazıtında ise 5 yerde karşımıza çıkan yavlak sözcüğüne Tonyukuk yazıtında rastlanmamaktadır.

759-760 yıllarında yazılan Moyun Çor(Şine Usu) yazıtında ise “yavlak” sözcüğü “yablak” şeklinde 3 ayrı yerde geçmektedir. Bunlar:

(K 11) Üç Karluk yablak sakınıp täzä bardı, kur(ı)ya, On Ok(k)a kirti. Lagzın yılka t[okıdım]……….Tay BilgäTotokug

(D 5) Tay BilgäTotok yablakın üçün, bir eki atlıg yablakın üçün, kara bodunum, öltüŋ yitdiŋ. “Yana içik ölmäçi yitmäçi sän!” tidim. “Yiçä işig küçüg birgil!” tidim. Eki ay kütdüm, kälmädi. Säkizinç ay bir yaŋıka sü yorıyın tidim. …

Ongin, küli çor (ihe Hüşötü), toryat (Terhin), Suci, Uyuk-Torlok (Molov E1), Uyuk-Turan (Molov E3), Barık III. (Molov E7), I.Elegest (Molov E10), Berge (Molov E11), Çaa-Höl I. (Molov E13), Çaa-Höl IV. (Molov E16), Çaa-Höl V. (Molov E17), Oznaçannaye (Molov E25), Açura (Molov E26), I.Atınköl (Molov E28), II.Altınköl (Molov E29), Kızıl-Çıraa II. (Molov E44), Kejelig-Havu (Molov E45), Abakan (Molov E48), II.Bay-Bulun (I. Tuva, Molov E49) yazıtlarında “yablak” sözcüğüne rastlanmamaktadır.

3.1.2 UYGUR DÖNEMİ

Yavlak sözcüğü Eski Uygur Türkçesinde de yazıtlarda olduğu gibi “kötü, fena, yavuz, düşmanca, vb.” anlamlarında kullanılmıştır.

Bu dönemin en önemli eserlerini Budacı\Burkancı Uygur edebiyatının yazar ve şairleri vermişlerdir. Bu eserlerin en önemlilerini de daha önce de belirttiğimiz gibi “Çatikler” ve “Sudurlar” oluşturmaktadır.

3.1.2.1 ÇATİKLERDE “YAVLAK”

Burkancı Uygur edebiyatının en önemli Çatiklerinden birisi “Prens Kalyanamkara ve Papamkara” hikâyesidir. Bu eserde 3 yerde geçen “yavlak” sözcüğü geçtiği tüm yerlerde “kötü, fena” anlamlarında kullanılmıştır.

İçim tegin ölüm yer-kä barïr näg(ü)lüg qalïr-m(ä)n, t(ä)ngrim, m(ä)n y(i)mä barayin, ädgü y(a)vl(a)q bulsar, birlä bulalïm tep y(i)mä xangï oyul xïlïnçï y(a)vlaq üçün s(ä)vmäz ärti,

(ağabeyim prens ölüm yerine varır ben niye kalırım, efendim ben de gideyim iyi(de) fena(da) bulsa(gelse) beraber bulalım der. Babası oğlu kötü(fena) ahlaklı olduğu için sevmezdi.)

ädgü y(a)vl(a)q bälgürkinçä qïnlïkta yatzun

(iyi fena(kötü) belirinceye kadar hapishanede yatsın.)

Burkancı Uygur edebiyatının bir diğer önemli Çatiği ise “Çaştani Bey” hikâyesidir. Bu eserde diğerlerinin aksine cümle içinde farklı görev ve anlamlarda kullanılan “yavlak” sözcüğü Çaştani Bey hikâyesinde tam 6 yerde karşımıza çıkmaktadır.

(8) meŋız tutup-p yavlaḳḳatıġ (benizleri korkunç bir hal almış, yavlak sert)

Burada zarf görevini üstlenen “yavlak” sözcüğü “pek, ziyade, aşırı” anlamlarına gelecek biçimde kullanılmıştır.

(34) küçlüg yavlaḳ savın eşidip övkelerinte (güçlü, şiddetli sözlerini işitince öfkelerinden…) (187) anta oḳ ol rakşaz [b!] yvlaḳ tıŋ yaŋḳıluġ (tam o anda o rakşasa şiddetli avazı aksedici…) (235) yaḳın belingteg yavlaḳ ün (yakın, korkunç, pek şiddetli, ses)

(240) –tünrek yavlaḳ ün turdı. Anta (tün şiddetli bir ses yükseldi. Orada …)

Yukarıda ki cümlelerde ise sıfat görevinde kullanılan “yavlak” burada “şiddetli, kuvvetli” anlamlarını ifade etmektedir.

(285) turup ḳalın yekler-niŋ yavlaḳın ömetin (durup) layüad şeytanların düşmanlığını düşünmeden(hesaba katmadan)

Bu cümlede ise isim görevinde kullanılan sözcük “husumet, kötülük, düşmanlık” gibi anlamlara gelmektedir.

Bu dönem edebiyatının en önemli Çatiklerinden birisi de “Maytrısimit” adlı eserdir. Uygurca iptidai bir dram olan bu eserde “yavlak” sözcüğü 13 farklı yerde geçmekte olup hepsinde de “fena ve kötü” anlamlarına karşılık gelmektedir.

yavlaḳ törülerig yıdı yoḳı birle(ve fena unsurları, teferruatına kadar hepsini (yıdı yoḳı birle)) ayıġ yavlaḳ tüşlerin teginmişlerin(kötü akıbetlerine (nasıl) duçar olduklarını)

…(ilki)deki yavlaḳ ögretig(…vaktiyle kötü talim)

ayıġ yavlaḳḳılınçımıznı uḳmazunlar(bizim kötü amellerimizi bilmesinler) yavlaḳ körksüz ḳılınçlar ḳıltımız(fena ve kötü ameller işledik)

yavlaḳ utılıġ erser…bu biş tü(rlüg) (kötü amellerle çevrilmiş ve) (ötr)ü tınlıġ ayıġ yavlaḳ tsuy(sonra bir yaratık kötü, günah(işlese)) …ayıġ yavlaḳ törülerig(kötü alışkanlıkları)

…erserler… edgü ayıġ yavlaḳ(…iseler, iyiliğe karşı kötülük, fenalık) -sar nızvanılarda yavlaḳ taḳı negü(ihtiraslardan daha da kötüsü nasıl) inçip biş çöbik yavlaḳ ö(dler) (fakat beş kötü devire)

yavlaḳḳılınç kıl-//? (kötü amel işle- …)

Burkancı Uygur edebiyatının önemli eserlerinden olan “Dantipali Bey Hikayesi”nde “kötü, korkunç, zarar verici, yaman” anlamlarıyla kullanılan “yavuz” sözcüğü eserde aşağıdaki yerlerde geçmektedir:

-gülük ………… yavlaġ ünin ḳıḳruşup (üzere(?) ………… haşin sesle bağrışırlar,) yavlaḳ ünin kıḳıruşu alaḳırdı-lar. Ol (haşin ses(ler)le bağrışarak ortalığı altüst ettiler.O) y(a)vlaḳ ört yalın ilig begig (korkunç alev, hana…)

Yine bu dönemin önemli Çatiklerinden olan Manighaika(Türkische Turfantexte VI) adlı eserde “yablak” ve “yavlak” şekilleriyle 2 yerde geçen sözcük bu eserde de “kötü, fena, hayırsız” anlamlarında aşağıdaki yerlerde kullanılmıştır.

kan irinng arığsız yablak (kan, irin, bulanık, murdar) y(a)lak iri er(ür)…../// (hayırsız fal dır)

“Yavlak” sözcüğü Huastuanıft adlı eserde ise şu yerlerde geçmektedir: tengrig bilmetin anıg yavlak biligin (tanrıyı bilmeden, kötü, yaman düşünüşle) seviginçe yorıp yavlak iş tuş adaş (aşkına göre yaşayıp kötü eş, dost, akran) “yavlak” sözcüğü;

“Maymunlar Beyi Hikayesi” ve “Mukaddes Tavşan Hikayesi” adlı eserlerde ise geçmemektedir.

3.1.2.2. SUDURLARDA “YAVLAK”

Bu dönemin en önemli Sudurlarından birisi “Kuanşi İm Pusar”dır. Sözcük bu eserde 6 yerde geçmektedir.

yir suvda tolu yavlaḳ yek içgek erser kelip (memleketlerde bir çok kötü devler bulunsa gelip)

ol kişi tapa ḳıngırtı yavlaḳ közin körü umaġaylar (o kimseye karşı kızgın ve kötü bakışlarla bakamazlar) yir suvda sansız tümen yaġı yavlaḳḳuvrap (memleketlerde sayısız yol kesiciler toplansa ve)

ol ḳalın yaġı yavlaḳ ara ḳalın satıġçılar yolayu ertegeli saḳınsar ḳorḳunçluġ(bu bir sürü yol kesici arasından bir çok satıcı yola çıkıp geçmeyi düşünseler; korkup)

yaġı yavlaḳta ozġay sizler tip tiser … ol ḳamaġ (yol kesicilerde kurtulursunuz! Diye söylese o bütün) ol ḳalın erüş yaġı yavlaḳta ozar ḳurtulurlar (o kalabalık yol kesicilerden geçer kurtulurlar)

Bu eserde “yavlak” sözcüğü “kötü, fena” anlamlarının yanı sıra “yaġı” sözcüğü ile birlikte kullanılarak “yol kesici” anlamını karşılar hale gelmiştir.

Altun Yaruk adlı eserde ise “yavlak” sözcüğü şu yerlerde geçmektedir:

bu arıġ semek içinte ḳadır yavlaḳ keyikler bar bolup, biz yoḳaόġuluḳ emgengülük bolmalım tip. İkintisi tigin inçe tip tidi: eşitü y(a)rlıḳazun içim-e,

(bu orman içinde sert, fena geyikler (var) olup, biz mahvolmayalım (deyip). İkinci prens şöyle dedi: lütfen dinle kardeşim,)

neçe keό uzanıp igittim erser yme ḳ(a)ltı yavlaḳ yaġı törüsinçe yanturu mini kemişü utup sevinçsiz utlısız ḳıltı mening küçümin.

(bunca zamandan beri beslememe rağmen fena bir düşman gibi beni mağlup ederek (beni) mutsuz yaptı, bana nankörlük etti.)

isig öz alım çı-larım-nıng yavlaḳ köngülleri şeşilz- ün tip tiyü, ünümin ıdı üzmetin ḳıḳıra bartım. (hayat alacaklılarımın fena gönülleri yumuşasın diyerek, sesimi hiç kesmeden bağırarak yürüdüm.) yavlaḳ törü (fena kanun)

koptın sıngar yaġısız yavlaḳsız erti. (her tarafı düşmansız idi.)

“yavlak” sözcüğü “Altun Yaruk” adlı eserde de bilinen anlamlarında kullanılmıştır.

Uygur edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Irk Bitig adlı eserde ise “yavlak” sözcüğü tam 15 yerde “yablak ol-“ şeklinde kullanılmıştır. Sözcük eserde kullanıldığı 15 yerin hepsinde de “kötü, fena” anlamlarında kullanılmıştır.

Adıglı tonguzlı ārt üze sokuşmiş ermiş. Adıgıng karnı yarilmiş, tonguzung azıgı sınmiş tir. Ança biling: Yablak ol.

((bir) ayı ile (bir) domuz (bir) dağ geçidinde çarpışmışlar imiş. Ayının karnı yarılmış, domuzun azı dişleri kırılmış, der.

3.1.3. KARAHANLI DÖNEMİ

Bu dönemin en önemli eserleri aynı zamanda Türkçenin temel kaynakları arasında yer alan, aşağıda isimleri geçen üç eserdir:

Kaşgarlı Mahmud’un Divan ü Lügati’t-Türk adlı eseri Yusuf Hashacib’in Kutadgu Bilig adlı eseri

Edip Ahmet Yükneki’nin Atebetü’l-Hakayık adlı eseri

3.1.3.1. DİVAN Ü LÜGATİ’T-TÜRK’TE “YAVLAK”

Divan ü Lügati’t-Türk(DLT) Karahanlı Türkçesi döneminin en önemli başucu kaynaklarının başında gelir. “yavlak” sözcüğü DLT’de şöyle açıklanmıştır:

Yawlak: Kötü, değersiz Yawlak kişi: huyu kötü kişi

Yawlak: Kötü, düşkün. Her şeyin kötüsü. Oğuzca ve Kıpçakca. Şu beyitte de gelmiştir: Külse kişi yüziğe körklüğ yüzin körüngil

Yawlak ködhez tılınğnı edhgü sawığ tilengil

(birisi yüzüne gülerek gelse, güler yüzle görün. Kötülükten dilini gözet; iyi şöhret dile)

Yawlak: “Yawlak Sarığ” bir beyin adı idi. “yawlak” kelimesi aslında şiddetli, pek katı anlamınadır. Yawlak katığ yıgaç: çok sert ağaç

3.1.3.2. KUTADGU BİLİG’DE “YAVLAK”

Kuatadgu Bilig’de “yavlak” sözcüğü aşağıdaki yerlerde ve aşağıdaki anlamlarıyla kullanılmıştır: (194) budun tili yavlak sini sözlegey

Kişi kıltı kirtüç etingni yigey

(halkın dili kötüdür, seni çekiştirir; insanın tabiatı kıskançtır, etini yer) (1179) ne yavlak neng ol bu ölüm tormakı

ne yavlak erür bu kişig urmakı

(bu ölüm pençesi ne kötü bir şeydir; onun insana çarpması ne kadar fena oluyor) (1534) körü borsa yalnguk bu erks izlikin

Nelük munça yavlak kötürdi eğin

(insanın bu aczine dikkatle bakarsan, kötülerin niçin bu kadar gurur getirdiklerine hayret edersin) (1537) ne tengsiz ölüm sen ay yavlak ölüm

Tusulmaz sanga itse tük ming tolum

(ey kötü ölüm sen ne eşi benzeri olmayan bir şeysin ki yüzbinlerce silahın sana karşı bir tek faydası yoktur)

(2692) kızıl til kara başka yavlak yagı Bu yavlak yagıg belde inçin salın

(kırmızı dil kara başın amansız düşmanıdır; bu kötü düşmanı sıkı tut ve huzur içinde yaşa) (3591) bularda idi sarp bu yavlak yagı

Et özdin tegir ol öküşrek çagı

(bunlar arsında en sert ve kötü düşman vücuttur, en çok gürültü de ondan çıkar) (3599) bu yavlak osuglug turur bu et öz

Semiz tutsa artuk bolur bu yavuz

(bu vücud böyle kötü bir tıynettedir; onu kuvvetlendirirsen daha çok kötüleşir) (3970) ayur ay kadaşım ne erki iging

Mini munça yavlak ederdi beging

(sonra ey kardeşi senin ne eksiğin var ki beyin beni bu kadar ısrarla takip ediyor dedi.) (4651) boğuz övkesi bolsa yavlak bolur

Öçep kek sürer ölse ötrü kalur

(boğaz meselesinden doğan öfke çok fena bir şeydir; insan ölünceye kadar kin ve intikam besler) (6360) neçe edgü kılsa et özke seve

Angar ança yavlak kılur bu cefa

(bir kimse ne kadar vücudu sever ve ona iyilik ederse o da ona o kadar kötülük ve cefa eder) Bu eserde 10 yerde geçen “yavlak” sözcüğü burada da alışılmış anlamlarında(fena, kötü) kullanılmıştır.

3.1.3.3. ATEBETÜ’L-HAKAYIK’TA “YAVLAK”

Bu dönemin bir diğer önemli eseri olan Yükneki’nin Atebetü’l –Hakayık adlı eserinde ise “yavlak” sözcüğüne rastlanmamaktadır.

Yukarıdaki bilgiler ışığında ve “yavlak” sözcüğünün Eski Türkçe dönemi eserlerinde ki geçiş yerlerine bakarak şunu söyleyebiliriz ki: “yavlak” sözcüğü Eski Türkçe döneminde yaygın olarak kullanılan ve bu dönem eserlerinde işlenilen bir sözcüktür. Bu dönem eserlerinde “yavlak” ve “yablak” versiyonu olmak üzere iki şekilde kullanılan sözcük “kötü, fena, korkunç, yaman, hayırsız, murdar, vb.” anlamlarına karşılık gelmektedir.

3.2. ORTA TÜRKÇE DÖNEMİ 3.2.1. KIPÇAK TÜRKÇESİ DÖNEMİ

“yavlak” sözcüğünün Kıpçak Türkçesindeki anlamına bakacak olursak sözcüğün “kötü, fena” anlamlarının yanı sıra “büyük, azim, korkunç” anlamlarında da kullanıldığını görürüz.

Bu dönem eserlerinden “Kitâbu Bulgatü’l-Müştâk Fi Lügati’t-Türk Ve’l-Kıfçak” adlı sözlük eserde “yavlak” sözcüğü “büyük, azim, korkunç” anlamlarında kullanılmıştır.

Bu dönemin önemli eserlerinden olan “Kitâb-ı Mecmû-ı Tercümân-ı Türkî ve Acemî ve Mugalî”,“Ed- Durretü’l Mudiyye Fi’l Lugati’t-Türkiyye”, “Kitābu’l-İdrāk li Lisāni’l Etrāk” ve “Kitāb Fi ‘İlm An-Nuşşāb” adlı eserlerde “yavlak” sözcüğüne rastlanılmamaktadır.

Ayrıca bu dönemin en önemli edebi eseri olan “Kitab Gülistan Bi’t-Türki” adlı eserde de “yavlak” sözcüğünün kullanımına rastlanılmamaktadır.

3.2.2 HAREZM TÜRKÇESİ DÖNEMİ

Bu dönem Türkçesinin en önemli kaynaklarından biri olan Mukaddimetü’l-Edeb adlı eserde “yavlak” sözcüğüne rastlanılmamaktadır.

3.2.3. ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ DÖNEMİ

“yavlak” sözcüğünün bu dönemdeki en güzel kullanım örneklerini bulabileceğimiz eserlerden birisi hiç şüphesiz Yunus’un “Risalet’ün Nushiyye” adlı divanıdır. Divanda “yavlak” sözcüğünün geçiş yerleri şöyledir:

Yavlak acayib geldi bana dünya içinde bu hal (118) İy gafil açgil gözini fikrün yavlak uzatmagıl (124) Gideridüm ben yol sıra yavlak uzamış bir ağaç (13)

Yukarıda divandaki geçiş yerleri verilen “yavlak” sözcüğü burada “pek, çok, gayet” anlamlarında kullanılmıştır.

Bu dönem Türkçesinin önemli eserlerinden olan Süleyman Çelebi’nin “Vesiletü’n-Necat”, Sultan Veled’in Türkçe Manzumeleri, Dede Korkut Hikayeleri, Sinan Paşa’nın

“Tazarru’name” ve Keykavus’un “Kabusname” adlı eserlerinde “yavlak” sözcüğü geçmemektedir.

3.3. YENİ TÜRKÇE VE STANDART TÜRKİYE TÜRKÇESİ(STT)NDE “YAVLAK”

Orhun Yazıtlarından günümüze Türkiye Türkçesinin söz varlığını içeren Ötüken Türkçe Sözlük adlı eserde “yavlak” sözcüğünün geçiş şekli şöyledir:

Yawlak: 1) kötü, fena, uğursuz 2) pek, çok, çok fazla, gayet 3) düşmanca 4) alışılmamış, yabansı 5) kötülük, nifak, düşmanlık

Yavlak: uzun, uzamış

Bu dönem içerisinde sözcüğün geçiş ve kullanılış yerleri ile ilgili bakmamız gereken en önemli yerlerden biri TDK’nın Türkçe Sözlüğüdür.

TDK Türkçe Sözlük, Türkçe Sözlük(Ali PÜSKÜLLÜOĞLU), Türkçe Sözlük(Hayat Yayınları) adlı eserlerde “yavlak” sözcüğünün kullanımına rastlanılmamaktadır.

Sözcükle ilgili olarak TDK’nın Derleme Sözlüğüne baktığımızda ise “yavlak”la ilgili şunlar karşımıza çıkmaktadır:

Çok, çok fazla (Afyon, Isparta) Uğursuz (Bolu, Samsun) Alışılmamış, yabansı (Kars)

Görüldüğü gibi “yavlak” sözcüğü yukarıda verilen anlamlarıyla yukarıda verilen bölgelerde kullanılmaktadır.

STT de sözcükle ilgili olarak başvurabileceğimiz bir diğer kaynak ise TDK nın Yeni Tarama Sözlüğü adlı eseridir. Bu kaynak eserde ise yavlak kelimesi “pek, çok, gayet” anlamlarına karşılık gelecek şekilde kullanılmıştır.

3.4. TARİHİ VE ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİNDE “YAVLAK”

“yavlak” kelimesi, Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü adlı eserde “fena, kötü, yavuz, düşmanca” anlamlarında kullanılmıştır. Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü adlı eserde ise “yavlak” kelimesinin geçiş yeri ve anlamına ilişkin bir bilgi yer almamaktadır.

Çağatay Türkçesinde ise sözcük “javlak” şekliyle karşımıza çıkar. Sözcük Çağatay Türkçesinde “düşmanı çok olan mahl, garib, acib” anlamlarına gelmektedir.

Kazak Türkçesini incelediğimizde ise; Düşman olmak anlamında “cavlasuv”;

Düşmanlık etmek, hücum etmek, istila etmek anlamında “cavlav”; Düşmanlık anlamında “cavlıq”;

sözcükleri kullanılmaktadır.

“yavlak” sözcüğü Kıpçak Türkçesinde ise aynı şekliyle “büyük, korkunç” anlamlarında kullanılmaktadır. Ayrıca Azerice, Kırgızca, Altayca, Çuvaşca, Gagavuzca, Kumanca, Özbekçe, Karaçayca ve Karayimcede “yavlak” sözcüğüne rastlanmamaktadır.

3.5. KELİMENİN KÖKENİYLE İLGİLİ GÖRÜŞLER

“yavlak” sözcüğü ile ilgili olarak Clauson’un ve Slovar’ın etimolojik sözlüğünde söylenenler “yavuz” sözcüğü ile ilgili olarak söylenenlerle paralellik arz eder. Her iki etimolojik sözlükte “yavlak” sözcüğünün “yavuz” sözcüğü gibi kötü, fena anlamına gelen “yav” isim kökünden türediğini belirtirler. Ayrıca “yavlak” sözcüğünün de “yavuz” sözcüğü gibi Osmanlı padişahlarından Sultan Selim Han’dan sonra anlam değişikliğine uğrayarak “kötü, fena” anlamlarının yanı sıra “yiğit, iyi, güzel” gibi anlamları da karşılar hale geldiğini belirtirler.

“yavlak” sözcüğünün kökeniyle ilgili olarak GÜLENSOY ise sözcüğün “çok, çok fazla, uğursuz, alışılmamış, yabansı, kötü, pek, düşmanlık, yavuz” gibi anlamları sözcüğün tarihi süreç içinde kazandığı anlamlar olarak sıralar ve sözcüğün “yavuz” sözcüğü gibi “yav-“ fiil kökünden türediğini söyler.

yaw-la-k şeklinde sözcüğü tahlil eder.

ALYILMAZ ise konuyla ilgili olarak sözcüğün “yav” isim kökünden türediğini belirtir. ALYILMAZ’ göre sözcük “yav” isim kökünün {-la} isimden fiil yapım ekini ve sonrasında {-k} fiilden isim yapım ekini alarak oluşmuştur.

yav + la – k

NİŞANYAN ise “yavlak” sözcüğünün “kötü, gaddar” anlamlarına gelen Türkçe bir sözcük olduğunu ifade eder ve “yavlak” sözcüğünü “yavuz” sözcüğünün karşılığında kullanır.