III. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Öğrenci Kongresi
2010
TUDOK 2010
20 – 22 Eylül 2010
BİLDİRİLER
Cilt 1
***
Istanbul Kültür University
3
rdInternational Student Congress of
Turkish Language and Literature
2010
TUDOK 2010
20 – 22 September 2010
PROCEEDINGS
Volume 1
Yayına Hazırlayanlar
Ö. Ceylan - K. Şahan - H. B. Yeşiltaş
M. O. Hasdedeoğlu - N. Gür - K. Yıldırım
III. ULUSLARARASI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
ÖĞRENCİ KONGRESİ
TUDOK 2010
İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları:
Kitap No: 161
Baskı Tarihi: Aralık 2011
ISBN: (tk)
978-605-4233-68-7(1. cilt)
978-605-4233-69-4(2. cilt)
978-605-4233-70-0Editör: Ömür CEYLAN
Baskı: G. M. Matbaacılık ve Ticaret A.Ş.
100 Yıl M. MAS-SİT 1. C. No:88 Bağcılar-İstanbul (212) 6290024-25
© İstanbul Kültür Üniversitesi
İstanbul Kültür Üniversitesi
Fen – Edebiyat Fakültesi
Ataköy Yerleşkesi
34156 Bakırköy – İstanbul
Türkiye
+90 212 4984141
http://www.iku.edu.tr
Kitaptaki makalelerin tüm yasal sorumluluğu yazarlarına aittir.
Katalog Bilgisi:
III. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Öğrenci Kongresi - TUDOK2010/ ed.Ömür Ceylan. – istanbul: İstanbul Kültür Üniversitesi
1. c.; 19x26,5 cm (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayın No: 161 ) 978-605-4233-68-7 (tk.)
978-605-4233-69-4 (1.c) I. Türk Dili - Kongreler
SUNUŞ
Elinizdeki kitapla birlikte III. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Öğrenci Kongresi’nin bildirileri de yayımlanmış oluyor. 4 yıl önce ilk TUDOK’u düzenlediğimiz zamandan bu yana çok şeyler değişti. O zamanki son sınıf öğrencilerimiz şu an doktora yapıyorlar. TUDOK 2006’ya katılan doktora öğrencileri ise şimdi ülkemizin farklı üniversitelerinde başarılı birer öğretim üyesi. Muhteşem oditoryumumuz o zaman yoktu örneğin. Kırgızistan, KKTC ve 28 Türkiye üniversitesinden 97 katılımcı ile toplanan TUDOK 2006’yı iki mütevazı amfimizde yaşamıştık. Buna rağmen 11 Eylül 2006’ya dek bir kongreleri bulunmayan Türkoloji öğrencileri TUDOK’a büyük bir heyecanla sahip çıktılar. Hemen 2 yıl sonra, 2008’de, 8 ülke ve 50’ye yakın üniversiteden katılımcı sayımız 220 idi. Bildiriler iki salonda eş zamanlı sunulurken 80’e yakın poster bildiri de galerilerde merakla incelendi. Her iki Kongre’nin titizlikle hazırlanmış bildiri kitapları, tüm üniversite kütüphanelerine ve dinleyicilerle birlikte 600’ü aşan katılımcıya, adreslerinde ulaştırıldı.
Bugün TUDOK tüm bilim dallarındaki en kapsamlı Öğrenci Kongrelerinden biri haline geldi. TUDOK 2010’a 57 Türkiye ve 25 dünya üniversitesinden katılım sağlandı. Almatı, Bakü, Bişkek, Aşkabat gibi Türk dünyası şehirleri diğer bilim dallarına göre bizim dünyamıza çok daha erken girmişlerdi. Ama Türkoloji öğrencileri için Erzincan Köln’e, Niğde Kazan’a, Gaziantep Pekin’e uzak değil artık. Dahası Astrahan’da, Tiflis’te, Frankfurt’ta, Tahran’da, Krakov’da, Halep’te, Simferopol’de Türkoloji eğitimi almakta olan genç bilim insanları, birbirleriyle ve Türkiye’deki arkadaşlarıyla TUDOK çatısı altında buluştular. Üç gün boyunca üç salonda eş zamanlı sunulan birbirinden değerli 170 bildiri, Türk Dili ve Edebiyatı Kongreleri tarihinde bir ilk olmak üzere web üzerinden tüm dünyaya canlı olarak yayınlandı.
İtiraf etmem gerekirse çalışma arkadaşlarımla birlikte 5 yıl önce başladığımız TUDOK yolculuğumuz, çok ama çok uzaklardan zayıf ışıklarıyla göz kırpan gizemli bir köye doğru gece yarısı çıkılmış bir yürüyüşü andırıyordu. Bugünse sabahın ilk ışıklarıyla dönüp ardımıza bakıyoruz ve katettiğimiz mesafeye inanmakta güçlük çekiyoruz. TUDOK 2008’den sonra, yani son 2 yıl içerisinde katlanmak zorunda kaldığımız çok büyük kayıplarımız da oldu. Başından beri TUDOK projesinin fiilen içerisinde olan, büyük katkılar sağlayan, Bölümümüz öğretim üyesi, sevgili Hocamız Prof. Dr. Muhan BALİ’yi, Aralık 2008’de sonsuzluğa uğurladık. Türk halk edebiyatı araştırmalarının en önemli isimlerinden biri olan hocamızı rahmetle anıyor, TUDOK 2010’u saygıyla kendisine ithaf ediyoruz.
III. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Öğrenci Kongresi’nin, bu çapta ve bu nitelikte toplanabilmesi, elbette bize sunulan imkânlar ve verilen destekler sayesinde gerçekleşmiş bulunuyor. Bendeniz ve Düzenleme Kurulu’ndaki çalışma arkadaşlarım, 4 yıl içerisinde 1000’den fazla meslektaşımızı ağırlayabildiğimiz bir Bölüm’e mensup olmanın gururunu yaşıyoruz. Bize bu gururu yaşatan İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Onursal Başkanı İnş. Yük. Müh. Fahamettin Akıngüç’e, Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver’e, Rektörümüz Prof. Dr. Dursun Koçer’e, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Çetin Bolcal ve Prof. Dr. Mahmut Paksoy’a, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Atilla Özalpan’a, oturumların web yayınları için büyük emek harcayan Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü, sevgili arkadaşım Doç. Dr. Selçuk Hünerli’ye, Bölüm Başkanlarımız –kuruluştan itibaren sırasıyla– Prof. Dr. İskender Pala, Prof. Dr. Durali Yılmaz ve Prof. Dr. Hayati Develi’ye, Üniversite Genel
Sekreterimiz Yrd. Doç. Dr. Metin Bolcal’ın şahsında Mali İşler Daire Başkanlığı, Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı, Bilgi-İşlem Daire Başkanlığı, Kurumsal İletişim Birimi, AK-PAZ ve YA-BA çalışanlarına, şahsım ve düzenleme kurulu üyesi arkadaşlarım adına sonsuz teşekkürler ediyorum.
Diğer tüm Bölüm etkinliklerimiz gibi TUDOK 2010’dan da değerli işbirliklerini ve desteklerini esirgemeyen Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, TDK Yönetim Kurulu Üyeleri ve Kurum çalışanlarına içtenlikle teşekkür ediyorum.
Kongremizin Ana destekçisi TAV Holding, bilişim destekçimiz Bilkom, iletişim destekçimiz Superonline, Ulaşım destekçimiz Sembol Turizm, Ürün ve Hizmet Destekçilerimiz Motif Vakfı, Kurukahveci Mehmet Efendi, Doramafi ve Arı Nakış’ın değerli idarecilerine ve çalışanlarına da özverileri için teşekkür ediyorum. TUDOK 2010’un resmi organizasyon Acentası Albedo Turizm’e ve bizimle beraber uykusuz kalan sevgili Yadigar’a teşekkür etmekse zevkli bir borç benim için…
Kongre oturumlarını yönetmek üzere yurt içi ve yurt dışından teşrif eden değerli meslektaşlarıma ve tüm katılımcılarımıza, gayretlerimize anlam kattıkları için teşekkürlerimi arz ediyorum.
Saygılarımla…
Prof. Dr. Ömür CEYLAN Kongre Koordinatörü
İ
Ç İ N D E K İ L E
R
– CİLT 1 – VOLUME 1 –
İki Divan Şairinin Dilinden Beşiktaş 21
Mehmet ÖZDEMİR
Bir Sûfînin Coğrafyası Beşiktaşlı Yahyâ Efendi Menâkıpnâmesi’nde İstanbul 33
Meryem BABACAN
Ağazâde Örfi Divânı’nda Edirne 43
Çağdaş ALBAYRAK
Edirneli Gülşenî Şâirler 49
Uğurtan YAPICI
Nabizâde Nâzım’ın Zehra Romanında tematik Kurgu ve Natüralist İzler 61
Arif ÖZGEN
Mai ve Siyah ile Aşk-ı Memnu Romanlarında Aşk ve Nesne İlişkileri 71
Bilal KÖKSAL
Edebiyât-ı Cedîde Karşısında Ahmed Râsim 97
Ömrüm IŞIKAY
Yakup Kadri’nin Kiralık Konak ve Bir Sürgün Romanlarında Yer Alan Fransızca Unsurlar 111
Perihan KAYA
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban Romanında Şiirsel Dil 119
Gülden SÜRÜCÜ
İmparatorluğun Dil Projesi Olarak Osmanlıca 129
İsmail Teoman GÜNEŞ
Yabız-Yablak Kavram İşaretleri Üzerine 135
Nurullah ŞAHİN
“Evet, Hayır” Söylemi Üzerine 151
Zeliha TUĞUZ
Birleşik Fiillerin Gösterge Kuramına Göre Tasnifi 161
Osman AKTEKER
Bir Edebiyat Terimi Olarak “Metafor” ve Kavramsal Alanı Üzerine 169
Kayhan ŞAHAN
Modern İnsanın Kendine Yolculuğu: Arketipçi Eleştiri Bağlamında Kolları Bağlı Odysseus 173
Derya ŞAHİNER
Adalet Ağaoğlu’nun Bileyici ve Gün Üç Dakika Hikâyelerinde Ritmik Oluşum 189
Servet GÜNDOĞDU
Dilin İki Ekseni Açısından Hilmi Yavuz’un “Taormina” Adlı Anlatısı:
Metonimi Değil Mi Hocam? 199
Atiye GülferKAYMAK
Geç- Fiili Üzerine 205
Geçmişten Günümüze Türkçede Evirmek Fiili ve Ailesi 221
Didem AKYILDIZ
Orhun Abidelerindeki Bir Cümle Hakkında:
“Ķanıng Subça Yügürti, Süngüküng Taġça Yatdı.” 229
Gül YILMAZ
“Konuşmak” Sözünün Tarihî Gelişimi Üzerine Bir Etimoloji Denemesi 237
Necati İlhan KARA
Maitrisimit Nom Bitig Temelinde Eski Uygur Türkçesinde
Bol- Fiilinin Anlam ve İşlevleri 241
Gizem KUNDURACI
Geçmişten Beyaz Cama Yansıyan Gelenek: Komedi Dükkânı 249
Aysun DURSUN
Âşıklar Beyazperdede: Sözlü Kültür Ürünlerinin Sinemaya Uyarlanışı
Üzerine Bir İnceleme 255
Elif Serra ŞAMLIOĞLU
Barış Manço Anlatılarında Metinlerarası İlişkiler 261
SemihÇELİK
Geleneksel Halk Kültürü Bağlamında Ali Tufan Kıraç 269
Uğur BAŞARAN
Kıbrıs Türk Halk Kültüründe Otostop Kültürü Üzerine Bir Deneme 275
Mustafa BAŞKONUŞ
Ermeni (Gregoryan) Kıpçakçasıyla Yazılmış Tarihi Bir Belge: Kamanets Vakayinamesi 279
Abdulkadir ÖZTÜRK
Eski Tıbb'ın Cevheri:"Cevher-i Tıbb” 289
Kudret Safa GÜMÜŞ
Çağatay Türkçesine Ait Üç Destan 293
Erhan TAŞBAŞ - Aymira MARAT KIZI
Elimizdeki Hazar Dönemi Eserleri Nelerdir? 305
Pınar ÖZDEMİR
A Study Of The Uyghur Chaghatay Text Of A Four Language Inscrıptıon In A Mosque Buılt By The Emperor Qıanlong Of The Qıng Dynasty In Pekıng 319
Ahmet HOJAM
Beşiktaş Kadısı Abdülkerîm Nûrî Efendi ve Tarihmanzumeleri Mecmuası
ile Tercüme-i Ahvâl’i 333
Kamil Ali GIYNAŞ
16. yy’de Yazılmış Alegorik Bir Metnin Penceresinden Bugüne Bakış 341
Berrin ÖZER
Son Asır Şairlerinden Rizeli Âtıf Efendi ve Yaktığı Söylenilen Dîvân’ı 353
SerpilMUTLU
Seyf-i Sarayi veKadi-i Manyas’ın Gülistan Tercümelerinin Karşılaştırılması 361
Alaaddin Sabit Bosnalı’nın M. Fuzuli Adına Elyazmalar Enstitüsü’nde
Bulunan «Külliyat»ı Hakkında 367
Şehla HALILLI
Tersten Yansıyan Aynalar: Orhan Pamuk’un Romanlarında Geleneğin Yansıtılış Biçimi 371
Büşra SÜRGİT
To God Belongs The East And The West: Macro-Dialogue
In Orhan Pamuk’s Novel My Name Is Red 383
Katerina POSOHOVA
Fars Edebiyatında Orhan Pamuk 389
Haleh ESTEKANCHİ
Modernizm ve Postmodernizm Arasında Kalan Bir Yazar:Oğuz Atay 395
Piotr KAWULOK
Konya’nın Geleneksel Eğlence Kültürü:Fener Alayı ve Şivlilik 403
Ayşegül SARI
Mersin Abdalları Halk Kültürü 409
Döndü CAN
Osmaniye’de Haftanın Günleri ile İlgili İnanış ve Pratikler 421
Ecehan Lütfiye TÜLÜCE
XIX. Yüzyıl Âşık Şiirinde İstanbul İmgesi 427
İbrahim GÜMÜŞ
Balıkesir Örneğinde Kasaplık Mesleği Üzerine Folklorik Bir Çalışma 433
Ensar KILIÇ-Sinem AYDIN-Alime TURGUT-Hatice Burcu GÜNGÖR
Nazan Bekiroğlu’nun Kitaplarına Ad vermesi ve Gelenek 445
Seyfettin YILDIZ
Nazan Bekiroğlu Romanlarında Kadın Algısı ve Feminizm 453
Serhan İŞSEVER-Ebru AKPINAR
Sema Kaygusuz’un “Yüzünde Bir Yer” Romanında ‘İncir’ 457
Ayşe ÖZKAN
Ayfer Tunç’un Kapak Kızı Romanında Toplumsal Cinsiyet Rolleri 465
Deniz DEPE
Adalet Ağaoğlu’nun Romanlarında Eğitim ve Eğitimciye Bakış Açısı 477
Fatma CEYLAN
The Word - Meaning In Russian Structural Semasiology 487
DinaraUMEROVA
Тюркская Тайна Рун 493
Наргиз Гусейн
Junggodiki Aliy Mekteplerde Türkologiyige Munasiwetlik Derslerning Oqutulush Ehwalinuqtiliq Uyghur Til-Edebiyatining Ötülüsh Ehwali Tonushturulidu 511
Asime ILHAM
Üniversite Öğrencilerinin Dil Tutumları Üzerine Toplumdilbilimsel Bir İnceleme 517
Древнетюркский Лексический Слой В Азербайджанских Говорах Грузии 529
Эльнур Вугар Алиев
Tanzimat Romanında Otoriter Anneler 533
Ensar KESEBİR
Yaprak Dökümü Romanı Örneğinde İyi Kadın İmgesinin Çözülüşü 547
Elif ÖKSÜZ
Cemal Süreya Şiirinde Anne Teması 557
Emine KELİSMAİL
Edebiyatla Sosyolojinin Kesiştiği Yerlerden Biri: “Sadakat”, “Çöplüğün Generali” ve “Muz Sesleri” Romanlarında Evlilik ve Evlilik Dışı İlişkiler 563
Abdullah KOÇAL
Şehnâme-i Mehmed-i Sâlis 569
AyşenurKAZDAL-SevdaBALTAKIRAN
Müellifi Meçhul Manzum Bir Edebnâme Üzerine 575
İsmail AVCI
Manzum Ayet ve Hadis Çevirileri İçeren Orijinal Bir Divan: Fevzî’nin Vesîletü’l-İrfân’ı 589
Necmettin AKAY
Vekâyi’ü’l-Fuzalâ’nın Tezkire Kısmı’nın Önemi ve Dönem Tezkireleri Arasındaki Yeri 601
Burcu KARAKAYA
İslâm Öncesi ve İslâm Çevrsinde Ortaya Çıkan Oğuznâmelerde
Oğuz Kağan’ın Eşlerinin Tasviri 611
Neslihan ÇELİK
El-Ferec Ba’de’ş-Şidde’nin I. Cildindeki Hikâyelerde Geçen
Kıyafet Değiştirme Motifi Üzerine 615
Çetin YILDIZ
Türk Halk İnanışları ve Halk Danslarında Kartal Motifi 621
Hüseyin AKSOY
Türk Halk Kültüründe Yenik Bir Düşman: Pire 631
Hidayet AYDIN
Bir Osmanlı Şairinin Eleştirisi 641
Adnan OKTAY
Süreli Yayınlar Bağlamında Klasik Türk Edebiyatı Araştırmalarının Seyri 649
İbrahim KOLUNSAĞ
Eski Türk Edebiyatı Araştırmacılarının Konu Tespitinde Karşılaştıkları
Güçlükler ve Bazı Öneriler 655
Soner TULUM
Çağdaş Uygurca’daki Ad Çekimi Ekleri ile Türkçe’deki Ad Çekimi Eklerinin
Karşılaştırılması ve Eski Uygurca’daki İzleri 661
Bir Karşılıklı Anlaşılabilirlik Problemi:Türkiye Türkçesi ile Azerbaycan
Türkçesi Arasında Yalancı Eş Değer Kelimeler 665
Abdullah ELCAN
Azerbaycan Ağızlarında Görülen Bazı Morfolojik Özellikler Üzerine 675
İsmail SÖKMEN-Buket GÖK
Türkçe ve Kırgızcadaki Batı Kökenli Ortak Kelimeler 679
Anipa SAMATOVA
Âsaf Hâlet Çelebi’nin Şiirlerindeki “Nigâr-ı Çîn” İmgesinin Kaynağı ve Mânâsı Üzerine 693
Can ŞEN
Tarancı'da, 'Ayna' Metaforunu Tasavvuf Felsefesi Bağlamında Okuma Denemesi 699
Melek AYDOĞAN
Ömer Lütfi Mete’nin Edebi Eserlerinde Ahlak İmgesi 705
Ahmet Savaş ÇOLAK
Kıbrıs Türk Edebiyatı’nın İlk Kadın Şairlerinden Urkiye Mine Balman ve Şiirlerine Dair 711
Çağın ZORT
Her Doğu Şehri Birbirine Benzer: Mark Twain’in Türkiye Seyahati Kitabının
Oryantalist Söylemleri 719
Filiz FERHATOĞLU
Adakale Masallari ve Eğitimsel İşlevleri 727
Pınar KASAPOĞLU AKYOL
Masalların Varyantlaşması Üzerine Bir Deneme:
Çorum’dan Derlenen Bir Hansel ve Gretel Varyantı 739
Selma ÖZSEMERCİ
Türk Gölge Tiyatrosunda Perde Güzelleri 747
Ayşegül ÖZASLAN
Seyyâh, Halk ve Mugayir: Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Yer Alan Aykırı Figürlerin Anlatımı ve Toplum Nezdindeki Algısının Günümüz Türkiyesi ile Karşılaştırması 753
Ercan AKYOL
Ninnilerin İşlev ve Performans Özelliklerine Göre Değişimi 765
Büşra KOCAADAM
C. Aytmatov’un “Dağlar Devrildiğinde” Romanında Kader Meselesi 771
Mirgül TEKEŞOVA
Azərbaycan Memuar Ədəbiyyatinin İnkişaf Mərhələləri 779
Lalə Əfəndiyeva
Ahmed Paşa’nın ve Nedîm’in Gazellerinde Saç 785
Atiye SARIOĞLU
Divan Şiirinin Kara İncisi: Hind Ülkesi ve Klasik Türk Şiirinde Hind Metaforu 797
Hasan DOĞAN
Klasik Türk Şiirinde Bilgeliğin Simgesi: Aristo 811
Fehîm-i Kadîm Dîvânı’nda Savaş Âletlerine Dair Kültürün Kullanımı 819
Ersin BAYRAM
Klasik Türk Şiirinde Sevgiliye Hitap: Cânâ Redifli Gazeller 835
Bilal GÜZEL
– CİLT 2 – VOLUME 2 –
Türkçe Sözlüklerde Ortak Kavram Alanı Oluşturan Sözcüklerin
Tanımlarına Anlambilimsel Bir Bakış 861
İbrahim KARAHANCI
Ortak Türkçe Kontekstinde Eski Uygur Yazıtı Huastuanift’te Kelimelerin
Leksik-Semantik Özellikleri 867
Gatibe VAGIFKIZI GULIYEVA
Dilbilim Yönünden Pekiştirme Sıfatları 873
Erol ÇAMYAR
Oğuz Grubu Türk Dillerinde Semantikal Yolla İsim Yapımı 881
Şebnem HASANLİ
Oğuzname’de Cümlenin Maksat ve İntonasiyaya Göre Tipleri 887
Nicat YAQUBOV
İran’da Karakoyun Bölgesindeki Türklerde Eski Türklerin Dili,
İnancı ve Geleneklerinin İzleri 893
Gheis Ayaz EBADİ
İran Azerbaycanında Türkçe Yazan Halk Edebiyatcısı Ali Zaferhah’ın Hayatına ve
Yaradıcılığına Bir Bakış 897
Alirıza MUKADDEM
Urmiye Halkı Arasında Mevcut Bazı Türk Halk İnançlarına Bir Bakış 903
Sahar SHAKORI
Turfan Uygurlarından Kalan Bir Belge Tanıklığında Uygurlarda Evlat Edinme Geleneği 909
Banu SITKI ÖZKUL
Ölmeden Önceki Son Görüşme Işığında Dağlarca’da Çocuk ve Allah ile
Son Yapıtları Arasında Çocuk Temasının İşleniş Farkları 919
Tuğçe GÜL
Mustafa Ruhi Şirin’in Çocuk Kitaplarında Geleneksel Anlatı İzleri 927
Mehlika KARAGÖZOĞLU
Necdet Neydim’in “Sen Islık Çalmayı Bilir Misin?” Şiir Kitabı Işığında Çocuk Şiiri 937
Pınar YOLLU
İki Kadın Şairin Öleyazmaları: Sylvia Plath ve Nilgün Marmara’nın Ölüm
Etrafında Ördükleri Kelimeler 947
Hande KUŞULUOĞLU
Tezer Özlü’nün Üç Öyküsünde Gözlenen Ölüm Kaygısı 955
Nevruz GÜRGÖZ
Tanpınar’ın Kaleminden Tarihî Hadiselerin Şekillendirdiği İstanbul Mahalleleri:
“Mahur Beste, Sahnenin Dışındakiler, Huzur” 961
Türk Edebiyatı Romanlarında Çarşaf Unsurunun Tematik Sınıflandırılması 969
Havva BOZKURT
Varlığın Ses Bulmuş Hali: Çeng ve Ney 975
Ceren KARAKUŞ
Şeyh Gâlib’in Estetik Anlayışı: Hüsn 981
Nilüfer TANÇ
Rızaeddin Remzî Er-Rifâî’nin Kasîde-i Ferîde Şerhi 987
Hande BÜYÜKKAYA YEŞİLTAŞ
Verdî Kâsım ve Tasavvufî Dünyası 997
Armağan ZÖHRE
Yunus Emre Divanı Işığında Tarihî Türk Lehçelerindeki İkilemelere Genel Bir Bakış 1005
Hasan TUNCA
Kansu Gavrî’ nin Türkçe Dîvânı’nda Eşitlik Hâli Ekinin Anlam ve İşlevi Üzerine 1015
Güler KAÇAR
“–(I)Ş-/-(U)Ş-” Eki; Türkiye Türkçesinde “Yardım ve Yarış Etmek” 1021
Erkan DEMİR
+lAyIn Eki Üzerine 1033
Kübra YILDIRIM
Dadaloğlu’nun Şiirlerinde Göç ve İskan Olgusu 1039
Mehmet Emre ÇELİK
Çorum Alaca İlçesi Koçhisar Köyü’nde Zorunlu Göç Nedeniyle Yaşatılamayan Folklor ve Halk Edebiyatı Ürünleri Sorunu Üzerine Bir İnceleme 1047
Özgün DURAK
Çorum Hatışoğlu Konağı Örneğinden Hareketle Köy Odaları Üzerine Bir İnceleme 1051
Hatice İLHAN
İzmir’deki Cumhuriyet Dönemi Mezar Taşı Sözlerinin Dili 1057
Ezgi SIRTI
Nimri Dede’nin Şiirleri Üzerine Tematik Açıdan Bir Değerlendirme 1077
Erdem AK
Köl Tigin ve Bilge Kağan Yazıtlarındaki “Ot Sub Kılmak” Deyimi Üzerine 1083
Bahadır GÜNEŞ
Gagauz Atasözü ve Deyimlerinde Arkaik Kelimeler 1091
Esra KARAKAŞ
Türk Edebiyatında Kullanılan Arapça Darb-ı Mesellere Dâir Önemli Bir Eser:
Safvetü’l-Kelâm 1099
Muhammed WEYSO
Türkiye Türkçesi Atasözlerinde Karşıtlamaya İlişkin Bir Sınıflandırma 1107
Merve YORULMAZ
Tercüman ve Osmanlı Basını 1119
Tanzimat’tan Günümüze Türk Romanında Temel Çatışma Unsurları 1123
Gülşah ŞİŞMAN
Refik Halid Karay’ın Romanlarında Toplumsal Değişim 1137
Mehmet Onur HASDEDEOĞLU
II. Dünya Savaşının Türk Hikâye ve Romanına Etkileri 1151
Hande SONSÖZ
Cumhuriyet Dönemi Türk Çocuk Tiyatrosunda (1923 – 1950)
Padişahlık Kurumu ve Atatürk Kültü 1165
Ayça OKURLAR
Kıpçak ve Eski Anadolu Türkçesinde Fiil Çekimlerindeki Benzerlikler
Üzerine Bir İnceleme 1175
Ahmet AKGÜL
Türk Dillerinde Zaman Ekleri Benzer ve Farklı Yönleriyle 1185
Gülnare ALİYEVA
Türkçede Art Zamanlı ve Eş Zamanlı Benzerlik Çekimi 1191
Hulusi Okan AKKAYA
Türkçede Orta Çatı 1203
Serpil AYTUTTU
Anametinsel Dönüşümler Bağlamında Turan Oflazoğlu’nun “Korkut Ata”
Oyununda Dede Korkut Tesiri 1217
Nuh BEKTAŞ
“Savun Sevdam Sen Savun” Üzerinde Bir Üslûp Çözümlemesi Örneği 1223
Pınar ÇAKIR
Nazlı Eray’ın “Bekleme Ustası” Adlı Hikâyesinin Anlatım Teknikleri
Bakımından İncelenmesi 1229
Merve ÖZDEMİR
Orhan Kemal’in Gurbet Kuşları ve Necip Mahfuz’un Midak Sokağı
Adlı Romanlarının Karşılaştırılması 1235
Fatma EKREN SÖNMEZ
Su Kasidesi’nin Göstergebilimsel Açıdan İncelenmesi 1245
Zeynep BAYRAKTAROĞLU
Nâ’ilî’nin Bir Gazelinin Şerhi ve Yapısalcılık Açısından İncelenmesi 1257
Nagehan UÇAN EKE
Klâsik Metinlerin Nazar Duaları: Takrîzler ve Yenipazarlı Vâlî’ye
Yazılan Takrîzler Üzerine 1273
Nagihan GÜR
Türk Edebiyatında Heft Peyker Mesnevileri ve Hayâtî’nin Heft Peyker’i 1281
Bahadır SÜRELLİ
Osman Nevres Dîvânı’nda Sosyal Hayat 1291
Nâbi Sûr-Nâmesi’nde Raks 1295
Mehmet ERDEM
Nâilî Şiirinin Penceresinden “Eğlenceye Hikmetle Bakmak” 1303
Özer ŞENÖDEYİCİ
Hayriyye ile Lutfiyye Arasında İlim Bahsi 1319
Makbule ÖZMEN
Füzulinin Əsərlərində Cəmiyyət, Təhsil Və Sosial Ədalət 1331
Aynurə MAHMUDOVA
Karaçay-Malkar Nart Destanlarında Mitolojik Motifler 1339
Zeynep ASLAN
Altay Destanlarından Kozın Erkeş Destanı ile Tahir ile Zühre Hikâyesi’nin Mukayesesi 1349
Gülşen DERELİOĞLU
Sırp ve Türkiye Türklerinin Kültürlerinde Albastı 1359
Ana İVANCEVİÇ KILIÇ
Gılgamış Destanı’nda Kaos’tan Kozmos’a Bir Yöneliş 1365
Gülsüm ÇAKIR
Türkçe Tarih Konulu Metinlerin Kelime Hazinesi Bakımından İncelenmesi 1375
Raynur HAMİDULLİN
Mukaddimetü’l-Edeb’de Kadın Süs Malzemelerine İlişkin Söz Varlığı 1379
Sezen ÖZKAN
Türk Dilinde Şeytanı Adlandırmak 1385
Hüseyin YILDIZ
Modern Ermenice’nin Söz Varlığında Türkçe Ödünçleme Sözcüklerin
Kavram Alanlarına Göre Sınıflandırılması 1399
Emine TEMEL
Türkçede Kullanılan Rüzgar İsimleri 1407
Birol YÜKSEL
Ahmet Haşim’in Şiirlerinde Bir İmgelem Olarak “Su” 1419
Pürlen KALELİ
M.Şəhriyarin Anadilli Şeirlərinin Bəzi Poetik Xüsusiyyətləri 1427
Ruhəngiz MƏMMƏDOVA
Cahit Sıtkı Tarancı’nın Şiirlerinde Eşyanın Halleri 1431
Selin KARACAN
Unutulmuş Bir Öykücü: Ayhan Bozfırat 1439
Onur AYKAÇ
Aramak Dergisinde Edebi Eleştiriler 1449
Emel AYDIN
Kutadgu Bilig 1463
Kutadgu Bilig’de Âyetler 1467
Obam Cemal BAYAR
Kutadgu Bilig’de Allah ile İlgili Kavram İşaretleri 1493
Nur ERGİN
Kutadgu Bilig’deki Farsça Kelimeler Üzerine 1505
Nurşat BİÇER
Köktürk Ötüken-Uygurdan Divânü Lügati’t Türk ve Kutadgu Bilige Anlam Değişmeleri 1517
Eda GÜL
Somut Olmayan Kültürel Miras: Karagöz Öğreniyorum Projesi 1521
Betül Havva YILMAZ
Türkiye’de Halkbilimi’nin Üniversitelerdeki Son Durumu ve Somut Olmayan
Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi 1527
Osman Nuri YÜCE
Ücreti Karşılığında Geleneğin Başkası Adına İcra Edilmesi: Sanal Anıt Dünyaları 1531
Tuna YILDIZ
Geleneğin Güncellenmesi Bağlamında Gaziantep’te Geleneksel Meslekler 1535
Mustafa DUMAN
POSTER BİLDİRİLER
1541Cahit Sıtkı Tarancı’nın Abbas Hikâyesi Üzerine Bir İnceleme 1543
Abdullah UYAR
Çağdaş Türk Lehçeleri ile İlgili Sözlük Problemi 1545
Adem YELOĞLU
Ayla Kutlu’nun Romanlarında Aile ve Evlilik Hayatında Kadın 1547
Alime Nihan ATABEK
Karahanlı Dönemi’nde "Kıl-, Et-“ Fiileri Çerçevesinde Oğuz Türkçesi 1549
Asiye Figen KALKAN – Seda ÖZTÜRK – Tuba NAR
Gölgesizler Romanında Varoluşçuluk 1551
Ayşegül AYIK
Anadolu’da Alevi-Bektaşî Edebiyatı 1553
Bayram ÇETİNER
Bekir Fahri İdiz ve “Jönler” Romanı Üzerine Bir Deneme 1555
Beste Semiha BAHÇECİ
Nedim ve Yahya Kemal’in Gözünde İstanbul 1557
Canan GÜRDAL
Ahlâkî Açıdan Tanzimat Hikâye ve Romanlarında Mürebbiyeler 1559
Cansu YAĞCI - Necla KARAGÖZ
Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nun Kadınları 1561
Bir Dönemin Çığlığı: M. Akif Ersoy 1563
Çağrı TEMİZ
Mukaddimetü’l-Edeb Adlı Eserde Oğuzca Kullanımlar Üzerine Bir Araştırma 1565
Çiğdem YAVUZ
Tevfik Fikret’in Şiirlerinde Kadın 1567
Demet ÇALIŞKAN
Zafer Şenocak’ın Tehlikeli Akrabalık Romanında Kimlik Sorunu 1569
Deniz YAVUZ
Halk Kültürü Bağlamında Yaşar Kemal’in Binboğalar Efsanesi 1571
Ebru AKBABA
Fantastik Bir Film Kurgusu Olarak ‘Hüsn ü Aşk’ 1573
Emine EROĞLU
Türkmen Türkçesinde Ses Olayları - Ünlü Düşmeleri 1575
Emine Serap BOZKURT
Sındırgı’da Günümüzde Çocuk Sağlığı ile İlgili Uygulamalar ve İnanışlar 1577
Fatmanur ACAR - F. Dilara PORTAKAL
Yaseminler Tüter Mi, Hala?’da Kıbrıs İzleği 1579
GÖKHAN BAYRAKTAR
Nazan Bekiroğlu’nun “Lâ: Sonsuzluk Hecesi” Adlı Kitabındaki Tematik Unsurlar 1581
Gül Nihal GÖRDÜ
Roman Kahramanları Örneğinde Batılılaşmada Yanlış Yorumlar 1583
Gülsev GÖKDEMİR – Esma Nur SEÇKİN
Uyanıştan Duruluşa: Ümit Yaşar Oğuzcan'ın Şiirlerinde
Yalnızlık ve Ölüm Teminin Yaşamsal İzleri 1585
Yasemin KURUÇAY-Gülşah GÖKSU
Kardaş Edebiyatlar Dergisinin Türk Dünyasındaki Yeri 1587
Gülşah Yücedağ
Kitap Adlarının Oluşumunda Etkili Olan Unsurlar ve Kara Kitap Örneği 1589
Hanife ÇİÇEKLİ - Nurgül ÇELİK
Mahtumkulu Divanı ile Tarama Sözlüğü verileri Işığında
Tarihî Oğuz Lehçeleri Arasında Sözlüksel Benzerlikler 1591
Hicran YEŞİLDERE
Hitit Üniversitesindeki Gençler ile Nazar Üzerine Bir İnceleme 1593
Kadriye ALKAN
Selim ileri’nin Bodrum Dörtlemesi Romanlarında Aydın Sorunları Üzerine Bir Çalışma 1595
Lüzme SARIYILDIZ
Kaybolan Değerlerin Kitabı Beyaz Gemi 1597
Mehmet DÖNMEZ
Necip Fazıl Kısakürek’in “Çile”sinde Rüya ve Hakikat 1599
Topluma Değil İnsana Dair Bir Oyun: Vüs’at O. Bener ve Ihlamur Ağacı 1601
Melike Saba AKIM
Yûnus Emre’nin Şiirlerinde İnsanın Trajik Durumu 1603
Mine KARATAŞ
“Gece”nin Anlatıcıları 1605
NESLİHAN KÖSEDAĞ
Dil ve Yazı İlişkisi 1607
Nilay ATAÇ
Kutadgu Bilig’de Çocuk ve Eğitimi 1609
Nilüfer SERİN
Yusuf Atılgan’ın Anayurt Oteli ve Wıllıam Faulkner’in Ses ve Öfke’sinde
Kurgu, İmge ve Gerçeklik 1611
Nurcan ANKAY
Klâsik Türk Şiiri’nde Hallâc-ı Mansûr 1613
Oğuzhan OĞUZTÜRK
Peyami Safa’nın Eser ve Yazılarında Kadın Tipi 1615
Ömer Faruk SALAR
Hayâlî Bey Divânı’nda Sâkî 1617
Ömür Zehra YILMAZ
Kutadgu Bilig’de Kalıplaşmış İfadeler (Deyimler-Atasözleri) 1619
Özge SÖNMEZLER
Fehîm-i Kadîm Divanında Renk Sembolizmi 1621
Özgür SEFER
Kurmaca Bir Tarih: Boğazkesen 1623
Özlem İBİŞ YILMAZ
Karılar Koğuşu Adlı Romanda Suç ve Kadın 1625
Öznur GÖZMEN
Türk Dilinin Yaşı Meselesi 1627
Pınar LİMANLIK
Kazak ve Kırgız Kahramanlık Destanlarındaki Yardımcı Tipler Üzerine Bir Araştırma 1629
Pınar ZALOĞLU
Yahya Kemal’in Anılarında İstanbul 1631
Seçil YÜKSEL
Yahya Kemal Beyatlı’nın Bestelenmiş Şiirleri 1633
Seda TİLEKLİ
Yûnus’taki Yaratıcı Aşk ve “Çıktım Erik Dalına Anda Yedim Üzümü”
Bağlamında Değişim ve Dönüşüm 1635
Seda UYANIK
Namık Kemal’in Özker Yaşın Üzerindeki Etkisi 1637
Tarihi Türk Şivelerinde Doğa ve Doğa Olayları Adları 1639
Selda SERİN
Adana Yöresinde Halk Hekimliği ve Ocaklık Geleneği ile İlgili Uygulamalar 1641
Seren SAĞLAM
Ahmet Rasim’in Şehir Mektupları’nda İstanbul’da Gündelik Yaşam 1643
Sevinç ÜSTÜN
Uşak Halk Kültüründe Hıdrellez Kutlamaları 1645
Sevinç ULAŞ - Ceylan ÖZTÜRK
Gün Olur Asra Bedel Romanında Kullanılan Simgesel Anlatımlar 1647
Sinan YENİAY
Devletmemmet Azadı’nın Mahtumkulu’na Tesiri Üzerine Bir Değerlendirme 1649
Soner SAĞLAM
Konya’da Bir Gelenek: Diş Hediği ve Gizli İşlevleri 1651
Süleyman ESENBOĞA - Sinem TOKER
Hüseyin Su Hikayeciliği 1653
Şeyma TORUNTAY
Postmodern Bir Tasavvuf Romanı Olarak “Suskunlar” 1655
Taner BAYRAM
Üç Tepe Üç Roman/ Üç Tepe Üç Dönem 1657
Tuğba GÜZELIŞIK - Derya UÇAN - Yasemin GÜLER
Mit, Efsane ve Masal Türlerinin Karşılaştırılması 1659
Tuğba ÖZBEK
Hasan Ali Toptaş’ın Bin Hüzünlü Haz Adlı Eserinin Dil ve Üslup Yönünden İncelenmesi 1661
Tuğba SARIAL
Beyaz Manto ve Denizin Getirdiği Özgürlük 1663
Tuğba TEPE
Nasreddin Hoca Fıkralarındaki Kadın Kahramanlar ile Bektaşi Fıkralarındaki
Kadın Kahramanların Karşılaştırılması 1665
Tuğrul ŞAHİN
Nâbî ve Mehmet Akif’in Birer Şiirleriyle “Hikmet” Üzerine 1667
Yasemin BAŞOĞLU
Arguvan Türküleri 1669
Yusuf Emre ASLAN
Fantastik Bir Roman Olarak Harry Potter ve Felsefe Taşı 1671
Yusuf ERSİN
Kara Kitap’ta Anlatım Edimi Problemi 1673
Zehra DELER
Türk Dünyası Epik Anlatmalarında Göç Terimi ve Kavramı 1675
İKİ DİVAN ŞAİRİNİN DİLİNDEN BEŞİKTAŞ
Mehmet ÖZDEMİR
Uşak Üniversitesi
ÖZET
“Beşiktaş” redifli üç şiir ve bu şiirleri yazan iki şair bu araştırmanın konusunu teşkil etmektedir. Şairlerden ilki, sekiz beyitlik bir gazel ve yirmi beyitten oluşan kasidesi ile Beşiktaş konulu şiirlerin en güzellerini yazan Neccarzade Rıza’dır. Neccarzade, 1679-1746 yılları arasında Beşiktaş’ta yaşamış mutasavvıf bir şair olan ve daha çok naat türünde yazdığı şiirleriyle tanınan, bu semtte otuz yıl şeyhlik yapmış çok yönlü bir şahsiyettir. Şairin, hacimli Divan’ında, “Rıza” mahlasıyla yazdığı peygamber aşkını terennüm eden şiirleri naat türünün önemli örnekleri arasında yer alır. Bazıları bestelenen bu şiirlerin yanında “Beşiktaş” redifi ile kaleme aldığı ve bu yazının konusunu oluşturan iki şiiri bu semt için yazılan en güzel şiirlerdir.
İkinci şâir ise ?-1829? tarihleri arasında yaşayan ve Neccarzade ailesi ile yakın manevi bağı olduğu anlaşılan Faik Ömer’dir. Neccarzade Rıza’nın yazdığı “Beşiktaş” redifli iki şiire nazire olarak yazdığı anlaşılan otuz üç beyitlik kasidesi yanında, bu semti zikreden birçok beyitten anlaşıldığı üzere Faik Ömer de Beşiktaş tutkusunu çeşitli vesilelerle şiirlerine yansıtan şairlerden biridir.
Anahtar Kelimeler: Neccarzade Rıza, Faik Ömer, Divan şiiri, Beşiktaş ABSTRACT
"Besiktas" redif three poems and two poets write poems that are the subject of research. The first of poets, and twenty-eight couplets of a ghazal couplet consisting of eulogies written by Besiktas Neccarzade Consent is the most beautiful of poems. Neccarzade, between 1679-1746 years, a Sufi poet who lived in Besiktas and has written more poems by such renowned Naat, Sheikh did thirty years in this neighborhood is a versatile personality. The poet, volume Divan'ında, "Reza" wrote the prophet with a love of aliases, who singing Naat poetry takes its place among the most important examples of its kind. Some of these poems were composed by "Besiktas" was penned by redif have been the subject of this article, and two poems written for this district are the most beautiful poems.
The second poet? -1829? Neccarzade between living and spiritual bond with his family near Omer Faik is understood to have. Neccarzade consent of his "Besiktas" redif two poems nazires as summer seems to have thirty-three couplets of eulogies as well as, the district cited several couplets they inferred Faik Omar said Besiktas's passion on several occasions in his poems reflect the poet is one.
Şair ve Çevre
Divan şairleri, tabiatı tecessüs ile temaşa eden ve görüp hissettiklerinin ruh dünyalarına kattığı güzellikleri ya da çağrışımları şiirlerine konu eden kişilerdir. Bu sebepledir ki, sevgilinin yanağı tabiatın en güzel çiçeğine, boyu en uzun ağacına, yüzü tabiatı aydınlatan güneşe ya da aya benzetilmiştir. Şairlerin dilinde sevgilinin saçları sümbüle, yanakları laleye benzetilmiş, teşbih ve istiare yoluyla bu kelimeler dile anlam katmanları kazandırıp billurlaştırmıştır.
Şair, çevresiyle var olur; çevresinde gördüklerini, onların hayal dünyası üzerindeki anlamını, çağrışımını, izdüşümünü dile getirir. Tabiatın yanında, bir semti ya da şehri oluşturan bütün unsurlar şair için anlamlıdır ve önemlidir. Yaşadığı çevrenin mesire yeri, kamuya ait yapılar, şehrin mezarlığı, mezarlıkta yatan tarihi şahsiyetler, manevi dinamikler gibi unsurlar her insan için olduğu kadar şair için de önemli ve anlamlı olsa gerektir. Zira pek çok divan şairi yaşadığı şehrin güzellerini ve güzelliklerini “şehrengiz” türü ile anlatmış; bazı şairleri ise yaşadığı semti ve semtin maddi-manevi varlığını “bilâdiye” ya da “beldenâme” adıyla bilinen eserlerde dile getirmişleridir.
Şerengiz, bilâdiye, beldenâme gibi hacimli ve müstakil eserlerin yanında, yine pek çok şairimizin divanlarında yaşadığı şehrin muhtelif semtlerinin adlarını görmek, hatta şehre ya da semte özel şiirler yazıldığına şahit olmak mümkündür.
İşte bu semtlerden biri de “Beşiktaş”tır. Beşiktaş için ve “Beşiktaş” redifiyle yazılan üç şiir bu araştırmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu şiirlerden ikisi Neccarzâde Rıza, biri de Fâik Ömer’e aittir.
Beşiktaş ve Divan Şairleri
Beşiktaş’ın daha önceki ismi “Lasinion” idi. Beşiktaş’ta doğan Sultan I. Ahmed buraya bir saray, Sultan IV. Mehmed 1678’de 625.000 akçe vererek bir kasr-ı zîbâ, I. Mahmud ise burada yirmi iki sütunlu bir kasr-ı dilârâyaptırmıştır. Damad İbrahim Paşa tarafından eşi Fatma Sultan’a tahsis edilmek üzere Çırağan Sarayı yaptırılmıştır.
Daha sonra Meclis-i Mebusan’a tahsis edilen bu bina 1909’da yanmıştır. Yine burada, Ohrili Hüseyin Paşa (öl. 1622) tarafından yaptırılan Beşiktaş Mevlevîhanesi1 ve Mescidi vardır.
Beşiktaş’ın arkasında, padişahların sık sık gittikleri Hacı Hüseyin Bağı olarak bilinen Ihlamur Kasrı bulunmaktadır. Beşiktaş’ın Maçka, Haseki Tarlası, Yeni Mahalle gibi birçok mahalleleri vardı. Evliya Çelebi’ye göre halkının çoğu Anadolu’dan gelme ve ekserisi âyân ve kibar olup zevk ehli idi.2
Evliya çelebiye Seyahatnamesine göre; Eski zamanlarda bu şehre, taş beşik anlamına gelen "Kona Petro" denilirmiş. Bu adı almasına, Yaşka adında bir rahibin yaptırdığı büyük bir kiliseye Kudüs'teki "Beytulahim" denilen yerden getirdiği Hz. İsa'ya ait taş beşik sebep olmuştur. Hz. İsa çocukken bu taş tekne, yani beşik içinde yıkanmıştır. Bu sebeple kilise "Beşiktaş" adı ile şöhret bulmuştur. Bunun üzerine Müslümanlar bu şehre "Beşiktaş" demişlerdir (C.l, s.344)3.
Beşiktaş için en güzel şiirleri yazan Neccarzade ve onun şiirini tanzir eden Faik Ömer’in “Beşiktaş” redifli müstakil şiirlerinin dışında, şiirlerinde “Beşiktaş”ı anlatan ya da bilvesile “Beşiktaş” ismini zikreden pek çok şairimiz olmuştur. Semtin manevi mimarlarından biri kabul edilen ve Kanuni Sultan Süleyman’ın sütkardeşi olan Yahya Efendi (ö. 1571) bu şairlerin ilki kabul edilir.
Cihanın zuhrufüne aldanub halk Kızıl başlıca toprağile oynar Huzur-ı tıflı bulmağ isteyüben Beşiktaşında toprağıle oynar4
Âşık Ömer, İstanbul’u anlattığı manzumesinde Beşiktaş ilçesinde bulunan Mevlevîhane’nin ismini anmıştır. Şimdi inkâr mı olur Beşiktaş Mevlevîhânesi 503/35
Arpaeminizade Sami;
Serâyburnı Beşiktaş Üsküdar ü kasr-i Tersâne6 Cihân bâgında yokdur gerçi bunlar gibi şâhâne Velî gayrı mükerrerdür bu tarh-i pâdşâhâne Safâlar eyle Sa’d-âbâda gel şevketlü hünkârum
Şair Nâşid ise Beşiktaş sahillerinde sevgiliyle gezintiye çıkma isteğini şöyle ifade ediyor: Giceyi gündüze tebdil idelüm ta-be-seher
Şemsi Paşadan idüp semt-i Beşiktaşa güzer Nâşidâsâ okuyup böyle güzel şarkılar Ey meh-i evc-i letafet çıkalum meh-taba7
Nedim, Beşiktaş’a yakın olan eski evinin tapusunu yanına gelmesi karşılığındasevgiliye vermek ister. Münâsibdir sana ey tıfl-ı nâzım hüccetin al gel
Beşiktaşa yakın bir hâne-i vîrânımız vardır G.26/3 - s.286
Aman pek yârelendim ol nigâh-ı şûh-ı evbâşa Kapıldım doğrusu ol yâl ü bâle ol güzel kaşa Geçersen semtimizden yolun uğrarsa Beşiktâşa
1 Neccâr-zâde Rızâ bu Mevlevîhanede post-nişîn olan Şeyh Mehmed Efendi’nin sohbetlerine katılmış ve bu kişiden Mesnevî-i Şerîf dersi almıştır. Bkz: Bursalı Mehmed Tâhir,(H.1333/M.1914)Osmanlı Müellifleri C.II, Matbaa-i Âmire, İst., s.187; Sâlim, (H.1315/M.1897), Tezkiretü’ş-Şuarâ, İkdam Matbaası, İst., s.305; Ahmed Nüzhed Efendi,(1272/1855),Menkıbe-i Evliyâiyye
fî-Ahvâl-i Rızâiyye, Matbaa-i Âmire, Litografya Destgâhı, İst.,s.67; Râmiz, âb-ı Zurafâ, Haz: Sâdık Erdem, (1994), Atatürk Kültür
Merkezi Yay. Ankara, s.132.
2 Gökbilgin, M. T., (1970) “Tarihte Boğaziçi”, İslam Ansiklopedisi C.II, MEB Yay., İst., s. 674-675.
3Şentürk, O., (1999),Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Folklorik Unsurlar, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
4 Akbayar, N., (1995), “Yahya Efendi’den Senih-i Mevlevi’ye Divan Şiirinde Beşiktaş”, İstanbul, Beşiktaş, Dün-Bugün. İstanbul15 ,s. 85-88.
5 Çelepi, M.S., (2005),Aşık Ömer Divanı’nın Tahlili, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
6 Kutlar, F.S.,(2004),Arpa Eminizade Mustafa Sami: Divan, Kalkan Matbaası, Ankara.
Efendim gel mürüvvet kıl senindir bende vü hâne Ms.38/4 - s.2628
Rezmi; Eski Mısır Paşası Mehmed Paşa’nın yalısına yaptırdığı köşke tarih düşürmüştür. İsm-i Hayyla eyledüm bu mısra’ı târîh-i tâm
Oldı câmi’ seyr-i bahreyni bu cây-ı dil-küşâ9Vuslatî’nin IV. Mehmed’in Beşiktaş’ta yaptırdığı sarayın bitişine düşürdüğü dokuz beyitlik tarih manzumesi vardır.
Târîh-i Sarây-ı Beşiktaş
Cihânınşâh-ı adl-âyîn-i Kâf-ı devlet ankâsı Hudânın zıll-ı lutfı âlemin sultân-ı vâlâsı ***
Mesîh-i devlete gehvâredir ol cây-ı hâlet-zâ Aña bir dâye olmuş hâlet-i pür-feyz-i Yahyâsı ***
Mehemmed Hân-ı ‘âdil eyledi bu tâkı âbâdân Mübârek ola sultân-ı cihâna kasr-ı ‘ulyâsı10
Ebûbekir Celâlî (öl. 1818) Beşiktaş’ın Arnavutköy tarafında ‘Kasr-ı Cedîd’ adıyla inşa edilen ve bugün mevcut olmayan kasır için söylediği tarihte ‘Beşiktaş’ isimini lafzen anarak binanın bulunduğu yere dikkat çeker:
Ey ittifâk-ı ahsen ey manevî tenâsüb Hem-sâye-i Beşiktâş olmak bu kâh-ı vâlâ11
19. Yy şairlerinden Âkif (öl. 1828), Divan’ında Beşiktaş ismini iki yerde zikreder: Beşiktaş'dan binüp ol tıfl-ı dil-cû uydırup suyın
Bebek'den sarf-ı enzâr ile Küçüksu'ya dek gitdi
Beşiktaş'da alup mehd-i hayâle tıflı cânânım Lebin bûs eyleyince geldi Âkif aġzıma cânım Eder bu mâcerâ-yı hâlim işrâb çeşm-i giryânım Dahı cûşiş-nümâdır seyl-i eşkim çaġlayanlardan12
G. 131/4
İlhamî mahlâsıyla şiirler yazan aynı zamanda bestekâr olan III. Selim (1761-1808) İstanbul üstüne de şarkılar ve gazeller söylemiştir. Bir kıt'asında da kendisini yakan yeşil elbiseli sevgilisini ilk kez Beşiktaş'ta gördüğünü belirtir:
Başlayub bülbül yine feryâda mest itdi beni İbtidâ sahn-ı çemende gördüm ol sîmîn-teni Düşdü ol günden derûna nar-ı bâr-ı aşk ile Câme-i sebzîn ile yakdı Beşiktaş'da beni13
Sünbülzade Vehbî (ö. 1809) ise bir kıt'asında da Beşiktaş'ı İstanbul'un en güzel semti sıfatıyla över: Sitanbul cümle âlemden ibâret başka âlemdir
‘Acem nısf-ı cihan ta'bîr ider gerçi safâhâne Besiktâş'ın olursa mün'akis tasvîr-i dilcûyî Olur seng-i hacâletle şikeste âyine-hâne14
Enderunî Fâzıl Bey (ö. 1810) III. Selim'in bir ilkbaharda Topkapı Sarayı'ndan Beşiktaş Sahilsarayı'na taşınmasını konu alan kasidede:
Bahar eyyâmıdır gülşenlerin vakt-i temâşâsı Beşiktaş'ın behişte benzedi her bağ-ı zîbâsı
8 Karataş, L. (2006), Nedim Divanı’nda Lale Devri Sosyal Hayatının İncelenmesi, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
9Gürbüz, M.,(2005), Rezmi Divanı, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, s. 308. 10İsen, M.-Aksoyak, İ.H., (2003),Vuslatî Ali Bey Gazaname-i Çehrin, AYK Atatürk Kültür Merkezi, Ankara.
11Sarıkaya, E., (2008),Ebubekir Celalî Divanı: Karşılaştırmalı Metin-İnceleme, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kültür Üniversitesi, s. 245.
12Admış, A., (2007),Akif Divanı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sivas, s.300. 13 Akbayar, N., (1995), s. 85-88.
Bugün dest-i felekden kurtulup kaçdım Musallâye Beşiktâş'ı bütün gezdi beni ârâye ârâye 15
Bu şairler dışında Şeyh Galib (öl. 1799), Rahmî (ö. 1751), Sürûrî (ö. 1814), Vâsıf ı Enderûnî (ö. 1824,) Keçecizâde İzzet Molla (ö. 1829), Ziya Paşa (ö. 1880) gibi birçok şair de Beşiktaş adını şiirlerinde çeşitli vesilelerle anmışlardır. Bunlar yanında taşra şairlerinden bazıları da şiirlerinde Beşiktaş’ı zikretmişlerdir. Diyarbaırklı Kâmî-i Âmidî (ö. 1884), Antepli Hasırcızâde Hâfız Mehmed Ağa (1803-1887) ve Senîh-i Mevlevî (1823-1900) bu şairlerdendir.16
Neccarzade Rıza ve Beşiktaş Redifli Şiirleri
Asıl ismi Rızâüddin Mustafa olan Neccarzade Rıza17, H.1090/M.1679’da İstanbul’un Beşiktaş semtinde doğdu.18 Babası, Şebinkarahisarlı İbrahim Efendi, katıldığı seferlerde, karşılaşılan nehirlerden top geçirmek için, tamiri icap eden köprülerin inşası ve onarılmasında gösterdiği maharetten dolayı -asıl mesleği marangozluk olmadığı halde- arkadaşları tarafından kendisine “neccâr”19 unvanı verilmiştir.20
Neccâr-zâde Rızâ, devrinde iyi bir tahsil görmüş, on yedi yaşında geldiğinde, Sinan Paşa Medresesi’nde okurken, Aziz Hüdâyî Mahmud Efendi’nin dergâhında Celvetî tarîkatına intisap etmiştir.21
Beşiktaş Mevlevîhânesinde post-nişîn olan Şeyh Mehmed Efendi’nin sohbetlerine katılıp Mesnevî-i Şerîf okumuştur. Edirne’de Nakşibendî tarîkatı şeyhlerinden Arabzâde Hâce Muhammed İlmî Efendi’nin sohbetlerine katılmış ve bir müddet ondan sülûk-ı Nakşibendiyye’nin esaslarını öğrenip icaplarını yerine getirdikten sonra H.1123/M.1711 senesi şevval aynın üçüncü gününde icazetnâme almıştır.22 Bir yıl sonra İstanbul’a dönerek Sinan Paşa’nın Beşiktaş’ta yaptırdığı zaviyeye H.1124/M.1712’de şeyh olmuş,23 daha sonra Beşiktaş’ta Sinan Paşa tekkesinde post-nişîn olmuştur.24
Neccâr-zâde, kendisinin Beşiktaş’taki tekkeye şeyh olmasıyla “sevinç hây hûyunun gülbangının âlemi doldurduğu”nu ifade etmektedir:
Rızâ bu tekye-i hâlet-fezâda şeyh olalı Pür itdi âlemi gülbang-ı hây u hûy-ı neşât
Neccârzade, Divan’da “Beşiktaş” adını sekiz yerde kullanmış, iki manzumede ise tamamıyla Beşiktaş’ı ve güzelliklerini anlatmıştır: (Tuhfetü’l-İrşâd-40. Gazel, Vâridât-ı Gaybiyye-IX. Kaside)25
Neccâr-zâde Divânı’nında, şâirin Nakşî-meşreb olduğuna işâret eden beyitler ve Nakşîliği ve bu tarîkatın kurucusu ünlü mutasavvıf Şâh-ı Nakşibend’i medh eden manzumeleri vardır. (Tuhfetü’l-İrşâd-24 ve 29.Gazeller)26
H.1157/M.1744 senesinde hastalanan şair, yanında bulunanlara şu anda defnedilmiş olduğu yeri götererek “Azm-i semt-i bekâ oldukta beni bu mahalle defn idesiz.” diye vasiyet etmiştir.27
H.1159/M.1746 senesi Muharrem ayının 16. günü de vefat eder28 ve vasiyet ettiği yere defnedilir. Türbesi, İstanbul’un Beşiktaş semtindedir.29
Ölüm tarihine istinaden “Nakşibendî-i Beşiktâşî” ve “Âh göçdü Rızâ veliyyu’llah” mısra’ları ile tarih düşürülmüştür.30
15 Akbayar, N., (1995), s. 85-88. 16 Akbayar, N., (1995), s. 85-88.
17 Neccâr-zâde Rızâ hakkında bkz: Ahmed Nüzhed Efendi, (1272/1855), s.67; Sâlim, (1897), s.305; Safâyî Mustafa, Nuhbetü'l-Âsâr
min-Fevâ'idi'l-Eş'âr, Süleymaniye Ktp. Esad Ef. 2549, yk.110a -110b; Râmiz, (1994), s.132; Mehmed Süreyyâ, (H.1308/M.1889), Sicill-i Osmânî C. IV, Matbaa-Sicill-i ÂmSicill-ire, İst., s. 429; MuallSicill-im NâcSicill-i, (1986), Osmanlı ŞaSicill-irlerSicill-i,Haz: Yrd. Doç. Dr. Cemal Kurnaz, K.B. Yay.
Ank., s.154; Bursalı Mehmed Tâhir, (H.1333/M.1914), s.187; Şemseddin Sâmi, (1996), Kâmûsu'l-A'lâm C.III, Tıpkıbasım, Kaşgar Neşriyat, Ank., s. 1285.
18 Salim, (1897), s. 305; Safâyî Mustafa, yk.110a -110b; Râmiz, (1994), s.132; Mehmed Süreyyâ, (H.1308/M. 1889), s. 429. 19
neccâr: (a. isim, necr’den): 1. dülger. 2. marangoz; Devellioğlu, F., (1999),Osnanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Kitabevi, Ankara, s. 815.
20 Ahmed Nüzhed Efendi, (1272/1855), s.67; Muallim Nâci, (1986), s.154.
21 Ahmed Nüzhed Efendi, (1272/1855), s. 68; Bursalı Mehmed Tâhir, (H.1333/M.1914), s.187; Safâyî Mustafa, yk.110a, 110b. 22 Bursalı Mehmed Tâhir, (H.1333/M.1914),s.187; Sâlim, (1897),s.305; Ahmed Nüzhed Efendi, (1272/1855), s.72; Râmiz, (1994), s.
132.
23 Mehmed Süreyyâ, (H.1308/M.1889), s.429; Safâyî, yk.166; Bursalı Mehmed Tâhir, (H.1333/M.1914), s.187; Sâlim, (1897), s. 305; Ahmed Nüzhed Efendi, (1272/1855), s.75; Râmiz, (1994), s.132.
24 Şemseddin Sâmi, (1996), s. 1285.
25 (a) Neccâr-zâde Rızâ Dîvânı, Süleymaniye Ktp. Hâlet Ef. 656, 655; Sülemâniye Ktp. Hacı Mahmud Ef. 3595, 3559; Süleymaniye Ktp. Selimağa Kit.919; Millet Ktp. Pertev Paşa Kit. 411; Ünv. Ktp. Ty. 2880, 2899; Topkapı Sarayı Ktp. Revan Köşkü 821.
(b)Neccâr-zâde Rızâ Dîvânı, İst. 1262.
26Neccâr-zâde Rızâ Dîvânı (a); Neccâr-zâde Rızâ Dîvânı(b), İst. 1262. 27 Ahmed Nüzhed Efendi, (1272/1855), s.108.
Neccarzade’nin Tuhfetü’l-irşâd, Vâridât-ı Gaybiyye, Zuhûrât-ı Mekkiyye ve Hâtimetü"l-vâridât adını verdiği dört bölümden oluşan Dîvân’31ı,er-Risâle fî beyâni"l-i"tikad ve"l-amel ve"l-ahlâk, Terceme-i
Muhtasaru"l-velâye adlı eserleri vardır.
Yukarıdaki kısa tarihçesinden de anlaşıldığı üzere bu semt, tarihin hemen hemen her döneminde, padişahlar da dahil olmak üzere pek çok devlet büyüğünün dikkatini çekmiş ve özel ilgi görmüştür.
Beşiktaş’ın bu tarihî özelliği ve doğal güzelliğinin, şairlerin de ilgisini çekmiş olması tabiidir. Beşiktaş’ta ikamet eden Neccâr-zâde Rızâ, (1769-1846) Divan’ındaki iki şiirde Beşiktaş’ın güzelliklerini dile getirmiştir. Hayatını bu semtte geçiren şairin “öldüğünde bu semte defnedilmesini” yakınlarına vasiyet etmesi32onun Beşiktaş ile bütünleşmesinin ve bu semte duyduğu sevginin işareti sayılabilir. Divan’daki dört gazelinde mahlasını “Beşiktâşî Rızâ” şekliyle de kullanması, Beşiktaş’ın kendisi üzerinde bıraktığı tesirin işareti sayılabilir.
Beşiktâşî Rızâyem râgıb-ı hacc oldı dil tıflı Cenâb-ı mısra tahrîk-i rikâb-ı esb-i nâz itdüm33 Olup burc-i safâda şems-i irfânile hem-âgûş Beşiktâşî Rızâ ehl-i şerefde dâyedâr oldı34
Neccâr-zâde Rızâ Divanı’nda, Beşiktaş semtinin güzelliklerini öven iki ayrı şiir mevcuttur. İlk şiir, sekiz beyitlik bir gazeldir. Neccarzade bu gazelde -günümüz Tükçesi ile ve nesir diliyle- şu ifadelere yer verir:
Şair, bahçelerindeki güllerinin açılmasıyla, Beşiktaş’ın cennete döndüğünü belirterek söze başlıyor ve Beşiktaş’ın nehirlerini, çiçeklerini övüyor. Beşiktaş’ta mezarı bulunan Yahya Efendi ve Ahmed Tûran’ın türbeleri ile bu semti süslediklerini, nurlandırdıklarını ifade ediyor.
Beşiktaş’ın hüzünlü gönülleri ferahlatıcı, gönül alıcı bir tabiibir güzelliğe sahip olduğunu, Beşiktaş’ta açan çiçeklerin, çimenlikleri süslediğini, bu güzellikler arasında sevgili ile kır gezisi yapma arzusunda olduğunu dile getiriyor.
Beşiktaş'ın gül bahçelerindeki goncaların açılmasıyla buranın çimenliklerinin cennete benzediğini, Beşiktaş'ın nehirlerinin gönlü susamış insanları suya kandırdığını anlatıyor.
Sevgiliyi, emel ağacının altında Beşiktaş'ın nehirleri al yanağına aksetmiş halde iken gördüğünü, Beşiktaş dağlarının süsü olan Yahyâ Efendi ve Beşiktaş'ın nurlanmasının sebebi olan Ahmed-i Turân'ın kabirlerini ziyaret eylemeyi salık veriyor.
Beşiktaş'ın dilberleri, ağlayan gönle muhabbet kucağında yer verdiği için gönül çocuğunu (tıfl)35 mutlu ettiğini, çiçeklerinin güzelliği ile çimenliği süsleyen Beşiktaş'ın kırlarında sevgili ile bir gül seyri yapabilme arzusunda olduğunu, Beşiktaşlı Şeyh Rızâ'nın kapısının toprağına yüz sürüldüğünde Beşiktaş’ın güzelliklerini ortaya koyacağını anlatıyor.
Açıldı yine gonce-i gülzâr-ı Beşiktaş Mânend-i cinân oldı çemenzâr-ı Beşiktaş Dil-teşne-i hicrânı olur vasl ile şâd-âb Sîr-âb ider atşânını enhâr-ı Beşiktaş Gördüm o mehi zìr-i dıraht-ı emelümde Aks itdi ruh-ı âline enhâr-ı Beşiktaş Yahyâ-i Beşiktaş36ı ziyâret idelüm gel Oldur sebeb-i zìnet-i kühsâr-ı Beşiktaş
29 Mehmed Süreyya, (H.1308/M.1889), s.429.
30 Bursalı Mehmed Tâhir Eefendi, (H.1333/M.1914),s.187. 31
Divan üzerinde iki akademik çalışma yapılmıştır: Danacı, T., (1988), Neccarzade Şeyh Rıza Divanı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Özdemir, M., (1999), Neccarzade Rıza Divanı’nın Edisyon
Kritiği,Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
32 Ahmed Nüzhed, (1272/1855), s.108.
33 Neccâr-zâde Rızâ, Divan, Millet Ktp. Pertev Paşa 411, vr. 24a. 34 Neccâr-zâde Rızâ, vr. 43b.
35 Arapça “çocuk” anlamındaki “tıfl” kelimesi Beşiktaş’ı konu eden hemen her şiirde kullanılan bri kelimedir. Bunun sebebi, Beşiktaş isminin kaynağı konusunda anlatılan hikayeye atıfta bunularak “beşik-çocuk” (Hz. İsa-Vaftiz) hatırlatılması sebebiyledir. 36 Demir, İ. –Yıldırım, H. O., (2000), Beşiktaşlı Şeyh Yahya Efendi ve Üveysîlik, Şeyh Yahya Efendi Kültür ve Araştırma Vakfı Yayın
Gel Ahmed-i Tûrânı dahi eyle ziyâret Hakkâ ki odur bâis-i envâr-ı Beşiktaş Âgûş-ı mahabbetde yer itdi dil-i zâre Şâd eyledi tıfl-ı dili dildâr-ı Beşiktaş Gül-geşt idelüm yâr ile pìrâmen-i deşti Zeyn itdi çemen sahnını ezhâr-ı Beşiktaş Rû-mâl idelüm hâk-i der-i Şeyh Rızâya Tâ keşf-i cemâl eyleye ruhsâr-ı Beşiktaş37
İkinci şiir ise, yirmi beyitten oluşan bir kasidedir. Neccârzâde Rızâ bu şiirde, diğer şiirden biraz farklı olarak, Beşiktaş'ın doğal güzelliklerinden çok, manevi güzelliğini ele almış ve semti tasavvufî tabirler kullanarak tasvir etmiştir.
Neccârzâde Rızâ, Beşiktaş'ın mesire yerlerinin insana huzur verdiğini belirterek başladığı şiirinde, Beşiktaş'ın, cihan sultanı istediği için, sabah akşam dua ettiğini, buradaki bülbüllerin ötüşleri ile âşıkların çılgına döndüğünü belirtiyor.
Beşiktaş'ın gülünü, nergisini ve sümbülünü medh eden şâir, bu semtin güzelliğinin, hislerinde meydana getirdiği letafeti dile getiriyor. Bu semtte, kırmızı lâlelerin açtığını ve insanların güzellikleri seyretmek üzere buraya geldiklerini belirtiyor. İlk şiirde olduğu gibi, Beşiktaş'ta türbesi ziyaret edilecek kişilerin olduğunu, bunlardan Beşiktaşlı Şeyh Yahyâ Efendi'nin bu semti süslediğini ve Beşiktaş'a şeref verdiğini ifade ediyor. Ahmed-i Tûrân'ı da ziyaret arzusunda olan şâir, bu kişinin Beşiktaş'a bereket getirdiğine inanıyor. Beşiktaş sevdasının insanı deliye döndüreceğini ifade eden şâir, semtin kıymetinin bilinmediğini söylüyor.
Beşiktaş'ın gezilen sığınılan mekânları baştan ayağa insanların gönüllerini aydınlattı. Beşiktaş, cihan sultanının bu semte lutf edip gelmesini sabah akşam dua ederek istemektedir. Beşiktaş'ın çılgın bülbüllerinin şehnâz makamında ahenkle ötmeye başlaması, âşıkları her an perişan eder.
Beşiktaş'ın güzel goncası bugün kırlardaki gençlerin sarığının süsüdür. Beşiktaş'ın şehla gözlü nergisi, gam mahmuru olanlara altın işlemeli kadehi seyretmeyi naz ile ima eder. Beşiktaş sahrasının sevdalı sümbülü, sonunda sevgilinin kâkülü gibi baştan çıkar.
Beşiktaş'ta gezinti yapmak, İstanbul çocuklarını naz beşiği içinde ağlatır ve korkutur. Ey şâhım, Beşiktaş'ın kırmızı lâleleri yine açıldı. Lutf et de beraber Çırağan zevkine gidelim. Ey şâhım, Beşiktaş sırtlarındaki dostları ziyaret edelim; çünkü burada dostlar biriktikçe birikti.
Beşiktaş'taki Yahyâ Efendi türbesi, abdalların sığınağı, devrin önde gelen din büyüklerinin menzilidir. Beşiktaş semtinin şerefi, Yahyâ Efendi'nin lutfunun eseri olmasıyla yüceldi. Gel Ahmed-i Tûrân'ı da ziyaret edelim. Beşiktaş'ın bereketinin artmasına bir sebep de odur.
Cenâb-ı Allah kıyamete kadar (Yahyâ Efendi yahut Ahmed-i Tûrânî gibi) şerefli lütuflarını Beşiktaş semtinin süsü kılsın. Beşiktaş'ın canlılığı, ölülerini hatırlatır. Kalbi hissizleşmiş olanlar, kalbi dirilere rahmet okur.
Beşiktaş'ın yüzü peri gibi güzel çocukları göze görünmez. Şâyet görünürse Beşiktaş'ın sevdası insanları deli eder. Beşiktaş'ın bilgiç hocası, çocukları daima edep kucağında beslemektedir. Beşiktaş'ın kumaşları kıymetsiz görünür. Ama insan onların ne kadar kıymetli olduğunu bilmezler. Beşiktaş'ın denizi, gam avcısının tuzağına gönül balığını çaresiz kalarak kaptırdı.
Beşiktaş'ın hayat veren suları, cennet bahçesindeki nehirlerin menbaıdır. Beşiktaş'ın insanları, kardeşlikte kendilerini Rızâ ile ikiz saydıkları için gönül çocuğunu ağlattılar.
Ülfetgede-i melce' ü me'vâ-yı Beşiktaş Revnak-dih-i ins oldı ser-â-pây-ı Beşiktaş Ber-dâşte-i makdem-i sultân-ı cihândur Her subh u mesâ dest-i temennâ-yı Beşiktaş Âgâze-i şehnâz ile uşşâkı demâdem Şûrìde ider bülbül-i şeydâ-yı Beşiktaş Zìb-âver-i destâr-ı cevânân-ı çemendür Gülşende bugün gonce-i zìbâ-yı Beşiktaş
Zerrìn-kadeh seyrin ider nâz ile ìmâ Mahmûr-ı gama nergis-i şehlâ-yı Beşiktaş Şol kâkül-i cânân gibi başdan çıkar âhir Sevdâ-zede-i sünbül-i sahrâ-yı Beşiktaş Gehvâre-i nâz içre ider zâr u remìde Etfâl-i Sıtanbulı temâşâ-yı Beşiktaş Şâhâ gidelüm zevk-i Çerâgâna kerem kıl Açıldı yine lâle-i hamrâ-yı Beşiktaş Ahbâbı ziyâret idelüm tarf-ı çemende Mecmûa-i ins oldı şehâ cây-ı Beşiktaş Menzilgeh-i aktâb u melâz-ı budalâdur Ârâmgeh-i türbe-i Yahyâ-yı Beşiktaş Ol zât-ı şerìfün eser-i vâye-i lutfı Oldı şeref-i sâye-i bâlâ-yı Beşiktaş Gel eyleyelüm Ahmed-i Tûrân'ı ziyâret Oldur sebeb-i meymenet-efzâ-yı Beşiktaş Hak celle alâ eyleye tâ rûz-ı kıyâmet âsâr-ı şerìfin çemen-ârâ-yı Beşiktaş Dil-zindelere rahmet okur mürde-dilânı Emvâtını yâd itdürür ihyâ-yı Beşiktaş Sıbyân-ı perì-rûyı görünmez göze yohsa Dìvâne ider âdemi sevdâ-yı Beşiktaş Perverde-i âgûş-ı edeb itmede dâ'im Masumların hvâce-i dânâ-yı Beşiktaş Bir vechile bilmez ne kumaş olduğın âdem Erzân görinür kıymet-i kâlâ-yı Beşiktaş Mâhì-i dili eyledi nâ-çâr rübûde
Sayyâd-ı gamun dâmına deryâ-yı Beşiktaş Ser-menzil-i enhâr-ı besâtìn-i cinândur Yenbû-ı hayât-âver-i mecrâ-yı Beşiktaş Tev'em geçinüp mehd-i uhuvvetde Rızâya Tıfl-ı dili zâr eyledi ebnâ-yı Beşiktaş38
Faik Ömer ve Beşiktaş Redifli Şiiri
Son dönem tezkirelerinde ve kaynak eserlerde39 hayatıyla ilgili bilgiler bulabileceğimiz Fâik Ömer’in doğum yeri ve tarihi hakkında bilgiye rastlanmamıştır. Vüzerâ Kapı Kethüdâları maiyetinde Mühürdâr olarak göreve başlayı Anadolu’nun çeşitli yerlerinde memuriyet görevini ifa eden şair, hayatı boyunca I. Abdülhâmid, III. Selîm, IV. Mustafa, II. Mahmûd’un saltanatına şahitlik etmiştir.
Tezkireler Fâik Ömer Efendi’in tasavvufî yönünü vurgulayıp, ilkin Sa’deddin Cibavî sülalesinden Seyh Mehmed Sâdık Efendi’ye mürîd olarak Sa’diye Tarikatına, daha sonra ise Neccâr-zâde Mustafa Rızâeddin Efendizâde Seyh Mehmed Sıddık Efendi’ye nisbetle Naksibendi tarikatına intisabına işaret ederler. Şâir,
38 Özdemir, M., (1999), s. 274.
39 Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî, C. II, s.743; Davud Fatin,(1271),Hâtimeti’l- Es’âr, İstanbul, s. 315; Şemseddin Sâmi, (1996), Kâmusu’l-
A’lâm, Kasgar Nesriyat, Ankara, C.V, s. 3345.; İbnü’l-Emin Mahmmud Kemal İnal, Son Asır Türk Sâirleri, Hzl. Müjgân Cumbur,
(1999), Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, Ankara, C.I, s. 531-533.; Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, Hzl. Cemal Kurnaz – Mustafa Tatçı, (2000), Bizim Büro Basımevi, Ankara, C.III, s. 106-107.; Türk Dili Ve Edebiyatı Ansiklopedisi, (1977-1998), İstanbul, C.3 , s. 147.