• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM III. SOSYAL HİZMET VE SİNEMA

3.5. Sosyal Hizmet Uygulamalarının Filmlerdeki Temsilinin

3.5.1. Sosyal Hizmet Uygulamaları

Sosyal hizmetin temel odağı insanların fiziksel, düşünsel ve duygusal işlevselliğidir. Horejsi ve Sheafor (2014)’ın müracaatçının sosyal işlevselliğinin yönleri ve boyutlarına ilişkin oluşturdukları çerçeve şu başlıklardan oluşmaktadır:

“ Bağımsız yaşama ve kendine bakım, barınma ve ev güvenliği, beslenme ve sağlık bakımı, aile yaşamı, arkadaşlık ve sosyal destekler, tinsellik, topluluk ve iletişim, kişisel görünüm ve hijyen, eğitim ve öğretim, gelir ve para yönetimi, vatandaşlık ve hukuk, kamu kaynaklarının kullanımı, eğlence ve boş zaman aktivitesi, hayatın sıradan problemleriyle baş etme, bağımlılık ya da sağlık problemleriyle başa çıkma, fiziksel engelliliklere uyum, bir ergenin ya da çocuğun okul performansı, bir gencin ebeveynleri, kardeşleri ve ailesiyle olan ilişkisi, çocuk veya yetişkin cinselliği, çocukluğun ve ergenliğin olası sorunları.” (Horejsi ve Sheafor, 2014:272-277)

Sosyal hizmetin amacı, müracaatçının işlevselliğinin belirleyicisi olan bu yönlerden birinde ortaya çıkan problemleri çözmek, düzeltmek, önlemek, müracaatçının bu sorunlarla baş etme kapasitesini arttırmak ve iyileştirmektir. Sosyal hizmet, insan ihtiyaçlarının karşılanmasında, sorunlarının çözümlenmesinde ve insan kaynaklarının geliştirilip korunmasında etkili rol oynayan bir meslektir. Aynı zamanda sosyal hizmet, kendine özgü bilimsel teknik ve yöntemlerle, insan ilişkilerindeki bilgi ve becerilere dayanan uygulamalarıyla da bir bilimdir.Miley K., O’Melia ve Dubois’ ya göre;

“Genelci sosyal hizmet uygulaması danışmanlık, kaynak yönetimi ve eğitim olmak üzere birbiriyle bağlantılı üç işlev çerçevesinde yürütülür. Her bir işlev çerçevesindeki roller çeşitli düzeylerdeki sistemlerde müracaatçı ve sosyal hizmet uzmanı arasındaki etkileşimin yapısını açık hale getirir” (Akt: Duyan,2003:14).

146

Sosyal hizmetin danışmanlık işlevi; sosyal hizmet uzmanının muktedir kılıcı, kolaylaştırıcı, planlayıcı, meslektaşlık ve izleme rollerini;

Kaynak yönetimi işlevi; sosyal hizmet uzmanının bağlantı kurucu ve savunuculuk, uygun hale getirme ve aracılık, harekete geçirici, hızlandırıcı rollerini;

Eğitim İşlevi ise; sosyal hizmet uzmanının öğretici, eğitici, toplumu bilgilendirici, araştırmacı ve mesleki bilgilendirici rollerini gerçekleştirmesiyle sağlanabilir. (Akt: Duyan,2003)

Uygulamalı bir bilim olan sosyal hizmet, sosyal dışlanma, göç, fuhuş, yoksulluk, cinsel istismar, ihmal, terk edilmişlik, şiddet, ayrımcılık, eşitsizlik gibi yaşamsal sorunlara müdahale eder. Temelinde yardıma muhtaçlara yardımcı olmak olan sosyal hizmetin birçok farklı uygulama alanı vardır. Bu uygulamalar farklı düzeylerde olmaktadır. Tüm uygulamalarda temel hedef çevresel faktörleri birey, grup ya da toplumun yararına değiştirmektir. Çünkü yaşadığı olayların müracaatçıyı yaşadığı olayların figürü haline getirebilmektedir. Bundan dolayı bireyin tekrar yaşamının kontrolünü eline almasını sağlamak için bazı durumlarda bireyin çevreye uyumunu sağlamak, bazı durumlarda ise çevreyi değiştirmek gerekebilir. Sosyal hizmetin üç uygulama düzeyi vardır. Sosyal hizmetin mikro düzey uygulamaları, bireyin etkileşim halinde olduğu sistemlerin dengesizlikten kaynaklı sorunları çözmek amacıyla müracaatçının en yakın ilişkilerine odaklanmaktadır. Birey, küçük grup ve aile ile çalışmada mikro müdahale odaklı bir uygulama yapılır. Mezzo düzey çalışmalar ise, büyük gruplar ve örgütlerle çalışmayı, kurumsallaşmanın yapısal, yasal ve bürokratik verimliliğinin araşıtırılmasını gerektirir. Aile danışmanlığı da sosyal hizmetin sunduğu bir hizmet türüdür. Aile fertlerini birey olarak ele alıp aile içi dinamikler bireyden hareketle ele alınıyorsa; örneğin ailenin sorunları, çocuğun sorunlarını ortadan kaldırmak için çözülüyorsa bu mikro düzey bir uygulamadır. Ancak aile bir bütün olarak ele alınıyorsa bu mezzo uygulamadır. Sosyal hizmetin makro uygulamalarda ise amaç; toplumsal koşulları bireyin yararına olacak şekilde değiştirmektir.

Sosyal hizmet tüm uygulamalarında genelci yaklaşımı kullanır. Genelci sosyal hizmet uygulaması, müracaatçı sistemleri ile her düzeyde (mikro, mezzo ve makro) çalışmayı gerektirir. Çünkü genelci yaklaşım bireyle, grupla ya da toplumla sosyal hizmet gibi yöntemlerde ayrı ayrı uzmanlaşmanın başarıyı getirmediğini savunur. “Çünkü çalıştığımız müracaatçı sistemlerinde karmaşık ve iç içe geçmiş birçok boyut ve sistemin diğer parçaları, birbiriyle ilişki ve iletişim halindedir. Sadece bireyle ya da aileyle çalışarak,

147

doğaçlama ele alışlarla ve kanıta dayalı olmadan sorunlara çözüm bulmak mümkün değildir” (Özbesler, Bulut, 2013:102). Genelci yaklaşım sadece müracaatçıların bahsettikleri sorunlarla değil, yakın çevresiyle de ilgilenmeyi gerektirmektedir. Etkin bir müdahale planının hazırlanması için soruna ilişkin en aydınlatıcı çerçeveyi genelci yaklaşım çizmektedir. Genelci yaklaşım temel aldığı sosyal sistem teorisiyle, bütüncül yaklaşım ve teorik seçiciliği gerektiren eklektik bilgi temeliyle müdahalede başarıya ulaşmayı hedefleyen bir yaklaşımdır.

Sağlık, eğitim, çalışma ve sosyal güvenlik, adalet sosyal hizmetin uygulama alanlarından bazılarıdır. Sosyal hizmetin önemli uygulama alanlarından birisi de klinik sosyal hizmet alanıdır. Klinik sosyal hizmet, noksanlık ve yetersizlikleri teşhis, tedavi etmek ve önlemek amacıyla sosyal hizmet teori ve yöntemlerini kullanır. Klinik sosyal hizmet uzmanları da duygusal, ruhsal ve davranışsal yönden bireyler, çiftler ve grupların iyileştirilmesi için bütüncül psikoterapötik yöntemleri kullanırlar ve uygulamalarının merkezinde çevresi içinde birey perspektifi yer alır (Northen,1995).

Klinik sosyal hizmet gerontolojiden psikiyatriye ve transplantasyona kadar birçok tıbbi alanda hizmet verir. Bu alanlarda çalışan sosyal hizmet uzmanları hasta ve ailelerinin iyi oluşlarını sağlamak için tedavi ekibinin bir üyesi olarak görev yapmaktadırlar. Klinik sosyal hizmet uzmanı hastalıktan kaynaklı sorunları gidermek için bütüncül psikoterapötik yöntemler kullanır ve kişinin kendine yardım etmesi için ona yardım eder.

Sosyal hizmetin uygulamaları mesleğin amaç ve etik idealleriyle uyumlu olmak zorundadır. Sosyal hizmetin temelinde sosyal adalet ve insanın insan olmasından kaynaklanan hakları olduğunu savunan insan hakları ilkeleri vardır. Sosyal adalet, sosyal hizmetin örgütleyici bir değeri ve etik bir ilkesidir. Sosyal adalet kişilerin değişimi için bireysel değil toplumsal bir değişim yaratılması gerektiğini savunur. Onarıcı bir pratikle sınırlı kalan bir sosyal hizmet uygulaması, sosyal hizmet uzmanlarının kendilerini güçsüz ve yetkisiz hissetmelerine neden olmakla birlikte sosyal adalet hedefinden uzaklaşılmasına da neden olacaktır (Tuncay,2006).