• Sonuç bulunamadı

Bu başlık altında açıklamalara geçmeden önceden değinmekte fayda vardır ki, öğretide paylı halin giderilmesi ile paylaşma aşaması ağırlıklı olarak birbirilerinin yerine kullanılmaktadır.

Öğretideki bir görüşe göre, paylı mülkiyetin sona ermesi paylı mülkiyet konusu malın paylaşılması ile gerçekleşir. Paylı mülkiyet birliği, birlikte mülkiyet dolayısıyla mevcuttur. Bu nedenle, birliktelik, paylı mal paylaşılmadıkça geçerliliğini korumaktadır. Bu durumda, paylı mülkiyetin sona ermesinde, iki ayrı aşamadan bahsetmek mümkün değildir. Bu görüşü savunanlar277, paylı mülkiyetin, paylı malın paylaşılmasıyla bütün paydaşlar açısından sona erdiğini ileri sürmektedir.

Bizim de katıldığımız öğretideki diğer bir görüşe göre278 ise, paydaşlar arasında eşyaya birlikte malik olma durumunun ortadan kaldırılması, paylı halin giderilmesini;

276 Akipek /Akıntürk, s. 402; Sarıhan, s. 28; Özgür, s. 20; Öztan, s. 780; Taşınmaz bir malın deprem nedeniyle çökmesi, taşınır bir malın tüketilmesi paylı malın yok olmasına örnek teşkil edebilir (Hatemi/Serozan/Arpacı, s. 341; Sarıhan, s. 28).

277 Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s. 331; Özgür, s. 15; Kürşat, s. 162.

278Akipek /Akıntürk, s. 402; Aybay/Hatemi, s. 134; Aybay’a göre, paylı mülkiyetten tek kişi mülkiyetine geçiş iki aşamadan meydana gelmektedir. Bunlardan ilki, paydaşlar arasında bulunan paylı mülkiyet ilişkisinin sonlanmasıdır ve buna “paylı halin giderilmesi” denilir. İkinci aşama ise, söz konusu eşya üzerindeki değerlerin bölüştürülmesidir. Özel bir tasfiye olarak nitelendirilen bu aşama ise “taksim (paylaşma)” olarak adlandırılır (Aybay, Aydın, Müşterek Mülkiyette Taksim, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul 1966, s. 7).

90 paylı mülkiyete konu olan eşyanın akıbetinin belirlenmesi ise, paylaşma aşamasını ifade etmektedir. Bir başka ifadeyle, paylı mülkiyetin sona ermesinde iki ayrı aşama bulunmaktadır. Paylı halin giderilmesiyle, paylı malikler arasındaki hukuki ilişki sona ermekte, dolayısıyla paylı mülkiyet birliği bütün paydaşlar açısından son bulmaktadır.

Birinci aşama sonucu ortada kalan ve paylı mülkiyetin konusunu teşkil eden eşyanın tasfiyesi ise paylaşma aşamasıyla olmaktadır. Gerçekten de, paylaşmanın, gerek paydaşların kendi aralarında yaptıkları sözleşmeyle, gerekse mahkeme kararıyla yapılması durumunda, her şeyden önce, paylı halin giderilmesi yönünde bir karar alınması gerekmektedir. Bu kararın alınmasından sonra, paylı malın paylaşılmasına kadar geçen süre içerisinde, paylı mülkiyet ilişkisinin devam ettiğinin kabulü mümkün görünmemektedir.

Paylı mülkiyette, paydaşların payları üzerindeki hak ve yetkileri diğer paydaşların hakları ile sınırlandırılmış olduğundan paydaşlar, kural olarak, her zaman paylı halin giderilmesini isteyebilir279.

Paylı halin giderilmesiyle, paylı mülkiyet, bütün paydaşlar bakımından sona ermektedir.

279 Karahacıoğlu, Ali Haydar, Açıklamalı-İçtihatlı Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şüyu), Adil Yayınevi, Ankara, 1994, s. 1.

91 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

PAYLAŞMA İSTEMİ, PAYLAŞMA USULLERİ VE PAYLAŞMANIN YAPILIŞI

§ 7. PAYLAŞMA İSTEMİ I. Genel Olarak

Paylaşma; paylı mülkiyet konusu malın, bölünmeye elverişli olması halinde aynen, elverişli olmaması halinde ise, satılarak paraya çevrilmesi yoluyla bölüştürülerek paydaşlara payları oranında dağıtılması olarak tanımlanabilir280.

Paylı mülkiyet konusu mal, aynen bölünerek paylaşıldığında, ayrılan her parça üzerinde ayrı bir mülkiyet hakkı tesis edilir. Paylaşmanın bedele çevirme yoluyla yapılması halinde ise, mal bir başkasının mülkiyetine geçer ve satım bedeli paydaşların payları oranında paylaştırılır.

Paydaşların kendi aralarında yapacakları bir sözleşmeyle paylı mülkiyet konusu malı paylaşmaları durumunda, rızai paylaşmadan; paydaşlardan birinin istemi üzerine paylaşmanın yargı kararıyla yapılması durumunda ise, kazai paylaşmadan söz edilir281.

Rızai paylaşma durumunda, malın paylaşılması, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da arttırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir (TMK m. 699/1).

Paydaşların malın paylaşılması konusunda anlaşamamaları halinde, paylaşmanın yapılabilmesi için paydaşlardan biri tarafından dava açılır. Bu durumda, paylaşma, yargı kararıyla gerçekleşir282.

Paylaşmanın, sözleşme yolu ve yargı kararı halleri dışında yapılması kural olarak mümkün değildir. Ancak 2981 sayılı İmar Ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara

280 Gürsoy/Eren/Cansel, s. 426; Sarıhan, s. 45; Akipek/Akıntürk, s. 405.

281 Ertaş, s. 248; Akipek/Akıntürk, s. 406.

282 Aybay/Hatemi, s. 138; Özgür, s. 73; Akipek/Akıntürk, s. 403.

92 Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un 3290 sayılı Yasa ile değişik Ek-1. maddesi ve 10/c maddesi bu duruma istisna getirmekte, paydaşların iradesi ve yargı kararı dışında

“idareye” özel ve istisnai bir yetki vermekte, idari işlem yoluyla paylı mülkiyetin sona ermesine olanak tanımaktadır. İdare sıfatıyla belediye veya valilik tarafından re’sen bu yetkinin kullanılabilmesi, düzenleme alanında Ek-1. maddede veya m. 10/c’ de sayılan şartların varlığına bağlıdır283. .

II. Paylaşmayı İsteme Hakkı A. Genel Olarak

TMK m. 698 hükmü uyarınca, hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri paylaşma isteminde bulunabilir. Yani, her paydaşın paylaşmayı isteme hakkı vardır. Bu hak, paya bağlı bir hak olup payın devredilmesi halinde kendiliğinden yeni paydaşa geçer284. Yine paya bağlı bir hak

283 “2981 sayılı Kanunun Ek-1. maddesi, yapılaşma amacıyla özel parselasyona dayalı olarak ya da hisse karşılığı satın alınan ve bu suretle paydaşlar tarafından fiilen kullanılan yerlerin, paylı mülkiyet sona erdirilerek paydaş adına tesciline olanak sağlamaktadır. Bu işlemlerin yargısal denetimi sırasında, öncelikle söz konusu alanda maddenin uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığı, dolayısıyla idarenin hisse çözümü konusunda yetkisinin olup olmadığı yönünden inceleme yapılması gerekmektedir” (Danıştay 6. Dairesi, 03.03.2014 tarihli, E: 2010/11762, K:2014/1513 sayılı karar).

284 Ayan, “Eşya Hukuku II Mülkiyet”, s. 99; Özcan, s. 155-156; Sarıhan, s. 46.

93 olmasının doğal sonucu olarak, her paydaşa ve haleflerine karşı ileri sürülebilir ve zamanaşımına uğramaz285.

Paylaşmayı isteme hakkı sadece paydaşlara ait bir haktır. Bu çerçevede, pay veya eşya üzerinde sınırlı ayni veya kişisel hak sahibi olanların böyle bir hakkı bulunmamaktadır286. Ancak Yargıtay, kararlarında, satış yoluyla ortaklığın giderilmesi davalarında intifa hakkı sahibinin davaya dâhil edilmesi gerektiğini kabul etmektedir287.

Paylaşmayı isteme hakkının niteliği öğretide tartışmalıdır. Bizim de katıldığımız doktrindeki baskın görüşe göre, bu hak bir talep288 değil; bozucu yenilik doğuran bir

285 Eren, “Mülkiyet Hukuku”, s. 118; Sarıhan, s. 46.

286 Karahasan, s. 193; “Tapuda malik olmayan ancak beyanlar hanesinde taşınmaz üzerindeki kuyu ve ağaçların kendisine ait olduğuna dair şerh bulunan şahsın, ortaklığın giderilmesine ilişkin dava açma hakkı bulunmamaktadır.” (Y6HD, 06.10.1998, E:7763, K:7935, YKD, C. 26, S. 2, Şubat 2000, s. 208-209).

287 Y6HD, 26.01.1988 tarihli, E:1988/16464, K:929; Y6HD, 19.04.1988 tarihli, E:1988/1305, K:6224; Y6HD, 14.03.1991 tarihli, E:1991/3148, K:3583 (Karahacıoğlu, s. 10-11).

288 Talep hakları genelde bir borç ilişkisinden kaynaklansa da, bazı durumlarda bunun bir eşya hukuku ilişkisine dayandığını söylemek mümkündür. Bir eşya üzerinde ayni bir hakka sahip olan kişi, eşya üzerinde ve hakkı çerçevesindeki mutlak iktidarı nedeniyle, herkesten bu hakka riayet edilmesini ve onun ihlal edilmemesini isteyebilmektedir.

Örneğin; mülkiyet hakkına tecavüz edilen malikin, tecavüzcüye karşı mülkiyet hakkının korunmasına hizmet eden, bu hakka uygun durumun yeniden gerçekleşmesini sağlama amacına yönelik bir talep hakkından söz edilebilir. İstihkak ve müdahalenin önlenmesi gibi talepler bunlardandır. Bunlar eşya hukukuna ilişkin olup bu yönleriyle de ayni nitelik taşırlar. Bu yüzden bunlara “ayni talep” denilmektedir (Kocayusufpaşaoğlu,

94 hak niteliğindedir289. Bu hak, bütün paydaşlara yönelik kullanılmalıdır. Hakkın kullanılmasıyla paylı mülkiyet birlikteliği son bulmamakta, diğer paydaşlar açısından paylı mülkiyeti sona erdirme borcu doğmaktadır290.