• Sonuç bulunamadı

E. Paylı Mülkiyet – Kat Mülkiyeti

V. Paya İlişkin Hakkın Korunması

TMK m. 688/III uyarınca her malik, kendi payı üzerinde, bir eşya malikinin hak ve yükümlülüklerini haizdir. Buna göre, her paydaşın kendi payı üzerinde aktif ve pasif (koruyucu) yetkilere sahip olduğunun kabulü gerekir. Her paydaş, kendi payına yönelmiş her türlü gasp ve saldırıyı kuvvet kullanmak suretiyle defedebileceği gibi, bu

97 Şüphesiz böyle bir durumda kira sözleşmesi geçerliliğini korur. Ancak diğer paydaşlar, kiracının malı kullanmasına engel olabilir. Bu durumda, borçlar hukuku gereği, payını kiralayan paydaşın sözleşmeden kaynaklı sorumluluğu gündeme gelir.

98 Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 583-584; Hatemi/Serozan/Arpacı, s. 100-101; Arpacı, “Türk Medeni Kanunu Açısından Müşterek Mülkiyette Yararlanma ve Yönetim”, s. 135.

99 Aybay/Hatemi, s. 124; Eren “Mülkiyet Hukuku”, s. 101; Özcan, s. 52;

Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s. 309; Konu hakkında detaylı bilgi için bkz. Topuz, Gökçen, s. 93-108.

35 saldırılara karşı somut olayın özelliklerine göre hem zilyetliği koruyan (TMK m. 981-983) hem de mülkiyet hakkını koruyan (TMK m. 683) yollara da başvurabilir100. Bu kapsamda paydaş, payına yönelik saldırılara karşı zilyetlik, mülkiyet ve taşınır davaları açabilecektir101.

Paydaş, bu davaları, payına tecavüz eden veya payı üzerindeki hakkını kullanmayı engelleyen üçüncü kişilere karşı açabileceği gibi, diğer paydaşlara karşı da açabilir102. Kural olarak bir paydaşın paylı maldan yararlanmasına engel olan ve onun zarara uğramasına sebebiyet veren diğer paydaşa karşı tazminat davası açılması da mümkündür. Hatta yararlanmayı engelleme söz konusu olmasa dahi, bir paydaş diğer paydaşların izni olmaksızın paylı malın yararlarını kendisine özgülemişse, diğer paydaşlara tazminat ödemekle yükümlü olur103. Buna karşılık, bir paydaşın diğer

100 Eren, “Mülkiyet Hukuku”, s. 98-99.

101 Ertaş, s. 238; Paydaşın diğer bir paydaşa karşı zilyetlikten doğan davaları açabilmesi, paylı malda, paydaşa fiili hâkimiyet alanının yer ve zaman yönünden bir anlaşma ile belirlenmesi halinde (fiili paylaşma halinde) mümkündür (Oğuzman/Seliçi/Oktay - Özdemir, s. 312; Gürsoy/Eren/Cansel, s. 410).

102 Erman, Hasan, Eşya Hukuku Dersleri, Gözden Geçirilmiş 5. Basım, Der Yayınları, İstanbul 2014, s. 70.

103 “Kural olarak men edilmedikçe paydaşlar birbirinden ecrimisil isteyemezler.

İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (iş yeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı malı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin

36 paydaşların kullanmalarını engellemeksizin paylı malı kullanması tazminat sebebi teşkil etmemektedir104.

Paylı malın tamamına yönelik bir saldırının mevcut olması durumunda açılacak davalarda ise, korunacak menfaatin bölünebilir olup olmamasına göre bir ayrım yapmak gerekmektedir. Korunacak olan menfaatin bölünebilir nitelikte olması durumunda, her paydaşın kendi payı oranında dava açabileceği kabul edilmektedir. Örneğin, tazminat davaları ve ürünlerin iadesine ilişkin davalarda talep konusunun, bir diğer ifadeyle menfaatin bölünebilmesi mümkündür. Bu durumda, paydaşın diğer paydaşlar adına dava açması mümkün değildir105. Buna karşılık, korunmak istenen menfaat bölünebilir bir nitelik taşımamakta ise, TMK m. 693/3 uyarınca, paydaşlardan her biri, bölünemeyen hak ve menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir106. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, paydaşın burada diğer paydaşları temsil yetkisi bulunmamaktadır. Burada bahsi geçen temsil, 21.06.1944 tarihli, 24 sayılı İçtihadı paydaşlığını inkâr etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce el atmanın önlenmiş olması, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil veya benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de kendiliğinden oluşan ürünler, biçilen ot, toplanan fındık, çay, yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır” Y1HD, 24.11.2014, 13940/18257 (YKD, 2015/3, s. 465).

104 Sirmen, s. 280.

105 Ayan, “Eşya Hukuku II Mülkiyet”, s. 67-68.

106 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu m. 14/3 uyarınca, her paydaşın kamulaştırma işlemine karşı dava açma hakkı bulunmaktadır.

37 Birleştirme Kurulu Kararında da belirtildiği gibi107, her paydaşın kendi hakkını korumak için başvuracağı, malın tamamını kapsayan tedbirlerden diğer paydaşların da yararlanmasını ifade etmektedir. Bu bağlamda, korumanın sağlanmasından diğer paydaşlar da yararlanmakta; buna karşılık, davanın aleyhe sonuçlanması durumunda, hüküm, diğer paydaşları bağlamamaktadır108.

107 Yayımlandığı RG; T. 11.01.1945, S. 5902, E.T. 20.01.2017.

108 Erman, s. 71-72.

38 İKİNCİ BÖLÜM

PAYDAŞLARIN MALIN BÜTÜNÜ BAKIMINDAN YETKİLERİ VE YÜKÜMLÜLÜKLERE KATILMASI, PAYLI MÜLKİYETİN YÖNETİMİ VE

SONA ERME ÇEŞİTLERİ

§ 4. PAYDAŞLARIN MALIN BÜTÜNÜ BAKIMINDAN YETKİLERİ VE YÜKÜMLÜLÜKLERE KATILMASI

I. Genel Olarak

Paydaşlar, sahip oldukları pay gereğince mal üzerinde bir takım yetkilere sahip oldukları gibi, malın yönetimi bakımından da gider ve yükümlülüklere katılmak durumundadır. Mal üzerinde sahip olunan yetkiler ve katılınması gereken gider ve yükümlülükler, paydaşın payına karşılık gelen kısma veya malın bütününe ilişkin olabilir. Paydaş, kural olarak, sahip olduğu paya ilişkin her türlü yetki ve yükümlülüğü haizdir109. Nitekim TMK m. 688/3 uyarınca paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahiptir