• Sonuç bulunamadı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI PAYLI MÜLKİYET KAVRAMI VE PAYLI MÜLKİYETİN SONA ERMESİ. Yüksek Lisans Tezi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI PAYLI MÜLKİYET KAVRAMI VE PAYLI MÜLKİYETİN SONA ERMESİ. Yüksek Lisans Tezi"

Copied!
176
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI

PAYLI MÜLKİYET KAVRAMI VE PAYLI MÜLKİYETİN SONA ERMESİ

Yüksek Lisans Tezi

Çağrı ŞENGÖZ

Ankara – 2017

(2)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI

PAYLI MÜLKİYET KAVRAMI VE PAYLI MÜLKİYETİN SONA ERMESİ

Yüksek Lisans Tezi

Çağrı ŞENGÖZ

Tez Danışmanı Doç. Dr. Yıldız ABİK

Ankara – 2017

(3)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI

Çağrı ŞENGÖZ

PAYLI MÜLKİYET KAVRAMI VE PAYLI MÜLKİYETİN SONA ERMESİ

Yüksek Lisans Tezi

Tez Danışmanı: Doç. Dr. Yıldız ABİK

Tez Jürisi Üyeleri

Adı ve Soyadı İmzası

………. ……….

………. ……….

………. ……….

………. ……….

………. ……….

Tez Sınavı Tarihi ...

(4)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE

Bu belge ile, bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim.(……/……/20…)

Tezi Hazırlayan Öğrencinin

Adı ve Soyadı

………

İmzası

………

(5)

I İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER ... I KISALTMALAR CETVELİ ... VII

GİRİŞ ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM PAYLI MÜLKİYETİN HUKUKİ NİTELİĞİ, KURULMASI VE PAYDAŞLARIN PAYLARI BAKIMINDAN DURUMLARI § 1. PAYLI MÜLKİYET KAVRAMI, HUKUKİ NİTELİĞİ VE BENZER KURUMLARDAN AYIRT EDİLMESİ ... 4

I. Paylı Mülkiyet Kavramı ... 4

A. Paylı Mülkiyetin Tanımı ... 5

B. Paylı Mülkiyetin Unsurları ... 6

II. Paylı Mülkiyetin Hukuki Niteliği ... 8

A. Genel Olarak ... 8

B. Eşyanın Bizzat Kendisinin Bölündüğü Görüşü ... 9

C. Mülkiyet Hakkının Bölündüğü Görüşü ... 9

D. Mülkiyet Hakkından Doğan Yetki ve Ödevlerin Bölündüğü Görüşü ... 10

E. Görüşümüz ... 10

III. Paylı Mülkiyetin Benzer Kurumlardan Ayırt Edilmesi... 13

A. Genel Olarak ... 13

B. Paylı Mülkiyet - Elbirliği Mülkiyeti ... 13

C. Paylı Mülkiyet - Eşler Arasındaki Mal Rejimi İlişkisi ... 17

D. Paylı Mülkiyet - Sınırlı Ayni Haklar Üzerinde Birlikte Hak Sahipliği .... 19

(6)

II

E. Paylı Mülkiyet – Kat Mülkiyeti ... 21

§ 2. PAYLI MÜLKİYETİN KURULMASI ... 24

I. Genel Olarak ... 24

II. Hukuki İşlem ... 24

III. Yetkili Makamın Kararı ... 26

IV. Kanun ... 27

§ 3. PAYDAŞLARIN PAYLARI BAKIMINDAN DURUMLARI ... 28

I. Genel Olarak ... 28

II. Pay Kavramı ve İşlevi ... 28

III. Pay Oranı ... 29

IV. Paya İlişkin Tasarruf ve Payın Haczi ... 30

V. Paya İlişkin Hakkın Korunması ... 34

İKİNCİ BÖLÜM38 PAYDAŞLARIN MALIN BÜTÜNÜ BAKIMINDAN YETKİLERİ VE YÜKÜMLÜLÜKLERE KATILMASI, PAYLI MÜLKİYETİN YÖNETİMİ VE SONA ERME ÇEŞİTLERİ § 4. PAYDAŞLARIN MALIN BÜTÜNÜ BAKIMINDAN YETKİLERİ VE YÜKÜMLÜLÜKLERE KATILMASI ... 38

I. Genel Olarak ... 38

II. Paydaşların Malın Bütünü Bakımından Yetkileri ... 38

A. Yönetime Katılma Yetkisi ... 38

B. Paylı Maldan Yararlanma ve Onu Kullanma Yetkisi ... 40

C. Ortak Menfaatleri Koruma Yetkisi ... 44

(7)

III

D. Malın Tamamını Kapsayan Tasarruf Yetkileri ... 45

III. Paydaşların Malla İlgili Gider ve Yükümlülüklere Katılması ... 46

§ 5. PAYLI MÜLKİYETİN YÖNETİMİ ... 49

I. Genel Olarak ... 49

II. Kanuni Düzenleme ... 50

A. Zorunlu Yönetim İşleri ... 51

B. İvedi Yönetim İşleri ... 54

C. Olağan Yönetim İşleri ... 55

D. Önemli Yönetim İşleri ... 57

E. Olağanüstü Yönetim İşleri ... 60

1- Paylı Malın Özgülendiği Amacın Değiştirilmesine İlişkin İşler ... 60

2- Korumanın veya Olağan Şekilde Kullanmanın Gerekli Kıldığı Ölçüyü Aşan Yapı İşleri ... 61

3- Paylı Malın Tamamı Üzerinde Tasarruf İşlemleri ... 61

III. Hukuki İşlem ile Düzenleme ... 62

§ 6. PAYLI MÜLKİYETİN SONA ERME ÇEŞİTLERİ ... 64

I. Genel Olarak ... 64

II. Paylı Mülkiyetin Bir veya Birkaç Paydaş Bakımından Sona Ermesi ... 65

A. Paylı Mülkiyetin Genel Sebeplerle Sona Ermesi ... 65

1. Payın Devri ... 65

a. Genel Olarak ... 65

b. Payın Devrine İlişkin Sınırlamalar ... 66

(8)

IV

aa. Diğer Paydaşların Yasal Önalım Hakkı ... 66

bb. Evlilik Hukukundan Kaynaklanan Sınırlamalar ... 69

cc. Hukuki İşlemden Kaynaklanan Sınırlamalar ... 72

2. Payın Cebri İcra ile Satılması ... 73

3. Pay Hakkından Feragat ... 73

4. Payın Kısmen Kamulaştırılması ... 75

5. Diğer Sebepler ... 76

B. Paydaşın Mahkeme Kararı ile Paydaşlıktan Çıkarılması ... 77

1. Genel Olarak ... 77

2. Paydaşlıktan Çıkarılma Şartları ... 82

3. Paydaşlıktan Çıkarılma Usulü ... 83

4. Davanın Tarafları ... 85

5. Görevli ve Yetkili Mahkeme ... 85

6. Dava Koşulu ... 86

III. Paylı Mülkiyetin Bütün Paydaşlar Bakımından Sona Ermesi ... 87

A. Paylı Mülkiyetin Genel Sebeplerle Sona Ermesi ... 88

B. Paylı Halin Giderilmesi ... 89

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM PAYLAŞMA İSTEMİ, PAYLAŞMA USULLERİ VE PAYLAŞMANIN YAPILIŞI § 7. PAYLAŞMA İSTEMİ ... 91

I. Genel Olarak ... 91

(9)

V

II. Paylaşmayı İsteme Hakkı ... 92

A. Genel Olarak ... 92

B. Paylaşmayı İsteme Hakkının Sınırları ... 94

1. Hukuki İşlem ile Sınırlama ... 94

2. Kanundan Doğan Sınırlamalar ... 98

a. Sürekli Bir Amaca Özgülenme ... 98

b. Uygun Olmayan Zaman ... 100

c. Diğer Kanuni Sebepler ... 102

§ 8. PAYLAŞMA USULLERİ ... 102

I. Sözleşme Yoluyla Paylaşma ... 102

A. Genel Olarak ... 102

B. Paylaşma Sözleşmesinin Tanımı ... 104

C. Paylaşma Sözleşmesinin Tarafları ... 105

D. Paylaşma Sözleşmesinin Şekli ... 107

I. Yargı Yoluyla Paylaşma ... 109

A. Genel Olarak ... 109

B. Paylaşma Davası ... 110

1. Tarafları ... 111

2. Konusu ... 116

3. Hukuki Niteliği ... 119

4. Görevli ve Yetkili Mahkeme ... 121

5. Hâkimin Taleple Bağlılığı ve Takdir Yetkisi ... 123

(10)

VI

6. Bekletici Mesele ... 125

§ 9. PAYLAŞMANIN YAPILIŞI ... 127

I. Genel Olarak ... 127

II. Aynen Bölünerek Paylaşma ... 127

A. Genel Olarak ... 127

B. Aynen Bölünerek Paylaşmanın Şartları ... 128

C. Aynen Bölünerek Paylaşmanın Yapılması ... 131

D. Payların Paydaşlara Dağıtılması ... 133

III. Paraya Çevirme Yoluyla Paylaşma ... 136

A. Satışın Yapılması ... 137

B. Bedelin Bölüştürülmesi ... 139

IV. Kat Mülkiyetine Çevirme Yoluyla Paylaşma... 141

SONUÇ ... 145

KAYNAKÇA ... 151

ÖZET ... 161

ABSTRACT ... 163

(11)

VII KISALTMALAR CETVELİ

ABD : Ankara Barosu Dergisi

AD : Adalet Dergisi

BATIDER : Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi

bkz : Bakınız

C. : Cilt

DEÜHFD : Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

E : Esas

E. T : Erişim Tarihi

EÜHFD : Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

GÜHFD : Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

HGD : Hukuk Gündem Dergisi

HGK : Hukuk Genel Kurulu

HMK : Hukuk Muhakemeleri Kanunu

İÜHFM : İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası

İİK : İcra İflas Kanunu

İK : İmar Kanunu

K. : Karar

KK : Kadastro Kanunu

(12)

VIII KMK : Kat Mülkiyeti Kanunu

m : Madde

MK : Medeni Kanun

RG : Resmi Gazete

s. : Sayfa S : Sayı

SÜHFD : Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

T : Tarih

TAAD : Türkiye Adalet Akademisi Dergisi

THD : Terazi Hukuk Dergisi TBK : Türk Borçlar Kanunu

TMK : Türk Medeni Kanunu

vd : ve devamı Y : Yıl

YHD : Yargıtay Hukuk Dairesi

YHGK : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

YİBK : Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı

YKD : Yargıtay Kararları Dergisi

(13)

1 GİRİŞ

Ekonomik gelişmelere bağlı olarak, insanların mülk edinme gereksinimleri ve amaçları farklılık gösterebilmektedir. Kimileri, yatırım amacı olarak mülk edinirken kimileri de salt kendi gereksinimlerini gidermek amacıyla bir eşyaya malik olma iradesi taşıyabilmektedir.

Olağan olan, her ne kadar, bir eşya üzerinde tek bir kimsenin hak sahipliğinin bulunması olsa da, hayatın insanlara sunduğu kaçınılmaz gereksinimler zaman zaman birden fazla kimsenin aynı eşya üzerinde hak sahibi olması sonucunu doğurabilmektedir. Mülkiyet ilişkisi bağlamında birlikte hak sahipliği, birlikte mülkiyet hali olarak karşımıza çıkmaktadır.

Birlikte mülkiyet ilişkisi, ekonomik anlamda bir takım kolaylıklar sağlasa da (Örn; eşyanın satın alınmasında, zorunlu ve olağan yönetim işlerinin giderilmesinde vs.) eşyanın idaresinde malikler arasında anlaşmazlıklara yol açabilmektedir. Zira bu mülkiyet ilişkisinde, birden fazla kimse, aynı zaman dilimde, aynı eşyaya malik durumundadır. Bu tür ilişkilere mülkiyet hukukunun genel ilkelerinin uygulanması her zaman yeterli olmamakta, bu ilişkilerin kendine özgü sorunlarının çözümünde yetersiz kalabilmektedir. Üstelik gelişen ve değişen şartlarda, karşılaşılan sorunların çözümü her zamankinden daha önemli bir hal almıştır. İşte bu nedenle, kanun koyucu, birlikte mülkiyet ilişkisine hukuk sistemimiz içerisinde yer vermiş, bu mülkiyet ilişkisinin kurulmasına, sürdürülmesine ve sona erdirilmesine ilişkin birtakım kurallar ihdas etmiştir.

Birlikte mülkiyet; birden fazla kimsenin, aynı eşya üzerinde, aynı zaman diliminde, malik olması hali olarak tanımlanabilir. Belirli bir eşya üzerinde tek bir kimsenin malik olması durumuna istisna oluşturan bu hal, hukuk sistemimizde karşımıza elbirliği mülkiyeti (iştirak halinde mülkiyet) ve paylı mülkiyet (müşterek mülkiyet) olmak üzere iki şekilde çıkmaktadır.

(14)

2 Biz, bu çalışmamızın esasında, birlikte mülkiyet hallerinden paylı mülkiyet ilişkisini ve bu ilişkinin sona ermesini konu edinmiş bulunmaktayız.

Paylı mülkiyette, paydaşlar arasındaki ortaklık, kural olarak, aralarındaki mülkiyet ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Bir başka ifadeyle, paylı mülkiyet birlikteliğinden önce paydaşlar arasında bir birliktelik, ortaklık, kural olarak, söz konusu değildir. Bu sebepledir ki, paylı mülkiyetin doğumu için, tek kişi mülkiyetinin doğumunda gerekli olan şartların gerçekleşmesi gerekli ve yeterlidir.

Paylı mülkiyet ilişkisi, paydaşların tasarruf kabiliyetini haiz olduğu, kendilerine özgü paylarının bulunduğu ve her paydaşın kendi payı üzerinde malik hak ve yetkilerine sahip olduğu bir birlikte mülkiyet türüdür. Bu mülkiyet ilişkisi, kaynağını hukuki işlemden, kanundan veya yetkili makamın kararından alabilir. Birden fazla kimsenin bir araya gelmek suretiyle akdedecekleri bir sözleşme ile paylı mülkiyet ilişkisini meydana getirmeleri halinde, hukuki işlemden kaynaklanan bir birliktelik doğmuş olur. Örneğin;

mirasa (terekeye) elbirliği halinde malik bulunan mirasçılar, paylaşma sözleşmesi ile bu elbirliği mülkiyetini paylı mülkiyet ilişkisine çevirebilirler.

Türk Medeni Kanununun (TMK) 776. maddesi uyarınca, iki malın birbiriyle karışma ve birleşmesi durumlarında ve 721. maddesi uyarınca, duvar, çit, parmaklık gibi iki taşınmazı birbirinden ayıran sınırlıklar üzerinde kanundan doğan paylı mülkiyet hali söz konusudur. Yine, TMK m. 222/2 hükmünde, eşler arasında yasal mal rejimi olarak belirlenmiş olan edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen malların, onların paylı mülkiyetinde sayılacağı belirtilmiştir.

Son olarak paylı mülkiyet ilişkisi, kaynağını yetkili bir makamın kararından da almış olabilir. Mahkeme kararı neticesinde paylı mülkiyet ilişkisi meydana gelebileceği gibi, bir idari makam da, tesis edeceği işlem neticesinde paylı mülkiyet ilişkisi kurabilir.

Örneğin; 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesine göre, belediyeler veya valiliklerce, taşınmaz maliklerinin rızası aranmaksızın, bazı taşınmazların imar planına

(15)

3 uygun şekilde inşaata elverişli hale getirilmesi amacıyla yapılan arsa ve arazi düzenlemesi neticesinde, paylı mülkiyet ilişkisi doğabilir.

Paylı mülkiyet ilişkisi, kaynağını nereden almış olursa olsun, paydaşların ilişkiyi sürdürme hususunda bir isteği ve gayreti bulunmadığı takdirde sonlandırılabilir.

Nitekim paydaşları, bu ilişkinin sürdürülmesi için zorlayacak herhangi bir etmen bulunmamaktadır. Bu sebepledir ki, kanun koyucu, bu ilişkinin taraflarına ilişkiyi sona erdirme hususunda bir takım yetkiler tanımıştır.

Paylı mülkiyet hali, sona erdirilmesi aşamasında kendine özgü kurallar barındırmaktadır. Hukuk sistemimizde birçok kuruma benzerlik göstermesine rağmen kendine özgü kurallar barındırması, konunun bu çalışmada ele alınmasının sebebini oluşturmaktadır.

Çalışmamızda ilk olarak, paylı mülkiyete esas olan pay kavramının ne olduğu, kurulan paylı mülkiyet ilişkisinin hukuki niteliği, hukuk sistemimizde kendisine benzer kurumlarla taşıdığı ortak özellikler ve onlardan hangi noktalarda ayrıldığı, paylı mülkiyet ilişkisinin nasıl ve ne şekillerde ortaya çıkabileceği ve paydaşların payları bakımından durumları değerlendirilmiştir.

İkinci bölümde ise, bilhassa paylı mülkiyet ilişkisinin sürdürülmesi noktasında, uygulamada sıklıkla karşılaşılan sorunların temelini teşkil eden paydaşların malın bütünü bakımından sahip olduğu yetkiler ve taşıdığı yükümlülükler ile paylı malın yönetiminin nasıl sağlanacağı hususu ve bu ilişkinin sona erme çeşitleri ortaya konulmuştur.

Nihayet üçüncü bölümde, paylı mülkiyetin paylaşma usullerinin neler olduğu ve paylaşmanın ne şekilde yapılabileceği hususu açıklanmıştır.

Çalışmamızda ağırlıklı olarak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu çerçevesinde paylı mülkiyet ilişkisi ve sona erme şekilleri inceleme konusu yapılmıştır. Bununla beraber, değerlendirme yapılırken özel kanunlarda yer alan düzenlemelere de değinilmiştir.

(16)

4 BİRİNCİ BÖLÜM

PAYLI MÜLKİYETİN HUKUKİ NİTELİĞİ, KURULMASI VE PAYDAŞLARIN PAYLARI BAKIMINDAN DURUMLARI

§ 1. PAYLI MÜLKİYET KAVRAMI, HUKUKİ NİTELİĞİ VE BENZER KURUMLARDAN AYIRT EDİLMESİ

I. Paylı Mülkiyet Kavramı

Paylı mülkiyet kurumu, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 688 ilâ 700 üncü maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak paylı mülkiyete ilişkin hükümler bu maddelerle sınırlı kalmayıp, TMK’nın ilgili diğer maddelerinde de yer almaktadır1 (örneğin; TMK m. 647, 659, 721, 732, 776).

Paylı mülkiyete ilişkin genel kuralları düzenleyen TMK’nın 688 inci maddesinin birinci fıkrası; “Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir” hükmünü amirdir. Görüleceği üzere, kanun koyucu, anılan hükümde, paylı mülkiyete ilişkin doğrudan bir tanım yapmamış, bunun yerine paydaşlık kavramı üzerinde durmayı tercih etmiştir2.

Paydaşların sahip olduğu mülkiyet hakkı, TMK m. 684 ve devamı gereği eşyanın bütününü, bütünleyici parçalarını ve eklentilerini kapsamaktadır3.

1 Kürşat, Zekeriya, Paylı Mülkiyetin Sona Ermesi, Arıkan Yayınları, İstanbul 2008, s. 9.

2 Sirmen, A. Lale, Eşya Hukuku, Yetkin Hukuk Yayınları, 4. Baskı, Ankara 2016, s. 272.

3 Akipek, Jale, G, /Akıntürk, Turgut, Eşya Hukuku, 1. Baskı, Beta Yayınevi, İstanbul 2009, s. 389; Oğuzman, M. Kemal/Seliçi, Özer / Oktay-Özdemir, Saibe, Eşya Hukuku, Filiz Kitabevi, Gözden Geçirilmiş 17. Baskı, İstanbul 2014, s. 286.

(17)

5 Payların bölünmemişlik halinin devamı “paylılığın sürdürülmesi” (idame-i şüyu), paylılık halinin ortadan kaldırılması ise “paylılığın giderilmesi” (izale-i şüyu) olarak ifade edilmektedir4.

A. Paylı Mülkiyetin Tanımı

Paylı mülkiyete ilişkin yasal düzenlemeler ve paylı mülkiyetin niteliği göz önünde bulundurularak bir tanım yapılacak olursa, paylı mülkiyet; aynı hukuki statüde bulunan birden çok kimsenin, belirli bir eşyanın bütününe, aynı zaman dilimi içerisinde, pay oranları belirlenmek suretiyle malik oldukları bir birlikte mülkiyet şekli olarak ifade edilebilir5. Başka bir ifadeyle, paylı mülkiyet; pay oranları belirlenmiş en az iki kimsenin, aynı anda, maddi olarak bölünmemiş belirli bir eşya üzerinde mülkiyet hakkına sahip bulunmalarıdır.

4 Aybay, Aydın/Hatemi, Hüseyin, Eşya Hukuku, Vedat Kitapçılık, Gözden Geçirilmiş 4. Bası, İstanbul 2014, s. 123.

5 Eren, Fikret, Mülkiyet Hukuku, Gözden Geçirilmiş 4. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara 2016, s. 85-86; Ayan, Mehmet, Eşya Hukuku II Mülkiyet, Seçkin Yayınevi, Güncelleştirilmiş 9. Baskı, Ankara 2016, s. 57-58; Akipek, Şebnem, Tapuya Kayıtlı Taşınmazların Bölünmesi, Birleştirilmesi ve Arazi Toplulaştırılmasının Genel Esasları, Yetkin Yayınları, Ankara 2010, s. 88; Özmen, Ethem Saba, Türk Hukukunda Paydaşlıktan Çıkarma Davası, Kazancı Hukuk Yayınları, Ankara 1992, s. 20; Keser, Yıldırım, “Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Paylı Mülkiyette Yönetim Sözleşmesi”, Bilge Öztan’a Armağan, Turhan Kitabevi, Ankara 2008, (s. 515-525), s. 515.

(18)

6 B. Paylı Mülkiyetin Unsurları

Paylı mülkiyete ilişkin yapılan tanımlardan ve yasal düzenlemelerden yola çıkıldığında, paylı mülkiyet kavramını aşağıda yer verilen unsurların şekillendirdiği görülmektedir6:

a) Paylı mülkiyete konu eşya maddi (fiili) olarak bölünmemiştir7. Eşya maddi olarak bölünür veya paylara ayrılır ve paylar üzerinde birbirinden bağımsız mülkiyet hakları tesis edilir ise, bu durumda artık paylı mülkiyetten bahsetmek mümkün olmaz.

Böyle bir durumda, yeni meydana gelen, birbirinden bağımsız eşyalar üzerinde kurulmuş mülkiyet hakları söz konusu olur8.

b) Paylı mülkiyete konu eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı söz konusudur9. Söz konusu eşya maddi (fiili) olarak bölünmediği için, üzerinde birden fazla mülkiyet hakkı

6 Kürşat, s. 10; Özcan, Zeynep, Paylı Mülkiyette Paydaşların Yetkileri ve Yükümlülükleri, Yetkin Yayınları, Ankara 2013, s. 37; Oğuzman/Seliçi/Oktay - Özdemir, s. 304.

7 Özcan, s. 46; Sirmen, s. 272; Aybay/Hatemi, s. 123; Akipek/Akıntürk, s. 388;

Keser, Yıldırım, Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Paylı Mülkiyette Yönetim, Bilge Yayınevi, Ankara 2006, s. 6.

8 Oğuzman/Seliçi/Oktay - Özdemir, s. 304; Keser “Paylı Mülkiyette Yönetim”, s. 7;

Sirmen, s. 304.

9 Ayan, “Eşya Hukuku II Mülkiyet”, s. 58; Oğuzman/Seliçi/Oktay - Özdemir, s. 304;

Özçelik, Ş. Barış, “Paylı Mülkiyete Konu Eşyanın Kiraya Verilmesi”, ABD, Y. 67, S. 2, Bahar 2009, (s. 20-28), s. 21; Yılmaz, Özgür, Müşterek Mülkiyetin Sona Ermesi, Kazancı Kitap Ticaret A.Ş, İstanbul 1995, s. 9.

(19)

7 söz konusu olmayıp tek ve birlikte mülkiyet söz konusudur10. Bu durumda, mülkiyet hakkı tek olup, aynı yetkiler ve yükümlülüklerle birden çok kişiye ait bulunur11.

c) Paylı mülkiyette, aynı eşya üzerinde, birden fazla kişinin malik olma durumu söz konusudur. Paylı mülkiyet ilişkisinin söz konusu olabilmesi için en az iki kişinin

paylı mülkiyete konu eşya üzerinde mülkiyet ilişkisi kurmuş olması gerekir. Zira tek bir kişinin malik olması durumunda, söz konusu eşya üzerinde tek bir kişinin hukuki hâkimiyeti söz konusu olur ve birlikte mülkiyetten, dolayısıyla paylı mülkiyetten bahsedilemez.

d) Paylı mülkiyette, paydaşlardan her birinin pay oranları belirlenmiştir. Her paydaşın hakkı, ideal (fikri) bir pay şeklinde aritmetik olarak belirlenmiştir12. Paylar, paydaşların sahip olduğu hak ve üzerlerine düşen yükümlülüklerin belirlenmesinde ve paylaşma durumunda önem taşır13. Ayrıca paylar, paydaşların iç ilişkideki durumlarını da ortaya koymaktadır14.

10 Sirmen, s. 272; Eşya Hukuku’ndaki belirlilik prensibi uyarınca, paylı mülkiyete tabi şey, bir bütün halinde, tek bir mülkiyet hakkının konusunu oluşturur. Her bir paydaş da eşyanın her yerinde hak sahibidir. (Oğuzman/Seliçi/Oktay - Özdemir, s. 304.); Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. §1/II/A.

11 Sirmen, s. 272; Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. §1/II/A.

12 Eren, “Mülkiyet Hukuku”, s. 86; Tekinay, Selahattin Sulhi/Akman, Sermet/Burcuoğlu, Haluk/Altop, Atilla, Eşya Hukuku, C. 1: Zilyetlik, Tapu Sicili Mülkiyet, 5. Bası, Filiz Yayınevi, İstanbul 1989, s. 565.

13 Gürsoy, Kemal Tahir/Eren, Fikret/Cansel, Erol, Türk Eşya Hukuku, Sevinç Matbaası, 2. Baskı, Ankara 1984, s. 291.

14 Akipek /Akıntürk, s. 389.

(20)

8 e) Paylı mülkiyette birden fazla kimsenin aynı zaman diliminde birlikte malik olması söz konusudur15. Birlikte mülkiyet ilişkisinin aynı zaman dilimi içerisinde

kurulması gerekmektedir. Aynı eşya üzerinde farklı zaman dilimlerinde malik olunması durumunda, birlikte mülkiyet ve dolayısıyla paylı mülkiyet ilişkisi gündeme gelmez.

II. Paylı Mülkiyetin Hukuki Niteliği A. Genel Olarak

Paylı mülkiyette, payların neyi temsil ettiği hususu, paylı mülkiyetin hukuki niteliğinin tespitinde temel rolü oynamaktadır16. Payların konusunun ne olduğu, tarihsel süreç içerisinde tartışmalara yol açmış, bugün dahi bu hususta tam olarak uzlaşı sağlanamamıştır.

Paylı mülkiyet, temel olarak, bir mülkiyet türüdür. Mülkiyet hakkı doğmadan, paylı mülkiyetten söz edilemez. Bununla beraber, paylı mülkiyetten söz edilebilmesi için, birlikte hak sahipliğinin de var olması gerekir. Dolayısıyla, paylı mülkiyetin hukuki niteliğinin tespitinde varılacak sonuç, bir yandan mülkiyet hakkının niteliğine uygun olmalı, diğer yandan da hakkın birden fazla sahibi olmasının gereklerini açıklayabilmelidir17.

15 Kürşat, s. 12; Özcan, s. 37; Yıldız, Ekrem, Önalım Davaları (Açıklamalı-İçtihatlı) Yenilenmiş ve Gözden Geçirilmiş 2. Bası, Vedat Kitabevi, İstanbul 2008, s. 5.

16 Keser, “Paylı Mülkiyette Yönetim”, s. 4-5; Gürsoy/Eren/Cansel, s. 401;

Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 565.

17 Kürşat, s. 15; Mülkiyet; bir ayni hak olması sebebiyle her şeyden önce mutlak haklar grubu içerisinde yer alır. Mutlak hak olmasından kasıt ise, mülkiyet hakkından doğan yetkilerin herkese karşı ileri sürülebilmesi ve herkesin de malikin hakkına saygı göstermekle yükümlü olmasıdır. Mülkiyet hakkı, parasal bir değer taşıdığı için malvarlığı hakkıdır ve bu özelliği, onu kişilik hakkı gibi diğer mutlak haklardan ayırır.

(21)

9 Paylı mülkiyeti ilişkisinde, payların bizzat eşyanın bölünmesi sonucu ortaya çıkan parçaları mı, bölünmüş olan bir mülkiyet hakkını mı, yoksa bu haktan doğan yetki ve ödevleri mi temsil ettiği konusunda ileri sürülen başlıca görüşler şöyle açıklanabilir:

B. Eşyanın Bizzat Kendisinin Bölündüğü Görüşü

Bu görüşe göre, paylı mülkiyet ve dolayısıyla paydaşlara ait olan paylar, eşyanın fiziki olarak parçalara ayrılması neticesinde ortaya çıkar. Yani, parçalara ayrılmış ve bölünmüş olan, eşyanın bizatihi kendisidir. Her pay, paylı malın belirli ve bağımsız maddi bir parçasını temsil eder. Dolayısıyla, paydaşlardan her biri, bölünmüş her bir parçanın sahibi konumundadır18. Bir başka ifadeyle, her paydaşın payı, eşya üzerinde maddi ve fiili bir şekilde belirlenmiş ve bu kısım ona ait olmuştur. Ancak mevcut olan bir dış bağlantı, paylar arasında bütünlük tesis etmekte ve paylı mülkiyet ilişkisini meydana getirmektedir19.

C. Mülkiyet Hakkının Bölündüğü Görüşü

Bu görüş, temelini Roma hukukundan almaktadır. Bu görüşe göre, paylı mülkiyet ilişkisinde mülkiyet hakkı, paydaşlar arasında bölünmüş durumdadır. Paylı mülkiyette,

Mülkiyet hakkı, tekelci (inhisari) bir hak olduğundan tanıdığı yetkiler, istisnalar dışında, sadece malik tarafından kullanılabilir. Malik, üçüncü kişilerin her türlü haksız müdahalelerine karşı koyabilir (TMK m. 683/2). Nihayet, mülkiyet hakkı, belirli bir süre kullanılmamakla zamanaşımına uğramaz. Bu sebeptendir ki, mülkiyet hakkına dayanan talepler ve davalar bakımından da ilke olarak herhangi bir hak düşümü veya zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Bu çerçevede, hukuk düzeninin öngördüğü istisnalar dışında istihkak ve haksız el atmanın önlenmesi davaları (TMK m. 683/2) her zaman açılabilir (Ayan, “Eşya Hukuku II Mülkiyet”, s. 31).

18 Ayan, “Eşya Hukuku II Mülkiyet”, s. 58; Akipek/Akıntürk, s. 390; Yılmaz, s. 9.

19 Bu görüşün eleştirisi için bkz. Eren, “Mülkiyet Hukuku”, s. 89; Özcan, s. 46.

(22)

10 payların konusunu oluşturan şey, bizzat eşya olmayıp, eşya üzerinde var olan mülkiyet hakkıdır. Eşya paylara ayrılmamış ve fakat üzerindeki mülkiyet hakkı paylara ayrılmış ve paydaşlara dağıtılmıştır. Paydaşlar, sahip oldukları pay oranı kadar kısmi mülkiyet hakkına sahiptir. Kısmi mülkiyet haklarının toplanması neticesinde, eşya üzerindeki tam mülkiyet hakkı ortaya çıkmaktadır20.

D. Mülkiyet Hakkından Doğan Yetki ve Ödevlerin Bölündüğü Görüşü

Bu görüşe göre ise, ne eşya maddi olarak paylara bölünmüş ne de eşya üzerindeki mülkiyet hakkı paylara ayrılmıştır. Eşya maddi olarak bir bütündür ve eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı söz konusudur. Payların konusunu oluşturan şey ise, mülkiyet hakkının paydaşlara yüklemiş olduğu yetki ve ödevlerdir. Bu durumda, paydaşların sahip oldukları paylar, gerçek bir bölünmeyi değil, fikri (farazi-ideal) bir bölünmeyi ifade etmektedir21. Bölünmeye elverişli olmayan yetki ve ödevler ise, paylara özgü olmayıp, bütün malikler tarafından kullanılabilir22. Dolayısıyla, bölünmeye elverişli olmayan yetkiler ve ödevler ile eşya üzerindeki mülkiyet hakkı, paydaşların ayrı ayrı, hepsine ait bulunmaktadır23.

E. Görüşümüz

TMK’nın 688 inci maddesinin birinci fıkrasında; paylı mülkiyette, birden çok kimsenin, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik

20 Özcan, s. 47; Eren, “Mülkiyet Hukuku”, s. 89; Akipek/Akıntürk, s. 390; Bu görüşün eleştirisi için bkz. Kürşat, s. 19-20; Gürsoy/Eren/Cansel, s. 428; Özgür, s. 9.

21 Ayan, “Eşya Hukuku II Mülkiyet”, s. 58.

22 Eşyanın fiilen kullanılması veya eşyanın fiili hâkimiyet altında bulundurulması gibi durumlarda hal böyledir.

23 Akipek/Akıntürk, s. 390. Detaylı bilgi için bkz. Topuz, Gökçen,Paylı Mülkiyet Hissesinin Haczi Ve Satışı”, SÜHFD, C. 17, S. 1, (s. 91-116), s. 91-92.

(23)

11 olduğu; yine mezkur maddenin üçüncü fıkrasında, paydaşlardan her birinin kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olduğu düzenlemeleri yer almaktadır.

Her ne kadar, bu hükümler paylı mülkiyetin hukuki niteliği hakkında yol gösterici olsa da, tek başına bu hükümleri esas alarak bir hukuki nitelik tespiti yapmak yanıltıcı olabilir. Nitekim paylı mülkiyetin hukuki niteliğinin, mülkiyete ilişkin hükümler ve ilkelerle de çelişmemesi gerekmektedir. Bu çerçevede, Türk Medeni Kanunu’nun mülkiyete ve paylı mülkiyete ilişkin hükümleri ile mülkiyet hakkının sahip olduğu ilkeler göz önüne alınarak bir hukuki nitelik tespiti yapılması yerinde olur.

Her şeyden önce; eşyanın kendisinin bölünmüş olduğu görüşü, hukukumuz açısından geçerli değildir. Eşyanın maddi olarak bölünmesi durumunda birden fazla eşya ortaya çıkar ve bu eşyalara malik olunması durumunda, bunlar üzerinde ayrı ayrı mülkiyet hakkı kurulmuş olur. Bu durumda, aynı eşyaya, aynı anda, birden çok kişinin malik olması değil, birden fazla eşyaya, ayrı ayrı malik olunması söz konusudur24. Nitekim paylı mülkiyeti açıklayan TMK’nın 688 inci maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına malik olunması hükmü de eşyanın bölünmediğine işaret etmektedir.

Diğer taraftan; mülkiyet hakkının bölündüğünü savunan görüşlere de katılmak mümkün değildir25. Çünkü mülkiyet hakkı, sahibine eşya üzerinde tam ve mutlak bir hâkimiyet sağlar. Bu sebeple, payın, mülkiyet hakkını bölmesi ve pay sayısı kadar kısmi mülkiyet hakkı ortaya çıkarması mümkün değildir. Zira genel mülkiyet hakkı hiçbir

24 Eren, “Mülkiyet Hukuku”, s. 89; Özcan, s. 46; “…nısıf tarla, nısıf bağ yeri deyimleri paylı mülkiyet payını değil, bir taşınmazın yarıya bölünmüş bağımsız mülkiyet konusu parçasını ifade eder.” Y1HD, 28.09.1978, 7503/9661 (YKD, 1979/3, s. 1699).

25 Özcan, s. 48, Ayan, Mehmet, “Paylı Mülkiyette Yönetim”, SÜHFD C. 10, S. 3-4, 2002, (s. 7-23), s. 7; Kürşat, s. 19-20; Gürsoy/Eren/Cansel, s. 428.

(24)

12 şekilde bölünemez. Mülkiyet hakkına birden fazla kimsenin sahip olması, söz konusu hakkın da sayısının arttığı anlamı taşımamaktadır. Mülkiyet hakkı yine tektir. Paylı mülkiyette, tek kişinin malik olması durumundan farklı olarak, mülkiyet tek kişiye değil, kişiler topluluğuna (birden çok kişiye) aittir. Bir başka ifadeyle, paylı mülkiyet, her paydaşın bağımsız kısmi mülkiyet hakkının toplamından meydana gelen “haklar topluluğu, haklar çokluğu” değil, bilakis “tek bir hak” tır26. Mülkiyet hakkı ister tek kişiye, ister birden çok kişiye ait olsun, mülkiyetin içeriği değişmez. Tek kişi mülkiyetiyle birlikte mülkiyet arasındaki fark, mülkiyet hakkının bölünmesi değil, mülkiyet hakkını kullanma konusundaki yetkili sayısıdır27.

Öğretide hâkim olan ve bizim de katıldığımız görüş; paylı mülkiyette, mülkiyetten doğan yetki ve ödevlerin bölündüğü görüşüdür28. Paylı mülkiyet halinde paydaşlar, bölünebilen yetki ve ödevlere (mesela hukuki tasarruf yetkisi) payları oranında;

bölünemeyen yetki ve ödevlere (kural olarak eşyayı kullanma ve zilyetlik) ise, birlikte sahip olur. TMK’nın mülkiyet ve paylı mülkiyete ilişkin düzenleme tarzına en uygun düşen görüş de bu görüştür. Nitekim TMK m. 688/I hükmünde “…maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına…” ifadesi ile paylı mülkiyet konusu şeyin fiilen bölünemeyeceği kabul edilmektedir. Yine aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre,

“paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur”. Dolayısıyla paydaşlardan her birinin kısmi mülkiyet hakkına sahip olduğunun

26 Eren, “Mülkiyet Hukuku”, s. 89; Kürşat, s. 23; Özcan, s. 50; Gürsoy/Eren/Cansel, s. 402.

27 Öztaş, İlker, Paylı Mülkiyette Paydaşın Kullanma ve Yararlanma Hakkı, XII Levha Yayınları, 1. Baskı, İstanbul 2011, s. 12.

28 Özcan, s. 35; Akipek/Akıntürk, s. 390; Detaylı bilgi için bkz. Topuz, Gökçen,

Paylı Mülkiyet Hissesinin Haczi Ve Satışı”, SÜHFD, C. 17, S. 1, s. 91-92; Özgür, s. 9.

(25)

13 kabulü de mümkün değildir. O halde, paylı mülkiyet ilişkisinde paylı mala ilişkin bölünebilen yetki ve ödevler bölünmüş durumdadır29.

III. Paylı Mülkiyetin Benzer Kurumlardan Ayırt Edilmesi A. Genel Olarak

Türk Medeni Hukukunda, paylı mülkiyet hali dışında da birden fazla kimsenin birlikte hak sahipliğinin bulunduğu veya birden fazla kimsenin bir araya gelmek suretiyle yeni bir hukuki ilişki meydana getirdiği haller bulunmaktadır30. Bu hukuki ilişkilerin kaynağı kimi zaman aile hukuku, kimi zaman eşya hukuku, kimi zaman ise borçlar hukuku olabilir. Kaynakları farklılık arz eden bu birlikte hak sahipliği hallerinde hangi hükümlerin uygulama alanı bulacağı zaman zaman karışıklıklara yol açabilmektedir.

B. Paylı Mülkiyet - Elbirliği Mülkiyeti

Ayni haklarda geçerli olan tipe bağlılık ilkesi31 gereğince birden çok kişinin, bir eşya üzerinde birlikte malik olabilmesi, bu mülkiyet ilişkisinin, kanunun öngördüğü mülkiyet türlerinden birine uygun olması şartıyla mümkündür. Kanunda, birlikte mülkiyet ilişkisi, elbirliği mülkiyeti ve paylı mülkiyet olmak üzere iki ayrı tip olarak düzenlenmiştir. Bu nedenledir ki, elbirliği ve paylı mülkiyet dışında, birden çok

29 Eren, “Mülkiyet Hukuku”, s. 90; Ayan, “Eşya Hukuku II Mülkiyet”, s. 59.

30 Kürşat, s. 35-36.

31 Tipe bağlılık ilkesi; kişilerin, ayni hakların muhtevalarını diledikleri şekilde belirleyememeleri, kanunda belirlenmiş olan tip üzerinde değişiklik yapamamaları olarak ifade edilebilir (Ünal, Mehmet/ Başpınar, Veysel, Şekli Eşya Hukuku, Savaş Yayınevi, Ankara 2007, s. 95; Sirmen, s. 34-35; Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s. 27).

(26)

14 kimsenin, aynı eşya üzerinde, aynı zaman diliminde malik olabilmesi mümkün değildir32.

Elbirliği mülkiyeti, önceki Medeni Kanun’da “iştirak halinde mülkiyet” ifadesiyle kendisine yer bulmuştu. Bu mülkiyet çeşidi, Roma ve İslam hukuk sistemlerinde bulunmamakta olup, bizim hukuk sistemimize de Cermen hukuku kurumu olarak, Medeni Kanun’un İsviçre hukukundan iktibası yoluyla geçmiştir33.

Elbirliği mülkiyeti; kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların kurduğu mülkiyet ilişkisidir (TMK m. 701).

Tüzel kişiliği bulunan kişi topluluklarının bir mala tek başına malik olması durumunda elbirliği mülkiyeti oluşmaz. Zira böyle bir durumda, birlikte mülkiyet değil, tek kişinin (tüzel kişinin) mülkiyeti söz konusu olmaktadır34.

Elbirliği mülkiyeti ilişkisi ile paylı mülkiyet ilişkisinin birbirinden ayrılan yönleri şöyle sıralanabilir:

1. Paylı mülkiyette, paydaşlar arasındaki ortaklık, aralarındaki mülkiyet ilişkisinden kaynaklanmaktayken; elbirliği mülkiyetinde, ortaklık, mülkiyet ilişkisi tesis edilmeden önce mevcut bulunmakta ve mülkiyete elbirliği mülkiyeti vasfını bu ortaklık vermektedir35. Bir başka ifadeyle, elbirliği mülkiyeti kurulmadan önce, hâlihazırda,

32 Öztaş, s. 6.

33 Aybay/Hatemi, s. 142.

34 Oğuzman/Seliçi/Oktay - Özdemir, s. 344.

35 Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 632; Gürsoy/Eren/Cansel, s. 431; Esener, Turhan/Güven, Kudret, Eşya Hukuku, Genişletilmiş 6. Baskı, Yetkin Yayınevi, Ankara 2015, s. 197; Özcan, s. 36.

(27)

15 kanun veya kanunun öngördüğü sözleşmeler gereği ortaklar arasında kişisel bir ilişki mevcuttur. Paylı mülkiyette ise, paydaşlar arasındaki ilişki, mülkiyet noktasında birlikteliğin gerçekleşmesiyle meydana gelir.

2. Elbirliği mülkiyetinin temelini oluşturan ortaklık bağı, paylı mülkiyetin aksine, kanunun öngördüğü durumlarla sınırlı olarak gerçekleşebilir36. Kaynağını doğrudan kanundan alan ortaklık ilişkisi, bir hukuki işlemle veya hukuki olayla meydana gelebilir.

Hukuki olayla meydana gelen elbirliği ortaklığı; TMK m.640’da düzenlenen, ölen bir kimsenin mirasçılarının birden çok olması halinde, tereke malları üzerinde mirasçıların meydana getirdikleri ortaklıktır. Hukuki işlemle meydana gelen elbirliği ortaklıkları ise;

eşler arasındaki genel mal ortaklığı (TMK m. 257), aile malları ortaklığı (TMK m.373) ve adi ortaklık37 (TBK m.620) halleridir.

Kişiler, kendi aralarında akdedecekleri bir sözleşmeyle böyle bir ilişki meydana getiremezler. Örneğin; A, B ve C kendi aralarında yapacakları bir sözleşmeyle, satın aldıkları mal üzerinde elbirliği ile malik olmayı kararlaştıramazlar. Ancak, söz konusu

36 Keser, “Paylı Mülkiyette Yönetim”, s. 14; Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s. 344;

Sirmen, s. 302.

37 Adi ortaklık, tarafların kendi aralarında akdedecekleri bir ortaklık sözleşmesi ile meydana gelmektedir. Borçlar hukukuna hâkim olan sözleşme serbestisi ilkesi gereğince ortaklık sözleşmesi ile elbirliği ortaklığı yerine, paylı mülkiyet ilişkisi kurulması da kararlaştırılabilir37 (Sirmen, s. 302). Sözleşme özgürlüğünün bu türüne,

“düzenleme ve tip özgürlüğü” de denilir. Oysa eşya hukukunda numerus clausus (sınırlı sayı) ilkesi geçerli olduğu için, tip özgürlüğü değil aksine tip mecburiyeti vardır. Bu nedenle, eşya hukukunda sadece kanunun öngördüğü tipte sözleşmeler yapılabilir (Eren, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Yetkin Yayınları, 16. Baskı, Ankara 2014, s. 17).

(28)

16 malı satın almadan önce, kendi aralarında kanunun öngördüğü bir biçimde elbirliği ortaklığı tesis ederlerse, örneğin; adi şirket kurarlarsa, bu durumda, satın aldıkları mal üzerinde elbirliğiyle malik olabilirler38. Bunun yanında, A, B ve C bir araya gelerek satın aldıkları bir mal üzerinde her halde paylı mülkiyet ilişkisi kurabilirler.

3. Paylı mülkiyet ilişkisinde, paydaşların üzerinde tasarruf kabiliyetini haiz olduğu, kendilerine ait payları varken; elbirliği mülkiyetinde, üzerinde tasarruf edilebilecek fikri dahi olsa ayrılmış paylar bulunmamaktadır39. Nitekim bu husus, TMK m. 701/2’de;

“Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu mülkiyet türünde ortaklık sıfatını haiz bulunan kimseler, hakkın tamamına birden sahip olmaktadırlar. Dolayısıyla mal üzerindeki hukuki tasarruf da sadece ortaklık vasıtasıyla olabilmektedir40.

4. Paylı mülkiyete tabi bir malın yönetiminde, paydaşın tek başına yapabileceği işler olduğu gibi, diğer paydaşların katılımıyla yapabileceği işler de bulunmaktadır.

Elbirliği mülkiyetine tabi bir malın yönetimi ise, ancak ortakların oybirliği ile olabilmektedir. Bunun doğal bir sonucu olarak, paylı mülkiyette, her paydaş, payı

38 Ayan, “Eşya Hukuku II Mülkiyet”, s. 125-126; Aybay/Hatemi, s. 142;

Akipek /Akıntürk, s. 412.

39 Her bir ortak için ancak ortaklık malvarlığının tasfiyesinde bir pay almak söz konusudur. Bu pay da aralarındaki ortaklık ilişkisine göre belli olur (Oğuzman/Seliçi/

Oktay - Özdemir, s. 347).

40 Kürşat, s. 38.

(29)

17 oranında sorumluluk taşımakta iken; elbirliği mülkiyetinde ortakların müteselsil sorumluluğu söz konusu olur41.

C. Paylı Mülkiyet - Eşler Arasındaki Mal Rejimi İlişkisi

İnsanların evlilik birliği kurmalarıyla beraber, girmiş oldukları yeni hukuki statüden kaynaklanan bu birliktelik içerisinde bir takım kişisel ve mali sonuçlar meydana gelmeye başlar. Bu birlikteliğin kurulmasından sonra eşlerden her birinin edindiği malların kime ait olacağı, bu malların yönetiminde hangi hususların gözetileceği gibi konulara yönelik düzenlemelere Türk Medeni Kanunumuzda yer verilmiştir. İşte, bu düzenlemelerden bir tanesi de, evlilik birliğinin mali sonuçlarının düzenlenmesine ilişkin kanunda kendisine yer bulan mal rejimi kurumudur.

Mal rejimi kavramı, eşlerin, evlilik öncesi veya sonrası edinilen mallar üzerindeki hak ve yükümlülükleri ile evlilik sona erdiğinde bu malların nasıl paylaşılacağına yönelik konulan kurallar toplamı olarak ifade edilir42.

41 Öztan, Bilge, Medeni Hukukun Temel Kavramları, Turhan Kitabevi, 41. Bası, Ankara 2016, s. 788; Keser, “Paylı Mülkiyette Yönetim”, s. 14.

42 Uzun, Neşe, Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Diğer Mal Rejimleriyle Karşılaştırılması (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2009, s. 4; Özmen, Nihal, “Türk Medeni Hukukunda “Mal Rejimi” Kavramı ve Olağanüstü Mal Rejimi”, HGD, Yaz 2007, S. 8, (s. 41-43), s. 41; Kanun koyucu, birisi (edinilmiş mallara katılma rejimi) yasal mal rejimi olmak üzere toplamda dört farklı mal rejimi çeşidi belirlemiş ve eşlere, bu mal rejimleri arasından kendilerine en uygun düşenini seçme imkânı tanımıştır. Eşler, hiçbirisini seçmediği takdirde, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacaklardır. Zira eşler arasında, edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması esastır (TMK m.202/1).

(30)

18 Eşlerin evlilik birliğinin kurulmasından sonra edindikleri mallar, aralarında belirlemiş oldukları mal rejimine ilişkin hükümlere tabi olur Evlilik birliğinin kurulmasından sonra edinilen malların süjelerinin birden fazla olması dolayısıyla burada birlikte mülkiyet ilişkisine benzerlik bulunduğu ileri sürülebilir. Ancak bu hukuki durumda, öncelikle, aile hukukunun kendine özgü kurumu olan mal rejimi hükümleri uygulanır. Zira eşler arasındaki mal rejimine ilişkin hükümler, özel düzenleme niteliği taşımaktadır. Atıf yapılması durumunda veya bünyesine uygun düşmesi halinde paylı mülkiyete ilişkin hükümlere de başvurulabilir43.

Diğer taraftan, eşler arasında mal rejimi ilişkisinin bulunması, eşlerin edindikleri bir mal üzerinde kendi aralarında paylı mülkiyet ilişkisi kuramayacakları anlamına da gelmemelidir. Eşler, evlilik birliği içerisinde edindikleri bir mal üzerinde paylı mülkiyet ilişkisi de kurabilirler. Eşlerin birlikte edindikleri bir taşınmaz, tapuda her ikisi adına, paylı mülkiyete tabi olarak, kaydedilmiş olabilir. Eşler arasında genel hükümlere göre birlikte mülkiyet ilişkisinin bulunması veya Türk Medeni Kanununun m. 222/2 hükmünde düzenlenmiş olan karine gereğince bazı malların eşlerin paylı mülkiyeti altında sayılması, bu malların evlilik birliğine özgülenmiş oldukları anlamı taşımamaktadır. Bu durumda, edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin paylı

43 Kürşat, s. 43; Örneğin; TMK’nın, edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin ispat yükümlülüğünü düzenleyen “İspat” başlıklı 222. maddesinin ikinci fıkrasında, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen malların, onların paylı mülkiyetinde sayılacağına yönelik hüküm mevcuttur. Yapılan bu atıf dolayısıyla, eşlerden hangisine ait olduğu belirlenemeyen mallarda paylı mülkiyete ilişkin hükümler uygulanacaktır.

(31)

19 mülkiyeti altında bulunan mallara ilişkin istisnai bazı hükümler bir yana bırakılacak olursa, paylı mülkiyeti düzenleyen genel hükümler uygulama alanı bulacaktır44.

D. Paylı Mülkiyet - Sınırlı Ayni Haklar Üzerinde Birlikte Hak Sahipliği

Sınırlı ayni haklar, mülkiyet hakkının içeriğini oluşturan kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkilerinden bazılarının bağımsız bir hak olarak özgülenmesidir45. Şu halde, sınırlı ayni haklarda yer alan sınırlılık, hakkın herkese karşı ileri sürülebilmesine olanak sağlayan mutlak etkisine değil, eşya üzerinde sağladığı hâkimiyetin kapsamına ilişkindir46.

Sınırlı ayni haklar, Türk Medeni Kanunu’nda irtifak hakları, taşınmaz yükü ve rehin hakkı olmak üzere üç tip şeklinde düzenlenmiştir.

Sınırlı ayni haklar bakımından da mülkiyet hakkında olduğu gibi, birlikte hak sahipliği söz konusu olabilmektedir. Sınırlı ayni haklar üzerinde birden fazla kimsenin

44 Acabey, M. Beşir, “Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Mal Grupları – İspat Kuralları ve Eşlerin Paylı Mülkiyeti Altındaki Mallara İlişkin Düzenlemeler”, Prof.Dr.

Ünal Narmanlıoğlu’na Armağan, DEÜHFD, C. 9 - Özel Sayı 2007, İzmir 2009, (s. 491 – 534), s. 495; Türk Medeni Kanununun m. 223/2 hükmüyle, eşlerin paylı mülkiyeti altında bulunan mallar yönünden farklı bir düzenleme getirilmiştir. Anılan bu son hükme göre; aksine anlaşma olmadıkça, eşlerden hiçbiri, diğerinin rızası olmadan, paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunamaz. Evlilik birliğinin yararı dikkate alınarak konulmuş olan bu hüküm; paylı mülkiyete ilişkin genel düzenlemenin bir istisnasını oluşturmaktadır.

45 Özmen, M. Yavuz, Eşya Hukukunda Sınırlı Ayni Haklar, www.icdenetim.ormansu.gov.tr, E.T: 05.07.2016, s. 1.

46 Sirmen, s. 497; Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s. 767-768.

(32)

20 hak sahibi olması genel olarak iki şekilde karşımıza çıkar. Bunlardan ilki, sınırlı ayni hakkın birden fazla kimse lehine tanınmış olması durumudur. Bir diğeri ise, sınırlı ayni hakkın lehine kurulduğu taşınmaz üzerinde birden fazla kimsenin birlikte malik olması halidir. Üzerinde paylı mülkiyet bulunan bir taşınmaz lehine irtifak hakkı tesis edildiğinde, kurulan irtifak hakkı üzerinde paylı bir hak sahipliğinden söz etmek gerekir47. Bu durum bilhassa hak sahipliğinin kişiye değil, eşyaya bağlı olduğu irtifak haklarında söz konusu olmaktadır. Zira eşyaya bağlı irtifak hakları bağımsız bir irtifak hakkı niteliği taşımamakta olup, bağlı bulundukları taşınmazı takiben bir hak sahipliği yaratırlar. Buna benzer bir durum, bir diğer sınırlı ayni hak çeşidi olan rehin hakkında görülmektedir. Bilindiği üzere, rehin hakkı da, fer’ilik ilkesi48 gereğince ait olduğu alacak hakkını takip eder. Dolayısıyla, birden fazla kişinin alacak hakkına sahip olması durumunda, alacağa bağlı tesis edilen rehin hakkı bakımından da kural olarak birlikte hak sahipliği gündeme gelir49.

İfade etmek gerekir ki, yukarıda belirtilen birlikte hak sahipliklerinin konusu mülkiyet değildir. Bu sebeple, paylı mülkiyete ilişkin hükümler bu durumlara doğrudan değil ancak mahiyetlerine uygun düştüğü ölçüde kıyas yoluyla uygulanabilir50.

47 Kürşat, s. 44.

48 Rehin hakkına hâkim olan fer’îlik ilkesinin birinci fonksiyonu, rehin hakkının kuruluş aşamasında ortaya çıkar ve mevcut bir alacağı temin etmek üzere rehin tesis edilmesi durumunu ifade eder. İkinci fonksiyonu ise, bu hakkın alacaktan bağımsız olarak devredilememesinde görülmektedir (Dereli, Zeliha, LexCommissoria Yasağı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2009, s. 5 vd.).

49 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Kürşat, s. 44.

50 Kürşat, s. 45; Akipek/Akıntürk, s. 390; Gürsoy/Eren/Cansel, s. 402; Sirmen, s. 273; Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s. 305.

(33)

21 E. Paylı Mülkiyet – Kat Mülkiyeti

Kat mülkiyeti, 23.06.1965 tarihli, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) ile düzenlenmiş ve kanun koyucu tarafından taşınmaz mülkiyetinin özel bir türü olarak benimsenmiştir51. Kat mülkiyeti; bağımsız bölümler üzerinde kurulan mülkiyet hakkıdır (KMK m. 2/a). Kat mülkiyetinin daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle bağımsız bölümden ne anlaşılması gerektiğinin ortaya konulması gerekmektedir.

Bağımsız bölüm, kat mülkiyetine konu olan taşınmazın ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olup Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre bağımsız mülkiyete konu olan bölümleridir (KMK m. 2/a). Görüldüğü üzere, bölümlere, bağımsız bölüm niteliği kazandıran en önemli unsur, o bölümlerin ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olmasıdır. Konut olarak kullanılan dört odalı bir dairenin iki odası, bütünden ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olmadığı için bağımsız bölüm niteliği taşımaz ve bu iki oda üzerinde kat mülkiyeti tesis edilemez.

Üzerinde kat mülkiyeti kurulmak istenen bölümün başlı başına kullanılmaya elverişli olup olmadığı hususu tapu sicil memurlarınca re’sen araştırılmalıdır. Şüphesiz, kullanıma elverişlilik hususu, kat mülkiyetine konu olacak bölümün kurulacağı amaca göre belirlenir52.

Kat mülkiyetine konu olan bağımsız bölümler aslında, arazinin bütünleyici parçası durumundadır. Bilindiği üzere, bir şeye malik olan kimse onun bütünleyici parçasına da malik olur (TMK m. 684/1). Genel kural bu olmakla birlikte, kanun koyucu,

51 Sirmen, s. 442-443.

52 Y13HD, 14.05.1981 tarihli, 2239/3740 sayılı kararına göre, ortak yerlerin bağımsız bölüm olarak tescili geçersizdir. Bu geçersizlik yolsuz tescilden de öteye bir anlam taşır ve TMK m. 1023 hükmü uygulanamaz (YKD, 1981/9, S. 1167); Oğuzman/Seliçi/

Oktay - Özdemir, s. 612.

(34)

22 uygulamada kolaylık sağlamak maksadıyla, genel kuraldan ayrılmış ve yaptığı özel bir düzenleme ile bütünleyici parça durumunda olan bu bağımsız bölümlere taşınmaz niteliği tanımıştır (TMK m. 704). Bu düzenleme neticesinde, kat mülkiyetine tabi bağımsız bölümler üzerinde de aynî hak kurulması imkânı doğmuştur53. Bu çerçevede hazırlanan Kat Mülkiyeti Kanunu’nda da bağımsız bölüm esası benimsenmiş ve bağımsız bölümler üzerinde kat mülkiyetinin kurulacağı ifade edilmiştir.

Kat mülkiyetinde her bağımsız bölüme, onun değeriyle orantılı olarak tahsis edilmiş arsa payı (KMK m.2/d) ve ortak yerler üzerindeki paylı mülkiyet payı ayrılmaz bir biçimde bağlıdır (KMK m.3/f.1). Ortaya çıkan bu eşyaya bağlı mülkiyet ilişkisi gereğince, bağımsız bölüm üzerindeki mülkiyet hakkına kim sahipse, arsa payına ve ortak yerlerdeki mülkiyet payına da o sahip olur54.

Kat mülkiyetine ilişkin hukuki tasarruflar yalnızca bağımsız bölümler üzerinde söz konusu olabilir. Bağımsız bölümler ile arsa payı ve ortak yerlerdeki paylı mülkiyet payı birbirinden bağımsız olarak tasarrufa konu olamaz. Öyle ki, bağımsız bölümler mülkiyet payları ile beraber devir ve iktisap olunabilirler. Yine, arsa payı ve ortak yerlerdeki paylı mülkiyet payı da, bağımsız bölümdeki kat mülkiyetinden ayrı olarak devredilemez, rehnedilemez veya başka bir ayni hakla yüklenemez55.

Her ne kadar, kat mülkiyetinde anataşınmaz bakımından birden fazla hak sahipliği görüntüsü olsa da paylı mülkiyet birliğine hâkim olan bazı esaslar burada geçerli değildir. Örneğin; kat mülkiyetine tabi taşınmaz üzerinde ortaklığın giderilmesi talep edilememekte (KMK m.7) ve bağımsız bölümün satılması halinde diğer kat maliklerinin

53 Akipek, Öcal, Şebnem, Taşınmaz Mülkiyeti ve Kat Mülkiyeti Kanunu, www.taa.gov.tr, E.T: 04.05.2016 (Power Point Sunum).

54 Sirmen, s. 443; Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s. 610-611.

55 Keser, “Paylı Mülkiyette Yönetim”, s. 18; Kürşat, s. 41.

(35)

23 ön alım hakları bulunmamaktadır (KMK m.8)56. Kat mülkiyetinin devamlılığı gerekli kılması ve bağımsız bir mülkiyet niteliği taşıması göz önüne alındığında, bu farklılığın doğal bir sonuç olduğu görülür57.

Kanun koyucu tarafından, kat mülkiyeti rejimine özel, ayrı bir kanun yapılmış, bu hukuki kurumu düzenlemek adına ayrı hükümler tesis edilmiştir. Kat Mülkiyeti Kanunu, Türk Medeni Kanunu’na göre özel kanun niteliğinde olup, kat mülkiyetine bağlı ortak yerlere ilişkin paylı mülkiyet hakkına ve varsa arsa payına ilişkin meselelerde öncelikli uygulama alanı bulur. Kat Mülkiyeti Kanununda hüküm bulunmayan hallerde ise, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümlerine başvurulur58.

56 Ancak bağımsız bölümün kendisi üzerinde paylı mülkiyetin bulunması halinde, paydaşlardan birinin kendi payını bir başkasına satması durumunda öteki paydaşlar, öncelikle satın alma hakkını kullanabilirler (KMK m. 8/2).

57 Kürşat, s. 42; Paylı mülkiyet ilişkisinin diğer birlikte hak sahipliği hallerinden en önemli farkı sürekli bir amaç için kurulmamasıdır (Sarıhan, Banu Bilge, Müşterek Mülkiyetin Sona Ermesi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya 1994, s. 1).

58 Nitekim bu husus Kat Mülkiyeti Kanununun “Genel Hükümlerin Uygulanma Alanı”

başlıklı 9. maddesinde; “ Kat mülkiyetine veya kat irtifakına ait kütük kaydında veya kat malikleri arasındaki sözleşmede veya yönetim planında veya bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, kat mülkiyetinden doğan anlaşmazlıklar, Türk Medeni Kanunu ve ilgili diğer kanunlar hükümlerine göre karara bağlanır” şeklinde ifade edilmiştir.

(36)

24

§ 2. PAYLI MÜLKİYETİN KURULMASI I. Genel Olarak

Paylı mülkiyet birliğinin kurulabilmesi için paydaşlar arasında daha önceden kurulmuş şahsi bir ilişkinin varlığı gerekmediği için hakkın doğumu için, tek kişi mülkiyetinin doğumunda gerekli olan şartların gerçekleşmesi gerekli ve yeterlidir59.

Paylı mülkiyette; pay, doğrudan kişiye bağlı olabileceği gibi eşyaya da bağlı olabilir. Örneğin; TMK m. 721 gereğince, iki taşınmazı birbirinden ayırmaya yarayan duvar, parmaklık, çit gibi sınırlıklar, aksi ispat edilmedikçe, her iki komşunun paylı malı sayılır. Görüldüğü üzere, burada paydaşların paydaşlık nitelikleri, taşınmazın maliki olma özelliğinden kaynaklanmaktadır. Yani, taşınmazın maliki her kimse, sınırlık üzerindeki pay da ona ait olacaktır. İşte, payın kişiye bağlı olduğu durumlarda bağımsız paylı mülkiyetten, payın eşyaya bağlı olduğu durumlarda ise, bağımlı paylı mülkiyetten söz edilir60.

Paylı mülkiyet; hukuki işlem, yetkili bir makamın kararı veya kanun hükmü gereği ortaya çıkabilir61.

II. Hukuki İşlem

Paylı mülkiyetin en yaygın ortaya çıkış kaynağı, hukuki işlemlerdir. Hukuk sistemimizde, kişilerin, bir araya gelmek suretiyle diledikleri kadar paylı mülkiyet ilişkisi kurmalarının önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır. Kişiler, iradeleri

59 Akipek/Akıntürk, s. 391; Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. §1/III/B.

60 Sirmen, s. 273; Gürsoy/Eren/Cansel, s. 401.

61 Ayan, “Eşya Hukuku II Mülkiyet”, s. 60; Özcan, s. 38, Eren, “Mülkiyet Hukuku”, s. 90.

(37)

25 doğrultusunda tesis edecekleri hukuki işlemler ile paylı mülkiyet ilişkisi meydana getirebilirler62.

Hukuki işlem yoluyla paylı mülkiyet ilişkisinin kurulabilmesi için öncelikle hukuki sebebin gerçekleşmesi, ardından tasarruf işleminin yapılması gerekmektedir63.

Birden çok kimsenin, birlikte kullanmak üzere taşınır veya taşınmaz bir mal iktisap etmesi halinde hukuki işlem yoluyla paylı mülkiyet ilişkisi kurulur. Bu durumda, taraflar arasında yapılan satım sözleşmesi hukuki sebebi oluştur. Satım sözleşmesinin yapılması paylı mülkiyetin doğumu için yeterli olmayıp, taşınırlarda zilyetliğin devri, taşınmazlarda ise taşınmazın tapuya tescil edilmesi gerekir64. Yine, bir malın birden çok kişiye devri halinde, devralanlardan bir kısmı iyiniyetli, bir kısmı kötüniyetli ise, malik olmayan kimseden pay devralan iyi niyetli şahıs, kendi payının mülkiyetini kazanır ve malı devredenle arasında hukuki işlemden kaynaklanan paylı mülkiyet ilişkisi meydana gelir65.

Paylı mülkiyet ilişkisi ölüme bağlı bir hukuki işlem neticesinde de meydana gelebilir.

Bir şeyin, vasiyet yoluyla birden fazla kimseye bırakılması halinde durum böyledir66.

62 Ayan, “Eşya Hukuku II Mülkiyet”, s. 62; Şıpka Taman, Şükran, Türk Hukukunda Kanuni Önalım (Şuf’a) Hakkı, Hukuki Niteliği ve Kullanma Koşulları, Alfa Basım Dağıtım, İstanbul 1994, s. 34; Hatemi, Hüseyin/Serozan, Rona/Arpacı, Abdülkadir, Eşya Hukuku, Filiz Kitabevi, İstanbul 1991, s. 99.

63 Örneğin; birden çok kişinin, birlikte kullanmak üzere taşınır veya taşınmaz bir mal iktisap etmesi halinde, satım sözleşmesi hukuki sebebi oluşturmaktadır.

64 Eren, “Mülkiyet Hukuku”, s. 91; Tapuda taşınmaza ayrılan yaprağın ilgi sütununa paydaşların ayrı ayrı isimlerinin yazılması ve pay oranlarının da gösterilmesi gerekir (Tapu Sicil Tüzüğü m. 25/3, 4).

65 Özcan, s. 39-40; Gürsoy/Eren/Cansel, s. 403; Eren, “Mülkiyet Hukuku”, s. 91.

66 Esener/Güven, s. 184; Özcan, s. 39.

(38)

26 Mesela, miras bırakan A, yapmış olduğu vasiyetnamede evini, B ve C ye vasiyet etmişse, ev üzerinde B ve C lehine paylı mülkiyet hakkı doğmuş olur. Yine, paylı mülkiyet ilişkisini doğuran hukuki sebep, tek taraflı bir hukuki işlem (vasiyetname) olabileceği gibi, iki taraflı bir hukuki işlem de (satış, bağışlama) olabilir67.

III. Yetkili Makamın Kararı

Yetkili makamların kararları neticesinde de paylı mülkiyet ilişkisi meydana gelebilir.

Birden fazla kimsenin tescile zorlama davası açması neticesinde, mahkemenin, davacılar lehine mülkiyet hakkı tesis etmesi durumunda hal böyledir68. Yine, talep üzerine, miras ortaklığına ait malvarlığı değerleri üzerinde bulunan elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi halinde mahkeme kararıyla paylı mülkiyet ilişkisi doğmuş olur69.

İcra ve İflâs Kanunu uyarınca yapılan bir cebri icra yoluyla arttırmada, bir taşınmaz malın birden çok kimseye ihale edilmesi durumunda da ihale edilenler arasında paylı mülkiyet ilişkisi kurulmuş olur70.

Bir idari makam da, tesis edeceği işlem neticesinde paylı mülkiyet ilişkisi meydana getirebilir. Örneğin; 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesine göre, belediyeler veya valiliklerce, taşınmaz maliklerinin rızası aranmaksızın, bazı taşınmazların imar

67 Eren, “Mülkiyet Hukuku”, s. 91.

68 Sirmen, s. 274; Ayan, “Eşya Hukuku II Mülkiyet”, s. 61; Özcan, s. 40.

69 Antalya, Gökhan/Sağlam, İpek, Miras Hukuku, Legal Yayıncılık İstanbul 2015, s. 402; Dural, Mustafa/Öz, Turgut, Türk Özel Hukuku, C. IV, Miras Hukuku, 10. Bası, Filiz Kitabevi, İstanbul 2016, s. 466.

70 Keser, “ Paylı Mülkiyette Yönetim”, s. 20.

(39)

27 planına uygun şekilde inşaata elverişli hale getirilmesi amacıyla paylı mülkiyete karar verilebilir71.

IV. Kanun

Paylı mülkiyet ilişkisi, bazen de kaynağını doğrudan kanundan almış olabilir. İki malın birbiriyle karışma ve birleşmesi durumlarında72 (TMK m. 776); duvar, çit, parmaklık gibi iki taşınmazı birbirinden ayıran sınırlıklar (TMK m. 721) üzerinde kanundan doğan paylı mülkiyet hali söz konusudur73. Yine, TMK m. 222/22’ye göre, eşler arasında yasal mal rejimi olarak belirlenmiş olan edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar, onların paylı

71 Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 569; Özcan, s. 40; 3194 sayılı İK m. 18/1 :

“İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri, malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re‘sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.”

72 Bu durumda paylı mülkiyet ilişkisinin doğabilmesi için karışan veya birleşen taşınırlardan biri, diğerinin, yani asıl şeyin bütünleyici parçası haline gelmemelidir. Zira bu takdirde, yeni eşya üzerinde paylı mülkiyet değil, tek kişi mülkiyeti meydana gelir ve eşyanın maliki asıl şeyin sahibi olur. Paylı mülkiyet, karışan veya birleşen şeyler arasında asıl şey-bütünleyici şey ilişkisi yoksa söz konusu olmaktadır. (Eren, “Mülkiyet Hukuku”, s. 92; Akipek/Akıntürk, s. 391-392).

73 Esener/Güven, s. 184; Akipek, “Tapuya Kayıtlı Taşınmazların Bölünmesi, Birleştirilmesi ve Arazi Toplulaşıtırılmasının Genel Esasları”, s. 95.

(40)

28 mülkiyetinde sayılır74. Nihayet, iki kişinin kaybolmuş bir şeyi birlikte bularak mülkiyetini kazanmaları (TMK m. 769-771), paylı mülkiyet konusu bir taşınmazda define bulunması (TMK m. 772) gibi durumlarda da paylı mülkiyet ilişkisinin ortaya çıktığı kabul edilir75.

§ 3. PAYDAŞLARIN PAYLARI BAKIMINDAN DURUMLARI I. Genel Olarak

Paylı mülkiyetin kapsamının ve nasıl bir mülkiyet türü olduğunun net olarak ortaya konulabilmesi için, öncelikle, onun temel unsuru olan pay kavramının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

II. Pay Kavramı ve İşlevi

Mülkiyet hakkından doğan, bölünmeye elverişli ve belli bir oran dâhilinde paydaş maliklere ait olan yetki ve ödevlerin tümüne pay (hisse); paydaş maliklerden her birine de paydaş (hissedar) denir76.

Paydaşların paylı mal üzerindeki yetki ve ödevleri, kural olarak, paydaşların o paylı mal üzerinde sahip oldukları pay nisabı kadardır. Pay, paydaşların gerek eşya üzerinde sahip oldukları yetkileri gerekse birbirlerine karşı olan hak ve yükümlülüklerini gösterir. Bu çerçevede, paylı mülkiyetin yönetiminde ve bu yönetim sırasında doğabilecek giderlerin karşılanmasında pay oranı belirleyici bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır77.

74 Sirmen, s. 275; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 569;

Hatemi/Serozan/Arpacı, s. 99; Gürsoy/Eren/Cansel, s. 430.

75 Ayan, “Eşya Hukuku II Mülkiyet”, s. 60; Keser, “Paylı Mülkiyette Yönetim”, s. 19.

76 Akipek /Akıntürk, s. 389; Sirmen, s. 275; Keser, , s. 7-8; Esener/Güven, s. 185;

Özcan, s. 35.

77 Keser, “Paylı Mülkiyette Yönetim”, s. 7; Özcan, s. 51.

Referanslar

Benzer Belgeler

BK.m.390/2’ye göre, “vekil, müvekkile karşı vekaleti iyi bir surette ifa ile mükelleftir.” İsviçre Borçlar Kanununda ise ‘iyi bir suretle ifa’ ifadesi yerine ‘sadakat

[Yarg. 515 “…davalı, savcılıkta alınan ifadesinde bononun teminat olarak alındığını, davacının taksime ilişkin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğinden

Bunlar: Karşılıklı sözleşme, ortaklık benzeri sözleşme 87 ve karma (karşılıklı sözleşme ve ortaklık sözleşmesi karışımı) sözleşmedir 88. 87 “Gerçekten

olacağını vurgulamıştır 33. Anılan kararlarda da görüleceği üzere Yargıtay, işgale konu eşyanın kiraya verilebilir olmasını zarar olarak nitelendirmektedir. Bazı

Bunlar, sürece başvurma, süreci devam ettirme ve süreci sona erdirme aşamasında gönüllü olmaktır [Çiğdem YAZICI TIKTIK, Ticari Davalarda Dava Şartı Olarak

Gerçek vekaletsiz iş görme haricinde gerçek olmayan vekaletsiz iş görme çeşitlerinden sadece iş sahibinin yasaklamasına rağmen iş görülen ve işin iş

Çalışmamızın konusu, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yapının ayıplı olması sebebiyle sona ermesi olduğu için arsa sahibine tanınan bu seçimlik haklardan

Bu hükmü lâfzî olarak yorumlarsak paylı mülkiyetin veya miras ortaklığı nedeniyle ortaya çıkan elbirliği mülkiyetinin konusunun bir taşınmaz olması halinde söz