• Sonuç bulunamadı

Siyasi partiler, sadece ortaya koydukları fonksiyonların çeşitliliği (temsil etme, uzman yetiştirme, çıkarların bir araya getirilmesi vb.) açısından değil, aynı zamanda partilerin birbirleri arasındaki ilişkileri ve siyasi sistemin yapısı açısından da incelenmektedir. Bu kapsamda oluşan partiler arası ve parti içi ilişkiler ağına parti sistemi denmektedir. Farklı parti sistemlerini birbirinden ayırt etme noktasındaki ilk çalışma iktidar için birbiriyle yarışan partilerin sayısını kullanarak yapan Duverger’e göre “tek partili”, “iki partili” ve “çok partili” parti sistemleri vardır. Çizelge 1.2.’de görüldüğü üzere Sartori’ye göre durum bu kadar basit değildir, çünkü iktidar için birbirleriyle yarışan partilerin sayısı kadar, seçimdeki ve yasamadaki güçlerine yansıyan göreceli büyüklükleri de önemlidir. Burada asıl önemli olan hükümeti oluşturmayla ilgili olarak partiler arasındaki ilişkinin niteliğidir. Sistem içindeki partilerin iktidarı elde etme

32 Newton, K. and Deth, W. Van J. (2014). Karşılaştırmalı Siyasetin Temelleri. (Çev. E. Saraçoğlu). Ankara:

Phoenix Yayınevi, 270.

33 Newton, K. and Deth, W. Van J, 2014, 270-271.

veya en azından iktidara ortak olma şansını taşıyıp taşımadığı asıl önemli noktadır. Sartori parti sayılarının yanı sıra incelemesinde partilerin gerçekten sistem içinde etkin olup olmadığını da sorgulamaktadır. 34

Parti sistemleriyle ilgili diğer bir konuda seçim sistemlerinin etkisiyle ilgilidir. Buna göre bazı seçim sistemleri iki partili bir yapıya sebep olurken diğer bazı seçim sistemleri çok partili bir yapıyı zorunlu kılmaktadır.Seçim sistemlerinin parti sistemleri üzerindeki etkisini ilk ele alan ve bu etkiyi "sosyolojik kanun" şeklinde takdim eden Duverger'ye göre, seçim sisteminin genel etkisi, üç şekilde formüle edilebilir: 1)Nispi temsil sistemi sert ve istikrarlı partilerden kurulu birçok parti sistemini; 2)iki turlu çoğunluk usulü ise yumuşak ve nispeten istikrarlı partilerden oluşan birçok parti sistemini; 3)tek turlu basit çoğunluk sistemi, iktidarın büyük bağımsız partiler arasında el değiştirdiği bir iki parti sistemini teşvik eder. Ancak Duverger'ye göre, bu genel önermeler, sadece temel eğilimleri belirtmektedir ve seçim sisteminin parti sistemleri üzerindeki bütün etkisini göstermekten uzaktır.35 Sartori ise bu ilişkiyi (seçim sistemi- parti sistemi) iki yönlü bir ilişki içinde ele alır; seçmene etkisi ve parti sayılarına etkisi. Buna göre Sartori seçim sisteminin hem seçmeni hem de parti sayılarını etkilediğini kabul eder. Ancak bu iki ilişki bağlamında parti sistemlerine seçim sisteminin etkisini “azaltıcı etki olarak” tanımlamaktadır.

Bu teoriye göre seçim sistemlerinin parti sayısını arttırıcı bir özelliği yoktur ama azaltıcı bir etkiye sahiptir.36

Çizelge 1.2. Parti Sistemleri Sınıflandırması

Sınıflandırma Kıstası Parti Sistemleri Kategorileri Duverger’in sınıflandırması Mutlak parti sayısı Tek partili

İki partili

Çok partili

Sartori’nin sınıflandırması İlgili parti sayısı (koalisyon-pazarlık

potansiyeli ve kutuplaşma düzeyi) Tek partili

o Gerçek tek partili

Kaynak: Sayarı, S. ve Bilgin, H.D.(2015). Karşılaştırmalı Siyaset. (Üçüncü baskı). İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 137.

1.2.1. Tek parti sistemi

Tek bir partinin diğer bütün partileri dışlayarak iktidarı tekelinde bulundurduğu (politik ya da anayasal araçlar yoluyla) siyasi sistemler tek parti sistemleridir. Bu partiler, kendilerini iktidardan edici bir mekanizma (isyan ya da devrim) olmaksızın etkin bir şekilde hükümeti kontrol etmekte ve devlet mekanizmasıyla değişmez bir ilişki kurmaktadır. Bu durum, bu tip devletlerin “tek parti devletleri” olarak sınıflandırılmasına ve sistemin parti-devletine dönüşmesine neden olur.37 Tek parti sistemleri ile sadece tek bir partinin olduğu siyasal sistemlerle karşılaşmamaktayız, görünüşte sistem içinde yarışan pek çok partinin olduğu ülkelerde de tek parti sistemiyle karşılaşabilmekteyiz. Bu açıdan tek parti sistemleri de kendi içerisinde alt kollara ayrılmaktadır.

1. Gerçek tek parti sistemi: Bu sistemde hukuken ve fiilen sadece bir parti vardır.

Onun dışında başka partilerin kurulması ve faaliyeti kesinlikle yasaktır. Bu sistem tam anlamıyla tekelcidir, iktidar üzerinde her türlü rekabeti, yarışmayı ve paylaşmayı reddeder.

a. Totaliter tek parti sistemi: Kapsayıcı bir ideolojiye ve evreni bütünüyle açıklama iddiasında olan sistemli bir dünya görüşüne dayanır. Parti de bu temel ideolojinin gereklerine uygun yeni bir toplum modeli yaratma amacındadır. Bu amaçla toplum hayatını tümüyle kontrol altında bulundurur ve her türlü ekonomik, sosyal ve siyasal faaliyetlere müdahale eder ve bunlara yön verir. Komünist ve faşist tek parti rejimler bu sistemin tipik örnekleridir.

b. Otoriter tek parti sistemi: Katı ve kapsayıcı bir ideolojiye dayanmazlar.

Bunlar daha çok milli bütünleşmeyi sağlama, ekonomik kalkınmayı ve siyasal modernleşmeyi gerçekleştirme gibi belirli hedeflere yönelmişlerdir.

Partinin kontrolü toplumun yaşam alanına yayılmaz. Partinin içyapısı da totaliter tiplere kıyasla daha esnektir. Türkiye’deki Cumhuriyet Halk Partisinin tek parti dönemi bu sisteme örnek olarak gösterilebilir.

2. Karmaşık tek parti sistemleri: Görünüşte çok partili düzen vardır, ancak partilerden biri diğerleri üzerinde üstünlük sağladığı için aslında tek partili ya da ona benzeyen bir sistem söz konusudur. Bu parti hakim parti olabileceği gibi hegemonyacı bir parti de olabilir.38

Tek parti sistemlerinde olduğu gibi birden fazla partinin olduğu sistemlerde ortaya çıkan bir durum da “hegemonyacı parti” sistemidir. Bu durum esas itibarıyla fiili bir tek

37 Akartürk, E. A. (2010). Parlamenter Rejim Uygulamaları ve Parti Sistemleri. (Birinci baskı). İstanbul:

Yeditepe Üniversitesi Yayınları, 85-86.

38 Sarıbay,2001, 28.

parti iktidarını ifade eder. Sistem içinde birden fazla parti olmasına rağmen bu partiler uydu partiler niteliğindedir. Bu yüzden de ne partiler arası gerçek bir yarışma ne de iktidarın el değişmesi söz konusudur. Bu sistem de kendi içinde iki gruba ayrılmaktadır;

ideolojik-hegemonyacı ve pragmatik-hegemonyacı parti. Sarıbay, 1980 öncesi Polonya’yı birinci duruma, devrim dönemi Meksika’sını ise ikinci türe örnek göstermektedir.39

“Hâkim parti” ise hegemonyacı partiden farklı, demokratik ve çoğulcu bir siyasal sistemde partilerden birinin, diğerlerine oranla çok daha güçlü olması durumunu ifade etmektedir. Burada sistem içinde diğer partiler uydu parti değildir ancak uzun bir süre tek başına iktidar tek bir partinin olması ikinci partinin (veya diğer partilerin) iktidara gelme konusunda umutlarını kırmakta ve iktidar uzak bir hedef olarak durmaktadır.40 Hâkim partinin örnekleri olarak, Hindistan’da Kongre Partisi, Japonya’da Liberal-Demokratik Parti, Meksika’da Devrimci Kurumlar Partisi, Norveç’te İşçi Partisi gösterilebilir. Ancak bütün bu örneklerde hâkim-partiler, uzun bir iktidar döneminin sonunda, serbest seçimlerle iktidarı kaybetmişlerdir. Dolayısıyla sistem özünde çoğulcu ve yarışmacı bir nitelik taşımaktadır. Bu yüzden de bir çok ortak özelliğe sahip olsalar da, hakim parti sistemleri tek-partili sistemlerle karıştırılmamalıdır. Hakim partili bir sistem, çok sayıda partinin düzenli aralıklarla ve halkın katılımıyla yapılan seçimlerde iktidar için birbiriyle yarışması açısından rekabete dayalı bir ortamı desteklemektedir.

1.2.2. İki parti sistemi

Bir ülkede ikiden fazla parti mevcut olmakla birlikte, iktidar yarışması esas itibariyle iki büyük parti arasında gerçekleşiyor ve küçük partiler iktidara ağırlıklarını koyamıyorsa o ülkede iki parti sisteminin varlığından söz edilebilir. Bu sistemin belirgin olarak yürürlükte bulunduğu ülkelerde seçimlerde kullanılan oyların yüzde 90’ından fazlasının iki ana parti arasında paylaşıldığı görülmektedir. Sistemin karakteristik özelliği büyük partilerden birinin parlamentoda mutlak çoğunluğu sağlayarak koalisyona gitmek zorunda kalmaksızın tek başına hükümet kurmasıdır. İki parti sistemi iki ana eğilim arasında seçmeni bir tercihte bulunmaya iten ve üçüncü partilerin önemli bir başarı sağlamasını engelleyen sistemlerdir. Çünkü seçmen üçüncü partilere verilecek oyun iktidar

39 Sarıbay,2001, 28-29.

40 Duverger,1974, 277

ve muhalefet olma ihtimalini düşük gördüğünden oyunun boşa gitmesini istemez ve tercihini iki büyük parti arasında yapar.41

Her ne kadar iki parti sisteminde kazanan parti her şeyi elde etse de iki parti sisteminde muhalefetin varlığı, tek parti sistemiyle kıyaslandığında resmi organların tek taraflılığını azaltır. Çünkü bir muhalefet partisinin mevcudiyeti, parlamento görüşmelerini bir ritüelden çıkartarak, yürütme gücünün faaliyetlerinin tartışıldığı bir alana dönüştürmektedir. Görüşmelerin neticesi hukuken iktidarı zorlamasa da siyaseten iktidarı zorlayacaktır. 42 Bu sistemin tipik örnekleri İngiltere ve ABD’dir. Her iki ülkede birçok küçük parti mevcut olmakla beraber, iktidar yarışı Amerika’da Demokratlar ve Cumhuriyetçiler, İngiltere’de de Muhafazakâr Parti ile İşçi Partisi arasında gerçekleşmektedir. Genel olarak iki parti sisteminin özelliklerini şu şekilde özetleyebiliriz;

(a) Gerçek anlamda sadece iki parti parlamentoda çoğunluk için mücadele edebilecek güce sahiptir,

(b) İki büyük partiden ancak birisi, parlamentoda tek başına hükümet kurmaya yetecek bir çoğunluk kazanır,

(c) İktidarın iki parti arasında el değiştirme olasılığı yüksektir.

İki parti sistemi içinde büyük partilerden birinin hükümeti tek başına kuracak sandalyeye sahip olduğu, diğer partinin ise tek başına muhalefet görevini üstlendiği sistemlerde “saf iki parti” sistemleriyle karşılaşmaktayız. Bu sistemin en iyi işlediği ülkelerin başında ABD ve İngiltere gelmektedir. Özellikle İngiltere’de uygulanan Westminster modeli iki parti sisteminin önemli bir prototipini sunmaktadır. Buradaki modelde muhalefet daha ılımlıdır ve iki parti arasında yüzen oyları hedeflemektedir.43 Yine ABD’de iki büyük parti arasında ciddi ideolojik ayrılıklar bulunmamaktadır. Ancak İngiltere ve ABD parti sistemleri benzer görülmekle birlikte siyasal partilerin yapıları arasında ciddi farklılıklar mevcuttur.

41 Akartürk,2010,91-92.

42 Duverger, M. (1962), Partiler ve Siyasi Rejimler. (Çev. E. Özbudun). Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. Cilt 19. Sayı 1-4. 95-171,140.

43 Akartürk,2010, 95-96.

Parlamentoda iki ana parti arasındaki sandalye farkı az ve bu partilerden birinin hükümet kurabilmek için üçüncü bir partinin desteğine ihtiyaç duyduğu durumlarda saf iki parti sisteminden uzaklaşılır. Bu durumda karşımıza “destekli iki parti sistemi” veya “iki buçuk parti sistemi” çıkmaktadır. Destekli iki parti sistemi, iki büyük parti dışında bir üçüncü partinin hükümetin kuruluşunda rol oynadığı dönemlerde ortaya çıkmaktadır. Bu partiler aldıkları görece az oy oranına rağmen hükümetin kurulmasında önemli bir pozisyon elde edebilmekte ve aldığı oyun daha fazlasını kazanabilmektedir (hükümet içinde elde ettiği bakanlık sayısı veya diğer kamu imkanları gibi). Destekli iki parti sisteminin uygulandığı başlıca ülkeler arasında Almanya ve Belçika vardır. Özellikle Almanya’da 1950’den beri hükümetler bu şekilde kurulmaktadır ( bazı dönemler iki büyük parti de bir araya gelip büyük koalisyon oluşturmaktadır).44

Genel olarak iki parti sisteminin iyi işleyebilmesi partilerin siyasal sistem üzerinde tam bir uzlaşmaya sahip olması ve temel konularda asgari müşterek içinde olmalarıyla yakından ilişkilidir. Bu sistem ister istemez partilere katı ideolojik tutumlardan uzaklaşmaya ve ılımlı bir politika izlemeye doğru itmektedir. Çünkü büyük partilerden her biri seçimleri kazanabilmek için kendi seçmenleri dışında ortada bulunan bağımsız seçmenlerin oylarına da muhtaçtır. İki parti sisteminde çok parti sistemlerinde görülen değişen çoğunluklar ve çözülen koalisyonlar sonucunda ortaya çıkan hükümet krizleri yaşanmaz ve istikrarlı hükümetler sağlanır. Bu sistemde seçmenler oylarının karşısında iktidarın ve muhalefetin siyasal sorumlulukları açık ve kesin olarak görür ve iktidar ve muhalefet bu sorumluluklarını bir sonraki seçime kadar üstlenmek zorundadır.

1.2.3. Çok parti sistemi

İkiden fazla partinin siyasal yarış içinde birbirlerini çok yakından izledikleri ve iktidarı etkileme gücüne sahip oldukları sistemler çok partili sistemlerdir. Güçleri birbirine yakın birçok partinin bir arada bulunduğu bu sistemler, çeşitli görüşlerin temsiline olanak vermektedir. Bu yüzden, çoğu zaman hükümet kurmada güçlüklerle karşılaşılır ve ortak hükümet kurma yoluna gidilir. Genellikle nisbi temsil seçim sisteminin uygulandığı ülkelerde gözlemlenen çok parti sistemi, yasamada ve yürütmede çok sesliliğe sebep olmaktadır. Ancak tek başına bu çeşitliliği seçim sistemiyle açıklamak mümkün değildir.

Özellikle toplumsal tabanın farklı ideolojiler ve çatışmalar etrafında parçalandığı ülkelerde

44 Akartürk,2010, 92-93.

siyasal talepler çeşitlenmekte bunun sonucu olarak da parti sayıları artmaktadır.

Demokratikleşme sürecini daha az çatışmayla geçiren İngiltere’de iki parti varken toplumsal çatışmaların daha derinden gerçekleştiği Fransa’da çok partili bir sistemle karşılaşmaktayız. Parçalanmanın oranı sistemdeki ilgili partilerin sayısına ve parlamentoda sahip oldukları sandalyelere göre değerlendirilir. Dolayısıyla, iki-parti sistemi çok partili sistemden çok daha az parçalanmıştır.

İki-parti sistemleri neredeyse her zaman çoğunluk partisi hükümetlerinin oluşmasına yol açarken, çok parti sistemleri genellikle koalisyon ya da azınlık partisi hükümetlerine neden olmaktadır. Bu koalisyon kurma süreçlerinde karşılaşılan temel problem ise ideolojik ayrışmanın derecesidir. Çünkü partiler arasındaki ideolojik mesafe ne kadar çok olursa (yani parti sistemleri ne kadar çok kutuplaşmış olursa), sol ve sağdaki büyük partiler arasında işbirliğine dayalı ilişkiler kurmak o derece zorlaşmaktadır. Bu çerçevede çok partili sistemlerde üç tür çok parti sistemi ile karşılaşmaktayız:

1. Ilımlı çok parti sistemi: Partilerin iki ana kutup veya merkez etrafında kümelendiği ve ülkenin temel sorunları konusunda partiler arasında derin ayrılıkların bulunmadığı bir yapıya sahiptir. İki parti sisteminde olduğu gibi alternatif iki iktidar grubu arasında siyasal denge ve istikrar sağlanmaktadır. Bu sistemde hiçbir parti tek başına hükümeti kuracak güce sahip değildir ancak koalisyonlar daha istikrarlı ve devamlıdır. (Örnek: İsviçre ve Belçika).

2. Aşırı çok parti sistemi: Bu sistemi belirleyen nitelik parti sayısının çokluğu değil, siyasal kutupların çokluğu ve bunların arasındaki ideolojik mesafenin fazlalığıdır.

Rejim üzerinde uzlaşma oldukça düşüktür ve bu durum istikrarsız hükümetlere, sık sık değişen kabinelere sebep olmaktadır. Hükümetler genellikle sisteme temelden karşı olan iki üç partinin dışında merkez partilerin koalisyonları ile ortaya çıkabilmektedir. (Örnek: İtalya)45

3. Atomlaşmış parti sistemi: Büyük ölçüde aşırı kutuplaşmış çok parti sisteminin özelliklerine sahip olmakla birlikte kırılmaları ve savrulmaları en uç nokta yaşayan siyasal sistemlerde gözlemlenmektedir. Asya ve özellikle Afrika ülkeleri bu kategoriye örnektir. Çok sayıda, fakat kristalize olmamış partilere sahip bu ülkeler, tek parti ile aşırı çok parti sistemleri arasında gidip gelirler. Bu durumun temel sebebi ise bu ülkelerin sosyal yapılarındaki derin bölünmeler ve çatışmalardır;

atomlaşma derecesinde her bir bölünme politik temsil olanağı arar, kurumsallaşma düzeyi buna fazla imkan vermediği için, tek bir parti etrafında toplanma söz konusu olur, ancak bir müddet sonra yeniden atomlaşmaya dönülür.46

45 Akartürk,2010, 99-101.

46 Sarıbay,2001.