• Sonuç bulunamadı

KUR'AN-I KERĠM'E GÖRE AĠLE HAYATINDA VE SOSYAL HAYATTA ERKEK

1. AĠLE HAYATINDA ERKEK

1.3. EĢ Olarak Erkek

Kur‟an-ı Kerim‟de Allah (cc), “iki eĢi; erkeği ve diĢiyi yaratan”335

ifadesi ile sadece insanı değil tüm canlıları iki eĢten yarattığını belirtmiĢtir. Bu ayetin son kısmında ise “belki düĢünüp ibret alırsınız”336

buyruğundan eĢ kavramı üzerinde değerlendirme yapmaya, düĢünmeye ve bu konuda insanları bilinçlendirmeye sevk etmiĢtir. Kur‟an-ı Kerim, eĢleri tanımlarken “Onlar size örtüdürler, siz de onlara

örtüsünüz”337

buyurmuĢtur.

Kur‟an-ı Kerim‟de ayet-i kerimelerde zevc kelimesi eĢ anlamında kullanılmıĢtır. Bu kelime bir insan için kullanıldığında, karı ve kocayı, hayvanlar için kullanıldığında ise diĢi ve erkek cinslerinden birisini ifade etmektedir. Bu anlamı ile kelime ayetlerde daha çok kadın ve diĢi anlamları ifade etmek için kullanılmıĢtır.338 Zevc kelimesi ayet-i kerimelerde; nikâh, talak, ölüm, miras vb. kavramlarla birlikte düĢünülmüĢtür. Zevc kelimesi tek ve ferdin zıddı olarak, zevc (çift) veya ferd (tek) anlamlarında eĢlerden birini iĢaret etmek için ya da iki çift olan ve birbiri ile iliĢkili olan her Ģey ister aynı olsun isterlerse zıt olsunlar onlara zevcan, onlardan her birine ise zevc denilmiĢtir. Bu anlamda zevcan ikiyi, zevc de teki ifade eder. Arapçada bir çift güvercin için zevcâ hamâm ifadesi kullanılır. Allah (cc) Kur‟an-ı Kerim‟de; “erkek ve diĢiden ibaret olsun çifti (zevceyn) o yarattı” buyurmuĢtur.339

Kelime, benzer anlamında da kullanılmıĢtır.340 Kelime, tekil olarak kullanıldığında ise çifti oluĢturan ikilinin birisi anlamında, tanımladığı nesne olarak çiftin her ikisini de ifade etmektedir. Zevc kelimesi, Kur‟an-ı Kerim‟de 81 kez geçmektedir. Kelime 5 yerde 335 Necm 53/45. 336 Zâriyât 51/49. 337 Bakara 2/187. 338

Bakara 2/25, 35, 234, 240; Âl-i Ġmrân 3/15; Nisâ 4/1, 12, 20, 57; En‟âm 6/139; Âraf 7/189; Tevbe 9/24; Ra‟d 13/ 23, 38; Nahl 16/72; Tâ-hâ 20/117; Enbiya 21/90; Nûr 24/6; Furkan 25/74; ġuara 26/166; Rûm 30/21; Ahzâb 33/4, 6, 28, 37, 50, 52, 53, 59; Yasin 36/56; Zümer 39/ 6; Mü' min 40/ 8; ġura 42/ 11; Mümtehine 60/ 11; Teğabün 64/ 14; Tahrîm 66/ 1, 3, 5; Meâric 70/30,

339

Necm 53/45.

340 Ezherî, Tezhibu‟l-Luga, XI/151-155; Cevherî, es-Sıhâh, 1/320. Ġsfahanî, el-Müfredât, ss. 384-385; Ġbn Manzur, Lisânu‟l-Arab, II/291; Zebîdî, Muhammed b. Muhammed, Tâcu'l-Arûs Min Cevahiri‟l-Kamus, I-X, Matbaatu‟l-Hayriye, Mısır 1306 h., II/54.

fiil yapısında, 17 yerde tekil anlamında, 7 yerde ise zevcân (ikili) anlamında, 52 yerde de ezvac çoğul yapısında ve isim formunda geçmektedir. 341

Ġnsan dıĢındaki varlıklar için eĢ kelimesi, birlikte var olma anlamında kullanılmıĢtır. Ġnsan için ise eĢ kelimesinin iĢaret ettiği anlam, birlikte var olmanın üzerinde dünya imtihanını birlikte verileceği bir arkadaĢ olarak tanımlanmıĢtır. Yani insan için eĢ, her iĢin birlikte görüleceği ortak olarak tanımlanabilir.342

Ayet-i kerimelerde eĢ ile birlikte hareket edilmesine yönelik ifadeler yer almıĢtır. Örneğin; “Ey Âdem! Sen ve eĢin cennete yerleĢin”343

ifadesinde insan türü daha dünya hayatına baĢlamadan eĢlerin birlikte hareket etmesine vurgu yapılmıĢtır. YaratılıĢ gününden kıyamet gününe kadar; “kendisiyle huzur bulması için”344

Allah (cc) insanı eĢi ile yaratmıĢtır.

Mısırlı kadın müfessir, AiĢe Abdurrahman, Kur‟an-ı Kerim‟de geçen zevc kelimesini; “Kur‟an, karı koca arasındaki ailevi münasebeti maddi ve manevi bir uyum hali olarak tanımlamaktadır” açıklaması ile anlamlandırmıĢtır. Kur‟an-ı Kerim, karı-koca arasındaki bu uyum halinin devam ettiği ailelerde kadının zevc kelimesiyle uyumsuzluk olduğu durumlarda ise imrae kelimesi ile zikretmektedir. AiĢe Abdurrahman, Kur‟an-ı Kerim‟deki kelime ve kavramlarının sadece lügat anlamı ile anlaĢılamayacağını, Kur‟an-ı Kerim‟in anlam bütünlüğü ve nüzul sebepleri ile birlikte anlaĢılmasının daha doğru olacağını ifade etmiĢtir. Kelime Kur‟an-ı Kerim‟de üç yerde koca anlamı ile kullanılmıĢtır.345

Bu ayetlerde de zevc kelimesi yukarıda ifade edilen bağlamda kullanılmıĢtır. Kelime ayet-i kerimelerde karı-koca hukukunu açıklamak anlamında kullanılmıĢtır.346

Hz. Peygamber (sav)‟in eĢlerine karĢı davranıĢlarını değerlendirmek günümüz insanına neler kazandıracağını düĢünmemiz gerekmektedir. Zamanın değiĢebilen Ģartlarına karĢın, Hz. Peygamber (sav)‟in örnekliğine uygun hareket

341 Abdulbaki, Muhammed Fuad, Mu‟ cemu‟l-Müfehres li Alfazi‟l- Kur‟an, Ġstanbul 1984/332-334.

342

Martı, Huriye; “Ġdeal Bir EĢ Olarak Hz. Peygamber”, Kutlu Doğum Haftası Tebliğleri, Balıkesir, 2009, s. 5.

343 Bakara 2/35.

344 A‟râf 7/189; Rûm 30/21.

345 Bakara 2/230, 232; Mücadele 58/1.

346

ġâtî, ÂiĢe b. Abdurrahman, et-Tefsiru‟l-Beyânî li‟l-Kur‟âni‟l Kerim, I-II, Dâru‟l Meârif, Kahire, 1990, II/223; Koç, Mehmet Akif, Bir Kadın Müfessir AiĢe Abdurrahman ve Kur‟an Tefsirindeki Yeri, ġule Yayınları, Ġstanbul 1998, s. 65; Erten, Mevlüt, “Kuranda zevc kelimesi ve Türkçeye çeviri sorunu”, Ekev Akademi Dergisi, yıl, 7, S. 17, 2003, ss. 50-51.

etmek, günümüzde çekiĢme ve mücadele alanı haline getirilmiĢ aile kurumunun yeniden insanının cenneti olmasını sağlayacak bir yapıya kavuĢmasına öncülük edecektir. Çünka Hz. Peygamber (sav)‟in eĢlerine karĢı sevgi, merhamet ve nezaketine iliĢkin sayısız örnekleri bulunmaktadır. Bu örneklerin hepsini burada açıklamak mümkün olmamakla birlikte, Hz. Peygamber (sav)‟in bu davranıĢlarının zihinsel arka planını gösteren düĢüncesinin öğrenileceği birkaç kıssa değerlendirilecektir. Hz. Peygamber (sav)‟in “Dikkat edin! Sizin hanımlarınız

üzerinde hakkınız olduğu gibi, hanımlarınızın da sizin üzerinizde hakkı vardı”347

buyruğu karĢılıklı sorumluluklara ve eĢler arasındaki adalete iĢaret etmektedir.348

Hz. Peygamber (sav) evlenmeyi teĢvik etmiĢ, iyi huylu bir eĢi hazine olarak nitelendirmiĢ, ruhbanlığı tasvib etmemiĢ, eĢine iyi davrananların gerçek mü‟min olduklarını ifade etmiĢ ve eĢler arasında Ģiddeti yasaklamıĢtır.349

EĢler birbirlerine karĢı birer insan olduklarının bilinci ile saygı duymalıdırlar. Bu bağlamda Hz. Peygamber (sav) eĢlerini kendilerine özgü halleri ile kabullenmiĢ ve onlarla iliĢkisini buna göre ĢekillendirmiĢtir. Peygamberimizin (sav) bu davranıĢlarına Ģu örnekler verilebilir. Hz. AiĢe‟nin Rasülullah‟ın diğer eĢinden gelen yemek konusundaki kıskançlığını350

insanın doğasının bir sonucu olarak görerek yadırgamamıĢtır. Hz. Peygamber‟in eĢleri ile iliĢkisini belirleyen genel davranıĢı, onların kiĢilikleri ile barıĢık olmak, kimliklerine saygı duymak ve farklılıklarını kabul etmek Ģeklindedir. Bu örnekler de ve Hz. Peygamber‟in tavsiyelerinden anlaĢılmaktadır ki o eĢlerine karĢı davranıĢ ancak bir emanete gösterilecek kadar zarif ve nezaket sahibidir.

Dünyada neredeyse her Ģey alternatifli, erkekli ve diĢili olarak yaratılmıĢtır. Ġnsanlar erkekli, diĢili olduğu gibi ağaçlar, bitkiler de bu Ģekildedir. Bütün maddelerin temeli olan atomlarda da bu ikili yapı görülmektedir.351 “Sizi bir tek

candan yarattı, sonra ondan eĢini meydana getirdi ve sizin için davarlardan sekiz çift indirdi: (Deve, öküz, koyun, keçi) Sizi annelerinizin karınlarında üç karanlık içinde yaratmadan yaratmaya (aĢamadan aĢamaya) geçirerek yaratmaktadır. ĠĢte Rabbiniz Allah budur. Mülk O'nundur. O'ndan baĢka ilah yoktur. Nasıl (O'na kulluktan Ģirke)

347 Müslim, Hac, 147.

348 Bakara 2/228.

349

Buhârî, Nikâh, 1; Müslim, Ebû Dâvûd Zekât, 32; Müslim, Radâ, 64; Tirmizî, Nikâh, 2; Dârimî, Nikâh, 3; Tirmizî, Radâ, 11; Ġbn Mâce, Nikâh, 50; Ebû Dâvûd, Nikâh, 41.

350 Buhârî, Nikâh, 108.

çevriliyorsunuz.”352

Bu âyette insanın zevci, kendisinden yaratılmıĢtır açıklaması vardır. Allah‟ın, (cc) insanı bir tek nefisten yarattığı, o nefsin eĢini de kendisinden yarattığı buyurulmuĢtur. Müfessirlerin çoğunluğuna göre bu tek nefis, Âdem‟dir. Hz. Âdem‟in eĢi de kendisinin kaburga kemiğinden yaratılmıĢtır.353

Bu bilgilerden kadın ve erkeğin, aynı özden yaratıldığı sonucuna ulaĢılabilir.

Zevc kavramı, gramer kurallarına göre eril bir kelime olmasına karĢın, kavram olarak erkek ve diĢi için ortak kullanılan bir kelimedir. Ayette geçen nefsin Âdem olduğuna dair kesin bir iĢaret olmamasına karĢın, Havva kelimesi de Kur‟an-ı Kerim‟de geçmemektedir. Kur‟an-ı Kerim‟de nefs‟in ve ondan da zevci‟nin yaratılması konusunda ayrıntılı bilgi vermemiĢtir. Kur‟an-ı Kerim‟deki yaradılıĢ kıssasına göre Allah'ın (cc) insanoğlunun yaratılıĢı bir erkekle baĢlamıĢ ve insanoğlunun kökenini Âdem‟e atfetmiĢtir.354

M. Said ġimĢek, Allah‟ın (cc) önce Hz. Âdem‟i sonra da Havva‟yı yaratmıĢ olduğuna, buna göre kadının erkeğin bir parçası olmakla beraber yaratılma bakımından aralarında ontolojik bir üstünlüğün olmadığına dikkat çekmiĢtir. A‟râf Suresi'nde bu yaratılıĢ amacının Hz. Âdem ve Havva‟nın birbirlerinde sükûn bulmaları için olduğunu vurgulamaktadır. 355

Ayetlerde ikisi arasında bir ayırım yapılmamaktadır. Her ikisine birden hitap edilmekte olup, ikisi birlikte hata etmiĢ ve birlikte tevbe etmiĢ ve Allah‟da (cc), onların tevbelerini kabul etmiĢtir.356

Kur‟an-ı Kerim‟e göre; koca karısının maddi durumu ne olursa olsun, onun geçimini sağlamakla yükümlüdür. Zengin bir kadın, kocası yoksul da olsa evin masraflarına katkıda bulunma sorumluluğu taĢımaz. Mal ve mülkün evlilikten doğan ortaklığı söz konusu değildir. Eğer erkek karısının geçimini sağlamakta yetersiz kalıyorsa, kadın boĢanma talebiyle hâkime baĢvurabilir. Buna karĢılık eğer kadın baĢkaldırıyorsa, kocası da onun nafaka hakkını askıya alma hakkına sahiptir. Ġslâm‟a göre nafaka Ġslâm inancının temel unsurlarından birisidir.

Aile temelde eĢler (kadın-erkek) arasındaki uyuma dayanmaktadır. Bu nedenle eĢ seçimi yapılırken karakter yapıları itibariyle birbirine uyumlu ve

352 Zümer 39/6.

353 Ġbn Hanbel, Müsned, 16/276 (10446); Buharî, Enbiyâ,1 (3331); Müslim, Radâ, 65 (1468); Taberî, Câmiu‟l-Beyân, XXIII/193; Ġbn Mâce, Tâhâret, 77.

354 Wedûd Muhsin, Kur‟an ve Kadın, ss. 48- 49.

355 Ârâf 7/20-22.

kufüvvet357

halinde olmalarına dikkat edilmelidir. Aile, neslin devamı ve insanın sosyal yaĢamını sürdürmesinin fıtrata uygun pratiğidir. Bu nedenle aile kurulurken sadece dünyevi amaç ve beklentilerle değil, dünya hayatının bir imtihan vesilesi olduğu bilinciyle hareket edilmeli, eĢler birbirine bu bilinçle yaklaĢmalıdır. Aile üyeleri psikolojik, maddi, manevi vb. birçok ihtiyaçları noktasında ailesinde sükûn bulabilmelidir.

1.4. Kadının NüĢûzu KarĢısında Erkeğin Tutumu

NüĢûz kelimesinin lügat anlamı; yüksek yer, yüksek bir yerde olmak, yükselmek ve geçimsiz davranmaktır.358

NüĢûz kelimesi, aile iliĢkileri bakımından kavram olarak; eĢlerin birbirine karĢı olan ihtiyaçlarından müstağni olmaları, eĢlerin geçimsiz davranmaları ve birbirlerinden kopuk durmalarını ifade etmektedir. EĢlerden birisinin evlilik hukukuna uygun davranmaması nüĢûz kelimesi ile ifade edilir. Bu kavram incelenen konu hakkında olmak üzere iki ayet-i kerimede geçmektedir. Kadının nüĢûzu hakkındaki ayeti-i kerime; Nisa suresi 34. ayeti kerimedir. Nisa suresi 34. ayet-i kerimede “Allah‟ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılmasına bağlı olarak ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. Sâliha kadınlar Allah‟a itaatkârdırlar. Allah‟ın korumasına uygun olarak, kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. (Evlilik hukukuna) baĢkaldırmasından endiĢe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine baĢka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür” buyurmuĢtur.

Müfessirlere göre; kadının itaat etmesi gereken konularda muhalefeti,359 eĢine isyan etmesi360 ve itaatsizliği,361 büyüklük taslaması,362 nefret etmesi ve yüz

357 Küfüvvet; Kadın ve erkek arasında nikâh akti yapılacağında dini, ekonomik, sosyal konum bakımından denklik olmasının gözeltilmesine iliĢkin fıkhi terimdir.

358 Zeccac, Ebu Ġshak Ġbrahim b. Serî, Meâni‟l-Kur‟an ve Î‟rabuh, I-V, (thk: Abdulcelil ġelebî), Alemu‟l-Kutub, Beyrut 1988, II/48; Günay, Hacı Mehmet, “NüĢûz”, DĠA, XXXIII/303; Ġsfahânî, el-Müfredât, s. 493.

359 Taberî, Câmiu‟l-Beyân, V/40.

360 Suyûtî, ed-Durru‟l-Mensur, II/521.

361 Elmalılı, Hak Dini, II/560; ġankıtî, Muhammed el-Emin b. Muhammed, Advâu‟l-Beyan fî Îdâhi‟l-Kur'an, I-IX, Âlemu‟l-Kütüb, Beyrut ts, I/328.

çevirmesi,363

çağırınca gitmemesi,364 yumuĢak bir dille konuĢmaması,365 eve gelince onu ayakta karĢılamaması,366

eĢine huzur vermemesi,367 öfkelenmesi,368 önceki halini değiĢtirmesi,369

evlilik görevini yapmaması,370 kocanın eĢi hakkında ayet-i kerimede önerilen yaptırımları gerçekleĢtirmesine neden olacak yorumlardır. Ancak müfessirlerin bu tanımlamalarında herkes tarafından açıkça anlaĢılıp, net olarak tanımlanabilecek davranıĢlar olmadığı da değerlendirilmiĢtir. Müfessirlerin ifadeleri, yaĢadıkları dönemin ve toplumun kültür ve geleneklerinden kaynaklanan bakıĢ açılarını da yansıttığı söylenebilir. Diğer yandan, yatakların ayrılması tek eĢliliğin yaygın olduğu toplumlarda eĢlerden hangisine yönelik bir yaptırım olarak anlaĢılması gerektiğine iliĢkin değerlendirme yapılmamıĢtır. 371

Bu ayet-i kerimede ortak sorumluluk sahibi iki bireyden oluĢan evlilikte muhtemel problemlerin nasıl çözümlenebileceğine iliĢkin nasihatler verilmiĢtir. Bu ayet-i kerimede verilen nasihatler kadının evlilik hukukuna uygun davranmaması durumunda erkeğin çözüm için hangi yolları izleyeceğine iliĢkin bir klavuz Ģeklindedir. Ayet-i kerimeden; kadının nüĢûzu durumunda erkeğin sorunu görmezden gelme hakkı olmadığı anlaĢılmaktadır. Erkek bu durumda; önce eĢine öğüt vermesini, sonra yatakların ayrılmasını, kadın nüĢûzu devam ettirmesi durumunda dövmesini tavsiye etmektedir. Ancak kadınların nüĢûz olarak isimlendirilen davranıĢlardan vazgeçmeleri halinde eĢlerinin onlara yukarıda anlatılan Hz. Peygamber (sav) örneğinde olduğu gibi merhametli ve nezaketli davranmaları emredilmiĢtir. Ayet-i kerime ve Hz. Peygamber (sav)‟in tavsiyelerinden Ģu değerlendirmeyi de çıkarmak mümkündür. Ġslâm dini ailenin yıkılmasını, nikâh akdinin bozulmasını güç koĢullara bağlamıĢtır. Kadının nüĢûzu

363 Taberî, Câmiu‟l-Beyân, V/40; Suyûtî, ed-Durru‟l-Mensur, II/521; Ġbnü'l-Cevzi, Ebu‟l-Ferec, Cemaluddin Abdurrahman b. Ali, Tezkiratu‟l-Erîb Fî Tefsiri‟l-Garib, (thk: Ali Hüseyin el-Bevvab), I-II, Mektebetü‟l-Mearif, Riyad 1986, I/116.

364 ġevkânî, Fethu‟l-Kadîr, I/690; Cezâirî, Eyseru‟t-Tefâsîr, I/470.

365 Bıkâî, Nazmu‟d-Durer, II/252; ġevkânî, Fethu‟l-Kadîr, I/690.

366 Bıkâî, Nazmu‟d-Durer, II/251; ġevkânî, Fethu‟l-Kadîr, I/690.

367 Ġbnü'l-Cevzi, Zâdu‟l-Mesîr, II/74.

368 Sıddık Hasan Han, Fethu‟l-Beyan, II/369.

369 Ġbn AĢûr, et-Tahrir ve‟t-Tenvir, V/41.

370 Muğniye, et-Tefsîru‟l-KâĢif, II/316; ġankıtî, Muhammed el-Emin b. Muhammed, Edvâu‟l-Beyan fî Îdâhi‟l-Kur‟an, I-X, Âlemu‟l-Kutub, Beyrut ts, I/328.

durumunda erkeğe çözüm aĢamaları önerilmiĢtir.372 Elbette ki nüĢûz kavramı kapsamı bakımından ayrıntılı ve üzerinde müfessirler tarafından tartıĢmalar yapılmıĢ bir kelimedir. ÇalıĢmanın konusu ve sınırlılıkları yönünden sadece kadının nüĢûzu durumunda erkeğin ayet-i kerimeye göre izlemesi gereken yol üzerinde durulmuĢtur.