• Sonuç bulunamadı

BoĢanmada (Talak) Erkek

KUR'AN-I KERĠM’DE ERKEK

1. Cinsiyet Konusu ve Erkek

1.5. BoĢanmada (Talak) Erkek

Kelime anlamı serbest kalmak/serbest bırakmak, bağından kurtulmak/bağını çözmek olan talak, kavram olarak ise kocanın karısı ile arasındaki nikâh aktini belli sözlerle bozması, karısını boĢaması anlamında kullanılmaktadır.714

Kelimenin Türkçe karĢılığı boĢama ve boĢanmadır. Ġslâm, insanoğlunun yaratılıĢ ve fıtratına uygun olarak, toplum ve bireyin yararına evliliği teĢvik etmiĢtir. Ġslâm‟a göre evlilik aralarında birinci derece kan bağı bulunmayan kadın ile erkek arasında Ģartları hukuki düzenlemeler ile belirlenmiĢ bir akittir.715

Ġnsanın huzuru, neslin devamı, toplum yaĢamının uyumlu sürdürülmesi gibi temel yararlarına iĢaret edilerek Müslümanların evlenmesi istenilmiĢ ve evliliğin sürdürülmesi önerilmiĢtir. Ancak karı-koca arasında karĢılıklı saygı, sevgi ve huzur ortamının korunamaması durumunda evlilik aktinin sona erdirilmesi olan boĢanmaya izin verilmiĢtir. Kur‟an-ı Kerim‟in emir ve tavsiyeleri ile Hz. Peygamber (sav)‟in uygulamalarıdan boĢanmanın meĢru bir eylem olduğu anlaĢılmakta, ancak önemli ve geçerli bir neden bulunmadıkça evlilik aktinin sona erdirilmesinin tasvip edilmediği görülmektedir.716

Kur‟an-ı Kerim genelde eĢlerin birbirleri ile iyi geçinmeleri ve birbirlerinin kusurlarını değil olumlu yönlerini görmeye davet eden nasihatler vermektedir. Ayrıca boĢanmanın hoĢ karĢılanmayan bir iĢ olduğu da ifade edilmektedir.717

Kur‟an-ı Kerim, ailenin sürdürülmesi, nikâhKur‟an-ın devamKur‟an-ı için erkeğe kadKur‟an-ına göre daha fazla sorumluluk yüklemektedir. Hem evlilik aktinin kurulmasında hem de sağlıklı bir Ģekilde sürdürülmesinde erkeğe verilen rol, görev ve sorumluluk kadına verilen rol,

714 Cevherî. Es-Sıhâh, “tlk”, md., IV/1518; Ġbn Manzur, Lisânu‟l-Arab, “tlk” md., X/225.

715

Rûm, 30/21; Furkan, 25/74.

716 Bakara 2/228-232, 236-237, 24; Talâk 65/1-2; Buhârî, “Talâk”, 1-4.

717 Nisâ 4/19; Müslim, “Raḍâʿ”, 63; Ebû Dâvûd, “Talâk”, 3; Heysemî, Nûrettin Ali b. Ebî Bekr, Mecmau'z-Zevâid ve Menbe'u'l-Fevâid, Beyrut 1967, IV/335.

görev ve sorumluluğa göre daha yüksektir. ÇalıĢmanın ikinci bölümünde erkeğin aile içerisindeki görevleri ifade edilmiĢ ve erkek kavvâm olarak tanımlanmıĢtı. Bu tanımlamada erkeğin aile içindeki rolü: ailenin korunması, iaĢe ve ibatesinin sağlanması, merhametli ve müĢfik bir davranıĢ ile ailesine sahip çıkması istenilmiĢtir. Ancak bu aĢamalar baĢarı ile sürdürülemeyip, aile içi anlaĢmazlığın ortaya çıkması halinde Kur‟an-ı Kerim, evliliğin devamını sağlamaya yönelik baĢvurulması gereken tedbirler önermiĢtir. BoĢama yetkisi, özel istisnaları olmakla birlikte öncelikle erkeğe ait olduğundan, ailenin korunması hususunda alınacak tedbirlerde de öncelikle erkek sorumlu kılınmıĢtır. Erkekten, sorunlar baĢladığında hemen boĢanma gibi aceleci bir yönteme baĢvurulmaması istenmiĢtir. BoĢanma gerekçesi olabilecek sorunların çözümü için kadın ve erkeğin ailesinden birer hakem seçilmesi, hakemlerin karı-kocanın arasını bulmaya gayret etmesi, ailenin devamını sağlanması için çaba gösterilmesi istenmiĢtir.718

Ġslâm dini öncelikli tercih olarak evliliğin devamını ve insanın evlilik hayatında mutluluğunu esas almakla birlikte, anlaĢmazlık durumunda boĢanmayı da hayatın bir gerçeği olarak değerlendirmiĢtir. Kur‟an-ı Kerim, evliliğin sona erdirilmesi aĢamasında kadın ve erkeğin nasıl davranacağını, evliliğin sona ermesi ile bireylerin yaĢantılarını nasıl devam ettirecekleri, kendilerine haram ve helal olan hususların belirlenmesi konularında ilkeler belirlemiĢtir. Bu ilkelerin hayata geçirilmesinde erkeğe verilen görev ve sorumluluklar daha fazladır.719

Talâkla ilgili ayet-i kerimelerde boĢama yetkisinin prensip itibariyle erkeğe verilmesi ve boĢamanın mahkeme kararı olmadan erkeğin iradesi ile gerçekleĢebilmesi, kadın ve erkeğin ontolojisinden kaynaklanan farklılıklar ile açıklanmıĢtır. Erkeğe evlilik hayatında olduğu gbi boĢanma sürecinde de birinci derecede sorumluluk yüklenmiĢtir. Ancak her alanda olduğu gibi boĢanma alanında da erkeğe sınırsız bir yetki verilmemiĢtir. Erkeğin yetkisi ayet-i kerimelerle sınırlandırılmıĢtır. Bu sınırlandırmalarda hem dünyevi hem de manevi müeyyideler konulmuĢtur. Yetkinin kötüye kullanılması durumunda ise kadının hukuki yollara baĢvurma hakkı bulunmaktadır. Erkeğin boĢama hakkı ile ilgili Ġslâm dininin getirdiği yasa düzenlemeleri, -mehir ödeme yükümlülüğü, nafaka yükümlüğü,

718 Nisâ 4/34-35, 128.

çocukların iaĢesi720

vb- boĢanmanın kolaylaĢtırılmasına değil, zorlaĢtırılmasına yöneliktir. Manevi olarak ise erkeğe evliliği sürdürme için yapılan öneriler ve bu önerilerin uygulanması durumunda mükâfat vaadi evlilik akdinin sürdürülmesini sağlamaya yöneliktir. Nitekim Müslüman toplumların tarihinde toplum hayatı ve aile iliĢkileri genel olarak incelendiğinde boĢanma konusunda erkeğe verilen yetkinin boĢanmaları hızlandıran bir etken olmadığı, aksine keyfi boĢanmaları engelleyici bir iĢlevi yerine getirdiği görülmektedir. Ġslâm öncesi dönemde erkeğin boĢama yetkisini sınırsız ve kadını mağdur eden bir Ģekilde kullandığı, ayet-i kerimeler ile bu olumsuz uygulamalara son verildiği anlaĢılmaktadır.721

AnlaĢmazlık durumunda boĢanma sürecinde acele edilmemesi, geliĢmelerin zamana yayılarak, kadınların biyolojik özelliklerine göre belirlenmiĢ süreler ile beklenilmesi, bekleme döneminde temel yaĢam ihtiyaçlarının evlilik sırasındaki standartlara uygun olarak karĢılanması emredilmiĢtir. Sürenin bitiminde ise eğer anlaĢmazlıkların çözümüne yönelik olumlu bir geliĢme olmuĢ ise evliliğin sürdürülmesi, sürecin olumsuz iĢlemesi durumunda ise iyilikle boĢanılması istenmiĢtir.722

Kur‟an-ı Kerim, cahiliye döneminde gerek boĢama gerekse hanıma geri dönüĢlerin, hanıma zulüm için yapılması durumuna atıf yaparak her iki durumda iyiliğin esas alınmasını emretmektedir.723

Ġyiliğin esas alınması, eski karı-kocanın birbirlerinin kiĢilik haklarına saygı duyması, evlilik sırasında birbirleri hakkında sahip oldukları özel bilgileri boĢanma sonrasında evliliğin sırrı olarak muhafaza etmeleri, karĢılıklı olarak boĢanma sonrası yaĢamlarını olumsuz etkileyecek davranıĢlardan kaçınmaları olarak anlaĢılmalıdır. Müslüman erkek, boĢandıktan sonra boĢadığı eĢi ile arasındaki insan ve din kardeĢi olmaktan kaynaklanan dünyevi, manevi ve hukuki yükümlülüklerinin devam etmekte olduğunu unutmamalıdır.724

720 Talak 67/7.

721 Ġbn-i Kesîr, Tefsiru‟l-Kur‟ani‟l-Azîm, II/339; Beğavî, Meâlimu‟t-Tenzil, I/269; Huvvârî, Tefsiru Kitabillâhi'l-Aziz, I/217; Taberî, Câmiu‟l-Beyân, IV/125, 132; Cessâs, Ahkâmu‟l-Kur‟an, I/378; ZemahĢerî, el-KeĢĢâf, I/133; Maturîdî, Te‟vîlâtu Ehli‟s-Sünne, II/171; ġevkânî, Fethu'‟l-Kadîr, 155-156; Kurtubî, el-Câmi‟ li Ahkâmi‟l-Kur‟an, IV/57; Râzî, et-Tefsîru‟l-Kebîr, VI/106.

722 ReĢid Rıza, Tefsiru‟l-Kur‟âni‟l-Hakîm, II/381; Ġbn ÂĢûr, et-Tahrir ve‟t-Tenvir, II/403; Mevdûdî, Tefhîmu‟l-Kur‟an, I/179, 180; ġa‟râvî, Tefsiru‟Ģ-ġa‟râvî, II/990.

723

ReĢid Rıza, Tefsiru‟l-Kur‟âni‟l-Hakîm, II/387; Ġbn ÂĢûr, et-Tahrir ve‟t-Tenvir, II/406; AteĢ Yüce Kur‟an‟ın ÇağdaĢ Tefsiri, I/408; ġimĢek, Hayat Kaynağı Kur‟ân Tefsiri, I/249.

724 ReĢid Rıza, Tefsiru‟l-Kur‟âni'l-Hakîm, II/370; Ġbn ÂĢûr, et-Tahrir ve‟t-Tenvir, II/406; ġa‟râvî, Tefsiru‟Ģ-ġa‟râvî, II/999.

Ġslâm‟a göre; erkeklerin boĢanma konusunda öncelikli yetkisi bulunmakla birlikte bazı durumlarda kadınların da boĢanma talebi olduğu bilinmektedir. Kadının üzerinde anlaĢılan maddi bir bedeli erkeğe ödeme karĢılığında yasa hükmü ile boĢanma hakkına sahiptir.725

Bu boĢanma türüne muhalea adı verilmektedir. Kadının erkeğin kendisine hoĢ gelmemesi ya da hoĢ bir geçim temin edemediğini düĢünmesi durumunda bu hakkını kullanabildiği anlaĢılmaktadır. Kur‟an-ı Kerim, Müslüman erkeğe kadının boĢanma hakkını kullanması durumunda da Allah (cc)‟ın koyduğu sınırlara uyarak iyilikten ayrılmamasını emretmektedir. BoĢanma ister erkeğin yetkisini kullanması ile ister kadının talebi ile gerçekleĢsin taraflar arasında boĢanma sırasında anlaĢmazlık konusu olan mali düzenlemelerde iki tarafın da mağdur edilmemesine iliĢkin hem erkeğe hem de kadına yükümlülük verilmiĢtir.726

Ġslâm dininde istisnalar dıĢında erkeğe boĢama yetkisinin verilmesi, özellikle sekülerizmin yaygınlaĢması döneminde, kadın hakları ve feminist görüĢler bağlamında eleĢtirilmiĢtir. Bu eleĢtiriler temel olarak; ataerkil geleneğe dayalı olduğu, erkeğin kadından üstünlüğü öncülleri ile ifade edilmiĢtir. Esasen sekülerizm ve feminizm, batıda Saint-Paul‟un kadın düĢmanlığına yönelen bir anlayıĢ ile kurduğu Hıristiyanlık düĢüncesine karĢı geliĢen bir fikir hareketi olduğundan, kiliseye gösterilen tepkiler Ġslâm dininin uygulama pratikleri ve bütüncül bakıĢ açısı incelenmeden Ġslâm‟a da kalıp din karĢıtı düĢünce olarak gösterilmiĢtir.727 Diğer yandan Kur‟an-ı Kerim‟de kaldırılması emredilen Arap geleneklerine dayalı uygulamalar Ġslâm dinine isnat edilmemelidir. Bu isnatlarda belirtilen eleĢtirilerin aksine boĢanma ile ilgili konularda erkeğe yüklenen yükümlülükler ve kadının haklarının korunmasına yönelik hem hukuki emirler hem de tavsiye ilkeleri yukarıda açıklanmıĢtır. Ayrıca kadına boĢanma durumunda herhangi bir sorumluluk yüklenmediği de anlaĢılmaktadır. Ġslâm dininin genel yaklaĢımı gereği olarak sorumluluk ve hak birlikte değerlendirildiğinden erkeğe verilen haklar beraberinde maddi ve manevi sorumluluk yüklemektedir.728

725 Bakara 2/229; Atar, Fahrettin “Muhâlea”, DĠA, XXX/399.

726 Râzî, et-Tefsîru‟l-Kebîr, IV/107; Kurtubî, el-Câmi‟ li Ahkâmi‟l-Kur‟an, 4IV/76; Maturîdî, Te‟vîlâtu Ehli‟s-Sünne, II/165; Tabersî, Ebû Ali Fazl b. Hasen (548/1153), Mecma‟u‟l-Beyân fî Tefsîri‟l-Kur‟ân (thk. Ġbrahim ġemseddîn), I-X, Dâru‟l-Kütübi‟l-Ilmiyye, Beyrut, 1997, II/87.

727 Garaudy, Roger, Ġslam ve Ġnsanlığın Geleceği, Pınar Yayınları, Ġstanbul 2015, s. 49.

728 Ferruh, Ömer, el-Usratu fı‟Ģ-ġer'i‟l-Ġslâmî, (Çeviren: Yusuf Ziya Kavakçı), Sebil Yayınları, Ġstanbul 1969, ss. 196-204.

Ayrıca erkeğin karısını herhangi bir sebep olmaksızın boĢama yetkisine sahip olduğu, kadının hukuki bir korumaya sahip olmadığı eleĢtirileri getirilmiĢtir.729

Bu eleĢtiriler toplum ve aile yapısı ile erkeğin fıtrî özellikleri birlikte değerlendirilerek incelendiğinde hem sebepsiz boĢama yetkisinin Kur‟an-ı Kerim hükümlerine göre mümkün olmadığı hem de sebepsiz boĢama olarak anlaĢılabilecek, ancak gerçekte evliliğin sürdürülmesinin hikmetine uygun olmayan durumlarda boĢamanın gerçekleĢmesi durumunda erkeğe verilen sorumluluklar kadını mağdur etmemeye yöneliktir. Kadının ihtiyarlığı, çirkinleĢmesi vb. nedenlerle gerçekleĢebilecek boĢanmalar tarihin her devrinde ve her toplum yapısında gerçekleĢebilmektedir. Ġslâmın bu durumda vaz‟ ettiği hüküm, elbetteki sürdürülmesi mümkün olmayan evlilik birliğini Katolik nikâhındaki gibi bir zorlama ile taraflar arasında karĢılıklı zulme neden olacak hükümler değildir. Ayrılık kaçınılmaz hale gelmiĢ ise erkeğe kadını mağdur etmeyecek Ģekilde bir boĢanma süreci yönetmesi görevi verilmiĢtir.730

Erkeğin hiçbir hukuki merci ile muhatap olmadan boĢama yetkisine sahip olduğu iddiası doğru değildir. Tam aksine Nisa suresi 35. ayet-i kerimesinde “Eğer

karı-kocanın aralarının açılmalarından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. ġayet karı koca barıĢmak isterlerse, Allah onların arasını düzeltir”731

ifadeleri ile hakem görevlendirilmesi, Talâk suresi 2.

ayet-i kerimesinde ise “Ġddet müddetlerini doldurduklarında onları ya güzelce tutun

ya da güzellikle onlardan ayrılır. Ġçinizden âdil iki kiĢiyi de Ģahit tutun. ġahitliği de Allah için yapın” 732

emri ile boĢanmanın belirli kurallara bağlı olduğu anlaĢılmaktadır. Ayrıca Müslüman toplumlarda evlilik ve boĢanma süreçlerinin kayıt altına alındığı bilinmektedir. Osmanlı Devleti dönemide evlilik ve boĢanma durumları kadı sicillerine kayıt edilmiĢtir.

Ġslâmda talak hakkının erkeğe verilmesi, Ġslâm‟ın genel bütünlüğü içerisinde yetki ve mesuliyetleri bağlamında birlikte değerlendirilmelidir. Bu değerlendirme aynı zamanda boĢanma sonrası dönemi de kapsayan ve erkeğin boĢadığı karısının temel ihtiyaçlarını belirli bir süre karĢılaması ve evlilikten kaynaklı erkeğe yüklenen sorumlulukları yerine getirmesi ile birlikte anlaĢılmalıdır. BoĢanma hükümlerini

729

Arsel, ġeriat ve Kadın, s.385.

730 Ferruh, el-Usratu fı‟Ģ-ġer‟i‟l-Ġslâmî, s. 196.

731 Nisâ 4/35.

düzenleyen Kur‟an-ı Kerim ayetleri erkeğin üstünlüğünü ifade eden hükümler değil, erkeğin boĢanma durumunda sorumluluğunu açıklayan emirlerdir. Ayetlerde erkeğin mutlak ve sınırsız bir boĢama hakkına sahip olduğuna delalet eden en küçük bir imâ dahi yoktur. Hitapların erkeğe yönelik olması ise boĢanma sürecinde erkeğin muhatap olması ile ilgilidir. Kur‟an-ı Kerim‟de doğrudan boĢanma ile ilgili hükümleri belirleyen Talak suresi adı ile bir sure bulunmaktadır. Bu surede ve yukarıda izah edilen diğer ayet-i kerimelerde boĢanma hukuku belirlenmiĢtir. Müslüman erkeğe tüm bu boĢanma sürecinde ve boĢanma sonrasında kadının biyolojik ve psikolojik özelliklerine saygı gösterilmesi, apaçık bir hayâsızlık yapmıĢ olmadıkça ikametgâhından çıkartılmaması, boĢanmada erkeğin kadına yönelik hukuka saygı göstermesi, gebelik durumunda kadın ve çocuğunun ihtiyaçlarının karıĢlanması, bu ihtiyaçlar karĢılanırken erkeğin mali gücü nisbetinde sorumlu tutulması emredilmiĢtir. Müslüman erkek, ayet-i kerimelerde hem emir kipi ile hem de tavsiye ve nasihat kipleri ile karısına karĢı iyilik ve ihsan ilkeleri ile muamele etmesi hususunda görevlendirilmiĢtir. BoĢanma durumunda ise adalet, ihsan, insanlık ve din kardeĢliği hükümlerine göre, kadının hakkını vermesi noktasında bilgilendirilmiĢ ve bu emirlere uygun hareket etmenin mükâfat nedeni olduğu, emirlere aykırı hareket ederek kadını boĢama sürecinde Allah (cc)‟nın sınırlarına uymamasının karĢılığının ise ceza nedeni olduğu belirtilmiĢtir.